Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hayat, işte

Hayat İşte Böyle

Eski 08-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hayat İşte Böyle




Kırların arasında, kavurucu güneşin etkisini gösterdiği bir vakit, yeni kesilmiş taze çimen ve gelincik çiçeklerinin yaydığı o baş döndürücü enfes kokusunu içime çeke, çeke yürüyordum Hava sıcak olmasına karşın, yeşermiş ağaçları hafiften sallayan bir rüzgar esintisi etrafı biraz olsun serinletiyordu Dinlenmek için,patikanın az ilerisindeki kalın gövdeli bir çam ağacının altına oturdumBir süre Kırların arasında, kavurucu güneşin etkisini gösterdiği bir vakit, yeni kesilmiş taze çimen ve gelincik çiçeklerinin yaydığı o baş döndürücü enfes kokusunu içime çeke, çeke yürüyordum Hava sıcak olmasına karşın, yeşermiş ağaçları hafiften sallayan bir rüzgar esintisi etrafı biraz olsun serinletiyordu Dinlenmek için,patikanın az ilerisindeki kalın gövdeli bir çam ağacının altına oturdumBir süre kuş cıvıltıları eşliğinde, bulutların şekilden şekle girişini ve rengarenk uçurtmaların gökyüzünde süzülüşünü seyrettimBir ara göz ucuyla çevremdeki insanlara baktımHepsi de o kadar mutlu ve neşeliydi ki…Kimileri benim gibi gölgelik bir ağacın altına oturmuş pinekliyor,kimileri de getirdiği ufak tefek yiyecekleri aralarında kah gülüşerek,kah konuşarak afiyetle yiyorlardıBir an için içimde nedenini bilmediğim garip bir hüzün oluştuFakat bu hüzün,kafama yumuşak bir voleybol topunun çarpmasıyla son bulduBaşımı kaldırdığımda,10 yaşlarında,eli yüzü kirlenmiş,ayaklarının çeşitli yerlerinde çizikleri olan,zayıflıktan kemikleri çıkmış esmer tenli,siyah saçlı bir erkek çocuğunun dikildiğini fark ettimBir dakika boyunca dikkatle süzdüm onuŞaşkınlığımı anlamış olacak ki:



“Amcacım,topumu alabilir miyim?”dedi banaFakat konuşurken sesi,sanki derin bir çukurda mahsur kalmış bir insanın haykırışı kadar boğuk ve titrektiBu çocuğun neyin nesi olduğunu çok merak ediyordumFakat aklımdan geçirdiğim sorular adeta boğazıma düğümleniyor,bir türlü çıkmıyorduSonra cesaret edip:
“Senin adın ne?”diye sordumÖnce çocuk yüzüme dikkatle baktıSonra:
“Erkan” dedi banaAncak bakışları çok farklı,gizemli bir anlam taşıyorduDayanamayıp:
“Ailen nerede?”diye sordumFakat daha sonra sorduğuma çok pişman oldumÖnce gözlerini,sanki bir gerçeği öğrenmemi istemiyormuş gibi benden kaçırdıSonra işaret parmağıyla gölgelik bir ağacın altına oturmuş,piknik yapan insanları gösterdi
“İşte,orada oturuyorlar” deyip kestirip attıFakat sesinde kızgınlıktan çok pişmanlık ve suçluluk vardıYalan söylediğini hemen anlamıştımAma daha çok “Amcacım,topumu alabilir miyim?”dedi banaFakat konuşurken sesi,sanki derin bir çukurda mahsur kalmış bir insanın haykırışı kadar boğuk ve titrektiBu çocuğun neyin nesi olduğunu çok merak ediyordumFakat aklımdan geçirdiğim sorular adeta boğazıma düğümleniyor,bir türlü çıkmıyorduSonra cesaret edip:
“Senin adın ne?”diye sordumÖnce çocuk yüzüme dikkatle baktıSonra:
“Erkan” dedi banaAncak bakışları çok farklı,gizemli bir anlam taşıyorduDayanamayıp:
“Ailen nerede?”diye sordumFakat daha sonra sorduğuma çok pişman oldumÖnce gözlerini,sanki bir gerçeği öğrenmemi istemiyormuş gibi benden kaçırdıSonra işaret parmağıyla gölgelik bir ağacın altına oturmuş,piknik yapan insanları gösterdi
“İşte,orada oturuyorlar” deyip kestirip attıFakat sesinde kızgınlıktan çok pişmanlık ve suçluluk vardıYalan söylediğini hemen anlamıştımAma daha çok üzülmesini istemediğim için ben de konuyu orada kapattımBöylece çamura bulanmış topu da Erkan’a verdimO da çekimser bir tavırla teşekkür edip kalabalığın arasında gözden kaybolduBen de yine gökyüzündeki bulutları seyredip,hayallere daldımErkan olayını biraz olsun kafamdan atmak istiyordumAncak çocuk kalbimin derinliklerinde öyle bir iz bırakmıştı ki onu düşünmeden edemiyor,aklımdan bir türlü çıkaramıyordumErkan’ın söyledikleri üzerinde bayağı kafa yordumYoksa bu çocuğun ailesi yok muydu?Yine merakıma yenik düştüm ve oturduğum yerden kalkıp çocuğun bana gösterdiği insanlara doğru yürüdümOnun hakkında bir şeyler öğrenebilmem için iyi bir fırsattı bu
Birkaç kez öksürdüm
“Affedersiniz?Sakıncası yoksa size bir şey sormak istiyorumMerak etmeyin,fazla vaktinizi almayacağım” diyerek söze başladımAğırbaşlı ve sempatik görünmeye özen gösteriyordum
“Ne demekSize nasıl yardımcı olabilirim?”
Adamın bu davranışı konuşmam için bana güç aşılamıştıArtık kendimi onun yanında daha rahat hissediyordumYaklaşık olarak 50 yaşlarındaydıBıyığı ve saçları hafif kırlaşmıştıÜzerinde kahverengi pardesü bir ceketi altında da yeni ütülenmiş bir pantolonu vardıGömleği ise biraz kırışmıştıSıcakkanlı ve sempatik tavırları adeta insanı kendine hayran bırakıyordu
“E,şey esmer tenli,siyah saçlı bir çocuk gördünüz mü acaba?Adı şeydi…”
Adam sabırsızlıkla sözümü kesti
“Erkan mı?O çocuğu tanıyorum”
“Evet,Erkan” dedimÇocuğu tanımış olmasına epey sevinmiştim
“O nasıl bir çocuk?Yani ailesini sorduğum zaman sizi işaret ettiBen de…”
Adam derin bir iç çektiSonra gözleri dolduKonuşmakta zorlandığı her halinden belliydi
“Yazık!Erkan’a çok acıyorumZavallıcık sokaklarda tek başına dolanıyorSoğuk gecelerde de boş bir arsadaki yıkık dökük barakada uyuyorAnnesi ve babası büyük bir yangın sonucu hayatını kaybetmişDaha 5-6 yaşlarındaymış öksüz kaldığı zamanHayatını devam ettirebilmek için önce kendine küçük bir ev aramaya başlamışFakat bulamayınca çareyi boş arsadaki küçük bir barakada yaşayarak bulmuşDaha sonra kendine çalışabileceği bir iş aramaya başlamışKasaptı,berberdi derken en son bana geldi,manavımda yerleri süpürmek için iş istediOnun o halini görünce dayanamadım,yüreğim parçalandıKüçüktü ama yine de işimi görebileceğini düşündümVe onu yanıma çırak olarak aldımHer günün sonunda çaktırmadan kesesine fazladan para koyuyordumKarnını doyuruyordu ama gün geçtikçe güçsüzleştiğini hissediyordumYüzü ilk başladığından daha solgunduDurmadan öksürüyorduHatta onu evlat edinip bakmayı bile düşünmüştüm ama kabul etmeyeceğini biliyordumBir gün onu yanıma çağırdımDoktora gitmesi gerektiğini söyledimHiç itiraz etmediBeraber hastaneye gittikÇeşitli testler yapıldıSonuçta kan kanseri olduğu ortaya çıktıYapılacak bir şeyin olmadığını,yaşamak için az bir zamanının kaldığını, her şey için çok geç kalındığını söylediMahvoldumİşte tüm hikaye bundan ibaretEğer yardımcı olabildiysem ne mutlu bana”
Adamın yaptığı konuşma beni öyle derinden etkiledi ki bir süre hiç konuşamadımOlanlara hala inanamıyordumBir an için o çocuğa yardım etmek geçti içimdenAma nasıl yardım edebilirdim?Üstelik gurur yapıp kabul de etmezdiBiraz sonra saatimin öttüğünü fark ettimEve çok geç kalmıştımHem de bana yardımcı olan adamı ve karısını bekletmiştimTabi kibarlıklarından git diyemedikleri için sadece yüzüme bakıyorlardıHemen izin isteyip evimin yolunu tuttumHava biraz serinlemişti ama güneşin gün boyunca verdiği sıcaklık hala hissediliyorduYapraklar rüzgarla birlikte hafiften sallanıyor sanki ağaçlar bir o yana bir bu yana doğru hareket ederek mutluluklarını belli ediyorduGüneş de yorulup vadilerin arkasındaki yerini almaya başlamıştı bileÖyle güzel bir manzara vardı ki karşımda dayanamayıp izlemeye koyuldumGüneş iyice battıktan sonra ben de evime gittimArtık dışarıda sadece sallanan yaprakların hışırtısı,ve cırcır böceklerinin ötüşleri duyuluyorduEvime girdiğim zaman kendimi direk yatağa attımZaten pek de aç değildimGözümü kapadımAdamın anlattığı acıklı hikayeden ve çocuğun bende bıraktığı derin izden olsa gerek bir türlü gözüme uyku girmediUyusam bile geceleri 1-2 saat arayla kabuslarla uyanıyordumEn sonunda sabahı ettimGöz kapaklarımın altı uykusuzluktan şişmiş gözlerim adeta kan çanağına dönmüştüBu halde çalışmaya nasıl gideceğimi kara,kara düşünüyordumAma yapılacak bir şey yokMecbur iş yerine gittimÖnce patronun odasına uğradımBeni görünce epey şaşırdıHerhalde bir günde nasıl bu kadar canavarlaştığımı düşünüyorduÇeşitli evrakları ararken göz ucuyla da çaktırmadan bana bakıyorduTam odasından çıkacakken beni geri döndürdü ve sanki patronu değilmiş de iyi bir dostuymuşum gibi benimle konuşmaya başladı
“Muratçığım otur bakalım burayaDeminden beri seni seyrediyorumBir sıkıntın var gibi gözüküyorBunu benimle paylaşıp rahatlamak ister misin?” dediSesini güven vermek istercesine yumuşattıAslında paylaşıp rahatlamak istiyordum ama bir yandan da:”Bir çocuk için bu kadar üzülmeye değer mi hiç?” demesinden korkuyordumEn sonunda dayanamadım adamın bana anlattıklarını aynen aktardımO da epey üzüldüTeselli etmek istiyordu ama bu durumda söylenecek söz pek yoktuBana elinden gelen tüm maddi ve manevi yardımı yapacağını söyledi1 saat kadar konuşmuşuzHemen işimin başına geçip evrakları hazırlamam gerekiyorduAncak patron bugün bana özel izin tanıdıEve gidip iyice dinlenmemi ertesi günü de rahatlamış bir biçimde işlerimi yapmamı söylediKafamı dinlemeye ihtiyacım olduğundan bu teklifi çekinerek de olsa kabul ettimBu konuşmadan sonra kendimi biraz daha rahatlamış hissediyordumSokaklarda boş,boş gezinirken manava geldiğimi Erkan’ın sesiyle fark ettimHemen tanıdım onuSanki yüzü düne göre biraz daha solmuştuŞöyle bir merhaba deyip geçecektim ama ne kadar gitmek istediysem de adam çay içip sohbet etmem için beni zorladıEn sonunda ben de onu kırmadımBiraz havadan sudan konuştukErkan bir yandan etrafı süpürüyor bir yandan da konuşulanları duymaya çalışıyorduYanımızda olduğu için konuşamıyordum bir türlüOnu evlat edinmek istediğimi söyleyecektimErkan da rahat konuşamadığımı anlamış olacak ki Hasan Ağabey’den biraz dolaşmak için izin istediO gidince ne yapmak istediğimi anlattımAncak konuşmaya o kadar dalmışım ki Erkan’ın bizi gizli,gizli dinlediğini fark edemedimMeğerse hep kapıdaymışİşin kötüsü hastalığını ve kısa sürede öleceğini de öğrenmişBunu daha sonradan anladımKonuşmamız bitince Erkan da tesadüfen gezmeden dönüyormuş gibi yaptıHasan Ağabey onu yanına çağırdı ve ona onu evlat edinmek istediğimi anlattıErkan da kuşkulu gözlerle bir bana bir Hasan Ağabey’e bakıyorduHerhalde bana tam olarak güvenemiyorduTartışmaya bir son vermek için kabul ettiBöylece artık onun bir evi,benim de bir çocuğum olduMutluydum ama Erkan mutlu değildiOnu ne yapsam neşelendiremiyordumBu kadar üzgün olduğunu başka nedenlere bağlıyordumKarnını doyuruyor,hep ilgileniyordumAma yine de mutlu edemiyordumBu sefer kendime kızmaya başladımBir çocuğu bile mutlu edemiyorum diyeAradan biraz zaman geçtiGünlerden bir gün işten döndümAncak Erkan evde yoktuDeli gibi Hasan Ağabey’in manavına koştumFakat akşam olduğu için çoktan dükkanı kapatmıştıNerede olabilir diye dört döndümAramadığım ev,sormadığım insan kalmadıEn sonunda birilerinden Hasan Ağabey’in oturduğu evin adresini aldımKapıyı çaldımAçan hanımı Sıdıka’idiBu saatte beni görmeyi beklemiyordu herhaldeHasan Ağabey’i sordumBana hastanede Erkan’ın yanında olduğunu söylediO zaman şimşek çarpmışa döndümKorkudan dizlerimin bağı çözülmüştüTeşekkür edip hastaneye gittimBeni Erkan’ın odasına götürdülerİşte orada yatıyordu zavallımDurmadan anne ve babasını sayıklıyorduAteşler içerisindeydiHemen yanı başında da Hasan Ağabey duruyorduAniden fenalaşınca manavı erken kapatmak zorunda kalmış ve onu bir ambulans ile hastaneye götürmüşBiraz onunla yalnız kalmak istediğimi söyledimÖyle olunca Hasan Ağabey dışarı çıktı ben de Erkan ile baş başa kaldımSolmuş yüzünü bana çevirdiÖyle hasta bakıyordu ki göz yaşlarıma hakim olamadım ve ağlamaya başladımArtık umurumda bile değildiBana güven vermek istercesine elimi sımsıkı tuttuElleri titriyorduSon anlarını yaşadığını hissettimBir iki konuşmaya yeltendiAma hali yoktuEn sonunda tüm gücünü topladı ve konuşmaya başladı
“Siz Hasan Ağabey ile konuşurken kulak kesildim,dinledimÖlecek olduğumu öğrendiğim zaman yıkıldımSürekli bunu düşündümEn sonunda hastanelik oldumYine de sizinle yaşadığım için çok mutluydumBana elinizden geldiği kadar yardım ettinizKarnımı doyurdunuz,ilgi gösterdiniz kısacası beni kendi çocuğunuz gibi sevdinizBunun için size çok teşekkür ediyorumSizi ilk gördüğüm zaman yalan söyledimÇünkü diğer insanlar gibi öksüz olduğum için beni dışlayacağınızı düşündümAma daha sonradan ne kadar yanıldığımı anladımBeni hiçbir zaman unutmayın” dedi ve elimi birden bıraktıSonra kalp atışlarını ölçen aletin sesini duydumHiç susmayan bir sesti buAcıyla gözlerimi yumdumŞimdi o ,su almadığı için solan bir çiçek gibi hayata gözlerini yummuştuO günden sonra ne zaman esmer tenli siyah saçlı bir erkek çocuk görsem hep Erkan aklıma gelir,hüzünlenirim


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.