Medikal Görütülemede Radyasyon Sorunu |
08-13-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Medikal Görütülemede Radyasyon SorunuAnkara Üniversitesi (AÜ) Nükleer Bilimler Enstitüsü araştırmacıları, Türkiye'de bazı sağlık kuruluşlarında ''medikal görüntüleme cihazları bilgisayarlı tomografi, anjiyografi ve mamografilerde radyasyonun uluslararası standartların üzerinde kullanıldığını'' tespit etti Bu ölçülerdeki radyasyon değerlerinin, çok düşük olasılıkta da olsa kanser ve bazı hastalıkların riskini artırabileceğini belirten araştırmacılar, cihazların kalibrasyonunun düzenli olarak yapılması ve incelemeyi yapan hekimlerin uygulamalı eğitimlerinin arttırılması uyarısında bulundu AÜ Nükleer Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof Dr Doğan Bor, 3 yıl önce üniversite bünyesinde kurulan enstitünün Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) ortaklığıyla çalışmalarını sürdürdüğünü anlattı Özellikle ''medikal fizik'' ve ''radyasyon sağlığı'' konularında eğitimler düzenleyen ve araştırmalar yapan enstitünün, geriye dönük radyasyon ölçümleri yaptığını dile getiren Bor, ''Enstitümüzde herhangi bir radyasyon kazası sonucunda alınacak radyasyon kişinin diş minesinden bile saptanabiliyor'' diye konuştu RADYASYON DOZU HASTAYA GÖRE AYARLANMALI Türkiye'de çeşitli kuruluşlardaki cihazların görüntü kalitelerini ve radyasyon dozlarını son 8 yıldır araştırdıklarını anlatan Bor, ''bazı merkezlerde hasta ve çalışanların aldıkları radyasyon dozlarının uluslararası sınırlara göre 3-5 kat daha fazla olduğu durumlara rastladıklarını, merkezlerde kabul edilemeyecek kalitede film çekimlerinin yapıldığını'' söyledi, araştırmanın sonuçlarına ilişkin şu değerlendirmede bulundu: "Bu değerler uluslararası referans doz seviyelerinin çok üzerinde Bu durum, hastanelerde bu cihazların bilinçsiz kullanımından, kalite kontrolü ve gerekli kalibrasyonlarının yapılmamasından, inceleme esnasında radyasyon korunumuna yönelik önlemlerin gerektiği kadar alınmamasından kaynaklanıyor Bu cihazları yetişmiş teknik elemanlar kullanmıyor Türkiye de cep telefonu kullanılması nedeniyle bazı hastalıkların riskinin artabileceğini iddia edenler, medikal uygulamalarda çok daha yüksek miktarlardaki radyasyonun olası etkilerini gözardı ediyor'' RADYASYON EĞİTİMİ ARTMALI Bor, ''Türkiye'deki bazı kardiyologların ve radyologların anjiyografi cihazlarının kullanımı konusunda yeterince eğitilmediklerini'' dile getirerek, ''Avrupa ülkeleri ve ABD'de radyasyonla ilgili yeterli eğitim almayan bir kardiyologun anjiyoya giremeyeceğini'' söyledi Bor, ''Türkiye'de bu eğitimlerin başlaması için merkezlerden talep gerekiyor Biz enstitü olarak bu eğitimleri isteyen kuruluşlara veriyoruz'' dedi Radyasyon kullanılan görüntüleme cihazlarında ''iyi kullanım'' ile ''kötü kullanım'' arasında 10 ya da 20 kata ulaşabilen doz değişiminin bulunduğunu belirten Bor, ''Hasta kiloluysa iyi görüntü alabilmek için radyasyon da yüksek veriliyor ama maalesef o doz, bilinçsiz bir şekilde bir çocuğa da verilebiliyor'' diye konuştu Bor, medikal cihazlar ve dozimetre üzerinde yaptıkları araştırmaların uluslararası bilimsel dergilerde de yayımlandığını bildirdi RADYASYON VE KANSER İLİŞKİSİ Prof Dr Bor, ''medikal teşhislerde kullanılan radyasyonun, kansere neden olma riskinin günlük hayattaki diğer risklere göre çok daha düşük olduğunu'' söyledi ''Yetişkin bir insanın akciğer filmi çektirmesi durumunda 200 binde bir olan kanser riskinin, kalp anjiyosu ya da tomografi incelemesinde 4-5 binde 1'e çıktığını'' anlatan Bor, ''Bazı özel hastanelerde hastalar kapıdan girer girmez 'haydi tomografiye' deniyor Oysa tomografideki etkin doz tüm diğer incelemelerde alınan dozların çok üstünde'' dedi Uluslararası bilimsel kuruluşlarından biri olan The New England Journal of Medicine'ın iki yıl önceki araştırmasında, ''Hiroşima'ya atılan bombanın etkisi altında kalan insanlarda kanser riskinin 50 mSv üzerinde artmaya başladığını'' bildirdiğini dile getiren Bor, ''Bu doz, yaklaşık olarak peş peşe yapılan 2 ya da 3 bilgisayarlı gövde incelenmesinde alınan dozlara eşdeğerdir'' diye konuştu Prof Dr Doğan Bor, ''artan kanser vakalarının nedeni olarak radyasyonun başlı başına bir etken olarak gösterilmesinin de doğru olmadığını'' belirterek, ''Halen doğal nedenlerle kanser ölümleri yüzde 25 civarında, sağlık nedeniyle alınan radyasyon incelemelerinin kansere ilave katkısının yüzde 1 dolayında'' olduğunu kaydetti TEDBİRLER YETERSİZ Bor, ''konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı'nın tomografilerin belli aralıklarla çekilmesi gibi çeşitli önlemler almaya çalıştığını, ancak bu önlemlerin kolaylıkla aşılabildiğini'' söyledi Bazı hastanelerde de kalite kontrol uygulamalarının alınması konusunda ciddi adımların atıldığını anlatan Bor, şöyle konuştu: "Hastanın sağlığı önde gelir Biz gereksiz yere radyasyona maruz kalınmaması konusunu bir kez daha gündeme getiriyoruz Hiç şüphesiz ki tanısal radyoloji incelemelerinde önde gelen husus, alınan radyasyonun zararından çok yapılan incelemenin hastanın sağlığına olan yararıdır Ancak bir çocuğun başı ağrıyor diye hiçbir tetkik yapılmadan tomografi ya da bir başka X-ışın incelemesi yapılmasına karşı çıkıyoruz Hasta, bir bebek ya da bir çocuk olabilir Belki de bu çocuğun, ömrü boyunca 20 kez daha tomografiye girmesi gerekecek, dolayısıyla her bir incelemede hasta dozlarının asgaride tutulması gerekir'' Doğan Bor, ebeveynlere, ''Aileler, 'çocuğuma tomografi çekilmedi' diye de doktora serzenişte bulunabiliyor Anneler ve babalar tomografi çekilmesinin gerekip gerekmediği konusunda hekimlerinden gerekli bilgiyi alsınlar, böylece çocuklarını korusunlar'' uyarısında bulundu Kullanıcıların cihazlarının kalibrasyonu ve kalite kontrollerini sürekli yaptırmalarını isteyen Bor, enstitüde Türkiye'deki binlerce kişinin eğitilmesinin mümkün olmadığını, ancak eğitmenleri eğitilebileceklerini söyledi "Girişimsel incelemeler yapan radyologlar ve kardiyologlarla ilgili çalışmalarda bu grubun da büyük risk altında olduğunu'' ifade eden Prof Dr Doğan Bor, şunları kaydetti: "Bizim yaptığımız çalışmalar, girişimsel anjiyografi ve kardiyoloji incelemelerini gerçekleştiren radyolog ve kardiyologların en fazla doz alan grupta yer aldığını gösteriyor Uluslararası doz limitleri dikkate alındığı zaman, bazı kardiyologların günde en fazla 7, yeterli derecede korunanların ise 25 hasta incelemesinde bulunabileceklerini gösterdi Bu husus bazı kardiyolog ve radyologların kendilerini bile yeterli derecede korumadıklarını gösteriyor'' Girişimsel anjiyografi incelemelerinde karşılaşılan yüksek hasta dozlarının sadece kanser riskini arttırmakla kalmadığını belirten Prof Dr Bor, aynı zamanda cerrahi müdahaleye kadar gidebilecek doku hasarlarına ve cilt rahatsızlıklarına neden olabileceğini sözlerine ekledi SAĞLIK BAKANLIĞI'NIN GÖRÜŞÜ Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü Doç Dr İrfan Şencan, ''görüntüleme cihazlarındaki radyasyon değerlerinin hangi seviyede olması gerektiğinin uluslararası alanda da tartışıldığını, bunun bilimsel platformlarda ele alınması gereken bir konu olduğunu'' söyledi Asıl sorunun, yapılan tetkiklerin saklanmaması olduğunu anlatan Şencan, hastaların gereksiz yere radyasyon almamaları için, hekime yapılan başvurularda bir önceki tetkiklerin hastanın yanında götürülmesi gerektiğini bildirdi Şencan, ''Bu yapılmadığı zaman hastaların tekrar tekrar tetkikleri yapılmak zorunda kalıyor Bu da hem ekonomik kayba hem de hastaların fazladan radyasyon almasına yol açıyor'' dedi |
|