Sa’D Bin Ebi Vakkas Radıyallahu Anh |
08-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Sa’D Bin Ebi Vakkas Radıyallahu AnhSa’d bin Ebi Vakkas Radıyallahu Anh Ebu Vakkas lakaplı Malik bin Vehb’in oğludur Nesebi Kilab bin Mürre’de Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birleşir Sa’d’ın babası Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in annesi gibi Zühre oğullarındandır ve onunla amca çocuklarıdır Dolayısıyla Sa’d (Radıyallahu Anh)Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in: “İşte bu benim dayımdır kimin böyle bir dayısı varsa göstersin!”[1] dediği gibi dayısı sayılır İslâmiyeti kabullenen yedinci kişi olup Müslüman olduğunda 17 yaşındaydı Kendisi Aşerei Mübeşşere’den[2] ve Ömer (Radıyallahu Anh) ın halife tayini için seçtiği altı kişilik şûrâdandır[3] Ömer (Radıyallahu Anh) bu şûrâ heyetine: “Eğer halifelik işi Sa’d’a verilirse isabet olur Yok verilmezse halife olacak zât Sa’d’ dan yardım istemekten geri durmasın” demiştir[4] Künyesi Ebu İshak olan Sa’d (Radıyallahu Anh) kendi ifadesiyle “Allah yolunda ok atmış olan mücahitlerin ilkidir”[5] Bu şöyle olmuştur: Hicretin ilk yılında Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tarafından bir müfreze Ebu Süfyan idaresinde Şam’ dan dönen bir ticaret kervanının üzerine gönderildi Bu Mekke müşrikleri ile Muhacir Müslümanların ilk karşılaşması idi Bu ilk karşılaşmada da ilk oku Sa’d bin Ebi Vakkas (Radıyallahu Anh) atmış ve tarihe geçmiştir Sa’d (Radıyallahu Anh) hicret etti Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile Bedir’den itibaren bütün savaşlara katıldı Özellikle Uhud’da büyük yararlılıklar gösterip Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) i attığı oklarla koruyan ve: “At ey Sa’d! Anam babam sana feda olsun”[6] övgüsüne mazhar olan Sa’d (Radıyallahu Anh) Irak’ın fatihi ve aynı zamanda Sa’sânî Devleti’ni ortadan kaldıran meşhur Kâdisiye savaşının muzaffer kumandanıdır Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in muhafızlarından olan[7] Sa’d (Radıyallahu Anh)Ömer (Radıyallahu Anh) tarafından Kûfe’ye emîr olarak atanmış acemleri buradan çıkararak Kûfe’yi şehir haline getirmiştir Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tarafından hakkında: “Allah’ım! Sana dua ettiği vakit Sa’d’ın duasını kabul buyur”[8] diye duada bulunulması sebebiyle duası kabul olunan birisiydi Kûfe ehlinin bazısı Sa’d’ı halife Ömer (Radıyallahu Anh) a şikayet etmişlerdi Ömer (Radıyallahu Anh) meseleyi tahkik için birkaç kişiyi Kûfe’ye gönderip ahaliden Sa’d (Radıyallahu Anh) ın hâlini sordurdu Halkın hepsi onun için övgülerde bulundu Usame bin Katade isimli birisi ise: “Sa’d ordunun başına geçip harp etmez ganimeti eşit dağıtmaz ve hükmettiğinde adaletli hükmetmez” dedi Bunun üzerine Sa’d (Radıyallahu Anh): −“Ey Allah’ım! Bu kulun yalancı ise ömrünü uzat fakirliğini çoğalt ve fitnelere uğrat” diye aleyhine dua etti Sonraları bu adamın kendisi: −“Kocamış fitnelere uğramış birisiyim” derdi Ravi Abdulmelik onun hakkında şöyle dedi: −“Sonraları onu ben de gördüm yaşlılıktan kaşları gözlerinin üzerine sarkmış olduğu halde yollarda rast geldiği cariyelere sataşır onları çimdiklerdi”[9] Sa’d bin Ebi Vakkas (Radıyallahu Anh) hakkında birçok ayet inmiştir: 1 Sa’d (Radıyallahu Anh) Müslüman olunca annesi dininden dönmedikçe onunla konuşmayacağına yemeyeceğine ve içmeyeceğine yemin etti Bu hâlde üç gün geçince açlıktan bayıldı Böyle olunca Umare isimli oğlu annesine su içirdi Müteakiben annesi Sa’d’a beddua etmeye başladı Bunun üzerine Allah (Azze ve Celle): “Biz insana ana babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir Eğer onlar seni hakkında bilgin olmayan bir şeyi bana ortak koşman için zorlarlarsa onlara itaat etme Onlarla dünyada iyi geçin…”[10]mealindeki ayetleri inzal etti[11] 2 Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) büyük bir ganimet malı ele geçirmişti Sa’d (Radıyallahu Anh) onların içinde bir kılıç görmüş ve onu kendisine hediye etmesi için Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den rica etmiş buna kızan Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kılıcı yerine götürmesini emretmişti Sa’d (Radıyallahu Anh) kılıcı götürmüş ancak kılıcın cazibesine dayanamamış ve tekrar geri getirerek aynı ricayı tekrarlamıştı Bunun üzerine Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) daha şiddetli bir tarzla kılıcı yerine götürmesini emretti Müteakiben Allah (Azze ve Celle): “Sana savaş ganimetlerini sorarlar De ki ganimetler Allah’a ve Rasûlü’ne aittir…”[12]mealindeki ayeti inzal etti[13] 3 Şarabın haram kılınmasından önce Sa’d (Radıyallahu Anh) ı Ensar ve Muhacirlerden bir cemaat içkili bir yemeğe davet etmişti Yeme içme esnasında Ensar ve Muhacirler hakkında konuşuldu Sa’d (Radıyallahu Anh) Muhacirlerin Ensar’dan hayırlı olduğunu söyleyince aralarından birisi onun burnunu yaraladı Akabinde Sa’d Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) e gelip durumu anlatınca Allah (Azze ve Celle): “Ey iman edenler! Şarap kumar dikili taşlar fal ve şans okları şeytan işi birer pisliktir Bunlardan uzak durun ki felaha eresiniz”[14]mealindeki ayetini inzal etti[15] 4 “Sabah akşam sırf O’nun cemalini dileyerek Rablerine dua edenleri kovma Onların hesaplarından hiçbir şey sana ve senin hesabından hiçbir şey de onlara ait değildir Onları kovarsan zalimlerden olursun”[16]mealindeki ayet Sa’d bin Ebi Vakkas ve İbni Mes’ud (Radıyallahu Anhuma) nın da aralarında bulunduğu altı kişi hakkında nazil olmuştur[17] Ayrıca İslâm’da varisler dışında kalanlara vasiyet etme ve bunun ölçüsü Sa’d (Radıyallahu Anh) sebebiyle caiz ve malum kılınmıştır: Sa’d hastalandı Bu hastalığında onun sadece bir kızı vardı Ziyaretine gelen Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den malının tamamını vasiyet etmek için müsaade istedi Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kabul etmedi yarısını sadaka yapmak istedi onu da kabul etmedi Malının üçte birini teklif edince kabul etti ve: “Mirasçılarını zengin bırakman onları insanlara avuç açar fakirler halinde bırakmandan hayırlıdır” buyurdu ve böylece malın üçte birine kadar vasiyet caiz oldu[18] Fitne dönemlerinde tarafsız kalarak inzivaya çekilen bu büyük sahâbî 271 hadis rivayet etmiş[19] bunlardan 15’ini Buhârî ve Müslim ittifaken 5’ini Buhârî ve 18’ini Müslim münferiden rivayet etmiştir Kendisinden hadis rivayet edenlerin başında oğulları ile Aişe Kays bin Ebi Hâzim Said bin Müseyyeb Alkame Ebu Osman ve Mücahid gelir Ölüm döşeğinde: −“Ey oğul sana benden daha iyi öğüt vereni bulamazsın 1-Namaz kılmak istediğinde güzelce abdest al ve o son namazınmış da başka namaz kılamayacakmışsın gibi namaz kıl 2−Tamahkârlıktan kaçın çünkü o peşin fakirliktir 3−Kanaatkâr olmaya bak çünkü o zenginliktir 4−İş ve sözlerinde dikkatli ol Sonradan özür dilemek zorunda kalacağın her şeyden kaçın 5−Hayırlı olduğuna inandığın işi yap”[20] Şeklinde nasihat eden bu yüce sahâbî hicrî 55 senesinde 80 yaşını aşmış olduğu halde Medine dışında Akik mevkiinde vefat etmiş ve cenazesi buradan omuzlarda taşınarak Medine’ye getirilmiştir Mü’minlerin Anneleri’nden hayatta olanların da katılımıyla cenaze namazı kılınarak Aşerei Mübeşşere’nin ve Muhacirlerin sonuncusu olarak Cennetü’l-Bâki’ye defnedilmiştir Allah ondan razı olsun ve bizi kendisine komşu kılsın [1] Tirmizî 3998 [2] Tirmizî 3992 İbni Mace 133 [3] Buhârî 3460 Müslim 567/78 [4] Buhârî 3464 [5] Buhârî 3510 [6] Buhârî 3509 Müslim 2411/41 [7] Müslim 2410/39 [8] Tirmizî 3997 [9] Buhârî 764 [10] Lokman 14-15 [11] Müslim 2412/43 [12] Enfâl 1 [13] Müslim 1748/33 [14] Mâide 90 [15] Müslim 2412/43 [16] En’âm 52 [17] Müslim 2413/45 [18] Buhârî 2584 Müslim 2412/43 [19] Cevâmîu’s-Sîre 258 [20] Mu’cemu’l-Kebir 1/142 |
|