![]() |
Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram)Hayatta iken Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kur'an-ı Kerîm'de bu hususta herhangi bir delil mevcut olmamakla birlikte, Resulullah'ın sahîh hadisleriyle sabit olan bu ashabın Cennetlik oluşları, İslâm'ın genel prensipleri dahilinde gayet tabi bir olaydır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu büyük sahabilerin kendilerine has özellikleri vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamberlerden sonra insanların en üstünü Peygamberlerden sonra insanların en üstünü: Hz ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kavminden Peygamber gelecek Sabahleyin heyecanla uyanan Hz ![]() ![]() - Bu rü’yâ karışık rü’yâlardan biridir ![]() ![]() Fakat bu söz O’nu tatmin etmemişti ![]() ![]() Bir zaman sonra ticâret maksadıyla gittiği yerde, râhip Bahîra’ya rü’yâsını anlattı ![]() ![]() ![]() - Sen nerelisin? - Kureyş’tenim ![]() - Tamam ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() - Şimdi sen hemen memleketine dön! O’na ulaş! O’na vahiy gelmeye başladığında, git herkesten önce O’na îmân et! Hz ![]() ![]() - Peygamberlerin, peygamber olduklarına dâir delîlleri vardır ![]() Peygamber efendimiz buyurdu ki: - Peygamberliğime delîl, o rü’yâdır ki, bir Yahûdî âliminden ta’bîrini istedin ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine, Hz ![]() ![]() Aklıma yatmıyor “Baba ve dedelerimizin seçtiği din, hiç aklıma yatmıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resûlullah efendimiz de, aynı gece, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() - Yâ Resûlallah, müsâade ederseniz, yakın arkadaşlarımı da huzûrunuza getirip, onların da Müslüman olmalarını arzû ediyorum ![]() ![]() Arkadaşlarım dediği, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gelin îmân edin Hz ![]() - Bütün kâinâtın yaratıcısı olan Allahü teâlâyı bırakıp, niçin gidip, bu âciz putlara tapıyor, onlara yüz sürüyorsunuz ![]() Bunun üzerine müşrikler, hep birlikte üzerine yürüdüler ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Resûlullah, ne yapıyor, O ne hâldedir? O’na birşey oldu mu? Annesi Ümmülhayr sevinç içinde dedi ki: - Yavrum, bir şey arzû eder misin, yiyip içmek ister misin? - Anneciğim, ben Resûlullaha birşey oldu mu diye soruyorum ![]() ![]() - Evlâdım, vallahi, O’nun hakkında bir bilgim yok ![]() ![]() ![]() ![]() - Hayır anne! ![]() ![]() ![]() Annesi de îmân etti Annesi hemen gidip, Ümm-i Cemil’e durumu anlattı ![]() Daha sonra, annesi ve Ümm-i Cemil’in yardımıyla, yavaş yavaş Hz ![]() ![]() ![]() ![]() - Yâ Resûlallah! Bu benim annem Selmâ’dır ![]() ![]() Peygamber efendimiz duâ buyurdu ![]() ![]() Resûlullah efendimiz Mi’râca çıktıktan sonra, ertesi gün, Kâ’be yanında mi’râcını anlatınca, işiten müşrikler, inkâr edip, alay etmeye başladılar ![]() ![]() Müşrikler, “Tamam, bu defa bir koz yakaladık” diyerek Hz ![]() - Ey Ebâ Bekr! Sen çok defa Kudüs’e gidip geldin ![]() ![]() - İyi biliyorum ![]() ![]() Mi'râcınız mübârek olsun! Kâfirler bu söze sevindi ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() - Eğer O söyledi ise, inandım ![]() ![]() Kâfirler neye uğradıklarını anlıyamadı ![]() - Vay canına, Muhammed ne yaman büyücü imiş ![]() ![]() Hz ![]() ![]() - Yâ Resûlallah! Mi’râcınız mübârek olsun! Allahü teâlâya sonsuz şükürler ederim ki, bizleri, senin gibi büyük Peygambere, hizmetçi yapmakla şereflendirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Böylece Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beraber hicret ederiz Mekke’de müşriklerin, Müslümanlara yaptıkları baskılar ve işkenceler üzerine, Müslümanların çoğu, Resûlullah efendimizin izniyle Medîne’ye hicret etti ![]() ![]() - Sabreyle ![]() ![]() ![]() - Anam-babam sana fedâ olsun yâ Resûlallah! Böyle ihtimâl var mıdır? - Evet vardır ![]() Peygamber efendimizin bu cevapları, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer taraftan Medîneli Müslümanlar, ya’nî Ensâr, hicret eden Mekkelileri ya’nî Muhâcirleri çok iyi karşılayıp, misâfir ettiler ![]() ![]() Resûlullah efendimiz, hicret gecesi, Allahü teâlânın emriyle evinde Hz ![]() ![]() ![]() ![]() - Hicret etmeme izin verildi ![]() Hz ![]() - Mübârek ayağınızın tozuna yüzümü süreyim yâ Resûlallah! Ben de beraber miyim? Efendimiz cevap verdiler: - Evet ![]() ![]() ![]() Anam-babam fedâ olsun Hz ![]() ![]() - Anam-babam sana fedâ olsun yâ Resûlallah! Develer hazır ![]() ![]() - Benim olmayan deveye binmem ![]() ![]() Bu kesin emir karşısında mecbur kalan Hz ![]() ![]() Hz ![]() ![]() Safer ayının 27’si perşembe günü, Peygamber efendimiz ve Ebû Bekr-i Sıddîk, yanlarına bir miktar yiyecek alarak yola çıktılar ![]() ![]() ![]() ![]() - Etraftan gelecek bir tehlikeyi önlemek için ![]() ![]() - Yâ Ebâ Bekr! Başıma gelecek bir musîbetin, benim yerime, senin başına gelmiş olmasını ister misin? - Evet yâ Resûlallah! Seni hak dinle, hak peygamber olarak gönderen Allahü teâlâya yemîn ederim ki, gelecek bir musîbetin, senin yerine, benim başıma gelmesini isterim ![]() Mağara kapısı önüne geldiklerinde, Hz ![]() - Allah için yâ Resûlallah, içeri girmeyin! Ben gireyim, orada zararlı bir şey varsa, bana gelsin, mübârek zâtınıza bir keder, bir elem değmesin ![]() Ayağını yılan soktu Sonra içeri girip, süpürüp temizledi ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimiz içeri girdi ve mübârek başını Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Ne oldu yâ Ebâ Bekr? - Ayağım ile kapattığım delikten, bir yılan ayağımı soktu ![]() Resûlullah efendimiz, Ebû Bekir’in yarasına, iyi olması için mübârek ağzının yaşından sürünce, acısı hemen dindi, şifâ buldu ![]() Resûlullah efendimiz ve Ebû Bekr-i Sıddîk içerde iken, müşrikler, iz takip ederek mağaranın önüne geldiler ![]() ![]() - İşte burada iz kesildi ![]() Müşrikler dediler ki: - Eğer, onlar buraya girmiş olsalardı, kapının üzerindeki örümcek ağının yırtılmış olması lâzım gelirdi ![]() ![]() İçeri bakmadan geri döndüler Müşrikler kapı önünde münâkaşa ederken, içeride Hz ![]() ![]() - Yâ Ebâ Bekir! Üzülme! Şüphesiz Allahü teâlâ bizimledir ![]() Müşrikler içeri bakmadan geri döndüler ![]() Mağarada üç gece kalıp, pazartesi gecesi yola çıktılar ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Bedir savaşında bir ara, İslâm askeri zorlanmaya başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Yanımdan ayrılma yâ Ebâ Bekr! Bedenime ve kalbime gelen her sıkıntı, senin mübârek yüzünü görmekle hafifliyor ![]() ![]() Peygamber efendimiz, Hz ![]() - Yâ Ebâ Bekir, ağlama! Arkadaşlığı ve malı, bana, senden daha bereketli olanı yoktur ![]() Hz ![]() Hz ![]() ![]() ![]() (Ebû Bekir’in îmânı, bütün mü’minlerin îmânı ile tartılsa, Ebû Bekir’in îmânı ağır gelir ![]() Peygamber efendimizin ilk halîfesi ve peygamberlerden sonra insanların en üstünü olmak fazîleti, üstünlüğü, sadece Hz ![]() ![]() ![]() Hadîd sûresinde meâlen buyuruldu ki: (Mekke-i mükerremenin fethinden önce, malını veren ve cihâd eden kimseye, fetihten sonra malını dağıtan ve cihâd edenden daha büyük derece vardır ![]() ![]() Bu âyet-i kerîmenin, Hz ![]() ![]() Tevbe sûresinde de, önce îmâna gelenlerden, her fazîlette öne geçenlerden, Allahü teâlânın râzı olduğu bildirilmiştir ![]() Tebük gazâsında, Resûlullah, herkesin yardım yapmasını emir buyurunca, herkes malının bir kısmını getirip verdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Yâ Ömer, evine ne kadar mal bıraktın? - Yâ Resûlallah, bu kadar da eve bıraktım ![]() Allah ve Resulünü bıraktım Sonra Hz ![]() - Yâ Ebâ Bekr, sen evine ne bıraktın? - Yâ Resûlallah, evime birşey bırakmadım ![]() ![]() ![]() Resûlullah efendimiz Hz ![]() - İkinizin arasındaki fark, cevaplarınız arasındaki fark kadardır ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hele Hz ![]() ![]() - Resûlullah bayılmış, fakat baygınlığı çok ağır ![]() Ölüm sözünü ağzına almadığı gibi, kimsenin de söylemesini istemiyordu ![]() - Kim “Resûlullah öldü” derse, kılıcımla boynunu vururum! Resûlullah da vefât edecektir Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Ey insanlar! Resûlullahın, “Ben vefât etmiyeceğim” dediğini içinizde duyan var mı? - Hayır, böyle bir söz duymadık ![]() Sonra Hz ![]() - Yâ Ömer, bu husûsta sen birşey duydun mu? - Hayır duymadım ![]() Sonra Eshâb-ı kirâma dönüp buyurdu ki: - Hiç kimse, Resûlullahın vefât etmiyeceğini söyliyemez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra, Hz ![]() ![]() ![]() Sevgili Peygamberimiz bir gün Eshâb-ı kirâm ile sohbet ederken, “Şehîdliğin fazîletlerini” anlatıyorlardı ![]() - Kıyâmet gününde şehîdler, mahşer yerine gelirlerken, orada bulunan Peygamberler ayağa kalkarlar ![]() ![]() Gazânız mübârek olsun Bu sözleri işiten Hz ![]() ![]() ![]() Bir müddet sonra, muhârebeye çıkıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimiz ve Eshâbı, muhârebeden dönüyorlardı ![]() ![]() ![]() Yaşlı annesi, “Gazânız mübârek olsun” dedikten sonra Resûlullaha, oğlunu sordu ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Yaşlı kadın daha sonra, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() En son gelen Hz ![]() ![]() ![]() Hz ![]() “Yâ Rabbî! Ne kadar zor bir durumdayım ![]() ![]() ![]() ![]() Yâ Allah! ![]() ![]() ![]() ![]() Daha sonra, Hz ![]() - Yâ Allah! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte o sırada, yaydan fırlamış ok gibi bir atlı, yıldırım hızıyla yanlarına yetişerek dedi ki: - Buyur yâ Sıddîk, beni mi çağırdın? Bu atlı, Hz ![]() ![]() Sonra, Cebrâil aleyhisselâm gelip, Peygamber efendimize şunları söyledi: - Yâ Resûlallah! Hak teâlânın selâmı var ![]() ![]() ![]() Bu hâdiseden sonra, Hz ![]() ![]() ![]() Adâletin timsâli ikinci büyük halîfe Adâletin timsâli ikinci büyük halîfe: Hz ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kalbim meyletti Hattâboğlu Ömer, Peygamber efendimizin okuduklarını hayranlıkla dinliyordu ![]() ![]() “Dinlediğim bu sözlerin belâgatına, düzgünlüğüne, derli topluluğuna hayrân olmuş, niçin geldiğimi unutmuştum ![]() ![]() Bu hâdisenin, Hz ![]() ![]() ![]() Hz ![]() - Ey Kureyş! Muhammed, putlarımıza dil uzattı ![]() Bir anda Hattâboğlu Ömer’in kalbinden, İslâma olan istek kayboldu ve yerinden fırlayarak dedi ki: - Bu işi Hattâboğlundan başka yapacak yoktur ![]() - Haydi Hattâboğlu! Görelim seni! Bu işi senden başka yapabilecek kimse yoktur ![]() Hattâboğlu Ömer, kılıcını kuşanarak yola düştü ![]() ![]() Yolda Nuaym bin Abdullah kendisine sordu: - Yâ Ömer, böyle şiddet ve hiddetle nereye gidiyorsun? - Milletin arasına nifâk sokan, kardeşi kardeşe düşüren bir kimseyi öldürmeye gidiyorum ![]() - Yâ Ömer, güç bir işe gidiyorsun ![]() ![]() ![]() Yakınlarınla uğraş Bu söze çok hiddetlenen Hz ![]() - Yoksa sen de mi onlardansın? Önce senin işini bitireyim ![]() Nuaym bin Abdullah cevap verdi: - Sen benimle uğraşacağına, kardeşin Fâtıma ile enişten Saîd’in yanına git! Onlar, çoktan Müslüman oldular ![]() - Hayır, onlar Müslüman olamazlar ![]() - Bana inanmazsan, git evlerine, kendilerine sor! Bunun üzerine Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Hattâboğlu Ömer, kapıdan bunların sesini duydu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Ne okuyordunuz? - Bir şey okumuyorduk ![]() - Hayır, okuyordunuz ![]() ![]() Niçin utanmazsın? Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Yâ Ömer! Niçin Allahtan utanmaz, âyetler ve mu’cizeler ile gönderdiği Peygamberine inanmazsın? İşte ben ve zevcim, Müslüman olmakla şereflendik ![]() ![]() Sonra Kelime-i şehâdeti okudu ![]() ![]() - Hele şu okuduğunuz kitabı çıkarın ![]() - Sen temizlenmedikçe, onu sana vermem ![]() Ömer bin Hattâb gusül abdesti aldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Göklerde ve yeryüzünde ve bunların arasında ve yedi kat toprağın altındaki şeyler hep O’nundur) [Tâhâ: 6] meâlindeki âyet-i kerîmeyi okuyunca, derin derin düşünceye daldı ![]() - Yâ Fâtıma! Bu bitmez tükenmez varlıklar, hep sizin taptığınız Allahın mıdır? - Evet, öyle ya! Şüphe mi var? - Yâ Fâtıma! Bizim binbeşyüz kadar altından, gümüşten, tunçtan, taştan oymalı, süslü heykellerimiz var ![]() ![]() ![]() ![]() (Allahü teâlâdan başka ibâdet edilecek, tapılacak hak bir ilâh, bir ma’bûd yoktur ![]() ![]() - Hakîkaten, ne kadar doğru ![]() Ömer ile kuvvetlendir Habbâb bu sözü işitince, gizlendiği yerden fırladı ve tekbîr getirdikten sonra müjdeyi verdi: - Müjde yâ Ömer! Resûlullah efendimiz Allahü teâlâya duâ ederek, “Yâ Rabbî! Bu dîni, Ebû Cehil yahut Ömer ile kuvvetlendir, buyurdu ![]() ![]() Bu âyet-i kerîme ve bu duâ, Hattâboğlu Ömer’in kalbindeki düşmanlığı sildi, süpürdü ![]() - Resûlullah nerede? Beni, Resûlullaha götürür müsünüz? dedi ![]() ![]() Ömer bin Hattâb’ın Resûlullahı görmek için yola çıktığı sırada, Resûl-i ekrem, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Ömer’den çekinecek ne var, iyilik ile geldi ise, hoş geldi ![]() ![]() Resûlullah efendimiz buyurdu ki: - Yol verin, içeri gelsin! Îmâna gel yâ Ömer! Cebrâil aleyhisselâm, daha önce, Ömer bin Hattâb’ın îmân etmek için geldiğini ve yolda olduğunu haber vermişti ![]() ![]() ![]() - Îmâna gel, yâ Ömer! O da temiz kalb ile Kelime-i şehâdeti söyledi ![]() ![]() Hz ![]() “Müslüman olduğum zaman, Eshâb-ı kirâm, müşriklerden gizlenir ve ibâdetlerini gizli yaparlardı ![]() - Yâ Resûlallah! Biz hak üzere değil miyiz? - Evet ![]() ![]() - Yâ Resûlallah! Mâdem ki biz hak üzerinde, müşrikler de bâtıl yoldadırlar, o hâlde ne diye dînimizi gizliyoruz? Vallahi biz, dîn-i İslâmı, küfre karşı açıklamaya daha haklı ve daha lâyıkız ![]() ![]() ![]() Yâ Resûlallah! Seni hak Peygamber olarak gönderen Allahü teâlâya yemîn ederim ki, hiç çekinmeden ve korkmadan, oturup İslâmı anlatmadığım bir müşrik topluluğu kalmayacaktır ![]() ![]() Kabûl buyurulunca, iki saf hâlinde dışarı çıkıp, Harem-i şerîfe doğru yürüdük ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beni bilen bilir Hz ![]() ![]() - Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh! Ebû Cehil ne diyeceğini şaşırdı ![]() ![]() ![]() - Ey Kureyş! Beni, bilen bilir! Bilmeyen bilsin ki, ben Hattâboğlu Ömer’im ![]() Bunun üzerine Kureyşli müşrikler, bir anda dağılıp, oradan uzaklaştılar ![]() Böylece, ilk defa Harem-i şerîfte açıktan namaz kılındı ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Bir gün at satın almak istedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - At, sahibinin izniyle mi koşturuldu? Hz ![]() - Hayır, ben denemek için koşturdum ![]() Atı almak macbûriyetindesiniz Bunun üzerine, kâdî şu hükmü verdi: - Şâyet at sahibinin rızâsı ile tecrübe edilseydi, sahibine iâde edilebilirdi ![]() ![]() Hz ![]() - Hak ve adâlet husûsunda boynumuz kıldan incedir, deyip atın bedelini verdi ![]() Hz ![]() ![]() Onun zamanında, Müslümanlar İslâmiyeti İran içlerine kadar yaydılar ![]() ![]() ![]() - Bize söyliyeceğin bir şey var mıdır? - Var! Fakat önce ölecek miyim, kalacak mıyım bunu bilmem lâzımdır ![]() - Konuş, sana zarar gelmiyecektir ![]() - Ey büyük halîfe, önceleri biz İranlılar siz Arabları öldürüyor, zorla mallarınızı ellerinizden alıyorduk ![]() ![]() ![]() ![]() Söz vermiştiniz Hz ![]() - Ne yapalım bunu? - Öldürmeyelim! Çünkü arkasında büyük bir kalabalık vardır ![]() ![]() - Fakat o, Resûlullahın kıymetli arkadaşlarını şehîd etti ![]() - Yâ Ömer bunu öldürmememiz lâzımdır ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Bir müddet sonra da, Hürmizân Müslüman oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hakîr bir kavimdik Uzaktan bakan; deveye binmiş köleyi halîfe, devenin yularını çeken Hz ![]() ![]() - Efendim, bütün Şamlılar, bilhassa Rumlar, Müslümanların halîfesini görmek için toplandılar ![]() ![]() ![]() Hz ![]() - Yâ Ebâ Ubeyde! Senin bu sözünü işitenler, insanın şerefini, vâsıtaya binerek gitmekte ve süslü elbise giymekte sanacaklar ![]() ![]() ![]() ![]() Bu şekilde şehre girdiler ![]() ![]() ![]() ![]() Halîfe Hz ![]() ![]() ![]() bulunanların ba’zısı; - Şam’a girmiyelim, dedi ![]() - Allahü teâlânın kaderinden kaçmıyalım, dedi ![]() - Allahü teâlânın kaderinden, yine O’nun kaderine kaçalım, şehre girmiyelim ![]() ![]() İlk karantina Sonra Abdürrahmân bin Avf hazretlerini çağırıp sordu: - Sen ne dersin? - Resûlullahtan işittim ![]() ![]() Halîfe de; - Elhamdülillah, benim sözüm, hadîs-i şerîfe uygun oldu, deyip, Şam’a girmediler ![]() Böylece ilk defa karantina uygulaması yapıldı ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Bu şekilde bir müddet devam edildi ![]() ![]() ![]() Bu durumu gören, Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden ba’zıları toplanıp, bu durumu görüştüler ![]() - Kendisine söyliyerek maaşını artıralım ![]() Teklifi bildirelim Toplantıda bulunan Hz ![]() - Bu teklifi kabûl edeceğini zannetmiyorum ![]() ![]() ![]() Bu arada, Hz ![]() - Ömer’in hak ve adâlette ne kadar ta’vîzsiz olduğunu hepimiz biliyoruz ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() - Eshâbdan ba’zıları, senin maaşını az bulmuşlar ![]() ![]() Hz ![]() - Kimdir onlar? - Fikrini öğrenmeden kim olduklarını söylemem ![]() - Eğer kim olduklarını öğrenseydim, onlara gereken cezâyı verirdim ![]() ![]() Sonra kızı Hz ![]() - Sen Resûlullahın evinde iken, Allahın Resûlünün giydiği en kıymetli elbise neydi? - İki tane renkli elbisesi vardı ![]() ![]() - Peki yediği en iyi yemek neydi? - Yediğimiz ekmek, arpa ekmeği idi ![]() - Senin yanında kaldığı zamanlar, yerde yaygı olarak kullandığınız en geniş, en rahat yaygı neydi? - Kaba kumaştan yapılmış bir örtümüz vardı ![]() ![]() ![]() Artanı muhtâçlara vereceğim Daha sonra Hz ![]() - Yâ Hafsa, benim tarafımdan, seni gönderenlere söyle! Resûlullah efendimiz kendisine yetecek miktarını tespit eder, fazlasını ihtiyâç sahiplerine verirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resûlullah efendimiz, ben ve Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müslümanlar, bulundukları yerlerde oturan gayri müslim halkı korumaları altına aldıkları gibi, turist olarak gelen veya ticârî maksatla gelmiş olan gayri müslimleri de sınırları dâhilinde koruma altına alırlardı ![]() ![]() ![]() Bize sığınmışlar Meselâ, Halîfe Hz ![]() ![]() ![]() Bu sırada, herkes uyurken, Halîfe Hz ![]() ![]() ![]() Hz ![]() - Bu gece bir kervan gelmiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahmân bir Avf cevap verdi: - Çok iyi olur, çok güzel düşünmüşsün, hemen geliyorum ![]() Sabaha kadar nöbetleşe, bu kervanı beklediler ![]() ![]() ![]() ![]() Soruşturup, kendilerine bekçilik eden şahsın Halîfe Hz ![]() ![]() - Arkadaşlar! Sabaha kadar iki Müslümanın bizi bekleyip, eşyalarımızın çalınmasına mâni olduğundan haberiniz var mı? - Müslümanların başka işi yok da, bizi mi koruyacaklar? Üstelik bizim Hıristiyan olduğumuzu biliyorlar ![]() - Hem de kim korudu biliyor musunuz? - Kimmiş? - Müslümanların Halîfesi Ömer ![]() - Sen yanlış görmüşsündür ![]() ![]() - Sizin gibi önce ben de inanamadım ![]() - Sonra nasıl inandın? - Sabah olup ortalık aydınlanınca, buradan ayrıldılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha ne duruyoruz? Bu konuşmaları dikkatle dinleyen kâfile halkı, derin bir sessizliğe büründü ![]() ![]() Uzun süren bir sessizlikten sonra, içlerinden biri sessizliği bozdu: - Daha ne duruyoruz? Bu hâl İslâmiyetin gerçek din olduğuna delil olarak yetmez mi? Diğerleri de bu söze katıldılar ![]() ![]() Meleklerin bile hayâ ettiği halîfe: Hz ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber kızı olsa gerek Müslüman olmasını şöyle anlatır: Benim firâset sahibi olan bir teyzem vardı ![]() ![]() - Yâ Osman! Sen öyle biri ile evleneceksin ki, ne o senden önce bir erkek görmüş olacak, ne de sen ondan önce bir kadın görmüş olacaksın ![]() ![]() ![]() Ben teyzemin bu sözüne çok hayret ettim ![]() ![]() ![]() ![]() - Merak etme, O kimseye cenâb-ı Haktan vahiy gelmeye başladı ![]() - Ey teyzem, hep sır olan şeyler söylüyorsun ![]() ![]() ![]() - Muhammed bin Abdullah’a peygamberliği bildirildi ![]() ![]() ![]() ![]() Bu mes’ele benim zihnimi çok meşgûl etmeye başladı ![]() ![]() ![]() ![]() - Teyzen doğru söylemiş ![]() ![]() - Yâ Ebâ Bekir, doğru söylüyorsun ![]() ![]() ![]() - Merak etme, artık bize hak yolu gösteren zât geldi ![]() ![]() Cennete da'vet eder Beraberce Resûlullahın huzûruna vardık ![]() - Yâ Osman, Hak teâlâ seni Cennete misâfirliğe da’vet eder ![]() ![]() Resûlullahın, güleryüzle gâyet samîmî bir şekilde yaptığı bu da’vet üzerine, hemen büyük bir şevkle kelime-i şehâdet getirip, Müslüman oldum ![]() Daha sonra Resûlullaha, Şam’a gittiğimde gördüğüm rü’yâyı anlattım ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimiz, Eshâbının ileri gelenlerinden çoğunun bulunduğu bir toplantıda, sohbet buyururken: - Herkes dostunun yanına varsın, buyurdu ![]() Sen benim sevdiğimsin Herkes sevdiği arkadaşının yanına gitti ![]() ![]() - Sen, dünyada ve âhırette benim sevdiğimsin ![]() Hz ![]() Resûlullah efendimiz, bir gün istirahat ediyordu ![]() ![]() ![]() İzin verilip içeri girdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha sonra, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hepsi gittikten sonra sordum: - Babam Ebû Bekir ve Hz ![]() ![]() ![]() ![]() - Meleklerin hayâ ettikleri bir kimseden ben nasıl hayâ etmem ![]() İbni Mes’ûd hazretleri anlatır: Bir gün gazâda, Resûlullah ile beraberdim ![]() ![]() - Allahü teâlâ size, güneş batmadan rızık gönderecektir ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Bunlar nedir? Bir yerde dört deve yükü yiyecek buldu ![]() ![]() ![]() - Yâ Osman! Bunlar, nedir? - Osman’dan Allahü teâlânın Resûlüne hediyedir ![]() Seyyid-i Kâinatın buyurdukları, gecikmeden yerine gelince, mü’minler sevindiler, münâfıklar mahzûn oldular ![]() - Yâ Rabbî! Osman’a çok ecir ver ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() - Yâ Rabbî! Osman’ın geçmiş ve gelecek gizli, âşikâr bütün günâhlarını affet ![]() Müslümanlar, Medîne’ye hicret ettikleri zaman, su sıkıntısı vardı ![]() ![]() ![]() Yahûdî, Müslümanları zor durumda bırakmak için, kuyudan her zaman su vermiyordu ![]() Verdiği günlerde de çok yüksek fiyatla sattığı için herkes alamıyor, fakir Müslümanlar çok sıkıntı çekiyorlardı ![]() Cenneti müjdeliyordu Peygamber efendimiz, bu durumu gördükçe üzülüyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Yahûdî, Müslümanların mecbûren bu kuyuyu satın alacaklarını bildiği için, ödenmesi mümkün olmayan bir fiyat istedi ![]() ![]() ![]() ![]() - Senin dediğin fiyatla bu kuyuyu ben satın alamam ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yahûdî, işin neticesinin nereye varacağını anlayamadı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dolayısıyla ertesi gün Yahûdîye gelen olmuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her adımına bir köle Hz ![]() ![]() Bir gün Hz ![]() ![]() - Yalnız beni mi da’vet ediyorsun? - Eshâb-ı kirâm da da’vetlidir ![]() Peygamber efendimiz, Bilâl-i Habeşî hazretlerini, bütün Eshâbına haber vermesi için yolladı ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() - Yâ Resûlallah! Her adımınıza bir köle azâd edeceğim ![]() Da’vetten sonra da, saydığı adım kadar köle azâd etti ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Müslüman olduktan sonra, Peygamberimizin kızı Rukayye ile evlendi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osman'a verirdim Bunun üzerine vahiy gelerek Rukayye Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resûlullah efendimiz, ona, birbiri ardınca, iki kızını vermiştir ![]() - Bir kızım daha olsaydı, onu da Osman’a verirdim, buyurmuştur ![]() İkinci kızını verdiğinde, Hz ![]() ![]() - Ey benim gözümün nûru babam! Hz ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine Resûlullah efendimiz kızına buyurdu ki: - Ey benim kızım! Osman’dan gökteki melekler hayâ ederler ![]() ![]() ![]() Başka bir zaman da: - Ben Allahü teâlânın huzûrunda, Osman’ın düşmanlarının hasmıyım, onlara karşıyım, buyurdu ![]() Bir başka zaman da: - Bütün peygamberler, hayatlarında bir kimse ile iftihâr etmiştir ![]() ![]() Resûlullah, Hz ![]() ![]() Hakkında âyet nâzil oldu İslâmiyet yayılmaya başlayınca, her taraftan Müslümanlar çoğalıp Medîne’ye geliyordu ![]() ![]() - Bizim mescidimizi bir zrâ genişleten Cennete gider ![]() Hz ![]() - Yâ Resûlallah, malım mülküm sana fedâ olsun! Mescidi genişletme işini üzerime alıyorum ![]() Mescidi 40 zrâ ya’nî 20 metre genişletti ve bütün masraflarını karşıladı ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 12 sene hilâfet makâmında kalan Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resûlullah efendimiz haber verdi Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Birgün Resûlullah efendimiz, Eshâb-ı kirâma, meydana gelecek fitneleri zikrediyordu ![]() ![]() - O fitne günü bu şahıs, hidâyet üzere olacaktır ![]() Kalkıp o şahsa baktılar ![]() ![]() O şahsı Resûl-i ekreme göstererek dediler ki: - Yâ Resûlallah ![]() Resûlullah efendimiz buyurdu ki: - Evet ![]() Yine aynı husûsta Hz ![]() (Yâ Osman! Allahü teâlâ sana hilâfet denen bir gömlek giydirecek ![]() Bu hadîs-i şerîf sebebiyle Hz ![]() ![]() Halîfeliği sırasında adâlet ile davranmaya çok dikkat ederdi ![]() ![]() - Efendim, herkesin birbirinden hakkını alacağı kıyâmet gününü düşününüz ![]() Benim kulağımı çek Bu söz Hz ![]() ![]() - Ey genç, sen de benim kulağımı çek, ödeşelim ![]() Genç, Hz ![]() ![]() ![]() - Biraz daha çek, buyurunca, genç dedi ki: - Siz Kıyâmet gününü düşünerek korktunuz ![]() ![]() Hz ![]() - On şey çok zâyi olmuştur: Suâl sorulmayan âlim, amel edilmeyen ilim, kabûl edilmeyen doğru görüş, kullanılmayan silâh, içinde namaz kılınmayan mescid, okunmayan mushaf, Allah yolunda dağıtılmayan mal, binilmeyen vâsıta, dünyayı isteyenin içindeki zühd ilmi, içinde âhiret yolculuğu için azık edinilmeyen uzun ömür ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Fethedilen yerlerdeki halk seve seve Müslüman oluyordu ![]() ![]() ![]() ![]() İbni Sebe yapıyordu Yahûdîler ve diğer İslâm düşmanları, Müslümanları birbirine düşürmek için el birliği ederek gece gündüz çalışıyordu ![]() ![]() Mısır’da fitneci kimseleri başına topladı ![]() ![]() Onüç bin kişilik bu çapulcu takımı, Medîne’ye kadar yürüyüp Halîfeyi indirmek istediler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() - Elebaşlarınızdan iki kişi benim yanıma gelsin! İstediği iki kişi gelince onlara sordu: - Resûl-i ekrem efendimiz, Medîne’ye teşrîf ettiği vakit, Müslümanlar susuzluktan kırılıyordu ![]() ![]() - Evet sen idin? - Darda kalan, İslâm ordusunun tamamını donatan, ben değil miyim? - Evet sendin? - Mescid dar geldiği vakit, Resûl-i ekrem efendimiz, “Cennette daha hayırlısını almak üzere, falancanın arsasını kim alıp mescide ilâve eder” buyurduğu vakit onu satın alıp, mescide katan ben değil miyim? - Evet sensin ![]() - Resûl-i ekrem, Ebû Bekir ve Ömer ve ben, Sebir dağında otururken, dağ sallanmaya başladığında, “Ey Sebir dağı dur! Zîrâ senin üzerinde bir Peygamber, bir sıddîk ve iki şehîdden başka kimse yoktur!” buyurmadı mı? - Vallahi doğru söylüyorsun ![]() ![]() Fitneden koru Hz ![]() ![]() - Şâhid olun ki, ben şehîdim, buyurdu ![]() Bu sırada, âsîler duvarı atlayarak içeri girdiler ![]() ![]() ![]() - Yâ Rabbî, Ümmet-i Muhammedi, tefrikadan, fitneden koru! Bunu üç defa tekrarladı ![]() Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden Abdullah bin Selâm hazretleri anlatır: “Muhâsara esnâsında, Hz ![]() ![]() Bu gece rü’yâmda, şu pencereden Resûl-i ekrem efendimizi gördüm ![]() - Osman seni muhâsara ettiler öyle mi? - Evet yâ Resûlallah! - Seni susuz bıraktılar öyle mi? - Evet yâ Resûlallah! İftârı bizimle yap Bunun üzerine Resûlullah efendimiz bana bir bardak su verdi ![]() ![]() ![]() - İstersen seni onlara galip getirelim veya istersen iftârı bizim yanımızda yap! - Yâ Resûlallah, ben sizin yanınızda iftâr etmeyi tercîh ederim ![]() Abdullah bin Selâm hazretleri, Hz ![]() - Tarihte öldürülen her peygamber için yetmiş bin asker öldürülmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() Fakat âsîler sözünü dinlemediler, ayrıca kendisine hakâret ettiler ![]() Hz ![]() ![]() Kendisine bunun sebebi sorulduğunda şu cevabı verdi ![]() - Kalbime onun sevgisinin düşmesini istiyorum ![]() ![]() Bire yediyüz verene verdik Bir defasında Medîne’de kıtlık vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Sizden daha iyi alıcım var ve sizden daha fazla veren var, ona vereceğim ![]() Eshâb-ı kirâm durumu Hz ![]() - Kıtlık zamanında böyle yapması uygun olur mu? Hz ![]() - Hz ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() - Yâ Osman, Eshâb-ı kirâm senin bir sözüne üzülmüşler ![]() Hz ![]() - Evet ey Resûlullahın halîfesi, onlardan iyi alıcı olan, bire yediyüz veriyor ![]() ![]() ![]() Bundan sonra yüz deve yükü buğdayı Medîne’de bulunan fakîrlere, Eshâb-ı kirâma bedava dağıttı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allahın arslanı ve Resûlullahın dâmâdı: Hz ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Bu nedir? - Bu Allahü teâlânın dînidir ![]() ![]() ![]() ![]() - Önce babama bir danışayım ![]() - İslâma gelmezsen, bu sırrı kimseye söyleme! Hz ![]() - Yâ Resûlallah! Bana İslâmı bildir ![]() Bunun için göremiyorum Böylece Müslüman oldu ![]() ![]() Peygamberimiz, bazen kuşluk vaktinde, Mekke vâdilerine doğru çıkıp gider, Hz ![]() ![]() Birgün, Hz ![]() - Ali’nin, Muhammed’in yanına devam ettiğini görüyorum ![]() - Demek, oğlumu bunun için göremiyorum? Hemen, Peygamberimizle Hz ![]() ![]() ![]() - Ey kardeşimin oğlu! Edindiğini gördüğüm bu din, ne dînidir? - Ey Amca! Bu, Allahın dînidir ![]() ![]() ![]() ![]() Ey Amca! Doğru yola çağıracağım kimselerden, buna, en çok sen lâyıksın! Bu yoldaki da’vetimi kabûl etmeye ve bana yardımcı olmaya, sen, herkesten daha lâyıksın! Peygamberimiz, amcasını, İslâmiyete, tevhîde, Allahın birliğine inanmaya ve putlara tapmaktan vazgeçmeye da’vet etti ![]() - Vallahi, yaptığınız veya söyledikleriniz şeylerde bir mahzûr yoktur ![]() ![]() Ben sağ oldukça Ebû Tâlib şöyle devam etti: - Vallahi, ben sağ oldukça, yapmak istediğini tamamlayıncaya kadar, sana, hoşlanmıyacağın bir şey erişmeyecektir! Hz ![]() ![]() - Ey oğulcuğum! Üzerinde bulunduğun bu din, nedir? - Babacığım! Ben, Allaha, Allahın Resûlüne îmân ve onun, Allah tarafından getirdiklerini de, tasdîk ettim ![]() - O, seni, ancak, hayır ve iyiliğe da’vet eder ![]() ![]() Sevgili Peygamberimiz Allahü teâlânın emriyle Mekke’den Medîne’ye hicret ederken Hz ![]() - Bu gece yatağımda yat, uyu! Şu hırkamı da üzerine ört! Korkma, sana hiçbir zarar gelmez! Hz ![]() ![]() ![]() Burada ne bekliyorsun? Hicret gecesi müşrikler, Resûlullah efendimizin saâdethânelerinin etrafını sarmışlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir müddet sonra müşriklerin yanına biri gelip sordu: - Burada ne bekliyorsunuz? - Evden çıkmasını bekliyoruz ![]() - Yemîn ederim ki, Muhammed aranızdan geçip gitti, başınıza da toprak saçtı ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() - Bilmem! Beni, onun muhâfazasına me’mur mu ettiniz? Bunun üzerine Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mekke-i mükerremede kalan Eshâb-ı güzîn, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - İnşâallahü teâlâ yarın Medîne-i münevvereye gidiyorum ![]() Nihâyet Ali'de hicret etti Hepsi başlarını eğip, hiçbir şey söylemediler ![]() ![]() ![]() ![]() Gündüzleri saklanıp, geceleri yaya olarak yürüdüğü bu yolculuğun sonunda, Peygamberimizin huzûruna gidemiyecek bir hâle gelmişti ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimiz, bir gece eve vardıklarında buyurdu ki: - Yâ Âişe! Hiç yemeğin var mıdır? Sözleri biter bitmez kapı çalındı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Bu vakitte gelmenizin sebebi nedir? - Yâ Resûlallah! Üç gündür birşey yemedik ![]() ![]() ![]() Hasan ile Hüseyin de açtır Hz ![]() - Yâ Resûlallah! Hz ![]() ![]() Peygamber efendimiz buyurdu ki: - Üç gündür ben de birşey yemedim ![]() Sonra Hz ![]() - Yâ Resûlallah! Dün yoldan geçerken Mu’âz bin Cebel’in avlusundaki hurma ağacında, hurmalar gördüm ![]() Peygamber efendimiz: - Kalkınız, Mu’âz’ın evine gidelim ![]() ![]() Resûlullah efendimiz ve üç büyük Eshâbı, Hz ![]() ![]() ![]() - Yâ Mu’âz devlet kuşu başına kondu ![]() ![]() Fakat, evde bu sesi kimse duymadı ![]() ![]() ![]() ![]() - Kızım, bu vakitte Hz ![]() Tekrar yattılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Babacığım, ne duruyorsun, başımıza devlet kuşu kondu ![]() ![]() Hurmalar hiç eksilmedi Mu’âz hazretleri hemen kapıya koştu ![]() ![]() - Yâ Mu’âz! Üç gündür ben ve Eshâbım hiç yemek yememişiz ![]() ![]() Hz ![]() - Yâ Resûlallah! Bugün hurmaları toplayıp bir kısmını yedik, geri kalanını da fakîrlere dağıttık ![]() ![]() Bunun üzerine Peygamber efendimiz, evde gördüğü büyük bir sepeti Hz ![]() - Yâ Ali, bu sepeti eline al! Hurma ağacının yanına var! Benden selâm söyle, Resûlullah senden hurma istiyor diye söyle! Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Muhtaç olduğu hâlinden belli olan fakîr biri, Hz ![]() ![]() ![]() - Benden bir isteğin mi var? Adam utancından, söz ile cevap veremeyip işâret ile muhtaç olduğunu bildirdi ![]() ![]() ![]() Muhtaç kimse çok sevindi, sonra da çok güzel bir beyit okudu ![]() ![]() ![]() Değeri yaptığıyla ölçülür Fakîr, sevincinden ne yapacağını şaşırdı ![]() ![]() (Herkesin değeri, söylediği güzel sözlere, yaptığı iyi işlere göre ölçülür ![]() Harbin birinde, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() - Bu oku çıkartabilirim ![]() ![]() ![]() Hz ![]() - Bayıltmana lüzûm yok ![]() ![]() ![]() Dediği gibi yaptılar ![]() ![]() İşte büyüklerimiz böyle namaz kılarlardı ![]() Hz ![]() - Müslümanlar, âhırete inanıyor ![]() ![]() ![]() Fakat, kâfirlerin dediği olmayınca, sonsuz azâb çekeceklerdir ![]() Peygamber aleyhisselâm, birgün kızı Hz ![]() ![]() ![]() - Amcamın oğlu nerededir? - Babacığım, aramızda küçük birşey olmuştu da, dışarı çıktı ![]() Ali nerededir? Resûl-i ekrem efendimiz, Hz ![]() ![]() ![]() - Ali nerededir, gördün mü? Hz ![]() ![]() Resûlullah Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Resûl-i ekrem bir taraftan toprakları silkeliyor, bir taraftan da: - Kum, yâ Ebâ Türâb! Ya’ni kalk, ey toprağın babası, diyordu ![]() Fahr-i kâinat efendimiz, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çünkü bu lakâb, ona, Allah Resûlünün verdiği ma’nevî bir taltif idi ![]() Bir gün Hz ![]() - Oğlun nerede? - Ne yapacaksın onu? - Âzâdlı kadın kölem, Ecyad’da, onu, Muhammed’le birlikte namaz kılarken gördüğünü, bana haber verdi ![]() Sonra da Ebû Tâlib’e, “Sen, oğlunun dînini değiştirmesini uygun görüyor musun?!” diye çıkışınca, Ebû Tâlib şu cevâbı verdi: Üstünlük sırası - Sus! Amcasının oğluna arka ve yardımcı olmak, elbet, herkesten çok, ona düşer! Eğer, nefsim, Abdülmuttalib’in dînini bırakmak husûsunda bana boyun eğmiş olsaydı, ben de, muhakkak, Muhammed’e tâbi olurdum! Çünkü, o, halîmdir, emîndir, tâhirdir! Bu cevap üzerine, Fâtıma hâtun da, sustu ![]() Osman-ı Zinnûreyn’den sonra üstünlük sırası Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() Ben, Resûlullah efendimizden işittim, şöyle buyurdu: (Akıllı insana yaraşan; geçim husûslarının, âhıreti ilgilendiren hâllerin ve aîlevî mes’elelerin dışında, konuşmamaktır ![]() ![]() Hz ![]() - Bugün bayramımızdır ![]() Bunun üzerine Hazret-i Ali de buyurdu ki: - Günâh işlemediğimiz günler de bizim bayramımızdır ![]() Hz ![]() - Amellerin en fazîletlisi, iyiliği emredip kötülükten vazgeçirmek ve günâh işliyeni sevmemektir ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Niçin öldürmedin? Hz ![]() ![]() ![]() ![]() - Kılıcını çekmiştin ![]() ![]() Hz ![]() - Ben kılıcımı Allah için vuruyordum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bedevî, kızgınlıkla Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Onun dîni haktır Bedevî, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() Ölüme hazır ol ki, ölüm elbet gecikmez, Ölüm gelince artık feryâd fayda vermez ![]() Ramazan-ı şerîfin 17 ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() - Babam da, kocam Ömer gibi sabah namazında suikaste uğradı ![]() Hz ![]() - Yemînle söylüyorum ki, umduğuma kavuştum ![]() Sonra Kelime-i şehâdet getirerek vefât etti ![]() Altı nasîhat Peygamber efendimiz Hz ![]() - Yâ Ali! Altıyüz bin koyun mu istersin, yahut altıyüz bin altın mı veya altıyüz bin nasîhat mı istersin? - Altıyüz bin nasîhat isterim ![]() Peygamber aleyhisselâm buyurdu ki: - Şu altı nasîhata uyarsan, altıyüz bin nasîhata uymuş olursun ![]() 1 ![]() ![]() 2 ![]() 3 ![]() 4 ![]() 5 ![]() 6 ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Yâ Ali! Benim atıma bin, kılıcımı al, Amr bin Abdûd’un önüne yiğitçe, cesâretle var! Onun heybetinden, uzun boyundan endîşe etme! Ben, Hak teâlâdan sana yardım etmesi için, senin elinle Müslümanların, bunun şerrinden kurtulmaları için duâ ediyorum ![]() Avını gözetliyen arslan Hz ![]() ![]() ![]() - Yâ Amr! Duydum ki sen Kâ’be’nin karşısında ahdetmişsin ki, Kureyşten bir kişi senden iki şey istese, birini yaparmışsın ![]() - Evet öyle söz verdim ![]() - Biliyorsun ben Kureyş’tenim ![]() ![]() ![]() - Bunu kabûl etmiyorum, başka ne istiyorsun? - İkinci isteğim, bu iki kuvveti hâllerine bırakıp, Mekke-i mükerreme’ye gitmendir ![]() - Bunu kabûl ettim, yalnız Ebû Bekir, Ömer ve Osman’ın başlarını keserim ![]() - Ey ahmak! Benim başımı kesmeden onların başını nasıl kesersin? - Yâ Ali! Sen henüz gençsin, dünyanın tadını almamışsın, ben senin başını kesmek istemem ![]() - Ben Allahü teâlânın yardımı ve Resûlünün duâsı ile senin başını kesmek isterim ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resûlullah efendimiz tekbîr getirip buyurdu ki: - Ali’nin Amr bin Abdûd ile bir kere karşılaşması, ümmetimin kıyâmete kadar olan ibâdetinden hayırlıdır ![]() Dünya aldatır Hz ![]() ![]() Affetmek fazîlettir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Akıllı kimse, günâhlarını tevbe ile örtendir ![]() ![]() Âlim; sözü, işine uygun olandır ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu savaşta, yahudilerin meşhur pehlivanı Merhab: -Hayber halkı iyi bilir ki: ben, gelip çatan harplerin tutuştuğu, kızıştığı zamanlarda, tepeden tırnağa kadar silâhlanmış, cesaret ve kahramanlığı denenmiş Merhab'ımdır ![]() ![]() ![]() -Ben oyum ki: anam bana Haydar, Arslan adını takmıştır! Ben, ormanların heybetli görünüşlü arslanı gibiyimdir ![]() ![]() Bu şiir Merhab'a o gece gördüğü rüyâyı hatırlattı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Merhab'ın dişlerine kadar inen kılıcın sesini ben de işittim, demiştir ![]() Hz ![]() ![]() Hayber gazâsından dönen Hz ![]() -Yâ Ali, eğer halk, Îsâ'ya söylediklerini söylemiyecek olsalardı, senin hakkında çok sözler söylerdim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() -Sana Allahtan korkmanı tavsiye ederim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sakif'ten bir zat anlatır: Hz ![]() -Vergiyi tam olarak al! Bu işte sakın sende bir zaaf görmesinler ![]() Daha sonra bana şöyle dedi: -O sözü onların yanında söylememin sebebi, onlar hîlekâr bir kavimdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Mescid-i Nebevi’nin inşaatında çok gayret gösterdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vâhiy kâtipliği yaptı Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimiz vefat edince, o yıkayıp kefenledi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 660 senesinde Ramazan-ı şerif ayının on yedinci Cuma günü sabah namazına giderken İbn-i Mülcem adlı bir harici tarafından başına kılıçla vurularak şehit edildi ![]() ![]() Halifeliği devrinde zuhur eden fesatçılarla mücadele ettiğinden, sükun ve huzur bulamamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hakkında bir kaç ayet-i kerime nazil olup, pek çok hadis-i şerifle medhedildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buğday benizli, orta boylu, uzun gerdanlı, güler yüzlü, iri siyah gözlü, geniş göğüslü, iri yapılı ve sık sakallı görünüşe sahib olan Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Sorunuz, bana ne sorarsanız, size cevabını veririm ![]() ![]() ![]() Bu sebeplerden dolayı, hakkında birçok rivayet olup, anlaşılması güç meselelerde, onun rivayeti tercih edilmiştir ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() -Şayet Hz ![]() ![]() Fıkha dair bildirdiği hükümler, Mevsûatü Fıkhı Ali bin Ebi Talib adıyla yayınlanmıştır ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Affetmek fazîlettir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Akıllı kimse, günâhlarını tövbe ile örtendir ![]() ![]() İlim; güzel bir mîrâs, genel bir ni'mettir ![]() ![]() Adâlet; îmânın başıdır, ihsânın birleştiği noktadır ve îmânın en yüksek mertebesidir ![]() Âlim; sözü, işine uygun olandır ![]() ![]() Hikmet; akıllıların bahçesi, ermişlerin mesîresidir, gezinti yeridir ![]() Akıllı; şehvetten uzaklaşan, âhıreti dünya ile değişmeyendir ![]() ![]() ![]() ![]() Câhil; dayakla uslanmaz, nasîhatlerden payını almaz ![]() İlim; insanı akla götürür, kim ilim öğrenirse akıllanır ![]() ![]() ![]() Zulüm; ayakların kaymasına, ni'metin yok olmasına, milletlerin helâkine sebep olur ![]() Gerçek mü'minin sevgisi, kızması, birşeyi alması, yapması ve terki, hep Allah için olur ![]() Kâmil mü'min gizli şükür eder, belâya karşı sabır eder, ümîd hâlinde iken bile korkar ![]() Akıllı kimse, ibâdetle, nefsin arzusuna karşı gelendir ![]() ![]() Allaha kavuşmak, kötü insanlardan uzak durmakla olur ![]() İhtiraslı kimse, bütünüyle dünyaya mâlik olsa bile yine fakîrdir ![]() Doğruluk, İslâmın direği, îmânın desteğidir ![]() Allahın azâbından korkmak, müttekîlerin, takvâ sahiplerinin nişânıdır ![]() Dînin esâsı, emâneti yerine vermek, sözünde durmaktır ![]() Hased eden dâimâ hastadır, cimri insan, dâimâ fakîrdir ![]() Başa kakan, nefret ateşini körükler ![]() Kanâatkâr olmak, boyun eğme zilletinden daha hayırlıdır ![]() Olgunluk üç şeyde gereklidir: Musîbetlere sabır, isteklerde aşırıya kaçmamak ve istiyene vermektir ![]() Yumuşaklık, durulmayı çabuk sağlar ve zor olan şeyleri kolaylaştırır ![]() Âlim, câhili hemen tanır, çünkü daha önce o da câhildi ![]() ![]() Akıl ve ilim, birbirinden ayrılmayan ve zıt olmayan iki kardeş gibidir ![]() Îmân ve hayâ, birbirinden kopmayan bir bütündür ![]() Îmân ve ilim, ikiz kardeş ve birbirinden ayrılmayan arkadaş gibidir ![]() Öfke, tutuşturulmuş bir ateş gibidir ![]() ![]() Ahmaklık, dermânı bulunmayan bir dert, şifâsı olmayan bir hastalıktır ![]() Allah için kardeş olanların sevgisi, sebebi dâim olduğu için devam eder ![]() ![]() Akıllı, sustuğu vakit tefekkür, konuştuğu vakit zikir eder, baktığı vakit de ibret alır ![]() Kendisi amel etmeksizin Allah yoluna çağıran kişi, oksuz yaya benzer ![]() Sükût, sana vakar kazandırır ve seni özür dileme zahmetinden kurtarır ![]() İhtiras, gâfillerin kalbinde şeytanların sultânıdır ![]() Hasedcilerin en ehveni, hased ettiği kişinin elindeki ni'metlerin yok olmasını ister ![]() İlim, insanı Allahın emrettiği şeylere götürür, zühd ise o şeylere erişilmesini kolaylaştırır ![]() Korkaklık, ihtiras ve cimrilik, Allaha karşı kötü zannın bir araya getirdiği kötü arkadaşlardır ![]() Mal, harcandığı kadar sâhibine ikrâmda bulunur ![]() ![]() Fakîh öyle biridir ki, insanları Allahın rahmetinden ümitsizliğe düşürmez ve onları Allahın rahmetinden yüz çevirtmez ![]() Mal ve çocuklar, dünya hayâtının zînetidirler ![]() ![]() Allah için seven bir kardeş, en yakından daha yakın, anne ve babalardan daha merhametlidir ![]() Amel eden câhil kişi, yoldan başka yerde yürüyen gibidir ![]() ![]() İnsan, sözü ile tartılır veya işi ile değerlendirilir ![]() ![]() Yalancı, sözünde suçludur, isterse delîli kuvvetli ve ağzı lâf yapan biri olsun ![]() İstişâre, danışma sana rahatlık, başkasına yorgunluktur ![]() Dünya mü'minin hapishânesi, ölüm hediyesi, Cennet de varacağı yerdir ![]() Dünya kâfirin Cenneti, ölüm korkulu rü'yâsı, Cehennem de varacağı son duraktır ![]() Allaha tâatle uğraşmak en kârlı iş, doğru konuşan dil ise, en güzelidir ![]() Gaddarlık, herkes için kötü bir şeydir ![]() ![]() Takvâ, dîni ıslâh, nefsi muhâfaza eder ve mürüvveti süsler ![]() Akıllı; alçak dünyadan el çeken, Cennet-i a'lâya göz dikendir ![]() Sabır en güzel huy, ilim en şerefli süs eşyasıdır ![]() Kalblerin gafletine, gözlerin uyanık olması fayda vermez ![]() Sıkıntıya düşmeden önce emniyet tedbirini alan kimse, ayağını sağlam yere basmış olur ![]() Sabır, insanın başına gelene katlanması demektir ![]() ![]() Korku kaderi değiştirmez, yalnız sevâbın yok olmasına sebep olur ![]() İhtiras, rızkı artırmaz ![]() Kârlı olan, dünyayı âhıretle değiştirendir ![]() Cimri, dünyada kendi nefsine cömert davranmaz, bütün malını mîrâsçılara vermeye râzı olur ![]() Mal, sâhibini dünyada yükseltir, âhırette alçaltır ![]() Hased, bir dert ve hastalık olup, hased eden veya olunan helâk olmadıkça çâresi bulunmaz ![]() Günâhlar birer dert olup, devâsı istigfârdır ![]() Sabır iki kısımdır: Sevmediğin şeye sabretmek ve sevdiğin şeye sabretmek ![]() Sabır, en güzel îmân kisvesi ve insanların en şerefli ahlâkıdır ![]() Şek ,şüphe, yakîni bozar, îmânı yok eder ![]() Mürüvvet; insanın, kendisini lekeleyecek şeylerden kaçınması ve güzellik kazandıracak şeylere yaklaşmasıdır ![]() Cömertlik ve cesâret, şerefli maksatlar olup, Allahü teâlâ bunları sevdiği ve denediği kişilere ihsân eder ![]() Sıkıntıya karşı sabır etmek, bolluk ânındaki âfiyetten daha efdaldir ![]() Akıllı, iyiliklerini canlandıran, kötülüklerini öldürendir ![]() Tûl-i emel, fazla yaşama arzusu, serâb gibidir, bunu gören su sanıp aldanır ![]() İyiliği tamamlamak, yeniden başlamaktan daha hayırlıdır ![]() Kendi nefsinden râzı olan, aldanmıştır ![]() ![]() Gerçek dost, ayıbını görüp nasîhat eden, gıyâbında seni koruyan ve seni kendisine tercîh edendir ![]() Ahmaklık; herşeyi fuzûliymiş gibi hiçe saymak ve câhil insanlarla arkadaşlık kurmaktır ![]() Allah için dost olan, kişiye doğru yolu gösteren, fesattan uzaklaştıran ve ibâdetlerinde yardımcı olandır ![]() İlim, maldan daha hayırlıdır ![]() ![]() Fazîlet; çok mal ve büyük işlerle değil, güzel kemâliyet ve hayırlı işlerle olur ![]() İslâmiyet, teslimiyettir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fazîlet, en iyi maldır ![]() ![]() ![]() ![]() Adâlet, halkın dirliği ve düzeni, idârecilerin süsü ve güzelliğidir ![]() Akıllı kimse; dilini kötü söz ve gıybetten koruyan, mü'min; kalbini şek ve şüpheden temizleyendir ![]() İyilikle emretmek, insanların en fazîletli amelleridir ![]() İffet; nefsin koruyucusu ve kinlerden paklayıcıdır ![]() Sabır iki kısımdır; belâya sabır iyi ve güzeldir ![]() ![]() Harâmlardan çekinmek, akıllıların şânı, şereflilerin tabiatındandır ![]() Allah korkusundan dolayı göz yaşı dökmek, kalbi nûrlandırır ![]() ![]() Yaptığı günâh bir işle öğünmek, o günâhı yapmaktan daha kötüdür ![]() Ârifin, yüzü nûr ve tebessüm, kalbi korku ve hüzün doludur ![]() Dünya; güzel, aldatıcı ve geçici bir serâb, çabuk yıkılan bir dayanaktır ![]() Sevgi, kalblerin birbirine yakınlaşması ve rûhların ünsiyetidir ![]() Yumuşaklık, öfke ateşini söndürür ![]() ![]() Mü'min, baktığında ibret alır ![]() ![]() ![]() ![]() Akıl, mü'minin dostu; ilim, vezîri, sabır, askerlerinin komutanı ve amel ise silâhıdır ![]() Îmân ile amel, ikiz kardeş olup, birbirinden ayrılmazlar ![]() Hased edenin sevgisi sözlerinde görülür ![]() ![]() ![]() Yumuşak başlı olanlar; en sabırlı, derhal affedici ve en güzel huylu olan kimselerdir ![]() Allahü teâlâdan hayâ etmek, insanı Cehennem azâbından korur ![]() Gaflet, insana gurûr getirir, helâke yaklaştırır ![]() Mü'min, dünyaya ibret gözü ile bakar ![]() ![]() ![]() Fazîlet, gücü yettiğinde affetmektir ![]() Hayâ ve cömertlik, ahlâkların en efdalidir ![]() Kötü insan, hiç kimseye iyi zan beslemez ![]() ![]() Kâmil olan kimse, aklı, arzu ve isteklerine galip gelendir ![]() Söz ilâç gibidir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram) |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram)Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri: ABDURRAHMAN BİN AVF Abdurrahman bin Avf, ticâretle meşgul olurdu ![]() ![]() Peygamber efendimize peygamberlik emri bildirilmeden bir yıl önce, ticâret için Yemen'e gittiğim zaman, Askelân bin Avâkir-ül-Himyerî'ye misâfir olmuştum ![]() ![]() - İçinizde kendisi hakkında haber ve zikir bulunan zât zuhûr etti mi? Dîniniz hakkında size karşı olan bir kimse var mı? Ben de hep, "hayır, yoktur" derdim ![]() O'na kitap indirdi Nihâyet, Resûlullah efendimize peygamberlik bildirilip, İslâm dînini insanlara gizlice tebliğ etmeye başladığı sene idi ![]() - Ben seni ticâretten daha hayırlı bir müjde ile müjdeleyeyim mi? - Evet, müjdele ![]() - Hiç şüphesiz, Allah senin kavminden, kendisinden râzı olduğu, seçtiği bir peygamber gönderdi ve O'na Kitab da indirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yemenli ihtiyârın söylediği beytleri ezberleyip, Mekke-i mükerremeye döndüm ve Hz ![]() ![]() ![]() - O kimse, Abdullah'ın oğlu Muhammed aleyhisselâmdır ![]() ![]() Hemen Resûlullahın evine gittim ![]() - Arkanda ne haber var, ey Abdurrahman? - Yâ Muhammed, bu ne demek? - Bana tevdî edilmek üzere o kimsenin seninle gönderdiğini getir, ver ![]() ![]() Gerçek kardeşlerimdir Resûlullah efendimizin bu sözlerini işitince hemen Kelime-i şehâdet getirerek Müslüman olma şerefine kavuştum ve Yemenli ihtiyârın söylediği beytleri okuyarak, onun anlattıklarını anlattım ![]() - Zaman zaman öyle mü'minler bulunacak ki, onlar beni görmeden bana inanacak ve beni tasdik edeceklerdir ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Savaş esnâsında yanımda ensârdan iki genç belirdi ![]() ![]() ![]() - Biz, islâm düşmanı Ebû Cehil'i öldürmeye azmettik ![]() ![]() - Peki siz bu işi başarabilecek misiniz? - Resûlullaha ve İslâm dînine hakâret eden kimse sağ olduğu müddetçe, bizim sağ kalmamızın bir önemi yoktur ![]() ![]() Hanginiz öldürdü? Gençlerin bu kararlı hâline gıpta ettim ![]() ![]() - İşte aradığınız, şu karşıdan geçmekte olan kimsedir ![]() Ebû Cehil'i gören gençler, Ebû Cehil'in askerlerinin çokluğuna bile bakmadan, kılıçlarını çektikleri gibi, üzerine atıldılar ![]() Ebû Cehil'in askerleri hiç beklemedikleri böyle bir durum karşısında donakaldılar ![]() ![]() Sonra dönüp Resûlullahın huzuruna geldiler ![]() ![]() - Bunu hanginiz öldürdü? İkisi de birden dediler ki: - Ben öldürdüm ![]() Bunun üzerine, gençlerin kılıçlarını muâyene ettikten sonra; - İkiniz öldürmüşsünüz, buyurdu ![]() Abdurrahman bin Avf hazretleri, Uhud savaşında yirmi yerinden yaralandı ![]() ![]() ![]() - Aziz kardeşim, Allah sana ve çoluk çocuğuna bereket ihsân etsin, malını çoğaltsın! Sen bana çarşının yolunu göster, ben orada ticâret yapar ihtiyâçlarımı karşılarım ![]() Bu serveti nasıl kazandın? Bu sözü Peygamber efendimize bildirilince, çok sevindi ![]() ![]() ![]() - Taşa uzansam, o taşın altında ya altına veya gümüşe rast gelirdim ![]() Abdurrahman bin Avf hazretlerine sordular: - Bu büyük serveti nasıl kazandın? - Çok az kâra râzı oldum ![]() ![]() Abdurrahman bin Avf, Resûlullahın sağlığında Allah yolunda çok mal harcadı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uhud savaşı esirlerinden 30 tanesini azâd ettirdi ve her birine 1000 altın dağıttı ![]() ![]() Birgün buğday, un ve çeşitli zahire yüklü 700 devesi ile Medîne'ye girdiğinde, Hz ![]() - Abdurrahman bin Avf, Cennete emekliyerek girer, buyurduğunu bildirince, Abdurrahman bin Avf, develerin hepsini yükleriyle birlikte Allah yolunda dağıtacağını söz verip, onu şâhit tutmuştur ![]() Resûlullaha imâm oldu Bedir harbinde bulunup da sağ kalanların herbirine, kendi malından 400 dirhem altın para verilmesini vasiyet etti ![]() ![]() Tebük harbi dönüşünde, Peygamber efendimiz gecikince, namaz geçmesin diye, Abdurrahman bin Avf hazretleri imâm yapıldı ![]() ![]() - Bir peygamber sâlih bir kimsenin arkasında namaz kılmadıkça rûhu kabzolmaz, buyurdu ![]() Abdurrahman bin Avf hazretleri nakleder: Bir gün Peygamber efendimiz yalnız olarak, yola çıktı ![]() ![]() Hurmalık bir yere vardı ![]() ![]() ![]() Resûlullah, secdeden başını kaldırıp sordu: - Sen kimsin? - Ben Abdurrahman'ım ![]() - Bir şey mi oldu? - Hayır yâ Resûlallah, secdeniz o kadar uzadı ki, size bir hâl olmasından endişe ettim ![]() - Yâ Abdurrahman! Cebrâil aleyhisselâm şunu müjdeledi: "Yâ Resûlallah, kim ki, sana salât ve selâm getirirse, Cenâb-ı Hakkın magfiret ve selâmına nâil olur ![]() ![]() Seni ağlatan nedir Abdurrahman bin Avf hazretleri, Resûlullahın âhırete teşrîfinden sonra, Onunla geçirdiği günleri hatırlıyarak dâimâ ağlardı ![]() ![]() Nevfel bin İyas hazretleri anlatır: Abdurrahman bin Avf hazretleri, bizi bir gün evine götürdü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Ey Abdurrahman, seni bu kadar ağlatan nedir? - Biz bu kadar ni'metler içerisindeyiz ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman bin Avf, Hicretin 6 ![]() ![]() ![]() Resûlullah efendimiz, Abdurrahman bin Avf'ı yanına çağırıp buyurdu ki: - Hazırlan! Seni bugün veya yarın sabah inşâallah askerî birliğin başında göreceğim ![]() Yolculuk elbisem üzerimdedir Sabah namazını mescidde kıldıktan sonra, Peygamber efendimiz onun Dûmet-ül-Cendel'e hareket etmesini ve oranın halkını İslâmiyete da'vet etmesini emir buyurdu ![]() ![]() - Arkadaşlarından niçin geri kaldın? - Yâ Resûlallah! En son görüşmemin ve konuşmamın sizinle olmasını istedim ![]() ![]() Abdurrahman bin Avf, başına, siyah pamuklu ve kalın bezden, gelişi güzel bir bez sarmıştı ![]() ![]() - Ey İbni Avf! Allahü teâlânın adıyla, O'nun yolunda cihâd et ve Allahı inkâr edenlerle çarpış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman bin Avf, emrine verilen 700 kişilik orduyla birlikte hareket ederek, Dûmet-ül-Cendel'e ulaştı ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman bin Avf, Müslüman olan Esbağ'ın kızı Tümadır ile evlendi ![]() ![]() ![]() ![]() Bunları koruyalım Hz ![]() ![]() ![]() ![]() - Bu gece bir kervan gelmiş ![]() ![]() ![]() ![]() Sabaha kadar bekleyip, sabah namazında mescide gittiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman bin Avf hazretleri, fazîlet ve kemâl sâhibi bir insandı ![]() ![]() ![]() Eshâb-ı kirâmın en zenginlerinden olduğu hâlde, mala karşı en ufak bir sevgisi yoktu ![]() ![]() ![]() Ayakları açık kalıyordu Bir gün bir yerde yemek ikrâm edilmişti ![]() ![]() ![]() "Benden çok hayırlı olan Mus'ab bin Ümeyr şehîd olduğunda, onu bir kumaş parçası ile kefenledik ![]() ![]() Sonra Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oruçlu olduğunu unutup, iftâr yemeğini bile yemedi ![]() ![]() Halîfe Ömer Şam'a gidiyordu ![]() ![]() ![]() - Allahü teâlânın kaderinden kaçmıyalım ![]() Bunun üzerine Halife de buyurdu ki: - Allahü teâlânın kaderinden, yine O'nun kaderine kaçalım, şehre girmiyelim ![]() ![]() Sonra Abdurrahman bin Avf'ı çağırıp sordu: - Sen ne dersin? - Resûlullah efendimizden işittim ki, (Vebâ olan yere girmeyiniz ve vebâ olan bir yerden başka bir yere gitmeyiniz, oradan kaçmayınız) buyurmuştu ![]() Halife de, "Elhamdülillah, benim sözüm hadîs-i şerîfe uygun oldu" deyip Şam'a girmediler ![]() Vebâlı yerden kaçmak Vebâ bulunan yerden dışarı çıkmanın yasak edilmesine sebep, sağlam olanlar çıkınca, hastalara bakacak kimse kalmaz, helâk olurlar ![]() ![]() (Vebâ hastalığı bulunan yerden kaçmak, muharebede kâfir karşısından kaçmak gibi, büyük günâhtır ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() - Ey Cemâ'at! Bu husûsta hepimizin de görüşleri var ![]() ![]() ![]() ![]() Sizler, Müslümanların rehberleri, mürâcaat olunan âlimlerisiniz ![]() ![]() ![]() ![]() Fitne ehli Herkesin muayyen bir eceli, her evin emrine itâat edilen, yasaklarından çekinilen bir emîri, reisi vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nefslerinize ve fitnecilerin sözlerine uymaktan sakınınız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman bin Avf bundan sonra, şu teklifte bulundu: - İçimizden üçümüz, diğer üçümüz lehine adaylıktan çekilsin ![]() Abdurrahman bin Avf'ıın bu teklifi hemen kabûl olunarak Zübeyr Ali'ye, Talhâ Osman'a, Sa'd bin Ebî Vakkâs da Abdurrahman bin Avf'a oylarını verdiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sen emînsin Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman bin Avf'ı Peygamber efendimiz ve Eshâb-ı kirâmın büyükleri methetmişlerdir ![]() - Göktekiler ve yerdekiler katında, sen emînsin ![]() Abdurrahman bin Avf 651 senesinde 75 yaşında vefât etti ![]() Cennetle müjdelenen ümmetin emîni: EBÛ UBEYDE BİN CERRÂH Araplar arasındaki nâdir okuma-yazma bilenlerden olan Ebû Ubeyde bin Cerrâh ve arkadaşları Osman bin Maz’ûn, Ubeyde bin Hâris, Abdurrahman bin Avf, Ebû Seleme, Hz ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İki defa hicret etti Mekke’de kâfirlerin eziyet ve işkencelerinin artması üzerine, Peygamber efendimizin izniyle Habeşistan’a hicret etti ![]() ![]() ![]() Bedir gazâsında, düşman saflarında babası da bulunuyordu ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimiz dahî düşmanı geriletecek şekilde yayıyla, okuyla, kılıcıyla çarpışıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Pek çok Eshâbı çarpışa çarpışa şehîd oldu ![]() ![]() ![]() ![]() İbni Kâmia denilen müşrik, Resûlullahın mübârek başına kılıcını vurdu, miğferin demiri mübârek yanaşına saplandı ![]() Dişleriyle çıkardı Eshâb-ı kirâm, tekrar toparlanıp müşriklere saldırdı ![]() ![]() ![]() ![]() Bu savaş, Eshâb-ı kirâmın düşmanı kovalamasıyla neticelendi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Resûlullah efendimiz, hicretin onuncu yılının Rebî’ul-evvel ayının 12’sinde, Pazartesi günü öğleden önce vefât etti ![]() ![]() ![]() Bir karışıklık çıkabilir Hz ![]() ![]() ![]() ![]() - Ebû Bekir ve Ömer burada mı? Hz ![]() ![]() - Evet buradayız ![]() - Medîneliler, Benî Sa’îde Konağında toplandılar, kimin halîfe olacağını konuşuyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müslümanlar arasında büyük bir ayrılık baş göstermek üzere idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Bizler, Resûlullaha yardım ettik ![]() ![]() ![]() Hâlbuki Resûlullah her yerde, sağ yanına Hz ![]() ![]() ![]() Üçü birdenbire meydana çıkınca, sanki Resûlullah kalkmış, oraya gelmiş gibi oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Ey Ensâr! Başlangıçta, bu dîne hizmet eden sizlerdiniz ![]() Sonra Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Yâ Ebâ Bekir! Resûlullah, seni hepimizin önüne geçirdi, elini uzat! Ben seni halîfe seçtim ![]() İlk bî’at, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yüzleri en güzel yüz Eğer, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() - Kureyş halkının içinde üç kişi vardır ki, yüzleri en güzel yüz; akılları, en selim akıl; kalbleri, en metîn kalbdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm kumandanları bu savaş için Hâlid bin Velîd’i başkumandan seçtiler ![]() ![]() ![]() ![]() Yüzbin Rum öldürüldü Bizans ordusu üzerine saldırıya geçildi ![]() ![]() ![]() O da Müslümanların safında Bizanslılarla savaştı ![]() ![]() ![]() ![]() Bu savaşta İslâm kadınları da savaştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fethettiği yerlere memurlar tayin ederek Kudüs’e geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rum Kayseri Heraklius, kaybettiği toprakları geri almak için harekete geçti ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şam’da 639 senesinde, veba hastalığı salgın hâlde olup, çok Müslümanın ölümüne sebep olmuştu ![]() ![]() ![]() ![]() - Namazınızı kılınız! Orucunuzu tutunuz! Sadakanızı veriniz! Haccınızı yapınız! Birbirinize iyilikte bulununuz! Âlimlere ve büyüklerinize itaat ediniz! Dünyaya aldanmayınız! İnsanların en akıllısı Allahü teâlânın emirlerini yerine getirenlerdir ![]() ![]() Yemin ederim ki ![]() ![]() ![]() Bu sözleri söyledikten sonra gözlerini yummuş, yerine Mu’âz bin Cebel’i vekil etmişti ![]() ![]() Mu’âz bin Cebel hazretleri cemâ’ate bir hutbe okudu ![]() - Yemin ederim ki, Ebû Ubeyde gibi, dinine bağlı, temiz ve merhametli insanlar çok azdır ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Askerlerine ve tebaasına çok şefkatli idi ![]() ![]() ![]() ![]() Sağlığında, Cennet ile müjdelenen iki büyük Sahâbî selâmlaştılar ![]() ![]() ![]() - Buyurunuz yâ Emîr-el-Mü’minîn, diyerek, onu evine götürdü ![]() Hz ![]() - Nerede senin eşyan? Burada bir keçe, bir kırba gibi şeylerden başka bir şey yok ![]() Seni değiştirmedi Hz ![]() ![]() ![]() - Sen bizlere, “Kuşluk vakti dinlenmemize yetecek kadar şey bize kâfi” demiştin ![]() Bu kadarı da bizim için kuşluk dinlenmesine kâfidir ![]() ![]() - Ey kardeşim Ebû Ubeyde, dünya herkesi değiştirdi, yalnız seni değiştiremedi ![]() Bir defa Hz ![]() ![]() - Dikkat et, bakalım bu parayı ne yapacak? Hz ![]() ![]() ![]() - Hamdolsun ki, Müslümanlar arasında böyle insanlar var ![]() Peygamberimizin huzuruna 630 senesinde, Necrân’dan bir Hyristiyan heyeti geldi ![]() ![]() - Yâ Resûlallah! Eshâbından bir emîn kimseyi bizimle beraber gönder, zekâtlarımızı, vergilerimizi ona verelim! Peygamberimiz de yemin edip, buyurdu ki: - Gâyet emîn bir kimseyi sizinle gönderirim ![]() Kalk yâ Ebâ Ubeyde! Eshâb-ı kirâm, emîn olarak kimin şerefleneceğini merak ediyorlardı ![]() - Kalk yâ Ebâ Ubeyde! Ümmetimin emîni işte budur! Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Öyle sanıyorum ki, siz, Ebû Ubeyde’nin hayli dünyalıkla geldiğini duydunuz, onu sevinçle karşılıyorsunuz! Onlar da, “Evet yâ Resûlallah” diye tasdik ettiler ![]() Bunun üzerine Resûlullah efendimiz buyurdu ki: - Sevininiz ve sizi sevindirecek ni’metleri bundan böyle her zaman umunuz! Vallahi bundan sonra, sizin fakir olacağınızdan korkmam ![]() ![]() Resûlullah efendimiz sahil tarafına bir sefer düzenleyip, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Biz bu yola çıktık ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Ubeyde, bu hurmadan hergün azar azar vererek bizi geçindiriyordu ![]() ![]() Bize de yediriniz! Sonra deniz sahiline vardık ![]() ![]() ![]() - Bu deniz mahlûkunun etinden yiyiniz! Biz de yedik ![]() ![]() - Azîz mücâhidler, yiyiniz! Allahü teâlâ onu denizden rızıklanmanız için çıkarmıştır ![]() Ve getirilen etten yediler ![]() Rum Kayseri Heraklius’un büyük ordularını perişan eden İslâm askerlerinin başkumandanı Ebû Ubeyde bin Cerrâh hazretleri, zafer kazandığı her şehirde adamlarını bağırtarak, Rumlara halîfe Hz ![]() ![]() Ey Rumlar! Allahü teâlânın yardımı ile ve halîfemiz Ömer’in emrine uyarak, bu şehri de aldık ![]() Sizi koruyacağız! Malınıza, canınıza, ırzınıza kimse dokunmayacaktır! İslâmiyetin adâleti aynen size de tatbik edilecek, her hakkınız gözetilecektir! Dışardan gelen düşmana karşı, Müslümanları koruduğumuz gibi, sizi de koruyacağız! Bu hizmetimize karşılık olmak üzere, Müslümanlardan hayvan zekâtı ve uşr aldığımız gibi, sizden de, senede bir kere cizye vermenizi istiyoruz ![]() ![]() Humus Rumları, cizyelerini seve seve getirip, Beytülmâl emîni Habîb bin Müslim’e teslim ettiler ![]() ![]() Cizyeleri geri alın! Bunun üzerine Ebû Ubeyde hazretleri, şehirde memurların şöyle başırmalarını emretti: Ey Hıristiyanlar! Size hizmet etmeye, sizi korumaya söz vermiştim ![]() ![]() ![]() Size verdiğim sözde duramayacağım ![]() ![]() Suriye şehirlerinin çoğunda da böyle oldu ![]() ![]() Sevinçlerinden ağladılar ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() - Allahü teâlânın dînine hizmet için ne isterdiniz? Birisi hizmet için ev dolusu altın, bir başkası da mücevher istedi ![]() ![]() - Sen ne isterdin? Hz ![]() - Ben de Ebû Ubeyde bin Cerrâh gibi emin arkadaşlarımın olmasını isterdim ![]() ![]() Şam’ın fethinde, Müslümanların, tarihin şeref levhasına geçmesine sebep bir olay olmuştur ![]() Şam’ın fethinde, Hâlid bin Velid hazretleri, şehrin bir tarafından girdi ![]() ![]() Hedefi, o zaman için şehrin en büyük kilisesi olan şimdiki Câmi-i Emevî idi ![]() Aynı anda kiliseye girdiler Şehrin diğer tarafından da, Ebû Ubeyde bin Cerrâh hazretlerinin komutasındaki askerler ilerliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Müslümanlar, İslâm şehri olduğunun simgesi olarak, kılıç zoru ile aldıkları şehrin en büyük kilisesini câmiye çevirir, diğer kiliselere dokunmazlardı ![]() ![]() Bu iki büyük kumandan, aynı anda iki ayrı kapıdan bu kiliseye girdiler ![]() ![]() Bu büyük zaferden dolayı, birbirlerini tebrik için kucaklaştılar ![]() ![]() ![]() - Yâ Hâlid! Bilmez misin, sulh, barış yolu ile alınan şehrin kiliselerine dokunulmaz! - Fakat ben kılıç kullanarak buraya geldim ![]() - Ben ise kılıç kullanmadım, barış yolu ile buraya kadar geldim ![]() - Peki o zaman ne yapacağız yâ Ebâ Ubeyde? - Kilisenin yarısı yine kilise olarak kalacak, diğer yarısı câmiye çevrilecek! Çünkü, kilisenin yarısı kılıç zoruyla, diğer yarısı sulh yoluyla alındı ![]() O meşhur Bizans generallerini karşısında heybetinden titreten Hâlid bin Velid’in, karara en ufak bir şekilde bile tepkisi olmadı ![]() ![]() Yarısı câmiye çevrildi Bu hâdiseden sonra, kilisenin yarısı câmiye çevrildi ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Ubeyde bin Cerrâh hazretleri, sağ iken, Cennet ile müjdelenen on Sahâbîden biridir ![]() ![]() ![]() ![]() Sevgili Peygamberimizin yanında bütün gazâlarda bulundu ![]() - Ebû Bekir Cennettedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resûlullahın okçusu: Sa’d bin Ebî Vakkâs Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, Hz ![]() ![]() ![]() Onyedi yaşında idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Seni de aramıza alalım Ayın doğduğu tarafa doğru ilerlemeye başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Siz buraya ne zaman geldiniz? - Yeni geldik ![]() ![]() ![]() Sabahleyin bu rü’yâyı hatırlayınca, çok şaşırdı ![]() ![]() ![]() ![]() - Yâ Ebâ Bekir, ben üç gün önce şöyle bir rü’yâ gördüm ![]() - Gel benimle, seni cihânı aydınlatan nûra götüreyim! Rü’yânın ta’bîri budur ![]() Sonra beraberce, Peygamber efendimizin huzûruna gittiler ![]() ![]() ![]() Annesi, Müslüman olduğunu duyunca, çok kızdı ![]() ![]() ![]() - Senin dînin, hısım akrabâya iyi muâmele edilmesini, onları üzmemek lâzım geldiğini ve onların emirlerine uymak gerektiğini emretmiyor mu? - Dînimiz, ana-babayı ve akrabâyı üzmemeyi emretmektedir ![]() Bunun üzerine annesi esas maksadını söyledi: - Yâ Sa’d! Vallahi, sen bu yeni dinden vazgeçip, atalarımızın dînine dönünceye kadar, yiyip içmiyeceğim ![]() ![]() İster ye, ister yeme! O güne kadar, annesini üzmeyen, bir dediğini iki etmeyen Hz ![]() - Ey anne, senin yüz canın olsa ve her birini İslâmiyeti bırakmam için versen, ben yine dînimden vazgeçmem! Artık ister ye, ister yeme! Bu senin bileceğin bir iştir ![]() ![]() ![]() Annesi, oğlunun İslâmiyete olan bu bağlılığını görünce, çâresiz kalıp yemeye içmeye başladı ![]() Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretlerinin başından geçen, annesiyle ilgili bu hâdiseden sonra, Allahü teâlâ, evlâdın ana-babaya hangi hâllerde tâbi olacağı, onların hangi emirlerini yerine getireceği husûsunda, Ankebût sûresinin sekizinci âyet-i kerîmesini gönderdi ![]() Bu âyet-i kerîmede meâlen buyuruldu ki: (Biz insana, ana-babasına iyilikte bulunmasını tavsiye ettik ![]() ![]() ![]() İlk kan akıtan oldu Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, Eshâb-ı kirâmın en cesûr ve kahramanlarındandır ![]() İslâmiyetin ilk yıllarında, Müslümanlar, müşrîklerden çok ezâ ve cefâ görüyorlardı ![]() İbâdetlerini rahat bir şekilde yapamıyorlardı ![]() Bir gün Hz ![]() ![]() ![]() Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, bunların üzerine yürüdü ![]() Eline geçirdiği bir deve kemiği ile, müşrîklerin elebaşısının kafasını yardı ![]() ![]() Uhud savaşında çok kahramanlıklar gösterdi ![]() ![]() Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, ayrıca "Allah yolunda ilk ok atan sahâbî"dir ![]() ![]() ![]() ![]() - At yâ Sa’d! Ayrıca onun için şöyle duâ buyurmuştur: - İlâhî, bu senin okundur ![]() Bizden geri kalmazsın! Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, Vedâ haccından sonra, Mekke’de hastalandı ![]() - Yâ Resûlallah, siz Medîne’ye döneceksiniz ![]() ![]() Peygamber efendimiz, Medîne’ye beraber döneceklerini işâret ederek buyurdu ki: - Hayır, sen bizden geri kalmazsın! Umarım, sen uzun zaman yaşayacaksın ![]() ![]() Peygamber efendimiz sonra da şöyle duâ ettiler: - Yâ Rabbî, Eshâbımın Mekke’den Medîne’ye dönüşünü tamamla! Bunun üzerine, Hz ![]() ![]() Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Ba’zıları bizzat bu ordunun başına, kumandan olarak, Halîfe Hz ![]() ![]() ![]() ![]() İşte aradığın kimseyi buldun! Sa’d bin Ebî Vakkâs’ın ismini duyan Eshâb-ı kirâmın hepsi, ittifakla, Hz ![]() - İşte aradığın kimseyi buldun! Bunun üzerine Hz ![]() ![]() - Yâ Sa’d, Resûlullahın dayısıyım diye sakın gururlanma! Allahü teâlâ, kötülüğü, ancak iyilik ile yok eder ![]() ![]() ![]() Namazlarınızı muntazam kılın! Ordunda, günâh işleyen asker bulunmasın! Günâh işleyenleri hemen uzaklaştır! Allahın Resûlü ne yaptıysa, nasıl hareket ettiyse, sen de öyle yap! Sabrı elden bırakma! Hz ![]() ![]() ![]() Kadsiye savaşı; İslâm ordusu ile İran ordusu arasında oldu ![]() ![]() ![]() ![]() - Ya Müslüman olursunuz, ya da cizye verirsiniz veya harp edersiniz! Yâ Sa’d, müjde! İran Kisrâsı buna sinirlenerek dedi ki: - Eğer benden önce elçi öldüren bir melik olsaydı, ben ikincisi olup, sizi öldürürdüm! Bundan sonra bir miktar toprak getirterek, sözlerine şöyle devam etti: - Bende sizin için başka şey yok ![]() ![]() Bunun üzerine, elçiler arasında bulunan Âsım bin Amr kalkıp toprağı yüklendi, dışarı çıktılar ![]() ![]() - Yâ Sa’d, müjde! Allahü teâlâ onların toprağını bize verdi ![]() Eshâb-ı kirâm, verilen bu bir parça toprağın, daha sonra İran toprağının tamamının verileceğine dâir Allahü teâlânın bir müjdesi olduğuna inandılar ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Sebât ediniz! Onlar üç gün içinde, bu şartları kabûl etmediler ![]() ![]() ![]() - Mevkilerinizde sebât ediniz! Öğle namazından sonra, beş-dört tekbîr alacağım ![]() İslâm askerleri, bildirilen emirle düşmana hücûm ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() Önce İran ordusu komutanları öldürüldü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha sonra Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, bu fethi, şu mektupla Hz ![]() Îmân edenlerin yardımcısıdır "Rahmân ve Rahîm olan Allahü teâlânın adıyla ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâ, bize ihsânı ile, gözün görmediği meydanlarda at koşturmayı nasîb etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yezd-i Cürd kaçtı ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sa’d bin Ebî Vakkâs Cennettedir Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() - Ebû Bekir Cennettedir, Ömer Cennettedir, Osman Cennettedir, Ali Cennettedir, Talhâ Cennettedir, Zübeyr Cennettedir, Abdurrahman bin Avf Cennettedir, Sa’d bin Ebî Vakkâs Cennettedir, Sa’îd bin Zeyd Cennettedir, Ebû Ubeyde bin Cerrâh Cennettedir ![]() Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri buyurdu ki: Resûlullah efendimiz, her namazın ardından, muhakkak şöyle duâ ederdi: "Yâ Rabbi! Cimrilikten, korkaklıktan, erzel-i ömür denilen ihtiyârlıktan, bunaklıktan, dünya fitnesinden ya’nî Deccâlın fitnesinden ve kabir azâbından sana sığınırım ![]() Hz ![]() Resûlullah efendimiz, Eshâb-ı kirâm arasında kardeşlik te’sîs ettikleri zaman, Hz ![]() - Yâ Ali! Sen benim dünyada da âhırette de kardeşimsin ![]() ![]() ![]() Üç gün ağladım Resûlullaha bir köylü gelerek dedi ki: - Bana, söyleyebileceğim bir kelime öğret ![]() Resûlullah efendimiz buyurdu ki: - "Allah birdir, O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur ve O’nun ortağı da yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() - Bunlar Rabbim içindir ![]() Resûl-i ekrem efendimiz buyurdu ki: - "Allahım beni bağışla ve koru! Bana hidâyet ver ve rızıklandır" de! Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri buyurdu ki: - Mü’min, bir iyilikle karşılaşsa, Allaha şükreder ![]() ![]() ![]() ![]() Bir kimse gündüz hatim okursa, melekler ona akşama kadar duâ eder ![]() ![]() Kadsiye zaferinden sonra bir müddet Medâyin’de kalan Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bana duâ et! Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ömrünün sonlarına doğru, gözleri görmez olmuştu ![]() ![]() ![]() Abdullah bin es-Sâib anlatır: "Ben genç idim ![]() ![]() ![]() - Sen, Mekke’nin, Kur’ân-ı kerîmi en iyi okuyanlarından birisi değil misin? Ben de, "Evet" dedikten sonra bir ara sordum: - Efendim, sizin duânız makbûl olup, herkese duâ ediyorsunuz ![]() Hz ![]() - Oğlum, Allahü teâlânın benim hakkımdaki takdîri, ya’nî gözümün görmemesi, gözümün görmesinden daha güzeldir ![]() Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, bir gün Peygamberimize dedi ki: - Yâ Resûlallah, duâ buyur da, Allahü teâlâ, benim her duâmı kabûl etsin! Resûlullah efendimiz cevâbında buyurdu ki: - Duânızın kabûl olması için helâl lokma yiyiniz! Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri haramdır ![]() ![]() Sâlih kimse Hz ![]() Resûlullah efendimiz gazvelerin birinde, geceleyin Medîne’ye dönüp geldiğinde buyurdu ki: - Ne olurdu, sâlih bir kimse çevremizde bekçilik yapsa ![]() ![]() ![]() Birden bir ses duyduk ![]() ![]() Bu arada Sa’d bin Ebî Vakkâs’ın sesi duyuldu: - Benim, Sa’d bin Ebî Vakkâs ![]() Peygamberimiz sordular: - Buraya niçin geldin? - İçimden bir ses, "Resûlullah yalnızdır, korkarım ki, din düşmanları ona bir sıkıntı ve eziyet verirler" dedi ![]() ![]() Bunun üzerine Resûlullah efendimiz, ona hayır duâ etti ve istirâhate çekildiler ![]() Uhud savaşında bir ara müşrikler Uhud dağına tırmanmaya başlayınca, Resûlullah efendimiz, yanında bulunan Hz ![]() - Onları geri çevir! Hz ![]() - Yâ Resûlallah, yanımda bir tek okum kaldı ![]() Peygamber efendimiz emrini üç kere tekrarladı ![]() Bundan sonrasını Hz ![]() Bir ok daha buldum Ok çantamda kalan bir oku aldım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra bir daha baktığımda yine aynı oku buldum ![]() ![]() ![]() ![]() Ben de kendi kendime, "Bu mübârek bir oktur" dedim ve bu oku hep yanımda taşıdım ![]() Rivâyete göre Hz ![]() ![]() ![]() "Uhud’da Resûlullahın sağında ve solunda beyaz elbiseli iki kişi gördüm ki, onlar en şiddetli şekilde çarpışıyorlardı ![]() ![]() "Hz ![]() ![]() ![]() ![]() "Vallahi, kardeşim Utbe’yi öldürmek için duyduğum hırsı, hiçbir adamı öldürmeye karşı duymamışımdır ![]() ![]() - Ey Allahın kulu! Sen ne yapmak istiyorsun? Yoksa sen kendini öldürtmek mi istiyorsun? Bunun üzerine, onu aramaktan vazgeçtim ![]() ![]() Harp hiledir Uhud savaşının sonunda müşrikler, Uhud’u terkedip Mekke’ye dönme kararı aldıklarında, Resûlullah efendimiz, Hz ![]() ![]() ![]() - Yâ Resûlallah! Müşrikler develerine bindiler, atları yedeğe aldılar, Mekke’ye yöneldiler! Resûlullah efendimiz buyurdu ki: - Yavaş konuş, şüphesiz harp hiledir ![]() ![]() Sonra, Peygamber efendimizin tekrar sormaları üzerine, Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, gördüklerini ve işittiklerini tekrarladı ![]() ![]() ![]() ![]() - Müslümanlar zafer kazanmadan, müşriklerin gitmesine sevinmeyi hoş görmedim ![]() Resûlullah efendimiz de buyurdu ki: - Zaten Sa’d harb hastasıdır ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Müslüman olanlardan: TALHÂ BİN UBEYDULLAH Hz ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() - Panayıra gelenlere sorun; içlerinde Mekke'den gelen var mı? diye seslendi ![]() - Evet, ben Mekkeliyim, dedi ![]() - Ahmed zuhûr etti mi? - Ahmed kimdir? - Abdullah bin Abdülmuttalib'in oğludur ![]() ![]() ![]() ![]() Olan bir şey var mı? Râhibin sözleri Hz ![]() ![]() - Olan biten bir şey var mı? diye sordu ![]() - Evet var ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine doğruca Hz ![]() ![]() - Sen Muhammed aleyhisselâma tâbi' mi oldun? diye sordu ![]() ![]() - Evet, tâbi oldum ![]() ![]() Bunun üzerine Talha bin Ubeydullah, râhibin söylediklerini anlattı ![]() ![]() ![]() ![]() Talhâ bin Ubeydullah, Müslüman olduğu zaman, en yakın akrabâları dâhil olmak üzere Mekke müşriklerinden çok işkence gördü ![]() ![]() ![]() ![]() Nevfel bin Huveylid bin Adeviyye, adamları ile birlikte Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dînimden dönmem Hz ![]() Safâ ile Merve arasında dolaşırken, elleri boynuna bağlı ve kalabalık bir grup tarafından tâkib edilen bir delikanlı gördüm ![]() - Bu kimdir, hangi suçu işledi de böyle bağladınız? - Bu Talhâ bin Ubeydullah'dır ![]() ![]() - Ya şu kadın kim ? - Onun annesi Sa'ba binti Hadramî'dir ![]() Talhâ bin Ubeydullah, bütün bu akıl almaz sıkıntılara göğüs geriyor: - Beni öldürseniz de dinimden asla dönmem, diye karşılık veriyordu ![]() Peygamber efendimiz, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uhud savaşı Uhud'da; Eshâbı kirâm, Peygamberimizin etrâfında toplanmışlar, canlarını siper edip O'nu muhâfazaya çalışıyorlardı ![]() ![]() ![]() Uhudda Müslümanlar birara şaşkınlık içinde bulunup dağıldıkları zaman, sevgili Peygamberimiz; - Ey Allahın kulları bana doğru geliniz! Ey Allah'ın kulları bana doğru geliniz! buyurarak seslenince ancak otuz sahâbî gelebilmişti ve Peygamber efendimiz müşrikler tarafından tamâmen kuşatılmıştı ![]() Müşriklerin iyice yaklaştıkları bir sırada, Peygamberimiz; - Şunları kim karşılar, kim durdurur? buyurdu ![]() Herkesten önce ![]() ![]() ![]() Talhâ bin Ubeydullah hazretleri; - Ben Yâ Resûlallah! deyip ileri atılmak istedi ![]() Peygamber efendimiz; - Senin gibi daha kim var? buyurdular ![]() - Yâ Resûlallah! Ben! diyerek izin istedi ![]() - Haydi, sen karşıla! buyurunca Medîneli Sahâbî ileri fırladı ve müşriklerin üzerine atıldı ![]() ![]() ![]() Resûl-i ekrem efendimiz, yine; - Şunları kim karşılar, kim durdurur? buyurdular ![]() Herkesten önce yine Talhâ hazretleri: - Ben Yâ Resûlallah! diyerek ileri çıktı ![]() Peygamber efendimiz; - Senin gibi daha kim var? diye sorunca, Ensardan bir mübârek; - Ben karşılarım yâ Resûlallah! dedi ![]() - Haydi onları sen karşıla! O da müşriklerle çarpışa çarpışa şehid oldu ![]() Bu şekilde Peygamber efendimizin o anda yanında bulunan bütün sahâbîler vuruşa vuruşa şehâdete erdiler ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sevginin işâreti Müşriklerden çok keskin nişancı, attığını vuran Mâlik bin Zübeyr adlı bir okçu vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() Uhud savaşında müşriklerin saldırdığı ve Resûlullah efendimiz ve Talha bin Ubeydullah'ın yanında kimse kalmadığı anda, Hz ![]() ![]() Yiğitlerin efendisi Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Yüzüne su serptiler Sevgili Peygamberimiz, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Yâ Ebâ Bekir! Resûlullah nasıl? - Resululah iyidir ![]() - Allahü teâlâya sonsuz şükürler olsun ![]() ![]() O sırada bir kaç sahâbi daha yetişti ![]() ![]() ![]() ![]() - Allahım! Ona şifâ ver, kuvvet ihsân eyle! diye duâ buyurdular ![]() Resûl-i ekrem efendimizin bir mu'cizesi olarak, Hz ![]() ![]() - Uhud günü, yer yüzünde sağımda Cebrâil'den, solumda Talhâ bin Ubeydullah'dan başka bana yakın bir kimsenin bulunmadığını gördüm ![]() Yine Uhud'da İbni Kâmia kâfiri Peygamberimizi öldürmeye yemin etmiş idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kılıç darbesi ile Resûlullahın mübârek omuzları yaralandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimiz bundan sonra Uhud dağındaki kayalığa çıkıp dinlenmek istediler ![]() ![]() ![]() - Yâ Resûlallah! Ben sizi çıkartayım, diyerek, hemen yere çöktü ![]() ![]() - Talha Resûlullaha yardım ettiği zaman Cennet ona vâcib oldu ![]() Talhâ bin Ubeydullah, Uhud Harbi'nden Mekkenin fethine kadar geçen süre içinde yapılan bütün savaşlara katıldı ![]() ![]() Feyyâz lakabını aldı Tebük gazvesinden herkes elinden gelen gayretle orduyu techiz etmek, (donatmak) için uğraşırkan, o da, herkesle yarışırcasına, varını yoğunu nesi varsa sarfetmiş, bundan dolayı, Feyyâz lakabını almışıtır ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() - Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Talhâ bin Ubeydullah, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Talhâ bin Ubeydullah, Cemel vak'asında şehid oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Ey Talhâ! Semânın yıldızları altında seni toprağın üzerinde serili görmek bana pek ağır geldi ve beni kalbimden vurdu ![]() ![]() ![]() Bana eziyet veriyor Vefâtından yirmi yıl sonra kızı Âişe, bir gece rü'yâsında babasını gördüğünde; - Yâ Âişe! Kabrimin bir tarafından sızan su bana eziyet veriyor, beni buradan çıkar da başka yere defnet, diye tenbih buyurdu ![]() Bunun üzerine kızı Âişe! çok üzüldü ve akrabâlarından bâzılarını alarak kabr-i şerifini açtılar ![]() ![]() Hz ![]() ![]() - Yeryüzünde Cennet'lik bir kimse görmek isteyen, Talhâ bin Ubeydullah'a baksın! Hz ![]() Bir gün Ebû Bekir-i Sıddîk Resûlulahın yanına girmişti ![]() - Yâ Ebâ Bekir! Sen, Atîk ya'nî Allahü teâlânın Cehennem'den âzâd ettiği kişisin, buyurdu ![]() ![]() Sonra Talhâ bin Ubeydullah içiri girdi ![]() - Ey Talhâ! Sen de şehîd olmayı bekliyenlerdensin ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Günlük geliri bin altın idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün bir Bedevî, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahlâkını bilirim Eshâb-ı kirâmdan bir çok zât, Ümmi Ebân hâtunla evlenmek için teklifte bulunmuşlardı ![]() ![]() ![]() - Onun ahlâkını bilirim ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Cennetle müjdelenenlerden: ZÜBEYR BİN AVVÂM Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Îmân ettiği vakit, amcası çok kızmıştı ![]() ![]() - Aslâ küfre dönmem! Allah birdir ![]() ![]() ![]() Böylece, yapılan bütün işkencelere büyük bir sabır ve metânet gösteriyordu ![]() Allah sizi yine toplar Îmân edenler çoğaldıkça, müşrikler, korkularından Müslümanlara akla hayâle gelmedik işkenceler yapıyorlardı ![]() - Siz bâri yeryüzüne dağılın! Yüce Allah, sizi yine toplar ![]() Eshâb-ı kirâm sordular: - Yâ Resûlallah nereye gidelim? - Habeş ülkesine gitseniz iyi olur ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine, içlerinde Zübeyr bin Avvâm hazretlerinin de bulunduğu 15 kişilik bir kâfile Habeşistan’a hicret etti ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() "Biz Habeşistan’da huzur içinde yaşarken, bir grup Habeşli Necâşi'ye isyân ederek saltanatını elinden almak istedi ![]() ![]() ![]() Necâşî de bunların üzerine yürüdü ![]() ![]() ![]() ![]() - Kim savaş cephesine gidip, bize haber getirir? Hz ![]() - Ben giderim! - Peki, sen git! Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müjde, Necâşî zafere erişti! Biz ise, Necâşî’nin düşmana gâlip gelmesi ve memleketinin başında kalması için, Allahü teâlâya duâ ettik ![]() ![]() ![]() ![]() - Müjde, Necâşî zafere erişti ve Allahü teâlâ, onun düşmanını helâk etti ve ona memleketinde kalmaya kudret verdi ![]() O zamana kadar böyle sevindiğimizi hatırlamıyorum ![]() Necâşî, Allahü teâlânın izniyle o kâfiri mağlup ederek sağ sâlim sarayına döndü ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimiz Medîne’ye hicret ettiği zaman, Hz ![]() ![]() Peygamber efendimiz, Bedir muharebesinde Hz ![]() - Meleklerin alâmetleri ve nişanları vardır ![]() Savaş şiddetli geçiyordu Bunun üzerine Zübeyr bin Avvâm hazretleri, başına sarı bir sarık sardı ![]() ![]() "Bedir günü, ben, müşriklerden Ubeyde bin Sa’îd’le karşılaştım ![]() ![]() ![]() ![]() Elimdeki mızrağımı hemen onun gözüne sapladım ![]() ![]() ![]() ![]() Meleklerin de katıldığı Bedir savaşı çok şiddetli geçiyordu ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mekkeli müşrikler bu yenilgiyi unutamamış, bir yıl sonra tekrar Medîne’ye hareket etmişlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Zübeyr bin Avvâm ve Mikdâd bin Esved, biner süvâriye denk tutulurdu ![]() ![]() Onu yere düşür! Bu savaşın başında, Mekkeli müşriklerden biri, çarpışmak için er diledi ![]() ![]() Bunun üzerine Zübeyr bin Avvâm, başına sarı bir sarık sararak meydana yürüdü ![]() ![]() - Onu yere düşür! Zübeyr bin Avvâm o müşriki yere düşürdü ![]() ![]() - Eğer Zübeyr, onun karşısına çıkmasaydı, ben çıkacaktım ![]() Uhud savaşında müşriklerin okçuları, Peygamber efendimizi ok yağmuruna tutunca, Eshâb-ı kirâm, Peygamber efendimizi ortalarına aldılar ![]() ![]() Zübeyr bin Avvâm ve arkadaşları, Peygamber efendimizin etrafında pervane gibi dönerek, gelen oklara ve kılıçlara vücutlarını siper ettiler ![]() Hamdolsun iyidir Pek çok Eshâb-ı kirâm çarpışa çarpışa şehîd oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uhud savaşı bitmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() - Anneni geri çevir, kardeşinin cesedini görmesin ![]() Zübeyr bin Avvâm hazretleri, "Anneciğim! Resûlullah geri dönmenizi emrediyor" deyince, Hz ![]() - Eğer ona yapılanı benim görmemem için geri döneceksem, zaten ben kardeşimin cesedinin kesilip biçildiğini öğrenmiş bulunuyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() - Öyle ise bırak görsün! Hamza için getirdim Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() "Annem Safiyye binti Abdülmuttalib Uhud’da yanında getirdiği iki hırkayı çıkarıp dedi ki: - Bunları, kardeşim Hamza için getirmiştim ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uhud’dan dönüşte, Peygamber efendimiz yolda, münâfıklardan Ebû Azzel Cümehi’yi yakaladı ![]() ![]() ![]() ![]() - Vallahi bundan sonra artık, sen ellerini okşayıp, Muhammed’e iki kere hîle ettim diyemiyeceksin ![]() Zübeyr bin Avvâm hazretleri, Allah yolunda kılıç sıyıranların ilkidir ![]() ![]() ![]() - Ey Zübeyr! Ne var, nedir bu hâlin? - Efendim, size bir zarar verdiler diye korktum, onun için kılıcımı sıyırdım ![]() Bir kişi yok mu? Hz ![]() "Hendek günü iş ağırlaşınca, Resûlullah efendimiz bize, "Benî Kureyza’nın tutum ve davranışını öğrenip gelebilecek bir kişi yok mu? diye sordular ![]() ![]() ![]() İşler yine ağırlaşınca, Resûlullah efendimiz tekrar sordular: - Bize, Benî Kureyza’nın tutum ve davranışını öğrenip gelebilecek bir kişi yok mu? Yine Zübeyr bin Avvâm dedi ki: - Ben, gider, öğrenir, gelirim ![]() Gidip, onların tutum ve davranışlarını öğrenip geldi ve durumu arzetti: - Yâ Resûlallah! Onları, kalelerini tâmir ederken ve harp tâlimleri yaparken gördüm ![]() ![]() Bunun üzerine Resûlullah efendimiz buyurdu ki: - Her Peygamberin bir havârisi vardır ![]() ![]() Benî Kureyza Yahûdîlerinin tutum ve davranışlarını gözetlemek ve öğrenmek üzere, Peygamber efendimizin gönderdiği kişilerin ilki Hz ![]() ![]() Hendek savaşında da müşrikler bozguna uğradılar ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamberimiz Hendek savaşından sonra da Hayber üzerine yürüdüler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oğlum şehîd mi oluyor? Hz ![]() ![]() ![]() - Yâ Resûlallah! Oğlum şehîd mi oluyor? Resûl-i ekrem de, "Hayır" buyurdu ![]() Resûl-i ekremin bu beyânından birkaç dakika sonra, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Hayber kalesinin fethinden sonra Mekke’yi fethetmek için hazırlıklar yapıldı ![]() Peygamber efendimizin Mekke’yi fethetmek için hazırlık yaptığını, müşriklere haber vermek için yazılan bir mektup, bir kadın vasıtası ile, gizlice Mekke’ye gönderildi ![]() Sâre adındaki bu kadın, bu mektubu, başına yerleştirdikten sonra, üzerinden saçlarını belikler hâlinde örerek mektubu gizledi ve Kureyşlilere teslim etmek üzere yola çıktı ![]() Acele gidiniz! Bu durumu Cebrâil aleyhisselâm Peygamberimize bildirdi ![]() ![]() ![]() ![]() - Acele gidiniz! Hah denilen yere vardığınızda, orada, yanında bir mektup bulunan, hayvan üzerinde bir kadın bulacaksınız ![]() [Hah; Medîne ile Mekke arasında bir yer olup, Medîne korularındandır ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() - Yanında götürmekte olduğun mektup nerede? Kadın cevap verdi: - Benim yanımda mektup falan yok ![]() Kadının eşyalarını aradılar, mektubu bulamayınca, Hz ![]() - Resûlullah efendimiz bize, senin yanında mektup olduğunu söyledi ![]() ![]() ![]() Kadın yeminler ederek, inkâra devam ettiyse de, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fetih hazırlıkları tamamlanınca Hicretin 8 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte o Zübeyr’dir Mekkeli müşrikler Mekke’yi harpsiz teslim ettiler ![]() ![]() ![]() - Durunuz ki, zayıflarınız yürüsün ve geride kalanlar bize yetişsinler! Hezîmete uğrayanlar gelip onlara kavuşuncaya kadar orada durdular ![]() - Geriye bakın neler görüyorsunuz? - Uylukları uzunca bir süvâri görüyoruz ![]() ![]() - İşte o, Zübeyr bin Avvâm’dır ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sahâbeden Hubeyb bin Adiy’i kâfirler yakalayıp Mekke’ye götürdüler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yetmiş atlı yetişti Resûlullah efendimiz, bunu haber alarak, onun cesedini getirmek üzere, Zübeyr bin Avvâm ve Mikdâd bin Esved’i gönderdiler ![]() ![]() ![]() Bu iki Müslüman, kendilerini korumak için Hubeyb’i yere bıraktılar ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() Amr İbn’il-Âs, Mısır’ın kalbi olan Fustat şehrini zaptetmek için Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ticaret ve ziraat ile meşgûl olurdu ![]() ![]() ![]() ![]() Dilencilikten hayırlıdır Etrafındaki fakirlerin hepsinin maişetini temin etmek husûsunda büyük gayretler sarfetmiştir ![]() ![]() ![]() (Birinizin ipi alıp, odun yüklenerek satması ve Allahın onun yüzünü ak etmesi, dilencilikten hayırlıdır ![]() ![]() Bütün servetine ve zenginliğine rağmen, o, son derece sâde yaşardı ![]() ![]() ![]() ![]() (Talha ile Zübeyr, Cennette komşularımdır) hadîs-i şerîfi ile medhedildi ![]() ![]() (Bilmediğini hadîs olarak söyleyen, Cehennemde azâb görecektir ![]() Hz ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram) |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram)Peygamberimizin amcası: ABBÂS BİN ABDÜLMUTTALİB Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resûlullah efendimiz, İslâmiyeti anlatmaya başlayınca, Hz ![]() ![]() Biz Onu koruduk Müslüman olmadığı hâlde, Akabe bî’atında Peygamber efendimizin yanında bulunup, orada te’sîrli konuşmalar yaptı ![]() - Ey Medîneliler! Bu, kardeşimin oğludur ![]() ![]() ![]() Bildiğiniz gibi, Muhammed aleyhisselâm bizdendir ![]() ![]() ![]() ![]() Eğer siz, bütün Arap kabîlelerinin birleşip, üzerinize hücûm ettiğinde, onlara karşı koyacak kadar savaş gücüne sahipseniz, bu işe karar veriniz! Bu husûsu aranızda iyice görüşüp konuşunuz ![]() Bunu lâyıkıyla yapabilirseniz ne âlâ ![]() Buna karşılık Medîneli Müslümanlar, “Biz, Resûlullahı malımız ve canımız pahasına koruyacağız ![]() ![]() ![]() - Allahım! Sen onların, yeğenim hakkında verdikleri sözü, Onu korumak için ettikleri yemîni işiten ve görensin ![]() Peygamber efendimizin amcası olan Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yakın akrabâyı ziyâret etmeye, onların haklarına riâyete çok dikkat ederdi ![]() ![]() - Allahım, Abbâs’ı ve oğullarını magfiret eyle ve bağışla! Öyle ki, hiç günâhları kalmasın! Yâ Rabbî, onu ve oğullarını meydana gelecek âfet ve belâlardan koru! Akrabâlık hakkı Peygamber efendimiz birgün, Hz ![]() - Sana bir ihsânda bulunayım mı? Sana, akrabâlık hakkını ödeyip faydalı olayım mı? - Evet yâ Resûlallah! - Sana bir şey öğreteyim ki, onu yaptığın zaman, eski- yeni, önceki-sonraki, gizli-açık, hatâen veya kasten işlediğin bütün günâhları Allahü teâlâ affeder ![]() - Yâ Resûlallah öğreteceğin bu şey nedir? - Dört rek’atli namaz kıl! Her rek’atte, sübhânekeden sonra on defa, (Sübhânallahi velhamdülillâhi velâ ilâhe illâllahü vallahü ekber) dersin ![]() Rükü’a eğilince bunu on defa söylersin! Rükü’dan kalktığında ayakta olduğun hâlde, bunu on defa söylersin! Sonra secdeye varır, orada on defa söylersin! Secdeden kalkıp oturduğunda on defa söylersin! Tekrar secdeye vardığında on defa söylersin! Sonra ikinci rek’ata kalkarsın! Birinci rek’attaki gibi dört rek’atı da kılarsın! Bu her rek’atta yetmişbeş, dört rek’atta üçyüz eder ![]() ![]() - Yâ Resûlallah, bunu hergün yapmaya kimin gücü yeter? - Hergün kılmaya gücün yetmezse, her Cum’a bir defa kıl! Her Cum’a kılamazsan, ayda bir defa kıl! Ayda bir defa kılamazsan senede bir defa kıl! Senede bir defa kılamazsan ömründe bir defa olsun kıl! Kazâ borcu olanlar Kazâ borcu olan, nâfile namaz yerine kazâ namazlarını kılarak, önce borcunu ödemelidir! Çünkü kazâ borcu olanların nâfilelerine sevâb verilmez ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Kurtuluş akçesi Bedir savaşında daha Müslüman olmamıştı ![]() ![]() ![]() - Ey Abbâs, kendin, kardeşinin oğlu Ukayl bin Ebû Tâlib ve Nevfel bin Hâris için kurtuluş akçesi öde! Çünkü sen zenginsin ![]() - Yâ Resûlallah, ben Müslümanım ![]() ![]() - Senin Müslümanlığını Allahü teâlâ bilir ![]() ![]() ![]() - Yâ Resûlallah, yanımda 800 dirhemden başka param yoktur ![]() - Yâ Abbâs, o altınları niçin söylemiyorsun? - Hangi altınları? - Hani sen Mekke’den çıkacağın gün, hanımın Hâris’in kızı Ümmül Fadl’a verdiğin altınlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimiz altınlar hakkında bu kadar teferruatlı bir şekilde bilgi verince, Hz ![]() - Allaha yemîn ederim ki, ben bu altınları hanımıma verirken yanımızda kimse yoktu ![]() - Allahü teâlâ haber verdi ![]() - Senin, Allahü teâlânın Resûlü olduğuna şimdi gerçekten inandım ![]() ![]() Hemen Kelime-i şehâdet getirerek Müslüman oldu ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() - Senin bulunduğun yerdeki cihâdın daha güzel ve faydalıdır ![]() Muhâcirlerin sonuncusu Hz ![]() ![]() ![]() Âilesini Medîne’ye gönderip, kendisi Mekke’nin fethinde, Peygamber efendimizin yanında bulundu ![]() - Ey Abbâs! Ben, Peygamberlerin sonuncusu olduğum gibi, sen de muhâcirlerin sonuncususun ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() - Ey Abbâs! Müslümanlara yeni bir şey mi emredildi? - Hayır, onlar namaza hazırlanıyorlar ![]() Daha sonra Ebû Süfyân’a abdest aldırıp, Resûlullaha götürdü ![]() ![]() ![]() - Ey Abbâs! Böyle itâati ne İran saraylarında, ne Rum diyârlarında gördüm ![]() ![]() Bunun üzerine Hz ![]() - Ey Ebû Süfyân! Bu iş saltanat değil, nübüvvettir ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimiz vefât edince, Eshâb-ı kirâmın aklı başından gitti ![]() ![]() ![]() Hele Hz ![]() ![]() ![]() ![]() - Kim, “Resûlullah öldü” derse, kılıcımla boynunu vururum! Duyan var mı? Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Ey insanlar! Resûlullahın, “Ben vefât etmiyeceğim” dediğini içinizde duyan var mı? - Hayır böyle bir söz duymadık ![]() Sonra Hz ![]() - Yâ Ömer, bu husûsta sen birşey duydun mu? - Hayır duymadım ![]() Sonra Eshâb-ı kirâma dönüp buyurdu ki: - Hiç kimse Resûlullahın vefât etmiyeceğini söyleyemez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra, Hz ![]() ![]() ![]() Hayber gazâsından sonra, Haccâc bin İlât hazretleri, Peygamber efendimizin huzûruna gelip dedi ki: - Yâ Resûlallah, benim Mekke’de çoluk çocuğum, mallarım var ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine Peygamber efendimiz izin verdi ![]() Zafere ulaştı Bu izin üzerine Mekke’ye gelip, Peygamber efendimizin esîr alındığını, öldürülmesi için Mekke’ye getirileceğini söyledi ![]() Bu habere müşrikler çok sevindi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Yâ Abbâs sana müjde! Resûlullah, Hayber’de zafere ulaştı ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Resûlullahın yanından ayrılmadı Müslümanlar tam oraya geldiklerinde, düşman etraftan saldırmaya başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine Peygamber efendimiz buyurdu ki: - Yâ Abbâs! Sen onlara; “Ey Medîneliler! Ey Semüre ağacının altında bî’at eden sahâbîler!” diye seslen! Hz ![]() ![]() - Ey Medîneliler! Ey Semüre ağacının altında Peygamberimize söz veren Eshâb! Buraya toplanınız! Dağılmayınız! Bunu işiten Eshâb-ı kirâm geri dönmek istediler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() “Resûlullah efendimiz Tâif’e gittiğinde, oradaki halka, elçi olarak Hanzala bin Rebî’i göndermişti ![]() ![]() - Kim bunların elinden Hanzala’yı kurtarır? Bu işi başarana bütün gâzilerin sevâbı verilecektir ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fâizini kaldırdı 632 senesinde Resûlullah efendimiz Eshâbıyla vedâ haccına gittiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimizin vefâtından sonra mübârek cenâzelerini yıkamak üzere; Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayağa kalkarlardı Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Abbâs, Allahü teâlâ ile bizim aramızda vesîledir ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Çok zengin idi ![]() ![]() Ziyâdesiyle cömert olup, ikrâm ve ihsânları çok idi ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kızlarından başka on erkek evlâdı vardı ![]() ![]() ![]() Hz ![]() “Resûlullah efendimiz Eshâb-ı kirâmı ile oturuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Büyüklerin kıymetini büyükler bilir ![]() Ben Abbâs'danım Peygamber efendimiz Hz ![]() (Bu Abdülmuttalib oğlu Abbâs’dır ![]() ![]() (Abbâs, bendendir ![]() ![]() (Abbâs, amcamdır ![]() ![]() ![]() (Abbâsoğullarından melikler olacak, ümmetimin başına geçecekler ![]() ![]() Hz ![]() - Kendisine iyilik yaptığım hiç kimsenin kötülüğünü görmedim ![]() ![]() ![]() İbni Şihâb’dan bildirildiğine göre; Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Tefsîr âlimlerinin şâhı: ABDULLAH BİN ABBÂS Resûlullah efendimiz Mekke’de iken, Abdullah ibni Abbâs’ın annesine buyurmuştu ki: - Senin bir oğlun olacak ![]() Çocuğu getirdiklerinde, kulağına ezân ve ikâmet okuyup, ismini Abdullah koydular ![]() ![]() - Halîfelerin babasını al, götür! Abbâs bunu işitip, bu durumu Peygamber efendimize gelip sorunca, “Evet, böyle söyledim ![]() ![]() Hepsi onun soyundan oldu Abbâsî devletinin başına çok halîfeler geldi ![]() ![]() Abdullah bin Abbâs, Resûlullahın duâsı bereketiyle, ilimde çok yüksek derecelere ulaştı ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Abbâs, Resûlullahın abdest suyunu hazırlar, birlikte namaz kılarlardı ![]() ![]() ![]() Bir defasında Peygamber efendimiz, mübârek elini Abdullah bin Abbâs’ın başına koyarak şöyle duâ etti: - Yâ Rabbî! Bütün ilim ve hikmeti, bu başa ver! Onları te’vîl ve tefsîr edebilsin ![]() Bir başka gün de mübârek elini göğsü üzerine koyup: - Allahım! İnsanoğluna ihsân ettiğin her ilim ve hikmet, bu güzel göğüste toplansın, buyurmuştur ![]() Peygamberimiz, Medîne’ye hicret ettikten sonra, Abdullah bin Abbâs, âilesi ile birlikte hicretin sekizinci senesine kadar Mekke’de kaldı ![]() ![]() ![]() ![]() En derin âlim Peygamberimiz vefât ettiği sırada, İbni Abbâs onüç veya ondört yaşında bulunuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Abbâs, dört halîfe devrinde fetvâlar verdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Abbâs, Eshâb-ı kirâm arasında, ilminin üstünlüğü ile tanınmıştır ![]() - O, bu ümmetin âlimidir ![]() ![]() ![]() Bahr-ül ilim Abdullah bin Abbâs hazretleri, Muhâcir ve Ensâr-ı kirâmdan birçoklarıyla görüşür, onlara Resûlullahın gazâları ve inzâl olan sûreler hakkında suâller sorardı ![]() ![]() Çalışmaları, son derece muntazam ve belli bir plân dâhilinde idi ![]() ![]() Dört büyük halîfe ve diğer Eshâb-ı kirâmdan çok iltifât gördü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Abbâs hazretleri, bilhassa Kur’ân-ı kerîmin tefsîri ve âyet-i kerîmelerin îzâhında yüksek bir ilme sahipti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Abbâs hazretleri, Hz ![]() “Hz ![]() ![]() ![]() - Bu, sizin bildiklerinizden değil ![]() Âlimler meclisine gelirdi Talebesi Atâ bin Ebî Rebâh der ki: - İbni Abbâs’ın ilim meclisinden daha üstün ve daha faydalı bir meclis görmedim ![]() ![]() Abdullah bin Amr bin Âs da, İbni Abbâs’ı methederek der ki: - Sünneti ve Kur’ân-ı kerîmdeki âyet-i kerîmelerin ihtivâ ettiği hükümlerin inceliklerini, en iyi bilenlerimizdendir ![]() Abdullah bin Abbâs hazretleri, devrinin ilim, irfân ve fazîlet bakımından önde gelenlerindendi ![]() İlimde canlı bir kütüphâne olup, bütün ilimleri kendisinde toplamış; tefsîr, hadîs, fıkıh, edebiyât ve sahâbenin ihtilâf ettiği konularda ve diğer ilim dallarında mütehassıs olmuştu ![]() Kur’ân-ı kerîmle ilgili ilmini, isteyen ve soranlara öğretirdi ![]() ![]() Meşhûr velîlerden Şakîk, bir hac mevsiminde İbni Abbâs’ın bir hutbesini dinlemişti ![]() ![]() - Bu tefsîrin kadri, kıymeti yüksektir ![]() ![]() Tefsîr yazmadı Abdullah bin Abbâs hazretlerinin, müstakil bir tefsîr kitabı yoktur ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Abbâs hazretlerinin nakledilegelen rivâyetlerinden bir kısmını, Fîrûzâbâdî, Tenvîr-ül-Mikbâs min Tefsîr-i İbni Abbâs adlı bir kitapta toplamıştır ![]() ![]() İbni Abbâs hazretlerinin verdiği fetvâlar, fıkıh ilminin en kuvvetli temellerindendir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Talebelerinden Ebû Sâlih anlatır: “İnsanlar mes’elelerini sormak için Abdullah bin Abbâs’ın evi önünde toplanmışlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Şimdi çık ve dışardakilere söyle! Onlardan, Kur’ân-ı kerîm ve kırâat ilmine dâir soru sormak isteyenler gelsinler! Dışarı çıkıp söyledim ![]() ![]() ![]() ![]() - Şimdi Kur’ân-ı kerîmin tefsîr ve te’vîli husûsunda bilgi edinmek isteyenler gelsin! Söyledim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Harâm, helâl ve fıkıhtan mes’elesi olanlar gelsinler! Cevaplarını aldılar Haber verdim, onlar da içeri girdiler ![]() ![]() Gelenler de harâm, helâl ve fıkhî mevzûlarda çeşitli suâller sordular ![]() ![]() Gelenler dışarı çıktılar ![]() - Ferâiz ya’nî mîrâs mes’elesine dâir suâlleri olanlar girsinler! Onlar gelip evi doldurdular ![]() ![]() Onlar çıktıktan sonra yine buyurdu: - Lügat ilminden ve edebiyattan sormak isteyenler girsinler ![]() Onlar da gelip suâllerini sorup cevaplarını aldılar ![]() ![]() Bu duruma yakînen şâhit olduktan sonra anladım ki, Kureyş, Abdullah bin Abbâs hazretleri ile ne kadar iftihâr etse azdır ![]() ![]() İbni Abbâs hazretleri, hadîs ilminde bir deryâ idi ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Abbâs hazretleri, ömrünün son günlerinde 7-8 gün hasta yattıktan sonra, 687 senesinde Tâif’te vefât etti ![]() ![]() - Bugün, bu ümmetin en âlimi vefât etti ![]() ![]() Gözleri görmez olmuştu Abdullah bin Abbâs hazretleri, uzun boylu, güzel beyaz yüzlü, iri vücutlu bir zât idi ![]() ![]() ![]() ![]() Allah, gözlerimden görme nûrunu aldıysa, Dilimde ve kalbimde o nûr devam ediyor ![]() Abdullah bin Abbâs hazretleri buyurdu ki: “Dağlar dahî birbirine karşı azsa, azgın cezâsını bulacaktır ![]() “İçinde harâm olanın, ya’nî harâm yiyenin, namazını Allahü teâlâ kabûl etmez ![]() “Benim için gecenin az bir vaktini ilme ayırmak, bütün geceyi ibâdetle geçirmekten daha sevimlidir ![]() “İnsanlara hayrı öğretenler için, denizdeki balıklara varıncaya kadar her şey, Allahü teâlâdan magfiret diler ![]() “Resûlullah efendimiz misvâk kullanmak husûsunda bize öyle emirler verirdi ki, bu husûsta bir âyet geleceğini zannederdik ![]() “Her binânın bir temeli vardır ![]() ![]() “Zengine ikrâm edip, fakîre ihânet eden mel’ûndur ![]() “Kıyâmet günü Cennete ilk da’vet edilecek olanlar, her durumda Allahü teâlâya hamd edenlerdir ![]() “Ey çok günâh işleyen! Yaptığın işin şerli sonucu seni bekliyor, onun için kendinden emîn olma! Gülmektesin, ama başına neler geleceğini anlamıyorsun ![]() ![]() ![]() ![]() Sabır üç çeşittir “İşleyeceğin yanlış bir işin fırsatını kaçırınca, üzülürsün ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Sabır üç çeşittir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Talebesi Mücâhid bin Cebr, Abdullah bin Abbâs’ın şöyle buyurduğunu nakleder: “Üzerine gerekmeyen ve sana faydası dokunmayan şeyler hakkında konuşma! Çünkü bu fuzûlî bir iştir, zararından da emîn değilsin ![]() Yerini bulmadıkça lüzûmlu olan sözü de konuşma! Çok kere faydalı söz yerini bulmaz da kaybolur gider ![]() Sen de öyle yap! Sefîh ve ahmak kimselerle mücâdele etme! Çünkü sefîh, kalbinden sana buğzeder ![]() ![]() Tanıdığın kimse yanından ayrıldığı zaman, onun ayrı bir yerde seni nasıl anmasını istersen, sen de onu öyle an! Sen, affedilmeni istediğin husûslarda, onu da affet! Kardeşinin sana ne şekilde muâmele yapmasını istersen, sen de ona o şekilde muâmele et! Suçlu olarak yakalanıp da, ihsân ile mükâfât görenin ameli gibi amel et!” Abdullah bin Abbâs bir dersinde şöyle buyurdu: - Besmeleyi okuyan, Allahü teâlâyı zikretmiş olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Abbâs hazretleri, farzlara çok önem verirdi ![]() - İlk önce farzları yapmalıdır ![]() ![]() Allahü teâlâ, mü’min, fâcir, günâhkâr herkesin rızkını helâlden takdîr etmiştir ![]() ![]() ![]() O da seni gözetir Abdullah bin Abbâs anlatır: “Resûlullah efendimiz bana şöyle buyurdu: - Ey oğlum! Sana faydalı olacak ve Allahü teâlânın râzı olduğu birkaç şey öğreteyim mi? Sen Allahü teâlânın hakkını gözetirsen, O da seni gözetir ![]() ![]() İnsanlar sana bir şey vermek için bir araya gelseler, o şeyi Allahü teâlâ takdîr etmedi ise vermeye güçleri yetmez ![]() ![]() Yaptığını Allah için yap! Nefsinin hoşuna gitmeyen şeylere sabretmekte, senin için çok hayır ve iyilikler vardır ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Abbâs, kâinâtın yaratılışıyla ilgili olarak bir dersinde buyurdu ki: Resûlullah efendimiz buyurdu ki: İblîs, Âdem aleyhisselâm yeryüzüne indirilince, Allahü teâlâya sordu: - Kullarına saâdet yolunu göstermek için, birçok kitap ve Peygamberler verdin ![]() - Senin kitâbın, nefsi azdıran şiirler ve mûsikîdir ![]() ![]() ![]() ![]() Ümmetine emret! Abdullah bin Abbâs buyurdu ki: “Allahü teâlâ Îsâ aleyhisselâma buyurdu: - Yâ Îsâ! Muhammed aleyhisselâma îmân et! Senin ümmetinden, Onun zamanına yetişecek olanların, Ona îmân etmeleri için de ümmetine emret! Muhammed aleyhisselâm olmasaydı, Âdem Peygamberi yaratmazdım ![]() Muhammed aleyhisselâm olmasaydı, Cenneti, Cehennemi yaratmazdım ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün Abdullah bin Abbâs hazretlerine sordular: - Beş vakit namazı emreden âyet-i kerîme, Kur’ân-ı kerîmin neresindedir? Cevâbında buyurdu ki: - Rûm sûresinin onyedinci ve onsekizinci âyetlerini oku! Bu iki âyet-i kerîmede meâlen buyuruldu ki: (Akşam ve sabah vakitlerinde, Allahı tesbîh edin! Göklerde ve yeryüzünde olanların yaptıkları ve ikindi ve öğle vakitlerinde yapılan hamdler, Allahü teâlâ içindir ![]() Akşam yapılan tesbîh, akşam ve yatsı namazlarıdır ![]() ![]() ![]() Bu âyet-i kerîmeler, beş vakit namazı emretmektedir ![]() Kabir azâbından kurtarır Abdullah bin Abbâs anlatır: “Birkaç Sahâbî yolculukta bir çadır kurduk ![]() ![]() ![]() ![]() - Bu sûre, ölüyü kabirdeki azâbdan kurtarır ![]() Abdullah bin Abbâs buyurdu ki: - Allahü teâlâ bütün emirleri için bir sınır koymuş, bu sınırı aşınca, özür saymıştır ![]() ![]() ![]() Bunun için bir sınır ve özür tanımamıştır ![]() ![]() ![]() Bakara sûresinin yüzelliikinci âyetinde meâlen, “Beni zikredin! Ben de sizi zikrederim!” buyuruldu |
![]() |
![]() |
![]() |
Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram) |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram)Hadîs-i şerîf yazması ile meşhûr sahâbî: ABDULLAH BİN AMR BİN ÂS Abdullah bin Amr, Bedir ve Uhud harbinden başka bütün harplere katılıp, Peygamber efendimizin yanında bulundu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Askerlere binek temin et! Abdullah bin Amr hazretleri, kumandanlığı ile ilgili bir husûsu, kendisi şöyle anlatır: “Resûl-i ekrem efendimiz, yanımda bulunan develere askerleri bindirerek, bir tarafa göndermemi emir buyurunca, develerin askerlere kâfi gelmeyeceğini gördüm ![]() ![]() - Zekât olarak gelen erkek develer karşılığında, dişi develer satın alarak askerlere binek temin et! Ben de, bir erkek deve karşılığında üç dişi deve alarak, askerlerin gidecekleri yere varmalarını sağladım ![]() Abdullah bin Amr hazretlerinin, Peygamber efendimizin vefâtından sonra katıldığı ve büyük kahramanlıklar gösterdiği savaşlardan biri Yermük’tür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Eshâb-ı kirâmdan en çok hadîs-i şerîf rivâyet eden Ebû Hüreyre, onun hakkında buyurmuştur ki: - Resûlullahın hadîs-i şerîflerini, Abdullah bin Amr’dan başka benden çok ezberleyen ve rivâyet eden olmamıştır ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Amr’ın, Resûlullah efendimizden her işittiğini yazdığını gören Eshâb-ı kirâmın ileri gelenleri, ona dediler ki: - Sen, Resûlullahtan her işittiğin şeyi yazıyorsun ![]() ![]() Yazmaya devam et! Bunun üzerine Hz ![]() ![]() - Yazmaya devam et! Çünkü, Allahü teâlâya yemîn ederim ki, ağzımdan hak (ya’nî doğru, gerçek) olandan başka bir şey çıkmamıştır ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Hadîs-i şerîf râvîlerinden Ebû Kubeyl, Abdullah bin Amr ile ilgili şunu nakletmektedir: “Abdullah bin Amr bin Âs’ın yanında bulunuyorduk ![]() ![]() İstanbul feth olunacaktır! Hz ![]() - Bir gün, Resûlullahın etrafında oturmuş, hadîs-i şerîf yazıyorduk ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Amr’ın ilminden en çok istifâde eden muhitlerden biri de Basra’dır ![]() ![]() ![]() Arapçadan başka İbrânice ve Süryânice de bilen Abdullah bin Amr hazretleri, Resûlullah efendimizin mübârek ağızlarından işiterek topladığı hadîs-i şerîf mecmûasına, son derece titizlik gösterirdi ![]() - Abdullah bin Amr’ın elinde bulunan kitaplarından hangisine bakmak istesek, mâni olmazdı ![]() ![]() ![]() Yedi yüz civârında hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Amr bin Âs hazretleri, uzun boylu, yakışıklı bir zât idi ![]() ![]() ![]() ![]() Hayrın en iyisi Bir gün Hz ![]() - Şerrin en fenâsı ve hayrın en iyisi hangisidir? Buyurdu ki: - Hayrın en iyisi; doğru söz, kötülüğü düşünmeyen kalb ve itâat eden hanımdır ![]() ![]() Hz ![]() Bir gün Resûl-i ekreme, “Yâ Resûlallah! Müslümanın hangisi hayırlıdır” diye sorduğum zaman buyurdular ki: - Fakîrleri doyuran, tanıyıp-tanımadığı her Müslümana iltifât edendir ![]() Abdullah bin Amr hazretleri, ilme çok ehemmiyet verirdi ![]() - Resûlullahtan işittim ![]() “İlmin azalması, âlimlerin azalması ile olur ![]() ![]() Abdullah bin Amr hazretleri, gece sabaha kadar namaz kılar, gündüzleri oruç tutardı ![]() ![]() ![]() ![]() Çok ağlamaktan dolayı ömrünün sonuna doğru gözleri görmez olmuştu ![]() Üç gün oruç tut! Ben, devamlı olarak, geceleri ibâdetle, gündüzleri de oruçlu olarak geçireceğimi söylemiştim ![]() ![]() - Böyle diyen sen misin? - Evet, öyle söylemiştim ya Resûlallah! - Bunu yapamazsın ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Bundan daha fazlasını yapabilirim ![]() - Bir gün tut, iki gün boz! - Bundan daha fazlasını yapabilirim ya Resûlallah! - Bir gün tut, bir gün tutma! Bu Hz ![]() ![]() - Bundan daha fazlasını yapabilirim ![]() - Bunun fazlası yoktur ![]() Bundan sonra Hz ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Amr hazretleri şöyle anlatır: Birisi Resûl-i ekreme gelip cihâda gitmek için izin istedi ![]() - Anan baban hayatta mı? - Evet hayattalar yâ Resûlallah! - Onların yanına dön ve hizmetlerinde bulun! Çok ağlardınız Hz ![]() ![]() “Faydasız söz söylemeyiniz!” "Müzevvirlik, ara bozuculuk ve iki dostun arasını açmak, Allahü teâlânın gadabına sebep olur ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uhud şehîdlerinden: ABDULLAH BİN CAHŞ Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, Uhud harbinde Hz ![]() "Uhud’da, savaşın çok şiddetli devam ettiği bir andı ![]() ![]() - Şimdi burada sen duâ et, ben "âmin" diyeyim ![]() Kıyasıya vuruşayım Ben de, "Peki! ![]() ![]() - Allahım, bana çok kuvvetli ve çetin kâfirleri gönder ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Cahş benim yaptığım bu duâya, bütün kalbiyle "âmin" dedi ![]() - Allahım, bana zorlu kâfirler gönder, kıyasıya onlarla vuruşayım ![]() ![]() ![]() En sonunda bir tanesi de beni şehîd etsin ![]() Gönlüm böyle bir duâya "âmin" demek arzu etmiyordu ![]() ![]() Kılıcı kırıldı Daha sonra, kılıçlarımızı çektik, savaşa devam ettik ![]() ![]() O, son derece bahadırâne harbediyor, düşman saflarını tarumar ediyordu ![]() ![]() "Allah Allah! ![]() ![]() ![]() ![]() Bu dal bir mu’cize olarak kılıç oldu ve önüne geleni kesmeye başladı ![]() ![]() [Daha sonra bu kılıç, vârisleri elinde uzun seneler kaldı ![]() ![]() Savaşın sonuna doğru Abdullah bin Cahş, Ebûl Hakem isminde bir müşrikin attığı oklarla arzu ettiği şehâdete kavuştu ![]() Şehîd olunca, kâfirler, bu mübârek şehîdin cesedine hücûm ederek burnunu, dudaklarını ve kulaklarını kestiler ![]() ![]() Muharebe bittikten sonra, Abdullah bin Cahş’ı şehîd edilmiş bulan Hz ![]() ![]() Resûlullah efendimiz de, onun duâsının kabûl edildiğini ve bu dünyada istediğine kavuştuğunu, âhırette de istediğine kavuşacağının anlaşıldığını bildirdi ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Cahş hazretleri, Resûlullahın halası Ümeyme ile Cahş’ın oğludur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() En çok katlananınızdır Abdullah bin Cahş hazretleri, İslâmiyeti heyecanla yaşayan zâtlardandı ![]() ![]() ![]() - Açlığa ve susuzluğa en çok dayanan ve katlananınızdır ![]() Resûlullah efendimizin şehîdler için verdiği müjdeleri duyarak, hep şehîd olmaya can atar, harplerde hep en önde kahramanca çarpışırdı ![]() Peygamber efendimiz hicretin ikinci senesinde, Nahle’de, Kureyş müşriklerini gözetlemek üzere, ilk önce Ebû Ubeyde bin Cerrâh’ı göndermek istemişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "O gün Resûlullah aleyhisselâm, yatsı namazını kılınca bana buyurdu ki: - Sabahleyin yanıma gel! Silahın da yanında bulunsun! Seni bir tarafa göndereceğim ![]() Sabah olunca mescide gittim ![]() ![]() ![]() - Seni bu kişilerin üzerine kumandan tayin ettim ![]() - Yâ Resûlallah! Hangi tarafa gideyim? - Necdiye yolunu tut! Rekiye’ye, kuyuya yönel!" Abdullah bin Cahş hazretleri, Nahle seferine görevlendirildiği zaman, ilk defa "Emîr-ül-mü’minîn" sıfatı verildi ![]() ![]() ![]() Kimseyi zorlama! Sekiz veya oniki kişilik bir birlik ile iki gün sonra Melel mevkiine vardıklarında, mektubu açtı ![]() Bismillâhirrahmânirrahîm ![]() ![]() Arkadaşlarından hiçbirini, seninle birlikte gitmeye zorlamayasın! Nahle vâdisindeki Kureyşlileri, Kureyşlilerin kervanını gözetleyip denetleyesin! Onların haberlerini bize bildiresin! Emîr-ül-mü’minîn Hz ![]() ![]() ![]() ![]() - Hanginiz şehîd olmayı istiyor ve özlüyorsa, benimle gelsin! Gelmek istemeyen dönüp gidebilir, hiçbirinizi zorlayıcı değilim ![]() ![]() Biz de işittik Arkadaşları hep birden cevap verdiler: - Biz de, işittik ![]() ![]() ![]() Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretlerinin de bulunduğu küçük ordu ile Hicâz’a doğru yol aldılar ve Nahle’ye geldiler ![]() ![]() ![]() Bu sırada bir Kureyş kâfilesi geçti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan sonra Bedir gazâsı oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() En çok özlediği Abdullah bin Cahş, Peygamberimize çok bağlı idi ![]() - Ey Abdullah! Dünyada en çok arzu ettiğin, özlediğin nedir? Bunun üzerine, "Allah ve Resûlüne muhabbettir" diye arzetmişti ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Eshâb-i kirâm arasında lâkabı, "El Mücâhidü fillah", ya’nî "Allah yolunun fedâisi" idi ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ABDULLAH BİN EBİ BEKR-İ SİDDIK Hz ![]() ![]() ![]() Zekî ve kabiliyetli bir genç olduğundan, babasının emir ve direktiflerini harfiyen yerine getirirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhâsarada yaralandi Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Rûhunu teslim edeceği sırada, "Bunda, hayır ve bereket olsa idi, Resûlullah efendimiz tekfîn olunurdu" deyip, kendisine bunu kefen yaptırmadı ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Onun vefâtından bir müddet sonra, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - İçinizde bu oku tanıyanınız var mı? Ben yonttum Aclân oğullarından Hz ![]() - Bu oku ben yonttum; ucunu ben sivrilttim; tüyünü ben taktım; bunu atan da benim ![]() Bunun üzerine Hz ![]() - Bu ok, Abdullah bin Ebî Bekir’i şehîd eden oktur ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Meleklerin Yıkadığı Sahâbînın Oğlu: ABDULLAH BİN HANZALA Abdullah bin Hanzala hazretleri, Eshâb-i kirâmdan, şehâdeti ile meşhûrdur ![]() ![]() ![]() Babası Hanzala, Uhud vak’ası gecesi evlenmiş, ertesi gün Uhud’da şehîd olmuştur ![]() ![]() ![]() Rü’yâda gördüm Hz ![]() ![]() Önce sekiz oğlunu, birer birer savaş meydanına çıkarıp, hepsi şehîd olduktan sonra, kılıcının kınını kırarak askerlerin içine dalmış, şehîd oluncaya kadar mücâdele etmiştir ![]() Abdullah bin Ebî Süfyân anlatır: "Ben babamı şöyle derken işittim: Abdullah bin Hanzala’yı şehîd edildikten sonra rü’yâda çok güzel bir şekilde gördüm ![]() - Ey Ebû Abdurrahmân, sen öldürülmedin mi? - Evet, fakat öldürülünce, Rabbim beni Cennetine koydu ![]() ![]() - Ya senin eshâbın, arkadaşların? Onlara ne oldu? - Onlar benim sancağım etrafındadırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Süfyân bin Selim’in rivâyetine göre, Iblis, Hz ![]() - Dinle sana birşey öğreteyim ![]() Hz ![]() - Senden birşey öğrenmeye ihtiyacım yoktur ![]() Baskasından birşey isteme! Şeytan tekrar dedi ki: - Dinle de, istersen alır, istemezsen almazsın ![]() Şeytan, sonra sözlerine şöyle devam etti: - Ey Hanzala’nın oğlu, Allahtan başkasından birşey isteme! Her istediğini Allahü teâlâdan iste! Kızdığında, nasıl bir hâl aldığına bir bak! Sen kızdığın zaman, ben sana hakim olurum ![]() Abdullah bin Hanzala hazretleri, ziyâret için, arkadaşları ile beraber, Sa’d bin Ubâde hazretlerinin oğlunun evine gitmişti ![]() Namaz vakti gelince ev sahibine, imâm olmasını teklif ettiler ![]() ![]() ![]() - Resûlullah efendimiz, "Bir kimsenin kendi yatağında yatması, hayvanına binmesi ve evinde imâmlık etmesi evlâdır" buyurdu ![]() Resûlullahın elçilerinden: ABDULLAH BİN HUZÂFE Peygamber efendimiz, Hudeybiye antlaşmasından sonra, İslâmın bütün dünyaya yayılması ve insanların Cehennemden kurtulup, ebedî saâdete kavuşmaları için hükümdarlara elçiler göndermek istiyordu ![]() ![]() İstediğini emret! Bu sebeple bir gün, Eshâb-ı kirâma buyurdular ki: - Ba’zınızı, yabancı hükümdarlara göndermek istiyorum ![]() Eshâb-ı kirâm cevap verdiler: - Yâ Resûlallah! Biz, sana karşı, hiçbir zaman, hiçbir şey hakkında aykırı davranmayız ![]() Bunun üzerine İslâmiyete da’vet etmek üzere, Hükümdarlara birer mektupla altı sahâbî gönderildi ![]() ![]() ![]() Peygamberimiz, mektubunu Kisrâ’ya sunmak üzere Bahreyn vâlisine vermesini de Abdullah bin Huzâfe’ye emretti ![]() Peygamberimiz, Kisrâ’ya yazdığı mektubunda şöyle buyurdu: “Bismillâhirrahmânirrahîm ![]() Hidâyete uyan, doğru yolu tutanlara, Allaha ve Resûlüne îmân edenlere, Allahtan başka hiçbir ilâh ve ma’bûd olmadığına, O’nun eşi, ortağı bulunmadığına ve Muhammed’in de O’nun kulu ve Resûlü olduğuna şehâdet getirenlere selâm olsun! Ben, seni, Allaha îmâna da’vet ediyorum! Çünki ben; Allahın, kalbleri diri ve akılları başında olanları uyarmak, kâfirler hakkında da, o azâb sözü gerçekleşmek için bütün insanlara göndermiş olduğu Peygamberiyimdir! Öyle ise, Müslüman ol, selâmeti bul! Da’vetimden yüz çevirir, kaçınırsan, bütün Mecûsîlerin günâhı senin boynuna olsun!” Bahreyn vâlisine verdi Peygamberimizin, İran Şâhı’na göndermiş olduğu mektubun aslı, 1962 yılı kasımının sonuna doğru Şam’da bulunmuştur ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Huzâfe hazretleri, Peygamberimizin mektubunu Kisrâ’ya sunmak üzere, Bahreyn vâlisi Münzir bin Sava’ya başvurdu ![]() ![]() Abdullah bin Huzâfe’nin bildirdiğine göre, kendisi, Kisrâ’nın kapısına kadar vardı ![]() ![]() Kisrâ, önce köşk salonunun süslenmesini emretti ![]() ![]() Abdullah bin Huzâfe hazretleri, Peygamberimizin mektubunu sunmak üzere İran Kisrâ’sının huzûruna girdi ![]() ![]() - Onu, Resûlullah efendimizin buyruğu üzere, sana kendim vereceğim! Kisrâ bunun üzerine dedi ki: - Öyle ise, haydi yanıma yaklaş! Düş hayâtı yaşıyorsunuz Abdullah bin Huzâfe, Kisrâ’ya yaklaşarak mektubu sundu ![]() ![]() ![]() “Allahın Resûlü Muhammed’den, Farsların büyüğü Kisrâ’ya!” diyerek okumaya başlayınca, Kisrâ, mektuba, Peygamberimizin kendi ismiyle başlamış olmasına son derecede öfkelendi ![]() ![]() Bunun üzerine Abdullah bin Huzâfe, Kisrâ’nın huzûrunda şöyle konuştu: - Ey Fars cemâ’atı! Sizler, yeryüzünden ancak ellerinizde bulunan bir kısmına hâkim olarak, Peygambersiz ve Kitapsız olarak sayılı günlerinizi geçiriyor, bir düş hayatı yaşıyorsunuz! Hâlbuki, yeryüzünün, hâkim olamadığınız kısmı daha çoktur ![]() Ey Kisrâ! Senden önce, nice dünyalık ve âhıretlik hükümdarlar gelmiş geçmiş ve hüküm sürmüşlerdir ![]() ![]() Sana getirip sunduğumuz bu işi, sen küçümsüyorsun, ammâ, vallahi, nerede olursan ol, küçümsediğin şey gelince, ondan korkacak ve korunamayacaksın! Bana mektup yazıyor ha! Kisrâ ise öfke ile saltanatına gururlanarak dedi ki: - Şuna bak! Benim, kulum, kölem olan kişi, kalkıyor da, bana mektup yazıyor hâ! Mülk ve saltanat, bana mahsûstur! Benim, bu husûsta ne yenilgiye uğramaktan, ne de bana bir ortak çıkacağından korkum vardır! Firavun, İsrâiloğullarına hâkim olmuştu ![]() ![]() Kisrâ, daha mektubun içinde ne denildiğini öğrenmeden mektubu alıp yırttı ![]() ![]() Abdullah bin Huzâfe hazretlerini dışarı çıkardılar ![]() Abdullah bin Huzâfe, Kisrâ’nın huzûrundan çıkar çıkmaz, hayvanının üzerine atlayıp yol almaya koyuldu ![]() - Vallahi, benim için iki yoldan hangisi olursa, gam çekmem ![]() ![]() Kisrâ, öfkesi geçtikten sonra, elçinin içeri alınmasını emretti ![]() ![]() Mektubumu parçaladı Abdullah bin Huzâfe hazretleri, Medîne’ye gelip durumu, Peygamberimize haber verdi ![]() - Parça parça olsunlar! O, benim mektubumu parçaladı ![]() O, kendi eliyle mülkünü parçalamış oldu! Ey Allahım! Onun mülkünü, saltanatını parçala! Allahü teâlâ Resûlünün duâsını kabûl etmiş, Kisrâ, oğlu tarafından bir gece hançerlenerek parça parça edilmişti ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Huzâfe hazretleri, Hz ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Huzâfe’nin, Sahâbenin ileri gelenlerinden biri olduğunu öğrenen Kral, ona ayrı bir ehemmiyet veriyor, Hıristiyanlığı kabûl etmesi için devamlı telkînler yaptırıyordu ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() Mülküme ortak ederim Onun için Kral, Hz ![]() ![]() - Hıristiyan olmayı kabûl ettiğin takdirde, kızımı verir, seni saltanatıma ve mülküme ortak ederim ![]() İlk Müslümanlardan olup, Mekkeli müşriklerin daha önceki işkencelerine katlanmış olan Hz ![]() - Değil bütün Bizans topraklarını, Arap ve Acem topraklarını da versen, bir an olsun dînimden dönmem! Bunun üzerine Kral, Hz ![]() - Öyle ise öldürüleceksiniz ![]() - Buna gücünüz yetebilir ![]() Abdullah bin Huzâfe’den beklediği netîceyi alamayan Bizanslılar, Hz ![]() ![]() ![]() Aynı zamanda, bir kazan su kaynatılmış ve Hıristiyan olmayı reddetmiş olan diğer Müslümanlardan birisi getirilmiş, kazana atılmak üzere bekletiliyordu ![]() Ağlamaya başladı Derken o Müslüman kaynar suya atıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu esnada Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - O hâlde niçin ağlıyorsun? - Ben korkumdan ağlamış değilim ![]() ![]() ![]() İslâm izzetinin müşahhas bir timsâli olan Hz ![]() - Başımdan öpersen, seni serbest bırakacağım ![]() Bizans saltanatına ortaklık teklifi karşısında bile îmânından fedâkârlık göstermeyen Hz ![]() - Burada bulunan bütün Müslüman esîrleri serbest bıraktığın takdirde, dediğini yaparım ![]() Hz ![]() “Bu adamın, Allahın düşmanlarından birisi olduğuna inanıyorum ![]() ![]() Hz ![]() ![]() Abdullah bin Huzâfe’nin îmânından gelen izzet ve fedâkârlığı, 80 Müslümanın kurtarılmasına ve daha nicelerinin îmânını kurtarmasına vesîle olmuştu ![]() Her Müslümanın vazîfesidir Esîrlerle birlikte Medîne’ye dönen Hz ![]() ![]() ![]() - Abdullah, kralın başından öperek 80 Müslüman kardeşimizin kurtuluşuna vesîle olmuştur ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Huzâfe, ilk Müslümanlardan idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bedir savaşından sonra Medîne’ye geldi ![]() ![]() ![]() ![]() Allah ondan râzı olsun ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram) |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram)Kur'ân-ı kerîmi açıktan okuyan ilk sahâbî: ABDULLAH BİN MES'ÛD Abdullah bin Mes'ûd hazretleri, Eshâb-ı kirâmın meşhûrlarından olup, ilk îmâna gelenlerdendir ![]() Gençliğinde fakîr idi ![]() ![]() ![]() ![]() - Ey genç! İçmemiz için sütün var mı? diye sordu ![]() - Yok efendim, deyince, Peygamber efendimiz, hiç yavrulamamış bir koyunun memesini elleri ile sıvazlayıp, duâ etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nasıl sağdınız? Abdullah bin Mes'ûd, olanları hayretler içinde seyretti ![]() - Bu nasıl oldu? Hiç sütü olmayan koyundan bu kadar sütü nasıl sağdınız? Söylediğiniz duâyı lütfen bana da öğretin ![]() Peygamber efendimiz, başını sıvazlayıp: - Allahü teâlâ sana rahmet etsin! Sen Hakkı öğrenebilecek bir çocuksun, buyurdu ![]() Bu mu'cizeyi gören ve konuşmaları işiten genç: - Siz sıradan bir kimse değilsiniz ![]() ![]() Kimse yok mu? Abdullah bin Mes'ûd hazretleri Mekke'de ilk defa açıktan Kur'ân-ı kerîm okuyan sahâbîdir ![]() Bir gün Eshâb-ı kirâm, bir yerde oturup sohbet ediyorlardı ![]() - Resûlullahtan başka, hiç kimse çıkıp da Kur'ân-ı kerîmi müşriklere karşı açıktan okuyamadı ![]() ![]() - Ben okurum, dedi ![]() - Biz, sana bir zarar vermelerini istemeyiz ![]() ![]() - Bırakın gideyim! Siz dua edin! Allahü teâlâ beni korur! Ertesi gün, Makâm-ı İbrâhim'e gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müşrikler hep birlikte üzerine yürüdüler ![]() ![]() ![]() ![]() - Korktuğumuz başımıza geldi ![]() - Hayır yine gidip okuyacağım ![]() ![]() ![]() ![]() O, ertesi günü yine gidip, tekrar okudu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mekkeli müşrikler diğer Müslümanlara yaptıkları gibi, Abdullah ibni Mes'ûd'a da çok eziyet ve işkence yaptılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbni Mes'ûd hazretleri, cüssesinden umulmayan kahramanlıklar göstermiştir ![]() ![]() ![]() Savaşta, Eshâb-ı kirâmdan Afra hatûnun çocukları Muâz ve Muavviz, kılıç darbeleri ile Ebû Cehil'i kımıldayamıyacak şekilde yaralayıp, yıktılar ![]() ![]() - Acaba Ebû Cehil ne yaptı, ne oldu? Kim bakar? buyurarak, araştırılmasını emretti ![]() ![]() Allahü teâlâ zelil etti - Aramaya devam ediniz! Eğer onu tanıyamazsanız, dizindeki yara izine bakınız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine, İbni Mes'ûd hazretleri yerinden fırlayıp aramaya gitti ![]() ![]() - Sen Ebû Cehil misin? - Evet, Ebû Cehil'im ![]() - Ey Resûlullah düşmanı! Nihâyet Allahü teâlâ seni hakîr ve zelîl etti? Aldığı yaralardan, acılar içinde kıvranan İslâm düşmanı Ebû Cehil, hâlâ inadına, düşmanlığına devam ediyordu ![]() ![]() - Ne diye beni zelîl ve hakîr edecek ey koyun çobanı! Hakîr olan sizler olacaksınız! Sen bana zaferden bahset! Kim kazandı kim kaybetti? - Zafer Allah ve Resûlünün tarafındadır, ey mel'ûn ![]() ![]() ![]() - Doğrusu beni, senin gibi birisinin öldürmesi bana çok ağır gelecek ![]() - İşte Allah ve Resûlüne karşı gelen, onlara düşmanlık besliyenin sonu böyle zelîl olmaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbni Mes'ûd hazretleri, başını kesmek için Ebû Cehil'in miğferini çıkartırken: - Ne olur hiç olmazsa, boynumu gövdeme yakın kes ki, başım heybetli görünsün, diyerek küfrünün, gurur ve kibrinin ne dereceye çıkmış olduğunu gösterdi ![]() Ümmetin fir'avnı İbni Mes'ûd, Ebû Cehil'in başını kılıcıyla kopardı ![]() ![]() ![]() - Yâ Resûlallah! Bu, Allahü teâlânın düşmanı Ebû Cehil'in başıdır, dedi ![]() - O Allah ki, O'ndan başka ilâh yoktur, buyurdu ![]() Sonra İbni Mes'ûd hazretleri ile beraber, Ebû Cehil'in cesedinin yanına gitti ![]() - Allahü teâlâya hamd olsun ki seni zelîl ve hakîr kıldı ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Ey Müslümanlar! Size iki arkadaşımı yolluyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Günâhtan şikâyet Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Bir isteğin mi var? - Allahü teâlânın rahmetini isterim ![]() - Bir tabib getirelim mi? - Hâcet yok! Beni hasta eden tabibdir ![]() Bu hastalıktan vefât etti ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Mes'ud, Resûlullahın huzurunda, meclislerinde sık sık bulunurdu ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimiz, Abdullah bin Mes'ûd'u Kur'ân-ı kerîm öğretenlerin başında sayardı ve, "Kur'ân-ı kerîmi, İbni Mes'ûd, Salim, Übey bin Ka'b ve Muaz bin Cebel'den öğrenin!" buyururdu ![]() ![]() ![]() Resûl-i ekrem Kur'ân-ı kerîmi ondan dinlemeyi çok severdi ![]() - Nisa suresini oku, dinleyelim ![]() - Kur'ân-ı kerîm size indi ![]() ![]() - Evet öyledir ![]() ![]() İbni Mes'ûd okumaya başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbni Mes'ûd gibi İbni Mes'ûd hazretleri, Kur'ân-ı kerîmi çok güzel okurdu ![]() ![]() Bir gün Resûlullah efendimiz, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Kim Kur'ân-ı kerîmi indiği andaki tazeliği ile okumaktan hoşlanıyorsa, İbni Mes'ûd gibi okusun! İbni Mes'ûd hazretlerinin vücûdu zayıf yapılı idi ![]() - Siz İbni Mes'ûd'un vücutça zayıf olduğuna bakmayın ![]() ![]() En çok hadîs bilen sahâbîlerden: ABDULLAH BİN ÖMER Abdullah bin Ömer hazretleri, Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden olup, dört büyük halîfeden Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Küçük yaştan beri Peygamber efendimizle beraber bulundu ![]() ![]() Ayrıca, yaratılış olarak üstün hâllere sahip olduğundan ve Resûlullahın hizmeti ile şereflenip, uzun zaman sohbetlerinde bulunduğundan, bütün ilimlerde mâhir oldu ![]() Çok cömert idi Harâm ve şüphelilerden sakınmakta, dünyaya düşkün olmamakta örnek durumdaydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün Abdullah bin Ömer hazretlerine, bin dirhem para ile kıymetli bir kaftan hediye getirilmişti ![]() ![]() - Dün Abdullah bin Ömer’e bin dirhem para ile kıymetli bir kaftan gelmemiş miydi? - Evet gelmişti ![]() - Fakat bugün onu veresiye alış-veriş yaparken gördüm ![]() - Doğrudur ![]() ![]() ![]() ![]() Gençliğinde bir rü’yâ gördü ![]() ![]() ![]() Hemen karşısına bir melek çıkıp, “Korkma!” dedi ![]() ![]() Hz ![]() - Abdullah ne iyi insandır ![]() O zamandan sonra gece namazını hiç bırakmadı ![]() Allahtan korkmak Allahtan başka kimseden korkmazdı ![]() ![]() ![]() - Resûlullahtan işittim ![]() ![]() ![]() Aslan sessizce oradan uzaklaştı ![]() Acıkmayınca yemez, yediğinde de çok az yerdi ![]() - Bu iyi bir ilâçtır ![]() ![]() - Bu ilâç neye yarar? - Hazımsızlığa iyi gelir ![]() - O zaman, sen bu ilâcı başkasına ver! - Niçin? - Çünkü, ben ömrümde hiç karnım doyana kadar yemek yemedim ![]() ![]() Bir gün Abdullah bin Ömer hazretlerinin devesi kayboldu ![]() ![]() ![]() - Deven filân kimsede ![]() Mescidden çıkıp giderken, hatırladı ![]() ![]() Allah için sev! Peygamber efendimiz bir nasîhatinde, Abdullah bin Ömer hazretlerine buyurdu ki: - Allah için sev, Allah için darıl, Allah için anlaş! Velîlik mertebesine ancak böyle kavuşabilirsin! Bu minvâl üzere olmıyan kişi, namazı ve orucu çok olsa bile, îmânın tadını alamaz ![]() Yâ Abdullah, sabaha çıktığın zaman akşam için kendini kaygılandırma! Akşama çıktığın zaman sabah için kendini kaygılandırma! Sağlığında hastalığın ve hayatında ölüm için tedbîr al! Abdullah bin Ömer hazretleri, harâmdan çok korkardı ![]() - Kambur oluncaya kadar namaz kılsanız ve kıl gibi oluncaya kadar oruç tutsanız, harâmdan kaçmadıkça bunların va’dedilen mükâfâtına kavuşamazsınız! Birisi, Abdullah bin Ömer hazretlerine, “Allah için, seni çok seviyorum” deyince buyurdu ki: - Ben de Allah için, seni hiç sevmiyorum ![]() ![]() Tâbiînin büyüklerinden Nâfi’ buyurdu ki: “Ben henüz çocuk iken Abdullah bin Ömer ile beraber gidiyorduk ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Ney sesi daha işitiliyor mu? - Hayır işitilmiyor ![]() Ancak ondan sonra parmaklarını kulaklarından ayırdı ![]() Hiç kimse yanmasın! Resûlullah efendimiz, Abdullah bin Ömer’i çok severdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Kendisi vera’ ve takvâ sahibi olduğu gibi, duâ ederken “Yâ Rabbî! Benim vücûdumu, kıyâmet günü o kadar büyük eyle ki, Cehennemi yalnız ben doldurayım ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Ömer hazretleri bir gün, birkaç arkadaşı ile Medîne-i münevvere dışına çıkmışlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Bu çok sıcak günde hem koyunları otlatman, hem de oruç tutman nasıl oluyor? Çoban da cevap verdi: - Bu hâlde çok günler oruç tuttum ![]() - Koyunlarından birini satar mısın? Hem parasını, hem de iftâr etmen için etinden veririz? - Koyunlar efendimindir ![]() - Efendine kaybolduğunu söylersin ![]() Bunun üzerine çoban, tam bir teslimiyetle şöyle cevap verdi: - Allahü teâlâ görüp biliyor ![]() Azâd ettiler Abdullah bin Ömer hazretleri, çobanın sözünü birkaç defa tekrar etti ![]() ![]() ![]() Mekke’nin fethi sırasında, İbni Ömer yirmibeş yaşlarında bulunuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mekke’nin fethinden sonra Abdullah bin Ömer, Huneyn muhârebesine katıldı ![]() ![]() Ordu bir ara geri çekilmek üzere iken İbni Ömer, Resûlullah efendimize yaklaşarak, duâ istedi ve, “Zafer nasîb olursa i’tikâf edeceğim” diye arzetti ![]() - Dilediğini yapar, adağını yerine getirirsin ![]() Sonra zafer nasîb oldu ![]() Huneyn’den sonra Tâif muhâsarası oldu ![]() ![]() ![]() Doksandan fazla yara vardı Abdullah bin Ömer hazretleri, Mûte harbinde de bulundu ![]() “Resûlullah efendimiz Mûte gazâsında Zeyd bin Hârise’yi kumandan yapmış, “Eğer Zeyd şehîd olursa, Ca’fer bin Ebî Tâlib, o da şehîd olursa, Abdullah bin Revâha kumandanlık yapsın” buyurmuştu ![]() Ben de bu savaşta idim ![]() ![]() ![]() İyilik etmesini, hayrı, sadakayı, köle azâd etmeyi çok severdi ![]() ![]() ![]() ![]() - Müslümanlıkla şereflendikten sonra, en büyük sevinç ve neş’em; gönlümün, herkesi peşinden koşturan birtakım istek ve arzûlara meyletmemiş olmasıdır ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Kimse dağılmasın! Birlik, Amr bin Âs’ın emri üzerine hareket etti ![]() ![]() ![]() - Zannederim bu asker izi, Rumların öncü birliklerine âittir ![]() Sonra emrindeki askerlerle birlikte durdu ![]() - Bu izi takip edelim ![]() Bunun üzerine Abdullah bin Ömer şu tâlimâtı verdi: - Hayır, izin kime âit olduğunu kesin olarak öğreninceye kadar kimse dağılmasın! Kimse yerinden ayrılmadı ![]() ![]() - Bu fırsatı kaçırmayınız! Cennet kılıçların gölgesi altındadır! Bütün asker gür bir sesle, “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah” dedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “O anda, Rumların önde gelen cengâverlerinden, iri yapılı, sağına soluna çevik hareketlerle vuran birini gördüm ![]() ![]() Rum askerinin üzerinde moral yönünden büyük te’sîri vardı ![]() ![]() Öldürmek için tekrar bir fırsatını bulup, yaraladım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunu gören Rumlar büyük bir korkuya kapıldılar ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Ömer nerede? Muhârebe bittikten sonra, Müslüman askerleri toplandılar ![]() ![]() ![]() - Abdullah bin Ömer nerede? İçlerinden birisi, onun çok zâhid ve ibâdete düşkün olduğunu söyledi ![]() ![]() Bu konuşmaları, bulunduğu yerde dinleyen Abdullah bin Ömer hazretleri yüksek sesle, tekbîr ve tehlîllerle, Resûlullaha salâtü selâm getirdi ve elindeki bayrağı salladı ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Ömer hazretleri, Mûte ve Yermük savaşlarında bulundu ![]() ![]() ![]() Ayrıca Nihâvend muhârebesine ve Hz ![]() ![]() Yine az zaman sonra 650-651 târihinde Sa’îd bin Âs kumandasındaki Horasan ve Taberistan seferine iştirak etti ![]() İstanbul’a geldi Abdullah bin Ömer hazretleri, Hz ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Ömer hazretleri, devlet kadrosunda vazîfe almaktan uzak durdu ![]() ![]() - Bir evden bir kurban yeter ![]() Seçilmemek şartıyla Hz ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Cihâd, İslâm ülkesinde, Müslümanlar arasında olmaz ![]() ![]() Abdullah bin Ömer, Resûlullahı görme, sohbetinde bulunma, Ona hizmet etme şerefine kavuşma ve fıtraten üstün hâllere sahip olması sebebiyle, bütün ilimlerde mâhir, üstâd idi ![]() İlmi, harâm ve şüphelilerden sakınması ve dünyaya düşkün olmaması yönleri ile örnek durumdaydı ![]() ![]() Kur’ân-ı kerîmin tefsîri husûsunda sahâbenin ileri gelenlerinden idi ![]() ![]() İşittiği hadîs-i şerîfleri yazar, gerek duymadıkça hadîs-i şerîf rivâyet etmezdi ![]() Resûlullaha çok benzerdi İbni Ömer hazretleri, ekseriyâ Resûlullah efendimizin hizmetinde ve huzurunda bulunurdu ![]() ![]() Anlıyamadığında, bizzat Resûl-i ekremden öğrenir, bildiğini öğretmekten zevk duyardı ![]() Medîne-i münevverede ders meclisi kurup, hadîs-i şerîf öğretti ![]() ![]() Hz ![]() - Hâl ve hareketinde Resûlullaha en çok benzeyenlerden biri de İbni Ömer idi ![]() Abdullah bin Ömer hazretleri, fıkıh ilminde de kemâl derecesinde idi ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Ömer, Peygamberimizden sonra hac mevsiminde ve başka zamanlarda, insanlara altmış sene fetvâ vermiştir ![]() Abâdile-i erbea Hadîs ve fıkıh âlimleri arasında Abdullah bin Ömer, Abdullah bin Abbâs, Abdullah bin Zübeyr ile Abdullah bin Amr bin Âs'a Abâdile-i erbea, ya'nî dört Abdullah ünvânı verilmiştir ![]() ![]() ![]() Tâbiînin büyüklerinden Nâfi', Abdullah bin Ömer'in azâdlısıdır ![]() - Seni Allah rızâsı için azâd ettim ![]() Çok cömert, halîm ve selîm idi ![]() ![]() - Hayır için aldanmaktan iyi şey var mıdır? İmâm-ı Nâfi', efendisi ile ilgili olarak buyurdu ki: - Abdullah bin Ömer, bin kişi azâd etmeyince, rûhunu teslim etmedi ![]() ![]() ![]() Zamanın zenginlerinden Abdülazîz bin Hârûn, "Her ne ihtiyâcın varsa bana bildir" diye Abdullah bin Ömer'e mektup yazmıştı ![]() Resûlullahtan, "Önce geçindirmekle yükümlü olduğun kişilere ver; yüksek el, alçak elden hayırlıdır!" buyurduklarını işittim ![]() ![]() ![]() ![]() İhlâs sûresi Abdullah bin Ömer hazretleri, Cum'a namazına gitmeden önce mutlaka gusleder ve güzel kokular sürünürdü ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Ömer'in oğlu Hâlid'in azâd ettiği Ebû Gâlib diyor ki: "Abdullah bin Ömer Mekke'ye geldiği zaman, bize misâfir olurdu ![]() ![]() - Kalkıp namaz kılmayacak mısın? Kur'ân-ı kerîmin üçte birini okusan da olur ![]() Benim, "Sabah yaklaştı ve bu kadar kısa zamanda Kur'ân-ı kerîmin üçte birini okuyup yetiştiremem" cevabım üzerine buyurdu ki: - İhlâs sûresi, Kur'ân-ı kerîmin üçte birine eşittir ![]() Birisi Abdullah bin Ömer hazretlerine, “Ey insanların en iyisi” deyince buyurdu ki: - Ben insanların en iyisi değilim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Namazlarını aksatanlar Âdem bin Ali’den rivâyet edildiğine göre, Abdullah bin Ömer bir sohbetinde, “Kıyâmet gününde aksaklar diye çağrılacak kişiler vardır” dedi ![]() - Sağa-sola bakmak ve ba’zı hareketler yapmak sûretiyle namazlarını eksilten ve aksatan kimselerdir ![]() İbni Ömer birisinin zâlim Haccâc’ın aleyhinde konuştuğunu duydu ve kendisine sordu: - Haccâc burada olsa, böyle konuşabilir miydin? - Hayır konuşamazdım ![]() - İşte biz, Resûl-i ekrem zamanında, bunu münâfıklık sayardık ![]() Abdullah bin Ömer hazretleri, birçok sohbetlerinde buyurdu ki: “Ey Âdemoğlu! Bedeninle dünyada ol, kalbinle âhıreti bul!” “Hikmet ondur; dokuzu sükût, biri de az konuşmaktır ![]() “İnsanın mâhiyeti arkadaşından anlaşılır ![]() “Kendinden üsttekine hased, aşağıdakine tahakküm eden ilim ehli sayılmaz ![]() “Peygamber efendimize yaptığım bî’atı, bugüne kadar bozmadım ve değiştirmedim ![]() ![]() Hiçbir Müslümanı rahat döşeğinden uyandırmadım, rahatsız etmedim ![]() “Allah için sev, Allah için buğzet, Allah için dost ol, yine Allah için düşmanlık et! Allahü teâlânın sevgisine bu şekilde kavuşulur ![]() “Biz öyle zamanlar gördük ki, hiç kimse Müslüman kardeşinden daha çok paraya, pula sahip olmayı düşünmedi ![]() ![]() “Allah korkusundan dolayı bir damla yaş akıtmak, benim için, bin altın sadaka vermekten daha sevimlidir ![]() “İnsan, imkânı kadar iyilik etmeli, her zaman tatlı konuşmalı ve güleryüzlü olmalıdır ![]() Allah için sev! Peygamber efendimiz Abdullah bin Ömer’e bir nasîhatında buyurdu ki: - Allah için sev, Allah için darıl, Allah için anlaş! Velîlik mertebesini ancak bununla elde edebilirsin ![]() ![]() Sabaha çıktığın vakit akşama çıkacağını düşünme, akşama çıktığın vakit de sabahlayacağını hâtırına getirme! Hayatından ölümün ve sıhhatinden hastalığın için ayır! Ey Abdullah! Yarın adının ne olacağını bilemezsin! Abdullah bin Ömer’in künyesi Ebû Abdurrahmân’dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resûlullahın şâiri: ABDULLAH BİN REVÂHA Hicretin yedinci senesi idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böylece Resûlullah efendimiz ve arkadaşları, umre ibâdetlerini de ifâ etmiş, yerine getirmiş olacaklardı ![]() Mekke'ye yaklaşırken Resûlullah efendimiz Kusvâ adlı devesinin üzerinde ve devenin yuları da Abdullah bin Revâha'nın elinde bulunuyordu ![]() Bırak yâ Ömer Bu şiirleri işiten Hz ![]() - Ey Abdullah! Beytulah'ın önünde ve Peygamber efendimizin huzurlarında, nasıl böyle şiir söyliyebilirsin, diye çıkıştı ![]() Fakat sevgili Peygamberimiz: - Bırak Yâ Ömer! Allaha yemîn ederim ki, Abdullah'ın sözleri; düşmana, ok saplamasından fazla te'sir eder ![]() ![]() Peygamber efendimiz biraz sonra Hz ![]() - Allahü teâlâdan başka ilah yoktur! Bir olan O'dur! Va'dini gerçekleştiren O'dur! Bu kuluna yardım eden O'dur! Askerlerini güçlendiren O'dur! Toplanmış olan kabileleri, bozguna uğratan da yalnız O'dur, de! buyurdu ![]() ![]() Abdullah bin Revâha da söylemeye devam etti ![]() ![]() Hakikaten o zamanlar, şâirlerin önemi çok fazlaydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Din düşmanları da aynı yolu, acımasızca kullanıyorlardı ![]() ![]() ![]() İslâmın büyük şâirleri İşte bu hâin propagandaya karşı, islâmın ilk büyük şâirleri üç kişiydiler: Hassân bin Sâbit, Kâ'b bin Züheyr ve Abdullah bin Revâha hazretleri ![]() Bunların yazdığı Beyit ve Kıt'alar, hemen ezberlenirdi ![]() ![]() Ama günün birinde, şâirler için âyet-i kerîme indi ![]() " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu şiddetli hitap karşısında, Hz ![]() ![]() " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Mübârek bir cum'a günü sevgili Peygamberimiz, mescidde hutbeye çıktılar ![]() Hz ![]() ![]() ![]() - Oturun! buyurduklarını işitti ![]() Derhal bulunduğu yere oturdu ![]() ![]() Resûlullaha itâ'at - Yâ Resûlallah! Revâha oğlunun, nerede oturduğunu görüyor musunuz? Sevgili Peygamberimiz o tarafa doğru baktılar ![]() - Çünkü sizin "oturun" emrinizi, orada duydu ve hemen oturdu! ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimiz bu hareketten çok hoşlanıp, Hz ![]() - Cenâbı Hak senin, yüce Allaha ve Resûlüne olan itâatte hırsını arttırsın, diye dua buyurdu ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bunlardan biri de Hicretin 8 ![]() ![]() ![]() Resûlullah efendimiz, Bizans imparatoruna bağlı Busrâ emîrine de bir mektup yollandı ![]() ![]() ![]() ![]() Hepsi de gönüllü olan 3 ![]() ![]() İki cihan sultânı Peygamber efendimiz, öğle namazını kıldırdıktan sonra, bu mübârek orduyu bizzat uğurlamaya çıktılar ![]() ![]() ![]() - Cihâd için hazırlanan bu ordunun başına Zeyd bin Hârise'yi kumandan ta'yin ettim ![]() ![]() ![]() ![]() Niçin ağlıyorsun? Herkes birbiriyle kucaklaşıyor, helâllaşıyordu ![]() ![]() - Niçin ağlıyorsun, ey Revâha'nın Oğlu, diye sordular ![]() - Vallahi, dünyâyı sevdiğim için ağlamıyorum ![]() ![]() - Peki, niçin ağlıyorsun? - Peygamber efendimizden duyduğum, Allahın kelâmını hatırladım: " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zeyd bin Hârise kumandasındaki ordu hareket ettiğinde Abdullah bin Revâha Peygamber efendimizin huzûruna gelerek: - Yâ Resûlallah! Bana ezberliyeceğim ve aklımdan hiç çıkarmıyacağım bir tavsiye de bulunur musunuz, dedi ![]() - Sen, yarın Allaha pek az secde edilen bir ülkeye varacaksın ![]() - Yâ Resûlallah! Bana nasîhatinizi artırır mısınız? - Allahü teâlâyı zikret, çünkü, Allahü teâlâyı zikir, umduğuna kavuşmanda sana yardımcı olur ![]() Çocukları öldürmeyin! Ordu, Medîne dışındaki hurmalıklara gelince, sevgili Peygamberimiz son emirlerini verdiler: - Çocukları, kadınları, âmaları sakın öldürmeyin ![]() ![]() Zeyd bin Erkam der ki: Ben Abdullah bin Revâha'nın terbiyesi altında yetişmiş bir yetimdim ![]() ![]() ![]() ![]() - Sana ne oluyor! Şehid olmamın sana ne zararı var? Hak teâlâ bana şehidliği nasîb ederse, sen de hayvanıma biner, geri döner, yerine ulaşırsın ![]() ![]() Abdullah bin Revâha, gece inip iki rekat namaz kılıp, uzunca bir duâ yaptı ![]() - Ey çocuk! İnşallah bu sefer şehidlik nasib olacaktır ![]() İslâm ordusu, Şam topraklarında bulunan, Ma'an şehrine kadar hiç durmadı ![]() ![]() ![]() ![]() - Peygamber efendimize yazalım ![]() ![]() ![]() ![]() Zafer kazanacağız! Başka fikirler de öne sürülürken, Hz ![]() - Ey Mücâhidler! Bu sefere niçin çıktığımızı, hatırlamıyor gibisiniz! Çünkü hepiniz biliyorsunuz ki, ya kahramanca savaşıp zafer kazanacağız veya Allah rızası için ölüp, şehîd olacağız ![]() ![]() ![]() ![]() Müslümanlar heyecanla dinliyorlardı ![]() - Kardeşlerim ![]() ![]() ![]() ![]() - Vallahi, "Revâha'nın Oğlu" doğru söylüyor, dediler ![]() ![]() Hz ![]() "Cennette yaşamak ne güzeldir! Onun şerbetleri tatlı ve soğuktur ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu inanılmaz kahramanlığa, Bizans şövalyeleri hayret ediyorlardı ![]() ![]() Cennete uçtu Artık o, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mute'de Ca'fer-i tayyâr'ın şehid düşmesi ile sancağı alıp, göklere yükselten Abdullah bin Revâha bu anda, en son şiirini, kendisine söyledi ve kâfirler üzerine, bir ok gibi atıldı ![]() Abdullah bin Revâha çarpışırken bir ara parmağı ağır yaralandı ![]() ![]() Bunun üzerine atından indi ![]() "Sen sadece yaralı parmak değil misin? Zaten bu kazâya da Allahü teâlânın yolunda uğramış bulunuyorsun" diyerek çekip kopardı ![]() Sonra tekrar atına binip olanca gücüyle çarpışmaya devam etti ![]() Çarpışmanın bir anında Abdullah bin Revâha atından inmişti ![]() - Al, bunu ye de biraz güçlen, dedi ![]() Abdullah bin Revâha üç günden beri bir şey yememişti ![]() ![]() "Arkadaşların bu hâlde iken sen halâ bu dünyâdasın ve yiyip-içmekle meşgulsün" diyerek nefsini kınadı ve elindeki eti bırakarak tekrar savaşa başladı ![]() Melekler O'nunla övünürlerdi Çok geçmeden sevgili Peygamberimizin, mübârek sözleri gerçekleşiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan sonra sancak Hâlid bin Velîd hazretlerine verildi ![]() ![]() - O gün benim elimde dokuz kılıç parçalandı ![]() ![]() Bu esnada Medîne'de, Mescid-i Nebî'de bulunan Allahü teâlânın Resûlü, şehidlerin Arş-ı a'lâya yükseldiklerini haber verdiler ![]() Abdullah bin Revâha, Peygamber efendimizin vahy katipleri arasındadır ![]() - Cenab-ı Hak, Abdullah bin Revâha'ya rahmet eylesin ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram) |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram)ÜMMÜ GÜLSÜM BİNTİ UKBE (r ![]() ![]() Tek Başına Hicret Eden Kureyşli ![]() ![]() ![]() Ümmü Gülsüm binti Ukbe radıyallahu anha Kureyşliler içinde yurdunu yuvasını bırakıp Medine’ye tek başına hicret eden bir hanım sahâbî! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O Mekke’li olup Kureyş kabilesine mensuptur ![]() ![]() ![]() Ervâ hatun, İslâm’ın ilk yıllarında müslüman olma seâdetine eren bir hanım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ümmü Gülsüm, Mekke’de müslüman olarak Rasûlullah (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Günler acı ve ıstırapla geçiyor, yıllar sıkıntılarla akıp gidiyordu ![]() ![]() ![]() Ümmü Gülsüm (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O yedi yıl Rasûlullah’a kavuşma hasretiyle yandı ![]() ![]() ![]() ![]() Ümmü Gülsüm (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birgün bahçeye gidiyor gibi yine Mekke’den çıktım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ümmü Gülsüm binti Ukbe (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ümmü Gülsüm (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ümmü Gülsüm (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ümmü Seleme (r ![]() – “Ey Ümmü Gülsüm! Sen Allah’a ve Resûlüne hicret ettin değil mi?” dedi ![]() – “Evet!” dedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() – “Ey Ümmü Seleme! Hudeybiye antlaşması gereğince Mekke’den kaçıp Medine’ye gelenler Mekkelilere geri veriliyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ey Ümmü Seleme! Kadınların hâli erkeklerinki gibi değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ümmü Gülsüm binti Ukbe (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ümmü Gülsüm (r ![]() ![]() ![]() “Ya Rasûlallah! Ben, dinim uğrunda hicret ederek sizin yanınıza geldim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İki Cihan Güneşi Efendimiz dikkatle Ümmü Gülsüm (r ![]() ![]() ![]() ![]() Efendimiz bu imanlı, fedakâr sahâbîsini bu sözleriyle rahatlattı ![]() ![]() ![]() “Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İki Cihan Güneşi Efendimiz vahiy tamamlanınca bu müjdeli haberi Ümmü Gülsüm (r ![]() ![]() ![]() ![]() “Allah’a yemin olsun ki siz, Allah ve Resûlünün sevgisi, bir de İslâmî vazîfeleri serbestçe yapabilmek için hicret etmiş bulunuyorsunuz ![]() ![]() ![]() Ümmü Gülsüm (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ümmü Gülsüm binti Ukbe (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ümmü Gülsüm (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hayat devam etmekteydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ümmü Gülsüm binti Ukbe (r ![]() ![]() ![]() ![]() Ümmü Gülsüm binti Ukbe İbni Ebî Muayt radıyallahu anhâ, Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi: “İnsanların arasını bulmak için hayırlı haber götüren (veya hayırlı söz söyleyen) kimse yalancı sayılmaz ![]() Müslim’in rivayetinde de: “Ümmü Gülsüm dedi ki, Peygamber aleyhisselam halkın söyleyip durduğu yalanlardan sadece üçüne izin verdiğini işittim ![]() 1 ![]() 2 ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ümmü Gülsüm binti Ukbe (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cenâb-ı Hak’tan onun fedakârlığından, gayretinden, imânî heyecanından hisseler alabilmeyi ve şefaatlerine erebilmeyi niyaz ederiz ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram) |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram)ZEYD B ![]() Zeyd b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zeyd, hicretten yaklaşık onbir yıl önce dünyaya gelmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zeyd b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rivayete göre yaşının küçük olması nedeniyle Zeyd, Bedir ve Uhud savaşlarına katılmamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn Abdi'l-Berr, "el-İstîâb"da zikredip, sahih kabul etmediği bir habere göre; Tebük seferinde, Benî Mâlik b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zeyd b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerek Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zeyd'in vefat tarihi konusundaki rivayetler arasında tam bir mutabakat olmamasına rağmen, büyük bir ihtimalle h ![]() ![]() Zeyd ten; ibn Ömer, Ebu Saîd, Ebu Hüreyre, Enes, Sehl b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram) |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram)ÜSAME B ![]() Üsame b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üsame'nin annesi Ümmü Eymen (ki, asıl adı Bereke'dir) Râsulûllah (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üsame ile Eymen, aynı anadan kardeştirler, fakat babaları ayrıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rasûlûllah (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine, Urve İbnü'z-Zübeyr'den rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz, Üsame'nin gelmesini bekleyerek Arafat'tan inmeyi tehir etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üsame de bir çok sahâbî gibi, küçük yaştan itibaren savaşlara katılmayı arzulamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üsame, Uhud savaşından sonraki tüm savaşlara katıldığı gibi, bir çok seriyyede de önemli görevler üstlenmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üsame'nin kendisinden rivayet edildiğine göre; katıldığı seriyyelerin birinde, düşman safında Müslümanlara karşı savaşan birine karşı kılıç çekince, o şahıs; "Eşhedü en lâ ilâhe illallah" diyerek şehâdet getirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İfk olayında* Rasûlüllah (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rasûlüllah (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üsame, söz konusu ordusuyla hareket etmek üzereyken, Allah Rasûlü dâr-ı bekâya irtihal etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üsame, Ebu Bekir (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üsame; Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Vefat tarihi çeşitli rivayetlere göre, H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram) |
![]() |
![]() |
#9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram)SELMAN el-FARİSÎ Seçkin ve meşhur sahabilerden biri ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Selman (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Yiyin" dedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Selman (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbnul-Hacer, Selman (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Selman (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Selman (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Selman (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Selman (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ömer (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sa'd (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Selman (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Selman (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Bir çok geceler Selman (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rasûlüllah (s ![]() ![]() ![]() ![]() Selman (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bazı kimselerin giyiminden dolayı kendisine dil uzatmaları ve hafife almalarına karşı hiç bir tepki göstermemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O, hiçbir zaman sadaka kabul etmemiştir ![]() ![]() Selman (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Onun ilmi ve takvası diğer sahabileri de etkilemekteydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Selman (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sufiler, Selman (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram) |
![]() |
![]() |
#10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram)MUAZ B ![]() Ensârın ileri gelenlerinden bir sahabi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muâz b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muâz (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn Mes'ûd, Muâz (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muaz (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram) |
![]() |
![]() |
#11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram)HAMZA İBN ABDULMUTTALİB (r ![]() ![]() Hz ![]() ![]() Künyesi; Ebn Ya'la veya Ebû Ammâre; Lakabı; Esedullah (Allah'ın Aslanı)dır ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamberimiz yakınlarına İslâm'ı tebliğ etmiş olmasına rağmen, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Mekke müşrikleri, hicretten sonra da rahat durmadılar ![]() ![]() ![]() ![]() Müşriklerin gözlerini korkutmak, Şam ticaret yollarını keserek onları sıkıntıya düşürmek gerekiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Henüz müşrik olan Mecdi b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan Sonra Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Bedir savaşında Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() Peygamber Medine'ye geldiğinde Yahudilerle anlaşma yapmıştı ![]() ![]() "Siz savaşın ne demek olduğunu bilmeyen adamlarla çarpıştınız" dediler ![]() ![]() Kaynuka gazvesi'nin genel sebebi bir kadına karşı yapılan terbiyesizliktir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öldürülen müslümanın akrabaları Peygamberimizden yardım istiyorlar ![]() ![]() ![]() Bu olay üzerine Peygamberimiz beyaz sancağım Hz ![]() ![]() ![]() Bedir savaşı'nın acısını unutmayan Kureyşliler yeniden savaş için hazırlığa başladılar ![]() ![]() ![]() Bu kez de Kureyş'in kadınları da katılacaktı ![]() ![]() ![]() Cübeyr b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamberimiz, Medine'nin içinde kalmayı, savunma savaşı yapmayı düşünüyordu ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Peygamberimiz, sabahleyin "Rüyada, meleklerin, Hamza'yı yıkadıklarını gördüm" diye buyurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kureyşliler bozguna uğrayıp kaçmaya başlayınca Peygamberimiz tarafından görevlendirilen okçular yerlerini bırakmaya başladılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Okçular, komutanları Abdullah b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Okçuların yerlerini bırakması, kalan kısmının şehid edilmesiyle müslümanlar gâfil avlandılar ![]() ![]() ![]() Hâris b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vahşi, Uhud Savaşındaki durumu şöyle açıklıyor: "Halk arasında Ali'yi aradım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vahşi müslüman oluşunu anlatırken: "Mekke'nin fethinden sonra Mekke'ye gelerek Rasûl-i Ekremi gördüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allah Rasûlünün Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamberimiz, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram) |
![]() |
![]() |
#12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram)HABBÂB İBN ERET İslâm ile şereflenen ve İslâm'a girdiği için müşrikler tarafından işkence edilen ilk sahabelerden biri ![]() Nesebi; Habbâb b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm ile şereflenen ve Allah için işkence edilen ilk müslümanlardan olan Hâbbab b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Onbeş yaşında müslüman olmuş bir insanın dünyada kendisinden başka beş kişi müslüman iken işkencelere sabredebilmesi imanının ve dine bağlılığının en önemli göstergesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mekke döneminde, sırtına ateşte kızdırılmış taşlar yapıştırılmış, sırt yağlan eriyinceye kadar sırtında tutulmuş, yine imanında sebat etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşkencenin dayanılmaz bir hal aldığı, müşriklerin şiddetli baskı yaptıkları bir zaman Habbab Kabe'nin gölgesinde örtüsüne bürünmüş oturan Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün bu işkencelere rağmen İslâm'ı tebliğden geri kalmazdı ![]() ![]() ![]() Zühd ve takvası ile gerçekten örnek olan Habbâb, ihtiyarlık döneminde İslâmın ilk yıllarında ölmediğine hayıflanır durur, şöyle derdi: "Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Habbâb (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Habbâb hastalığı nedeni ile Sıffin'e katılmadı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram) |
![]() |
![]() |
#13 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram)ES'AD B ![]() Sahâbe-i Kirâm'dan, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tam adı Ebû Umâme Es'ad b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Medineli Araplar iç-içe yaşadıkları yahudilerden dolayı vahiy peygamberlik gibi konular hakkında az çok bilgi sahibiydiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Es'ad b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Es'ad b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Es'ad b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Es'ad b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Medine'de İslâm'ın yayılması konusunda en çok çaba harcayan ve fedakârlıkta bulunan kişi şüphesiz Es'ad b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir yıl sonraki Hac mevsiminde Es'ad b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Medine'de ilk cuma namazını Es'ad b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Es'ad b ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram) |
![]() |
![]() |
#14 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram)ENES B ![]() Milâdı 613 yıllarında Medine'de doğan ve milâdı 709 (h ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Babasının ölümü üzerine Enes'in annesine Ebû Talha tâlib oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Medine'nin çocukları hem koşuyorlar ve hem de "Muhammed geldi, Muhammed geldi!" diye bağırıyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resul-i Ekrem kendisini karşılayanlarla birlikte şehre girdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Enes b ![]() ![]() ![]() "Çocuklarla birlikte oynuyordum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uhud ve Hendek gazvelerinde Enes b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Enes b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Emeviler zamanında, ashâb-ı kirâmın sayıları gittikçe azaldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hicretten sonra seksen seneyi geçen bir ömür süren Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Enes b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() "Zâlime yardım, onu zulmünden alıkoymaktır ![]() "İnsan sevdikleri ile beraberdir" "Ey nas, takvânıza dikkat ediniz ![]() "İçinizden bir kimse, bir felâkete uğraması yüzünden, ölümü temenni etmesin; ölümü dileyecek hale gelenler; 'Ya Rabbi, hayat hakkımda hayırlı olduğu müddetçe beni yaşat, hayat hakkımda hayırlı olmadığı zaman ruhumu kabzet' desin" "Resul'i Ekrem efendimize dokuz yıl hizmet ettim, onun bana bir kez bile, "şu işi yapmasaydın-da böyle yapsaydın" dediğini yahut onun benim bir işimi ayıpladığını görmedim ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram) |
![]() |
![]() |
#15 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sahabelerin Hayatları (Eshab-İ Kiram)EBÛ MUSA EL-EŞ'ARÎ (ö ![]() Sahâbî ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Musa el-Eş'arî, Mekke'nin fethine ve Huneyn gazasına katılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hicrî 9 ![]() ![]() ![]() Tebük seferinden sonra Rasûlullah, Ebû Musa'yı Muaz b ![]() ![]() ![]() Müslim, Cihad, 5) ![]() ![]() ![]() ![]() Yemen'de tebliğ görevini tamamlayan Ebû Musa, Vedâ Haccı'na katıldıktan sonra Medine'de yerleşti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hakem olayında, hâdise ve çatışmaların dışında kaldığı için Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Musa bir rivâyete göre Mekke'de, diğer bir rivâyete göre Kûfe'de vefât etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Musa, valilik görevinde bulunmasına rağmen daima fakirlik içinde yaşamıştır (İbnü'l-Esir, 111, 143) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|