Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hamza, ranh

Hz. Hamza (R.Anh)

Eski 08-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz. Hamza (R.Anh)



Şehîdlerin efendisi: Hz HAMZA


Abdullah ibni Mes’ûd buyuruyor ki:


Müşriklerden Velîd adında birinin bir putu vardı Safâ tepesinde toplanırlar, bu puta ibâdet ederlerdi Bir gün Peygamber efendimiz, onların yanına gitti ve onları îmâna da’vet etti Kâfir olan bir cinnî, o putun içine girdi ve sevgili Peygamberimiz için uygun olmayan sözler sarfetti Peygamber efendimiz üzüldüler


Teşrif eder misiniz?


Başka bir gün şahsını görmediği bir kimse, Peygamber efendimize selâm vererek dedi ki:


- Yâ Resûlallah! Kâfir olan bir cinnî sizin için münâsib olmayan şeyler söylemiş Ben, onu bulup boynunu kestim Arzû buyurup, yarın Safâ tepesine teşrif eder misiniz? Siz, yine onları İslâma da’vet ederseniz, ben de o putun içine girip, sizi medhedici sözler söylerim


Peygamber efendimiz, Abdullah ismindeki bu cinnînin arzûsunu kabûl ettiler Ertesi günü oraya gittiler ve yine müşrikleri îmâna da’vet ettiler Müslüman cinnî, müşriklerin elindeki putun içine girip, sevgili Peygamberimizi ve İslâmiyeti anlatan güzel sözler ve beyitler söyledi


Müşrikler, bu sözleri duyunca, başta Ebû Cehil olmak üzere ellerindeki putu parça parça ettiler Resûlullaha saldırdılar Mübârek yüzü kana boyandı Onların bu ezâ ve cefâlarına tahammül gösterip, şöyle buyurdular:


- Ey Kureyşliler! Bana vuruyorsunuz Ama ben sizin Peygamberinizim


Peygamber efendimiz, oradan ayrılıp evine geldi Bir hizmetçi kız, bu hâdiseyi, başından sonuna kadar görmüştü


Bu sırada Hz Hamza, dağda avlanıyordu Bir ceylana ok atmak için hazırlandı Ceylan dile gelerek dedi ki:


- Yâ Hamza! Bana ok atacağına kardeşinin oğlunu öldürmek isteyenlere ok atsan daha hayırlı olur


Hz Hamza bu sözlere hayret ederek süratle evine hareket etti Hz Hamza âdeti üzere, avdan dönünce, tavâf yapmak için Harem-i şerîfe uğrar, ondan sonra evine giderdi O gün tavâf yaparken, hizmetçi kız, yanına gelerek dedi ki:


- Ebû Cehil, kardeşinin oğluna, şöyle şöyle söyledi


Hz Hamza, Peygamber efendimize hakâret edildiğini işitince, akrabâlık damarları hareket etti Silahlarını kuşanarak, Kureyş kâfirlerinin bulunduğu yere geldi


- Kardeşimin oğluna, kötü söz söyliyen, kalbini inciten sen misin? diyerek, boynundaki yay ile, Ebû Cehil’in başını yedi yerinden yardı


Kötü şeyler söyledim


Orada bulunan kâfirler Hz Hamza’ya saldıracak oldular Bu durumda büyük çarpışma çıkacaktı Fakat, Ebû Cehil dedi ki:


- Dokunmayınız, Hamza haklıdır Onun kardeşinin oğluna bilerek kötü şeyler söyledim


Hz Hamza oradan ayrıldıktan sonra, Ebû Cehil, etrafındakilere;


- Aman ona ilişmeyiniz! Bize kızar da Müslüman olur Bununla Muhammed kuvvetlenir, dedi


Hz Hamza Müslüman olmasın diye, kendi kafasının yarılmasına râzı oldu Çünkü Hamza, hatırı sayılır, kıymetli ve kuvvetli idi


Hamza, Peygamber efendimizin yanına gelip dedi ki:


- Yâ Muhammed, Ebû Cehil’den intikamını aldım Onu kana boyadım, üzülme, sevin!


Sevgili Peygamberimiz buyurdu ki:


- Ben, böyle şeylere sevinmem


- Seni sevindirmek, üzüntüden kurtarmak için, ne istersen yapayım


Îmân etmenle sevinirim


O zaman Peygamber efendimiz buyurdu ki:


- Ben ancak senin îmân etmen ile, kıymetli bedenini Cehennem ateşinden kurtarman ile sevinirim


Bunun üzerine Hz Hamza hemen Müslüman oldu


Hakkında âyet-i kerîme geldi Abdullah ibni Abbâs’a göre, Kur’ân-ı kerîmde En’âm sûresi 122 âyet-i kerîmesinde, “Diriltildiği ve nûra kavuşturulduğu” anlatılan zâtın Hz Hamza ve aynı âyet-i kerîmede, “Karanlıklarda bocalayan” şeklinde anlatılanın da Ebû Cehil olduğu açıklandı


Hz Hamza, Kureyşin yanına gidip Müslüman olduğunu ve Allahın Peygamberini her suretle koruyacağını bildirip şöyle dedi:


“- Kalbimi, İslâmiyete ve Hakka meylettirmiş olduğu için Allahü teâlâya hamdolsun Bu din, kullarının her yaptığını bilen, herkese lutfu ile muâmele eden, kudreti her şeye galip gelen, âlemlerin Rabbi olan Allahü teâlâ tarafından gönderilmiştir


Kur’ân-ı kerîm okunduğu zaman, kalb ve akıl sâhibi olanların gözlerinden yaşlar akar Kur’ân-ı kerîm, açık bir lisan ile açıklanmış âyetler hâlinde Hz Muhammed’e nâzil olmuştur Muhammed, içimizde, sözü dinlenir, kendisine boyun eğilir bir mübârek kimsedir


Ey müşrikler! Aklınız başınızdan gidip, gözünüz kararıp da Onun hakkında sert, ağır ve kaba sözler, söylemeyin! Eğer böyle bir düşünceye kapılırsanız, biz Müslümanların cesedine basıp geçmeden, onu hiç kimseye vermeyiz!”


Hz Hamza’nın Müslüman olması ile, Resûlullah efendimiz çok sevindi Müslümanlar, pek çok kuvvet buldu Artık Mekkeliler Müslümanlara, hiçbir sebep yokken, fenâ muâmele yapamadılar Bilhassa Hz Hamza’nın kılıcının şiddetinden çekindiler


Endişeye lüzûm yok


Peygamber efendimiz, Hz Hamza ve diğer bir kısım Müslümanlar Hz Erkam’ın evinde bulunuyorlardı Bir ara kapı vuruldu Gelen kimsenin, silâhlarını kuşanmış şekilde Hz Ömer olduğu görülünce, ba’zıları endişeye kapıldı Hz Hamza;


- Gelen tek bir kişidir Bu kadar endişeye lüzûm yok Eğer, hayır için geldi ise hoş geldi Yok eğer şer için geldi ise kendi kılıcı ile başını keserim, dedi


Dışarı çıktı ve dedi ki:


- Yâ Ömer! Sen ne zannedersin? Biz Abdülmuttalib evlâdıyız Her birimiz Allahü teâlânın izni ile demiri çiğneyip havaya püskürtürüz Allah ve Resûlü için can ve baş fedâ ederiz Sen Resûlullaha zarar vereceğini zannediyorsan aldanıyorsun


Sevgili Peygamberimiz, bu konuşmaları işitti Kendileri gelerek, iltifat ile Hz Ömer’i karşıladı Hz Ömer de Müslüman oldu Bu iki kahraman sayesinde Müslümanlar kuvvet buldular, ibâdetlerini açıktan yapmaya başladılar


Hz Hamza bir gün, Cebrâil aleyhisselâmı kendi aslî şeklinde görmeyi arzû ettiğini, Peygamber efendimize bildirdi Peygamber efendimiz de Hz Hamza’ya sordular:


- Onu görmeye dayanabilir misin?


- Evet dayanırım


- Öyle ise yere otur da bak!


Bayıldı, arkası üstüne düştü


Hz Hamza Cebrâil aleyhisselâmı görünce, bayıldı, arkası üstüne düştü


Hz Hamza, Hz Zeyd bin Hârise, Hz Ebû Mersed Kennaz, Hz Enes ve Hz Ebû Kerse ile beraber Medîne’ye hicret etti Peygamber efendimiz Medîne’ye geldiklerinde, Mekke’li Müslümanları hem kendi aralarında, hem de Medîneli Müslümanlarla kardeş yaptı Kendi aralarında da, Hz Hamza’yı, Zeyd bin Hârise ile kardeş yapmıştı Hz Hamza bu kardeşini çok sever ve muharebeye çıktığı zaman her şeyini ona emânet ve vasiyet ederdi


Peygamber efendimiz, Medîne’ye hicret ettikten sonra, Kureyşli müşrikler boş durmadılar Peygamberimizi Medîne’de rahat bırakmıyorlar, Medînelilerin Onu terketmeleri için etrafındaki Müslümanları tehdit ediyorlardı Hattâ, Peygamber efendimizi Medîne’nin dışına çıkarmaları için, Abdullah bin Übeyy bin Selül ile Evs ve Hazrec kabîlelerinin müşriklerine tehditler gönderdiler ve Müslümanlara hac yollarını kapadılar


Bu durumda, Müslümanların, Suriye ticaret yollarını kesmeleri, müşrikleri ticarî ve iktisâdi bakımdan zor duruma düşürmeleri ve böylece müşrikleri yola getirmeleri îcâb ediyordu Bu sırada bir müşrik kervanının Medîne yakınlarından geçmekte olduğu işitildi Sefer hazırlığı yapıldı Sefere çıkacak birliğin kumandanlığına Hz Hamza’yı getiren Peygamberimiz, ona beyaz bir bayrak verdi Hz Hamza’ya verilen bu bayrak İslâm tarihinde Müslümanların kullandığı ilk bayrak idi


Hz Hamza, 30 süvâri ile birlikte hareket etti Şam’dan Mekke’ye gitmek üzere, 300 süvârinin koruduğu bir müşrik kervanı, Sifr-ül-Bahr denilen yere gelmiş bulunuyordu İslâm Mücâhidleri, buraya geldiklerinde, müşriklerin kervanını koruyan üçyüz süvâri ile karşılaştılar ve savaş düzenine girdiler


Doğru bir iş yaptı

Alıntı Yaparak Cevapla

Hz. Hamza (R.Anh)

Eski 08-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz. Hamza (R.Anh)



Mecdi bin Amr el-Cühenî, iki tarafın da müttefiki idi Müslümanların sayıca çok az ve müşriklerin çok fazla olduklarını ve düşmanların bu ilk çarpışmada yenebileceklerini düşünerek arabulucuk edip iki tarafı çarpışmaktan vazgeçirdi Sonra Hz Hamza ve arkadaşları Medîne’ye geri döndüler Mecdî’nin bu hareketi Peygamber efendimize arzedilince çok memnun oldular ve buyurdular ki:


- İyi ve doğru bir iş yapmıştır


Hz Hamza, Ebva, Veddan ve Zül’ uşeyre gazâlarında Peygamber efendimizin beyaz sancağını taşıdı


Bedir gazâsında 313 Eshâb-ı kirâm, 1000 müşrikle karşı karşıya geldi Mekke müşriklerinden Utbe, Şeybe ve Velîd meydana çıkarak er dilediler Peygamberimiz buyurdu ki:


- Ey Hâşimoğulları! Kalkınız, Allahü teâlânın nûrunu söndürmek için gelenlere karşı, Hak yolunda çarpışınız ki, Allahü teâlâ zaten Peygamberinizi de bunun için göndermiş bulunuyor Kalk yâ Hamza! Kalk yâ Ali! Kalk yâ Ubeyde bin Hâris!


Dengimiz iseniz


Hz Hamza, Hz Ali, Hz Ubeyde miğferlerini giydiler Meydana yürüdüler Müşrikler dediler ki:


- Sizler kimlersiniz? Eğer bizim dengimiz iseniz sizinle çarpışırız


Eshâb-ı kirâm da; “Ben Hamza’yım! Ben Ali’yim! Ben Ubeyde’yim!” dediler Bunun üzerine müşrikler cevap verdiler:


- Sizler de bizim gibi şerefli kimselersiniz Sizinle çarpışmayı kabûl ettik


Eshâb-ı kirâm, müşrikleri, önce îmâna da’vet ettiler Onlar kabûl etmediler Ondan sonra


Eshâb-ı kirâm, müşriklerin üzerine saldırdılar Hz Hamza ve Hz Ali, Utbe ve Velîd kâfirlerini, anında öldürdüler Hz Ubeyde, Şeybe’yi yaraladı Şeybe de Hz Ubeyde’yi yaraladı


Hz Hamza ve Hz Ali, Şeybe’yi orada öldürüp, Hz Ubeyde’yi kucaklayıp Resûlullahın huzûruna getirdilerEbû Cehil, müşrikleri savaşa teşvik etmeye başladı Her iki taraf bütün güçleriyle saldırıya geçtiler Bu savaş her iki tarafın ilk büyük savaşıydı Eshâb-ı kirâm, “Allah Allah” diyerek, tekbîr getirerek hücûm ediyordu Hz Hamza, her iki elinde birer kılıç ile çarpışıyordu Peygamber efendimiz “Yâ Hayyu! Yâ Kayyûm!” buyurarak Allahü teâlâya yalvarıyordu


Peygamberimiz, Eshâbını, böyle yiğitçe çarpışıyor gördükçe;


- Onlar, Allahü teâlânın yeryüzündeki arslanlarıdır, buyurarak onları takdîr ediyordu


Allahü teâlâ, Peygamberimize yardım için melekleri de savaşa gönderdi Eshâb-ı kirâm daha kılıcını vurmadan müşriklerin kellesi yere düşüyordu Müşrikler bozguna uğradılar Ebû Cehil de öldürüldü Mekke’ye doğru kaçmaya başladılar Hz Hamza, Bedir’de fevkalâde kahramanlık gösterdi Bedir savaşı, Peygamber efendimizin zaferiyle neticelendi Eshâb-ı kirâmdan 14 kişi şehîd oldu


Allahın arslanıyım!


Peygamber efendimiz, Uhud harbinde; Hz Hamza’yı en önde zırhsız süvârilerin başında çarpışmakla vazifelendirdi Hz Hamza, iki elinde de kılıç olduğu hâlde;


- Ben Allahü teâlânın arslanıyım! diyerek, düşmanı önüne katmış, öldüre öldüre ilerliyordu


Safvân bin Ümeyye, etrafındakilere, “Hamza nerededir? Bana gösteriniz!” diyor, savaş meydanını araştırıyordu Bir ara gözleri, iki kılıç ile halkı kıyâsıya kesip biçen birini görünce sordu:


- Bu çarpışan kim?


Çevresindekiler dediler ki:


- Aradığınız kimse! Abdülmuttalib oğlu Hamza!


- Ben bugüne kadar, düşmanını öldürmek için saldıran, onun gibi hırslı, onun gibi gözüpek bir kimse daha görmedim


Uhud’da herkes bütün güçleriyle çarpışırken, bir ara Resûlullah efendimiz ile Hz Hamza arasında kimse kalmadı Hz Hamza, hiç arkasına bakmıyor, hep ileri doğru hücûm tazeliyordu


Savaşın başlamasından o ana kadar tek başına 30 müşriki öldürmüştü Bu sırada Siba bin Ümmü Ammâr; “Bana karşı koyabilecek bir yiğit var mı?” diyerek Hz Hamza’ya meydan okudu Hz Hamza, “Demek sen Allaha ve Resûlüne meydan okuyorsun, öyle mi?” deyip onu da öldürdü


Şehit oldu


Hz Hamza büyük kahramanlıklar gösterdikten sonra bu savaşta Vahşî tarafından şehîd edildi


Vahşî, Mekke’nin fethinden sonra, Tâiflilerle birlikte Medîne’de mescide gelip, îmân etti, affa kavuştu Fakat Yemâme tarafına gitmesi emrolundu Resûlullaha karşı çok mahcûb olup, başı önünde yaşadı


Hz Hamza şehîd olduğunda oruçlu idi Hz Peygamberimiz, kendisi için, “Seyyid-üş-Şühedâ = şehîdlerin efendisi” buyurdu Ve cesedini meleklerin yıkadıklarını haber verdi


Savaş bitmişti Şehîdlerin yanlarına gidildi Peygamber efendimiz, Hz Hamza’nın mübârek cesedini görünce, dayanamadı Ağladı Mübârek gözlerinden yaşlar akarak buyurdu ki:


- Ben, şu şehîdlerin, Allahü teâlânın yolunda canlarını fedâ ettiklerine, Kıyâmet günü şâhidlik edeceğim Onları kanlarıyla gömünüz Vallahi, Kıyâmet günü mahşere yaraları kanayarak gelecekler Kanlarının rengi kan rengi, kokuları da misk kokusu olacaktır


Daha sonra Peygamber efendimiz buyurdu ki:


- Bana Cebrâil aleyhisselâm gelip Hamza bin Abdülmuttalib’in göktekiler katında, “Allahın ve Resûlünün arslanıdır” diye yazıldığını haber verdi


Hz Hamza’nın ve diğer şehîdlerin cenâze namazları kılındı Hz Abdullah bin Cahş ile Hz Hamza’nın cenâzeleri bir kabre kondu Hz Hamza, Hz Abdullah’ın dayısı idi


Ve Aleykümselâm


Hz Hamza orta boylu idi Kılıcını çok iyi kullanır pek mükemmel ok atardı Pehlivanların pîri idi Peygamber efendimizin amcası ve aynı zamanda süt kardeşi idi Peygamberimiz kabrini ziyârete gider, selâm verirdi Mezardan, “Ve Aleykümselâm yâ Resûlallah” diye cevap gelirdi


Hz Fâtıma buyurdu ki:


- Birgün Hz Hamza’nın kabrini ziyârete gittim “Esselâmü aleyke yâ Resûlullahın amcası” diye selâm verdim “Ve Aleyküm selâm ve Rahmetullahi ey Resûlullahın kızı” diye mezardan cevap geldi


Şeyh Muhammed isminde âlim bir kimse Hz Hamza’nın kabrini ziyârete gitti Selâm verdi Mezardan, selâmına cevap verildi ve, “Yâ Şeyh Muhammed, bu sene bir erkek evlâdın olacak, ona benim ismimi koyunuz” dedi O âlimin erkek çocuğu oldu ve adını Hamza koydu

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.