Semâ Gösterileri |
08-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Semâ GösterileriÖlüm gününü Hakka vuslat; "Dügün Günü" sayan büyük Mevlâna'dan sonra, oglu Sultan Veled ve yakinlari tarafindan, Mevlâna'nin fikir yapisi ve düsünceleri üzerine (Mevlevî Tarikati) kurulmus ve bu edep erkân yolunu izleyenlere (Mevlevî) denilmisti<BR>Mevlevî kelimesi Mevlâna'ya nispeti ifâde etmekle beraber, Kur'an-i Kerîm'deki (Nereye dönersen Allah'in likâsini görürsün) anlaminda olan (tevellû) kelimesiyle ilgilidir<BR>Mukabele denilen Semâ gösterisi, Mevlevî Dergâhi'nda, semahânelerde Mutlak Kemâl ve Hakka Vuslat yolunun derecelerini sembolize eder Mukabele, en küçük teferruatina kadar tesbit edilmis usûl ve erkânla yapilir Semahânelerde neyzen, kudümzen, âyinhan ve naat hanlar gibi musikî erkâninin bulundugu ve siralarina göre yerini aldigi mutrib'in önünde sema meydani , onun da tam karsisinda seyh postu vardir Post'un ucundan semâhâne girisi ortasina kadar uzandigi farz edilen mevhum çizgiye (hatt-i istiva) denir Bu, gerçege ulasan, Vahdet'e giden en kisa yoldur Bu çizgi aslâ çignenilmez<BR>Seyh ise, bütün ilâhi sifatlara mazhar olan ve postun-da Mevlâna'yi temsil eden Hak ilminin ve Hakikat-i Muhammedi'yenin mümessilidir Post, en büyük manevi makamdir ve kirmizi renklidir<BR>Mutrib erkâni, semâzen ler ve seyh efendi yerlerine oturduktan sonra, mukabelede ilkin Naathan tarafin-dan (Na'at-i Serif) okunur Bestekâr Itri'nin besteledigi Na'at'i Mevlâna, Hazret-i Peygamber'e en içli seslenislerle bir övgü olup (Yâa Hazret-i Mevlâna, Hak dost) diye baslar Sonra ney taksimine geçilir, Ney, asil vatani olan kamisliga özlemini dile getirir Ney, insan-i kâmil'in sembolüdür ve yanik, içli sesiyle Hakk'a vuslatin özlemini çeker Bundan sonra Sultan Veled devri denilen (Devr-i Veledi) baslar Musikînin temposuyla, âdâb ve erkân üzere semâhâne ortasinda seyh, dergâh erkâni ve Semazenlerle üç devir olan bu merasim, karsilikli görüsmek, yâni bas kesmekle veya cemal cemale niyâz etmekle, mutlak varligin kemâl zuhurunu dogrulamaktadir<BR>Semâ'zenle rin basindaki külâh, mezar tasina, sirtindaki hirkasi mezarina, tennûresi de kefenine isarettir Onlar dünyadan soyunmus, gayb âleminin ask pervaneleridir Esasen, semahânenin sagi görünen, bilinen âlemdir, solu da görünmeyen bilinmeyen mânâ âlemi Semazenler mânâ âleminin mânâ erleridir<BR>Devr-i Veledi ölümden sonra dirilmeye, seyh'in reh-berligi ve irsâdiyle, ebedi hayata yönelmeye isarettir Üç devir, Tasavvufa (ilmel yâkin) yâni Hakk'i ilimle bil-meye, ikinci devir, (aynel yâkin) yâni görmeye, üçüncüsü de (Hakkel yâkin) yâni Hakk'la bir olmaya delâlet eder<BR>Seyh birinci devri tamamlarken, kidemce en geri ve en genç, nevniyaz denilen semazenle karsi karsiyadir Birbirine bas keser ve böylece tevazuu en belig sekilde ifade ederler Bu karsilikli görüsme aynca birbirinin gönül kiblesine secdeye varistir Üçüncü devir sonunda, seyh postuna geçer, semazenler de yerlerini alirlar<BR>Devr-i Veledi'den sonra gösteri baslar Semazenler usulünce hirkalarini çikarir yâni dünyevi gâilelerden soyunur, mezarlarindan siynlirlar Bu sira seyh postun önüne dogru yürür, bas keser ve herkes ona uyar Semazen basi ilerleyerek seyhin sag elini öper, seyh de onun sikkesini Bu sema'a destur, yâni izin almaktir Bundan sonra birer birer semazenler seyhle görüsür ve sema'a kanat açarlar Sema ederken kol açan semazenin sag eli dua eder gibi yukariya, sol eli asagiya açiktir Bu Hakk'tan alir, halka saçariz, hiç bir sey'i kendimize mal etmeyiz, görünüste var olan, vasitalik eden bir suretten baska bir sey degiliz) anlamina gelmektedir Bir baska ifadesiyle de (Göge agariz, yere yagariz, varligimiz Hakk'in rahmetinde yok olmustur) demektir Semazenler hem kendi etrafinda döner, hem de meydani devrederler Feleklerin, gezegenlerin, yildizlarin ve dünyanin, günesin câzibesiyle hem kendi etrafinda, hem de günesin etrafinda devrettikleri gibi Sema, bütün âlemlerin günesi Tanri'nin huzurunda bir devri âlem'dir<BR>Esasen sema; gerçek varliga ulastiran, insani kendin-den geçiren bir cezbe vasitasi, kendinden geçen kisinin can sarhoslugudur Mevlânamiz'in ifadesiyle (ask'a kavusmak, bulusmak sultanligi için, perdeleri kaldirip içeriye girmek devleti için, can elbisesidir )<BR>Semânin birinci devresi, âlemleri seyretmedir Hakk'in büyüklügünü ve yüceligini idrâktir Bundan sonrasi (Selâm) olarak tecelli eder Birinci selâmdan âsiklar, süphelerden kurtulur Tanri'nin birligine imân eder ikinci selâm Vahdet'i Tanri birligini görüs hâline getirmedir Üçüncüsünde âsiklar, görüslerini bilis ve olus mertebesine ulastirirlar Bu devrede âsiklar, kendilerini, mutlak varligin kemal duraginda yitirmis, yok ol-muslardir Son dördüncü devrede Vahdet duraginda ayak direyerek kendi merkezleri çevresinde devrederler<BR>Semazen basi semâ'i idare eder Semâzenler onun ayak ve bas isaretlerine göre durumlarini ayarlarlar<BR>Semâ'nin üçüncü selâminda seyh de sem'â girer Hatt-î istivâ'nin ortasinda sema eden seyh, süphesiz burada Mevlâna'yi temsil etmektedir Seyh, semâ'dan sonra yavas yavas ilerler, posta varmasiyla semâ da sona erer<BR>SEMÂ<BR><IMG alt="" src="http://wwwkonyagovtr/mevlana/sema01jpg" onload=NcodeImageResizercreat eOn(this); border=0> Türk tarihinin, ananesinin, inançlarinin bir parçasi olup Hz Mevlâna (1207-1273) ilhamiyle olusmus ve gelismistir Kemâle dogru manevî bir yolculugu (Miraci), bir gidis-gelisi, temsil eder Semâ 7 bulümdür Her bölümün ayri bir manâsi vardir Semâ'yi ilmî yönden tetkik ettigimizde, sunu görürüz: Var olmanin temel sarti dönmektir Varliklar arasindaki müsterek benzerlik , en ufak zerreden en uzak yildizlara kadar her birinin bünye-sini teskil eden atomlarindaki elektron ve protonlarin dönmesidir Her seyin döndügü gibi, insanoglu da bünyesini teskil eden atomlardaki mevcut dönmelerle, vücudundaki kanin dönmesiyle, topraktan gelip topraga dönmesiyle, dünya ile beraber dönmesiyle tabii ve suursuz olarak döner Ancak insani öbür varliklardan farkli ve üstün kilan sey aklidir Iste, dönen SEMAZEN varliklarin müsterek hareketine, semâiyla beraber akli da istirak ettinr<BR>SEMÂ, kulun hakikâte yönelip, akilla - askla yücelip, nefsini terk ederek, Hakk'ta yok olusu ve olgunluga ermis, kâmil bir insan olarak tekrar kulluguna dönüsüdür Bütün varliga, bütün yaratilanlara yeni bir ruhla, sevgi için, hizmet için dönüsüdür Semâzen hirkasini çikarmakla, manen, ebedî âleme, hakîkate dogar, orada yol alir Basindaki sikkesi (nefsinin mezar tasi), üstündeki tennuresi (nefsinin kefenidir) Kollarini çapraz bagliyarak, görünüste BIR rakamini temsil eden, böylece Allah'in birligini tasdik eden Semâzen, Semâ ederken, kollan açik, sag eli dua edercesine göklere, Hak gözüyle baktigi sol eli yere dönüktür Hakk'tan aldigi ihsani, halka saçmasidir<BR>Sagdan sola kalbin etrafinda dönerek, bütün insanlari, bütün yaratilmislari, bütün kalbiyle sevgi ve askla kucaklayisidir Sema töreni 7 bölümdür Her bölümün ayri bir manasi vardir< Birinci bölüm : Ilahi aski temsil eden Peygamber efendimizi metheden bir "na't" ile baslar Buna "Na't-i Serif" denilir Peygamberimizi methetmek, ondan evvelki bütün peygamberleri ve hepsini yaratan Allah'i methetmek demektir <BR>B) Bu methiyeden sonra bir kudüm darbesi duyulur Bu vurus Allah'in (CC) kainati yaratisindaki "kün=ol" emrini temsil eder 3 ncü bölümde ise her seye can veren "Nefesi" nefhayi Ilahiyyeyi temsil eden bir ney taksimi duyulur D) 4 ncü bölüm, Sultan Veled devridir Bu Semazenlerin bir birine üç kere selam vererek, bir pesrevle dairevi yürüyüsüdür Sekilde gizli ruhun ruha selamidir <BR>E) Sema töreni 4 selamdir Semazen üstündeki siyah hirkayi çikararak, sembolik olarak, hakikate dogar, kollarini bagliyarak bir rakamini temsil eder böylece Allah'in birligine sahadet eder Seyh Efendi elini öperek sema'ya girme izni alir,1 nci Selâm, insanin, bilgiyle hakikâte dogarak, Yüce Yaradan'ini ve kendi kullugunu idrâkidir<BR>2 nci Selâm, insanin yaratilistaki nizami, azameti müsahede ederek, Allâh'in kudreti karsisinda hayranlik duymasidir<BR>3 ncü Selâm, insanin hayranlik ve minnet duygusunun ask'a dönüsmesiyle, aklin "ask"a kurban olusudur Bu tam teslimiyettir, Allah'a vuslattir, Sevgilide yok olustur! Bu dizim'de en yüksek mertebe olan "Nirvana"dir, Islâmiyetteki "Fenâfillah"tir Ancak Islâmiyette en yüksek mertebe kulluk mertebesidir4 ncü Selâm ise, insanin manevî yolculugunu tamam-layip, kaderine razi olarak, yaratilistaki vazifesine, kulluguna dönüsüdür Bu Selâma Seyh Efendi ve Semâzen basi da istirak ederler Bu noktada Semâzen, Amene'r Resûlü'deki (KKer Bakara 2 âyet 285) Allah'a, Meleklerine, Kitaplarina, Peygamberlerine imân etmis olmanin nes'esi içindedir Ilâhî emirlerin ve yaratilis sebeplerinin zevki ve idraki içindedir Benligini, egosunu maglup etmis Peygamber Efendimizin, "ölmeden önce Ölünüz" ve Kur Kerim Fecr s/27, son âyetlerindeki, "Ey emin ve mutmain olan nefis, sen O'ndan hosnut, 0 da senden hosnut olarak, Rabbine dön! Has kullarim zümresine gir! Onlarla beraber cennetime gir!" emirlerine uymus ve nes'esine gark olmustur - Semâ töreninin 6 nci bölümünde bilhassa "Mesrik de Allâh'indir, magrib de Hangi tarafa dönerseniz, Allah'in yüzü oradadir Çünkü Allâh Vasi'dir, Alîm'dir" (Bakara s2 115 nci) âyet'inin okundugu Kur Kerîm tilâvetiyle devam eder 7 nci bölümde Semâ töreni, bütün peygamberlerin, sehitlerimizin ve bütün inananlarin ruhlari için okunan bir fâtiha ve devletimizin selâmeti için bir dua ile son bulur Dede'ler ve Dervis''ler, Semâ Mukabelesinden sonra, kimseyle konusmadan, tefekkür (meditasyon) için, sessizce hücrelerine çekilirler< |
|