Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anha, hazreti, radıyallahu, ümâme

Hazret-İ Ümâme -Radıyallahu Anha-

Eski 08-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hazret-İ Ümâme -Radıyallahu Anha-



Hazret-i Ümâme -radıyallahu anha-


Rasulullah'ın İlk Kız Torunu


Hazreti Ümâme radıyallahu anhâ Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem efendimizin ilk kız torunu Nübüvvet bahçesinin ilk çiçeği Hazret-i Ali radıyallahu anh'ın Hz Fâtıma'dan sonra ikinci ailesi

O, Mekke'de dünyaya geldi Annesi, nübüvvet bahçesinin ilk gülü Hz Zeynep (ranhâ)'dır, Babası, Ebü'l-Âs İbni Rebî'dir Mekke'nin ileri gelenlerinden, itimadlı, güvenilir, emin bir insan Dürüstlüğü ve mertliğiyle meşhur bir tüccar

Ümâme, anneciği Hz Zeynep (ranhâ) ile Mekke'de çok çileli bir çocukluk hayatı geçirdi O, henüz çocukluğunun baharını yaşarken inancı uğruna anneciğinin verdiği mücâdelelere şâhid oldu Sevgili anneciğinin dert ortağı gibi devamlı yanında bulundu Sevgili dedeciği Allah'ın elçisi olmuştu İnsanlığı cehalet ve karanlıklardan kurtaracak son peygamberlik vazifesi verilmişti Son din İslâm ve son kitap Kur'an-ı Azîmuşşan vahiy yoluyla dedeciğine indirilmekteydi Allah Teâlâ kulları arasında dedeciğini seçmişti Cebrâil aleyhisselam ona vahiy getirmekteydi Mekke'de bir yeni mücâdele başlamıştı Tevhid mücâdelesi

Allah'ın elçisi olarak sevgili dedeciğine ilk inanan Ümâme'nin anne annesi Hz Hatice (ranhâ) idi Peşinden anneciği Zeynep ve teyzeleri Hz Rukiyye, Ümmü Gülsüm ve Fâtımâ (ranhünne) birlikte İslâm'a koşmuşlardı Küçük Ümâme'nin babası Ebû'l-As İbni Rebi' ise henüz İslâm'a girememiş ama ailesinin inancına da müdahale etmemişti Sevgi ve hürmetinde bir eksiklik görülmemişti Küçük Ümâme işte böylesine bir yuvada anne müslüman baba müşrik bir ailede büyüyordu O, zaman zaman toplumun baskısı altında kalan babasının üzüntüsüne de şâhit olmuyor değildi Müşrikler babasını devamlı sosyal baskı altında tutmağa çalışıyorlardı Halbuki Ebû'l-As ailesine bağlı, sevgi ve saygı ile çocuklarına hizmet eden, herkesin itimad ettiği, becerikli, itimadlı ve işinin adamı bir kişiydi Hanımını ve babasını çok seviyordu

Ümâme anneciğinin engin merhameti, şefkati ve müsâmahası altında yetişti Babasının mertliği ve dürüstlüğüyle büyüdü Müşriklerin işkenceleri artınca sevgili dedeciği Allah Rasûlü ashâbının Mekke'den Medine'ye hicretine izin verdi Daha sonra da Hz Ebû bekir (ra) ile birlikte kendileri hicret etti Bütün ashab-ı kiram inançlarını bu şehirde daha rahat yaşayabilmek için doğup büyüdükleri Mekke'yi gözyaşlarıyla geride bıraktılar Ûmâme ve anneciği Zeynep (ranhâ) ise mecbûren müşrikler arasında Mekke'de kaldı

Ümâme ve sevgili anneciği, Hz Zeynep (ranhâ) devamlı Ebû'l-Âs'ın hidâyeti için duâ ediyorlardı Fakat o henüz İslâm'a gelememişti Bu arada Müşrikler ordu hazırlayıp Medine'ye hücûma karar vermişlerdi Ebu'l-Âs'ı da içlerine katabilmek için uğraşıyorlardı Nihayet toplum baskısına dayanamıyan Ümâme'nin babası müşriklerle savaşa gitmeğe karar verdi Ama o şaşkın bir durumdaydı Zira karşısında savaşacağı kayınpederi idi Fakat bir türlü müşriklerin baskısından kurtulamadı Bedir'e vardı ve esir düştü Kurtulma Fidyesi olarak çok sevdiği Zeyneb'ini Medine'ye gönderecekti Bu şartla esaretten kurtuldu Sözünün eri adamdı Mekke'ye döndüğünde çok sevdiği ailesi Zeyneb (ranhâ)'yı ve kızı Ümâme'yi götürmeğe gelen kafileye Mekke dışına teslim edecekti Kendisi ayrılıklarına dayamayacağı için kardeşi Kinâne İbni Reb'i ile Mekke dışına çıkarttı Ümâme ve annesi müşriklerin saldırılarına maruz kaldılar Gündüz gözüyle onları çıkartmak istemediler Hatta kılıçlarıyla saldırarak devenin üzerindeki hevdeci aşağıya düşürdüler Hz Zeynep ve kızı Ümâme yere yığıldılar Ümâme anneciğinin acılı günlerini burada ağlayarak yaşadı Annesi hamile olduğu için yüksekten düşürülünce kan revan içinde kaldı O henüz çocuktu Elinden fazla bir şey gelmiyordu Sadece anneciği şunu yap derse ona yardımcı olabiliyordu Bunlar niçin başlarına geliyordu onu da bilemiyordu Anneciğinin Mekke'ye getirilip birkaç gün tedavisinden sonra ancak Medine'ye gidebilmişlerdi

İslâm'ın ilk günlerinden beri bütün ezâ ve cefâlara katlanan Ümâme'nin anneciği Hz Zeynep (ranhâ) hicret esnasında başına gelenleri de büyük bir sabırla atlattı Fakat kocasının hidayeti aklından hiç çıkmıyordu Duâlarına devam etti Nihayet o da bir sene sonra müslüman olarak Medine'de ailesine kavuştu Ümâme bu mes'ut evde 14 yaşlarına gelmişti Annesini, babasını ve dedeciğini çok seviyordu Onların sevgileriyle büyüyordu Mekke'de çektikleri çileler geride kalmıştı Fakat sevgili anneciği hicrette pek yıpranmıştı Bir türlü de kendini toparlayamamıştı Bir iki sene mutlu bir hayat yaşamışlardı Anneciği sık sık rahatsızlanıyordu Son hastalığında yatağından kalkamaz oldu Hizmetini göremez hale düştü ve günden güne bedeni zayıfladı Kardeşleri Hz Ümmü Gülsüm ve Hz Fâtıma başından hiç ayrılmadılar Diğer annelerimizle birlikte Zeynep (ranhâ)'ya hizmet ettiler Ümâme'yi daha yakın takib ettiler Onu sevgiyle kucakladılar Anne hasretini gidermeye çalıştılar Sayılı nefeslerini tamamlayan Hz Zeynep (ranhâ) sevdiklerinin arasında ruhunu Rabbına teslim etti Kocası Ebû'l-As Zeyneb'inin dünyadan ayrılığına dayanamıyarak bayıldı düştü Sevgili Efendimiz ve ashâb-ı kiram onu teselliye gayret etti Hatta kızı Ümâme de babasının acısını hafifletmek için uğraştı Anne-baba-kız mutlu bir yuva kurmuşlardı Onların yuvası bir sevgi ocağı idi Birbirlerini çok seviyorlardı Gönülden bağlı huzur dolu mutlu bir aile ortamları vardı Hz Zeynep (ranhâ)'nın ebedî âleme göç etmesiyle geride baba-kız kalmıştı

İki Cihan Güneşi Efendimiz damadı ve torununu devamlı gözetmeğe başladı Yer yer mertliğini ve dürüstlüğünü yâdederek ona iltifatlarda bulundu Torunu Ümâme'yi de çok severdi Hediyelerle ona olan sevgisini devamlı diri tuttu Küçük çocukken namazda Ümâme'yi omuzlarında taşımıştı Onu kucağına alıp ashâbının yanına çıkmıştı Şimdi Ümâme daha çok sevgiye muhtaçtı Birgün, dedeciği Fahr-i Kâinat (sa) Efendimize birkaç parça altın hediye gelmişti Onların içinde güzel bir gerdanlık da vardı Onu alıp annelerimizin yanına gitti ve: "Bunu bana en sevimli olanınıza vereceğim" buyurdu Annelerimiz kendi aralarında: "O gerdanlığı Ebu Bekir'in kızına verir" dediler Bu şerefin Hz Âişe (ranhâ)'ya ait olacağını düşündüler Fakat Resûl-i Ekrem (sa) annelerimizin tahmin ettiklerine değil, sevgili torunu Ümâme'ye hediye edeceğini söyledi Torunu Hz Ümâme'yi çağırdı ve kolyeyi onun boynuna taktı

Hz Ümâme (ranhâ) gençlik çağına gelmişti Annesinin vefatıyla ev işleri üzerine kalmıştı Babasının hizmetlerini görmekteydi Annesinin acısına kısa zamanda babacısını da kaybetme acısı eklenmişti Sevgili dedeciği de dâr-ı bekâ'ya uçmuştu Geride teyzesi Hz Fâtıma kalmıştı O da altı ay gibi kısa bir zaman içerisinde öbür âlemde sevdiklerine kavuşmuştu Teyzesi Hz Fâtıma (ranhâ) vefatından evvel kocası Hz Ali'ye şöyle bir vasiyette bulunmuştu:

"Ya Ali! Ben vefat ettikten sonra sen evlenmelisin Zira senin ve yavrularının perişan olmasını istemem Ne var ki, yabancı bir üvey annenin eline de yavrularımı bırakmak istemem Bunun için ablam Zeyneb'in kızı Ümâme'yi kendine nikahlamanı isterim!"

Bu vasiyet üzere Hz Ali (ra) Ümâme ile evlenmeliydi Çocuklarının da kendinin de bir sıcak ortama ve candan hizmete ihtiyaçları vardı Teyze anne yerine, teyze kızı da teyze yerine geçerdi Böylece ailesindeki sıcak ortam devam eder mutlu ve huzurlu olarak hayatlarını geçirirlerdi Bu düşüncelerle Hz Ali (ra) Hz Ümâme (ranhâ) ile evlendi Hz Ümâme henüz bekârdı İlk defa Hz Ali ile nikâhlanmış oldu

Hz Ali (ra)'dan Muhammed Evsat adında bir oğlu olan Ümâme (ranhâ) gençliğinin baharında Hz Ali (ra)'ı da kaybetti O da vefat etmezden önce Muğıre İbni Nevfel'e: "Benim ölümümden sonra Ümâme ile evlen" diye vasiyyet etmişti Hz Ali (ra)'ın şehâdetinden sonra Muğıre ibni Nevfel, Ümâme (ranhâ) ile evlendi Yahya adında bir oğlu oldu Bu çocuğuna nisbetle O "Ümmü Yahya" künyesiyle anılır oldu

Hayat devam ediyordu Vakti gelenler göçüyor yerine birileri geliyordu İlâhi takdir böyleydi Kader böyle yazılmıştı Bu böylece kıyamete kadar sürecekti Hz Ümâme (ranhâ) da takdir edilen ömrü yaşadı Sevenlerini hayatta hasretle yâdederek sayılı nefeslerini tamamladı ve Muğıre ibni Nevfel (ra) ile evli iken ebedî âleme göçtü Cenâb-ı Hak'tan şefaatlerini niyaz ederiz Amin

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.