08-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Abdullah Bin Habib Sülemi Hakkında Bilgi
abdullah bin habib sülemi kimdir,
abdullah bin habib sülemi hayatı,
abdullah bin habib sülemi hakkında bilgi
Ebû Abdurrahmân Sülemî
Abdullah bin habib sülemi tâbiînden olup âlim ve velîdir Doğum târihi bilinmemektedir İsmi Abdullah olup babasınınki Habîb`dir Irak`ta vefât etmiştir Vefât târihi 699 (H 80), 702 (H 83), 703 (H 84) gibi değişik olarak bildirilmiştir Doğumunda, Peygamber efendimiz hayatta idi Babası Eshâb-ı kirâmın ileri gelen âlimlerinden ve kırâat imâmlarındandır
Hazret-i Ali`den, İbn-i Mes`ûd`dan kırâat ilmini öğrendi Kırk sene Mescid-i Nebî`de Kur`ân-ı kerîm okuttu, kırâat dersi verdi Kendisinden Âsım bin Ebi`n-Necîd, Yahyâ bin Vassab, Atâ bin Sâib, Abdullah bin Îsâ, Muhammed bin Ebû Eyyûb, İmâm-ı Şa`bî, İsmâil bin Ebî Hâlid, kırâat ilmini öğrendiler
Talebelerinden ücret almaz, hediyelerini kabul etmez ve; Biz Allahü teâlânın kitabını ücretle satmayız derdi Âyet-i kerîmeleri beşer beşer okuturdu ve; Bizim Kur`ân-ı kerîm öğrendiğimiz, kırâat dersi aldığımız sahâbîler, okudukları on âyeti öğrenip bu âyet-i kerîmelerde buyrulan hususlarla amel etmeden başka âyet okumazlardı Bizden sonra gelenler, Kur`ân-ı kerîm okuyacaklar onu su gibi içecekler fakat Kur`ân-ı kerîm boğazlarından aşağıya inmeyecek buyururdu
Hiçbir zorluk karşısında Kur`ân-ı kerîm okumayı ve kırâat derslerini ihmâl etmezdi Yatsı namazını kıldıktan sonra sabah namazına kadar namaza devâm ederdi Sabahlara kadar namaz kıldığı hâlde sabah namazı vakti girince henüz namaz kılmaya yeni başlıyoruz gibi şevkli ve istekli oluyorum derdi Pek cömert idi Çok kerre yanına aldığı azığını yolda rastladığı fakir ve garîb kimselere verir, o gün aç dururdu
Ömrünün son zamanlarında gözleri görmez oldu Bu hâliyle ders vermeyi ihmâl etmedi Vefât etmeden önce; Tam seksen sene Ramazan ayında oruç tuttum Rabbimin bana rahmetle muâmele edeceğini umuyorum demiştir Rivâyet ettiği hadîs-i şerîfler, Kütüb-i sitte denilen altı sahîh hadîs kitabında yer almıştır
1) Hilyet-ül-Evliyâ; c 4, s 191
2) Siyer-i A`lâm-ün-Nübelâ; c 4, s 267
|
|
|