Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Ege Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bulunan, manisada, tarihi, yerler

Manisada Bulunan Tarihi Yerler

Eski 08-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Manisada Bulunan Tarihi Yerler



Manisanın Tarihi Güzellikleri
Manisanın tarihi yerlerinin isimleri
Manisa tarihi mekan
Manisa tarihi ve turistik yerleri

Manisa İli Tarihi Yerleri

Aigai Antik Kenti (Manisa-Merkez)

Manisa’ya yaklaşık 49 km mesafedeki Köseler Köyü yakınında bulunan ve Nemrut Kale adıyla anılan Aigai, Herodot’un bahsettiği Batı Anadolu’daki 12 Aiol kentinden biridir Çevreye hâkim bir konumdaki kayalık bir tepe üzerinde bulunan kentin tarihi, MÖ 8yüzyıla kadar inmektedir MS 17 yılındaki depremde büyük ölçüde hasar gördüğü ve onarım geçirdiği, Helenistik dönemde ise önemli bir ticari merkez olduğu anlaşılan kentte kazı çalışması yapılmamıştır Kentin surları arazinin durumuna göre inşa edilmiştir Surlar içinde üç katlı agora ve bu yapıyı taşıyan duvarlar, meclis binası, teras duvarlı stadyum, tiyatro ve Demeter Tapınağı gibi kalıntılar bulunmaktadır

Tepe Mezarlığı Ören Yeri (Akhisar)

Akhisar ilçesinin üzerinde bulunduğu Antik Thyateira Kenti, geçmişi erken bronz çağ dönemine kadar inen bir kenttir Antik çağda önemli dokumacılık merkezlerinden biri olan Thyateira, bölgedeki başlıca merkezlere ulaşımı sağlayan yolların kesiştiği bir noktada bulunması nedeniyle, askeri ve ticari açıdan da önemli bir kavşak oluşturmaktaydı

Halk arasında “Tepe Mezarlığı” adıyla anılan semtte yapılan kazılarda, Roma dönemine ait sütunlu bir cadde ile çeşitli mimari parçalar ve sikkeler bulunmuştur Mevcut kalıntıların yanı sıra, Hıristiyanlığın ilk çağlarına ait Ege Bölgesi’nde bulunan yedi kiliseden, Thyateira Kilisesi’nin bulunduğu yer olarak da inanç turizmi kapsamında ziyaret edilen önemli yerlerden biridir

Saittai (Sidas) Antik Kenti (Demirci)

Demirci ilçesinin güneyinde, İcikler Köyü sınırları içinde ve köye yaklaşık 5 km mesafede bulunmaktadır Henüz kazı yapılmamış olmakla birlikte toprak üstünde bulunan birçok mimari parça ile belirgin bir halde olup, önemli bir kent olduğu ve Roma döneminde imar gördüğü anlaşılmaktadır

Julia Gordos (Gördes)

Heyelan nedeniyle daha güneye, şimdiki bulunduğu alana taşınan Gördes ilçesinin bulunduğu eski yerleşim alanın altındadır Tarihi Helenistik döneme kadar inen kentte, toprak yüzeyinde görünen kalıntı yoktur Seleukhos, Bergama ve Roma yönetimi altında kaldığı ve geç antik dönemde piskoposluk merkezi olduğu anlaşılmaktadır

Sardes Antik Kenti (Salihli)

Lidya Devleti’nin başkenti olan Sardes Antik Kenti’nin kalıntıları Salihli İlçesi, Sart Kasabası’ndadır Sart ve yöresinin 5000 yılı aşkın bir süredir çeşitli yerleşimlere sahne olduğu, Roma ve Bizans dönemlerinde de önemli bir yerleşim merkezi olduğu kazı çalışmalarından anlaşılmaktadır Tarihte devlet güvencesinde paranın ilk basıldığı yer olarak bilinen Lidya döneminin Sardes Kenti, tarım, hayvancılık, ticaret ve Paktolos (Sart ) Çayı’nda yapılan altın madenciliği sayesinde zengin bir kent olmuştu MÖ 7 yüzyıldan başlayarak MS 7 yüzyıl erken Bizans dönemine kadar süren 14 yüzyıl boyunca Sardes gerek ulaşım, gerekse idari ve ticari bakımdan önemli bir kent olma özelliğini korumuştur İncil’in Vahiy bölümünde, Hıristiyanlığın batıya yayılmasında önemli rol oynayan Batı Anadolu’daki yedi kiliseden biri olarak anılan Sardes, dini açıdan da ayrı bir öneme sahiptir

Hamam – Gimnazyum Kompleksi

İzmir – Ankara yolunun kuzey kıyısında mermerli cadde ve dükkânların arkasında yer almaktadır MS 4 ve 5 yüzyılda kompleksin giriş avlusu olarak kullanıldığı anlaşılan ve mermer avlu adıyla anılan salondaki sütunlardan birinde bulunan kitabeden binanın, Roma İmparatoru Septimius Severus, eşi Julia Donna ve çocukları Caracalla ve Geta’ya adandığı anlaşılmaktadır Sütunların çoğu sağlam durumda bulunan mermerli avlu, on yıl kadar süren bir çalışma sonrası restore edilmiş ve yapının görkemli bir bölümü ortaya çıkmıştır Avlunun batı duvarında yer alan kemerli bir kapıyla hamam bölümüne geçilmektedir

Sinagog

Antrenman sahasının güneyinde yer alan hamam-gimnazyum kompleksine ait büyük bir salon, geç Roma döneminde kentin Musevi cemaatine verilerek sinagog haline getirilmiştir Bulunan İbranice bir kitabeden, binayı kentin Musevi cemaatine veren imparatorun İmparator Lucius Verus olabileceği anlaşılmaktadır

Artemis Mabedi

Paktolos (Sart Çayı) vadisinde yer alan Artemis Mabedi, İon tarzındaki en büyük mabetlerden biridir Başlangıçta sadece Artemis’e ibadet edildiği anlaşılan tapınak, daha sonra doğu kısmı Zeus’a, batı kısmı Artemis’e ait olmak üzere ikiye ayrılmıştı MÖ 4 yüzyılda yapılmış olan mabet MS 17 yılındaki depremde ve 3 yüzyıldaki sel baskınında hasar görmüş ve Romalılar tarafından onarılmıştır Mabedin arka kısmında MS 400 yıllarına tarihlenen küçük bir kilise, batı tarafında ise MÖ 6yüzyıla tarihlenen bir sunak bulunmaktadır

Kaleler

Manisa Kalesi: (Manisa-Merkez)

Manisa’nın hemen güneyindeki Spil Dağı’nın kuzey yamaçlarında kalıntıları görülen kale dış kale ve iç kale olmak üzere iki bölümden meydana gelmiştir Yapım tarihi bilinmemekle beraber 13 yüzyıl başlarına tarihlenebilir Kale Bizans mimarisinin genel özelliği olan tuğla hatıllı moloz taş örgü tekniği ile yapılmıştır

Dış kale: 4,5 km olan ve 13 kule ile tahkim edilen dış kalenin yedi kapısından ikisine ait kalıntılara ulaşılmıştır

İç kale: Beşgen bir plana sahip olduğu için “Sandık Kale” olarak adlandırılmıştır Surları yedi kule ile tahkim edilmiştir Girişi güney yönündeki dar bir kapıdan sağlanmıştır Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde bulunduğundan söz ettiği otuz ev, ambarlar, iki sarnıç ve camiden günümüze ancak sarnıç kalıntıları ulaşmıştır

Yoğurtçu Kalesi: (Manisa-Merkez)

Manisa merkeze 20 km kadar uzaklıkta, Uzunburun Köyü yakınlarındadır Gediz Vadisi’ne hâkim bir konumda bulunan kalenin 12yüzyıl sonları veya 13yüzyıl başlarında yapılmış olması muhtemeldir Kuzey cephesi sarp kayalık üzerine oturmuş olan, karemsi planlı iç kale doğu, batı ve güney yönlerinde bir dış surla çevrilmiş ve dış sur belirli aralıklarla kulelerle tahkim edilmiştir Güney cephede belirgin olan dış surun doğu ve batı bölümleri yıkılmıştır Kuzeyden bakıldığında oldukça sağlam ve etkileyici bir görünüme sahip olan iç kaledeki mekânların büyük bir kısmı yıkık durumdadır Halk arasında “Yoğurtçu Kalesi” adıyla anılmaktadır Kalede henüz kazı çalışmaları yapılmamıştır

Camiler-Kiliseler-Sinagoglar

Ulu Camii ve Külliyesi (Manisa-Merkez)

Spil Dağı’nın kuzey eteklerinde, şehre hâkim bir konumda yer alan külliye cami, medrese ve türbe ile kuzeydoğusundaki hamamdan meydana gelmiştir Saruhan Bey’in torunu İshak Çelebi tarafından 1366 yılında Mimar Emet Bin Osman’a yaptırılmıştır İnşasında kaba taş, tuğla ve bazı antik mimari unsurlar kullanılmıştır Cami enine dikdörtgen bir plana sahip olup sekizgen ayak sistemi üzerine oturan bir büyük kubbeyle örtülmüştür Tek minareli olan caminin hakiki kündekari tekniği ile yapılmış olan minberi Beylikler Dönemi Türk ahşap oymacılığının şaheserlerinden biridir Minber kapısı Manisa Müzesi’nde muhafaza edilmektedir “Fethiye Medresesi” adıyla da anılan medrese, caminin batı bitişiğinde tek eyvanlı, iki katlı olarak camiden on yıl kadar sonra aynı mimar tarafından yapılmıştır Kentin en eski medresesi olan yapının kuzeye bakan taç kapısının her iki yanında birer çeşme bulunmaktadır Cami ile medrese arasındaki geçidin güney duvarından açılan bir kapıyla girilen türbede bulunan dört sandukanın İshak Çelebi ve ailesine ait olduğu sanılmaktadır

Külliyenin hamamı ise “Çukur Hamam” olarak bilinmekte olup günümüzde hayli harap bir durumdadır Hamamın külliyeye gelir getirmesi amacıyla yapıldığı vakfiyesinden anlaşılmaktadır

Çeşnigir Camii (Manisa-Merkez)

Eski garaj civarındaki Esnaflar Parkı’nın güney kenarında bulunan cami, 1474 yılında Fatih Sultan Mehmet’in azatlı kölesi Çeşnigir Sinan tarafından yaptırılmıştır Enine dikdörtgen planlı, kesme taştan yapılmış, ortada bir büyük, köşelerde ise dört küçük eliptik kubbe ile örtülmüştür Batı bitişiğindeki kare planlı küçük kütüphane ise, 1831 yılında Karaosmanoğulları’ndan Hacı Sabri Ağa tarafından yaptırılmıştır

İvaz Paşa Camii (Manisa-Merkez)

Karaköy semtindeki yer alan cami, 1484 yılında İvaz Paşa tarafından yaptırılmıştır Cami bir büyük kubbeyle örtülü ve tek minarelidir Son cemaat yeri ise beş yuvarlak sütun üzerine oturan dört kubbe ile örtülüdür İnşaatında kesme taş ve tuğla kullanılan caminin tuğla işçiliği önemlidir Caminin son cemaat yerinin doğusunda yer alan mezar ise İvaz Paşa’ya aittir

Hatuniye Camii ve Külliyesi (Manisa-Merkez)

1490 yılında II Bayezid’ın eşi Hüsn-i Şah Sultan tarafından yaptırılan külliye cami, medrese, imarethane ve sübyan mektebinden oluşmaktadır Hatuniye Camii dikdörtgen planlı, tek minareli sade bir camidir Ana mekân, sekizgen bir kasnak üzerine oturan bir büyük ve iki yanda ise küçük kubbe ile örtülmüştür Son cemaat yeri ise altı sütun üzerine oturan beş küçük kubbeyle kaplanmıştır Minaresi zikzak kırmalarla süslüdür Yalancı kündekari tekniği ile yapılmış olan minberi, Türk süsleme sanatlarının güzel örneklerinden biridir

Caminin batı kısmında yer alan sıbyan mektebi dikdörtgen planlı olup tuğla hatıllı, kaba taş örgü tekniği ile inşa edilmiştir Külliyenin medrese ve imarethane bölümleri, diğer birçok eser gibi, Kurtuluş Savaşı sırasında yanıp yıkıldığından günümüze ulaşmamıştır

Gelir getirmesi amacıyla 1497 yılında da Kurşunlu Han külliyeye ilave edilmiştir Kayıtlara göre han altta 36, üstte 38 odaya, havuzlu büyük bir avluya ve ahıra sahiptir

Sultan Camii ve Külliyesi (Manisa-Merkez)

Kanuni Sultan Süleyman sancak beyi olarak Manisa’da görev yaptığı dönemde annesi Hafsa Sultan’da yanında bulunmaktadır Sultan Süleyman İstanbul’a gidip tahta oturunca Mimar Acem Ali’yi cami, medrese, sübyan mektebi, imaretten meydana gelen bir külliye inşa etmesi için görevlendirmiştir 1522 yılında tamamlanan bu yapılara daha sonra dar-üş şifa ve çifte hamam ilave edilmiştir Cami 16yüzyıl Osmanlı mimarisinin ildeki en önemli örneklerindendir Külliyenin ana binası olan cami, kesme taş ve tuğladan sade bir üslupla yapılmış, ortada bir büyük, yanlarda iki küçük kubbeyle örtülmüş, iki minareli bir camidir Mermer minberi oyma ve kabartmalıdır Kadınlar mahfelinde ise ahşap oymalar bulunmaktadır Ünlü Mesir Macunu’nun halka saçıldığı cami olması sebebiyle halk arasında Mesir Camii adıyla da anılmaktadır Cami avlusunun kuzeyini çevreleyen medrese binası, ana girişi kuzeye bakan on odalı bir yapıdır Misafirhane ve yemek odaları beşik tonoz örtülmüş, diğer mekânlar kubbe ile kapatılmıştır

Medrese binasının kuzeydoğusuna düşen iki odalı sübyan mektebi, kuzeyinde yer alan hamam ve dar-üş şifa, çeşitli tarihlerde yapılan onarımlar sayesinde sağlam durumda günümüze ulaşmıştır Hamamın kadınlar ve erkekler bölümleri aynı mimari düzenlemededir Soğukluk ve ılıklık bölümleri yan yanadır Sıcak bölümün orta kubbesinin kasnağından yedi aydınlatma penceresi vardır, ayrıca kubbelerin ortasına birer aydınlatma feneri yapılmıştır

Muradiye Camii ve Külliyesi (Manisa-Merkez)

III Murat adına 1583-1592 yılları arasında yaptırılan külliye cami, medrese, imarethane ve dükkânlardan oluşmaktadır Projesi Mimar Sinan’a ait olan külliyenin inşası Mimar Mahmut Ağa tarafından başlatılmış ve ölümü üzerine Mimar Mehmet Ağa tarafından tamamlanmıştır

Külliyenin en gösterişli bölümünü oluşturan kesme taştan yapılmış ters T planlı cami, klasik Osmanlı mimarisinin en zarif örneklerinden biridir Cami ortada bir büyük merkezi kubbe, yanlarda ve güneydeki mihrap çıkıntısında ise tonozlu çatı sistemi ile örtülmüştür Kuzey cephesinin köşelerinde tek şerefeli bir çift minaresi vardır İnce süslemeler ile bezeli iç mekâna, fildişi, sedef ve bağa kakmalarla bezenmiş çift kanatlı bir kapıdan girilmektedir Mihrap duvarı İznik çinileriyle kaplıdır Mermer minber çok değerli bir sanat eseridir Üst pencerelerde cam işi süslemeler yer almaktadır Güneydoğu köşesinde bulunan mermerden yapılmış hünkâr mahfilinin tavanı malâkari işlemelerle, kubbe, tonoz, kemer ve pencerelerin etrafı ise kalem işleri ile bezenmiştir

Medrese, klasik Osmanlı medrese plan ve şekline bağlı kalınarak yapılmıştır Giriş kapısı batı cephesinde olup revakların gerisinde kuzey, güney ve batı yönlerinde odalar yer almaktadır Kubbe ile örtülü olan bu odaların içinde ocak ve dolap nişleri bulunmaktadır

İmarethanenin planı medrese planına benzemekte olup revakların gerisinde avluyu “U” şeklinde saran mutfaklar, yemekhaneler ve erzak depoları yer almaktadır Mutfak bölümlerinde büyük ocaklar ve bir çeşme bulunmaktadır

Medrese ve imarethane bölümleri günümüzde müze olarak kullanılmaktadır

Dilşikar Hatun Camii ve Külliyesi (Manisa-Merkez)

Külliye 16yüzyılda Manisa Alaybeyi olan Ferhat Ağa ve eşi Dilşikar Hatun tarafından inşa ettirilmiştir Külliye cami, imaret, sübyan mektebi ve çifte hamamdan meydana gelmektedir

Cami 1579 yılında inşa edilmiştir Kare planlı olan caminin tek kubbesi sekizgen olup kiremitle kaplıdır Caminin son cemaat yeri daha sonra ilave edilmiştir Zaman içinde geçirdiği onarımlar sonucu orijinal özelliklerini yitirmiştir Klasik Türk hamam mimarisinin örneklerinden olan külliyenin hamamı da aynı yüzyıla tarihlenmektedir İmarethane günümüze ulaşamamıştır

Paşa Camii ve Hamamı (Akhisar)

1469 yılında Sarı Ahmet Paşa adına yapılmış, revaklı, ferah bir camidir Sütunsuz kemerler üzerine oturmuş tek bir kubbesi bulunan caminin, diğer camilerden farklı bir özelliği, biri sağ diğeri sol tarafta olmak üzere iki namazgâhının olmasıdır Doğu ve batı cephelerindeki pencerelerin yarı saydam renkli camları Türkiye’nin ilk cam fabrikasının üretimidir

Ayrıca Sarı Ahmet Paşa’nın imaret, hamam ve vakfa gelir getirmek amacıyla yapılmış dükkânları bulunmaktadır

Yeni Camii ve Külliyesi (Akhisar)

II Bayezid’ın eşi Gülruh Sultan tarafından yaptırılan külliye, cami, hamam, medrese imaret ve bedestenden oluşmaktaydı Külliyeye ait, Akhisar Belediye meydanındaki Yeni Camii tek kubbeli tek minareli bir camidir Külliyenin hamam bölümü de halen kullanılmakta olup, medrese, imaret ve bedesten bölümleri ise yıkılmıştır

Şeyh Sinan Camii (Alaşehir)

Alaşehir fatihlerinden olduğu anlaşılan Mahmut Fakih oğlu Şeyh Sinan tarafından yaptırılmıştır Çok kubbeli cami tipinde inşa edilmiştir İç mekândaki orijinal kalem işleri ile mihrap ve minberi döneminin Osmanlı sanatının örneklerindendir Önünde şadırvanı olan caminin zaviye ve kütüphanesi yangında tahrip olmuştur Caminin avlusunda bulunan Şeyh Sinan’ın kendi adına yaptırmış olduğu türbe, mevcut kitabeye göre 1465 yılında yapılmıştır

Yıldırım Bayezid Camii (Alaşehir)

Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılan cami, Ankara Savaşı’nın çıkması üzerine yarım kalmış ve çatısı ahşap olarak tamamlanmıştır İşgal sırasında yakılan cami Kurtuluş Savaşı’ndan sonra onarım geçirmiş, çatı örtüsü ve minaresi tekrar yapılmıştır

St Jean Kilisesi (Alaşehir)

Alaşehir’in üzerine kurulu olduğu Antik Philadelphia Kenti’nin akropolü durumunda olan Toptepe düzlüğündeki tapınak kalıntıları, Toptepe’nin kuzey eteklerinde erken Roma dönemi tiyatro kalıntıları, Bizans döneminde yapılmış olan surlar doğu kapısı ve MS VI yüzyıla ait St Jean Kilisesi en önemli eserlerdir Havarilerden Ioannes adına yapılan, Ege Bölgesi’ndeki Hıristiyanlığın ilk çağlarına ait yedi kiliseden biri olan St Jean Kilisesi’ne ait ayaklardan üç tanesi sağlam durumdadır Payelerin yüksekliği, kalınlığı ve kemerlere bağlanışı, vaktiyle görkemli bir yapı olduğu izlenimini vermektedir

Şahuban Camii (Gölmarmara )

Sarı İbrahim Paşa’nın kızı Şahuban Hatun tarafından, Şahuban Kadın Külliyesi’nin bir bölümü olarak 15yüzyılda yaptırılmıştır Kesme taş ve tuğladan yapılmış, kare planlı, tek kubbeli bir camidir Günümüze ulaşmayan medrese bölümünde 1 Dünya Savaşına kadar öğretim devam etmiştir

Halime Hatun Camii ve Külliyesi (Gölmarmara)

1566 yılında Manisa’da doğmuş olan, Sultan III Murat’ın oğlu Şehzade Mehmet, 1584 yılından, III Mehmet olarak tahta çıktığı 1595 yılına kadar Manisa’da sancakbeyi olarak görev yapmıştır Dadısı ve sütannesi Halime Hatun adına Gölmarmara’da yaptırmış olduğu külliye, cami, medrese ve imaretten oluşmaktadır 17 yüzyıl sonlarında külliyeye gelir sağlamak amacıyla bir de çifte hamam ilave edilmiştir İyi korunmuş bir biçimde günümüze ulaşan cami, Şahuban Camii’ne benzemekle birlikte daha gösterişli bir yapıdır Taş ve tuğladan yapılmış, kare planlı ve yüksek pandantif kubbelidir Kadınlar mahfili tavanının altın yaldızlı kalem işleri ve bir göbekle süslendiği, yarım kemer biçiminde duvara dayalı minberinin iki renkli mermerden yapıldığı görülmektedir

Kurşunlu Camii (Kula)

15 yüzyıl sonlarında Saruhanoğulları’ndan Hoca Seyfettin Bey tarafından yaptırılmış olan cami Selçuklu mimari tarzında inşa edilmiştir Sonradan geçirdiği onarım sırasında tezyinatına çok önem verilmiştir İnşasında kesme taş ve tuğla kullanılan caminin tasvirleri ve kalem işi süslemeleri dikkati çekmektedir

Sinagog (Salihli)

Salihli İlçesinde bulunan Sardes Antik Kentindeki, antrenman sahasının güneyinde yer alan hamam-gimnazyum kompleksine ait büyük bir salon, geç Roma döneminde kentin Musevi cemaatine verilerek sinagog haline getirilmiştir Bulunan İbranice bir kitabeden, binayı kentin Musevi cemaatine veren imparatorun İmparator Lucius Verus olabileceği anlaşılmaktadır

Ayn-i Ali Camii (Manisa-Merkez)

Tek kubbeli kübik bir yapıdır Üç sivri kemer açıklığı son cemaat yeri kubbelerini taşımaktadır Minaresi kuzeydoğu köşesindedir Tuğla malzeme kullanılarak yapılmıştır Minberi taştan yapılmış basit bir minberdir Yuvarlak kemerli bir niş halindeki mihrabın taç kısmı kabartma barok desenlerle süslenmiştir Kaba yönü taş blokların derz aralarında yassı tuğla yerleştirilerek örülen beden duvarı çift sıra tuğla yerleştirilerek örülen beden duvarı çift sıra kirpi saçakla sonuçlanır Kuzey yönündeki son cemaat mahalli mermer sütunlu üç sivri kemerli ve kubbeli revak sistemi şeklindedir Taş söveli ve kemerli cümle kapısının iki tarafında birer basit mihrabiye nişi vardır Mihrabı kaval silmeli, barok karakterli, sütunceli olup taç kısmında barok stilinde bitkisel desenler bulunmaktadır 17 yyda yapıldığı tahmin edilen Ayni Ali Cami ve türbesi geçirdiği onarımlarla devrinin özelliklerini kaybetmiş, kapalı bir şehir planlaması sonucu çevresindeki yüksek yapılarla görünümünü de yitirmiştir

İbrahim Çelebi Camii (Manisa-Merkez)

H 956 (M 1549) tarihli, kare planlı tek kubbeli bir camidir Son cemaat yeri üç kubbeyle örtülmüştür Kuzey - batı köşesindeki minareye, çıkış kapısı son cemaat yerindedir Bu kapının simetriği sol taraftadır Bu kapı da caminin türbe kısmına açılmaktadır Kare planlı kübik iç hacim bir kubbe ile örtülmüştür Caminin son cemaat yeri alaturka kiremitli üç küçük kubbeyi taşıyan, mermer sütunlu, devşirme Bizans başlıklı ve sivri kemerli bir arkad sisteminden meydana gelmiştir Kesme taşların derz aralarına ikişer sıralı yassı tuğla yerleştirmek suretiyle örtülen duvarlarına taş söveli dikdörtgen pencereler açılmış, lentoların üstüne tuğla ile sağır boşaltma kemeri örülmüştür Caminin sol tarafındaki tek kubbeli kübik yapı, caminin banisine ait türbedir Kitabelerinden biri basık kemerli cümle kapısının üstünde olup, ebcet hesabı ile H 956 (M 1549) tarihini verir İkinci kitabe, asıl kitabenin yukarısında sağ tarafa yerleştirilmiş bir tamir kitabesidir Üçüncü kitabede son cemaat yeri sütunlarından soldan ikincisi üzerine oyulmuştur

Lala Paşa Camii (Manisa-Merkez)

Lala Paşa tarafından H 977 (M 1596) tarihinde yaptırılmıştır Cami kare planlı tek kubbelidir Yapının son cemaat yerinde beş mermer sütun üzerinde dört sivri kemerin taşıdığı dört kubbe yer alır Caminin sol kısmında bahçe içinde Lala Paşa mezarı bulunmaktadır Cami büyük bir bahçe içindedir Bahçe duvarının girişinin solunda kitabesi yer alır Yapı sekizgen kasnaklı kubbe ile örtülüdür Harim kısmı kare planlıdır Kubbeye geçiş pandantiflerle sağlanmıştır Yapı tuğla hatıllı duvar tekniği ile örülmüştür

Derviş Ali Camii (Manisa-Merkez)

Anafartalar Mahallesi'ndeki Derviş Ali ismiyle bilinen cami, 15 yüzyılda yapılmış ve 19 yüzyılda tamamen yanmıştır 1894 yılında enine dikdörtgen planlı ve ahşap düz tavan örtülü bir biçimde yeniden yapılan cami, ismini ve yerini yaşatmış bir belge olarak günümüze aktarılmıştır

Alaybey Camii (Manisa-Merkez)

Alaybeyi Ferhat Ağa tarafından H 979 (M 1571) yılında yaptırılmıştır Enine dikdörtgen planlı, kırma çatılı bir camidir Son cemaat yeri ve bahçedeki müştemilat sonradan yapılmıştır Asıl cami, Kurtuluş Savaşı yıllarında yakılıp yıkılmış, daha sonra aynı yere bugünkü cami inşa edilmiştir

Sarabat Camii (Manisa-Merkez)

Hicri 1059, Miladi 1649 tarihinde yapılan cami kesme taşların derz aralarında klasik yassı tuğlaların yerleştirilmesi yöntemiyle inşa edilmiştir Beden duvarlarındaki iki pencere, duvar eti içindeki boşalma kemerinin altına açılmıştır Geçirdiği yangında çok harap olan caminin bugünkü düz ahşap tavanı yerine orijinalde kubbe olması muhtemeldir Caminin kuzeyinde bulunan medreseden iz kalmamıştır Minare orijinalliğini korumuştur Kübik kaide üzerinde yükselen tuğla minaresinin gövdesinde, kireç harçlı kalın derz araları ile tuğla malzemenin geometrik motif ve zencerek motifler meydana getirmesi, Orta Anadolu Selçuklu minarelerini hatırlatmaktadır

Hüsrev Ağa Camii (Manisa-Merkez)

İnşa tarihi kesin bilinmeyen Hüsrev Ağa Camii kare planlı ve tek kubbelidir Kaba yontu taş malzeme ile inşa edilmiş ve taş blokların derz aralarına yatay ikişer, dikey birer sıra yassı tuğlalar yerleştirilmiştir Her cepheye açılmış taş söveli dikdörtgen pencerelerin üstüne sivri kemerli sağır nişler halinde alınlık yerleştirilmiştir Pencerelerin üst sırasında birer alçı pencere bulunmaktadır Cephede yapılan büyük değişiklikler sonucu günümüze sadece basık kemerli kubbe yapısı orijinal biçimiyle kalmıştır Minaresi kuzeybatı köşesindedir Güney kısmında haziresi bulunmaktadır

Akhisar Ulu Camii (Manisa-Akhisar)

Eski bir kiliseden çevrilmiş olan caminin yapılış tarihi bilinmemektedir Ulu Camii’nin güney tarafı antik yapının duvarlarından ve kemerli kısımlarından ibarettir Doğu ve batı duvarları Türk stiline göre kısmen onarım, kısmen de ilave görmüştür Cami avlusunda dar-ül hadis ve bir de dershane inşa edilmiştir Ulu Camii’nin hemen kuzeyinde ise bir Nakşibendî Tekkesi bulunmaktaydı Bütün bu yapılar bugün mevcut değildir Cami haziresinde Osmanlı Türk mezar taşları işçiliğinin güzel örneklerini görmek mümkündür

Soma Darkale Minareli Camii (Manisa-Soma)

Darkale’nin minareli tek camisidir Avlu giriş kapısı Bizans dönemi tezyinatlı sövedendir 19 yüzyıla ait minare, camiden ayrı olup, özgün bir yapıya sahiptir Minarenin yapımında antik dönemden kalma bazı malzemeler kullanılmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Manisada Bulunan Tarihi Yerler

Eski 08-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Manisada Bulunan Tarihi Yerler



Çarşılar-Bedestenler-Hanlar

Rum Mehmet Paşa Bedesteni: (Manisa-Merkez)

Fatih Sultan Mehmet'in komutanlarından biri olan Rum Mehmet Paşa tarafından İstanbul'da yaptırılan cami ve medreseye vakıf olarak inşa edilmiştir Kuzey - Güney yönünde uzanan enine dikdörtgen bir planlı olan tek katlı yapı içten içe 42 x 10 m ölçülerindedir Dört yönden giriş kapışı bulunmaktadır Bina içten beş sivri kemerle altı bölüme ayrılmış ve üst örtü içten beşik tonozla kapatılıp, dıştan klasik kiremitli bir kırma çatı ile örtülmüştür Dış cephelerde 29 dükkân yer almıştır Güney ve batı girişlerinin dış kısımlarında daha geç devirlerde yapılan birer çeşme bulunmaktadır Yapının inşaat malzemesi taş ve tuğladır Günümüze oldukça iyi korunarak ulaşan bedestenin içi vakıflar tarafından küçük bölümler halinde satılmış ve bu bölümler yer yer tuğla duvarlarla çevrelenerek binanın plan özelliği bozulmuştur Halen çeşitli kişiler tarafından hurda deposu olarak kullanılmaktadır Ticari sit sahası olarak tescil edilen alan içerisinde kalan Bedesten Çeşnigir Camii, Cumhuriyet Hamamı ve sahadaki 19 yy sonları ve 20 yy başlarında inşa edilmiş dükkânlarla güzel bir çevre dokusu oluşturmaktadır

Yeni Han: (Manisa-Merkez)

Hacı Mehmet Sadık Bey tarafından yaptırılmıştır 19 yyla tarihlenir Dıştan dışa 47 x 38 m ölçülerinde, dikdörtgen planlı, avlulu, ahırlı, iki katlı bir ticaret hanıdır Ana girişe geç devirlerde ilaveler yapılmıştır Batı-güney cephelerinin önü ampir üsluplu dükkânlarla çevrelenmiştir Birinci katta depolar ve sonradan ilave edilmiş ahırlar yer almaktadır Birinci kat odaları iç içe iki mekânlıdır İkinci katta revaklara açılan tek mekânlı odalar yer almaktadır Yapıda mekânların örtü sistemi tonoz, dış örtü sistemi ise kırma çatıdır Yapının ana malzemesi taş ve tuğladır Geç dönemde üzeri sıvanmıştır Kuzey cephede pencere araları panolar içine alınmış ve çatıya geçiş silmesi tüm cephe boyunca kalem işi spiral motifleriyle doldurulmuştur Bunlar içinde dama ve yelkenli motifleri de görülür Hanın güney-batı cephesinin uçunda bir kuş evi vardır 2001 yılında başlayıp, 2004 yılında tamamlanan yenileme çalışmalarında, yenileme projesine ve yapının orijinaline uygun olarak yapılmıştır Günümüzde Yeni Han alışveriş merkezi olarak kullanılmaktadır Han’ın bugünkü kullanımından doğan ihtiyaca uygun olarak bazı mekânlar arasında geçişler sağlanmıştır

Kurşunlu Han: (Manisa-Merkez)

1497 yılında Sultan II Beyazıt'ın Hatunu Hüsnüşah Sultan tarafından inşa ettirilen Hatuniye Camisi ile birlikte külliye olarak yaptırıldığı sanılmaktadır Kitabesi bulunmayan yapının 903 tarihli vakfiyesinden 36 alt, 38 üst odalı havuzlu bir han olduğu ahır bölümleri ile hana bitişik 21 dükkânın olduğunu öğreniyoruz Kurşunlu Han iki katlı, açık avlulu, kareye yakın dikdörtgen planlı olarak inşa edilmiştir Taç kapısı (ana giriş) batı cephesinde yer almıştır Doğu yönündeki açıklık vakfiyede belirtilen ahır bölümleri ile bağlantılı olabilir Avlunun ortasında havuz yer almıştır Zemin kat odalarının önünü kemerli revaklar gölgeler İkinci kata ana girişin solunda bulunan taş merdivenle çıkılır ve ikinci kat odaları revaklı galerilere açılır Yapının üst örtüsü orijinalinde kurşun olup, sonradan kiremit çatı ile kapatılmıştır Ancak son onarımda kurşuna çok benzeyen galvanizli saç kaplama kullanılmıştır Borsa Caddesi'nin açılması sırasında hanın kuzey cephesinde bulunan dükkânlar yıkılmış ve bu cephedeki alt kat odaları içten kapatılıp dışa açılarak dükkân olarak düzenlenmiştir Halen öğrenci yurdu olarak kullanılmaktadır

Türbeler

Saruhan Bey Türbesi: (Manisa-Merkez)

Bizans döneminin önemli bir merkezi olan Manisa, Saruhan Bey tarafından fethedilerek beylik merkezi haline getirilmiştir Fetih gününün 1313 yılının Regaip Kandiline tesadüf etmesi nedeniyle, o günden günümüze Regaip Kandili ile Manisa’nın fethinin birlikte kutlanması gelenek haline gelmiştir Tonozlu girişi ile yöreye has bir plan tipinin ilk örneklerinden olan Saruhan Bey’in Muradiye Camii’nin batısındaki türbesi, torunu İshak Çelebi tarafından yaptırılmıştır

Revak Sultan Türbesi: (Manisa-Merkez)

Yapım tarihi belli olmayan türbe Niobe (Ağlayan Kaya) yakınlarındadır Kare planlı olan türbe piramidal bir kubbe ile örtülmüştür Kaba taş ve tuğladan yapılmış binanın kuzey cephesi yuvarlak, tuğla kemerli sağır bir niş halindedir Türbenin içinde biri Horasan pirlerinden Revak Sultan’a ait olmak üzere üç sanduka bulunmaktadır

Yedi Kızlar Türbesi: (Manisa-Merkez)

Karaköy semtinde yer alan türbe Saruhan Bey’in eşi Gülgün Hatun tarafından yaptırılmıştır 14yüzyıla tarihlenen dikdörtgen planlı, tek bir kubbeyle örtülü olan türbenin sivri kemerli bir girişi vardır Türbede bulunan yedi sanduka nedeniyle Yedi Kızlar adı verilen türbe, aslında Saruhanoğulları’nın eşleri için yaptırılmıştır Ön sırada bulunan üç mezardan ortada bulunanın Gülgün Hatun’a ait olduğu sanılmaktadır

22 Sultanlar Türbesi: (Manisa-Merkez)

Konuk Caddesi’ndeki türbe sekizgen planlı, kesme taştan yapılmış, tek kubbe ile örtülü bir binadır 15yüzyıl sonlarında, Manisa’da sancak beyi olarak görev yapan Osmanlı şehzadelerinin yakınları için yapılmış olan türbede, sekizi erkek, diğeri kadın ve çocuklara ait 22 sanduka bulunmaktadır

Tabduk Emre Türbesi : (Kula)

Kula’ya bağlı Emre Köyü’nde H 954 yılına tarihlenen bir çeşme, iki hamam kalıntısı ve medrese temeli günümüze kadar ulaşabilmiştir Tabduk Emre Türbesi olarak anılan yapı mimari unsurlar bakımından Manisa’daki Saruhan Bey Türbesi ile büyük benzerlikler taşımaktadır Türbe içinde ortadaki Tabduk Emre’ye, diğerleri ise aile fertlerine ait olduğu söylenen on mezar bulunmaktadır

Türbe kapısının hemen önünde, taşında balta tasviri bulunan mezarın ise Yunus Emre’ye ait olduğuna inanılmakta ve her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir

Kula Evleri : (Kula)

Kula, sivil Osmanlı mimarisinin özellerini taşıyan genellikle 18 ve 19 yüzyıl yapısı evleriyle ünlü, görülmeye değer açık hava müzesi gibidir Türünün özgün örneklerini oluşturan, dar sokaklar boyunca sıralanmış evlerde, ağırlıklı olarak ahşap malzeme kullanılmıştır Daha çok iki katlı, cumbalı ve saçakları süslemeli olan evlerin hepsinde, yüksek duvarlarla sokaktan ayrılmış birer avlu bulunur Zemin katta mutfak, kiler ve ahır gibi mekânlar yer alır Fırın ve tuvalet genelde avludadır Evlerin üst katlarındaki odalardan bir ya da iki tanesi başoda olarak ayrılmıştır Kapı, pencere, zemin, tavan ve davlumbaz gibi ahşap unsurlarda zarif süslemeler kullanılmıştır Yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in doğduğu ev Kültür Bakanlığı’nca aslına uygun olarak restore edilerek gerekli iç düzenlemeler yapılmış ve 1985 yılında da ziyaretçilere açılmıştır

Darkale – Tarhala : (Soma)

Tarihi Bergama Krallığı dönemine kadar inen köyün eski adı Tarhala’dır Tarhala adının Darkale olarak değiştirilmesinin ise Selçuklular döneminde olduğu, Salname-i Osmanî’den anlaşılmaktadır Darkale 19 yüzyıl Osmanlı dönemini hatırlatan, set üzerine yapılmış manzaralı evleri, dar sokakları ve Kırkoluklu Camii, Minareli Camii, bedesteni, hamamı ile görülmeye değer yerlerden biridir

Diğer Korunan Eserler

Sinan Bey Medresesi: (Manisa-Merkez)

Karaköy semtinde yer alan medrese, 15 yüzyılda Fatih Sultan Mehmet’in müderrislerinden Titrek Sinan Bey tarafından yaptırılmıştır Beylikler dönemi mimarisinden klasik Osmanlı mimarisine geçiş özellikleri gösteren açık avlulu tarzdaki medreseye giriş, kuzeye bakan bir taç kapı ile sağlanmaktadır Dikdörtgen planlı medresenin güney cephesinde mescit – dershane, doğu ve batı kanatlarında ise beşer oda yer almaktadır Vakfiyesinden, medresenin yanında bulunduğu anlaşılan sübyan mektebi günümüze ulaşmamıştır

Mevlevihane: (Manisa-Merkez)

Spil Dağı’nın kuzey eteklerinde 1369 yılında İshak Çelebi tarafından yaptırılmış olan Mevlevihane, projesi Mimar Emet Bin Osman’a ait bir tekkedir Ortadaki kubbeli semahanenin güneyine sivri tonozlu geniş bir ana eyvan eklenip tekkenin mescit kısmı oluşturulmuştur Giriş eyvanında iki katlı bir düzen uygulanmış ve üst kat musiki icra yeri olarak kullanılmıştır Yapılışından bu yana birçok onarım geçirmiş ve bu onarımlar sırasında özelliklerini önemli ölçüde yitirmiştir

Darphane: (Manisa-Merkez)

Spil Dağı’nın kuzey eteklerinde, Ulu Camii’nin batısında yer alan kare planlı, iki katlı, üzeri kubbe ile örtülü olan bina kesme ve moloz taştan yapılmıştır Alt katı sivri tonozlarla örtülü yan yana iki mekân halinde düzenlenmiştir Üst katın ön cephesinde sivri kemerli sağır nişler içine yerleştirilmiş pencere bulunmaktadır Binanın niteliği ile ilgili kesin bir bilgi olmamakla birlikte, Saruhanoğulları’ndan İlyas Bey’e ait 1362 tarihli bir sikkeyle birlikte bulunan bir miktar sikke sebebiyle “Darphane” olarak adlandırılmıştır

Hamamlar

Dere Hamamı (Gülgün Hatun Hamamı)

Gülgün Hatun tarafından yaptırılmıştır, 14 yya tarihlenmektedir Merkezi kubbeli, dört eyvanlı hamam tipindedir Girişten, kubbeli soyunmalık kısmına geçilmektedir Soğukluk bölümü ikiye ayrılarak yansının tuvalet olarak kullanıldığı sanılmaktadır Ilıklık, duvarları taş sekilerle çevrelenmiş kubbeli geniş bir mekândır Buradan kubbe örtülü usturalığa geçişi sağlayan iki kapı daha vardır Tonoz örtülü eyvanların arasında kubbeli halvet bölümleri yer alır Yol açmak için soyunmalık kısmı yıkılmıştır Çok harap durumda olan hamamın çevresi tamamen evlerle kapatıldığı için dışarıdan görülmemektedir

Çukur Hamam

İshak Çelebi vakfiyesinde akar olarak belirtilen iki hamamdan biri Çukur Hamam'dır ve Ulu Cami'nin kuzey-doğusundadır Çukur Hamam, dört eyvanlı, merkezi kubbeli hamam tiplerinin bir örneğidir Kare planlı ve kubbe örtülü camekânın (soyunmalık) iç duvar kenarlarına yüksek taş sekiler yapılmıştır Tonoz örtülü soğukluk bölümünden kubbeli ılıklık bölümüne geçilebilir Ilıklık ile camekân arasındaki kubbeli, küçük oda usturalık bölümüdür Ilıklık kısminin doğuşu dört eyvanlı ve halvetli sıcaklık kısmıdır Merkezi kubbenin altına rastlayan yerdeki göbek taşı bugün yok olmuş kubbe bölümü yıkılmıştır

KaraköyHamamı

Yan yüzleri kapalı ön cephesi iki bizanten başlıklı mermer sütunlara oturan üç sivri kemerden ibaret revak sistemi hamamın giriş mahallidir Cephesi kırmızı tuğla ve beyaz derzlerle yapılmış, geometrik motif ve zencereklerle süslüdür Hamam tromp bingilere oturan bir kubbe ile örtülüdür Kubbenin üstü Bursa anıtsal yapılarında görülen özellikteki kiremitlerle kaplanmıştır Kubbenin tepesinde altıgen formlu bir aydınlık feneri bulunmaktadır

Hüsrev Ağa Hamamı

Kargır bir yapıdır Cephesi, ortadaki daha yüksek olmak üzere üç sivri tonozlu niş halindedir Ortadaki tonozlu niş içindeki basık kemerli kapıyla hamamın soyunmalık kısmına girilir Soyunmalık kısmı, büyük sekizgen tamburlu bir kubbe ile örtülmüştür Günümüzde çok harap durumda olup bir çırçır fabrikasının deposu olarak kullanılmaktadır

Alaca Hamam

15 yüzyıla tarihlenen bir çifte hamamdır Erkekler kısmı girişi, cadde üzerindeki özelliklerini yitirmiş mermer kaplamalı bir kapıdandır Kare planlı soyunma kısminin (soğukluk) üstü kubbe ile örtülmüştür Sıcaklık kısmı ile soğukluk arasındaki aynalı ve beşik tonoz örtülü ara mekân ılıklık ve tuvalet olarak düzenlenmiştir Ortasında göbek taşı bulunan sıcaklık kısmı kubbenin doğu ve batı kenarlarına inşa edilmiş, aynalı tonoz örtülü yan mekânlarla genişletilmiştir Güney yönündeki iki simetrik planlı ve kubbeli hacimler de hamamın en sıcak bölümü olan halvetidir Sıcak su haznesi bu halvetin bitişiğindedir

Cumhuriyet Hamamı

Yakut Ağa hayırlarından olan ve bugün Cumhuriyet Hamamı adını taşıyan yapı 16 yyda inşa edilmiştir Hamamın ön cephesi bir sıra dükkân şeklinde düzenlenmiştir Kuzey cephesinde bulunan kadınlar bölümünün kapısından ortasında şadırvan bulunan kubbe örtülü geniş bir soyunma mahalline girilmektedir Yıkanma odaları kare planlıdır Erkekler bölümünün kapısı batı yönündedir Buradan kubbe örtülü geniş bir soyunma bölümüne girilmektedir ve bu bölümden kısa bir aralıkla üç kubbe ve bir tonozla örtülü yıkanma odalarına geçilmektedir Üst örtü klasik kiremit kaplı kubbelerle sağlanmış ve saçaklar, kirpi saçak şeklinde düzenlenmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.