|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
allahın, deliller, kanıtlanmasında, klasik, kullanılan, varlığının |
![]() |
Allah'ın Varlığının Kanıtlanmasında Kullanılan Klasik Deliller |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Allah'ın Varlığının Kanıtlanmasında Kullanılan Klasik DelillerI ![]() Ontoloji terimi, Eski Yunanca’da “varlık” ya da “var olma” anlamlarına gelen on (ontos) kelimesi ile “söz”, “us”, “konuşma”, “bilgi” gibi anlamlara gelen logos sözcüğünün birleştirilmesiyle oluşturulmuştur ![]() ![]() Teist filozofların, Tanrı’nın varlığı ile ilgili olarak dış dünyadan yararlanmak suretiyle gündeme getirdikleri delillerden farklı olarak, ontolojik delilde Tanrı’nın varlığına dış dünyadan değil, insan zihninde var olan “mükemmel varlık” ya da “zorunlu varlık” düşüncesinden ulaşılır ![]() ![]() ![]() Düşünce tarihinde ontolojik delilin ilk izlerine İslâm Felsefesi’nde Fârâbî ve İbn Sînâ’da rastlanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O halde, Tanrı’dan ibaret olan bu ekmel varlık mevcuttur” [3] demektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu demektir ki; bir şeyin akıldaki varlığı ile o şeyin kendi kendindeki varlığı farklıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şâyet onun da sebebi mümkin varlık türündense ve mümkin varlıklar böyle bir ilişki içinde olacaklarsa bu takdirde aslâ var olamazlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zira bir şeyin zihnimizde bulunması başka şeydir; onun gerçekten var olduğunu anlamamız başka bir şey ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O, ilk bilgilerini sezgilere dayandırmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() II ![]() [color="White"]Kozmoloji (evrenbilim), evrenin kökenini, oluşumunu ve yapısını konu edinen; evrenin genel yasalarını, doğasını ve gelişimini açıklamayı amaçlayan felsefî ve bilimsel öğretidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() A ![]() Sözlük anlamı “sonradan meydana gelme” olan bu kavram, Îslâm Felsefesi’nde evrenin yaratılmış olduğu ön varsayımına dayanılarak Tanrı’nın varlığının kanıtlanmasına yönelik evrenbilgisel düşünceye verilen addır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() B ![]() [color="White"]“Bir işin kolayca yapılabilir olması, bir fiilin gerçekleşmesinde herhangi bir engel bulunmaması, güç yetirilebilir türden olması”[57] anlamlarını yansıtan “imkân” kelimesi bir oluşu mümkün kılan demektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Allah'ın Varlığının Kanıtlanmasında Kullanılan Klasik Deliller |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Allah'ın Varlığının Kanıtlanmasında Kullanılan Klasik DelillerIII ![]() (GÂYE ve NİZÂM; İNÂYET ve İHTİRÂ DELİLLERİ) Teleoloji, Eski Yunanca’da varılacak son nokta olarak “erek” ya da “en son amaç” anlamındaki “telos” ile “bilim” “bilgi” “söz” anlamlarına gelen “logos” tan türetilmiş bir sözcüktür ![]() ![]() ![]() ![]() “Âlemin nasıl yaratıldığı?” konusuyla kozmoloji ve kozmogoni bilimi uğraşır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm kelâmı ve felsefesinde ‘Gâye ve Nizâm Delili’ adıyla meşhur olan bu delil, inâyet, hikmet, nizâm-ı âlem, illet-i gâiyye, ibdâ ve ihtirâ delili isimleriyle de anılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Dünyamız, insanlar başta olmak üzere, diğer canlılar âlemi ile bakınca görmek isteyenler için saymakla bitmeyecek çeşitlilik ve ince düzenlemeler ile doludur ![]() ![]() ![]() Bu delilin değerlendirilmesinde genellikle: “Şimdi, insan, kâinata, güneşe, aya, yıldızlara, yağan yağmura, biten ota, yetişen meyveye, büyüyen hayvana ve etrafta olan her şeye, geceye, gündüze, toprağa, sıcağa, soğuğa, kendisinin yemesine, içmesine, hazım cihazına, nefes alıp vermesine, yorulup dinlenmesine, öğrenmesine ve başkasına öğretmesine ve bütün bunlara, zikredilmeyen daha bir çok sayılamayacak şeye bir dikkatlice ve düşünce ile baksın, hepsinin bir düzen ve kanuna göre meydana geldiğini görür ![]() ![]() ![]() · Âlemde varlıklarına şahit olduğumuz her şeyde bir düzen görmekteyiz ![]() ![]() ![]() · Ancak, söz konusu düzen ve gayenin kendiliğinden ortaya çıkması mümkün değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Platon, Aristo ve yeni Platoncu filozoflar eserlerinde bu konuyu çeşitli açılardan ele almışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aristo’ya göre, gerek sanatta olsun, gerek tabiatta olsun, her meydana gelen şeyin bir maddî nedeni, bir formel nedeni, bir yapıcı yahut hareket ettirici nedeni ve bir gayesel nedeni vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha sonra gerek İslâm dünyasında, gerek Batı’da düşünürler, bilim adamları, Yunan filozoflarının daha çok gök varlıkları dünyasında gördükleri düzenin yeryüzünde ve her seviyedeki varlıkta olduğunu öne sürerek geniş bir düzen ve gaye fikri ile yola çıkıp teleolojik delili daha şümullü ve daha dinî bir çerçeve içinde ifade ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mutezile’ye göre âlemde her şey bir gayeye göre yaratılmış olup orada vukû bulan her olay, bir hikmete dayanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlk devir Eş’arî kelâmcılarından Kadî Ebû Bekir el-Bâkıllânî ve ardından İmamü’l-Haremeyn el-Cüveynî nizam deliline başvurmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Mâtürîdî’nin eserlerinde ise teleolojik delil şu şekilde ifadesini bulmuştur : Kâinattaki her varlık, bir yaratıcının varlığını ve birliğini ispat edecek şekilde mükemmel bir hikmet ve kesintisiz bir düzen ortaya koymaktadır ![]() ![]() [color="White"]Kindî, Tanrı’nın varlığının ispatı ile ilgili görüşlerini, sistematik bir biçimde değil, daha çok yazdığı risalelerde konuların gelişi içinde vermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kindî ekolüne mensup bir filozof olan Âmirî de, ilâhî inâyet kavramına değinmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İhvân-ı Safâ da gâye ve nizâm deliline değinmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn Sînâ, kâinatta bir gâiyyetin bulunduğunu inkâr eden felsefî cereyanın farkındadır ![]() ![]() ![]() İbn Sînâ’ya göre, bu âlemde hiç bir kimsenin inkâr edemeyeceği mükemmellikte bir düzen bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn Sînâ bu konuda nihâi olarak inâyetin tanımını şöyle yapar : “Sen âlemin meydana gelişinde, gökler ile hayvan ve bitkilerin organlarındaki ilginç olayları inkâr edemezsin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gazzâlî’ye göre ilâhî hikmet, âlemdeki sebeplilik, düzenlilik ve gâyeliliğin ilkesidir; hikmet ise sebepleri tertip edip onları müsebbebâta tevcih etmektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gazzâlî, âlemdeki düzene ve gâiyyet fikri ile ilgili olarak kâinatta kötülüğün ve düzensizlik olarak iddia edilen durumların hangi sebeplerden dolayı var oldukları hususunda şöyle bir açıklama yapmaktadır : “Aksine yüce Allah’ın göklerde ve yerde yarattığı her şeye dönüp baksalar, bunları uzun uzadıya inceleseler, onlarda bir farklılık ve düzensizlik göremezler ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm filozofları arasında teleolojik delil üzerinde en çok duran ve bu delili “Kur’an delili” olarak kabul eden İbn Rüşd’dür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birinci öncül : Burada [ bu dünyada veya evrende ] var olan her şey, insanın varlığına uygundur ![]() İkinci öncül : Bu uygunluk, onu kasteden, irâde sahibi bir fâilin bulunmuş olmasını zorunlu kılar ![]() ![]() Varlıkların insan varlığına uygun oluşunu ele alalım : Gece ve gündüzün, güneş ve ayın insan varlığına uygun oluşu dikkatle incelendiğinde, bu hususta yakîn [kesin bilgi veya kanaat] hâsıl olur ![]() ![]() ![]() Yine bu inâyet, bedenin organlarında ve hayvanların uzuvlarında, yani bu organ ve uzuvların onların hayatına ve varlığına uygun olmalarında da açığa çıkar ![]() ![]() ![]() Kelâmcılara göre inâyet, Allah’ın âlem üzerinde müessir olması ve onu belirli hedeflere yönlendirmesi gibi genel anlamlarının yanı sıra kullarına fiillerinde yardım edip onları başarıya ulaştırması anlamını da içermektedir ![]() ![]() İmkân delili anlatılırken Batı düşüncesinde Aziz Thomas Aquinas’ın Tanrı’nın varlığını ispat etmek için kullandığı “beş yol” un üçüncüsünde imkân deliline değindiği söylenmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Allah'ın Varlığının Kanıtlanmasında Kullanılan Klasik Deliller |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Allah'ın Varlığının Kanıtlanmasında Kullanılan Klasik DelillerIV ![]() ![]() Ontolojik delile çeşitli eleştiriler getirilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Daha teknik bir ifadeyle hükmün doğruluğuna psikolojik veya analitik açıdan değil, sentetik açıdan bakmak gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tanrı söz konusu olduğu zaman kullanılan “zorunlu” terimi ile mantıktaki önermeler için kullanılan “zorunlu” ifadesini birbirine karıştırmamak gerekir ![]() ![]() ![]() Gerek Fârâbî-İbn Sinâ geleneğine bağlı Müslüman düşünürler, gerek Gazzâli gibi kelâmcılar, “zorunlu” teriminin bu özelliğine, Batı felsefesinde ontolojik delille ilgili tartışmaları belli bir noktaya getirenlerden çok önce dikkat çekmişlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() B ![]() Kant, bir yandan kozmolojik, teleolojik ve ontolojik delilleri eleştirip bu delillere karşı çıkarken diğer yandan ahlâkî açıdan Allah’ın varlığının gerekliliği tezini ileri sürmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Başka bir deyişle kozmolojik delil, tecrübeden yola çıkıyor, ancak bunu zorunlu varlığın ispatı için bir basamak kabul ediyordu ![]() ![]() ![]() İslâm düşünce tarihinde ilk defa Mu’tezile âlimleri tarafından kullanıldığı kabul edilen hudûs deliline yöneltilen eleştiriler, varlığın başlangıçsız olduğunu kanıtlamaya veya bir yaratıcının varlığını inkâr etme niyetinden ziyade konunun teknik tarafıyla ilgili olmuş, ancak maddenin ezelîliğini iddia eden çok küçük bir zümre yaratılmışlık ilkesine karşı kesin bir tavır takınmıştır ![]() ![]() ![]() İslâm dünyasında hudûs ve imkân delillerine yöneltilmiş olan eleştirilerin başında İbn Rüşd’ün yapmış olduğu eleştiriler gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun bir çok sebebi vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm düşünce tarihinde önemli bir yeri bulunan İbn Rüşd’ün hudûs deliline yönelttiği eleştirilerden ûsulle ilgili olanları, söz konusu delilin aynıyla Kur’an’da yer almayışı, anlamasının güç ve kullanışsız olduğu şeklinde özetlenebilir ![]() ![]() ![]() ![]() Hudûs deliline yöneltilen çağdaş eleştiriler, delilin kendisinden çok Allah’ın varlığını hedef almış ve bu konuda yapılacak ispatların bilimsel açıdan değil teolojik açıdan zorunluluk taşıyabileceği ileri sürülmüştür ![]() ![]() ![]() Fizik, kimya, astronomi gibi pozitif ilimlerle meşgul olan bilginler, madde üzerinde yaptıkları incelemeler sonunda maddenin, dolayısıyla tabiatın sonradan yaratıldığını tespit etmişler; ayrıca bugün mevcut olan tabiat düzeninin bir gün bozulacağı kanaatine de varmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() C ![]() Tanrı’nın varlığını kanıtlamada kullanılan klasik delillerden kozmolojik ve teleolojik delillere Batı felsefesi tarihinde David Hume ve Immanuel Kant tarafından çeşitli eleştiriler yöneltilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı neden, bize ideal dünyanın bir başka ideal dünyadan, ya da bir başka zekâdan doğduğunu düşündürtmez mi? Yok eğer bir yerde duracak ve daha ileri gitmeyeceksek, niçin oraya kadar gidelim? Niçin maddi dünyada durmayalım? ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [color="White"]Hume’a göre dünyanın şimdiki durumuna bakarak oluşumunun ilk anları hakkında herhangi bir açıklama getiremeyiz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kant’ın Tanrı kanıtlamalarında incelediği fiziki-teleolojik kanıta karşı yaklaşımı biraz farklıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kant’ın teleolojik delille ilgili fikirleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir: Âlemin iyilik sahibi bir yaratıcısının olduğunu düşünmek, ne kendi içinde çelişkili olan bir fikirdir, ne de tecrübe tarafından yanlış olduğu gösterilen bir fikir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [133] Kant’ın bu ifadelerini okuyan bir çok kimse, ya Kant’ın sisteminde bir tutarsızlığın olduğunu düşünmüş, yahut Kritik Felsefe’nin fizikî-teleolojik delili pek de reddetmediğini öne sürmek durumunda kalmışlardır ![]() ![]() “Pozitivist ya da materyalist öğretilerde karşımıza çıkan nihai gerçekliğin bilinemez olduğunu savunan görüş” olarak tarif edilebilecek Agnostik (bilinemezci) yaklaşım, Tanrı’nın var olup olmadığının bilinemeyeceğini öne süren bir öğreti olarak gösterilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eğer fizik, evrende işleyen böylesine mükemmel bir kozmik düzeni kavrayabildiyse, o zaman, kendi çevreleri içindeki işleyişine çok çabuk bir şekilde uyum gösteren canlı formları inceleyen biyoloji daha da büyük cevherler sunacaktır bizlere ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [color="White"]O dönemde oldukça meşhur ve ikna edici olan bu delil, Darwin’in tabiî seleksiyon hipotezi ve bununla adaptasyonun gerçekliği inancı, Paley tarafından ortaya konulan kâinattaki düzen-plân delilinin, yavaş yavaş batı insanının zihninden silinmesine sebep oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Darwin’in kendisi bile Tanrı’nın varlığına açık bir şekilde cephe alıp evrim teorisini savunmamıştır ![]() ![]() ![]() [1] A ![]() ![]() ![]() [2] Mahmut Kaya, “Fârâbî” DİA , XII ![]() ![]() ![]() ![]() [3] Bekir Topaloğlu, Allah’ın Varlığı, s ![]() ![]() [4] Fârâbî, Uyûnü’l-mesâil (trc ![]() ![]() ![]() [5] Necip Taylan, Anahatlarıyla İslâm Felsefesi, s ![]() ![]() [6] Necip Taylan, Tanrı Sorunu, s ![]() ![]() [7] İlhan Kutluer, İbn Sîna Ontolojisinde Zorunlu Varlık, s ![]() ![]() [8] İbn Sînâ, er-Risâletü’l-arşiyye fi hakâiki’t-tevhîd ve isbâti’n-nübüvve (trc ![]() ![]() ![]() [9] Mehmet Aydın, Din Felsefesi, s ![]() ![]() [10] Anselm, Proslogium, Bölüm II ve III ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [12] Selahattin Hilav, 100 soruda Felsefe El Kitabı, s ![]() ![]() [13] René Descartes, Metot Üzerine Konuşma (çev ![]() ![]() ![]() ![]() [14] Alfred Weber, Felsefe Tarihi (çev ![]() ![]() ![]() ![]() [15] A ![]() ![]() ![]() [16] Cafer Sadık Yaran, Tanrı İnancının Aklîliği, s ![]() ![]() [17] bkz ![]() ![]() [18] William Lane Craig, The Cosmological Argument From Plato to Leibniz, s ![]() ![]() [19] Şaban Ali Düzgün, Nesefî ve İslâm Filozoflarına Göre Allah-Âlem İlişkisi, s ![]() ![]() [20] N ![]() ![]() ![]() [21] N ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [22] Bertrand Russell, Batı Felsefesi Tarihi I (çev ![]() ![]() ![]() [23] Aristoteles, Metafizik (çev ![]() ![]() ![]() [24] Ş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [26] William Lane Craig, The Kalâm Cosmological Argument, s ![]() ![]() [27] Craig, The Cosmological Argument From Plato to Leibniz, s ![]() ![]() [28] bkz ![]() ![]() [29] bkz ![]() ![]() [30] M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [31] Aydın Topaloğlu, Çağdaş İngiliz Felsefesinde Ateizm Problemi (D ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [33] Süleyman Hayri Bolay, “Âlem”, DİA, II, 357 ![]() [34] bkz ![]() ![]() ![]() ![]() [35] Yusuf Şevki Yavuz, “Ayn”, DİA, IV, 256 ![]() [36] Yusuf Şevki Yavuz, “Araz”, DİA, III, 337 ![]() [37] İlhan Kutluer, “Cevher”, DİA, VII, 450 ![]() [38] H ![]() ![]() [39] Aydın Topaloğlu, Çağdaş İngiliz Felsefesinde Ateizm Problemi (Doktora Tezi), s ![]() ![]() [40] Bekir Topaloğlu, Allah’ın Varlığı, s ![]() ![]() [41] Ali Arslan Aydın, İslâm İnançları ve Felsefesi, s ![]() ![]() [42] A ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [43] Bekir Topaloğlu, “Hudûs”, DİA, XVIII, 305 ![]() [44] İlyas Çelebi, İslâm İnanç Sisteminde Akılcılık ve Kadî Abdülcebbâr, s ![]() ![]() [45] B ![]() ![]() [46] Mâtürîdî, Kitâbü’t- Tevhîd (trc ![]() ![]() ![]() [47] Mâtürîdî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [48] Mahmut Kaya, “Felsefe”, DİA, XII, 316 ![]() [49] İ ![]() ![]() ![]() [50] B ![]() ![]() [51] Şahin Efil, İslâm ve Batı Düşüncesinde Yaratılış Modelleri, s ![]() ![]() [52] Gazzalî, el-İktisâd fi’l-İtikâd (çev ![]() ![]() ![]() [53] Ş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [54] Gazzâlî, Tehâfütü’l-Felâsife (çev ![]() ![]() ![]() [55] Cağfer Karadaş, Bâkıllânî’ye Göre Allah ve Âlem Tasavvuru, s ![]() ![]() [56] Hasan Küçük, Sistematik Felsefe, s ![]() ![]() [57] Mahmut Kaya, “İmkân”, DİA, XXII, 224 ![]() [58] Kaya, a ![]() ![]() ![]() ![]() [59] İrfan Abdülhamid, İslâm’da İ’tikadî Mezhepler ve Akaid Esasları (çev ![]() ![]() ![]() ![]() [60] Şerafeddin Gölcük, İslâm Akaidi, s ![]() ![]() [61] Mehmet Aydın, Müsbet İlim ve Allah, s ![]() ![]() [62] Hilmi Ziya Ülken, Genel Felsefe Dersleri, s ![]() ![]() [63] Şerafettin Gölcük-Süleyman Toprak, Kelâm, s ![]() ![]() [64] Fahreddin Râzî, el-Muhassal (Kelâm’a Giriş), (çev ![]() ![]() ![]() [65] Gölcük-Toprak, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [66] M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [67] B ![]() ![]() ![]() [68] Mehmet Aydın, Âlemden Allah’a, s ![]() ![]() [69] Macit Fahri, İslâm Felsefesi, Kelâmı ve Tasavvufuna Giriş (çev ![]() ![]() ![]() [70] Kindî, Felsefî Risâleler (trc ![]() ![]() ![]() [71] B ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [72] Fârâbî, Uyûnü’l-mesâil (trc ![]() ![]() ![]() [73] İbn Sînâ, er-Risâletü’l-arşiyye fi hakâiki’t-tevhîd ve isbâti’n-nübüvve (trc ![]() Kaya), s ![]() ![]() [74] İbn Sînâ, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [75] Gazzâlî, Makâsıd u’l- felâsife (çev ![]() ![]() ![]() [76] B ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [77] Thomas Aquinas, Summa Theologica, [ed ![]() ![]() ![]() Yakupoğlu), s ![]() ![]() [78] Kenan Çığman, Allah ve Divanında İnsan, s ![]() [79] A ![]() ![]() ![]() [80] İlhan Kutluer, “Gâiyyet”, DİA, XIII, 292 ![]() [81] Hüseyin Aydın, Yaratılış ve Gayelilik, s ![]() ![]() [82] Gölcük-Toprak, Kelâm, s ![]() ![]() [83] Hüseyin Atay, İslâm’ın İnanç Esasları, s ![]() ![]() [84] M ![]() ![]() ![]() [85] İ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [86] M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [87] A ![]() ![]() ![]() [88] M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [89] M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [90] İ ![]() ![]() ![]() [91] Kutluer, “Gâiyyet” DİA, XIII, 294 ![]() [92] Kutluer, a ![]() ![]() ![]() ![]() [93] Kindî, Felsefî Risâleleri, s ![]() ![]() [94] Kindî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [95] B ![]() ![]() ![]() [96] Kasım Turhan, Âmirî ve Felsefesi, s ![]() ![]() [97] Enver Uysal, İhvân-ı Safâ Felsefesinde Tanrı ve Âlem, s ![]() ![]() [98] İ ![]() ![]() [99] Mehmet C ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [100] İbn Sînâ, eş-Şifâ el-İlâhiyyât (trc ![]() ![]() ![]() [101] İ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [102] N ![]() ![]() ![]() [103] Gazzâlî, İhyâu ulûmi’d-din (trc ![]() ![]() ![]() [104] İ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [105] Henry Corbin, İslâm Felsefesi Tarihi (çev ![]() ![]() ![]() [106] Hüseyin Sarıoğlu, İbn Rüşd Felsefesi, s ![]() ![]() [107] Ş ![]() ![]() ![]() [108] H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [109] İbn Rüşd, Faslu’l-makâl, el-Keşf an menâhici’l-edille (çev ![]() ![]() 77-78 ![]() [110] Kasım Turhan, “İnâyet”, DİA, XXII, 266 ![]() [111] Thomas Aquinas, Summa Theologica, [ed ![]() ![]() ![]() [112] İlhan Kutluer, Akıl ve İtikad, s ![]() ![]() [113] M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [114] Necip Taylan, Tanrı Sorunu, s ![]() ![]() [115] M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [116] Mehmet Aydın, Âlemden Allah’a, s ![]() ![]() Çıkmazları, A ![]() ![]() ![]() ![]() [117] M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [118] Sait Özervarlı, Kelâmda Yenilik Arayışları, s ![]() ![]() [119] Mehmet Aydın, Din Felsefesi, s ![]() ![]() [120] M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [121] B ![]() ![]() ![]() [122] M ![]() ![]() ![]() [123] B ![]() ![]() ![]() [124] B ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [125] Bekir Topaloğlu-Y ![]() ![]() ![]() [126] Evrim teorisini savunan önemli teist bilim adamları da bulunmaktadır ![]() eğilim, bu teoriyi ateist bir tarzda sunmak yönündedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [128] David Hume, Din Üstüne (çev ![]() ![]() ![]() [129] M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [130] D ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [131] M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [132] Immanuel Kant, Evrensel Doğa Tarihi ve Gökler Kuramı (çev ![]() ![]() ![]() [133] M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [134] Bertnard Russell, Batı Felsefesi Tarihi III, s ![]() ![]() [135] M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [136] John Polkinhorne, Bilimin Ötesi (çev ![]() ![]() ![]() [137] William Paley, Natural Theology, [ed ![]() ![]() ![]() [138] Yılmaz -İhsanoğlu, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [139] Derek Gjertsen, Bilim ve Felsefe (çev ![]() ![]() ![]() [140] Richard Dawkins, Kör Saatçi (çev ![]() ![]() ![]() [141] R ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ALINTI |
![]() |
![]() |
|