Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Karadeniz Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ilçeleri, ili, ordu, tanıtımı

Ordu İli Ve İlçeleri Tanıtımı

Eski 08-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ordu İli Ve İlçeleri Tanıtımı



AKKUŞ


Akkuş İlçemiz Orta Karadeniz'in iç kısımlarında Canik Dağları üzerinde Argan Tepesi eteğinde kurulmuş olup, Doğusunda: Kumru, Batısında: Erbaa ve Niksar, Kuzeyinde: Terme, Salıpazarı, Ünye, Çaybaşı ve İkizce bulunur


Denizden yüksekliği 1340 mt�dir


Arazi engebeli bir yapıya sahiptir


İlçenin yüksek tepelerle çevrilidir Bu tepeler orman ve çayırlarla kaplıdır


Kevgürk Kalesi:


Akkuş İlçesi�nin 30 km kadar güneybatısında, Gökçebayır Çayı�nın bir devamı olan Tifi Çayı yakınlarında tabandan yaklaşık olarak 300 metre yükseklikte, yalçın bir kayanın üzerinde, dört yan görünüşüyle yöresine tamamen hakim, bir şekilde kurulmuştur Uzaktan basit bir kaya gibi görünen kalenin, sanat değeri, güzelliği ve yaklaştıkça büyüklüğü daha belirgin bir şekilde görülüyor


Birçok tarihi anılara sahip olan kaleye, doğu yönünden çıkılır Doğuya bakan yarıya kadar toprağa gömülü kapısından doğruca kale alanına geçilir Surlar içindeki mermer parçaları, vardır Binalar harç ve tuğladan yapılmıştır


Akkuştan buraya 20 km kadar motorlu vasıta ile diğer kısmı atla gidilir




Tepeler:


Bakacak Tepesi, Elicek Tepesi, Tuzla Tepesi, Argan Tepesi, Asarkaya Tepesi, Körük Tepesi, Karaağaç Tepesi, Küçük Gökçebel Tepesi, Taz Tepesi, Keltepesi, EyiSu Tepesi, İtkeseri Tepesi, Hıdırellez Tepeleridir


Yaylaları:


Argan Yaylası kayak turizmi açısından oldukça elverişlidir Kızlar Yaylası, Boğmalık Yaylası, Taz Yaylası, Çilekli Yaylası, Göçebel Yaylası, Çekiç Obası Yaylası, İtkeseri Yaylası, ÇiftteKöprüler Yaylası, Mantarlık Yaylası, Gül Bahçe Yaylası, Ketenlik Yaylası, İsmail Düzü Yaylası Bu yaylarda buz gibi soğuk sular bulunmaktadır Yazları hayvan sürüleri, arı kovanları ile dolup taşmaktadır


Akarsuları :


İlçemizin en büyük akarsu kaynağı Tifi ÇayıdırTifi Çayı bu çevreden çıkan irili ufaklı derelerin birleşmesinden meydana gelir Tifi Çayı Yeşil Irmakla birleşirAkkuş'un Çay ve Derelerinde Sazan ve Alabalık yetişir


İklimi :


İlçemizde kara iklimi daha ağır basmaktadır Genellikle her mevsimde yağış kaydedilir İlçemiz rakım olarak (1340 mt) yüksekliğe sahip olduğundan senenin yaklaşık 6 ayı kar yağışlı geçer Kışlar genellikle sert geçer


Bitki Örtüsü :


İlçe topraklarında çoğunluğunu orman bitkileri kaplamaktadır ( Kayın, Çam, Meşe, Kestane ve Gürgen gibi ağaçlar yetişmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Ordu İli Ve İlçeleri Tanıtımı

Eski 08-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ordu İli Ve İlçeleri Tanıtımı



AYBASTI


241 km2 yüzölçüme sahip bir ilçedirİlçeye 2 belde 9 köy ve 10 mahalle bağlıdır Tarihi çok eski dönemlere uzanan Aybastı' nın ilk yerleşim yeri "Sefalık Köyü" dür Uzun süre Gölköy' e bağlı bir bucak olarak varlığını sürdüren Aybastı, 1957 de ilçe olmuştur Kıyıya 54 km içeridedir Denizden yüksekliği 730 metredir Halk geçimini en çok tarım ve hayvancılıkla sağlamaktadır İlçede fındık, patetes ve mısır yetiştirilmektedir İlçede alabalık tesisleri mevcuttur Aybastı, tarihsel kalıntılar açısından zengin bir ilçedir Karacalı kilisesi, sefalık köyü haman kalıntıları, Şeyh Hasan Kümbet Evliyası, Türbeleri ve ziyaret yerleriyle Perşembe yaylası görülmeye değer yerlerdir Temmuz ayının son haftasında düzenlenen geleneksel yayla şenlikleri, turizm açısından dikkate değerdir


İlçemizin Adının Nereden Geldiği:


İlçemizin daha önce İbasdı ( İbasda ya da ibassa ) 1900�lü yıllarda Aybastı olan adı üzerinde halkın dilinde pek çok söylenti ve öyküler mevcuttur Bunlardan en önemlileri yöremizin fethi sırasında karanlık bir gecede ayın bulutların arasından birden çıkarak ortalığı aydınlatması sonucunda işi kolaylaşan fatihlerce Aybastı şeklinde konuşmalarından dolayı yöreye bu adın verildiği şeklindedir Bir diğer söylentiye göre belden aşağısı tutmayan çocuğunu, şifa aramak amacıyla yöreye getiren bir beyi bir süre sonra çocuğun iyileşerek ayaklarını basması sonucu Beyin sevinçle �Ay bastı! Bastı! Ya da iyi bastı� şeklinde sevinçle bağırması sonucu yörenin bu adla anıldığıdır ki yöremizin adının bazı tarihi kayıtlarda İbasda, İbastı bazı kayıtlarda da Espadia veya İpsadı şeklinde geçmesi itibariyle bu öykülere pek uymamaktadır


TÜRKLER�DEN ÖNCE AYBASTI İlçemizin adının Phacisane (Fatsa), Hapsamina (Hapsamana- Gölköy) Oinoie (Ünye) gibi aynı tür isimlerden ve bu isimlerle aynı devirlerde (Pontus krallığı Dönemi) verildiği muhtemeldir Çünkü ilçemiz topraklarında bu devirlere ait yaşam izleri mevcuttur Aybastı�nın verimli toprakları sağlıklı yaşama elverişli toprakları her devirde insan topluluklarının ilgisini çekmiştir Yunan kaynaklarına göre Aybastı�yı da içine alan bölgede ilk egemen halk kütleleri Kalipler , Kolk, Kokonlar ve Tiberen�lerdir (Ayrıca ilçemizde tarih öncesi devirlere ait mağara yapıtları da mevcuttur Bu kavimler uzun bir süre Hitit , Pers, Met ve Pont devletlerine bağlı olarak yöremizde egemen olmuşlar ve demircilikle uğraşmışlardır MS 70�li yıllarda bölge Peçenek ve Uz Türkleri�nin akımlarına uğramış ve işgal edilmiştir Dillerini ve geleneklerini unutmayan bu Türk boyları daha sonra gelen Türk Boyları ile bütünleşmişlerdir Roma İmparatorluğu�na bağlı unsurların Anadolu�yu ele geçirmeleri sonucu Aybastı Bölgesiyle beraber önce Sivas Dukalığı�na daha sonra da Trabzon Eyaleti�ne bağlanmıştır Roma İmparatorluğu�nun ikiye bölünmesi sonucu MS 395 Aybastı Doğu Roma İmparatorluğu�nun topraklarındadır


TÜRKLER AYBASTI�DA Ortaasya�dan kopup gelen Türk Boyları İran toprakları üzerinde kurdukları Büyük Selçuklu Devleti�yle Bizans İmparatorluğu�na komşu büyük bir imparatorluk kurarak Anadolu�ya akınlar düzenlediler 1054�te Van Gölü civarına gelen Sultan Tuğrul Bey ordularını üç bölüme ayırarak bir kolunu Kafkas Dağları, Erzincan Yöresi ve Canik Ormanlarına yöneltti Bu Türk akınlarını 1071�de Malazgirt Savaşı�nın kazanılmasıyla geriden gelen Türk kuvvetleri destek verdiler Selçuklu Sultanı Alpaslan�ın komutanlarından Artuk Bey, Afşin, Kutalmış Oğlu Süleyman Şah gibi komutanlar yöremizi de içine geniş bir alanda fetih hareketlerine başladılar Kutalmış oğlu Süleyman fethettiği toprakları kendilerine bağlayarak Anadolu Selçuklu Devletini kurdu Bu sırada Süleyman Şahın dayısı Danışmend Taylı Beyin oğlu Gümüştekin Ahmet Gazi Orta Anadolu�da Sivas Amasya, Tokat ve Niksar yörelerini fethederek Anadolu Selçuklu Devleti�ne bağlı Danişmentli Beyliği�ni kurdu Selçuklular�ın taht mücadelelerinden yararlanarak bağımsızlığını ilan etti Selçuklular ile birlikte Haçlılar�a ve Anadolu Selçuklu Devleti�ne karşı çetin mücadeleler verdiler Daha önce Sivas olan başkentlerini güvenlik nedeniyle Niksar�a taşıdılar Ahmet Gazi�nin yerine geçen oğlu Melik Emir Gazi Beyliği�nin sınırlarını bilhassa sahile doğru genişletmek amacıyla Canik denilen bölgeye seferler düzenledi İlk etapta doğuda Mesudiye, İskefsür ve Aybastı; Batı da ise Ünye, Fatsa Bölgeleri Danişmentliler�in eline geçti (1115 - 1134) İlçemiz Canik diye bilinen yörenin Niksar�a göre ilk bölümlerindendir Bu nedenle Türkler�in eline geçen ilk yerlerdendir Daha sonraki yıllarda bazı yerlerin Bizans�a geçmesi üzerine Danışmentli Melik Muhammed yöreye bir sefer daha düzenleyerek daha etkin hakimiyet sağlamıştır Danişmentli Hükümdarı Emir Nizamettin Yagıbasan Ünye üzerine bir sefer düzenleyerek (1157) Ünye�den itibaren Bafra�ya kadar tüm sahili ele geçirmiş, bir yıl sonra bu yerler antlaşma ile vergi karşılığı Bizans�a terk edilmiştir Emir Muhammed�in ölümü üzerine başlayan taht kavgalarına As Devleti Sultanı Kılıçaslan Danişmentli Beyliği�ne son vererek topraklarına kattı (1175) İlçemiz toprakları üzerinde Danişmentliler devrinde yapılan savaşlarda şehit düşmüş asker ve komutan mezarlarına rastlanmaktadır Kutlu Doğmuş Evliyası, Kümbet Evliyası etraflarında çok sayıda şehit mezarları mevcuttur Moğollar�ın Anadolu�yu işgali sonucu Anadolu Selçuklu Devleti yıkıldı İlçemizde içinde bulunduğu topraklar İlhanlı Devleti, Eratna (İlhanlı) Beyliği, Kadı Burhanettin Beylikleri�nin topraklarında kaldı Kadı Burhanettin ordusu ile İskefsür�e kadar gelmiştir Aybastı ve yöresinin dağlık oluşu fetih sırasında Türkleri çok uğraştırmış fetih uzun yılları almıştır(115- 1134) Hatta Emir Melik Gazi�nin ilçemize düzenlediği bir sefer sırasında Kutlular�da Yaras mevkiinde yaralandığı; öteki komutanların askerlerine:� Yarısını asın, yarısını kesin!� şeklinde emir verdiklerini; Emirin acilen Niksar�a götürüldüğü sırasında kanının damladığı yerlerin evliya olarak değerlendirildiği mahalle insanları tarafından anlatılmaktadır


OSMANLI DÖNEMİNDE AYBASTI Aybastı ile bu döneme ait bilgileri İlçemizin yetiştirdiği çok değerli Hocamız Prof Bahaeddin YEDİYILDIZ�ın Ordu Kazası Sosyal Tarihi adlı araştırma eserinde rastlıyoruz Buna göre 1485 Yılı Tahrir Defterlerinde İlçemizin adı Bölük-i Fidâverende �dir Fidâverende�nin merkezi belli olmamakla birlikte Elbey Köyü�nün olma ihtimali üzerinde durulmaktadır İbassa ise Fidaverende�ye bağlı köyler envanterinde 1455�te 49 haneli bir köydür Köy Yörgüç Paşa�nın Gulâmı (temsilcisi) Togan�ın tımarıdır Köyde cami vardır Seydi Ali Fakih imamlık Dervişoğlu Akdoğan Zaviyedarlık yapar Köyde dervişler yaşar Kızılot Karyesi�nde (Köyünde) 3 adet Derbentçi vardır İbastı bu tarihlerde İskefsur kazası Şebinkarahisar Sancağı, Erzincan Eyaleti�ne bağlı bir nahiyedir


Perşembe Yaylası Şenlikleri İlçemiz Tokat, İskefsur , Niksar yöresini sahile Fatsa Limanı�na bağlayan en kısa ve emniyetli yol üzerinde olması nedeniyle çok önemlidir İlçemiz topraklarında çok eski tarihlerde kullanılan bir ipek yoluna ait kalıntılar mevcuttur Prof Bahaettin YEDİYILDIZ Hocamızın eserine göre Fidâverende�nin nüfusu hane olarak komşu nahiyelerden daha fazladır (İbassa 626 hane, Hapsamana 346 hanedir İlçemiz 1485�te 643, 1520�de 1006, 1547�de 1590, 1613�te ise 1745 hane nüfusa sahiptir Buradan harekele ilçemizde aşırı bir nüfus artışı olduğu göze çarpar) Aybastı Osmanlı Padişahları�nın Doğu�ya düzenledikleri seferlerin yakınından geçmesi nedeniyle doğrudan etkilenmiştir (Yavuz Sultan Selim�in Selemen Yaylası�nda konakladığı bilinmektedir) Yöremizin idari merkeze uzaklığı ve ormanlık oluşu her devirde kanun ve asker kaçaklarının barınağı haline gelmiş Yerli beyler her zaman problem çıkarmışlar, bu yüzden Osmanlı Devleti yöremizde her zaman fazla askeri kuvvet bulundurmuştur III Mehmet Döneminde Sancak Beyliği elinden alındığı iddiasıyla isyan çıkarıp devleti hayli uğraştıran ünlü Celali, Karayazıcı devlet kuvvetlerinden kaçarak Canik Dağları�nda Perşembe Yaylası�na sığınmış ve burada ölmüştür (1603) İlçemizle ilgili daha net bilgileri Kudret EMİROĞLU�nun yeni yazıya çevirdiği 1869-1870-1871-1872-1873 ve 1874 tarihli Trabzon Eyaleti Salnameleri�nde rastlamaktayız


Sefalık�ta tarihî bir fırın Bu kayıtlara göre bu yıllarda Aybastı Ordu kazasına bağlı nahiye idi Nahiyede 143 hane Rum 983 hane Türk nüfus yaşar Nahiyede 13 cami, 10 hatip, 5 adet Kilise, 7 adet Rahip, 11 adet Müslüman mektebi, 2 Rum mektebi, 1 adet medrese, 1 adet de müderris bulunmaktadır Ayrıca nahiyede belediye teşkilatının mevcut olduğu reisin İbrahim Ağa Azanın da Abdulkadir Ağa olduğu kayıtlarından anlaşılmaktadır1870 yılında nahiyedeki nüfus toplamı 1126 hane = 4307 kişidir Nahiye müdürü Necip Ağa, Katibi Süleyman Efendi�dir 1874 Yılında ise Aybastı ,Görele, Vakfıkebir ve Sürmene ile padişah iradesi ile kaza yapılmış olup, Kaymakamı Ali Ağa Katibi Ahmet Efendi�dir 1872 Yılı Salnamesinde o devirlerde kullanılan takvimde 31 Mayıs�ta Perşembe Panayırı kaydına rastlanmıştır Aynı eserde �Aybastı Nahiyesinde tul ve arzları birer buçuk saat mesafeli beş altı adet orman olup bu ormanlarda yalnız gürgen ağaçları vardır Hasıl olan kereste yalnız derun- i nahiye ebniyasına sarf olunarak yolları gayet sa�bel- mürur olduğundan ahir mahalle nakil edilememektedir�ifadeleri yer almaktadır Aybastı nahiyesinin kaza ve vilayete olan uzaklıkları yaya olarak belirlenmiştir Buna göre Aybastı�nın Ordu Kazasına uzaklığı 18 saattir Trabzon�a uzaklığı ise 63 saat olarak tespit edilmiştir İlçede o yıllarla ilgili nahiyede tüfenk, tabanca, çakmak imal edilir Nahiye dahilinde sarf edilir Ayrıca Kuzköy�de Şeyh Halil, Şıhlı�da Şeyh Kutlu Doğmuş, Akfatma�da Şeyh Hasan adlı veliler metfundur denilmektedir 1874 Yılında kaza yapıldığını gördüğümüz Aybastı�nın merkezinin belli bir yerde değil yöre ileri gelenlerinin merkezi idareye baskı ve etkileri sonucu Sefalık Köyü (Konak yanı) ile Esenli Köyü (Cami yanı) arasında yer değiştirdiği görülmüştür Merkez bir ara 1854 yılında gelerek Sefalık�a yerleşen Hazinedar Oğulları�nın bulunduğu Sefalık�a geçmiş (burada halen mevcut olan tarihi hamamlar, fırınlar bu devirde yapılmıştır) Daha sonraki yıllarda (1900) ilçe ya da nahiye merkezi Esenli ağalarının etkinlikleri sonucu eski yerine geçmiş İlçe merkezinin bugünkü yere kurulmasında Remzi Efendi ve Rüştü Efendi adlı kişiler önderlik etmişlerdir Bugünkü Merkez Camii o yıllarda yapılmıştır İlçemiz 1945 yılında ilçe olan Gölköy�e bağlı bir nahiye olarak bağlanmış, şehrin hızla gelişmesi sonucu 1957 yılında ilçe olma hazırlıkları başlatılmış, 1959 �da da ilçe olmuştur Bu yıllarda Belediye Teşkilatı geliştirilmiş sonra İbrahim Gökalioğlu ilk Belediye Başkanı seçilmiştir Daha sonraki yıllarda kurulan Esenli Köyü Kalkınma Kooperatifi sayesinde ilçemizden Almanya�ya çok sayıda işçi gönderilerek ilçemizin yaşam düzeyi geliştirilmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Ordu İli Ve İlçeleri Tanıtımı

Eski 08-10-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ordu İli Ve İlçeleri Tanıtımı



ÇAMAŞ


146 Km2 yüzölçümüne sahip bir ilçedir İlçeye 1 belde 6 köy ve 13 mahalle bağldır Çamaş yöresi Ordu ilinin en eski yerleşim bölgelerindendir Yöre tarihinin MÖ3 yy kadar indiği bilinmektedir Bu ad bölgede tımar beyliği yapan Mehmen ÇAMAŞ adından gelmektedir 1944 yılında bucak olarak köyleri ile birlikte Fatsa' ya bağlanmıştır 1990 da ilçe olmuştur Kıyıdan 20 Km içeride olan ilçede kış mevsimi ılık ve yağışlıdır Yaz ayları ise genellikle sıcak geçer İlçe ekonomisi büyük ölçüde fındığa dayalıdır Hayvancılık da gelişmektedir İlçe doğa bakımından güzellikleri barındırsa da tarihsel yapıtlar ve kalıntılar henüz gün yüzüne çıkarılamamıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Ordu İli Ve İlçeleri Tanıtımı

Eski 08-10-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ordu İli Ve İlçeleri Tanıtımı



ÇATALPINAR


146 Km2 yüzölçümüne sahip bir ilçedir İlçeye 2 belde 11 köy ve 16 mahalle bağlıdır İlk adı Çatak olan yerleşim birimi 1973' de Çatalpınar adıyla belediyeye dönüştürülmüştür Çatalpınar Karadeniz' i Aybastı üzerinden içanadouya bağlayan Devlet Karayolu üzerinde, Bolaman çayı kıyısında şirin bir ilçedir İl merkezine uzaklığı 75 km olan ilçenin denizden yüksekliği 120 metredir İlçede karadeniz iklim özellikleri görülür İlçede fındık başta olmak üzre, mısır, buğday, patates ve sebze yetiştirilir İlçede dikkate değer tek kalıntı Akkaya Köyündeki kaledir

Alıntı Yaparak Cevapla

Ordu İli Ve İlçeleri Tanıtımı

Eski 08-10-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ordu İli Ve İlçeleri Tanıtımı



ÇAYBAŞI


130 Km2 yüzölçümüne sahip bir ilçedir İlçeye 2 bedel, 7 köy ve 21 mahalle bağlıdır Osmanlı dneminde Samsuna bağlı bir yerleşim birimi olan çaybaşı, Cumhuriyetle birlikte Ordu' ya bağlanmış ve Ünyenin bir köyü olmuştur İlçenin denizden yüksekliği 560 metredir Uzaklığı ise 19 km dir Yüzey şekiller Karadeniz Bölgesinin tipik özelliklerini taşımaktadır İlçenin geçim kaynağı tarımdır Mısır ve fasulye üretimi yapılmaktadır Seracılık, arıcılık ve hayvancılıkğı da gelişmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Ordu İli Ve İlçeleri Tanıtımı

Eski 08-10-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ordu İli Ve İlçeleri Tanıtımı



FATSA


Doğal yer altı kaynakları açısından şanslı olan ilçede, Ilıca kasabasında şifalı su bulunmaktadır Bu suyun romatizma, bel ağrısı, böbrek rahatsızlığı gibi hastalıklara iyi geldiği bilinmektedir Elmaköy'de birçok hastalığa şifa olduğu bilinen Acısu bulunmaktadır Kız kulesi, çınar ve ulu ağaçlar, Göreği manastırı, Cıngırt kaya ve Gaga gölü ilçede görülmeye değer yerlerdir


Gaga Gölü:


Fatsa İlçesi’nin 10 km, güney doğusunda ve Örencik köyünün sınırları içinde bulunan Gaga Gölü 15000 m2 lik bir yer kaplar Etrafı ağaçlarla kaplı olan bu gölün ortasında çok küçük bir adacık vardır Burada bir kilisenin varlığı ileri sürülmekte ise de; bu husus söylentiden ileri gitmemiştir Motorlu araçlarla gölün kenarına gidilebilir


Kız Kulesi:


Kız Kulesi İlçe’nin güneydoğusunda, Kont Pelenon tarafından yaptırılmıştır Zamanında bir gözetleme yeri olarak kullanılmıştır Bu gün için bu önemini yitirmiştir


Manastır:


Dumlupınar Mahallesi’nde, şimdiki cezaevinin bulunduğu yerdedir Kont Polenon’un burada muhteşem bir şato yaptırdığı ve bugün için şatonun tümüyle yok olduğu, kalıntılarına halk tarafından manastır adı verildiği sanılmaktadır


Göreği Manastırı:


İlçenin batısına 5 km uzaklıkta ve Evkaf köyünün sınırları içinde Pond Devleti zamanından kalma kale, şato, kilise, manastır ve yapı kalıntılarına rastlanmaktadır Büyük bir şehrin varlığını gösteren bu kalıntılar içinde bulunan bir gümüş para üzerindeki yazıdan, zamanında Hacı Şevda isminde bir Derebeyi’nin burada hüküm sürdüğü ve adına para bastırdığı anlaşılmaktadır


Cıngırt Kaya:


Fatsa’nın batısında ve 5 km uzağındaki Görevi deresindeki tepenin üzerinde, zamanında bir kalenin kurulduğu, bugünkü kalıntılardan anlaşılmaktadır Kalenin üzerinden Elekçi deresine 45 derecelik bir eğimle inen ve büyük bir kayanın içinde tünel genişliğinde açılmış, 120 basamaklı bir oyuntu vardır Dibi, asırlarca atılan taşlarla dolan bu oyuntunun, tepedeki kaleden Elekçi deresine inen gizli bir merdiven olduğu sanılmaktadır


Sarmaşık Kaplıcaları:


İlçeye 10 km uzaklıkta, motorlu taşıt aracıyla gitme olanağı olan ve sağlık yönünden çok yararlı olduğu bugüne dek yapılagelmekte olan uygulamalarla saptanan Sarmaşık Kaplıcaları Özel İdare tarafından işletilmekle birlikte modern bir tesisin kurulmaması, barınma ve konaklama olanaklarının güçlüğü karşısında gerçek değerini bulmaktan uzak kalmıştır


Yapılan çözümlemelerle; berrak, renksiz, kokusuz ve hafif milki lezzetinde olduğu anlaşılan 47 santigrat derece sıcaklıkta suyun 1 ltsinin bileşiminde 0731 gr Hamızı kibrit, 01755 gr Klorür dö sodyum, 0253 gr Kalsiyum humuzu, 0005 gr Silis, 1433 gr Yeluse özünün bulunduğu saptanmıştır Dakikada 200 ltakar

Alıntı Yaparak Cevapla

Ordu İli Ve İlçeleri Tanıtımı

Eski 08-10-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ordu İli Ve İlçeleri Tanıtımı



GÖLKÖY


İlk önceleri (Şıhman) köyünde kurulan Gölköy, 17 Yüzyıl ortalarında bugünkü yerini almıştır İlçeyi şimdiki yerine ilk defa kuran Şıhmanoğlu soyundan Hacı Ali Ağa�dır Torunu küçük Hacı Ali Ağa ise şimdiki Konak adı ile anılan ve surlarla çevrili şatoyu yaptırmıştır Bu şato, kasabaya hâkim bir tepenin üzerindedir Zamanla birçok onarımlar görmesine rağmen, kalıntıları eski kişiliğini korumaktadır Kalıntılar içinde en dikkate değe olanı hamamıdır 52 basamaklı merdivenle inilen kuyusundan bugün bile yararlanılmaktadır Eski adı Hasmana�dır Bir kısım tarihçiler Hapsamananın Sümerce bir isim olduğunu ileri sürmektedirler


Gölköy önceleri Ordu Merkez İlçesine bağlı bir bucak iken 2561936 tarihinde Ordu İli�nin bir ilçesi haline getirilmiştir


Çermik:


İlçe�nin beşyüz metre kadar güneyinde Çermik adıyla anılan bir göl vardır Bu gölün suları, maden suyu özelliğini taşıdığı için, özellikle böbrek hastalarına tavsiye ederler


Ulugöl:


İlçeye 15 km uzaklıktaki bu göl, yaklaşık 250 metre çapında olup, çevresi ormanlarla kaplıdır Bu gölde bol miktarda yaban ördeği avı yapılır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.