Prof. Dr. Sinsi
|
Amasya Cami Ve Mescitleri
Amasya Cami ve Mescitleri
Anadolu Selçuklu Hükümdarı Gıyaseddin II Keyhüsrev zamanında, Veziri Necmeddin Ferruh Bey ve kardeşi Haznedar Yusuf Bey tarafından 1237-1247 yılları arasıdan yaptırıldığı sanılmaktadır Ancak, Yapının inşa tarihi kesin olarak bilinmemektedir Caminin bitişiğinde Ferruh Bey’in mezarı bulunduğu için, camiyi yaptıranın da Ferruh Bey olduğu tahmin edilmektedir Damadı İzzeddin Mehmed Pervane Bey de 1300 yılında vakıflarını tanzim etmiştir
Deprem ve yangınlarda zarar gören cami birkaç kez onarım görmüştür Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde, minaresinin ahşap ve isminin de Mahkeme Camisi olduğundan söz etmiştir 1730 yılındaki büyük yangında, yanan caminin ahşap minaresi, bu defa taştan burmalı olarak yapılmış ve cami de ismini minaresinin şeklinden almıştır 1939 depreminde de büyük zarar gören cami 1958 yılında onarım geçirmiştir
Dikdörtgen planındaki cami, Anadolu Selçuklularının ilerlemiş kubbeli cami tipindedir Kuzey cephesine göre sağda minare, sol köşede ise türbe yer almaktadır Türbe "Cumudar" adıyla da bilinmektedir Camiyi batı ve doğu cephelerinde dörder pencere aydınlatmaktadır Caminin esas yapısı, Selçuklu mimari üslubunu taşımakla birlikte burmalı minare daha çok Osmanlı özelliği göstermektedir XVII yüzyılın başlarında yapılmıştır
Caminin ibadet mekanı kıble duvarına dikey, iki sıra örülerek meydana getirilmiş tek taşıyıcı ayak ile üç sahana ayrılmıştır her sahan üç bölüm olmak üzere, tüm mekân 9 bölümlüdür Bölümleri birbirinden ayıran payeler birbirine sivri kemerlerle bağlıdır Orta nefteki bölümlerin üzeri kubbelerle örtülü olmasına karşılık yan neflerden kıble duvarına yakın birer bölüm çapraz, diğerleri beşik tonozla örtülüdür Caminin kuzey cephesi süslemelerle bezelidir
Caminin kuzeydoğusundaki Türbe, kare kaide üzerine sekizgen planlıdır Kare kaideden sekizgene geçmek için köşeler üçgen şekilde kesilmiştir Kesme taştan yapılmış olup, diğer mezar anıtları gibi iki katlıdır Birinci kattaki oda, bir süre kütüphane olarak kullanılmıştır
Zemindeki mahzen bölümünde ise, günümüzde Amasya Müzesi’nde sergilenen, Şehzade Cumudar’ın mumyası bulunmakta idi Bundan dolayı bu türbeye "Cumudar Türbesi" de denmektedir Ancak, türbe, Ferruh Bey’e ait olup, türbede Ferruh Bey ile oğlu Yusuf Bey gömülüdür Türbenin doğu, batı ve kuzey kısmında birer pencere yer almaktadır Batı yönündeki pencere oldukça süslemelidir
Gökmedrese Cami (Merkez)
Amasya’nın batısında, yer alan camiyi Amasya Beylerbeyi Emir Seyfeddin Torumtay 1266-1267’de yaptırmıştır Cami, medrese ve mezar odası ile kapalı bir külliye şeklindedir
Caminin yanında bulunan kümbet, mavi renkte çinilerle süslendiğinden Gökmedrese adını almıştır Sadece kesme taş mimarisi olgun nispetleri ve süslemeleri bakımından Anadolu’da eyvan biçimli portali olan bir camidir
Türbe tuğla ve tek renkli koyu yeşil çinilerden meydana gelmiş zikzak motiflidir Cami Anadolu Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biridir XIX yüzyılda onarım gören Cami, 1926-1977 yılları arasında Amasya Müzesi olarak kullanılmıştır Dikdörtgen plânlı, kesme taştan kalın duvarlıdır Hem cami hem de medrese olarak kullanılmıştır Kapısında II Abdülhamid’in yaptırdığı onarım yazıtı bulunmaktadır
Ağaç işçiliğinin güzel bir örneği olan kapısı günümüzde Amasya Müzesinde sergilenmektedir Çevresi geometrik motiflerle süslü ana kapının iki yanındaki pencereler Selçuklu taş işçiliğinin en güzel örneklerindendir Pencereler zengin mukarnaslarla yukarı doğru daralmaktadır İki sırada dörderden 8 kalın ayakla mihraba dik 3 bölüme ayrılan mekân sivri kemerler üzerine oturan kubbe ve tonozlarla örtülüdür Girişte soldaki üç sandukadan biri Torumtay’ın soyundan gelen Necip Bey’e aittir
Mihrap yarım silindirik biçimiyle basit bir görünümdedir Medreseye bitişik, kuzeydoğudaki türbe, mimarisi ve süslemeleriyle Selçuklu sanatını yansıtmaktadır Kesme taştan yapılmıştır Kare plan üzerine, sekizgen yüksek kasnaklı, yıldız piramidal, tuğla bir külahla örtülüdür Torumtay’ın türbesi caminin karşısındadır
Bayezid Camisi (Merkez)
Ziya Paşa Bulvarında, yeşilırmak’ın güney kıyısındadır Osmanlı Sultanı II Beyazıt tarafından 26 yıl valilik yaptığı Amasya’ya armağan olarak 1482-1486 arasında Mimar Şemseddin Ahmet’e yaptırılmıştır
Osmanlı mimarisinin özgün örneklerinden biridir 1957’de depremden yıkılan son cemaat yeri ve kubbeleri 1591’de onarılmış, 1651’deki depremde yıkılan bölümleri de 1669’da Merzifonlu İbrahim Ağa ile Ahmed Paşazade Hacı Ali Ağa tarafından onartılmıştır
Yapı kesme taştan olup, ters T plânlıdır Kuzeydeki son cemaat yeri, 6 yeşil mermer yuvarlak sütun üzerine oturan 5 sivri kemerin taşıdığı 5 kubbe ile örtülüdür Son cemaat yerindeki pencere üstleri mavi beyaz çini panolarla süslenmiştir Buranın iki ucunda yükselen tek şerefeli iki minaresinden soldakinin gövdesi dikine yivli, sağdakinin gövdesi ise zikzak taş dekorludur Mukarnaslı giriş kapısı üzerindeki 3 satırlık mermer yazıtını hattat Şeyh Hamdullah (1436-1517) yazmıştır
Yapının plânı büyük bir kemerle ayrılan iki kare mekânla, doğu ve batı yanlarda üçer kubbeli yan mekânlardan oluşur Orta mekânı sekizgen kasnaklarında 16’şar pencere bulunan iki büyük kubbe örter Kubbelerden biri son cemaat yeri ile yanlarda dörder köşeli iki ayak üzerine, ikincisi iki ayak üzerindeki yüksek kemerlerle üçgenler oluşturur
Kubbe içi ve pencere kemerlerinin üzeri zengin kalem işleri ile süslenmiştir Beyaz ve kırmızı mermerlerden yapılmış olan mihrap üzerinde Ayet-el Kürsî yazılıdır Mermer minberin pabuçluklarını 5 kare pano süslemektedir Avlu ortasında yer alan 12 kenarlı şadırvan, 12 sütunun taşıdığı, 12 yüzlü sivri piramit bir çatıyla örtülüdür Türidizade Hacı Ali Ağa 1738’de halkın sıcak su ile abdest almalarını sağlamak amacıyla özel bir düzenek yaptırmış ve bağının gelirini buraya vakfetmiştir
Caminin batı yönünde U plânlı Beyazıt Medresesi vardır Avlunun batı duvarına bitişik olarak inşa edilmiş olan medresenin yapım tarihi 1486’dır Sultaniye olarak da bilinen II Bayezid Medresesi 1922’den beri Amasya İl Halk Kütüphanesi olarak kullanılmaktadır
Evliya Çelebi, XVII yüzyılda Amasya’da bulunan 10 medreseden en süslü ve en bakımlısının Sultaniye Medresesi olduğundan söz etmiştir Binanın doğu, batı ve kuzey cephelerinde, talebe hücreleri sıralanmıştır Dershane, binanın güney tarafında yer alır ve yayvan bir kubbe ile örtülüdür
Beyazıt Paşa Camisi (Merkez)
Kentin kuzeydoğusunda, Kuş Köprüsü yanındaki Beyazıt Paşa Camisi’ni Amasya Emiri Bayezid Paşa tarafından 1414 yılında yaptırılmıştır
Ters T plan şemasın sahip, zaviyeli camilerdendir Son cemaat yerini çevreleyen mermer üzerindeki geometrik süslemeler, en belirgin özelliklerindendir Son cemaat yerinin üzeri üçgen bingilerle sekizgen bir kaide üzerine oturan 5 kubbe ile örtülüdür
Çilehane Camisi (Merkez)
Çilehane Mahallesi’nde Pirler Parkı karşısındadır Camiyi Çelebi Mehmed’in emirlerinden Yakup Paşa 1413’te yaptırmıştır 1939 depreminden büyük zarar görmüş, 1964 yılında Vakıflar genel Müdürlüğü tarafından onartılmıştır
Duvarları moloz taş ve tuğla karışımıdır Tekke ve cami olarak iki bölümden oluşmaktadır Batı kapısından girilince, sağda cami ve çile odaları; solda ise Aşağı Pirler Türbesi ve Halveti Tekkesi bulunur
Caminin kuzeybatı köşesindeki tuğla ve taş karışımı silindirik gövdeli minaresi tek şerefelidir Cami ve Tekkeyi büyük bir kubbe örtmektedir
Fethiye Camisi (Merkez)
Kuba Dede Camisi olarak da anılan Fethiye Camisi, Fethiye Mahallesi’nde, fethiye Sokağı’ndadır Bizans İmparatoru Phocas’ın kızı Helena, VII yüzyılın ilk yarısında buraya bir kilise yaptırmıştır
1116 yılında Ankara’dan Amasya valiliğine getirilen Danişmedli Fetih Gazi, kiliseyi camiye çevirterek kendi adını vermiştir 1884’te İncezade Hacı Arif’in yaptırdığı onarımda camiye bir minare eklendiği yazıtından anlaşılmaktadır 1939 depreminde büyük hasar görmüş ve yeniden yapılmıştır 1956 yılında tekrar onarılarak ve ibadete açılmıştır Caminin bodrumundaki 4 mumya (Amasya Valisi İzzeddin Mehmed Pervane, eşi, oğlu ve kızının mumyaları) 1982’de Amasya Müzesine konmuştur
Gümüşlü Camisi (Merkez)
Yavuz Selim Meydanındadır Gümüşlü Camii’nin ilk yapılışı İlhanlıların Amasya’ya hakim oldukları döneme rastlar Ahşap çatılı camiyi 1326’da Tâceddin Mahmud Çelebi yaptırmıştır Geçirdiği depremlerden sonra bir kaç kez onarım görmüştür
Kare planlı cami kesme taştan yapılmıştır Son cemaat yeri ahşap direklidir Beden duvarları üzerinde mekanı örten kubbeyi dış etkenlerden korumak amacı ile kiremitli bir çatı yapılmıştır
Caminin kuzey batı köşesinde kesme taş kaide üzerinde silindirik minaresi yükselir Giriş kapısı üzerinde dört satırlık yapım yazıtı bulunmaktadır
Hatuniye Camisi (Merkez)
Hatuniye Mahallesinde, Yeşilırmak’ın sol kıyısındadır Şehzade Ahmet’in annesi, II Beyazıt’ın eşi Bülbül Hatun (Ö 1515) tarafından yaptırılmıştır
Cami dikdörtgen plâna göre yapılmıştır Orta kısımda bulunan iki payenin duvarlarla birleştirilmesi sonucunda, iç mekan altı bölüme ayrılmıştır Yan yana iki kubbenin örttüğü orta bölüm, yanlara göre daha büyük ve daha yüksektir Yanlar ise çapraz tonozla örtülüdür
Son cemaat yerinin de üzeri beş kubbe ile örtülüdür Moloz taştan yapılmış olan beden duvarlarının sadece kuzey cephesi farklı bir görünüşe sahiptir Tuğladan yapılmış olan minaresi tek şerefelidir
Hızır Paşa Camisi (Merkez)
Amasya tren istasyonunun kuzeyindeki tepede yer alan camiyi, XIV yüzyılda Yörgüç Paşa’nın kardeşi Hayrüddin Hızır Paşa yaptırmıştır
Düz ahşap tavanlı, zaviyeli camilerin önemli örneklerindendir Moloz taştan yapılmıştır Eğimli bir alanda olduğundan güney duvarı ile bir platform oluşturulmuştur Kuzey cephesi, tepenin yamacı ile birleştiğinden caminin girişi doğudadır Ahşap tavanlı ve kiremit çatılıdır Caminin güney duvarında çeşme, batısında ise kare plânlı, moloz taştan yapılmış kubbeli küçük bir hamam bulunmaktadır
Kilâri Selim Ağa Camisi (Merkez)
Pazar Caddesi üzerinde bulunan Cami, 1483’te Kilâri (saray kilercisi) Selim Ağa tarafından yaptırılmıştır Depremlerden zarar gören cami bir çok kez onarım geçirmiştir
Kesme taştan yapılmıştır Yuvarlak 3 sütun üzerine 2 kubbeli ve sivri kemerli olan son cemaat yerinde tuğla ve taş birlikte kullanılmıştır Sağ taraftaki minaresi tek şerefelidir Küçük yay kemerli olan giriş kapısı üzerinde üç satırlık yapımına ait yazıt bulunmaktadır Kare plânlı camiyi sekizgen kasnaklı bir kubbe örtmektedir
Mehmet Paşa Cami (Merkez)
Mehmet paşa Mahallesi’nde, Pirinççi Caddesindedir 1486 yılında II Beyazıd’ın oğlu Şehzade Ahmed’in lalası Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır
Yazıtı 1494 tarihlidir
Cami, Ters "T" planlıdır Kuzey cephesinde, yedi sütun tarafından desteklenen ve altı adet kubbe ile örtülü olan bir son cemaat yeri vardır Sade mimarisinin aksine, mermerden yapılmış olan minberi, Türk mermer işçiliğinin en nadide örneklerinden biridir Minber kıvrak dal ve yaprak motifleri ile süslenmiştir
Yay kemerli giriş kapısı, soldan üçüncü kubbe bölümünde yer almakta olup, üzerinde yapım kitabesi bulunmaktadır Ağaç oymacılığının en güzel örneklerinden biri olan kapısı, Amasya Müzesindedir Sağdan üçüncü kubbe önünde tek şerefeli minaresi yükselmektedir Caminin kare plânlı mekanını sekizgen kasnaklı bir kubbe örtmektedir Kubbe içi kalem işi motif ve yazılarla süslenmiştir
Son cemaat yeri boyunca uzanan sağda iki küçük kubbeli odaların tabhane veya imarethaneye ait olduğu sanılmaktadır
Pir Mehmed Çelebi Camisi (Merkez)
XV -XVI yüzyılda yapıldığı sanılan cami Yavuz Selim alanındadır Pazar ve Murat Camisi adları ile de tanınmaktadır Son yıllarda onarım geçirmiştir
Moloz taştan yapılan caminin, tuğladan üç kemerli, ortada aynalı tonoz, yanlarda birer kubbeyle örtülü son cemaat yerinin kemer formları son onarımda bozulmuştur Orta bölüm Bursa kemerlidir Kemerlerin üzerinde cephe boyunca uzanan dikdörtgen panonun içi tuğla motiflerle süslenmiştir Kare plânlı ibadet mekânını sekizgen kasnaklı bir kubbe örtmektedir Kalın gövdeli, tek şerefeli minaresi caminin kuzeybatı köşesindedir
Saraçhane Camisi (Merkez)
Ziya paşa Bulvarındaki Camiyi 1372’de Amasya Emiri Şadgeldi Paşa yaptırmıştır İlk adı Şadgeldi Paşa Camisi idi Eskiden caminin çevresinde bulunan saraç dükkânları nedeniyle I Mehmet zamanında şimdiki ismini almıştır Birçok onarım geçirmiş olup, son onarımı 1951’de yapılmıştır
Doğu ve güneydoğu duvarları kesme taştan, diğer duvarları moloz taştandır Cami ilk yapıldığında kare plânlı ve bir kubbesi bulunuyordu Sonraki yıllarda yapılan onarım sırasında, batı duvarı açılıp büyük bir kemer konularak tek kubbeli bir bölüm daha eklenmiştir İlk yapıya göre kuzeybatı köşesinde bulunan tek şerefeli minare böylece iki kubbe arasında kalmıştır Kubbeler kiremitle kaplıdır İç duvarlar ise kalem işleri ile süslenmiştir
Sofular Camisi (Merkez)
Sofular Mahallesi’nde, Beşikdüzü Caddesindeki cami Abdullah Paşa Camisi olarak da anılmaktadır Cami, Sultan II Bayezid’ın Beylerbeyi Abdullah Paşa tarafından 1502 yılında darülhadis olarak yaptırılmıştır
Köşelerde kesme taş kullanılarak, moloz taştan yapılmış olan caminin, yay kemerli giriş kapısı üzerinde yapım kitabesi bulunmaktadır Girişte kare biçimli tonoz örtülü mekanın sağ ve solunda yine tonoz örtülü ikişer oda yer almaktadır Buradan merdivenlerle biraz yüksek zemine sahip kare planlı tek kubbeli esas ibadet mekanına girilir Camiyi yüksek kasnaklı bir kubbe örtmektedir
Şamlar Camisi (Merkez)
Yeşilırmak’ın kuzey yakasında, Şamlar Mahallesinde yer alan camiye Ağa Camisi ve Ayasağa Camisi de denmektedir Camiyi ilk kez Danişmendli Melik Gazi yaptırmıştır Yıkılınca 1495’te Kapıağası Ayas Ağa yeniden yaptırmıştır
Kare plânlı ve tek kubbeli olan Cami, moloz taştan yapılmıştır Kuzeydeki son cemaat yeri 3 bölümlüdür Yanlarda birer kubbe ve ortada aynalı bir tonozla örtülüdür Son cemaat yerinin solunda taş şerefeli tuğla minaresi bulunmaktadır Pencereleri sivri, giriş kapısı basık yay kemerlidir Kuzeydeki avlusunu üç yönde çeviren U plânlı bir medrese vardır Medresenin kuzeydoğu bitişiğinde ise sıbyan mektebi vardır
Abide Hatun Camisi (Merzifon)
Merzifon’un 2 km doğusundaki Bahçekent Köyü’nde bir tepe üzerinde yer almaktadır
Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın Annesi Abide Hatun tarafından XVII yüzyılın başında yaptırılmıştır
Moloz taştan yapılan cami dikdörtgen plânlıdır Giriş kapısının kanatları geometrik motifler ve oymalarla süslenmiştir Ahşap üzerine kalem işi tekniği ile yapılmış uygulamaların en güzel örneklerini burada görmek mümkündür Minaresi tek şerefelidir
Alaca Minare Mescidi (Merzifon)
Merzifon’da Hacı Süleyman Mahallesi’ndedir 1501 yılında yapılmıştır
Moloz taştan ve dikdörtgen pl3anlıdır Kuzeydeki son cemaat yeri tek sütunlu olup, yan duvarlar üzerine iki sivri kemerli ve iki kubbe ile örtülüdür Son cemaat yerinin batı köşesinde, tek şerefeli minaresi bulunmaktadır Giriş kapısı üzerindeki kitabesinin yazıları silinmiştir
Bozacı Cami (Merzifon)
Merzifon’da Gazi Mahbub Mahallesi’nde Ekin pazarındadır XVII yüzyılda yapılmıştır
Kesme taştan yapılan caminin kuzeydeki son cemaat yeri, 4 sütun üzerine 3 kubbe ile örtülmüştür Giriş kapısı basık yay kemerlidir Camiyi, yüksek sekizgen kasnaklı kiremitli bir kubbe örter Tek şerefeli minaresi caminin güneybatısındadır
Çay Camisi (Merzifon)
Merzifon’da Hacı Bal Mahallesi’ndedir XVIII yüzyılda Aşçı Hüseyin Ağa tarafından yaptırılmıştır Hüseyin Ağanın adı ile de anılmaktadır Avlu kapısı üzerindeki yazıtından 1772 yılında onarım gördüğü anlaşılmaktadır Son onarımı ise 1947’de yapılmıştır
Kesme taştan ve dikdörtgen plânlıdır Çatısı kiremit örtülüdür Son cemaat yeri iki sivri tuğla kemerli olup, iki kubbe ile örtülüdür Yay kemerli giriş kapısı üzerindeki yazıt siliktir Minaresi tek şerefeli olan caminin tavanı yıldız ve baklava biçimli geometrik motifler ve aşı boya nakışlarla süslenmiştir Mihrap lale motifleriyle, minber de geometrik geçme motiflerle bezenmiştir
Çelebi Mehmed Camisi (Merzifon)
Merzifon’da Cumhuriyet Caddesi’ndeki cami, 1411’de Osmanlı Sultanı I Çelebi Mehmed’in oğlu II Murad’ın emriyle yaptırılmıştır Medreseönü Camisi olarak da bilinmektedir Birkaç kez onarım görmüştür Üç kapısı bulunan caminin doğu kapısının kanatları ağaç işçiliğinin en güzel örneklerindendir Onarım yazıtı kuzey kapısı üzerindedir
Son cemaat yeri, sonradan yapılmıştır İki sıra direkler üzerine oturan ahşap tavanı, kiremitli bir çatıyla örtülmüştür Caminin yanında Çelebi Mehmed Medresesi bulunmaktadır
Hacı Hasan Camisi (Merzifon)
Merzifon’da hacı hasan Mahallesi’nde, Doğan Sokaktadır 1714 yılında ahşap, 1871’de de kâgir olarak yapılmıştır Caminin altıgen ve baklava motiflerle süslü ahşap tavanı da bu onarım sırasında yapılmıştır Kuzeydeki son cemaat yeri ahşap bir bölmeyle camiden ayrılmıştır Sivri kemerli pencerelerle aydınlatılmaktadır Ahşap tavan iki yönde dörder ahşap direkle desteklenmiştir
Köprülü Mehmed Paşa Camisi (Gümüşhacıköy)
Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa tarafından 1660 yılında yaptırılmıştır 1939 depreminde yıkılmış, 1948’de yeniden yaptırılmıştır
Dikdörtgen plânlı olan cami moloz taştan yapılmıştır Son cemaat yeri kapalı olup, ahşap tavanlıdır Tek şerefeli minaresi sağda bulunmaktadır Caminin içi kalem işleri ile süslenmiştir Camiyi sekizgen kasnaklı bir kubbe örtmekte ve köşelerinde küçük kuleler bulunmaktadır
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camisi (Merzifon)
Merzifon’da Gazi Mahbub Mahallesi’ndedir Merzifon’un en büyük camisi olup, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından 1667’de yaptırılmıştır
Dikdörtgen plânlı ve kesme taştandır İbadet mekanı iki kısımdan meydana gelmiştir Tek kubbeli olan bölüm caminin asıl ibadet yeridir Kuzeydeki kubbe ağırlığını üç kemer ve iki paye taşımaktadır Böylece kuzey duvarı geriye alınarak ibadet mekanı uzunlamasına genişletilmiştir Payeler arasında kalan bölümlerden, orta bölüm yarım kubbeli büyük bir niş haline getirilmiştir Yanları da küçük kubbelerle örtülerek asıl ibadet mekanı ile birleştirilmiştir Orta bölümdeki nişin yüksekliği yanlara göre daha fazla tutulmuş ve böylece caminin iç mekanı değişik bir görünüm kazanmıştır
Asıl ibadet mekanının üzerini örten büyük kubbe köşe tromplarının üzerine oturmaktadır Kubbe sekizgen kasnağın üzerinde olup, köşelerde dört küçük kubbe tarafından desteklenmektedir Kubbe ve çevresi XIX yüzyıl özelliğindeki kalem işleri ile süslenmiştir
Mihrap ve minber sadedir Giriş kapısının iki yanındaki kapılarla üst kata, kadınlar mahfiline çıkılmaktadır Kuzeydeki eski son cemaat yeri, cami ile birlikte yapılmamış sonradan ilave edilmiştir Bugünkü ibadet mekanına orijinal son cemaat yeri eklenmiştir İç mekanı aydınlatan pencerelerin yuvarlak kemerli olmalarına rağmen duvardaki izlerden orijinal yapımında bu pencerelerin sivri kemerli oldukları anlaşılmaktadır Camiyi üç sıra pencere aydınlatmaktadır
Sofular Camisi (Merzifon)
Merzifon’da Sofular Mahallesi’ndedir XVI yüzyılda Beylerbeyi Abdullah paşa tarafından yaptırılan cami Onun adı ile de anılmaktadır Son yıllarda onarım görmüştür
Son cemaat yeriyle birlikte dikdörtgen plânlıdır Kare planlı olan ibadet mekânının içi kalem işleri ile süslü büyük bir kubbe örtmektedir Duvarları yontma taş ve tuğladandır Kuzeydeki son cemaat yeri 4 köşeli 4 sütun üzerine 3 kubbeyle örtülüdür Kemerleri kırmızı beyaz taştan yapılmıştır
Giriş kapısı yay kemerlidir Tuğladan tek şerefeli bir minaresi bulunan caminin avlusunda altıgen plânlı türbede Abdullah paşa gömülüdür Kuzeybatı köşedeki çeşme, camiden sonra yapılmıştır
Taceddin İbrahim Camisi (Merzifon)
Merzifon’da Gazi Mahbub Mahallesi’ndedir Gazi Mahbub Camisi olarak da bilinen Cami XV yüzyılda yapılmıştır Caminin duvarları yontma taştan yapılmış, kuzey cephesindeki giriş kapısı üzerinde bulunan üç konsolun buradaki sundurmayı taşıdığı sanılmaktadır
Kare planlı, küçük bir mescittir İbadet mekanında doğu ve batı duvarları iki büğyük kemerle enine genişletilmiştir İbadet mekanının üzerini örten kubbe stalaktitli pandantiflere dayanmaktadır
Mihrap nişi mukarnaslı olup, tümü ile dikdörtgen bir çerçeve içerisine alınmıştır Rumi ve palmet motifleri ile bezenmiştir Caminin minaresi kesme taştandır Minaresinin şerefeden yukarısı 1941 depreminde yıkılmıştır
Mescidin alt katı arazi meyilinden faydalanılarak bir ahıra ayrılmıştır Bu da mescidin bitişiğinde bulunan hana ait olduğunu göstermektedir Yine alt kattaki ikinci bir yapı da dört kemerli baldakin kubbeli bir şadırvan ve çeşmeler bulunmaktadır Bu şadırvana arazi meyilinden ötürü çukur şadırvan ismi verilmiştir
Yörgüç Paşa Camisi (Gümüşhacıköy)
Gümüşhacıköy’ün 15 km güneybatısında, Gökmedrese Mahallesi’nde Yeşilırmak kenarındadır Amasya Beylerbeyi Yörgüç Paşa tarafından 1429’da yaptırılmıştır Önce ahşap iken, sonradan kagir olarak yapılan cami 1939 depreminden sonra 1946’da yeniden onarılmıştır
Dikdörtgen plânlı cami üç bölümlüdür Üç kubbeyle örtülü orta bölüm dört kalın ayağı birleştiren kemerlerle taşınmaktadır
Yan mekanlı cami plan şemasına göre inşa edilmiştir Eserin dış duvarları kesme taştandır Duvarlarda ve pencere kemerlerinde yer yer kırmızı ve beyaz mermer kullanılmak suretiyle yapıya cazip bir görünüş kazandırılmıştır Plan şemasındaki ilginç bir özellik de son cemaat yerinin caminin ana mekanına dahil edilmiş olmasıdır Ulu camiler tipindeki Yörgüç paşa camisi üst örtüsü açısından da ilgi çekici yapıdır
|