![]() |
Allah Aşkı İçin Bir Damla Gözyaşı |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Allah Aşkı İçin Bir Damla GözyaşıAllah Aşkı İçin Bir Damla Gözyaşı Bir damla gözyaşı olup gözlerden akmasa bile; belki bir zerre tefekkür olup, yüreklerden akar ümidiyle… Evet ben aşktan söz edeceğim bu yazıda ![]() ![]() ![]() ![]() :::::::::::::::::::::::::::::::::::::: AŞK-I HÜSNA ::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::: Hidayet… Evet, görünürde tek bir kelime belki ama aslında öyle çok şey ki! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evet ![]() ![]() “Cennette onların altlarından ırmaklar akarken, kalplerinde kinden ne varsa hepsini çıkarıp atarız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ayetine muhatap olarak, cennetine girebilme ümidine sahip olabilen, ”… ![]() ![]() ![]() ![]() ayetini okuduğu anda, bahsedilen cehennem azabının korkusundan ve bu gazaptan korunabileceği hidayeti kendisine bahşeden Rabb’ine duyduğu şükraniyet duygusunun yoğunluğuyla, GÖZYAŞLARI nı tutamayan bir KUL olma bahtiyarlığına… Fark ettiniz mi? Ne kadar da şanslıyız … Evet, belki cennetine giremedik henüz ama ümidimiz var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha ne isteriz ki şanslı olabilmek için; “La ilahe illallah deyip de, kalbinde bir zerre ağırlığınca İMAN bulunan kimse cehennemden çıkacaktır ![]() Evet, En Büyüğe kul olma şerefine nail olan şanslı insan, eğer sen de, kendisine verilen en büyük nimeti “İMAN” bilip, şükrünü eda etmekte, dünyada hiçbir şeyin hiçbir şey karşısında kalmadığı kadar aciz kaldığını düşünenlerden; eğer sen de, kendisine: < Hayatının sonuna kadar “Allah” zikrini bir kez olsun edemeden ölecek insanlardan ne farkın vardı da sana iman nasip edildi? Ya da bırak yaratıcısını, O’nun en sevdiği kulunu, Resulünü tanıyamadan, bilemeden son nefesini verecek insanlardan ne farkın vardı da sana, bu insanların tanımaktan bile aciz bırakıldığı sevgilinin sözünden çıkmaman nasip edildi?> sorularını sorduğunda, o en güzel mahcubiyet duyguları içinde, gözyaşlarını sadece O’nun rızası için dökmek luftedilen kullardan; eğer sen de, karşılıksız olarak verilen bu nimetin değerinin, anlayamayacağı kadar büyük olduğunu fark edip,”Ne yaptın da bu nimeti hak ettin?” sorusunu kendisine sorduğunda, cevap vermekten ne kadar uzak olduğunu idrak edip, ellerinden, utanç içinde gözyaşı dökmekten başka bir şey gelmeyenlerden; eğer sen de, Rabb’inin sınırlarını aşmaması gerektiği kendisine öğretildiği halde günah işlediğinde bile, karşısında O’nu, Rabb’ini yine, El-Gaffar ve El-Gafur isimleriyle gördüğünde, “utanmak” kelimesinin yanında hiç kaldığı bir hicab duygusunu, vücudunun her hücresinde, en üst seviyede hissedebilenlerden; eğer sen de, işlemediği amelleri aklına geldikçe, hala lutfedilen “Hidayet” nimetine layık olamadığını idrak eden ve bu aklına geldikçe, hıçkırıklara boğulabilenlerden; eğer sen de, en büyük nimete, Müslüman olma nimetine sahip olduğunu geç anlayıp, daha öncesinde bir sürü günah işlediğini fark edip dünyadaki en büyük pişmanlığı yaşadıkları anda, işlediği tüm günahlara rağmen, Rabb’lerinin, kendilerine tevbe kapısını her zaman açık tuttuğunu bildirdiği ayetlerini okuduklarında,o küçücük yüreklerine, yeryüzündeki tüm aşklardan daha büyük ve güzel olan aşkı, Allah aşkını sığdırabilenlerden; eğer sen de, o alnı secdeye vardığı halde, Allah’a en yakın olduğunu ve O’nun önünde eğilmenin en büyük şeref olduğunu düşünerek, kendini yücelmiş hissedenlerden; eğer sen de, “Lütfun da hoş, kahrın da…” düsturunu kendine siper edinerek daima mesud olmayı başarabilen bahtiyarlardan; eğer sen de, “İşittik ve itaat ettik ![]() eğer sen de; “Ey Rabb’imiz,affına sığındık ![]() ![]() eğer sen de, bu zamanda, sadece inancından dolayı, hiç sevilmeyen, hor görülen ve hiç haketmediği pek çok çirkin sıfatla anıldığı halde, bu nimete sevinebilen müslümanlardan; eğer sen de, Rabb’ini en güzel vekil bilip, El-Vekil ismini zikredip, bu zamanda insanların çoğunun bilmediği bir kelimeyi: Tevekkülü, sığınak bilenlerden; eğer sen de, yapılacak her türlü zulme, işkenceye ve elinden alınacak her türlü özgürlüğüne rağmen, kendini şanslı görebilecek olanlardan; eğer sen de, yaratıcısının; verdiği tüm güzel nimetlerine karşı, günah işleyerek, O’na karşı büyük bir saygısızlık eden kulunun cezasını hemen vermeyip kendisine mühlet veren, manasına gelen El-Halim ismini öğrendiğinde, “Sana gereğince hamd etmekten acizim Allah’ım! Sen Yüceler Yücesisin!” diyebilenlerden; eğer sen de, işlediği günah yükünün ağırlığı altında,ümidini yitirmek üzereyken, “… ![]() ![]() ![]() ![]() eğer sen de, tevbe etmesi için pek çok gecenin, Rabb’i tarafından mübarek diye adlandırılarak kendisine lutfedildiğini ve affa bahane ararcasına, tek bir damla gözyaşının bile bağışlanmaya vesile kılındığını öğrendiğinde, dilleri sustuğu halde, gözleri ve yürekleri ile “Rabb’im BENİ AFFET!! AFFET BENİ!!” diye nida edebilen nadir insanlardan olmak lutfedilenlerden biri isen; NE MUTLU SANA!!! NE MUTLU YÜREĞİNE Kİ : Yüreğinde En Güzeli taşıyabiliyorsan, en güzel yürek senin demektir… |
![]() |
![]() |
|