Prof. Dr. Sinsi
|
Evliya Düşmanlığı
Evliya Düşmanlığı
Sual: Ekteki makalede, tasavvufa, tarihteki hak tarikatlara saldırılıyor, şefaat inkâr ediliyor Osmanlıların İslamiyet’i iyi anlayamadığı, bu yüzden Osmanlıyı müslümanların yıktığı bildiriliyor Bir cevap verir misiniz?
CEVAP
Her makaleye cevap vermeye kalkarsak, esas konuları yazmaya sıra gelmez
1- Osmanlıyı yıkan ittihatçılardır Bir savaşta müslümanlar yenilse, kâfirler camileri yıksa, müslümanlar camileri yıktı denir mi? Osmanlılar, yıkılışa mani olamamışlardır Onların ihmalleri varsa da, yıkan onlar değildir Kusurlu olanı bizzat fail gibi göstermek doğru değildir (Osmanlılar İslamiyet’i bilmiyordu) demesi de çok çirkindir Osmanlı İslamiyet’i bilmiyorsa, o yazar nereden biliyor? Ceddini inkâr eden haramzadedir
2- Şevahid-ün-nübüvve kitabında, (Evliyanın kerameti, Peygamberlerin mucizelerinin devamıdır Bunun için evliyadan hasıl olan kerametler de Peygamber efendimizin mucizesidir) buyuruluyor
Abdülgani Nablüsi hazretleri, Hadika’da (Evliyayı inkâr etmek, dinin herhangi bir hükmünü inkâr etmek gibi küfürdür Allahü teâlâ, Peygamberlerini ve evliyasını başkalarından üstün tutmuş, başkalarına vermediği keramet ve mucize gibi harikaları bu zatlara ihsan etmiştir Maruf-i Kerhi hazretleri, talebelerine, "Dua ederken beni vasıta edin! Çünkü evliya, Resulullahın vârisidir Vâris olan, vârisi olduğu zatın bütün üstünlüklerine kavuşur) buyuruyor Fakat nasipsiz yazarın, (Evliya, havada uçsa, denizde yürüse ne yazar? Sanat ve kültürü yoksa ne kıymeti vardır?) demesi çok tuhaftır Evliya havada uçabiliyorsa, elbette Allah onu çok seviyor demektir Elbette onun kültürü var demektir İlimsiz, cahil kimseden evliya olur mu? Evliya, Allah dostu demektir Allah dostunu ancak kendini beğenmiş ahmaklar, basite indirebilir
3- Yazar, (Evliya emrettiği için ben yaptım demek çok yanlıştır Yapılan şey Kur'ana, sünnete uygun olmalıdır) diyor Yani, (Evliya, Kur'ana, sünnete aykırı emir verir) diyor Evliyanın sözünü, Kur'ana aykırı değilse yapacakmışız Evliya o sözün Kur'ana aykırı olduğunu bilmiyorsa, sen nereden bileceksin ey ahmak? Evliya, gerçekten evliya ise, elbette Kur'an-ı kerime, sünnet-i seniyyeye aykırı konuşmaz Ahmak, evliya ile evliya taslaklarını aynı zannediyor
4- Nasipsiz yazar, (Allah izin vermeden hiç kimse, hiç kimseye şefaat edemez) âyet-i kerimesini delil göstererek, Peygamberlerin, âlimlerin, evliyanın, şehidlerin şefaatlerini inkâr ediyor Elbette ancak Allah’ın izni ile şefaat edileceğini bütün İslam âlimleri bildiriyor Elbette Onun izni olmadan sinek kanadını oynatamaz Şefaat de Onun izniyle olacaktır Şefaati inkâr eden ehl-i sünnet olamaz
5- Allahü teâlâ, (Bana yaklaşmak için, vesile arayınız!) buyuruyor (Maide 35)
Fakat nasipsiz yazar, (Mürid, vesileyi, aracıyı bırakıp doğrudan doğruya Allah’a bağlanmalı) diyor Allahü teâlânın emrine mi, yoksa nasipsiz yazarın sözüne mi uyalım?
Yazar, (Hazret-i İsa’yı, Hazret-i Ali’yi çok sevip küfre düşüldüğü gibi, Peygamberi, mürşidi çok sevip aynı akıbete maruz kalmamalı) diyor Halbuki imanın temeli, Allah’ı, Peygamberi ve Allah dostlarını çok sevmek ve Allah düşmanlarını sevmemektir Müslümanın, Resulullahı çok sevmesi gerekir Çünkü Buhari’deki hadis-i şerifte, (Beni ana-babasından, evladından ve herkesten daha çok sevmeyen, mümin olamaz) buyuruldu Hıristiyanlar gibi, bir insana ilah demek onu sevmek midir? Bir kimse, hâşâ Peygamber efendimize ilah dese sevmiş mi olur?
(Bir evliya yerine, doğruca Resulullaha rabıta etmek gerekmez mi?) diyen ahmaklara da rastlanmaktadır Resulullahın mübarek ruhuna bağlanmak elbette büyük nimettir Fakat bir veliyi veya kitaplarını bulup, buna rabıta yapmak, Resulullahın mübarek ruhuna bağlanmak içindir Bir insan, hiç görmediği kimsenin şeklini yalnız işitmekle, onu tanımış olmaz Bunun için, Resulullaha rabıta yapılmaz Çünkü, başkasının Resulullah olduğuna inanmak küfür olur Evliyayı düşünmekte, bu tehlike yoktur Bir veliyi düşünen, onun mübarek kalbinde Resulullahın mübarek kalbini görür Böylece, Resulullahı yâd etmiş olur (Evliya bir gözlük gibidir, Resulullaha bu gözlük ile bakılır) buyurulmaktadır
İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
(Her müslüman, terbiye edici bir üstada muhtaçtır Üstad onu terbiye ederek, kötü huylardan kurtarır Allahü teâlâ, insanlara doğru yolu göstermek için, Peygamber gönderdi Peygamberden sonra ona vekil olarak evliyayı yarattı ) [Eyyühel-veled]
Veli, Resulullahı iyi tanıdığı için, Onun mübarek kalbinden feyz alır ve bu feyzler, bunun kalbinden, kendisine bağlananların kalblerine akar Feyz gelen kalb temizlenir Ahlakı güzel olur
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Velinin kalbindeki feyzler, nurlar, güneşin ziyası gibi yayılır Onu seven müslümanların kalblerine akar Onların bu feyzleri aldıklarından haberleri olmaz Kalblerinin temizlendiğini anlarlar Karpuzun güneş karşısında olgunlaştığı gibi, kemale gelirler Eshab-ı kiram, Resulullahın sohbetinde, böyle kemale geldi ) [M 260]
|