Prof. Dr. Sinsi
|
Kabe,Münir Derman(K.S.)
Kabe,Münir Derman(k s )
Dünyanın şerefli ve mukaddes, lâmekânâ, bakan mekânıdır Ruhların niyaz ve teveccühü buradan lâmekâna gider 
Lâmekânın, mekânda görünür kapısıdır, bu mübârek yer  Dualar, arzular orada kabul olunur, huzura oradan gidilir  Meleklerin, Velilerin toprakta uğrağıdır Mirâc-ı Nebi oradan başlamış, nidâ-i Rasûl oradan dünyaya yayılmıştır  Kelâmullah o topraklarda kalb-i pak-i Rasûle verilmeye başlanmıştır  Orada her şey sâkin gök insana çok yakındır, o yerde  Kelâm-ı İlâhinin heybetinden, her zerresi toprağın Allah'ı tesbih etmektedir, o yerde  Milyonlarca, rızaya koşanların çevrildiği makamdır orası  Hiç bir an yoktur ki o makam insanla çevrilmemiş bulunsun Lâmekânın mekânı Beytullah'tır o yer  Rasûlün mübarek ayaklarını bastığı, o topraklar, mübarek sadrlarına giren hava, o havadır Rahmetin kaynağıdır o makam O makama yakından yapılacak hürmette, biraz beşerî korku veya riya gizlenebilir Uzaktan yapılacak hürmette ise, havf ve sevgi vardır  Bundan dolayıdır ki, Rasûlullâh bile, ruh-u muallâlarını, uzakta, Medine'de teslim etmişlerdir
Rasûle yapılacak hürmet ile Kâbe'ye yapılacak tâzîmin ayrılması murad olduğu içindir bu ayrılık Ravza-i Rasûl Kâbede olsaydı hürmet dağılacak, ortaya hürmette ikilik ve kıskançlık çıkacak  Rasûller tarihi tetkik edilecek olursa, bütün Rasûllerin, Nil, Filistin, Hicaz, Cezire’tül-Arab mıntıkasında ilâhî vahiylerini aldıkları görülür  Nil, Kudüs, Tur-i Sina, Cebel-i Hıra, Arz-ı Kenan seçkin ve mukaddes yerler olarak taayyün etmişlerdir Binlerce mucize, yüzlerce afat-ı ilâhîye taşkın insan kitlelerine çarpmıştır o yerlerde; adeta bu mıntıkalar Kudret i İlâhîye i1e mücadele eden sapkın insan kitlelerine sahne olmuştur  Lut kavimleri, Sodom ve Gomoreler, Nuh tufanları, Adem ve Havva, Firavun ve Musa vakaları, Ebucehiller, Nemrutlar hep bu mıntıkaları, küfür ve îmânın, hakikat ve dalâletin, çarpışma sahneleri yapmıştır Bu hâdiseler murad-ı ilâhî ile vukua gelmiş, beşer dalâletinin, hakikatı ilâhiye karşısında, mezarı olmuştur o yerler  Dalâlet ve küfürden süzülen beşer oğlu, bu hakikatların tam yerini, bir namaz esnasında, Rasûlün birden bire Kâbe'ye Medine'den teveccüh ederek dönmesi ile bütün bu mukaddes yerler birleşerek Hâtem-ün-nebiyyîn asıl ve esas Kâbe'si son tecelligâh-ı ilâhîsini bulmuştur  
Mucizeler birleşmiş, Ruhlar tevhide bağlanmış, bütün Allah diyenler Kâbe'ye çevrilmiştir Cenâb-ın Rasûl'ü, Illiyyîn'e, Mi'rac'da Cebrail kavuşturmuştur Mekke ile Kudüs arası Miraç'ın ilk merhalesini teşkil eder  Âbit olarak  Ötesi bizce meçhul  Bir şey söyleyemeyiz Namaz, müminin Miracı olduğuna göre, cami, kulun Illiyyine çevrilerek, Mirac'a gitmesine aracılık yaptığından, Cibril-i Eminin yerini tutmaktadır  Bundan dolayı, Cibril-i Emin, Mescid'i Aksâ'da, Rasûlün Enbiya ervahına imam olduğu yerde, ilk ezanı okumuştur Ervaha imam olan Cenâb-ı Rasûlün hareket noktası, mekânda cesedi ile Mekke'de olduğu için, bir gün, Medine'de Mescid'i Aksa'ya doğru namaz kılınırken, Rasûle Mekke'ye dönmek emr-i vahyi gelmiş ve hemen Mekke’ye dönmüştür Mekke illiyyine gitmek arzusuna talip abdin hareket noktası, yâni Miraç'ın başlangıcı olduğundan, namazda Kâbe'ye dönülür  
Ruhanî Âlem kapısı, rızaya giden yol, Cemâle giden nur yolu, Melekûtun hareket noktası, ruh âleminin görünür merkezidir, Kâbe  Beşerin dalâleti o kadar katılaşmış bir hale gelmişti ki, Kâbe'yi taştan ilâhlarla doldurmuştu  
|