Halil İbrahim Sofrası |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Halil İbrahim SofrasıHalil İbrahim sofrası Vaktiyle birbirini çok seven iki kardeş varmış… ![]() Büyüğü Halil ![]() Küçüğü ise İbrahim… Halil, evli çocuklu ![]() İbrahim ise bekarmış… Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin ![]() Ne mahsul çıkarsa, iki pay ederlermiş ![]() ![]() Bununla geçinip giderlermiş ![]() Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı ![]() İkiye ayırmışlar ![]() İş kalmış taşımaya ![]() Halil, bir teklif yapmış : İbrahim kardeşim ; Ben gidip çuvalları getireyim Sen buğdayı bekle![]() Peki abi demiş İbrahim… Ve Halil gitmiş çuval getirmeye… ![]() O gidince, düşünmüş İbrahim: Abim evli, çocuklu Daha çok buğday lazım onun evineBöyle demiş ve, Kendi payından bir miktar atmış onunkine ![]() Az sonra Halil çıkagelmiş ![]() Haydi İbrahim…! Demiş, önce sen doldur da taşı ambara ![]() Peki abi…! İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola ![]() O gidince, Halil’i düşünür bu defa: Der ki: çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var ![]() Ama kardeşim bekar ![]() O daha çalışıp, para biriktirecek Ev kurup evlenecek![]() Böyle düşünerek, Kendi payından atar onunkine birkaç kürek ![]() Velhasıl , biri gittiğinde, öbürü, kendi payından atar onunkine ![]() Bu, böyle sürüp gider ![]() Ama birbirlerinden habersizdirler ![]() Nihayet akşam olur ![]() Karanlık basar ![]() Görürler ki, bitmiyor buğdaylar ![]() Hatta azalmıyor bile ![]() Hak teala bu hali çok beğenir ![]() Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir ki ![]() Günlerce taşır iki kardeş , bitiremezler ![]() Şaşarlar bu işe… Aksine çoğalır buğdayları ![]() Dolar taşar ambarları ![]() Bugün “Bereket” denilince, bu kardeşler akla gelir ![]() Bu bereketin adı Halil İbrahim bereketidir… |
|
|
|