Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
mezhebi, sahabenin

Sahabenin Mezhebi Nedir

Eski 08-05-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sahabenin Mezhebi Nedir



Sual: Bazı kimseler, (Peygamber, ne Hanefi, ne de Şafii idi, Sünni de değil idi) diyor Sünnet ne demektir?
CEVAP
Demek ki mezhep de, sünnet de, bilinmiyor Askerlikte, kara, hava ve deniz kuvvetleri vardır Genel kurmay, karacı, havacı veya denizci değildir diyerek bu kuvvetlerden ayrı sayılır mı? Kuvvetler genel kurmaya bağlı olduğu gibi, mezhepler de Resulullaha bağlıdır

Nasıl ki kuvvet komutanlıkları birbirinin yardımcısı ise, mezhepler de öyledir Kendi mezhebine göre yapılması güç olan bir iş başka mezhebe göre yapılır Mezhepler, bir elin parmakları gibi, aynı ele hizmet eder

Sünnet kelimesi de yerine göre, farklı anlamlarda kullanılır:
1- Kitab ve sünnet ifadesindeki sünnet, hadis-i şerifler demektir Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(’ın kitabına, Peygamberin sünnetine sarılırsanız hiç sapıtmazsınız) [Hakim]

2- Farz ve sünnet ifadesindeki sünnet, Resulullahın emirleri demektir

3- Sünnet, yalnız olarak kullanılınca, genelde İslamiyet anlaşılır Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir zaman gelecek ki, ortalık bozulduğu zaman sünnetime [İslamiyet’e] tutunmak avuçta ateş tutmak gibi olacaktır) [Hakim]

(Ümmetim bozulunca, sünnetime uyana şehit sevabı verilir) [Hâkim]

4- Sünnet, yol, çığır, gibi manalara da gelir Mesela sünneti hasene iyi çığır, sünneti seyyie kötü çığır demektir Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir kimse, sünneti hasene çıkarırsa, [iyi bir çığır açarsa] onun sevabı ve kıyamete kadar onunla amel edenlerin sevabı kadar sevap alır Bir kimse de sünneti seyyie çıkarırsa, [kötü bir çığır açarsa] onun günahı ve kıyamete kadar onu işleyenlerin günahı kadar günah kazanır) [Müslim]

Sünnet, yol demektir Sünnetullah, ’ın yolu demektir Sünneti Resulullah, Resulullahın yolu demektir Sahabilerin de sünneti olur Hazret-i Ömer’in sünneti, Hazret-i Ali’nin sünneti gibi Nitekim hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Sünnetime ve hulefa-i raşidinin sünnetine sımsıkı sarılın!) [Buhari]

Sünnet, âdet, kanun manalarına da gelir Mesela, ’ın sünneti; ’ın kanunu demektir Bu Kur’an-ı kerimde sünnetullah olarak geçmektedir (’ın sünnetinde [kanununda] asla bir değişiklik bulamazsın) buyuruluyor (Ahzab 62, Fetih 23, Fatır 43)

5- Ehl-i sünnet, kurtuluş fırkasının adıdır İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Tirmizi’nin bildirdiği hadis-i şerifte, (Ümmetim 73 fırkaya ayrılır, 72si Cehenneme gider, yalnız bir fırka kurtulur Bu fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir) buyuruldu Bu fırkaya (Ehl-i sünnet vel cemaat) denir

Ehl-i sünnet ne demektir
Sual: Ehl-i sünnet ne demektir? Mezheplere ayrılmak parçalanmak mıdır?
CEVAP
Ehl-i sünnet vel-cemaat demek, Resulullahın ve eshab-ı kiramın gittikleri doğru yolda bulunan âlimler demektir Hak olan cemaat ve 73 fırka içinde Cehennemden kurtulacağı bildirilmiş olan Fırka-ı naciyye bunlardır Kur’an-ı kerimde mealen, (Parçalanmayın) buyuruldu Bu âyet-i kerime, itikadda, inanılacak bilgilerde parçalanmayın demektir Yani nefslerinize ve bozuk düşüncelerinize uyarak, doğru imandan ayrılmayın demektir İtikadda ayrılmak, parçalanmak elbette hiç caiz değildir Hadis-i şerifte de (Cemaat rahmet, ayrılık azaptır) buyuruldu (Parçalanmayın) âyet-i kerimesi fıkıh bilgilerinde ayrılmayın demek değildir Ahkamda, amellerde olan ictihad bilgilerindeki ayrılık, hakları, farzları, amellerdeki, ince bilgileri ortaya koymuştur Eshab-ı kiram da, günlük işleri açıklayan bilgilerde, birbirlerinden ayrılmışlardı Fakat, itikad bilgilerinde hiç ayrılıkları yoktu Hadis-i şerifte, (Ümmetimin ayrılığı [mezheplere ayrılması] rahmettir) buyuruldu Dört mezhebin, amel bilgilerinde ayrılması böyledir (Hadika)

Mezhep imamı ne demektir
Mezhep imamı demek, Kur’an-ı kerim ve hadis-i şeriflerde açıkça bildirilmiş olan din bilgilerini, Eshab-ı kiramdan işiterek toplayan, kitaba geçiren büyük âlim demektir Açıkça bildirilmeyenleri, açıkça bildirilmiş olanlara benzeterek meydana çıkaran derin âlimlerdir Eshab-ı kiramın herbiri müctehid ve mezhep imamı idi Herbiri kendi mezhebinde idi Hepsi de, mezhep imamlarımızdan daha üstün idi Mezhepleri daha kıymetli idi Fakat, bunlar kitaplara yazılmadığı için, mezhepleri unutuldu Peygamberin, sahabenin mezhebi nedir demek, Ordu kumandanı, hangi bölüğün eridir veya Fizik öğretmeni, hangi sınıfın talebesidir demeye benzer Çünkü sahabenin herbiri bir mezhep imamı, hatta mezhep imamlarının hocaları idi Resulullah efendimiz de kâinatın hocası idi (Mizan, Hadika)

Eshab-ı kiramın mezhebi
Sual: Herkes Kur’ana bağlanmalı, çünkü Peygamberin mezhebi ne idi? Eshabın mezhebi mi vardı?
CEVAP
Bin küsur yıldan beri herkes bir mezhebe bağlı iken, bazı türediler, böyle sorularla zihinleri bulandırıp herkesi başı boş, mezhepsiz yapmaya çalışıyorlar Dini delillerden anlamayanlara iki akli örnek verelim:

Milli eğitime bağlı okullar, sınıflar, müdürler, öğretmenler ve öğrenciler vardır Okul ile sınıf, müdürle öğretmen mukayese edilmez Çünkü hepsinin görevleri farklıdır Öğretmenle öğrenci de mukayese edilmez Öğrencileri müdür veya öğretmen yerine, öğretmenleri de öğrenci yerine koymak yanlış olur Öğretmen veya müdür hangi sınıfın öğrencisi denemeyeceği gibi, şu öğrenci, hangi okulun müdürü denmez Öğretmen ve müdüre öğrenci denmez

Atalarımız, Temsilde hata olmaz demişlerdir Müctehid âlimler birer öğretmen gibidir Mutlak müctehidler ise müdür gibidir İnsanlar da öğrenci gibidir Öğretmene, bu hangi okulun müdürü denmeyeceği gibi, öğrenciye de hangi okulun öğretmeni denmez Öğrenciler öğretmene tâbi olduğu gibi, insanlar da müctehide tâbi olur

Öğretmenler nasıl müdüre bağlı ise, tamamı müctehid olan Eshab-ı kiram da, Resulullah efendimize bağlı idiler Tabiinde ise müctehidler ve halk var idi Halk müctehidlere tâbi oluyordu Halkın mezhebi tâbi olduğu müctehidin mezhebi idi Mezhepsiz kimse yok idi

Eshab-ı kiram, Resulullaha değil, biz yalnız ’a tâbiyiz demediler ve demeleri de mümkün değildir Sıradan bir müslüman da, Müctehide tâbi olmam, ben yalnız Resulullaha tâbi olurum diyemez Müctehid, ’ın ve Resulünün emirlerini bildiriyor Müctehide uymak ve Resulüne uymak demektir Bugün ise, bazı mezhepsizler, müctehide değil, Resulullaha bile tâbi olmayı uygun görmüyorlar Yalnız Kur’ana tâbiyiz diyorlar

Nasıl ki öğretmen müdüre, müdür de Milli eğitim Bakanına, Milli eğitim bakanı da Başbakana bağlı ise, insanlar bir müctehide, müctehidler mutlak müctehide, mutlak müctehidler de Resulullah efendimize bağlıdır Bağsız yani mezhepsiz kimse yok idi

Ordudaki misal daha cazip Bütün subayların bir sınıfı olur Topçu yüzbaşı, piyade albay gibi Ama general olunca artık sınıf kalmaz Topçu general olmaz Artık o bütün sınıfların generalidir Generaller de, sınıfsız ama, onlar da ya havacı, ya karacı veya denizcidir Bunlardan birinde olmayan general olmaz Bunlar da, ordu komutanlıklarına, ordu komutanları da hava, deniz veya kara kuvvetlerine bağlıdır Kuvvet komutanları genel kurmaya bağlıdır

Dikkat edilirse, gerek eğitim sisteminde ve gerekse orduda bağımsız bir kurum yoktur Herkesin bağlı olduğu, sorumlu olduğu bir yer vardır

İnsanlar birer er gibidir Bağlı oldukları bölükler, taburlar alaylar vardır Ben genel kurmay başkanına bağlıyım bölük komutanını falan takmam diyemez Müctehidler generaller gibidir Mutlak müctehidler kuvvet komutanları gibidir Resulullah efendimiz de genel kurmay başkanı gibidir Genel kurmay başkanı, hangi bölüğün eri veya hangi kuvvet komutanlığına bağlı denilemeyeceği gibi, Eshab-ı kiramın veya Resulullahın mezhebi ne idi denemez

Bu durum iyice anlaşılınca, herkes haddini bilmeli, er olan erim demeli, subayla, generalle benim aramda ne fark var dememeli Bir müslüman da müctehidle boy ölçüşmemeli Hatta Peygambere bile uymayıp ben Kur’ana göre hareket ederim demesi ne kadar yanlıştır

Sünnete uymanın önemi
(Mezhebe, hadise uymam) demek (Kur'ana uymam) demektir Zira Hak teâlâ buyurdu ki:
(Resule itaat eden, ’a itaat etmiş olur) [Nisa 80]

(Peygamberin emrine uyun, nehyettiğinden sakının) [Haşr 7]

(İndirdiğimi insanlara beyan edesin, açıklayasın) [Nahl 44]

Beyan etmek, âyetleri, başka kelimelerle ve başka suretle anlatmak demektir Âlimler de, âyetleri beyan edebilselerdi ve kapalı olanları açıklayabilselerdi ve Kur’an-ı kerimden hüküm çıkarabilselerdi, ü teâlâ Peygamberine, (Sadece sana vahiy olunanları tebliğ et) derdi Ayrıca beyan etmesini emretmezdi (Huccetullahi alelalemin)

Sünnet [hadis-i şerifler], Kur’an-ı kerimi, mezhep imamları da sünneti açıklamışlardır Âlimler de, mezhep imamlarının sözlerini açıklamışlardır Hadis-i şerifler olmasaydı, namazların kaç rekat olduğu, nasıl kılınacağı, rüku ve secdede okunacak tesbihler, cenaze ve bayram namazlarının kılınış şekli, zekat nisabı, orucun, haccın farzları, hukuk bilgileri bilinmezdi Yani hiçbir âlim, bunları Kur’an-ı kerimden bulup çıkaramazdı Bunları Peygamber efendimiz açıklamıştır Sünneti müctehid âlimler açıklamış, böylece mezhepler meydana çıkmıştır ü teâlâ, (Bilmediklerinizi âlimlere sorun) [Nahl 43] buyurduğu gibi, Peygamber efendimiz de bu âlimlere uymamızı emrediyor:

(Âlimlere tâbi olun!) [Deylemi]

(Âlimler rehberdir) Neccar]

(Ulema, enbiyanın vârisidir) [Tirmizi]

(Bize yalnız Kur'andan söyle!) diyen birine, İmran bin Husayn hazretleri: (Ey ahmak! Kur’an-ı kerimde, namazların kaç rekat olduğunu bulabilir misin?) dedi Hazret-i Ömer’e, farzların seferde kaç rekat kılınacağını Kur’an-ı kerimde bulamadık dediklerinde, (ü teâlâ, bize Muhammed aleyhisselamı gönderdi Kur’an-ı kerimde bulamadığımızı, Resulullah efendimizden gördüğümüz gibi yapıyoruz O, seferde dört rekat farzları iki rekat kılardı Biz de öyle yaparız) buyurdu (Mizan-ül-kübra)

İslam ayrı mezhep ayrı değildir
Mezhebe uymam Kur'anla amel ederim demek, Kanunlara uymam, yalnız Anayasaya göre hareket ederim demek gibi yanlıştır Çünkü Anayasada bütün hükümler, bütün cezalar bildirilmemiştir Anayasa, kanunlara havale etmiştir Kanunlardan başka tüzükler, yönetmelikler de çıkmıştır (Anayasa varken, kanuna lüzum yok) demek ne kadar yanlış ise, (Kur'an varken, mezhebe lüzum yok) demek, bundan daha yanlıştır Kur’an-ı kerimi hadis-i şerifler, hadis-i şerifleri de mezhep imamları açıklamıştır Kanunlar, Anayasanın gösterdiği istikamette hazırlanmış, mezhepler de, Kur’an-ı kerimin ve hadis-i şeriflerin gösterdiği istikamette teşekkül etmiştir

Hiç kimse, Madem, mezhep, Kur’an-ı kerimin ve hadis-i şeriflerin açıklamasıdır Ben de açıklar bir mezhep kurarım diyemez Çünkü bir kimsenin Madem doktor olmak, tıp kitabı okumaya bağlıdır Kimyager olmak için de kimya kitabı okumak kâfidir diyerek eline aldığı bir tıp ve kimya kitabı ile doktorluk yapmaya, ilaç imal etmeye kalkışması ne kadar gülünç ise, (Ben de Kur'andan, hadisten hüküm çıkarırım) demek daha gülünçtür

Ben İslam’a göre hareket ederim, mezhebe uymam demek, Ben devletin emrine uyarım Fakat, kanunu, polisi, hakimi dinlemem demeye benzer Çünkü İslam’a uymak demek, dört hak mezhepten birine uymak demektir İslam ayrı, mezhep ayrı değildir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.