Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kıraat

Kıraat

Eski 08-05-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kıraat



Okumak Namazda kıraat; namaz kılanın kendisi işitecek şekilde, diliyle harflerini çıkararak Kur'ân-ı Kerîm âyetlerinden bir miktar okuması Kıraat, namazın bir rüknü olarak farzdır Okuyanın kendisinin bile işitemeyeceği okuma, kıraat sayılmaz Ancak imama uyan kimse bundan müstesnadır
Nâfile ve vitir namazının bütün rekatlarında, farz namazların ise herhangi iki rek'atinde kıraat farzdır Kur'ân-ı Kerîmde şöyle buyurulur: "O halde Kur'ân'dan kolayınıza geleni okuyun" (el-Müzemmil, 73/20) Buradaki emir vücub içindir Hz Peygamber de şöyle buyurmuştur: "Kıraatsiz namaz olmaz" (Müslim, Salât, 42; Ebû Dâvud, Salât, 132, 167)
Farz olan kıraat miktarı Ebû Hanîfe'ye göre, en az altı harfli bir âyet kadar olmalıdır "Sümme nazara (sonra baktı)" (el-Müddessir, 74/21), "Lem yelid (O doğurmamıştır)" (el-İhlas, 112/3) âyetleri gibi Bu ikinci âyetin aslı "lem Levlid" olduğu için aslî harfler altıya tamamlanır Ebû Yusuf'a, İmam Muhammed eş-Şeybânî'ye ve Ebû Hanîfe'den başka bir rivâyete göre, namazda kıraat, farkı olan her rek'atte en az kısa üç âyet veya böyle üç âyet miktarı uzun bir âyettir İhtiyata uygun olan da budur (el-Kâsânî, Bedâyîu's-Sanâyi', Beyrut 1328/1910, I, 110; İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, Kahire, ty, I, 193, 205, 222, vd; ez-Zeylaî, Tebyînü'l Hakâik, l, 104, vd; İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtar, Mısır, ty, I, 415)
Kıraatin, dört rek'atli farz namazlarda ilk iki rek'atte ifası farz değil vâcip hükmündedir Hz Ali'nin (ö 40/660); "ilk iki rek'atteki kıraat, son iki rek'atteki kıraat yerine geçer" dediği nakledilir Abdullah b Mes'ud (ö 32, 652) ve Hz Aişe (ö 57/676), farz namaz kılanın son iki rekatte dilerse Kur'ân-ı Kerim okuyacağını, dilerse tesbihle meşgul olabileceğini belirtmişlerdir Fâtiha, başka bir sûre veya uç âyetin okunması da böyledir (ez-Zühaylî, el-Fıkhu'l-İslâmî ve Edilletuh, Dımaşk 1405/1985, I 646)
Namazda Fâtiha Sûresi'ni okumak Haneli fakîhlere göre farz değil vaciptir Gizli veya aşık okunan namazlarla, imam veya cemaatin okuması hükmü değiştirmez Hz Peygamber, namazını yanlış kılan (musî') sahabeye, namazın kılınış şeklini tarif ederken kiraatla ilgili olarak; "Sonra, Kur'ân'dan ezberinde olan, sana kolay geleni oku " (Buhâri, Husûmât, 4, İsti'zan, 18, İstitâbe, 9, Eymân, 15; Müslim, Salât, 45; Ebû Dâvud, Salât, 144, Tatavvu', 17, Vitr, 22; Tirmizî, Salat, 110, Kur'ân, 9; Nesaf, İftitâh, 7, 37, Tatbik, 77; İbn Mâce, İkâme, 72; Ahmed b Hanbel, Müsned, I, 40, 43, II, 437) buyurmuştur
Çoğunluk İslâm hukukçuları namazda Fâtiha'nın okunmasını farz kabul ederler Onlar "Kur'ân'dan kolayınıza gelen yeri okuyun" âyetini Fâtiha olarak tefsir ederler Çünkü Hadislerde şöyle buyurulmuştur; "Fâtiha okunmadıkça namaz olmaz" (Müslim, Salât, 42; Ebû Dâvud, Salât, 132, 167; Tirmizî, Salât, 116; Ahmed b Hanbel, II, 307, 428, 443), "Ümmü'l-Kur'ân'ı (Fâtiha) okumayan kimsenin namazı yeterli olmaz" (Tirmizî, Mevâkît, 29, 116), "Ben namazı nasıl kılıyorsam, siz de öyle kılın" (Buhârî, Ezân, 18, Edeb, 27, Ahâd, 1)
Hanefiler bu konuda aşağıdaki delillere dayanırlar
a Kur'ân'dan kolayına gelen yeri okuma emri mutlaktır Bu emir, Kur'ân adı verilen herhangi bir yerden en az kıraatla gerçekleşir Diğer yandan, namaz dışında Kur'ân okumanın farz olmadığı icmâ ile sabittir Durum böyle olunca namazda kıraatın farz olusu kesinleşmiş bulunur
b Namazda Fâtiha'nın okunmasını bildiren hadisler âhâd haber türündendir Farz oluşu kesin Kur'ân delili ile sabit olan bir hükmün üzerine âhâd haberle ziyade yapmak caiz değildir Bununla Fâtiha'nın okunması vacip olarak sâbit olur O'nu terketmek tahrîmen mekruhtur Yanılarak terkeden veya geciktiren sehiv secdesi yapar
c Namazını yanlış kılan sahabeye Hz Peygamber; "Namaza kalktığın zaman, tam olarak abdest al, sonra kıbleye yönelerek tekbir getir, sonra Kur'ân'dan bildiğinin kolay gelenini oku" (Buharî, Husûmât, 4, İsti'zân, 18, İstitâbe, 9, Eymân, 15; Müslim, Salât, 45; Ebu Davud, Salât, 144; Tirmizî, Salât, 110, Kur'ân, 9; Nesaî, iftitah, 7, 37) buyurmuştur Eğer Fâtiha'nın okunması farz veya rükun olsaydı, bunun yanlış namaz kılan bu sahabeye Hz Peygamber'in bildirmesi gerekirdi
d Ubâde b es-Sâmit (ra)'ten (ö 34/654) rivâyet edilen; "Fâtiha'yı okumayan kimsenin namazı yoktur" (Müslim, Salât, 42; Ebû Dâvud, Salât, 132, 167; Tirmizî, Salât, 116) hadisi, faziletin yokluğu anlamına gelir Namazın sahih olmadığını ifade etmez Nitekim; "Mescid'e komşu olanın namazı mescidde kılmadıkça geçerli değildir" hadisinde de; "fazileti eksik olur" anlamı vardır (ez-Zeylai, Nasbu'r-Râye, I, 365, 366; ez-Zühaylî, age, I, 647) Ancak Dârekutni'nin naklettiği bu hadis fazileti eksik olur" zayıftır
Hanefîlere göre, ne Fâtiha'nın ve ne de başka sûrelerin başındaki besmeleler âyet değildir Sadece, en-Neml Sûresi'nin otuzuncu âyetindeki besmele bir âyettir Enes (ra)'ten (ö 91/717) şöyle dediği nakledilmiştir: "Rasûlüllâh (sas), Hz Ebû Bekir (ö13/634), Ömer (23/643) ve Osman (ö 35/655) ile birlikte namaz kıldım Bunlardan hiçbirisini besmele çekerken, işitmedim" (Ahmed b Hanbel, Müsned, III, 264, 273, 275, 278)
Tek başına namaz kılan kimse Sübhânekeden sonra gizli olarak eûzü besmele okur ve her rek'atte Fâtiha'dan önce besmeleyi tekrar eder Fâtiha bitince "âmin" der Anlamı: Ey Rabbimiz, duamızı kabul buyur demektir (ez-Zühaylî, age, I, 646, 647)
İmama Uyan Cemaatin (Muktedî) Kıraatı:
Hanefîlere göre, imama uyan için kıraat yoktur Dayandıkları deliller şunlardır:
a Kitap Âyette şöyle buyurulur: "Kur'ân-ı Kerîm okunduğu zaman onu dinleyiniz ve susunuz ki merhamet olunasınız" (el-A'râf, 7/204) Ahmed b Hanbel, bilginlerin, bu âyetin namaza ait olduğunda görüş birliği içinde bulunduklarını belirtir Âyet; "dinleme" ve "susma"yı emretmektedir Birinci sabah, akşam ve yatsı namazları gibi sesli (cehrî) okunan namazlara âittir Susma ise, açık veya gizli okunsun Bütün namazları kapsamına alır Buna göre namaz kılanların sesli namazda dinlemeleri, sessiz kılınanlarda ise susmaları vacip olur Bu prensibe uymamak tahrimen mekruhtur
b Sünnet hadiste şöyle buyurulur: "Kim imanın arkasında namaz kılarsa, imamın kıraati onun da kıraatidir (İbn Mâce, İkâme, 13) Bu hadis, gizli ve açık okunan bütün namazları kapsamına alır Başka bir hadiste şöyle buyurulur: "İmam, kendisine uyulmak i, cin öne geçirilmiştir Bu yüzden, o tekbir alınca siz de alınız Okuduğu zaman ise susunuz" (Buharî, Salât, 18, Ezân, 51, 74, 82, 128, Taksîru's-Salât, 17; Müslim, Salât, 77 , 82)
Hz Peygamber bir gün ikindi namazını kıldırırken, arkasında cemaatten bir adam "Sebbihi'sme Rabbike la'lâ" suresini okumaya başladı Rasûlüllah (sas), namazın sonunda cemaate dönerek, okuyanın kim olduğunu sordu Bir adam kendisinin okuduğunu söyleyince Hz Peygamber: "Ben, sizden bazılarınızın benimle münâkasa ettiğinizi sandım" (Müslim, Salât, 48) buyurdu Bu hadis, gizli okunan namazda cemaatın kıraatte bulunmaması gerektiğine delâlet eder Sessiz kılman namazda böyle olunca, sesli okunan namazlarda öncelikle gerekli olur
c Kıyas Cemaat üzerine kıraat gerekseydi, diğer rükünlerde olduğu gibi, namaza imam rukuda iken yetişen (mesbûk) kıraatten sorumlu tutulurdu Ama rükû'da yetişen kimse o rek'ate yetişmiş sayılır Böylece, cemaatin kıraati, cemaate sonradan yetişenin (mesbûk) kıraatine kıyas yapılmıştır (el-Kâsânî, age, l, 110 vd; ez-Zühaylî, age, l, 648)
Hanefilerin dışında kalan çoğunluk İslâm hukukçularına göre, namazda kıraat olarak Fâtiha'nın okunması gerekir "Fâtiha okumayanın namazı yoktur", "Kendisinde Fâtiha okunmayan namaz yeterli olmaz", "Namazı ben nasıl kılıyorsam, siz de öyle kılınız" hadisleri bunun delilleridir (bk İbn Rüşd, Bidâyetü'l-Müctehid, Mısır, ty, I, 119 vd; İbn Kudâme, el-Muğnî, 3 baskı, Kahire, ty, I, 376-491, 562-568; eş-Şîrâzî, el-Mühezzeb, Matbaatü'l-Bâbî el-Halebî, I, 72) Her namazın ilk iki rek'atında Fâtiha'dan sonra bir sûre okunması ise sünnettir İmama uyan kimse, gizli okunan (sırrı) namazda Fâtiha ve bir sûre okur Mâlikî ve Hanbelîlere göre sesli okunan (cehrî) namazda hiçbir şey okumaz Şâfiîlere göre ise, cehrî'de yalnız Fâtiha'yı okur Ahmed b Hanbel'in, açıklık kazanan görüşüne göre, cemaat, imamın ilk ara verişinde, Fatihâ'nın yarısını, ikinci arada ise geri kalanını okur Bu ikisi arasında, imamın okuyuşunu dinler (ez-Zühaylî, age, I, 649)
İslâm bilginleri, namazda arapçanın dışında bir dille yapılacak kıraatin yeterli olmadığı konusunda görüş birliği içindedirler Çünkü Kur'ân'ın dili arapçadır, Âyetlerde; "İşte böylece, Biz onu arapça bir Kur'ân olarak indirdik" (Tâhâ, 20/113) "Şüphesiz Biz, kâfirlerin: "Bu Kur'ân'ı, Muhammed'e bir adam öğretiyor" dediklerini çok iyi biliyoruz Kendisine isnatta bulundukları bu adamın dili yabancıdır Kur'ân ise açık, fasîh arapçadır" (en-Nahl, 16/103); Kur'ân-ı Kerîm lafız ve mânâsı ile mucizedir Lafızlar terceme ile değiştirilirse Kur'ân, nazım özelliğini kaybeder Bu sebeple terceme, ne Kur'ân ve ne de benzeri (misil) sayılmaz Ancak, O'nun tefsîri sayılabilir Tefsîr, tefsir edilenden başKadir Bu arada, bazı Hanefîler'e göre Fâtiha'yı okumaktan âciz olan kimse, (Fâtiha'yı öğreninceye kadar arapçadan başka bir dille geçici olarak tercümesini okuyabilir (el-Kâsânî, age, I, 112)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.