08-05-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İbadet..Şirk..
(c c) bizi niçin yarattığını şöyle bildiriyor:
“Ben insanları ve cinleri sadece bana ibadet etsinler diye yarattım ”[Zariyat: 56]
(c c) ayette bizi yaratma gayesinin yalnız kendisine ibadet etmemiz olduğunu belirtiyor O halde ’ın bizden istediği ibadet nedir?
İbadet: Boyun eğmek, itaat etmek, küçüklüğünü kabul etmek demektir
Şer’i manası ise; ’ın sevdiği, emrettiği, kabul ettiği ve razı olduğu bütün gizli ve açık ameller ve sözlerdir
(c c) nelerin ibadet olduğunun tesbitini bizlere bırakmamıştır Bunları kitabında ve Rasulullah’ın sünnetinde apaçık bir şekilde bildirmiştir Bütün ibadetler yalnızca ’a yapılmalıdır İbadetlerin herhangi biri ’ tan başkasına yapıldığında veya ’la beraber bir başkasına yapıldığında ’a şirk koşulmuş olur
(c c) şöyle buyuruyor:
“ ’a ibadet edin O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın ”[Nisa: 36]
Bu ayette (c c) ibadetlerin yalnız kendisine yapılmasını ve hiçbir şekilde şirk koşulmamasını emrediyor (c c) başka ayetler de ise; şirk koşulması ve tevbe etmeden bu hal üzere ölünmesi halinde, bunu asla bağışlamayacağını şöyle bildiriyor:
“ kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz Bundan başkasını dilediğine bağışlar ” [Nisa: 136]
“Kim ’a şirk koşarsa muhakkak ki ona cenneti haram eder Varacağı yer ateştir Zulmedenlerin yardımcıları yoktur ” [Maide: 72]
“Eğer ’a şirk koşsalardı yaptıkları boşa giderdi ” [En'am: 88]
ŞİRK
Bu ayetlerde ’ın asla affetmeyeceği, amelleri boşa çıkarıcı ve sahibini ebedi cehenneme götürecek bir şeyden bahsediliyor; şirk  O halde nedir bu şirk? Onu bilmemiz gerekir ki bilmeyerek dahi olsa amellerimizi boşa çıkarıp bizi ebedi cehenneme sürüklemesinden korunabilelim Zira şirki bilmeyen kişi her an şirke düşebilir
Şirk: Kur’an ve sünnette ibadet olarak bildirilen şeylerin ’tan başkasına veya ’la beraber bir başkasına yapılmasıdır
(c c) Kur’an ve sünnette şirki çok net ve açık bir şekilde açıklamış ve bu konudaki bilmemeyi mazeret olarak kabul etmemiştir
(c c) şöyle buyuruyor:
“Onların çoğu ortak koşmadan ’a inanmazlar ” [Yusuf: 106] (c c) bu ayette içinde şirkin bulunduğu imanı kabul etmeyeceğini ve insanların çoğunun da bu şekilde ibadetlerine şirk karıştırarak iman ettiklerini bildiriyor Fakat insanların çoğunun bunu yapmasını mazeret olarak kabul etmemiş, onları müslüman olarak isimlendirmeyip müşrik olarak isimlendirmiştir Çünkü ancak kendisine şirksiz olarak yapılacak iman ve ibadeti kabul eder
(c c) şöyle buyuruyor:
“ ’a ortak koşanlar, nefislerinin küfrünü göre göre ’ın mescidlerini onaramazlar Onların yaptıkları boşa çıkmıştır Ve onlar, ateşte ebedi kalacaklardır ” [Tevbe: 17]
“De ki: ‘ ’tan başkasına ibadet etmemi mi bana emrediyorsunuz ey cahiller?”
Sana ve senden öncekilere şöyle vahyedildi: “Andolsun ki eğer ( ’a) ortak koşarsan amelin boşa çıkar ve ziyana uğrayanlardan olursun’ ” [Zümer: 64-65]
“Muhsin olarak (iyilik yaparak) yüzünü ’a çeviren kimse muhakkak, sapasağlam bir kulpa sarılmıştır Bütün işlerin sonu ’a döner ” [Lokman: 22]
Ayette geçen “muhsin olarak” kelimesi “şirk koşmamak” anlamındadır İbadetler, ’tan başkasına ’la beraber dahi olsa yapıldığında ’a şirk koşulmuş olur
İnsanların çoğu; “ibadet nedir?” diye sorulduğunda “namaz, oruç, hac, zekat, kurban kesmek” gibi ibadetleri sayarlar ve bunların ’tan başkasına yapılmasının şirk olacağını söylerler Fakat (c c) bunların dışında da bazı ibadetlerin olduğunu ve bunları insanların çoğunun bilmediğini bildiriyor
Bu meselenin daha iyi anlaşılması için birkaç örnek verelim:
1) (c c) şöyle buyuruyor:
“Hüküm vermek yalnız ’a aittir , kendisinden başkasına değil yalnız O’na ibadet etmenizi emretmiştir Dosdoğru din işte budur Fakat insanların çoğu bilmezler ” [Yusuf: 40]
(c c) bu ayeti kerimede bize hüküm vermenin “yalnız kendisine ait” olduğunu ve yalnızca kendisinin hükmüne itaat edilmesi gerektiğini emrettikten sonra, “hükümlerine itaatin de bir ibadet olduğunu” bu nedenle kendisinden başkasının hükmüne itaat etmenin şirk olduğunu bildiriyor Ayetin devamında ise bunun- yani yalnız ’ın hükümlerine itaatin- ibadet olduğunu da insanların çoğunun bilmediğini belirtiyor katında geçerli olan dinin de ancak hükmün tamamen ’a tanındığında mümkün olacağını “dosdoğru din budur” sözüyle ifade ediyor
Hüküm ancak gerçek ilahlık sıfatına sahip olan ’a aittir Çünkü bu hak ’tan başkasına verildiğinde o kişiye ibadet edilmiş olunur Halbuki ayette yalnız kendisine ibadet edilmesini emrediyor
“Yalnız O’na ibadet etmenizi emretti ”
’ın hakkı olan hüküm verme yetkisi; ister ’la beraber başka birisine, isterse sadece ’ın dışındaki birisine verilsin, bu hak her kime tanınırsa ona ilahlık sıfatı verilmiş olur Velev ki ona: “Sen ilahımızsın” denmese bile Çünkü bu hak her kime verilirse ona ibadet edilmiş olunur İnsanların çoğu ’tan başka bir varlığa namaz kılındığında, onun için oruç tutulduğunda veya onun için haccedildiğinde bu varlığa ibadet edilmiş olunacağını kabul ediyorlar Fakat bunlar gibi bir ibadet olan hüküm verme yetkisinin ’tan başkasına verilmesinin ona ibadet olduğunu anlamıyorlar
(c c) bu ayette işte bu gerçeğe işaret ediyor ve “İnsanların çoğu bilmezler ” buyuruyor Yani; insanların çoğu hüküm verme yetkisini tanıdığı kişi ya da kişilere ibadet ettiklerini bilmiyorlar Fakat (c c) onların dosdoğru din üzerinde olmadıklarını bildiriyor Dosdoğru din üzere olmak ise; ancak bütün hüküm verme yetkisinin yalnız ’a verilmesiyle sağlanabilir İşte ayette geçen “dosdoğru din”in manası budur
Bazı kimseler yeryüzüne İslamı hakim kılmak için, küfür düzeninin dar’ün-nedveleri olan meclislerde parti kurup, bunu bir araç olarak kullanabileceklerini iddia ediyorlar Bunu iddia edenler ya İslam’dan habersiz, ya hiç kafası çalışmayan kimseler, ya da ’ın istediği İslamı planlı bir şekilde ortadan kaldırmak için çalışan kimselerdir
Zira parti kurarak iktidara adaylık koymak tağutluk talebinde bulunmaktan başka birşey değildir Çünkü ’ın hükümleri dışında hükümler koyan ve ’ın hükümlerinden başka hükümlerle hükmeden bir kişi veya meclis yalnız ’ın hakkı olan hüküm verme yetkisini kendi üzerine almış, haddini aşmış ve tağut olmuş olur Bu iş ’ın rızasını kazanmak ve onun dinini hakim kılmak amacıyla yapılsa dahi, her kim oylarıyla veya başka bir yolla bu partilere yardım eder ve onları desteklerse yalnız ’a tanınması gereken hüküm verme yetkisini ’tan başka bir varlığa tanıdığı için ona ibadet etmis ve kafir olmuş olur
İslam yalnız ’a kulluğu emretmektedir Yaratılana kulluğu değil Yaratılana kul olunarak İslam hakim kılınamaz İnsanları önce yaratılana kulluk ettirip daha sonra ’a kulluk ettirmekten daha sapık ve daha cahil bir düşünce olabilir mi?
’ın haram kıldığı (yasak dediği) haram, helal kıldığı (serbest dediği) helaldir ’ın helal kıldığı şeyi yasaklayan veya haram kıldığı şeyi serbest bırakan kişi ya da kişilere tabi olanlar ve itaat edenler, onlara ibadet etmiş olurlar
2) (c c) Kur’an’da şöyle buyuruyor:
“Yalnızca sana ibadet eder, yalnızca senden yardım dileriz ” [Fatiha: 4]
“Rabbinizi yardıma çağırıyordunuz O, ‘ben size birbiri peşinden bin melekle yardım ederim’ diye cevap vermişti ” [Enfal: 9]
(c c) bu ayetlerde yardım istemeyi ve yardıma çağırmayı överek bunların ibadet olduğunu bildiriyor
İnsanın sıkıntı durumunda yalnız ’a dua ederek yardım istemesi ’a yapılması gereken bir ibadettir Fakat sıkıntıya düşen bir kişi ölü olan veya kendisini duyamayacak durumda olan birinden yardım ister veya onu yardıma çağırırsa yalnız ’ın elinde olan birşeyi ’tan başkasından istediği için şirk koşmuş olur Böyle yapan bir kişi diğer ibadetleri ’a yapsa bile yardım isteme ibadetini ’tan başkasına yaptığı için bütün amellerini boşa çıkarır
3) (c c) şöyle buyuruyor:
“ ’ı bırakıp da kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek olan, kendisine yapılan dualardan habersiz kalan şeylere ibadet edenlerden daha sapık kim olabilir?” [Ahkaf: 5]
“ ’ı bırakıp da sana ne fayda ne de zarar veremeyecek şeylere ibadet etme Eğer bunu yaparsan sen de zalimlerden olursun
seni bir zarara uğratırsa onu senden kaldıracak ancak O’dur Sana bir iyilik dilediği takdirde O’nun nimetini engelleyecek bir kuvvet de yoktur O, bunu kullarından dilediğine eriştirir O, Gafur’dur, Rahim’ dir ” [Yusuf: 106-107]
(c c) şöyle buyuruyor:
“İyi bilinmelidir ki halis din ’ındır ’ı bırakıp O’ndan başka dostlar edinenler: “Biz onlara ancak bizi daha çok ’a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” derler Muhakkak ki aralarında ihtilaf ettikleri hususlarda hüküm verecektir Şüphesiz ki yalancı ve kafir olan kimseyi hidayete erdirmez ” [Zümer: 3]
Bu ayetlerde: “ ’a yaklaşmak niyetiyle bile olsa ibadetleri ’tan başkasına yapan kişinin kafir olduğu bildirilmiştir
|
|
|