08-05-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ameliyle Övünmemeli
Bizlere güzel ameli emreden -u Teala’dır Güzel ameli kula sevdiren, kalbi ona sevk eden, yapılması için kuvvet veren ve tamamlanması için sabır bahşeden de yine O’dur İçimizdeki hayra meyil, muhabbet, gayret ve niyet ilahi yardımla olmaktadır Bunlar bize şu açık gerçeği gösterir ki; kulun yapmaya muvaffak olduğu bütün iyiliklerin kaynağı -u Teala’dır Az olsun çok olsun tüm amellerde -u Teala’ya ait şu üç şey bulunur:
1 Tevfik: Yapılan işle kulu buluşturmak Eğer -u Teala dilemese ve sebeplerini halk etmese kul kendi başına bir şey yapamaz
2 Kuvvet: İşi tercih ve tatbik imkanı Cenab-ı Hakk, kulda yapacağı işi yerine getirecek kuvveti yaratmasa kul yine bir şey yapamaz Bu kuvvetlerin başında akıl kuvveti ve o ameli icra kabiliyeti gelmektedir
3 Sabır: İşi sonuna kadar devam ettirmek -u Teala kula başladığı işin tamamlanmasını sağlayan manevi desteği vermese kul yine bir şey yapamaz Şu halde, gerçekte insanın nefsine nisbet edeceği ve benim diyeceği bir hayrı yoktur
Yaptığımız bir amelin salih olması ve sevap yazılması için iki önemli şart vardır: Birincisi, ameli rızası için yapmak; ikincisi de ameli dinin emrettiği şekilde ilme ve edebe uygun tamamlamak Bir önemli şart da, bu ameli ölene kadar korumaktır için yapılmayan bir ibadet, ya şirktir ya da gösteriştir Tevbe edilmezse ikisinin de sonu ateştir
Kitap ve sünnete uymayan bir amel salih değildir Güzel ameli yapmak kadar korumak da önemlidir Bir amelin ahirette fayda vermesi için, ahirete kadar götürülmesi ve korunması gerekmektedir Şeytan ölene kadar kulun amelini çalmaktan ve zayi ettirmekten ümidini kesmez Bu nedenle imanımızı ve salih amellerimizi koruması için samimiyetle -u Teala’ya sığınmamız gerekmektedir
Salih ameller övünmek değil şükür ister Yağılan iyiliklerle övünmek, nefsini beğenmek, insanları küçük görmek amelin sevabını yok eder Bu kötü sonucun tek sebebi insanın Rabbini ve nefsini tanımamasıdır
Kayıtlı
|
|
|