Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çeşitleri, görevleri, meleklerin

Meleklerin Görevleri Ve Çeşitleri

Eski 08-05-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Meleklerin Görevleri Ve Çeşitleri



Meleklerin Görevleri ve Çeşitleri

Ayet ve hadislerde sayıları hakkında herhangi bir bilgi bulunmayan fakat pek çok oldukları anlaşılan meleklerin temel görevleri 'a kulluk ve O, neyi emrederse onu yerine getirmektir Melekler görevleri açısından şu gruplarda incelenebilirler:

Cebrail, dört büyük melekten biridir tarafından vahiy getirmekle görevlidir Cebrail'e (as) güvenilir ruh anlamına gelen "er-Rühu'l-emîn" de denilmiştir: "O (Kur'an'ı) korkutuculardan olasın diye Rühulemîn senin kalbine indirmiştir" (eş-Şuara 26/193-194) Bir başka ayette de ona Rühul-kudüs adı verilmiştir: "Kur'an'ı Rabbinden hak olarak Rühulkudüs indir*miştir" (en-Nahl 16/102) Cebrail, meleklerin en üstünü ve en büyüğü, 'a en yakını olduğu için kendisine "meleklerin efendisi" anlamında seyyidü'l-melaike denilmiştir

Mîkail, dört büyük melekten biri olup, kainattaki tabii olayları ve yaratıkların rızıklarını idare etmekle görevlidir

İsrafil’in görevi sura üflemektir İsrafil, sura iki kez üfleyecek, ilkinde kıyamet kopacak, ikincisinde ise tekrar diriliş meydana gelecektir

Azrail ise, görevi ölüm sırasında canlıların ruhunu almak olduğu için "melekü'l-mevt" (ölüm meleği) adıyla anılmıştır: "De ki: Size vekil kılınan ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz" (es-Secde 32/11)

Kiramen Katibin, insanın sağında ve solunda bulunan iki meleğin adıdır Sağdaki melek iyi iş ve davranışları, soldaki ise kötü iş ve davranışları tesbit etmekle görevlidir Hafaza melekleri adı da verilen bu melekler kıyamet günü hesap sırasında yapılan işlere şahitlik de edeceklerdir Kur'an'da bu melekler hakkında şöyle buyurulmuştur: "İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarınızı yazmaktadırlar İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın" (Kaf 50/17-18), "Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler, değerli yazıcılar vardır Onlar yapmakta olduklarınızı bilirler" (el-İnfitar 82/10-12)

Münker ve Nekir, ölümden sonra kabirde sorgu ile görevli iki melektir "Bilinmeyen, tanınmayan, yadırganan" anlamındaki münker ve nekir, mezardaki ölüye, hiç görmediği bir şekilde görünecekleri için bu ismi almışlar*dır Bu iki melek kabirde ölülere, "Rabbin kim? Peygamberin kim? Kitabın ne?" diye sorular yöneltecekler, alacakları cevaplara göre ölüye iyi veya kötü davranacaklardır

Hamele-i Arş, arşı taşıyan meleklerin adıdır Kur'an'da haklarında şöyle buyurulur: "Arşı yüklenen, bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler) Rablerini hamd ile tesbih ederler O'na iman ederler" (el-Mü'min 40/7)

Mukarrebun ve İlliyyun adıyla anılan melekler, 'ı tesbih ve anmakla görevli olup, 'a çok yakın ve O'nun katında şerefli mevkii bulunan meleklerdir (en-Nisa 4/172) Cennet ve cehennemdeki işleri yürütmekle görevli melekler de vardır (bk er-Ra'd 13/23-24; et-Tahrîm 66/6; el-Müddessir 74/29-31)

Bunlardan başka,
insanın kalbine doğruyu ve gerçeği ilham etmekle
(Tirmizî, "Tefsir", 3),
namaz kılanlarla birlikte Fatiha süresinin bitiminde "amin" demekle
(Buharî, "Ezan", 111, 112; "Da'avat", 63; Müslim, "Salat", 18),
hergün sabah ve ikindi namazlarında müminlerle birlikte olmakla
(Buharî, "Mevakit", 16; Müslim, "Mesacid", 37),
Kur'an okurken yeryüzüne inmekle
(Buharî, Fezailü 'l-Kur'an, 15; Müslim, "Müsafîrîn", 36),
sokakları ve yolları dolaşıp zikir, Kur'an ve ilim meclislerini arayıp bulmakla
(Buharî, "Da'avat", 66; Müslim, "Zikr", 8),
müminlere (Ahzab 33/43) özellikle bilgin olan müminlere rahmet okumakla
(Tirmizî, "İlim", 19),
sadece 'a hamd ve secde etmekle (A'raf 7/206) görevli melekler de vardır


Melekler nasıl varlıklardır?

Nurdan yaratılan ve insandan tamamen farklı olan melekler 'a isyân etmezler Hangi iş için yaratılmış iseler o işi yaparlar Daimâ 'a ibadet ve itaat ederler Kur'ân'da bu hususa şöyle işaret edilmiştir

“Üzerlerinde hakim ve üstün olan Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyleri yaparlar” (Nahl, 16/50), “Şüphesiz Rabbin katındaki (Melek)ler O'na ibadet etmekten büyüklenmezler O'nu tesbih ederler, yalnız O'na secde ederler” (A’raf, 7/206),

Melekler bir anda 'ın emrettiği bir mekândan diğer bir mekâna intikal edecek, hatta yerleri ve gökleri dolaşacak bir kabiliyette yaratılmışlardır Kur'ân-ı Kerim'de meleklerin kanatlı varlıklar olduğu ifade edilmemtedir:

“Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan 'a mahsustur O, yaratmada dilediğini arttırır”(Fâtır,35/1)

Melekler son derece kuvvetli ve süratli varlıklardır
İnsanların yapamadıklarını kolayca yaparlar, ulaşamadıkları yerlere çabucak ulaşırlar

Melekler, 'ın emirleriyle farklı şekillere girebilirler Örneğin Cebrâil, Hz Peygamber'e gelirken bazen Dıhye adındaki sahabi gibi görünmüş,
bazen da kimsenin tanıyamadığı bir yabancı gibi gelmiştir (Müslim; Îmân; 1)
Hz İbrahim ve HzMeryem'e gönderilen meleklerin de birer insan şeklinde göründükleri yine Kur'ân'da haber verilmektedir (Meryem 19/16-17; Hûd 11/69-70)

-Diyanet işleri resmi sitesinden-

Alıntı Yaparak Cevapla

Meleklerin Görevleri Ve Çeşitleri

Eski 08-05-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Meleklerin Görevleri Ve Çeşitleri



Cenâb-ı 'ın bütün melekler içinde üstün kıldığı dört büyük melek

Melek kelimesi Arapça'da "haberci" anlamına gelmektedir Çoğulu "melâike" olarak gelmekte ise de, gerek Türkçe'de ve gerekse Arapça'da çoğul manasına "melek"' olarak da kullanılmaktadır

Melekler, ruh gibi lâtîf, nûrânî, mahiyetleri katında malum, varlıkları bizim dünyamıza ait olmayan fakat insanlarla ilgili bir takım görevleri bulunan varlıklardır Akıl ve nutukları olup; şehvet ve gadap gibi beşerî ihtirasları, yemeleri, içmeleri yoktur Evlenmek, doğmak ve doğurmaktan uzaktırlar Çeşitli şekillere girebilirler 'ın emrine asla isyan etmezler, yerde ve gökte bir takım vazifeler ile meşgul olurlar Daima Yüce 'ı tesbih ve zikrederler Meleklerin bu özellikleri için bakınız: (el-En'âm, 6/9,100; el-Hicr 15/8; el-Fâtır 35/1; el-Meâric 70/4)

Meleklerin sayısı ve her birinin hangi işlerle vazifeli oldukları bizce malûm değildir Ancak bunlardan bir kısmı ve vazifeleri Kur'an-ı Kerîm'de ve Hz Peygamber'in hadislerinde bildirilmiştir Bu bilgilere göre"büyük melekler" olarak tanınan dört melek vardır ki, bunlar: Cebrâil, Azrail, İsrafil ve Mikâil'dir

Cebrâil: Kur'an'da üç yerde "Cibrîl" olarak geçmekte (el-Bakara 2/97, 98; et-Tahrim 66/4) diğer bazı ayetlerde de kendisinden Rûhu'l-Kudüs ve Rûh olarak bahsedilmektedir (el-Bakara 2/87, 253; el-Mâide 5/110)

Vazifesi, 'ın emir ve nehiylerini peygamberlerine bildirmektir Bütün vahiy onun vasıtasıyla nazil olmuştur

Cebrâil, bu görevi yerine getirirken peygamberimize çeşitli şekil ve suretlerde gelirdi Birçok defa insan şeklinde bu görevini ifa ederdi İnsan şekline girdiğinde daha ziyade Dıhye isimli sahabenin kılığında, bazan da normal bir bedevî olarak gelirdi ki, "Cibrîl hadisi" diye bilinen hadisin vukûunda Hz Peygamber'e bu kılıkta gelmiştir

Cebrâil bu gelişlerinin sadece iki defasında aslî suretinde görünmüştür Bunlardan birisi (en-Necm, 53/6-7) ayetlerinin nuzûlünde, diğeri ise yine Necm suresinin 13 ve 14 ayetlerinin nuzûlü esnasındadır (Tecrid-i Sarih Tercümesi, IX, 95)

Azrâil: Kur'an-ı Kerîm'de

"Melekü'l-mevt" ( = ölüm meleği) olarak geçmektedir " Ey Muhammed de ki; size vekil kılınan ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz" (es-Secde, 32/11)

'ın emri ve izni ile canlıların, ölecekleri zaman canlarını almakla vazifelidir

İsrafil: Kur'an'da "İsrâfil" olarak ismi geçmemektedir Ancak, kıyametin vukûu ile ilgili ayette "(İsrâfil tarafından birinci sefer) Sûr'a üflenince 'ın dilediği (melekler) müstesna göklerde olanlar ve yerde olanlar bayılırlar (ölürler) Sonra Sûr'a (ikinci defa) üflenince ölüler mezarlarından kalkıp bakınıp dururlar" (ez-Zümer 39/6Cool buyurulmakta, dolayısıyla isim olarak olmasa da bu meleğin vazifesi bu ayetle belirtilmektedir Buradan kıyametin ve ahiret gününün yani yeniden dirilmenin başlangıcında bir Sûr'a üfürme olacağı anlaşılmaktadır ki, bu işle vazifeli melek İsrâfil (as) dır Bu görevinden dolayı İsrafil'e "Sûr meleği" ismi de verilmektedir

Ayrıca İsrâfil'in, "Levh-i Mahfuz"* da yazılanları okumak ve ilgili meleğe haber vermekle de görevli olduğu bilinmektedir

Mikâil: Kur'an-ı Kerîm'de bir yerde "Mikâil" olarak zikredilmektedir (el-Bakara 2/9Cool

Mikâil'in görevi: yağmurun yağdırılması, rüzgârın estirilmesi ve mevsimlerin tanzimi gibi tabiat olaylarını 'ın emri ve izni ile vukua getirmektir

Bu dört meleğin dışında, her insanın yanında bulunan ve daima onun küçük, büyük, gizli ve aşikâr yaptığı bütün işleri yazan melekler vardır ki, bunlara "Kirâmen kâtibîn"* denir Ayrıca öldükten sonra kabirde sual sormakla vazifeli "Münker* ve Nekir"* melekleri de vardır

Meleklere inanmak, müslümanlığın iman ve itikat esaslarındandır İnanmayan, müslüman olamaz; inkâr eden de dinden çıkar Zira, Kur'an-ı Kerîm'de meleklerin varlığından bahsedilmekte, bir kısmının ise bizzat isimleri geçmektedir Yüce şöyle buyuruyor: "Her kim 'a ve meleklerine ve peygamberlerine ve Cibrîl'e ve Mikâil'e düşman olursa da kâfirlere düşmandır" (el-Bakara 2/9Cool Ayrıca Kur'an'da Fâtır suresinin bir diğer adı da "Melâike suresi"dir

Melekler, bilfiil vardır Onları görememiş olmamız onların yokluğu yolunda bir delil teşkil etmez Onların bizim tarafımızdan görülmemesi, farklı bir şekilde yaratılmış bulunmalarından, vücudlarının rûhânî ve nûrâni olmalarındandır Bizim gözümüz ise onları görebilecek şekilde yaratılmamıştır Nitekim kendi aklımızı ve ruhumuzu da göremiyoruz, fakat onların varlığına inanıyoruz

İnsanın amellerini kaydeden melekler

İnsan, bütün varlıkların en seçkini olduğundan onun söz ve amelleri meleklerce kaydedilmektedir Kiramen Katibinin nasıl görev yaptıkları meçhulümüz olmakla beraber, insandaki hafıza, insanların amellerinin kaydedildiğine güzel bir misaldir Hayatımızın başlıca olaylarını yıllar sonra da hafıza kaydımızda bulabiliriz Bunun daha ilerisi, meleklerce yapılmakta, her amelimiz her yönüyle kayıtlara geçirilmektedir

Bu kayıt, ehl-i iman açısından büyük bir nimet iken, ehl-i isyan açısından büyük bir hüsran olacaktır Ehl-i iman, cennette dünya maceralarını birbirlerine naklederken, bunların görüntülerini de seyredecekler ve bundan apayrı bir lezzet alacaklardır


Alıntı Yaparak Cevapla

Meleklerin Görevleri Ve Çeşitleri

Eski 08-05-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Meleklerin Görevleri Ve Çeşitleri



MÜNKER-NEKİR

Ölen kimseyi mezarında sorguya çeken ve gerektiğinde onu cezalandıran iki Melek Bunların, Münker ve Nekir diye isimlendirilmeleri, her ikisinin de aşinası olmadığımız garip bir sûrette olmalarındandır Nitekim Arapça'da bir kimsenin, bilmediği veya tanımadığı bir şeyi bilmediğini ifade etmek için, "nekirtü'ş-şey'e" der

Ehl-i Sünnet'e göre, Münker ve Nekir, ölen kişiye Rabbini, dinini ve peygamberini sorarlar Mü'min kişi bu sorulara cevap verir, ama kâfir veremez Bu husustaki hadisler pek çoktur Söz konusu iki melek ölünün kabrine gelir, ölüyü diriltir ve melekler sorularını yöneltirler (Pezdevî, "Ehl-i Sünnet Akâidi" Çev, Şerafettin Gölcük, İstanbul 1980, 237)

Ebu Hüreyre'den; Hz Peygamber (sas) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

"Ölü defnedildiğinde, ona gök gözlü simsiyah iki melek gelir Bunlardan birine Münker diğerine de Nekir denir Ölüye: "Bu adam (Rasûlüllah) hakkında ne diyorsun?" diye sorarlar O da hayatta iken söylemekte olduğu; "O, 'ın kulu ve Resûlüdür 'tan başka olmadığına, Muhammed (sas)in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet ederim"sözlerini söyler Melekler; "Biz de bunu söylediğini biliyorduk zaten" derler Sonra kabri yetmiş çarpı yetmiş zira' kadar genişletilir ve aydınlatılır Sonra ona "Yat!" denir "Aileme dönüp onlara haber versem mi?" diye sorar Onlar da; "Akrabalarından en çok sevdiği kimseden başkası kendisini uyandırmayan, güveğinin uyuması gibi uyu!" derler Böylece, yatlığı yerden, Cenab-ı onu tekrar diriltinceye kadar uyur

Eğer münafık ise, "İnsanların söylediklerini duyup aynısını söylerdim, bilmiyorum" der Melekler de, "Böyle söylediğini zaten biliyorduk" derler Sonra arza: "Onu sıkıştır" denir Arz onu sıkıştırır da kaburga kemikleri birbirine geçer onu yattığı bu yerden tekrar diriltinceye kadar kendisine azap edilir" (Tirmizi, Cenâiz, 70)

Akâid kitaplarının hemen hemen tümünde, Münker-Nekir'den, bunların kabirde ölüye yönelttikleri sorulardan bahsedilir Kur'ân-ı Kerîm'de bu iki meleğin adından söz edilmediği gibi kabirde ölünün sorguya çekileceğine dair açık bir ifadeye de rastlanmaz Ancak bazı âyetlerin buna işaret ettiği, hattâ bazılarının tamamen kabir suali ile ilgili olduğu Ehl-i Sünnet alimlerince kabul edilmiştir Ömer Nesefi'nin "Akaid"inde: "Münker ve Nekir'in suali Kitap ve Sünnetle sabittir" denmektedir

", îman edenleri dünyada da âhirette de değişmeyen sağlam söz üzerinde sabit kılar Zâlimleri ise saptırır dilediğini yapar" (İbrahim, 14/27) âyetinde geçen âhiret hayatından maksat kabir; "sabit söz''den maksat da "Kelime-i Şehadet''tir denmiştir İbn Mâce, Sünen'inde şöyle demektedir:

", iman edenleri sabit bir söz ile metanetli kılar" âyeti, kabir azabı (sorgusu) hakkında indi Ölüye kabirde; "Senin Rabbin kim?" diye sorulur O da; "Rabbim 'tır, Peygamberim Muhammed (sas)'dir" diye cevap verir İşte mü'min ölünün böyle cevabı; " iman edenleri sâbit söz ile dünya hayatında ve ahirette metanetli kılar" meâlindeki âyetin ifadesidir (İbn Mace, Zühd, 32; Ayrıca bk Buhari, Tefsîr, Sûre, 14)

Bu hadis, kütübü sittenin hepsinde rivayet edilmiştir Bazı rivayetlerde kabirde ölüye sorulan sorular; "Rabbin kimdir, dinin nedir, peygamberin kimdir?" diye üçe çıkarılmıştır

"Onlar sabah akşam ateşe sunulurlar Kıyamet çattığı gün; Fir'avn'ın adamlarını azabın en ağırına sokun, denir" (el-Mü'min, 40/46) âyetinin de kabir suali ve kabir azabı ile ilgili olduğu tefsir kitaplarında belirtilmiştir (İbn Kesîr, "Tefsîrü'l-Kur'âni'l-Azîm", 40/46 âyetin tefsîri)

Münker ve Nekir'in kabirdeki sorularıyla ilgili pek çok hadis varid olmuştur Bu ahad haberler, lafızları itibariyle tevâtür derecesine ulaşmamışlarsa da, bu konudaki hadislerin çokluğu, konuyu manevî mütevâtir derecesine yükseltir (Haşiyetü'l-Kesteli alâ Şerhi'l-Akâid, İstanbul 1973, 133, 134)

Bu hadislerin bir kısmında ölünün sorguya çekileceğinden söz edilmekte, ancak herhangi bir melekten bahsedilmemektedir:

"Ölü mezara konulur Salih kişi kabrinde endişesiz ve korkusuz oturtulur Sonra ona; "Hangi dinde idin?"diye sorulur O; "Ben İslâm dininde idim" diye cevap verir Sonra ona; "Şu adam (Rasûlüllah, sas) kimdir?" diye sorulur O da; "Muhammed (sas), 'ın Rasûlüdür O, bize katından apaçık âyetler getirdi; biz de O'nu doğruladık" diye cevap verir Daha sonra bu ölüye; "Sen 'ı gördün mü? diye sorulur O da "Hiçbir kimse 'ı görmeye lâyık değildir" diye cevap verir Bu soru ve cevaplardan sonra onun için ateş tarafına bir pencere açılır Ölü ona bakarak ateş alevlerinin birbirini kırıp yenmeye çalıştığını görür Sonra ona; "'ın seni koruduğu ateşe bak" denir Daha sonra onun için Cennet tarafına bir pencere açılır O da bu defa Cennetin süsüne ve nimetlerine bakar Kendisine; "İşte bu yer senin makamındır" denildikten sonra; "Sen samimi iman üzerinde idin, bu sağlam iman üzerinde öldün ve inşa iman üzerinde dirileceksin" denir" (İbn Mace, Zühd, 32)

Görüldüğü gibi yukardaki hadiste herhangi bir melekten söz edilmemekte, mücerred olarak kabir suali zikredilmektedir Başka bir hadiste ise ölüyü sorguya çekecek olanın bir melek olduğu belirtilmekte ancak isminden bahsedilmemektedir:

"Bu ümmet kabirlerinde imtihan edilecek İnsan defnedilip arkadaşları ondan ayrılınca, elinde topuzla bir melek gelerek onu oturtur ve; "Bu adam (Rasûlüllah hakkında ne dersin "? diye sorar Kişi mü'min ise; "'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed (sas)'in, 'ın kulu ve Rasûlü olduğuna şehadet ederim" diye cevap verir Melek de ona; "Doğru söyledin" der" (Ahmed İbn Hanbel, Müsned, III, 3, 40)

Daha önce geçen Ebu Hüreyre hadisinde iki sorgu meleğinden söz edilmekte ve birinin adının Münker, diğerinin de Nekir olduğu beyan edilmektedir

Ehl-i Sünnet'e göre Münker ve Nekir'in kabirde ölüyü sorguya çekmeleri haktır Kabrin sıkması ve azabı haktır Bu bütün kâfirler ve asi bazı mü'minler için olan bir şeydir (İmam Azam, "Fıkh-ı Ekber", trc H Basrî Çantay, Ankara 1985, s 14)

Ancak Mutezile buna muhalefet etmiştir Kabirdeki sual ve azap, ruhun cesede iade edilmesiyle mümkündür Peygamber (sas) Efendimiz, ölüyü defnettikten sonra; " Kardeşiniz için 'tan mağfiret dileyiniz, çünkü o, şu anda sorguya çekilmektedir" buyurmuşlardır (Ebu Davud, Cenâiz 67; es-Sâbûnî, "el-Bidâye Fi Usûli'd-Dîn ", Nşr B Topaloğlu, Dımaşk 1979 s 97)


Alıntı Yaparak Cevapla

Meleklerin Görevleri Ve Çeşitleri

Eski 08-05-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Meleklerin Görevleri Ve Çeşitleri



HAFAZA MELEKLERİ


İyi ve kötü her yapılanı gözetip hıfz etmek ve korumakla görevli melekler Hafaza ve hâfızîn, hâfız kelimesinin çoğuludur

Gözetlemeye memur melekler insandan hiç ayrılmaksızın her an onu murakabe etmekte ve her hareketini yazmaktadırlar Bütünüyle bu işin nasıl olduğunu da bilemediğimiz gibi keyfiyetini bilmekle de mükellef değiliz

"Muhakkak sizin üzerinizde hafız (gözetleyici) melekler var Kiram (değerli) kâtipler var Her ne yaparsanız bilirler" (el-İnfitâr, 82/ 10, 11, 12)

"Hafızın" gözetleyici, amelleri ezberleyen, muhafaza eden ve koruyan anlamında tefsîr edilmiştir Âyette hafaza melekleri "kirâmen" değerli, şerefli sıfatlarıyla anılmıştır Melekler katında şerefli ve değerlidirler (Taberî, Tefsîr)Bu suretle kalplerde o şerefli meleklerin yanında utanma ve toparlanma hissi uyarılmak istenmiştir Zira insanoğlu yüksek mevkide bulunanların huzurunda söz, hareket ve davranış bakımından bir hata yapmamak hususunda son derece dikkatli ve itinalı hareket eder "Kirâmen" vasfıyla anlatılan meleklerin her an ve her durumda kendilerini gözetlediğini bilen kimselerde huy ve davranışlarını dikkatle ve güzel bir şekilde yapmalarıdır

Yaptığınız bütün işler melekler tarafından muhafaza edilmektedir

"Yaptığınız bütün hileleri meleklerimiz kaydediyor" (Yûnus, 10/21)

"İnsanın arkasında ve önünde, 'ın emriyle onu koruyan ve yaptıklarınızı kaydeden melekler vardır" (er-Ra'd, 13/11)

Rasûlullah (sas) hafaza meleklerinin vazifelerini anlattığı bir hadiste şöyle buyurur: "Bir müslüman bir rahatsızlığa düşünce onu koruyan hafaza meleklerine şöyle emreder: " Kulumun her gün ve gecede yaptığı iyiliklerin sevabını ona bu hastalık müddetince yazın" (Dârimî, Rikâk, 56)

Gece melekleri ile gündüz melekleri sabah ve ikindi namazlarında bir araya gelirler bu meleklere "kullarım ne yapıyorlar?" diye sorar Melekler; "Onlara vardığımızda namaz kılıyorlardı, ayrıldığımızda da namaz kılıyorlardı" derler (Buhârî, Ezân, 31, Mevâkit, 16, Nesâî, Salât, 21)

İnsanın sağ ve sol omuzlarında bulunan hafaza melekleri insanın günah ve sevaplarını kaydederler Bu melekler insandan cima, helâ ve gusül anında bu haller bitinceye kadar ayrılırlar Hz Peygamber (sas) "Sizden hela ve cima hali hariç ayrılmayan Kirâmen Kâtibin'e saygı gösterin İçinizden biri banyo yaptığında bir bez parçası ile avret mahallini örtsün" Hz Ali (ra) da şöyle buyuru: "Avret mahalli açık olduğu melek kişiye yaklaşmaz" "Örtüsüz hamama girilince iki meleği kişiye lanet eder" (Kurtubî, el-Câ'm'î !i-Ahkâmi'l Kur'ân, XIX, 248)

Âlimler helâ ve cimâ halinde hafaza melekleri bulunmadığından dolayı, konuşmayı câiz görmemişlerdir

Bazı âlimler kâfirlerin hafaza meleklerinin olmayacağını, çünkü onların durumunun belli olduğunu, amellerin yalnızca kötülük olduğunu, sağlarında bulunan meleklerin mü'min olmadıklarından hayır yapamayacağını ileri sürmüşlerdir Nitekim u Teâlâ şöyle buyurur: "Mü'minler alemetlerinden tanınırlar" (er-Rahman, 55/41)

Ancak genel olarak İslâm âlimleri kâfirlerin de hafaza meleklerinin olduğunu kabul etmişlerdir Teâlâ: "Kitabı solundan verilene gelince" (el-Hâkka, 69/25) "Kitabı arkasından verilene gelince" (el-İnşikâk, 84/10) buyurmuştur Bu âyetler kâfirlerin kitaplarında hafaza melekleri tarafından yazıldığını gösterir Sağda bulunup hayır yazan melekler de kendisi bir şey yazmasa da solda bulunan meleğe kâfirlerin kötülüklerini yazarken şâhitlik yapar (Kurtubî, age, XIX, 248)

Hz Peygamber (sas): "u Teâla şöyle buyurmuştur: "Kulum bir günah işlemeye karar verirse onun cezasını yazmayın Şayet o kötülüğü işlerse ona bir günah yazın Bir iyilik yapmaya karar verirse yapmasa bile ona bir iyilik yazın Yaparsa on iyilik yazın " der (Müslim, İmân, 203)

Bu kudsî hadiste bildirilen karar vermek duygularla ilgili bir özellik olduğu için bunu hafaza melekleri nasıl tespit ederler meselesi tartışılmıştır Bu husus Şüfyan es-Sevrî'ye sorulunca şöyle cevaplandırmıştır: "Kul iyiliğe karar verince ondan bir misk kokusu yükselir Kötülüğe karar verince de leş kokusu yükselir Bunu melekler duyar ve yazarlar" (Kurtubî, age, XIX, 248) Nitekim âyet-i kerime de şöyle buyurulmuştur "Hatırla ki (insanın) sağındo ve solunda oturan, yaptıklarını tespit eden iki melek vardır İnsan bir söz söylemeye dursun, mutlak onun yanında (hayır ve şerrini) görüp gözetlemeye hazır bir (melek) vardır" (Kâf, 50/17, 10)

Hafaza melekleri, sağ ve sol tarafta bulunan melekler katında değerli, şereflidir Kul helâ, cimâ', banyo gibi avret mahallerinin açılmasına sebep olacak hallerde olunca bu melekler geçici olarak ayrılır

cenab-ı , yeşil cevherden arş-ı azamı yaratmıştır ki, onun nur ve azametini vasıflandırmak imkasızdır Arş'ın çevresi kırmızı yakuttandır ki,
bütün yaratıkların sıfat ve suretleri onda nakşolunmuştur
Göklerin üstünde meleklerin kıblesi olan, 'ın arşı vardır Nasıl ki yeryüzünde insanların kıblesi kabe-i mıazzama oldugu gibi

arş-ı azam-ın 70 bin dili vardır ki, her dili başka bir lügat ile 'ı tesbih eder Arş-ı Azam'ın dört direği vardır ki, bunlar yerin dibine kadar
inerler Arş, su üzerinde, su hava üzerinde iken cenab-ı , 4 büyük melek yarattı Bunlar, Arş'ı taşırlar Bunlara, Hamele-i arş(arş'ı taşıyanlar)denir

Bu 4 büyük melekten her birinin 4 yüzü vardır Bir yüzleri insan , bir yüzleri arslan, bir yüzleri boğa, bir yüzleri de kartal suretinde tasvir edilmiştir

Hamele-i arş melekleri daima ayaktadır ve arş-ı boyunları üzerine taşırlar

Bunlar, 'ın katında bütün meleklerden daha faziletlidirler
Bunlardan biri de israfil (ra)dir Arş'ın bir direği onun boynu üzerinde kuvvetli
ve muhkem olarak durur

Bu melek ın katında diğer üç melekten daha değerlidir Çünkü sur'u taşıyan bu melektir

Sur'a üflemek için levh-i mahfuzdan gelecek emri, kıyamete kadar beklemektedir ve Cenab-ı 'ın cebrail, mikail, ve azrail'e verdiği emirleri
kendilerine bildirmektedir Hamele-i arş meleklerinin her birinin 4 kanadı vardır Bu kanatlar 4 yana yayılmıştır

Bu meleklerin vucutlarının yarısı ateşten yarısı kardan yaratılmıştır Buna rağmen biri diğerini söndürmez O kadar büyüktürler ki kulakları ile
boyunları arası, kuşun 700 yıllık uçuş mesafesidir

Hak teala, arş'ın çevresinde 8 büyük nehir yaratmıştır Dördü kardan daha beyaz ve soğuk dördü de baldan daha tatlı ve lezzetlidir

Bu nehirler devamlı olarak arş'ın etrafında akar ve onu tavaf ederler

Cenab-ı , Herkail adında bir melek yaratmıştır

Bütün eşyaların sırlarını ona ver vermiştir Bu melek, 'tan, arrşı tavaf için izin istemiş tan izin alınca yola çıkmış, 8 bin kanadı ile 3 bin yıl uçmuş yorulunca
ona kuvvet vermiş ve uçmasını emretmiştir üçbin senen daha arş'ın etrafında uçmuş ve yorulunca ona kuvvet vermiş ve uçmasını emretmiştir
3 bin yıl daha uçmuş ve yorulunca bakmışki 9 bin senede ancak arş'ın bir direğinden diğer direğine gidebilmiştir O hayretler içinde seyrederken 'tan
ona nida gelmiştir

ya herkail! kıyamete kadar uçsan yinede arşımı tavaf edemezsin

Bu 8 nehrin arkasında, arş'ın etrafında nurdan ve karanlıktan biner perde yaratılmıştır Bu perdeler, nurun şiddeti ile arş'ın etrafında bulunan
melekleri yakmasın diye onlara karşı gerilmiştir Bu perdelerin arkasında da 70 bin melaike yaratılmıştır Bunlar arş'a dönük devamlı ı tesbih
ederler Arş'ı tavaf etmek için etrafında dönerler ve günde iki defa hamele-i arş meleklerine selam verirler Bunlara Saffun ve Haffun melekleri denir

Bunların arkasında da büyük bir yılan yaratılmuştır ki arş-ı azam'ı çevirmiş başını kuyruğunun üzerine koymüştur Başı inciden, vucudu sarı altından,
gözleri kırmızı yakuttan yaratılmıştır yüzbin kanadı vardır her püskülü yanında bir melek olup 'ı tesbih eder Bu sarı yılanın tesbih sesinden
bütün melekler dehşet duyar, tesbih sesi bütün meleklerinkini bastırır Aüzını açtıgı zaman gök ve yeri bir lokmada yutacak kadar büyüktür,
eğer bu yılana tesbih yaptığı zaman yavaş emri verilmeseydi, sesinden bütün melekler helak olurdu

İmam-ı Suyuti rahmetüllahi aleyh

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.