Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular > Dualar

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
câsiye, suresi, tefsiri

Casiye Suresi Tefsiri

Eski 08-05-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Casiye Suresi Tefsiri



Casiye Suresi, otuz yedi âyettir 14 âyeti Medinede, diğerleri Mekke´de nazil olmuştur

Cenabı Hak, bu mübarek surenin ilk âyetlerinde varlık ve birliğini, güç ve kuvvetinin yüceliğini gösteren deliller beyan ediyor, inkar ve inatllarıni sür*düren kâfirlere büyük bir azap takdir edildiğini haber veriyor

Sure-i celilede bundan sonra, İsrailoğullarının kıssasına özetle temas edi*liyor Onlara kitap, hikmet ve peygamber gönderildiği, güzel nzıklarîa nzıklan-dınldıklan ve zamanlarındaki diğer ümmetlere üstün kılındıkları belirtiliyor

Allah teala, gökleri ve yeri yerli yerince ve herkesin, yaptığının karşılığı*nı görmesi için yarattığını ve hiç kimsenin zulme uğratılmadtğıni beyan ediyor

Bundan sonra, çok çirkin bir davranış olan, arzu ve emellerine göre dav*ranma ahlakının kötülüğüne dikkat çekilerek, kendi arzu ve heveslerini ilah edi*nen sapık kimseleri, Allahtan başka hiçbir kimsenin hidayete erdiremeyeceği beyan ediliyor

Hayatı sadece bu dünya yaşantısından ibaret sanan gafillerin gafletine dikkat çekilerek, Allahın, herkesi, geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde bir araya toplayacağı haber veriliyor ve şöyle buyuruluyor:" Siz, dünyada bu*güne kavuşmayı nasıl unuttuysanız biz de bugün sizi öylece unutacağız Sizin yeriniz ateştir Sizin için yardımcı da yoktur[1]

Sure-i celilede bundan sonra, Allahın âyelrini alaya alanların, âhirette ce*hennemden hiç çıkarılmayacakları beyan ediliyor ve şu âyetlerle sona eriyor: "Hamd, göklerin rabbi ve âlemlerin rabbi olan Allaha mahsustur" "Göklerde ve yerde büyüklük ve hakimiyet onundur O, herşeye galiptir, hüküm ve hikmet sa*hibidir [2]



Rahman ve rahim olan Allanın adıyla



1- Hâ, Mim

Huruf-ı mukatta´a hakkında Bakara suresinin başında gerekli açıklama*lar yapılmıştır[3]



2- Bu kitap, Aziz ve Hakim olan Allah tarafından indirilmiştir [4]



3- Şüphesiz, göklerde ve yerde müminler için nice deliller vardır [5]



4- Allahin sîzi yoktan var etmesinde ve çeşitli canlıları yeryüzüne yaymasında, kesin olarak inananlar için nice deliller vardır [6]



5- Gece ile gündüzün değişmesinde, Allanın gökten indirdiği yağ*murla kuru toprağı, ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgarları yönlen*dirmesinde aklını kullanan bir topluluk için nice deliller vardır

Bu Kur´an, düşmanlarından intikam almasında herşeye galip olan, yaraıklannı sevk ve idarede hüküm ve hikmet sahibi olan Allah tarafından indirilen bir kitaptır

Ey insanlar, şüphesiz ki, kendilerinden yağmur inen yedi göklerde ve kendisinden mahlukatın var edildiği yeryüzünde, rablerinin delillerini düşünüp onlardan Öğüt alan müminler için birçok delil ve ibretler vardır

Ey insanlar, gece ile gündüzün değişmesinde, bunların birbirlerini taki-betmelerinde ve Allahın, azıklarınızı sebep kıldığı ve gökten indirdiği yağmur*da, kuruyup adeta ölü hale geldikten sonra yağmurla yeryüzünü diriltmesinde Allahın, doğudan, batıdan, kuzeyden güneyden çeşitli rahmet ve azap rüzgarları estirmesinde Allahın delillerini düşünen bir kavim için nice delil ve ibretler var*dır

Allah teala bu âyet-i kerimelerde, kullarını nimetlerini düşünmeye ve yüce kudretini tefekküre sevketmektedir O, gökleri ve yeri yaratmış onlarda melekler, cinler, insanlar, yürüyen hayvanlar ve uçan kuşlar var etmiştir Yeryü*zünde, akan sular ve denizler ve bunların içinde çeşitli varlıklar yaratmıştır Ge*ceyi ve gündüzü, karanlığı ile Örten ve ışığı ile aydınlatan iki vasıta kılmıştır Ayrıca, gökten indirdiği yağmurlarla, yeryüzünde yaşayan canlıların çeşitli gıda maddelerini yaratmış ve yeryüzünde estirdiği rüzgarlarla rahmetini her tarafa yaymış, bitkilerin beslenmelerini sağlamış ve hikmetini bilmediğimiz daha nice şeyleri gerçekleştirmiştir Bütün bunlar Alah tealanın kudretinin büyüklüğüne delil değil midir? [7]



6- Ey Muhammed, işte bunlar sana, "Hak" olarak açıkladığımız Al*lahın âyet ve delilleridir Allahın sözünden ve âyetlerinden başka hangi sö*ze inanacaklar?

Ey Muhammed, bu âyet ve deliller, rabbinin, yaratıklarına bildirdiği âyet ve delillerdir Biz onları sana bir gerçek olarak bildiriyoruz Ey Muhammed, Al*lahın sana bildirdiği söz ve âyetlerinden sonra artık bu müşrikler, hangi söze inanacaklar? AUahtan daha doğru söyleyecek birini nasıl bulacaklar? [8]



7- Her iftiracı günahkar kişinin vay haline [9]



8- O kimse, Allahın kendisine okunan âyetlerini işitir de, sonra sanki hiç işitmemiş gibi kibirlenerek inkarlarında ısrar eder Ey Muhammed, iş*te sen onu, can yakıcı bir azapla müjdele [10]



9- O İftiracı, âyetlerimizden bir şey öğrense onu hemen alaya alır İş*te onlar için rezil ve rüsvay edici bir azap vardır

Allaha karşı iftirada bulunup günahkar olan her yalancının vay haline Onlara cehennemliklerin kan ve irinlerinin aktığı veyl deresi vardır Böyle ifti*racı ve günahkar, kendisine okunan Allahın kitabının âyetlerini işittiği zaman hiç işitmemişeesine böbürlenir, inkarında ve günah işlemesinde inat eder Ey Muhammed, sen, bu gibi iftiracı günahkârları, can yakıcı bir azap olan cehen*nem ateşiyle müjdele Bu iftiracı günahkâr, kendisine okunan âyetlerimizden bir şeyi öğrendiği zaman da onlan alaya ahr İşte bu gibiler için kıyamet gününde, hor ve hakir düşüren bir azap vardır

"Şüphisiz zakkum ağacı, günahkarların cehennemdeki yiyecekleridir [11] âyetleri inince Ebu Cehil, hurma ve kaymak istemiş ve "Bundan zakkumla-nın Muhammed ise ancak böyle bal gibi şeyleri vaadediyor" demiştir

Kâfirler, Kur´an-ı Kerim ile istihza ettiklerinden Resulullah (sav) Kur´an-ı Kerim´le düşman topraklanna yolculuk yapmayı yasaklamıştır

Abdullah b Ömer diyor ki:

"Resulullah (sav) düşmanın Kur´anu el uzatacağından korkarak onunla düşman topraklarına yolculuk yapmaya yasaklıyor ve Duyuruyordu ki: "Kur´an-la (düşman topraklanna) yolculuk yapmayın, zira ben, düşmanın ona herhangi bir şey yapmayacağından emin değilim [12]



10- Onların arkalarında da cehennem vardır Ne dünyada kazandık*ları şeyler, ne de Allahtan başka edindikleri dostlar kendilerine bir fayda sağlayacaktır Onlar için büyük bir azap vardır

Allanın âyetleriyie istihza eden iftiracı günahkar için, gelecekte cehen*nem azabı vardır Onların, dünyada iken kazandıkları ne mal ve evlat cehennem azabı karşısında onlara ne herhangi bir fayda sağlayabilecek ne de Alluhı bıra*kıp da edindikleri dostları onlara bir fayda sağlayabilecektir Onlar için kıyamet gününde büyük bir azap vardır [13]



11- Bu Kur´an, bir hidayet rehberidir Rablcrinin ayetlerini inkar edenlere, can yakıcı, tiksindiren bir azap vardır

Muhammed´e indirmiş olduğumuz bu Kur´an, hakkı gösteren bir delil, kendisiyle amel edeni doğru yola sevkeden bir rehberdir Rablerinin âyetlerini inkar eden ve onlarla amel etmeyenlere gelince, onlar için kıyamet gününde pek tiksindirici ve can yakıcı bir azap vardır [14]



12- Gemilerin, Allahm emriyle seyretmesi, sizin de onun lütfundan nzık aramanız ve şükretmeniz için denizi emrinize veren Allahtır

Ey insanlar, denizi sizin hizmetinize tahsis eden Allahtır O bunu emrini*ze vermiştir ki izniyle o gemiler denizde seyretsinler Sizler onun lütluyla nzık arayasmız ve size vermiş olduğu nimetlere karşılık ona şükredesımz [15]



13- O, göklerde ve yerde bulunan herşeyi kendinden bir lütuf olarak sîzin hizmetinize vermiştir Düşünen bir kavim için bunlarda, nice ibret ve deliller vardır

Sizin için, gökte bulunan güneş, ay ve yıldızlar gibi varlıkları ve yeryü-ünde bulunan hayvan, bitki ve cansız varlıkları yaratan ve hizmetinize veren an*cak Allahtır Ey insanlar, şüphesiz ki bütün bunlarda düşünüp ibret alan bir ka*vim için nice ibret ve deliller vardır Siz sadece bunları sizin emrinize sunan Al-laha kulluk edin ve ona şükredin [16]



14- Ey Muhammcd, iman edenlere söyle Allanın ceza günlerinin ge*leceğini ummayanları bağışlasınlar ki, Allah her kavmi kazandığı ile ceza*landırsın

Ey Muhammed, Allalıa inanan ve sana tabi olan müminlere de ki: "Ken*dilerine, Allanın cezalandırma günlerinden korkmayan kâfirler herhangi bir zarar verdiklerinde ve bir kötülük yaptıklarında onlara aldırış etmesinler ki Allah âhirette, her kavme, yaptığının karşılığını vermiş olsun Onların eziyetlerine ta*hammül eden müminleri mükafaatlandırsm Eziyet eden kâfirleri ise layık ol*dukları azaba uğratsın

Bu âyet-i kerime, İslamın ilk dönemlerinde nazil olmuş ve müslümanla-nn zayıf oldukları zamanlarda müşriklere karşılık vermemelerini emretmiştir Daha sonra İslam güçlenince, müminlerin onlara karşı cihud etmeleri ve onlarla savaşmaları emredilmiş böylece bu fıyetin hükmü neshedilmiştir

Abdullah b Abbas bu âyeti izah ederken şöyle demiştir: "Müşrikler, Re-sulullaha eziyet ettiklerinde onların eziyetlerine aldırış etmiyordu Müşrikler onu alaya alıyor ve onu yalanlıyorlardı Bunun üzerine Allah teala: "Ey mümin*ler, müşrikler sizinle nasıl topluca savaşıyorlarsa siz de onlarla topluca savaşın [17]emrini gönderdi ve böylece bu âyet neshedilen âyetlerden oldu

Katade ise bu âyetin, adı geçen Tevbe suresinin otuz altıncı âyetiyle ve Enfal suresinin: "Eğer savaşta onları yakalarsan arkalarındakileri dağıtacak bir şekilde cezalandır Belki ibret alırlar [18] âyetiyle neshedildiğini söylemiş, Deh-hak bu âyetin, Tevbe suresinde, müşriklerle savaşmayı emreden âyetle neshedil*diğini, Ebu Salih ise yine bu âyetin, Hacc suresinin: "Kendileriyle savaşılan mü*minlere, zulmedildikleri için cihad etme izni verildi Şüphesiz ki Allah, onlara yardım etmeye elbette kadirdir [19] âyetiyle neshedildiğini söylemiştir İbn-i Zeyd de bu âyetin, cihadın farz okluğunu belirten âyetlerle neshedildiğini söyle*miştir [20]



15- Kim salih amel işlerse, (Onun mükafaatı) kendinedir Kim de kö*tü amel işlerse, (Onun zaran)yinc kendinedir Sonra rabbinizc döndürüle*ceksiniz

Allanın kullarından kim, onun emirlerine itaat edip yasaklarından kaçına*rak salih amel işleyecek olursa bunun faydası kendisine aittir Zira Allanın hiçbir amele ihtiyacı yoktur Kim de Allanın emirlerine karşı gelerek ve yasaklanın işleyerek kötü bir amel yapacak olursa o kimse kendi aleyhine hareket etmiş olur Zira o kişi bu haliyle kendisini Allanın gazabına ve azabına sürüklemiş olur Sonra ey insanlar, hepinizin döneceği yer rabbinizdir O, sizlerden iyilik yapana iyiliğinin, kötülük yapana da kötülüğünün karşılığını verecektir [21]



16- Şüphesiz biz İsrailoğullarına kitap, hikmet ve peygamberlik ver*miştik Onları güzel nimetlerle rizıklandırmiştık Ve onları âlemlerden üs*tün kılmıştık

Ey Muhammed, şüphesiz ki biz, İsrailoğullarma da Önce Tevratı sonra da İncil´i vermiştik Onlara, kitabı anlama ve sünnetleri idrak etme bilgisini vernıiş-tik Ve onlardan peygamberler yapmıştık Onları, kudret helvası ve bıldırcın eti gibi azıklarla rıziklandırmıştık Ve onları, zamanlarının insanlarından üstün kıl*mıştık [22]



17- Din hususunda onlara apaçık deliller vermiştik Onlar ancak kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki çckcmcmc/ük ve düşmanlık yüzünden ihtilafa düşmüşlerdi Şüphesiz senin rabbin, kıyamet günü, onla*rın ihtilafa düştükleri hususlarda, aralarında hüküm verecektir

Biz, israiloğullarma, içinde herşeyin açıklaması bulunan Tevrat´ı indire*rek, emrimiz hususunda apaçık deliller vermiştik Onlar, ancak kendilerine ölüm geldikten sonra aralarında ihtilafa düşmüşlerdir Bu ihtilafın sebebi ise, li*derlik kavgası ve birbirlerine karşı haksız davranmalarıdır Ey Muhammed, şüp*hesiz ki rabbin, kıyamet gününde İsrailoğullannın aralarında ihtilafa düştükleri konular hakkında kesin kararını yerecek ve böylece haklılar haksız okullarından ayırdedilmiş olacaktır

Bu âyet-i kerime, Muhammed ümmetini, İsrai loğu Harının düştüğü kötü akıbetlere, düşmemeleri için uyarmaktadır [23]



18- Sonra ey Muhammed, biz seni de din hususunda bir şeriat sahibi kıldık Sen ona uy Hakkı bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma

Ey Muhammed, İsrailoğullarma şeriat verdikten sonra seni de emirleri*miz hususunda bir şeriat sahibi kıldık Sen bu şeriata uy Hakkı batıldan ayırde-demeyen cahillerin davetine uyma Aksi halde helak olursun

Âyette zikredilen "Şeriaf´tan maksat, Abdullah b Abbas´a göre "Hida*yet ve apaçık bir yol"dur Katade´ye göre "Emirler, yasaklar, farz ve cezalar"dır İbn-i Zeyd´e göre ise "din"dir [24]



19- Onlar, Allahtan gelen hiçbir şeyi senden uzaklaştıramazlar Şüp*hesiz zalimler, birbirlerinin dostudurlar Müttakilcrin dostu ise Allahtır

Ey Muhammed, rablerini tanımayan ve seni heva ve heveslerine uymaya çağıran bu cahiller, rabbinin şeriatını bırakıp onlara uyduğun takdirde, rabbinin, seni cezalandırmasına karşı seni müdafaa edemezler Zalimler, Allaha iman et*me ve ona itaatte bulunmaya karşı birbirlerinin yardımcıları ve dostlarıdır Allah ise emirlerini tutup yasaklarından kaçınan takva sahiplerinin dostudur O halde sen, Allahtan kork O zalimlere karşı senin için kâfidir Sayılan çok da olsa on*lar sana bir şey yapamayacaklardır [25]



20- Bu Kur´an, insanlar için kalb güzleridir Kesin olarak inanan bir topluluk için de bir hidayet rehberi ve bir rahmet kaynağıdır

Ey Muhammed, sana indirdiğimiz bu kitap, insanlann kalb gözlerim açan bir nurdur İnsanlar, onun vasıtasıyla hakkı batıldan ayırdederter ve doğru yolu tanımış olurlar Bu kitap, kendisinin hak bir kitap olduğunu kesin bir şekilde id*rak eden bir topluluk için bir rehber ve bir rahmettir Zira, Kur´andan ancak on*lar faydalanırlar O Kur´an, kendisini yalanlayan kâfirlerin ise kötülüğünü artı*rır O, onlar için bir üzüntü kaynağıdır [26]



21- Yoksa kötülükleri işleyenler, hayatlarında ve ölümlerinde, iman edip salih ameller İşleyenlerle kendilerini bîr tutacağımızı mı sanırlar? Ne kötü hüküm veriyorlar!

Bu âyet-i kerime, çeşitli kıraatlar sebebiyle farklı şekillerde izah edil*miştir Bunlardan biri mealde verildiği gibidir Buna göre âyetin izahı şöyledir: "Dünyada iken Allahm peygamberlerini yalanlayarak, Allahtan başka şeylere taparak ve onun emirlerine karşı gelerek kötü amel işleyenleri hiçbir zaman, iman edip salih amel işleyenlerle bir tutamayız Onların hayatları da ölümleri de birbirlerinden farklıdır Çünkü salih amel işleyenler Allaha itaat ederek yaşa*mışlar, âhirette nimetlere erişecekleri müjdesiyle ölmüşlerdir Kötü amel işle*yenler ise hayatta iken Allaha karşı gelmişler ve cehennemde yanacakları ihta*rıyla ölmüşlerdir Elbette ki bunlar hayatlarında ve ölümlerinde farklıdırlar

Diğer bir izah tarzına göre, âyetin manası şöyledir: "Kötü amel işleyen*ler, dünya hayatında, iman edip salih amel işleyenlerle eşit oldukları gibi öldük*ten sonra da onlarla eşit olacaklarını mı sanıyorlar? Dünya hayatındayken sıhhat ve nzık bakımından farksız olsalar da âhirette, müminler cennete sevkedilecek-ler kâfirler ise cehenneme sürüleceklerdir Böylece birbirlerinden tamamen ayrılacaklardır dünya hayatlarıyla (Muinlerden sonraki yaşantıları bir olmayacaktır

Başka bir izah tarzına göre ise âyetin manası şöyledir: "Kötü amel işle*yenler, kendilerini, iman edip salih amel işleyenlerle bir tutacağımızı mı sanır*lar? Müminler, hayatta iken de öldüklerinde de mümindirler Kâfirler ise, hayat*ta iken de öldükten sonra da kâfirdirler Bunlar asla eşit olamazlar Bunların, iman edenlerle eşit olacaklarına dair vermiş oldukları hükümise ne kötü bir hü*kümdür! [27]



22- Allah, gökleri ve yeri yerli yerince hem de herkes yaptığının kar*şılığım görsün diye yarattı Onlar zulma uğratılmaz

Allah, gökleri ve yeri, yaratıklarına zulmetmek için değil, hak ve adaleti icra etmek için yarattı Bu itibarla herkes yaptığının karşılığını görecek ve hiçbir kimseye zulmedilmeyecektir İyilik yapan mükafatlandırılacak kötülük yapan ise cezalandırılacaktır [28]



23- Ey Muhammcd, heva ve hevesini kendine ilah edinen, Allanın da (dalaleti hak ettiğini) bilerek saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlcdiği ve gözüne perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allahtan başka kim hidayete erdirebilir? Düşünmez misiniz?

Bu âyet-i kerime iki şekilde izah edilmiştir Taberi´nin de tercih ettiği birinci izah şeklinde şöyle denilmiştir: "Ey Muhammed, heva ve hevesini kendi*sine ilah edineni gördün mü? O, ilahlık sadece kendisine ait olan Allahi ilah edinmez Bilakis, heva ve hevesine uygun olan şeyleri ilah edinir ve onlara ta*par

Said b el-Müseyyeb diyor ki: "Kureyşliler bir zaman beyaz bir taştan ibaret olan "Uzza" putuna tapıyorlardı Daha sonra ondan daha güzelini bulunca da ona tapıyorlardı, İşte bunun üzerine Allah teala: "Ey Muhammed, heva ve hevesini ilah edineni gördün mü? âyetini indirdi

İkinci izah tarzı ise şöyledir: "Ey Muhammed, heva ve hevesini kendisine din edineni gördün mü? O, Allaha iman etmediği için nefsinin hoşuna giden şe*kilde amel eder O, Allahin haram kıldığını haram saymaz, helal kıldığını da he*lal kabul etmez"

Abdullah b Abbas diyor ki: "Bu âyetin zikrettiği insandan maksat, kâfir kimsedir Zira o, Allah tarafından herhangi bir delile dayanmaksızın heva ve he*vesini din edinir,

Âyet-İ kerimenin devamında: "Allanın bilerek saptırdığı" ifadesi geçmek*tedir Bundan maksat, "Allah, böyle bir insana her türlü delil gelse dahi hidayete ermeyeceğini, ezeli ilmiyle bildiği için onu saptırmıştır" demektir

Ayet-i kerimenin devamında: Allahın, heva ve hevesini kendisine ilah edinen kişinin kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözüne perde çektiği" zikre*dilmektedir Bundan maksat, Allahın, böyle kişilerin kulaklarını ve kalblerini manevi bir mühürle mühürlemesi ve gözlerini manevi olarak kör etmesidir" Öyle ki bu tür insanlar, Allahın gönderdiği kitabın âyetlerini dinleyip onlardan öğüt almazlar Akıllanyla hakkı düşünmezler, gözleriyle, Allahın varlığım ve birliğini gösteren delilleri görmezler İşte bu tür insanları, Allahın dışında kim hidayete erdirebilir? Ey insanlar hiç düşünmez misiniz? Allahın, kendisine böy*le yaptığı bir kimsenin hidayete eremeyeceğini anlamaz mısınız? [29]



24- Onlar, "Hayat ancak bu dünyadaki hayatımızdır Ölenlerimiz ölür yaşayanlarımız yaşar Bizi, ancak geçen zaman öldürür" derler On*ların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur Onlar sadece tahmin ederler

Heva ve heveslerini ilah edinen müşrikler, öldükten sonra dirileceklerini inkar ederek şöyle derler: "Hayat ancak dünya hayatıdır Bizler ölürüz çocukla*rımız yaşar Onlar da belli bir müddet yaşar sonra ölürler Bizi ancak zamanın devam etmesi helak eder" Böyle diyen müşriklerin, iddialarına dair kesin bir bilgileri yoktur Onlar sadece bâtıl bir zanda bulunurlar

Müşrikler, kendilerini ancak zamanın helak ettiğini, onları bunun dışın*da öldüren bir gücün olmadığını iddia ediyorlar Sonra da çeşitli sebeplerle za*mana sövüyor ve onu kötülüyorlardı Allah teala bu hususta müşrikleri uyardı ve onları helak edenin kendisi olduğunu beyan etti Bununla birlikte kendilerini yok eden Allaha dil uzatmış olduklarını beyan etti ve zamana sövmemelerini emretti

Bu hususta peygamber efendimiz (sav) şöyle buyuruyor:

"Aziz ve celil olan Allah şöyle buyurdu: "Âdemoğlu zamana söverek ba*na eziyet eder Zaman ben´im (Zira) emir benim elimdedir Gece ve gündüzü evirip çeviren ben´im [30]



25- Onlara âyetlerimiz açıkça okunduğu zaman: "Sözünüzde samimi iseniz atalarımızı diriltip getirin" demelerinden başka delilleri yoktur

Öldükten sonra dirilmeyi yalanlayan bu müşriklere, Allahın, Öldükten sonra yaratıkları tekrar dirilteceğini beyan eden âyetleri okunduğu zaman, onla*rın delilleri sadece şu sözleridir "Bize okuduğunuz âyetlerde doğru iseniz daha önce ölmüş olan atalarımızı diriltip önümüze getirin Böylece bizler de, Allahın, ölüleri tekrar dirilteceğine inanalım" [31]



26- De ki: "Size Allah can verir sonra öldürür, daha sonra geleceğin*de şüphe olmayan kıyamet gününde bir araya toplar Fakat insanların ço*ğu bilmezler"

Ey Muhammed, öldükten sonra dirilmeyi yalanlayan ve "Eğer iddiaların*da doğru isen Ölen atalarımızı dirilt ve bize getir" diyen o müşriklere cevaben de ki: "Ey müşrikler, Allah sizleri dünyada dilediği kadar yaşatır sonra dilediği zaman Öldürür Sonra da kendisinden şüphe edilmeyecek olan kıyamet gününde geçmiş, gelecek hepinizi bir araya toplayacaktır Fakat sizin gibi bir çokları bu hakikati bilmezler Bunu öğrenmeleri gerekirken, cahilliklerinde ısrar ederler [32]



27- Göklerin ve yerin mülkü sadece Allahındır Kıarnct koptuğu gün, işte o gün, batıla uyanlar hüsrana uğrayacaklardır

Göklerin ve yerin hükümranlığı müşriklerin taptıkları ilahların değil sa*dece Alîahındır O halde, nasıl olur da herşeyin maliki olan Allahı bırakarak onun hükümranlığı altında bulunan bazı varlıklara taparlar? Ölülerin diriltilerek kabirlerinden çıkarılacakları kıyamet günü gelince dünyada iken, Allaha ortak koşma gibi batıl düşünceler içinde bulunanlar, hüsrana uğrayacaklar, cennetteki makamlarını kaybedip cehenneme gireceklerdir [33]



28- Sen (O günün şiddetinden) bütün ümmetlerin diz üstü çöktükle*rini görürsün O gün her ümmet amel defterinin başına çağırılacak ve on*lara şöyle denilecektir: "Bugün, dünyada yaptıklarınızın karşılığını göre*ceksiniz"

Ey Muhammed sen kıyamet koptuğu zaman o günün dehşetinden dolayı bütün ümmetlerin diz üstü çöktüklerini görürsün İşte o gün her ümmet, dünya*da iken işledikleri ve melekler tarafından zaptedilen amel defterlerini almaya çağırılırlar Ve herkese "Bugün, dünyada iken işlediğiniz amellerin karşılığını görüyorsunuz İyilik edene nimet, kötülük edene ise ceza verilecektir" denilir

Ayet-i kerimede, kıyamet gününün dehşetinden dolayı her ümmetin, di-züstü çökerek korku içinde, haklarında verilecek kararı bekleyecekleri ve herke*sin amel defterinin dağıtılarak ameline göre hesaba çekileceği ifade edilmekte*dir

Peygamber efendimiz, kıyamet gününün bu dehşetli halini bizlere şöyle açıklamaktadır: ay´ın ondördünde onu görmek için zorluk çeker misiniz?" Sahabiler: "Hayır ey Allanın Resilü" dediler Resulullah: "Bulutsuz bir günde güneşi görmek için sı*kıntı çeker misiniz?" dedi Sahabiler: "Hayır ey Allahm Resulü" dediler Bunun üzerine Resulullah şöyle buyurdu: "İşte sizler Allahı da biyle göreceksiniz Kı*yamet gününde Allah insalan bir araya toplayacak ve onlara "Kim neye tapıyor idiyse şimdi de ona tabi olsun" diyecektir Bunun üzerine, güneşe tapan güneşe tabi olacak, ay´a tapan ay´a tabi olacak ve Tağutlara tapanlar da Tağutlara tabi olacaklardır Bu ümmet ise, içinde münafıkları da bulunduğu hakle (Diğer bir rivayette, şefaatçileri bulunduğu halde) Rableri gelip "Ben sizin rabbinizim" de*yinceye kadar bunlann dışında kalacaktır Bunlar, kendi kendilerine: "Rabbimiz gelinceye kadar bizim yerimiz burasıdır Rabbimiz gelince biz onu tanınz" di*yeceklerdir Rableri bunlara, tanıyacakları bir şekilde gelecek ve "Ben sizin rab*binizim" diyecek onlar da "Sen bizim rabbimizsin" deyip ona tabi olacaklardır Cehennerrîin tam ortasına sırat köprüsü kurulacakondan ilk geçen ben ve üm*metim olacağız O gün, peygamberlerden başka kimse konuşamayacaktır O gün, peygamberlerin duaları ise "Ey Allahım, kurtar, kurtar" olacaktır Cehen*nemde sa´dan dikenine benzeyen kancalar bulunmaktadır Resulullah: "Sizler sa´dan dikenini gördünüz mü?" diye sordu Sahabiler, "Evet ey Allahın Resulü gördük" dediler Resulullah da "İşte o kancalar, sa´dan dikeni gibidirler Ancak onların ne kadar büyük olduklarım sadece Allah bilir İnsanlar, amellerine göre bu kancalara çekileceklerdir Bazıları ameli yüzünden helak olacak, bazıları ise zerrecikler haline geleceklerdir" buyurdu [34]



29- İşte kitabımız size gerçekleri söylüyor Şüphesiz biz, dünyaday*ken yaptıklarınızı yazıyorduk

Kıyamet gününde herkese, melekler tarafından tesbit edilen amel defter*leri verildiği zaman, herkes yaptığının karşılığını görecektir Ey inananlar, her*kese yaptığının karşılığı verilirken, sızlanmayın Zira, bizim, meleklere yazdır*mış olduğumuz amel defterleri gerçeği söyler Çünkü biz, dünyada iken yaptığı*nız amelleri meleklere zaptettiriyorduk

*Hz Ali (r,a)ın şöyle dediği rivayet edilir: "Allahın, her gün yeryüzüne bir kısım şeylerle inen melekleri vardır Melekler, insanoğlunun amellerini o şeylere yazarlar" [35]



30- İman edip salih ameller işleyenlere gelince, rableri onları rahme*tine koyacaktır İşte apaçık kurtuluş budur

Dünyada iken, Allaha irnan edip onu birleyen, ona herhang ibir şeyi ortak koşmayanAllahın emirlerini tutup yasaklarından kaçınarak salih amel işleyen*leri, rableri rahmetiyle cennetine koyacaktır İşte bu apaçık bir kurtuluştur Zira müminlerin, dünyada iken çalışıp elde etmek istedikleri son gayeleri budur [36]



31- Kâfirlere ise şöyle denir: "Size âyetlerim okunmadı mı? Siz, bü*yüklük tasladınız ve suçlu bir kavim oldunuz değil mi?"

Dünyada iken AHahın birliğini inkar eden ve Hanlığın sadece ona ait ol*duğunu kabul etmeyen kafirlere gelince, kıyamet günü onlara şöyle denilecektir "Dünyada iken sizlere âyetlerim okunmadı mı? Evet okunmuştu fakat sizler on*ları dinlemeyi gururlarınıza yediremediniz Ve sizler suçlu bir kavim oldunuz Allahı inkar ediyor, öldükten sonra" dirilmeye inanmıyor ve çeşitli günahlar işli*yordunuz [37] ,



32- Şüphesiz ki, Allanın vaadi haktır "Kıyametin kopmasında hiçbir şüphe yoktur" denildiği zaman: "Kıyamet nedir bilmiyoruz, sadece zan ve tahminde bulunuyoruz Bu hususta kesin bir bilgimiz yok" derdiniz

Ey kâfirler, size, "AHahın, ölüleri diriltip hesaba çekeceği vaadi haktır İnsanların, bir araya toplanarak yaptıklarının karşılığını örecekleri kıyamet gü*nünün gelmesinde şüphe yoktur O halde Allahtan korkun Alİaha ve peygam*berine iman edip, sizi AHahın cezalandırmasından kurtaracak salih ameller işle*yin" elendiği zaman siz şöyle diyordunuz: "Biz, kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz Onun hakkında sadece bir tahmin yürütüyoruz Biz onun geleceği husu*sunda kesin bir kanaata sahip değiliz" [38]



33- Kâfirlerin işledikleri amellerin kötülüğü, gözlerinin önüne seril*di Alaya aldıkları hususlar, onları çepeçevre kuşatıvcrdi

Dünyada iken, Allahın âyetlerini inkar eden kâfirlerin işledikleri amelle*rin kötü olduğu, âhirette açıkça ortaya çıkt Çünkü onlar, amel defterlerini kay*deden meleklerin tesbit ettikleri amellerini bizzat gördüler Ve onları, dünyada iken alaya aldıkları azap kuşatıverdi [39]



34- O gün kâfirlere şöyle denilir: "Siz, dünyada bugüne kavuşmayı nasıl unuttuysanız, biz de, sizi bugün öylece unutacağız Sizin yeriniz ateş*tir Sizin için yardımcılar da yoktur

Kıyamet gününde kâfirlere şöyle denecektir: "Sizler dünyada, rabbinizin huzuruna çıkıp hesap vereceğinize dair amelleri işlemeyi nasıl unuttuysanız bu*gün de biz sizleri cehennem azabında unuturuz Sizin sığınacağınız sığınağınız, cehennem ateşidir Sizi, bugün Allahın azabından kurtaracak herhangi bir yar*dımcınız da yoktur [40]



35- Bu, Allahın âyetlerini alaya almanızın ve dünya hayatının sizi aldalmasının neticesidir "Artık bugün onlar, ne cehennemden çıkarılacak ne de özür beyan etmeleri istenecektir

Bugün sizin uğratıldığınız bu cehennem azabının sebebi, sizin, dünyada iken Allahın delillerini ve kitabının âyetlerini alaya almanız bir de dünya haya*tının geçici süslerine aidanip onları âhiret hayatına tercih etmenizdir Bugün o kâfirler ne cehennem-ateşinden çıkarılırlar ne de "Dünyaya döndürün de salih ameller işleyelim" şeklindeki mazeretleri dinlenir [41]



36- Hamd gklcrin rabbi, yerin rabbi ve âlemlerin rabbi olan Allaha mahsustur [42]



37- Göklerde ve yerde büyüklük ve hakimiyet onundur O herşeye galiptir, hüküm ve hikmet sahibidir

Ey insanlar, yaratıklarına verdiği nimetlerine karşı, hamd sadece Allaha mahsustur O halde sadece ona hamd edin Zira sizde bulunun bütün nimetler yalnızca onun tarafındandır O, yedi göklerin rabbi, yerin rabbi ve bütün âlemlerin rabbidir Göklerde ve yerde ululuk sadece ona mahsustur O herşeye galiptir Emirlerine karşı gelenleri kahreder Yaratıklarının işlerini sevk ve idare etmede hikmet ve söz sahibi yalnızca O´dur [43]

Kaynak:




Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.