Kur'an Meâli İle Yetinmek |
08-05-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kur'an Meâli İle YetinmekKUR'AN MEALİ İLE YETİNMEK İnsan olarak hepimiz ilâhî hitabın, yani Kur’an-ı Kerim’in birer muhatabıyız Yüce Kitabımız’ı manasını bilmeden de olsa okumak, güzel ve sevabı büyük bir ibadet Ama Rabbimiz’in mesajını anlayarak, ibret alarak, tefekkür ederek okumak ise elbette bambaşka Fakat Kur’an Arapça O halde ne yapmalı? Bir çözüm gibi görünen mealinden Kur’an’ı anlama çabası yeterli mi? Arapça bilmeyen bir kişinin doğrudan Kur’an’a muhatap olması demek, onu yüzünden okumak ile yetinmesi demek Zaten halkımız arasında en yaygın okuma çeşidi de bu Kur’an okuyanlarımızın çoğunluğu, bir hatim tamamlama veya cuma geceleri ölülerinin ruhuna bir Yasin okuma sevabıyla yetinmek durumundalar Günümüzde her ne kadar tartışmaya açılmak istense de, alimlerimizin görüş birliği ile kabul edilmektedir ki, Kur’an’ın kendi okunuşu ile ibadet edilir Yani ibadet dili, bizatihi Kur’an lafzıdır Dolayısıyla onu yüzünden okumak suretiyle de ondan feyz alınır Bu, kimsenin küçümseyemiyeceği derecede önemli bir ibadettir Fakat Kur’an’ın indiriliş gayesini böyle bir çerçeveyle sınırlandırmak da mümkün değil Merhum Mehmet Akif’in deyişiyle: “İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin! Ne mezarlıklarda okunmak, ne de fal bakmak için!” Gerçekte Kur’an, kendi ifadesiyle bir rehber, bir kurtuluş olmak üzere indirilmiştir Bu da ancak anlamakla, tabi olmakla veya anlayanlara ve tabi olanlara uymakla mümkün Kur’an’ın anlaşılması için Arapça bilmek şüphesiz çok önemli Fakat bilmemek bir engel değil Aslında Arapça bilmek, Kur’an’ı anlamada tek başına yeterli de değil Arapça bilmemek, Kur’an’ı anlamaya engel değil dedik Çünkü asırlar boyunca alimlerimizin büyük bir vukufiyet ve titizlikle hazırladığı tefsirler bulunuyor Kur’an tercümeleri veya meallere gelince; Türkçe olduğu gibi, daha birçok dilde Mukaddes Kitabımız’ın tercümeleri var Bunların birçok açıdan faydalı olduğu da biliniyor Fakat, bütün ilim erbabınca ittifakla kabul edilen çok önemli bir husus şu ki, hiçbir tercüme aslının aynısı değildir Mesela, Fransızca yazılan bir şiir Türkçe’ye tercüme edildiğinde, o şiirin Fransızca’daki aslıyla aynı olduğu iddia edilebilir mi? Hele de şiiri şiir yapan ahenginin, Fransızca’ya özgü söz sanatlarının aynen uyarlandığını iddia etmek gülünç olmaz mı? Herhangi bir dildeki bir şiiri, diğer bir dile tercüme eden 10 mütercim varsayalım Bunların hepsinin tercümeleri birbirinden farklı olur ve hiç birinin tercümesi, aslının aynısıdır denilemez Bu durum, tercüme işleminin tabii bir sonucu Tercümenin örneklediğimiz bu kaçınılmaz özelliği, şüphesiz Kur’an-ı Kerim için de geçerli Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilmiş olan 70-80 civarındaki Kur’an-ı Kerim tercümelerinin herbirinin diğerlerine göre farklı özellikleri soz konusu Her mütercim, Arapçaya ve Türkçe’ye hakimiyet derecesine göre bir tercüme gerçekleştirmiş Her birinin vukuf derecesi farklı olduğu için, tercümelerinin de farklı olması normal Yine tabii olarak onların hiç birinin tercümesi Kur’an’ın ve dolayısıyla u Tealâ’nın murad ettiği mananın aynısı olamaz Durum böyle olunca, sadece meal (tercüme) okumak ile yetinmek, birçok sakıncayı beraberinde getirir Çünkü meal, orijinal ifadedeki her bir kelimenin başka bir dildeki karşılığını koymak suretiyle yapılan en kısa tercüme şeklidir Böyle bir anlayışla Kur’an-ı Kerim’in tercüme edilmesi, ondaki engin manaların yeterince ifade edilebilmesini mümkün kılamaz Çünkü o, ilahî bir metin İnsanüstü ifade mükemmelliğine sahip mucize bir kelâm Kuran-ı Kerim’in bu özelliklerinin başka bir dile aktarılmasının imkansızlığının yanı sıra, ayetlerin indiriliş sebebi, Hz Peygamber (AS) Efendimiz’in ve Ashab-ı Kiram’ın açıklayış biçimi gibi Kur’an’ı anlamada birçok vazgeçilmez unsuru mealle verebilmek de mümkün değil Dolayısıyla Kur’an’ın en kısa şekilde tercüme edilmeye kalkışılması, ondaki ilâhî muradın tam olarak ifade edilebilmesi ve anlaşılabilmesi için yeterli olamaz Hatta u Tealâ’nın muradının yanlış anlaşılması tehlikesi ortaya çıkar Bu durumda, Kur’an’ın muteber tefsirlerine müracaat edilmesi kaçınılmaz olur Elmalılı Hamdi Yazır merhumun “Hak Dini Kur’an Dili” gibi doğrudan Türkçe yazılmış birçok güzel tefsir olduğu gibi, Arapça tefsirlerin önemli bir kısmı da tercüme edilmiş bulunuyor İbn-i Kesir’in, Razî’nin ve Kurtubî’nin tefsirleri bunlar arasındadır Yine bu konuda eklenmesi gereken çok önemli bir nokta da şudur: Sadece Kur’an ve tefsirlerinin okunması da yeterli değil Kur’an’ı öğrenmenin en iyi yolu, ehil alimlerden ders almaktır Bu mümkün değilse, en azından tereddütte kaldığımız meselelerde alimlere sık sık başvurulmalıdır Hatta mümkünse onlardan, usül ve metodoloji öğrenilmelidir Sonuç olarak, Kur’an’ı anlamada mealler yeterli görülmemeli; öncelikle ve mümkünse alimlerden ders alma yoluna gidilmelidir Bunun mümkün olmadığı durumlarda, meal ile birlikte Türkçe yazılmış veya Türkçe’ye tercüme edilmiş tefsirlerdeki izahlar dikkate alınmalıdır Ve unutulmamalıdır ki, ’ın Kelâmı’nı doğru anlayabilmenin vazgeçilmez unsuru, okumanın yanında tefekkür etmek, ibret almak, yaşamak ve Kur’an’ı yaşayanlarla birlikte olmaktır Arif Gezer / Semerkand |
|