08-05-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sani Buyuk Osman Pasa..
Adına marşlar yazılan birini anlatacağım En büyük düşmanı olan Rus Çarı’ndan büyük takdir görmüş bir komutan Dönemin tüm askerleri tarafından tereddütsüz emsal teşkil eden bir lider Ulu Hakan Sultan II Abdülhamit’in dostluğunu kazanmış bir asker Harp tarihine gösterdiği müthiş müdafaa ile anılan bir gazi Şanı büyük! Osman Paşa…
***
Osman Nuri, 1832 tarihinde Tokat’ta dünyaya gelir Ailesi yöre de bilinen Yağcıoğulları’dır Babası Mehmet Efendi İstanbul gümrüğünde kâtip olarak çalışır Osman Nuri yedi yaşına basar basmaz babasının yanına, İstanbul’a gelir Burada Rüştiye’ye kaydolur ve üstün başarıyla okulu bitirir Ardından Asker-i İdadi ve Mekteb-i Harbiyye okullarından mezun olur Küçük yaşlarda olmasına rağmen yüce din İslâmiyetin bayraktarlığını yapmış olan Âl-i Osman’ın içine düştüğü durum onu derinden üzer Dünyayı titretmiş, İstanbul’u fethedip Peygamber’in (sav) övgüsüne nail olmuş; Viyana’ya dayanmış devleti, artık buhranlar içindedir İnsanları sömürerek, kan akıtarak güç elde etmiş sömürgeciler tarafından “hasta adam” yaftası yemiş ve büyük toprak kayıpları baş göstermiştir Askeri vazifesinde cenk için can atarken 1853’te Osmanlı-Rusya arasında çıkan Kırım Savaşı sonucunda Tuna’ya gönderilir Yaklaşık üç sene burada kalır ve teğmenliğe yükselir Savaşın sonunda ise gösterdiği başarılardan ötürü Osman Nuri Yüzbaşı olur
***
Vazife yılları Islahatların başlangıcına denk gelen Osman Nuri, nüfus sayımı ile ilgili kadastro kurulunun Bursa ilindeki askeri temsilciliğine gönderilir Ardından sırasıyla Teselya, Yenişehir ve Lübnan’da vazife yapar Bu sırada İngilizlerin desteği ile Yunanlılar ayaklanmaya başlar Bunun sonucunda Girit’te bir isyan ortaya çıkar Osman Nuri Girit’teki isyanı bastırmak amacıyla bölgeye gönderilir Burada gösterdiği başarılardan ötürü Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa tarafından albaylığa terfi ettirilir Ardından Rumeli’de bulunan Beşinci Ordu Tümen komutanlığına terfi ettirilir ve burada “paşa” ünvanını alır Bu unvan ile Osman Nuri tarihe geçecek nâmına kavuşmuş; ordu da anılış şekli Osman Paşa olmuştur Azim ve istikrar abidesi olan Osman Paşa başarılırını devam ettirir ve rütbesi Korgeneralliğe kadar ulaşır Bu esnada 2 Temmuz 1876 tarihinde Sırplar ayaklanmaya başlar Başkaldırıyla beraber Osman Paşa Vidin komutanlığına getirilir Ardından Rus destekli Sırp ayaklanması ortaya çıkar Harekete geçen Osman Paşa, Sırp Prensi Milan komutasındaki Sırp birliklerini bozguna uğratır İzver Tepelerini ve Zayçar bölgesini zapt eder Bu büyük başarının ardından Osman Paşa hedef büyütür Amacı isyanla elden çıkan Belgrad’ı geri almaktır Lakin bu hareketi başaracak imkânlar ordu da mevcut değildir Ziyadesiyle harbiye nezaretinden de izin çıkmaz Destekledikleri Sırpların bozguna uğramasıyla şok olan Ruslar harekete geçer ve Bulgaristan üzerine yürür
***
Hızla ilerleyen Rus birlikleri Tuna Nehrini aşar Osman Paşa komutasındaki Osmanlı askerleri savunmada bulunmak amacıyla Niğbolu’ya geçmek ister Fakat Osmanlı askerlerinden önce Niğbolu’ya gelen Ruslar burayı da işgal eder Bunun üzerine Osman Paşa yeni bir karar alır “Savunma hattı Plevne’de oluşturulacaktır!” O güne kadar fazla duyulmamış olan bu şehir ismi göreceği müthiş müdafaadan sonra tarihe geçecek, marşlara konu olacaktır 19 Temmuz günü Plevne’ye ulaşan Rus birlikleri General Schilder Schuldner komutasında şehri bombalamaya başlar Osmanlı’ya göre elinde çok daha fazla asker bulunan ve daha donanımlı silahlara sahip olan Rus askerleri, Osmanlı birliklerine karşı taaruza geçer Taaruz sonucunda Ruslar, bazı Osmanlı mevzilerini ele geçirir Fakat Osman Paşa’nın etkili hamleleriyle Osmanlı askerleri Rusları bu mevzilerden geriye püskürtür Bu karşı hamleler sırasında iki tarafta ordusunu takviye etmekle meşgul olur Takviye ile Osman Paşa’nın komutasında ki asker sayısı 20 bine yaklaşır 30 Temmuz tarihinde Ruslar tekrar taaruza kalkar İki kanattan saldıran Rus askerleri beklenmedik bir müdafaayla karşılaşır Bu taaruz onlara büyük darbe verir Ruslar yaklaşık 7 bin 300 kişilik kayba uğrarken Osmanlı birlikleri 2 bin kadar şehit verir Büyük darbelerle azan Rus komutan ordusunu müthiş sayılarla takviye eder Ve Rus askerlerinin sayısı kısa bir sürede 100 bin kişiye ulaşır O esnada Osmanlı birliklerindeki asker sayısı ise 30 bini ancak bulabiliyordu Aradaki bu farka rağmen Osman Paşa mücadeleye devam eder Sabrı iyice taşan Ruslar, Romen birliklerini de harekete geçirir Müthiş bir kıskaç altında kalan Osmanlı birlikleri ellerindeki mevzileri kaybetmeye başlar Plevne’de mühimmat ve yiyecek sıkıntısı iyice kendini gösterir Son muhakemelerinden sonra Osman Paşa bir harekat başlatır ve parmak ısırtan kıvrak manevralarla Rus hattını yarar
***
Amma velâkin Rus kuvvetleri sayıca büyük bir üstünlüğe sahiptir Bu üstünlüğe rağmen harekatın büyük kayıplar doğuracağının düşünen Osman Paşa tekrar Plevne’ye çekilir Savaş daha da şiddetlenerek devam ederken, savaşa devam etmenin intihar olduğunu düşünen Osman Paşa; mücadeleyi bitirme kararı alır Askerleriyle beraber teslim alınan Osman Nuri Paşa, Rus Çarı’nın yanına getirilir
***
Rus çarı, imkân farkına rağmen bu kadar zaman mücadele eden bu komutanı kapıda karşılar Ona duyduğu saygıyı belirtmek için kılıcını kendisine geri takdim eder Adına marşlar yazılan bu komutan, bir süre esir hayatı yaşadıktan sonra 5 Nisan 1908 tarihinde vefat eder Naaşı Fatih camii avlusuna defnedilir Türbesine ise dünürü, sultanı, Ulu Hakan II Abdülhamit Han yaptırmıştır…
Gökhan GÖKÇEK
|
|
|