Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hayatı, hazretleri, imamı, şafi

İmamı Şafi Hazretleri Hayatı

Eski 08-05-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İmamı Şafi Hazretleri Hayatı



İMAMI ŞAFİ HAZRETLERİ HAYATI


Ehl-i sünnetin dört mezhebinden biri olan Şafii mezhebinin imamıdır Adı, Muhammed bin İdris’tir Künyesi Ebu Abdullah’tır Anne ve baba tarafından soyu Peygamber efendimizin soyuyla birleşmektedir Dördüncü dedesi Şafii’nin ismine nisbetle ona da Şafii denildiği için bu isimle meşhur olmuştur 767 (H150)’de Gazze’de doğdu 820 (H204)de Mısır’da 54 yaşında iken vefat etti Kabri, Kurafe kabristanlığında büyük bir türbe içindedir


İmam-ı Şafii, henüz beşikte iken babası vefat etmişti Annesi onu iki yaşında, asıl memleketleri olan Mekke'ye getirdi Orada büyüdü Yedi yaşına gelince Kur'an-ı kerimi ezberledi Bundan sonra ilim öğrenmeye başladı


İmam-ı Şafii daha küçük yaşta iken Mekke'de bulunan zamanın meşhur âlimlerinin derslerine ve sohbetlerine devam etmeye başlamıştır Kendisi, ilim öğrenmeye başladığı bu ilk günleri için şöyle demiştir, "Kur'an-ı kerimi ezberledikten sonra devamlı Mescid-i harama gidip, fıkıh ve hadis âlimlerinden pek çok istifade ettim Fakat çok fakir idik, bir yaprak kağıt almaya bile gücümüz yoktu Derslerimi ve öğrendiğim meseleleri yazmakta çok sıkıntı çekerdim"


İmam-ı Şafii, Mekke'deki bu ilk tahsilinden sonra Arapçanın inceliklerini ve edebiyatını öğrenmek için,, çölde yaşayan Huzeyl kabilesinin arasına gitti Orada da bilgisini ilerletip, ok atmayı öğrendi Bu hususta da şöyle demiştir: "Ben Mekke'den çıktım Çölde Huzeyl kabilesinin yaşayışını ve dilini öğrendim Bu kabile, Arapların dil bakımından en fasihi idi Onlarla birlikte gezdim, dolaştım, ok atmayı öğrendim Mekke'ye döndüğüm zaman, bir çok rivayet ve edebiyat bilgilerine sahip olmuştum"


İmam-ı Şafii daha on yaşında iken, o zamanın en meşhur âlimi İmam-ı Malik'in "Muvatta" adlı hadis kitabını, dokuz günde ezberlemiştir Gençliğinin ilk yıllarında kendini tamamen ilme verip, Mekke'deki Süfyan bin Uyeyne, Müslim bin Halid ez-Zenci gibi fakih ve muhaddislerden ilim tahsil etti Hadis, fıkıh, lügat ve edebiyatta çok yükseldi Mekkeli gençler arasında, ilimde parmakla gösterilen bir dereceye ulaştı


İmam-ı Şafii hazretlerinin tahsilinde en önemli safha, İmam-ı Malik hazretlerine talebe olmasıyla başlamıştır Mekke'den Medine'ye gidip, İmam-ı Malik'den ders almasını şöyle anlatmıştır: "İlk zamanlar Mekke'de, Müslim bin Halid'den fıkıh öğrendim O sırada Medine'de bulunan Malik bin Enes'in büyüklüğünü ve müslümanların imamı olduğunu işittim Kalbime geldi ki onun yanına gideyim, talebesi olayım Sonra onun meşhur eseri olan "Muvatta"nın bir nüshasını, Mekke'de birinden tekrar geri vermek üzere alıp dokuz günde ezberledim Mekke valisine gidip, birini Medine valisine birisini de Malik bin Enes'e vermek üzere iki mektup alıp Medine'ye gittim Medine'ye varınca, Medine valisine gidip ona ait olan mektubu verdim ve Medine valisi ile birlikte İmam-ı Malik'in yanına gittik, İmam-ı Malik dışarı çıktı Uzun boylu ve gayet heybetli bir görünüşü vardı Medine valisi, Mekke valisinin gönderdiği mektubu İmam'a takdim etti Mektupta "Muhammed bin İdris, annesi tarafından şerefli bir kimsedir Ve hali şöyle şöyledir" diye yazılı olan kısmı okuyunca "Sübhanallah! Resulullahın ilmi şöyle mi oldu ki, mektup ile yazılıp, sorulup, talep olunur" dedi Ben de durumumu ve ilim öğrenmek istediğimi anlattım Sözlerimi dinledikten sonra bana baktı Adın nedir, dedi Muhammed'dir dedim Ey Muhammed, dedi,, ileride büyük bir şanın olacak, ü teâlâ senin kalbine bir nur vermiştir Onu masiyetle söndürme! Yarın birisi ile gel, sana Muvatta'yı okusun buyurdu Ben de onu ezberledim, ezberden okurum dedim Ertesi gün İmam-ı Malik'e gelip okumağa başladım Her ne zaman, İmam-ı üzme korkusundan okumağı bırakmak istesem, benim güzel okumam onu hayretler içerisinde bırakır, ey genç daha oku derdi Kısa zamanda Muvatta'yı bitirdim"


İmam-ı Şafii, İmam-ı Malik'in yanına geldiği zaman, yirmi yaşlarında bulunuyordu, İmam-ı Malik onu himayesine alıp, dokuz yıl müddetle ilim öğretti İlimde yüksek bir dereceye ulaşan İmam-ı Şafii Mekke'ye dönünce, oraya gelen Yemen valisi, onu Yemen'e götürüp kadılık vazifesi verdi Beş yıl kadar bu görevi yaptıktan sonra, Bağdad'a giderek, ilmini ilerletmek için, İmam-ı a'zamın talebesi olan İmam-ı Muhammed'den ders almaya başladı, İmam-ı Muhammed onu kendi himayesine alıp, yazmış olduğu kitaplarını okutmak suretiyle, Irak'ta tedvin edilen fıkıh ilmini ve İrak'ta meşhur olan rivayetleri öğretti, İmam-ı Muhammed ayrıca İmam-ı Şafii' nin üvey babası idi İmam-ı Şafii onun ilminden ve kitablarından çok istifade etmiştir


İmam-ı Şafii bu hususta şöyle demiştir: "İlimde ve diğer dünya işlerinde, İmam-ı Muhammed kadar bana kimse faydalı olmamıştır" Ebu Ubeyd şöyle demiştir: İmam-ı Şafii'den duydum, buyurdu ki, "İmam-ı Muhammed'den öğrendiğim meselelerle ve ilimle, bir deve yükü kitap yazdım Eğer o olmasaydı ilim kapısının eşiğinde kalmıştım Bütün insanlar ilimde, Irak âlimlerinin, Irak âlimleri de Küfe âlimlerinin çocuklarıdır Onlar da Ebu Hanife' nin çocuklarıdır" Yani bir babanın çocukları için lazım olan nafakayı kazanıp, çocuklarını beslemesi gibi, İmam-ı A’zam Ebu Hanife hazretleri de kendinden sonrakileri böylece ilimle beslemiş ve doyurmuştur, İmam-ı Şafii ayrıca Selim-i Rai'nin sohbetine kavuşup, vilayet (evliyalık) makamlarına da kavuştu




İmam-ı Şafii, Bağdad'da İmam-ı Muhammed'den aldığı dersleri tamamlayıp, Mekke'ye döndü Burada bir müddet inceleme ve araştırmalar yapıp, ayrıca talebelere ders verdi Bilhassa hac mevsiminde çeşitli islam beldelerinden gelen ilim adamları ondan ilim öğrenirlerdi Mekke'deki bu ikameti dokuz yıl kadar sürdü Sonra tekrar Bağdad'a gitti Bu sırada Bağdad İslam aleminin önemli bir ilim merkezi idi Burada bulunan âlimler, İmam-ı Şafii'ye hürmet göstermiş ve ilim talebeleri onun etrafında toplanmıştır Bağdad âlimleri dahi ondan ders almışlardır Daha önce Mekke'de İmam-ı Şafii ile görüşen ve ondan hadis dinleyen Ahmed bin Hanbel talebe olmuş, onun üstünlüğüne hayran kalmıştır Yine İmam-ı Şafii ile emsal olan Ishak bin Raheveyh ve benzerleri ondan ilim tahsil etmiştir Herkes onun dersine koşuyor ve verdiği fetvalara hayran kalıyordu Ders ve fetva vermekte uyguladığı usul, geniş olarak açıkladığı istinbat (kaynaklardan hüküm çıkarma) usulü olan, usul-i fıkıh ilmi idi


O buna göre açıklamalarda bulunuyordu Güzel ve açık konuşması, ifade ve izah tarzı, münazara kuvveti ve te'sir bakımından çok güçlü idi İmam-ı Şafii Bağdad'da bulunduğu sırada (el-Kitab-ül Bağdadiyye, adını verdiği eserini yazdı, İmam-ı Şafii'nin üstün şahsiyetine ve yüksek ilmine hayranlık duyarak, ondan ders alıp ilim öğrenen talebelerinden bir kısmı şunlardır: Ahmed bin Hanbel, İshak bin Raheveyh, ez-Za'ferani, Ebu Sevr ibrahim bin Halid, Ebu ibrahim Müzeni, Rebi' bin Süleyman-ı Muradi gibi bir çok âlim Daha sonraki asırlarda, Şafii mezhebinde yetişmiş âlimlerden meşhur olanlardan ba'zıları da şunlardır: Hadis âlimlerinden İmam-ı Nesai, kelâm (akaid) âlimlerinden Ebü'l-Hasen-i Eş'ari, İmam-ı Maverdi, İmam-ı Nevevi, İmam-ül-Haremeyn Abdülmelik bin Abdullah, İmam-ı Gazali, İbn-i Hacer-i Mekki Kaffal-ı Kebir, İbn-i Subki, İmam-ı Suyuti vb


İmam-ı Nesai'nin (Sünen)'i meşhurdur, İmam-ı Eş'ari, Ehl-i sünnet i'tikadının iki imamından birisidir Hocalarının zinciri İmam-ı Şafii'ye ulaşır




İmam-ı Şafii hazretleri, ilim, zühd, marifet, zeka, hafıza ve neseb bakımlarından zamanındaki âlimlerin en üstünü idi Onüç yaşında iken, Harem-i şerif de "Bana istediğinizi sorunuz?" derdi Onbeş yaşında iken fetva verirdi Zamanının en büyük âlimi olan ve üçyüz bin hadis-i şerifi ezbere bilen İmam-ı Ahmed bin Hanbel, ondan ders almağa gelirdi Çok kimse İmam-ı Ahmed'e, "Böyle büyük bir âlim iken, kendi çocuğun gibi bir genç karşısında nasıl oturuyorsun?" dediklerinde, "Bizim ezberlediklerimizin manalarını o biliyor Eğer onu görmeseydim, ilmin kapısında kalacaktım O, dünyayı aydınlatan bir güneştir, ruhlara gıdadır" derdi Bir kere de, "Fıkıh kapısı kapanmıştı ü teâlâ, bu kapıyı, kullarına İmam-ı Şafii ile tekrar açtı" dedi Bir kere de, "İslamiyete, şimdi Şafii'den daha çok hizmet eden birini bilmiyorum" dedi İmam-ı Ahmed, yine buyurdu ki: "ü teâlâ her yüzyılda bir âlim yaratır, benim dinimi, herkese onun ile öğretir" hadis-i şerifinde bildirilen âlim, İmam-ı Şafii'dir Hadis-i şerifte "Kureyş'e sövmeyiniz Zira Kureyşli bir âlim, yeryüzünü ilimle doldurur" buyuruldu İslam âlimleri bu hadis-i şerif, İmam-ı Şafii'nin geleceğini bildirmiştir, demişlerdir


Ahmed bin Hanbel'in oğlu Abdullah, babasının İmam-ı Şafii'ye çok dua ettiğini görerek sebebini sorunca: "Oğlum, İmam-ı Şafii'nin insanlar arasındaki yeri, gökteki güneş gibidir O, ruhların şifasıdır" demiştir


Ebü'l-Kasım bin Selam "Nice âlim ve faziletli kimselerle görüştüm Şafii hazretleri gibi âlim ve fadıl bir kimse görmedim" demiştir


Ahmed bin Hanbel: "Eline kalem kağıt alan herkesin İmam-ı Şafii'ye şükran borcu vardır" demiştir


İbn-i Uyeyne'ye İmam-ı Şafii'nin vefat haberi ulaşınca; şöyle demiştir: "Eğer o vefat ettiyse, zamanın en faziletlisi vefat etmiştir"


İmam-ı Şafii hazretlerinin rivayet ettiği hadis-i şerifler, Sahih-i Müslim'de, Sünen-i Ebi Davud, Sünen-i Tirmizi, Sünen-i Nesai, Sünen-i ibni Mace ve Sahih-i Buhari'nin ta'likatında yer almıştır Kendisinden hadis-i şerif işitip rivayet ettiği zatlar: Müslim bin Halid ez-Zencir, Malik bin Esed, ibrahim bin Sa'd, Sa'id bin Sâlim, Abdül-vehhab es-Sakafi, İbn-i Aliyye, İbn-i Uyeyne ve diğer hadis âlimleridir İmam-ı Şafii'den de Ahmed bin Hanbel, Süleyman bin Davud el-Haşimi, Ebu Bekir Abdullah bin Zübeyr el-Hamidi, ibrahim bin Münzir, Ebu Sevr ibrahim bin Halid, Ebu Ya'kub Yusuf bin Yahya ve diğer birçok zat hadis-i şerif rivayet etmişlerdir, imam-ı Şafii'nin rivayet ettiği hadis-i şeriflerden biri şudur:


"Kendisine yumuşaklık verilen kimseye, dünya ve ahıret iyilikleri verilmiştir Yumuşaklıktan mahrum olan kimse, dünya ve ahıret iyiliklerinden, mahrum olur"




İmam-ı Şafii hazretleri, ikinci defa Bağdad'a gidişinden sonra, Bağdad'daki siyasi ve fikri kargaşalıklar sebebiyle Mısır'a gidip, ömrünün sonuna kadar orada kalmıştır, İmam-ı Şafii, İmam-ı Malik'in ve İmam-ı a'zamın talebesi İmam-ı Muhammed'in derslerine devam ederek, İmam-ı a'zamın ve İmam-ı Malik'in ictihad yollarını öğrenip, bu iki yolu birleştirdi ve ayrı bir ictihad yolu kurdu Kendisi çok beliğ, edib olduğundan, ayet-i kerimelerin ve hadis-i şeriflerin ifade tarzına bakıp, kuvvetli bulduğu tarafa göre hüküm verirdi, iki tarafta da kendi usulüne göre kuvvet bulamazsa, o zaman kıyas yolu ile ictihad ederdi Böylece müslümanların ibadetlerinde ve işlerinde uyacakları bir yol göstermiştir Onun kendi usulüne göre şer'i delillerden çıkardığı hükümlere, yani gösterdiği bu yola "Şafii Mezhebi" denildi Ehl-i sünnet i'tikadında olan müslümanlardan, amellerini yani ibadet ve işlerini, bu mezhebin hükümlerine uyarak yapanlara "Şafii" denir


İmam-ı Şafii hazretlerinin, talebelerinin ve kendisine sual soranların dini müşküllerini hallederken ortaya koyduğu ve takib ettiği usuller, Şafii mezhebinin temel kaideleri olmuştur Bu mezhebin usulleri de, diğer bütün müctehidlerin usulüne benzemekle beraber, bazı farklılıkları da vardır


Bütün müctehidler, bir işin nasıl yapılacağını Kur'an-ı kerimde açık olarak bulamazlarsa, hadis-i şeriflere bakarlar Hadis-i şeriflerde de açıkça bulamazlarsa, bu iş için (icma) var ise, öyle yapılmasını bildirirler İcma, Eshab-ı kiramın ve onlardan sonra gelen Tabiin denilen âlimlerin bir meseledeki sözbirliğine denir Bir işin nasıl yapılması lazım olduğu icma ile de bilinmezse, müctehidler kendileri kıyasta bulunarak ictihad ederler; meselenin dini hükmünü bildirirler Kıyas, Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde, hakkında açık bir hüküm bulunmayan bir işi, açık hüküm bulunan diğer bir işe benzeterek hükme bağlamaktır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.