08-05-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İkinci Süleyman Han
Osmanlı padişahlarının yirmincisi, İslam halifelerinin seksen beşincisidir Sultan İbrahim Hanın oğlu olup, 1624 tarihinde İstanbul’da doğdu Şehzadeliğinde mükemmel tahsil ve terbiye gördü Kardeşi Sultan Dördüncü Mehmed Han zamanında sarayda hususi hocalardan ders aldı 1687’de Osmanlı sultanı oldu
Sultan İkinci Süleyman Han tahta çıktığı zaman, Osmanlı ordularında Viyana bozgunuyla başlayan çözülme ve toprak kaybı devam ediyordu Venedik, Mora Yarımadasını işgal etti Avusturya Vişegrad, Uyvar ve Estergon’un ardından 160 yıllık Türk yurdu Budin’e girdi Macaristan’da ise Türk hakimiyeti sona ermek üzere bulunuyordu Ayrıca bu mağlubiyetler hazine gelirleri üzerinde olumsuz tesirler yaptığı gibi, Anadolu’daki eşkıyalık hareketlerini de körüklüyordu Avusturya Cephesi, serdarı Yeğen Osman Paşanın kendisi bir asi lideri gibi Rumeli’de yolsuzluk yapıyor, zorla usulsüz vergiler topluyordu Bu sırada 8 Eylül 1688’de Belgrad da düştü
Devlet içindeki karışıklıklar ve Macaristan’ın elden çıkarak, Belgrad’ın düşmesi, Sultan İkinci Süleyman Hanı çok üzdü Emir dinlemeyip, pek çok kalenin düşmesine sebep olan Osman Paşanın katline fetva verildi Avusturya cephesi serdarlığına Receb Paşa tayin edildi Padişah sağlığının elvermemesine rağmen, askeri teşvik için ordunun başında Edirne’den Sofya’ya kadar geldi ve harekâtı bizzat buradan idare etmeye başladı
1689 da Kırım’a saldıran Rus kuvvetlerini Selim Giray Han az bir kuvvetle dağıtarak perişan etti ve ağır kayıplar verdirdi Vidin Muhafızı Sarı Hüseyin Paşa, Tuna kenarındaki Gladova ve Orsova kalelerini düşmandan geri aldı Vişegrad’ı muhasara eden on iki bin kişilik Avusturya kuvveti bozguna uğratıldı 1689 yılında Fazıl Mustafa Paşanın sadarete getirilmesinin ordu üzerindeki tesiri çok müspet oldu Mustafa Paşa, ilk iş olarak bir adaletname neşrederek memleketin umumi ahvalini yoluna koydu Aldığı acil tedbirlerle hazineye gelir sağladı Yeniçeri ocağı yoklanıp ulufeye müstahak olmayanların isimlerini sildirdi Orduyu disiplinli ve intizamlı bir hale getirdi Fazıl Mustafa Paşa 1690 yılında Edirne’den hareketle çıktığı Avusturya Seferinde düşman kuvvetlerini mağlup ederek, Şehirköy, Musa palangası ve Niş şehrini aldı Osmanlı Devletinin batıda en önemli serhad kalesi olan Belgrad’ı altı günlük bir kuşatmadan sonra fethetti Bu zaferler Osmanlı ülkesinde büyük sevince vesile oldu
Hastalığı sebebiyle Davudpaşa Kışlasına kadar arabayla gelen Süleyman Han, burada Fazıl Mustafa Paşayı huzuruna kabul edip; “Hoş geldin Berhudar ol, yüzün ak, kılıcın berrak, ekmeğin sana helal olsun, arzum üzere hizmet eyledin Seleflerinden birine böyle bir ulu gaza müyesser olmadı” dedikten sonra ordu erkanının önünde samur erkan kürkünü sadrazama giydirdi Belinden çıkardığı hançeri beline ve bir kıt’a murassa pençe sorgucu da başına taktıktan sonra; “Ben mükafat vermeye kadir değilim ü teâlâ iki cihanda yüzünü ak etsin” diye duada bulundu
Bu sırada Mora Serdarı Koca Halil Paşa da Venediklilerin elinde bulunan Avlonya’yı otuz bir günlük bir muhasaradan sonra ele geçirmişti 13 Mayıs 1691 de Sancak-ı şerifi tekrar Fazıl Mustafa Paşaya vererek, Avusturya Seferine dua ile yolcu eden İkinci Süleyman Han, bir müddet sonra İstanbul’a yakın Yoncaçeşme mevkiinde vefat etti (22 Haziran 1691) İki gün sonra Süleymaniye’ye getirilip, Sultan Süleyman Hana ait kabrin sağ tarafına defnedildi
İkinci Süleyman Han kadirşinas, halim, cömert ve temkinli bir padişahtı Fakir, muhtaç ve ihtiyaç sahiplerine pek çok ihsanlarda bulunurdu Saltanat müddeti iç ve dış gailelerle geçti Bilhassa, Avusturya karşısında alınan mağlubiyetler dolayısıyla, herkesin Rumeli elden çıkıyor, diye Anadolu’ya kaçtığı sırada, muktedir devlet adamı Köprülüzade Fazıl Mustafa Paşayı iş başına getirerek, kaybedilen yerleri devlete tekrar kazandırdı Memleket içerisinde imar faaliyetleriyle de ilgilenen Süleyman Han, kendisi de Fener Kulesi ile İzmir’de bir cami inşa ettirdi
|
|
|