Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dersi, osmanlı’dan, tevekkül

Bir Osmanlı’Dan Tevekkül Dersi

Eski 08-05-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bir Osmanlı’Dan Tevekkül Dersi



Bir Osmanlı’dan Tevekkül Dersi








1800’lü yılların İstanbul’u Yer Eyüp Sultan Hadisenin kahramanları, Osmanlı gündelik hayatındaki vazgeçilmez mekânlardan biri olan şirin bir mahallenin bakkalı, mahalle sakinlerinden Mehmed Selahaddin amca ve hanımı Hatice Sâtıa teyzedir

Diğerlerinden farkı olmayan sıradan bir günün başlangıcıdır Mehmed Selahaddin amca, hemen her gün tekrarlanan mutad sabah alışverişi için bakkala kadar çıkar Alacağı, birkaç çeşit kahvaltılık nevaledir Bu arada Hatice Sâtıa teyze kahvaltı sofrasını hazırlamakla meşguldür

Dakikalar birbirini kovalamış, süt fincanda soğumaya yüz tutmuş ama Mehmed amca bakkaldan henüz dönmemiştir Sâtıa teyze meraklanmıştır; çünkü kadim bakkalları evlerinin hemen az ilerisindeki köşe başındadır “Sohbete mi daldılar acaba?” diye düşünüp dururken, Mehmed amca nihayet elindeki nevalelerle kapıda görünür

Kapı açılır açılmaz malum soru sorulur: “Nerede kaldın bey, meraklandım…” Mehmed Selahaddin amca biraz soluklandıktan sonra; “Hanım, der, duydum ki mahallenin taa uç tarafında yeni bir bakkal daha açılmış Alışverişi oradan yapayım dedim; haliyle ondan biraz geciktim

Hatice Sâtıa teyze merakını yenemez ve sorar hemen: “Niye? Bizim bakkal efendiyle aranızda bir tatsızlık mı oldu? Yoksa yeni bakkal daha ucuza mı mal satıyormuş?”

“Hayır, hanım hayır! Zannettiğin gibi değil” diyen Mehmed Selahaddin amca, yeni bakkaldan alışverişinin sebebini şöyle izah eder:

“Bir ’ın kulu kimseden vaad almadan, kimseye güvenmeden ‘Tevekkeltü alellah’ demiş Rezzak olan Mevlâ’sına güvenerek gelmiş, bizim mahallemize bir bakkal dükkanı açmış Bir mahalle halkı olarak; ‘yeri uzaktır, kimin nesidir, tanımıyoruz’ diye ona alışverişe gitmezsek eğer, bu kulun belki tevekkül inancı zayıflayabilir Bundan da katında bizler mesul oluruz!

İbrahim Refik, Edeb Yâ Hû, Albatros Kitapları, İstanbul, 2000, s30-32

Maaş Bağlanan Ağaç

Yıldırım Beyazid Han, ilk erkek çocuğu dünyaya gelince çok sevindi Duyduğu bu büyük mutluluğu paylaşmak istedi “Bugün Bursa’da bir erkek çocuğu olan herkese ulûfe verilecektir!” diye her tarafa ilan ettirildi Bunun üzerine, Hisar mevkiinde bulunan sarayın kapısına seksen yaşında bir kadın geldi ve bağırmaya başladı:

– Ulûfemi isterim, çünkü benim de bir oğlum oldu!

Saray mensupları yaşlı kadını başlarından savmaya çalışırken, iş Yıldırım Bayezid’e aksetti Padişah, “Hemen gidin, çocuğu görün” diye emir verdi

Kadıncağız, saray mensuplarını şehrin dışında, bahçeliklerin içinde küçük bir kulübeye götürdü Kapısının önündeki narin çınar fidanını göstererek şöyle dedi:

– İşte Padişah Efendimizin şehzadesinin dünyaya geldiği gün diktiğim fidan! Benim gibi bir ihtiyarın çocuğu da bu!
Böyle ince ve zarif bir buluştan çok hoşlanan Yıldırım Bayezid, çınarın anasına da ulûfe bağlattı

Yaklaşık altı asırdan beri ayakta durmayı başaran ve Osmanlı tarihinde “maaş bağlanan ağaç” unvanını alan bu ulu çınar Bursa’da halen varlığını koruyor, içine bir taksi sığan gövdesiyle ziyaretçileri kendine hayran bırakıyor

Dursun Gürlek, Maziye Bir Bakıver, Timaş, İstanbul, 2005, s230

Bir Kitap: Korkusuz Tarih

Türkiye’nin önemli gazetecilerinden Neşe Düzel’in, Cemil Koçak, Mete Tunçay, Zafer Toprak, Taha Akyol, Selim Deringil, Kemal Karpat, Hakan Erdem gibi ülkemizin önde gelen tarihçileriyle yaptığı röportajlar derlenerek kitaplaştırıldı “Korkusuz Tarih” ismiyle ve Alkım Yayınları etiketiyle satışa sunulan kitap 181 sayfa Yakın tarihe yönelik ezber bozan bilgiler içeren kitabı okurlarımızın ilgisine bırakıyor ve kitabın tanıtım metninde yer alan ifadeleri buraya alıntılıyoruz:

“Tarihçilik bu ülkede en tehlikeli mesleklerden biridir Yöneticiler, tarihî gerçeklerden korktukları kadar hiçbir şeyden korkmamışlardır O yüzden de özellikle yakın tarihin gerçeklerini dile getirenler, bunu ağır bedellerle ödemek zorunda kalmışlardır Bu korkunun, korkanlar açısından haklı bir nedeni vardır Çünkü toplum uzun yıllar boyunca yalanlarla kandırılmış, bugünkü sistem de bu tarihî yalanların üzerine bina edilmiştir Sadece geçmişi değil, bugünü de açıklayacak olan tarihî gerçeklerin ortaya çıkmaması için de her türlü tedbiri almışlardır Neredeyse bütün eğitim sistemimiz çocuklara tamamen uydurulmuş bir tarihi ezberletmek için düzenlenmiştir Bu toplumun çocukları, bu ulusun ve yöneticilerin hiç hata yapmadığına, geçmişin hiçbir haksızlıkla lekelenmediğine inandırılmıştır Bu nedenle de, tarihî gerçeklerle karşılaştıklarında, kendilerinden ve öğrendiklerinden değil, bizzat gerçeklerin kendisinden kuşku duyar hale gelmişlerdir

Neşe Düzel, bir dizi dürüst ve cesur tarihçiyle yaptığı konuşmalarla, tarihimize az rastlanır bir gerçeklik ve şeffaflıkla bakmamızı sağlıyor Yalanların arkasına saklanan gerçekleri, bu konuşmaları okuyarak gördüğünüzde sadece aldatıldığınız değil, hâlâ aldatılmakta olduğunuzu da keşfedeceksiniz

Gerçeklerden korkuyorsanız, yalanların içinde mutluysanız, aldatılmakta korkakça bir huzur buluyorsanız, bu kitabı okumayın Bu kitap gerçekleri açıklayacak cesarete sahip olanların, gerçekle yüzleşmekten korkmayan cesur insanlara bir armağanı çünkü

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.