Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Kıssadan Hisse

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
sırtında

Sırtında Ne Var?

Eski 08-05-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sırtında Ne Var?








Bir varmış bir yokmuş
Böyle başlar ya hani masallarAma bu anlatacağım masal değil, gerçekten yaşanmış bir zamanlar, şimdi masal olsa da


Efendim delilerin-velilerin çok olduğu o eski zamanlardan birinde, meczubun biri camiye girer, belli ki namaz kılacakAma oturmaz, meraklı ve şaşkın gözlerle etrafı süzer-dolanırBir oraya, bir buraya her köşeye dikkatlice bakar ve hızla çıkar gider


Az sonra sırtında bağlanmış odunlarla tekrar gelir camiye ve tam namaza başlamak üzere olan cemaatle birlikte saf tutarAma sırtındaki odunlarla güç bela bitirir namazını


Eğilip kalktıkça yere düşen odunlar, çıkardığı ses vs derken, tabii cemaat de rahatsız olmuştur bu durumdanNihayet biter namaz, bitmesine ama her kafadan bir ses çıkarHerkes kıpırdanmaya, adama söylenmeye başlamıştır bileİmama kadar ulaşır sesler, hafiften tartışmalar


İmam aynı mahalleden, bilir az çok garibin halini, şefkatle yaklaşır meczubun yanına ve der ki:


“Oğlum böyle namaz mı olur, sırtında odunlarla, sen ne yaptın? Hem kendini hem de çevreni rahatsız ettin bak, bir daha namaz kılmaya yüksüz gel olur mu?”


Bunu duyan meczub melül-mahzun, ama manalı bir bakışla sorar:


“Âdetiniz böyle değil mi?”


“Ne âdeti?!” der Hoca


Cemaat da toplanmış, merak ve şaşkınlıkla olayı izlemektedir o sıra


Der ki meczub bu kez:


“Hocam ben namaz kılmak için girdim camiye, şöyle kendime uygun bir yer ararken içeridekilere baktım, gördüm ki herkesin sırtında bir şeyler var Zannettim ki adet böyledir, ben de şu odunları yüklendim geldim işte, neden kızıyorsun? Kızacaksan herkese kız, tek bana değil!


Hoca şaşırır: “Benim sırtımda da mı var?” der


“Evet” der meczub, “Hepinizin sırtı yüklü!”


Cemaatte ise hafiften “deli işte!” manasına,bıyık altından gülüşmeler başlamıştır


Meczub bu kez öne atılır ve tek tek cemaati işaret ederek, saf bir çocukça, heyecanla bağırır:


“Bak bunun sırtında mavi gözlü bir çocuk, bunda kocaman bir elma ağacı vardı
Bunda kırık bir kapı, bunda bir tencere yemek, bunda kızarmış tavuk, şunun sırtında yeşil gözlü esmer bir hatun, bununkinde de yaşlı annesi vardı!


Sonra iki elini yanlarına salar başını sallar ve umutsuzca;


“ Boş yok, boş yok hiç!diye tekrarlar


O böyle söyleyince, herkes dehşet içinde şaşkınlıkla birbirinin yüzüne bakar!


Aynen doğrudur dedikleri çünkü; Kimi doğacak çocuğunu düşünüyordur namazda, kimi bahçesindeki meyve ağaçlarını, biri onaracağı kapıyı, diğeri lokantasında pişireceği yemeğiBiri açtır aklında yiyeceği tavuk, birinin sırtında sevdiği kadın, diğerinde de bakıma muhtaç annesi vardır


“Peki söyle bakalım bende ne vardı?” der, bu kez endişeyle Hoca


O da der ki:“Zaten en çok da sana şaştım hoca! Sırtında kocaman bir inek vardı!


Meğerse efendim, hocanın ineği hastaymış, “öldü mü ölecek mi?” diye düşünürmüş namazda


“Harâbât ehlini hor görme sakın, defineye mâlik viraneler var


Bildirince bildiren, yüreği olan görüyor elbet


Ya işte böyle Bu kadardır ol hikaye


Bize düşen ibret almak


Gelin hepimiz düşünelim bakalım, namazdayken sırtımızda neler var?


Neleri sırtlıyoruz, neyin hamalıyız?


Namaz ki bir gök yolculuğu Sevgiliyle buluşma, konuşma ânı


Hiç insan sevgilisiyle olduğunda aklına başka şey gelir mi?


Hem de nerde?! O huzurda


Sırtımızda ne var? Yoklayalım mı?


Malımız, evladımız, senet ve ödenmeyen çeklerimiz, işimiz, aşımız, aşkımız?


Bitmeyen hırslarımız, seçmen listeleri, baş olma sevdalarımız?


Ne var sırtımızda?





Sırtımızda ne var?


Gelin düşünelim hep beraber başka pencereler açalım;


●Affetmemek de sırtta yüktür değil mi?
Bazıları bir ömür boyu hamallık ederler boş yere, kendi canları hesabına


●’a teslim olmamak, O’nun kudretini bilmemek, kendini bir şey sanmak, üstesinden gelemeyeceği, gücünün yetemeyeceği işlere talip olmak da sırtta yüktür


Ömür boyu iki büklüm taşır, yüreksizliğini kişi


●Cimrilik de yüktür insanaGüldüremediği yüzleri, ısıtamadığı yürekleri, susturamadığı feryadları boş bir gayretle taşır cimri insan ta kabre dek


Sırtımızda ne var?


Belki de yol alamayışımız sırtımızdaki yüklerin ağırlığından


Ara ara yoklamalı sırtlarımızı dostlar


Varsa lüzumsuz yükler atıvermeli, rahatlamalı


Kaç günlük ki şu dünya?


Bunca yük çekmeye, yorulmaya, bunca hamallığa değer mi?


Muhabbetle efendim


Ayşe Reşad


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.