Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular > Dualar

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ameller, belirli, edilen, için, saatlerde, tavsiye, uyanmak

Belirli Saatlerde Uyanmak İçin Tavsiye Edilen Ameller

Eski 08-05-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Belirli Saatlerde Uyanmak İçin Tavsiye Edilen Ameller



BELİRLİ SAATLERDE UYANMAK İÇİN TAVSİYE EDİLEN AMELLER

Usul-u Kafi'de İmam Cafer Sadık (as), Peygamber efendimizden (saa) şöyle rivayet etmektedir:
"Kim gece yarısı, belirli bir saatte uyanıp namaz kılmak isterse şu duayı okusun:
اَللّهُمَّ لا تُؤْمِنّي مَكْرَكَ وَ لا تُنْسِني ذِكْرَكَ وَ لا تَجْعَلْني مِنَ الْغافِلينَ اَقُومُ اِنْ شآءَ اللهُ ساعَةَ كَذا وَ كَذا
Allâhumme lâ tu'minnî mekrak ve lâ tunsinî zikrak ve lâ tec'-alnî minel ğafilîn, equmu inşâ'allâhu sâ'ate kezâ ve kezâ
['ım, beni çarelerinden mahrum etme, zikrini bana unutturma ve beni gafillerden eyleme dilerse, falan saatte uyanırım]
Kim bunu yaparsa, da bir meleğini onu istediği saatte uyandırması için görevlendirir"
Felahu's-Sail'de, İmam Musa Kâzım'dan (as) şöyle rivayet edilmiştir: "Gece namazı için uyanmak isteyen kimse şu duayı okusun:
اَللّهُمَّ لا تُؤْمِنّي مَكْرَكَ وَ لا تُنْسِني ذِكْرَكَ وَ لا تُوَلّي عَنّي وَجْهَكَ وَ لا تَهْتَكِّ عَنّي سِتْرَكَ وَ لا تَأخُذْني عَلَى تَمَرُّدي وَ لا تَجْعَلْني مِنَ الْغافِلينَ وَ ايْقِظْني مِنْ رَقَدَتي وَ سَهِّلْ لِىَ الْقِيامَ في هذِهِ اللَّيْلَةِ في اَحَبِّ الأوْقاتِ اِلَيْكَ وَ ارْزُقْني فيها الصَّلاةَ وَ الشُّكْرَ وَ الدُّعاءَ حَتّى اَسْئَلُكَ فَتُعْطيني وَ اَدْعُوكَ فَتَسْتَجيبُ لي وَ اَسْتَغْفِرُكَ فَتَغْفِرْ لي اِنَّكَ اَنْتَ الْغَفُورُ الرَّحيمُ
Allâhumme lâ tu'minnî mekrak ve lâ tunsinî zikrak ve lâ tuvellî annî vechek ve lâ tehtekki annî sitrak ve lâ te'huznî alâ temerrudî ve lâ tec'alnî minel ğafilîn vey qiznî min raqadetî ve sehhil liyel qiyâme fi hâzihil leyle fî ehebbil evqâti ileyk verzuqnî fîhes salâte veşşukre vedduâ'e hattâ es'eluke fetu'tînî ve ed'ûke fetestecîbu lî ve esteğfiruke feteğfir lî, inneke entel ğafûrur rahîm"
['ım, beni çarelerinden mahrum etme, zikrini bana unutturma, yüzünü benden çevirme, seninle aramda olan (hayâ) perdesini yırtma, isyanımla beni cezalandırma, beni gafillerden eyleme, uykumdan uyandır; bu gecede, senin hoşlandığın en güzel zamanda ayağa kalkabilmeyi bana kolay kıl; bu gecede beni namazla, şükürle ve duayla rızıklandır Ta ki senden isteyeyim, sen de bana veresin; seni çağırayım, sen de bana icabet edesin; senden bağışlanma dileyeyim, sen de beni bağışlayasın Şüphe yok ki, sen çok bağışlayansın, rahimsin]
Felahu's-Sail'de, İmam Cafer Sadık'tan (as) şöyle rivayet edilmiştir: "İstediği saatte uyanmak isteyen kimse uyumadan önce şu ayeti okusun:
)قُلْ إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ يُوحَى إِلَيَّ أَنَّمَا إِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَمَن كَانَ يَرْجُو لِقَاء رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلاً صَالِحاً وَلَا يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ أَحَداً(
"De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanım, bana vahyedildi ki, mabudunuz ancak ve ancak bir mabuttur Artık Rabbiyle buluşmayı uman kimse iyi işlerde bulunsun ve Rabbinin kulluğunda hiçbir kimseyi eş tutmasın"[Linkleri görebilmek için üye olmanız gerekli ]
Kim bu ayeti okursa, onun nuru Mescid-i Haram'a kadar parlar ve melekler bu nurun arasında onun için 'tan bağışlanma diler"
Ve yine rivayet edilir ki; "Kim belirli bir saatte uyanmak ister de uyumadan önce şu ayeti okursa, 'ın izniyle muradına erer:
)وَإِذْ جَعَلْنَا الْبَيْتَ مَثَابَةً لِّلنَّاسِ وَأَمْناً وَاتَّخِذُواْ مِن مَّقَامِ إِبْرَاهِيمَ مُصَلًّى وَعَهِدْنَا إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ أَن طَهِّرَا بَيْتِيَ لِلطَّائِفِينَ وَالْعَاكِفِينَ وَالرُّكَّعِ السُّجُودِ(
"Biz Kâbe'yi insanlara sevap kazanılacak bir toplantı ve güven yeri yaptık Siz de İbrahim'in makamından bir namaz yeri edinin İbrahim ve İsmail'e: Evimi tavaf edenler, ibadete kapananlar, rükû ve secde edenler için temizleyin, diye kuvvetli bir emir vermiştik"[Linkleri görebilmek için üye olmanız gerekli ]
Havassu'l-Âyât'ta rivayet edilmiştir ki; "Kim gecenin belirli bir saatinde uyanmak istiyorsa, uyumadan önce şu ayetleri okusun:
)إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ كَانَتْ لَهُمْ جَنَّاتُ الْفِرْدَوْسِ نُزُلاً (107) خَالِدِينَ فِيهَا لَا يَبْغُونَ عَنْهَا حِوَلاً (108) قُل لَّوْ كَانَ الْبَحْرُ مِدَاداً لِّكَلِمَاتِ رَبِّي لَنَفِدَ الْبَحْرُ قَبْلَ أَن تَنفَدَ كَلِمَاتُ رَبِّي وَلَوْ جِئْنَا بِمِثْلِهِ مَدَداً (109) قُلْ إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ يُوحَى إِلَيَّ أَنَّمَا إِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَمَن كَانَ يَرْجُو لِقَاء رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلاً صَالِحاً وَلَا يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ أَحَداً(
"İnanıp iyi işler yapanlara gelince, onların konağı da Firdevs cennetleridir Orada ebedi olarak kalırlar ve oradan ayrılmak da istemezler De ki: Deniz mürekkep olsa tükenir, yazılmaz Rabbimin sözleri tükenmeden, hatta o deniz kadar bir deniz daha eklense gene tükenir, yazılamaz "De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanım, bana vahyedildi ki, mabudunuz ancak ve ancak bir mabuttur Artık Rabbiyle buluşmayı uman kimse iyi işlerde bulunsun ve Rabbinin kulluğunda hiçbir kimseyi eş tutmasın"[Linkleri görebilmek için üye olmanız gerekli ]
Sonra da şu duayı okusun:
اَللّهُمَّ ايْقِظْني في وَقْتِ كَذا فَاِنَّ رُوحي بِيَدِكَ فَاسْتَغْفِرُكَ فَاغْفِرْ لي اِنَّكَ اَنْتَ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ قَديرٌ فَعّالٌ لِما يُريدُ لا اِلهَ اِلاّ اَنْتَ سُبْحانَكَ اِنّي كُنْتُ مِنَ الظّالِمينَ
Allâhumme'yqiznî fî vaqti kezâ fe inne rûhî biyedike festeğ-firuke feğfir lî, inneke ente alâ kulli şey'in qadîrun fe'âlun limâ yurîd, lâ ilâhe illâ ent, subhâneke innî kuntu minezzâlimîn"
['ım, falan saatte beni uyandır, şüphe yok ki ruhum senin elindedir O halde senden bağışlanma diliyorum, sen de beni bağışla Şüp-hesiz sen, her şeye kadirsin, dilediğini yaparsın Yoktur senden başka ilah, tenzih ederim seni Doğrusu ben, zalimlerden oldum]
Ve yine rivayet edilmiştir ki; "Kim uyumadan önce Kehf Suresi'-nin son ayetini okursa, hiçbir şeyden korkmaz"
Ebu Said Hudrî, Peygamber efendimizden (saa) şöyle rivayet etmiştir "Kim Kehf Suresi'nin son ayetini okursa, Deccal ortaya çıktığında ondan güvende olur"
Yine Havassu'l-Âyât'ta rivayet edilmiştir ki; "Kim şu ayetleri sürekli okursa, kalbi kin ve düşmanlıktan temizlenir, imanı sabitleşir, dünya ve ahiret utancından güvende olur:
)إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَاخْتِلاَفِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ لآيَاتٍ لِّأُوْلِي الألْبَابِ (190) الَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللّهَ قِيَاماً وَقُعُوداً وَعَلَىَ جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَذا بَاطِلاً سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ (191) رَبَّنَا إِنَّكَ مَن تُدْخِلِ النَّارَ فَقَدْ أَخْزَيْتَهُ وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنصَارٍ (192) رَّبَّنَا إِنَّنَا سَمِعْنَا مُنَادِياً يُنَادِي لِلإِيمَانِ أَنْ آمِنُواْ بِرَبِّكُمْ فَآمَنَّا رَبَّنَا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَكَفِّرْ عَنَّا سَيِّئَاتِنَا وَتَوَفَّنَا مَعَ الأبْرَارِ (193) رَبَّنَا وَآتِنَا مَا وَعَدتَّنَا عَلَى رُسُلِكَ وَلاَ تُخْزِنَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّكَ لاَ تُخْلِفُ الْمِيعَادَ(
"Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbette akıl sahipleri için ibretler vardır Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerine yatarken 'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler 'Rabbimiz, derler; bunu boş yere yaratmadın, sen yücesin, bizi ateş azabından koru! Rabbimiz, gerçekten de sen kimi ateşe atarsan şüphe yok ki onu hor hakir bir hale sokarsın ve zalimlere hiçbir yardımcı yoktur Rabbimiz, biz, 'Rabbinize inanın' diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen inandık Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, canımızı iyilerle beraber al! Rabbimiz, bize, elçilerine vaat ettiğini ver, kıyamet günü bizi rezil, perişan etme Zira sen verdiğin sözden dönmezsin!"[Linkleri görebilmek için üye olmanız gerekli ]
Eğer bu ayetleri ağaçtan yapılmış bir tabağa yazar, zemzem suyuyla yıkar ve onunla geceleyin kalkamayan birine su içirirseniz, o kimse istediği saatte uyanabilir"
İMAM ALİ'NİN (AS) GECE YARILARINDA OKUDUĞU DUA

اِلَهي كَمْ مِنْ مُوبِقَةٍ حَلُمْتَ عَنْ مُقابَلَتِها بِنِقْمَتِكَ وَ كَمْ مِنْ جَريرَةٍ تَكَرَّمْتَ عَنْ كَشْفِها بِكَرَمِكَ اِلَهي اِنْ طالَ في عِصْيانِكَ عُمْري وَ عَظُمَ في الصُّحُفِ ذَنْبي فَما اَنَاْ مُؤَمِّلٌ غَيْرَ غُفْرانِكَ وَ لا اَنَاْ راجٍ غَيْرَ رِضْوانِكَ اِلَهي اُفَكِّرُ في عَفْوِكَ فَتَهُونُ عَلَىَّ خَطيئَتي ثُمَّ اَذْكُرُ الْعَظيمَ مِنْ اَخْذِكَ فَتَعْظُمُ عَلَىَّ بَلِيَّتي آهٍ اِنْ اَنَاْ قَرَأتُ في الصُّحُفِ سَيِّئَةً اَنَاْ ناسيها وَ اَنْتَ مُحْصيها فَتُقُولُ خُذُوهُ فَيالَهُ مِنْ مَأخُوذٍ لا تُنْجيهِ عَشيرَتُهُ وَ لا تَنْفَعُهُ قَبيلَتُهُ آهٍ مِنْ نارٍ تُنْضِجُ الأكْبادَ وَ الْكُلَى آهٍ مِنْ نارٍ لِلشَّوَى آهٍ مِنْ غَمْرَةٍ مِنْ مُلْتَهِماتِِ لَظَى
İlâhî kem min mûbiqatin helumte an muqâbeletihâ biniqme-tike ve kem min cerîretin tekerramte an keşfihâ bikeremike, ilâhî in tâle fî isyânike umrî ve azume fis suhufi zenbî femâ ene muem-melun ğayra ğufrânike ve lâ ene râcin ğayra rizvânike, ilâhî ufekkiru fî afvike fetehûnu aleyye hatîeti summe ezkurul azîme min ahzike feta'zumu aleyye beliyyetî, âhin in ene qara'tu fissuhufi seyyieten ene nâsîhâ ve ente muhsîhâ feteqûlu huzûhu feyâlehu min me'hûzin lâ tuncîhi aşîretuhu ve lâ tenfe'uhu qabîle-tuhu, âhin min nârin tunzicul ekâbide vel kulâ, âhin min nârin lişşevâ, âhin min ğamretin min multehibâti lezâ
['ım, nice günahlar var ki sen onlara karşı sabreder ve azap etmek için acele etmezsin ve sana karşı nice cüret edenler olmuştur ama sen onların hatalarını kendi kereminle örtersin
'ım, eğer ömrümün çoğunu sana isyanla geçirmişsem ve günah defterim kabarmışsa yine de senin bağışlamanı arzu ediyor ve senin rızanı ümit ediyorum
'ım, senin affını düşünüyorum Affını düşündükçe de hatalarım bana daha hafif geliyor Sonra da senin büyük cezalandırmanı düşünüyorum Bunu yapınca da günahlarımdan dolayı başıma gelecek belalar (gözümde) daha da büyüyor
Ah, amel defterime işlenmiş ve benim unutmuş olduğum kötülükleri okuduğumda sen onu sayacak ve şöyle diyeceksin: Yakalayın onu (günahlarından dolayı); vay hâline onun, artık onu ne akrabası ne de kabilesi kurtarabilir!
Ah! Böbrekleri ve ciğerleri yakıp kavuran ateş ne acı! Evire çevire yakıp kül eden ve kasıp kavuran ateş ne acı!]
İMAM ZEYNELABİDİN'İN (AS) GECE YARILARINDA OKUDUĞU DUA

اِلهي غارَتْ نُجُومُ سَمآئِكَ وَ نامَتْ عُيُونُ اَنامِكَ وَ هَدَأَتْ اَصْواتُ عِبادِكَ وَ اَنْعامِكَ وَ غَلَّتِ الْمُلُوكُ عَلَيْها اَبْوابَها وَ طافَ عَلَيْها حُرّاسُها وَ احْتَجَبُوا عَمَّنْ يَسْأَلُهُمْ حاجَةً اَوْ يَنْتَجِعُ مِنْهُمْ فآئِدَةً وَ اَنْتَ اِلهي حَىٌّ قَيُّومٌ لا تَأخُذُكَ سِنَةٌ وَ لا نَوْمٌ وَ لا يَشْغَلُكَ شَىْءٌ عَنْ شَىْءٍ اَبْوابُ سَمآئِكَ لِمَنْ دَعاكَ مُفَتِّحاتٌ وَ خَزآئِنُكَ غَيْرُ مُغَلَّقاتٍ وَ اَبْوابُ رَحْمَتِكَ غَيْرُ مَحْجُوباتٍ وَ فَوآئِدُكَ لِمَنْ سَأَلَكَها غَيْرُ مَحْظُوراتٍ بَلْ هِىَ مَبْذُولاتٌ اَنْتَ اِلهي الْكَريمُ الَّذي لا تَرُدُّ سآئِلاً مِنَ الْمُؤْمِنينَ سَئَلَكَ وَ لا تَحْتَجِبُ عَنْ اَحَدٍ مِنْهُمْ اَرادَكَ لا وَ عِزَّتِكَ وَ جَلالِكَ وَ لا تُخْتَزَلُ خَوآئِجُهُمْ دُونَكَ وَ لا يَقْضِها اَحَدٌ غَيْرُكَ اَللهُمَّ وَ قَدْ تَراني وَ وُقُوفي وَ ذُلَّ مَقامي بَيْنَ يَدَيْكَ نَغَصَّني مَطْمَعي وَ مَشْرَبي وَ اَغَصَّني بِريقي وَ اَقْلَقَني عَنْ وِسادي وَ مَنَعَني رُقادي كَيْفَ يَنامُ مَنْ يَخافُ بَياتَ مَلَكِ الْمَوْتِ في طَوارِقِ اللَّيْلِ وَ طَوارِقِ النَّهارِ بَلْ كَيْفَ يَنامُ الْعاقِلُ وَ مَلَكُ الْمَوْتِ لا يَنامُ بِاللَّيْلِ وَ لا بِالنَّهارِ وَ يَطْلُبُ قَبْضَ رُوحِهِ بِالْبَياتِ أوْ في آنآءِ السّاعاتِ
İlâhî ğâret nucûmu semâik ve nâmet uyûnu enâmik ve hede'et esvâtu ibâdik ve en'âmik, ve ğalletil mulûku aleyhâ ebvâbehâ ve tâfe aleyhâ hurrâsuhâ vehtecebû ammen yes'eluhum hâceten ev yenteci'u minhum fâideten ve ente ilâhî hayyun qayyûmun lâ te'huzuke sinetun ve lâ nevm, ve lâ yeşğeluke şey'un an şey'in ebvâbu semâike limen de'âke mufettihâtun ve hazâinuke ğayru muğalliqâtin ve ebvâbu rahmetike ğayru mahcûbâtin ve fevâidu-ke limen se'eleke ğayre mahzûrâtin bel hiye mebzûlâtun, ente ilâ-hil kerîmullezî lâ teruddu sâilen minel mu'minîne se'eleke ve lâ tehtecib an ehadin minhum erâdeke lâ ve izzetike ve celâlike ve lâ tuhtezelu havâicuhum dûneke ve lâ yaqzihâ ehadun ğayrak, Alla-humme ve qad terânî ve vuqûfî ve zulle maqâmî beyne yedeyke neğassanî matma'î ve meşrabî ve eğassanî birîqî ve eqlaqanî an visâdî ve mene'anî ruqâdî, keyfe yenâmu men yehâfu beyâte melekil mevti fî tavâriqil leyli ve tavâriqin nehâr, bel keyfe ye-nâmul âqilu ve melekul mevti lâ yenâmu bil leyli ven nehâri ve yetlubu qabza rûhihi bil beyâti ev fî ânâis sâ'ât
['ım, gökyüzündeki yıldızlar parladı, insanların gözleri uykuya daldı ve mahlûkatının sesleri kısıldı Padişahlar onların yüzlerine kapıları kapattı ve hizmetkârlar etraflarında dönmeye başladı Onlardan hacet dilendiğinde esirgediler ya da onlar umdukları faydayı bulamadılar
'ım, oysaki sen dirisin ve daima ayaktasın Ne uyuklamaya kapılır, ne de uykuya dalarsın Hiçbir şey seni başka bir işi yapmaktan alıkoyamaz Göklerinin kapısı seni çağıran için açılmıştır Hazinelerinin kapısı sürekli açıktır Rahmet kapılarının önünde bir mani yoktur Nimetlerin, dileyenler için esirgenmemiş, bilakis bağışlanmıştır
'ım, sen öyle kerem sahibi bir ilahsın ki, müminlerden hacet dileyeni geri çevirmezsin Onlardan kim senden bir şey dilerse lütfünü esirgemezsin İzzetine ve celaline ant olsun ki, onların hacetlerini senden başkası vermez, senden başka kimse hacetlerini yerine getiremez
'ım! Hâlimi ve karşında zelil bir şekilde duruşumu görüyorsun Yiyecek ve içeceğimin tadı kalmamış, karnım aç olduğu hâlde lokmalar boğazımdan inmiyor, başımı rahatça yastığa koyamıyorum; uykularım kaçmış, uyuyamıyorum Ölüm meleğinin gece veya gündüz ansızın kapıyı çalacağından korkan biri nasıl uyuyabilir ki? Ya da ölüm meleğinin gece ve gündüz uyumadığını, geceleyin veya gündüz saatlerinde ruhunu almak peşinde olduğunu bilen akıllı biri nasıl uyuyabilir ki?]
Bu dua okunduktan sonra secdeye varılır ve alın toprağa değdiğinde şöyle denir:
اَسْئَلُكَ الرُّوحَ وَ الرّاحَةَ عِنْدَ الْمَوْتِ وَ الْعَفْوَ عَنّي حينَ اَلْقاكَ
Es'elukerrûhe ver râhete indel mevt vel afve annî hîne elqâk
[('ım!) Ölüm anında huzur ve rahatlığı ve seninle mülakat ettiğimde affını dilerim]

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.