![]() |
(Mekke'nin Fethi) Bu Döşeğe Oturamazsin |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() (Mekke'nin Fethi) Bu Döşeğe OturamazsinYa “Muhammedîler”in olacaktı yanında, Ya da olacaklardı “Kureyş”in saflarında ![]() İşbu kabîlelerden “Huzâ'a” kabîlesi, Müslümânlardan yana olmuşlardı cümlesi ![]() Lâkin “Benî Bekr” ise, Kureyş müşriklerinin, Yanında bulunmayı gördüler daha emîn, Zâten bu kabîleler düşmandı birbirine, Sık sık saldırıyordu birisi diğerine ![]() Velâkin Hudeybiye sulhüne göre bunlar, İki sene müddetle, harp etmeden durdular ![]() Fakat “Benî Bekir”den birisi, en nihâyet, Şiir yazıp, Resûl’e eylemişti hakâret ![]() “Huzâ'a” dan bir genç de, dayanamayıp buna, O kimseye vurarak, boyadı onu kana ![]() “Bekr oğulları” ise, bilerek bunu fırsat, Saldırıya geçtiler “Huzâ'a”’ya o sâat ![]() Kureyş müşrikleri de, hem çok silâh vererek, Hem onlara gizlice, adamlar göndererek, Bu saldırı işine yardım eylemişlerdi, Ve yirmiden ziyâde mü’min öldürmüşlerdi ![]() Bu gece baskınında, bâzısı Huzâa’dan, Yardım istemişlerdi, mânen Resûlullah’tan ![]() O anda Resûlullah, hazreti Meymûne’nin, Evindeydi ve o an, kalkmıştı abdest için ![]() Allahın izni ile o Server-i kâinât, Duydu ki, müslümânlar istiyor ondan imdâd ![]() “Lebbeyk! Lebbeyk!” buyurdu o çağrıya cevâben, Meymûne vâlidemiz işitip sordu hemen ![]() Dedi: (Yâ Resûlallah, merak ettim bendeniz, Yanımızda kimse yok, kime Lebbeyk dediniz?) Peygamber-i zîşân da buyurdu ki cevâben: (Huzâ'a mü’minleri yardım istedi benden ![]() Velhâsıl Kureyşliler, Hudeybiye sulhünün, Maddesine aykırı davranmışlardı o gün ![]() Huzâa’dan bir hey’et, Medîneye geldiler, Peygamber-i zîşâna, bunu haber verdiler ![]() Peygamber Efendimiz, üzülüp buna hemen, Gelen müslümânlara buyurdu ki cevâben: (Yardımda bulunmazsam Huzâa’ya Vallahi, Hiç yardım olunmasın o zaman bana dahî ![]() Daha sonra bir mektup yazdırdı ki Kureyşe: (Siz neden karıştınız böyle kötü bir işe? Siz, Bekr oğullarına yardımda bulunarak, Adam öldürmüşsünüz, gece baskın yaparak ![]() Onlarla ittifaktan, ya vaz geçeceksiniz, Yâhut ölenler için, diyet vereceksiniz ![]() Bunlardan birisini eğer ki tam olarak Yapmazsanız, sizinle harp ederim muhakkak ![]() Lâkin Kureyş reddedip Onun bu teklîfini, Harbe tahrîk ettiler, Allahın Habîbini ![]() Bin defâ pişmân olup öyle dediklerine, Büyük bir korku düştü herbirinin kalbine ![]() Hemen “Ebû Süfyân”a dediler ki o vakit: (Bunu düzeltmek için, derhâl Medîneye git ![]() Muhammed’le görüşüp, uzat muâhedeyi, Yoksa bu, bizim için olmıyacak pek iyi ![]() Ebû Süfyân, acele yola çıktı Mekkeden, O Server bunu bilip, buyurdular ki hemen: (Öyle anlıyorum ki, Ebû Süfyân geliyor, Hudeybiye sulhünü yenilemek istiyor ![]() Lâkin o, her ne için geldiyse Medîneye, Murâdı olmaksızın dönüp gider geriye ![]() Medîneye gelince Ebû Süfyân velhâsıl, İlk “Ümmü Habîbe”nin evine oldu vâsıl ![]() Bu hâtun, kızı idi zîrâ “Ebû Süfyân”ın, Ve zevcesi olurdu, hem de Resûlullahın ![]() Girince Ebû Süfyân bu hanımın evine, Oturmak arzû etti, bir döşek üzerine ![]() Lâkin “Ümmü Habîbe” koşup geldi odadan, Kaldırdı o döşeği babası oturmadan ![]() Ebû süfyân üzülüp, dedi: (Ne yapıyorsun? Benden bir döşeği mi yoksa esirgiyorsun?) O dahî babasına eyledi ki şöyle arz: (Bu döşek üzerine, müşrikler oturamaz ![]() Zîrâ bu, o Serverin mübârek döşeğidir, Senin buna oturman, aslâ lâyık değildir ![]() Daha fazla üzülüp, şöyle dedi kızına: (Evimden ayrılalı bir şeyler olmuş sana ![]() Ona, Ümmü Habîbe dedi: (Elhamdülillah, Bana islâmiyyeti müyesser etti Allah ![]() Ey babam, senin gibi bir kimse, nasıl olur, Küfürde inâd edip, islâmdan uzak durur?) Ebû Süfyân, kızının sözlerine kızarak, Geldi Resûlullaha o evden ayrılarak ![]() Dedi ki: (Yâ Muhammed, Hudeybiye sulhünün, Yenilenmesi için, buraya geldim bu gün ![]() Ve yine senin ile, müşâvere yapalım, Sulhün müddetini de, bir miktâr uzatalım ![]() Peygamber Efendimiz önce biraz durdular, Sonra Ebû Süfyâna şunları buyurdular: (Biz bu muâhedeye aykırı davranmayız, Ve onun üzerinde değişiklik yapmayız ![]() Hiç de beklemediği bir cevâb işitince, Ona, bu talebinde ısrâr etti bir nice ![]() Lâkin Peygamberimiz sükût edip durdular, Ve ona, herhangi bir cevâb buyurmadılar ![]() Isrâr etti ise de Ebû Süfyân bir nice, Yine de alamadı müsbet, iyi netîce ![]() Dönüp, Kureyşlilere anlattı bu durumu, O zaman bir korkuya kapıldı bil-umûmu Zîrâ ahidlerine sâdık kalmamışlardı, "Hudeybiye sulhü"ne, ters tavır almışlardı ![]() Resûlullah, Mekke’nin fethinde çok gizlilik, Olması husûsunda, gösterirdi titizlik ![]() Bildirdi bunu yalnız, hazreti “Ebû Bekr”e, Ve eshâbtan birkaç da ileri gelenlere ![]() Sonra emir verdi ki eshâbı kirâmına: (Başlasın her müslümân sefer hazırlığına ![]() Nereye gidileceği hakkında ise fakat, Sahâbeden kimseye vermedi hiç mâlûmât ![]() Civârdaki müslümân kabîleleri de hem, Sefere katılmağa çağırdı Fahr-i âlem ![]() Eslem, Eşce, Cüheyme, Husayn, Gıfâr, Müzeyne, Adlı kabîlelerin haber saldı hepsine: (Allaha îmân eden bilcümle müslümânlar, Ramazânın başında, Medînede olsunlar ![]() Ve bir tedbîr olarak yine Fahr-i kâinât, “Ömer ibnil Hattâb”a verdi ki bir tâlîmât: (Mekkeye giden yollar, dört cihetten tutulsun, Bütün yol başlarında, nöbetçiler bulunsun ![]() Bu günlerde Mekkeye gidecek kimseleri, Tutup o nöbetçiler çevirsinler hep geri ![]() Bu gizlilik işine öyle çok ehemmiyyet, Verdi ki, kendisi de duâ etti nihâyet: (Yâ ilâhî, Mekkeye biz varıncaya kadar, Kureyşliler, bizlerden olmasınlar haberdâr ![]() Birden bire olalım hemen yakınlarında ![]() Onlar bizi görünce, şaşırsınlar ânında ![]() Hattâ “Bizans üstüne” sefer intibâını, Vermek için, ayırıp bir kısım eshâbını, Gönderdi kuzeydeki İzâm vâdilerine, Ki düşmanlar sansın ki, sefer "Bizans" üstüne ![]() Çevre kabîlelerden gelenlerle berâber, “Oniki bin” olmuştu o zaman mücâhidler ![]() “Zübeyr ibni Avvâm”ı, o Server bir birlikle, “Keşif kolu” olarak gönderdi ileriye ![]() Velhâsıl gönülleri Allah ve Resûlünün, Aşkıyle dolu olan bu mücâhidler, o gün, “Oniki bin” kişilik muazzam ordu ile, Çıktılar Medîneden Allahın adı ile ![]() Başlarında, Allahın Sevgili Peygamberi, "Tekbîr" sedâlarıyle yürüdüler ileri ![]() Bundan sekiz yıl önce çıkmışlardı Mekke’den, Fethe gidiyorlardı o yurdu kan dökmeden ![]() Bir puthâne hâline getirilen Kâ’beyi, Temizliyeceklerdi putlardan gâyet iyi ![]() O inâtçı ve zâlim müşrikleri, nihâyet, Îmân ve hidâyete edeceklerdi dâvet ![]() Düşmemeleri için Cehennem ateşine, Örnek olacaklardı Kureyş müşriklerine ![]() Helâl kazanmak için sıkıntı çekenlere Cennet vacip olur ![]() Hediyeleşiniz! Şüphesiz hediye sevgiyi çoğaltır, kalbin fesat ve şerrini giderir ![]() Hadîs-i şerîf kaynak: huzurpınarı |
![]() |
![]() |
|