Taklidin Sonu |
08-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Taklidin Sonu"Hadiseler gerçek hayattan alınmış olup,yer ve şahıs isimlerine güvenmemenizi önemle rica ederim" bu hikayenin kahramanı,Suudi Arabistan' taki dini müşavirimiz yani ateşelerimizden biriDiz kapağında romatizmal bir hastalık başlayınca rapor alarak Türkiye'ye gelirRapor süresi bitmeden, Suudi Arabistan'daki amiri ateşeyi arar ve ozaman başbakan olan Turgut Özal'ın geleceğini, yardıma ihtiyacı olduğunu hemen gelmesini söylerAteşe de atlar uçağa gider Özal, Arabistan'a gelir, resmi ziyaretler yapılırDerken Özal'ın, filanca mahallenin falanca camiinde namaz kılacağı anonsu yapılır Yola koyulmadan önce Büyükelçimiz, müşaviri çağırır: -Yav, ayıptır söylemesi,ben abdest namaz filan bilmiyorum ne yapsak ki? -Kolayı var amirim; ben ne yaparsam taklid ediniz! Camii avlusundaki şadırvandan abdest alınır, camiye girilirÖzal önde, bizimkiler arkadaBüyükelçi yan gözle mütemadiyen bizim müşaviri kesmekte o ne yaparsa taklid etmektedir "Küçük ama önemli bir ayrıntıMüşavirimizin dizindeki rahatsızlık henüz geçmediği için namazda otururken sol bacağını ileriye uzatmak zorunda kalmaktadır" İlk rekat, iki , üç derken son rekatın kadesine geçilir, müşavirimiz sağına selam vererek başını çevirirBir de ne görsün? Büyükelçi sol bacağını ileriye uzatmış durumdadır Ağlayım mı güleyim mi diye kararsızlaşan müşavir, soluna döndüğünde daha vahim ve eğlenceli bir durumla karşılaşır: Solundaki elçilik personelinden oluşan 5-6 kişinin hepsi birden sol ayaklarını kıbleye doğru uzatmış vaziyettedirler |
|