Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ilahîdir, makami, mustafadır, nazargahi

Nazargah-İ İlahîdir, Makam-İ Mustafadır Bu !

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nazargah-İ İlahîdir, Makam-İ Mustafadır Bu !



Osmanlı devrinde yaşamış arif ve meşhur şâir Yusuf Nâbî (rah), 1678 yılında bir kafile ile hacc yolculuğuna çıkmıştı Kafilede devletin ileri gelen paşaları da bulunuyordu Kafile hicaz bölgesine girince Hz Peygamber’i ziyaret aşkı Nâbî’yi iyice sardı Öyle ki, vücudu bir hoş oldu, uykusu kaçtı, hiç uyumadı Bir gece yarısı kafile Peygamber şehri Medine-i Münevvere’ye yaklaştı Kafilede bulunan Eyüplu Râmi Mehmed Paşa o esnada kıble tarafına doğru ayaklarını uzatmış uyuyordu Rasul-i Kibriya’nın beldesine girerken arkadaşlarında gördüğü bu manzara Nâbî’ye hiç de hoş gelmedi Paşayı uyandıracak bir şekilde şu meşhur beyitleri söylemeye başladı:



Sakın terk-i edepten, kûy-i mahbûb-ı Hüdâdır bu!


Nazargah-i ilahîdir, Makam-ı Mustafadır bu


Mürâât-ı edep şartıyla gir Nabî bu dergaha,


Metâf-ı kudsiyadır, bûsegâh-ı enbiyadır bu


Açıklaması şöyledir: Edebi terketmekten sakın! Zira burası Allahu Teala’nın Habibinin beldesidir Burası, Hak Teala’nın devamlı nazar kıldığı bir yerdir; Muhammed Mustafa’nın makamıdır Ey Nâbî, bu dergaha edebin şartlarına dikkat ederek gir Sakın edebi basite alma Burası, büyük meleklerin etrafında pervane gibi döndüğü, peygamberlerin eğilip eşiğini öptüğü bir yerdir



Bu beyitleri işiten paşa, gözünü açtı, hemen kendine geldi, ikazın sebebini anladı, ayaklarını topladı, doğruldu Nâbî’ye dönerek:


-Ne zaman yazdın bunları? Senden başka duyan oldu mu onları? diye sordu Yusuf Nâbî:


-Bunları daha önce herhangi bir yerde söylemiş değilim Şimdi, sizi bu halde görünce elimde olmadan yüksek sese söylemeye başladım İkimizden başka bilen yok! dedi Paşa:


-Öyleyse bu aramızda kalsın, diye ikaz etti Nâbî sustu, yola devam ettiler Kafile, sabah ezanına yakın Hz Rasulullah’ın mescidine yaklaştı Bir de baktılar ki, mescidin minârelerinden müezzinler, ezandan önce, Nâbî’nin: “Sakın terk-i edepden” beytiyle başlayan nâtını okuyorlar Nâbî ve paşa hayret ettiler Mescide girdiler, namazı kıldıktan sonra, hemen müezzinin yanına koştular Nâbî, heyacanla:


-Allah adına, peygamber aşkına söyle, sen ezandan önce okuduğun o beyitleri kimden, nereden ve nasıl öğrendin? diye sordu Müezzin önce cevap vermek istemedi, Nâbî ısrar ve rica etti Bunun üzerine müezzin:


-Resûl-i Kibriya (sav) Efendimiz, bu gece bütün müezzinlerin rüyasını şereflendirerek: “Ümmetimden Nâbî isimli birisi beni ziyarete geliyor Bana olan aşkı her şeyin üzerindedir Kalkın, ezandan önce, onun benim için yazdığı beyitleri okuyarak kendisini karşılayın, mescidime girişini kutlayın!” buyurdu Biz de Efendimizin emirlerini yerine getirdik, dedi Nâbî, hepten şaşırdı ve heyecanlandı, dayanamayıp ağladı Göz yaşları içinde müezzine tekrar:


-O iki cihanın Efendisi, gerçekten Nâbî mi dedi, o benim ümmetimdendir mi buyurdu? diye sordu Müezzin :


-Evet, Nâbî dedi, o benim ümmetimdendir buyurdu, deyince, Nâbî bu iltifata daha fazla dayanamadı, sevincinden düşüp bayıldı Bir zaman sonra ayıldığında paşayı ve müezzini yanında ağlarken buldu

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.