08-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kur'An Kültürü
Sahabeden bu yana Kur'an, yorum ve tefsire tabi tutulmuştur Tabi, tefsir derken onun da bir çok şartı ve usulü vardır
Tefsirde ilk misal Efendimiz'dir Bu itibarla, önce O'nun hayatına bakılıp, model çıkarılmalı, sonra sahabeye müracaat edilmeli, sonra da, insan aklı, insan düşüncesi ve insan muhakemesinin bir hikmeti vücudu olabileceği mülahazasıyla Kitap ve Sünnet atkıları, arasında re'y ( şahsi görüş) örgülerine gidilmelidir
Ancak, her ne olursa olsun mutlaka Kur'an dili ortaya çıkarılmalı ve islam dünyasındaki öne çıkan eserler mutlaka yeniden gözden geçirilmelidir Kur'an beşer için nazil olmuş ve Efendimiz tarafından da namazda okunması talim edilmiştir Ne var ki böylesine hayatımızı şekillendirmek için nazil olan Kur'an'ı, bugün insanımız gerektiği gibi bilemiyor, hatta bilme gayretide göstermiyor Onu, sadece namazda ve namaz sureleri olarak okunan kadarıyla biliyor Halbuki Kur'an okunurken o insanın içine sinmeli, okuyan onu düşünmeli ve ondan bir kısım esintiler duymaya çalışılmalıdır Aksi halde onu anlamış sayılmayız Kur'an-ı Kerim, Efendimiz (s a v) ifadesiyle ayda bir defa hatim edilmelidir Evet hatim, üç-beş güne sıkıştırılmamalıdır Zira o zaman, düşünmeden okunmuş olur Kur'an baştan sona mülahaza edilmeli ve bir bütün olarak ele alınmalıdır O, bir ayet oradan bir ayet buradan bölük-pörçük anlaşılamaz Kur'an'ı anlamak için bir o kadar da sünnet bilinmesi lazımdır Yoksa M İkbal'in ifadesiyle, çok defa "Kalpler mümin, kafalarda kafir" olur Sünnet, Kur'an tertibi ve hayata geçirilişini ifade eder Bu yüzden o bilinmezse, Kur'an kültürü anlaşılmaz Anlaşılmadığı için de tabii olarak hayata geçirilemez
Efendimiz, "Onlar bir vadide, Kur'an ayrı bir vadidedir " buyurarak, ümmetine ait negatif görüntülerden birini dile getirir Bu hadisten bizim anladığımız ve aldığımız, ümmetin Kur'an kültüründen uzaklaşacağı şeklindedir ki; en az beş asırdır Müslümanların böyle bir mahrumiyetin cenderesi içinde oldukları söylense hata yapılmış olmaz
Son iki asır itibariyle ise, Kur'an kültürüne vakıf insan sayısı yok denecek kadar azdır Daha önceki üç asırda bu nisbetin, mevcudun üçte biri olduğu söylenebilir
Bununla beraber günümüzde Kur'an'a ciddi bir yöneliş var Daha önceleri yaşanmış mahrumiyet, sanki içlerde hasret mayalanmış da, şimdilierde insanımız, önü alınmaz bir hasretin sevkiyle ve olabildiğince bir çoşku ve heyecanla Kur'an ruhuna ve Kur'an külltürüne yönelmektedir
Gerçek Kur'an Kültürü; Kur'an'ın dünya ve ukbayı kucaklayan derinliğiyle alınıp hayata maledilmesiyle mümkündür Eşya ve olayları Kur'an perspektifinde yorumlama, Kur'an kültürüne ait ayrı bir televvündür Şimdiler dünyamız pek çok yanı itibriyle, bu kültür televvünüyle adeta renk renk açmış çiçeklerle dolu bir bahçeye benziyor 
Ondaki güzellik ve rayiha, her isti'dat sahibini kendinden geçirecek kadar büyüleyicidir Evet sanki şimdiler, büyük isti'datların Kur'an dünyasına dehalet mevsimi gibi Gelecekte, bu anlayış daha bir gelişecek ve -inşaallah- hayatı bütün yönleriyle tesir sahasına çekecektir Kimbilir belki de O, yarınki dünya hayatının bizzat kendisi olacaktır
|
|
|