Anne Gezindiğim Bağ, Baba Yaslandığım Dağdır...

**Prof. Dr. Sinsi** · 08-04-2012

Anne gezindiğin bağ, baba yaslandığın dağdır diye Ataol Behramoğlundan canımı acıtan bir cümle çarpıyor kapalı gönül pencereme

Üzümlerim yetişmediği , bağ bozumunun olmadığı salkım salkım bir sevgi değil de salkım saçak hırpalanmış bir yalnızlığın olduğu bir bağdır benim için

Dağ desen üzerinde bir canlının bile yaşamadığı bir buz kütlesi
Titanik olsam umursamazca çarpsam , parçalara ayrılsam , bugun ölsem bile mezarıma gelmeyecek kadar zalim

Doğum günlerimde eskiden beni aramamaları inceden inceden işlerdi içime ama artık bugün kalbim de dilim kadar suskun

Bir kez sustun mu asla konusamazsın bir kez kelimeler takıldı mı orda öylece kala kalırlar, biraz hıçkırık biraz gözyaşı olurlar sonra kalbine sicim sicim akarlar orda sıkışıp kalırlar, üzerinden zaman makinesi geçer

Her geçtiği yeri ezer

Sonra birgün yolda karşına çıkar sahip olduğun DNA larin asıl sahibi ama kendine ait tek bir hücreyi tanımaz o an ordaki herkes kadar hiç kimsesindir

Bir gün bir can dünya ya gelir senden

Bir minik kalp atmaya başlar etrafında , bir minik el tutar ellerini beni bırakma diye

Asıl ihtiyacın olan loğusa şerbeti değildir , bir küçük bağdır bir küçük dağdır

Ama bir bakarsın bağda üzüm yerine dikenli solgun güller , dağ da yanmış bitmiş kül olmuş

Ne olursan ol , ne yaparsan yap, ne yapmazsan yapma ,bir bağ ol, bir dağ ol, okyanus ol, çiçek ol, ister kelebek ol, ömründe tek bir gün olsun , herşeyden geç kendi canından çocuklarından asla vazgeçme

Büyümek çocuk olmamak değildir
Büyümek annebaba sevgisinin elinden uçup gitmesi değildir

Bir ayrılık kararı ile resimlerin tek tek kesilip hatıralardan silinmesini sağlamak değildir

Bir mahkeme kararı ancak bir kırık dökük aşkın ayrılığını resmileştirir ama bir parçayı bir parçadan ayıramaz onu ancak sen ayırırsın kendi kararınla kendi isteğınle

Hiç birimiz kendi kararımızla dünyaya gelmedik
Birinin hayatına girmek bir saniye, çıkmak ondan da kısa
Sizin benim hayatıma girmenizi de çıkmanızı da ben istemedim
Ondandır bu hırçınlığım
Ondandır bu suskunluğum
Ondandır artık bir kaya kadar ruhsuz oluşum ondandır hatıralarımda en güzel yerin sizin olmayışı

Deli bir rüzgar esiyor hırçın öfkeli
İnadına açmıyorum pencerimi
Küstüm ona
Ayışığımı vermedi geri
Hiç bana sormadan

08-04-2012	#1
Prof. Dr. Sinsi	Anne Gezindiğim Bağ, Baba Yaslandığım Dağdır... Anne gezindiğin bağ, baba yaslandığın dağdır diye Ataol Behramoğlundan canımı acıtan bir cümle çarpıyor kapalı gönül pencereme Üzümlerim yetişmediği , bağ bozumunun olmadığı salkım salkım bir sevgi değil de salkım saçak hırpalanmış bir yalnızlığın olduğu bir bağdır benim için Dağ desen üzerinde bir canlının bile yaşamadığı bir buz kütlesi Titanik olsam umursamazca çarpsam , parçalara ayrılsam , bugun ölsem bile mezarıma gelmeyecek kadar zalim Doğum günlerimde eskiden beni aramamaları inceden inceden işlerdi içime ama artık bugün kalbim de dilim kadar suskun Bir kez sustun mu asla konusamazsın bir kez kelimeler takıldı mı orda öylece kala kalırlar, biraz hıçkırık biraz gözyaşı olurlar sonra kalbine sicim sicim akarlar orda sıkışıp kalırlar, üzerinden zaman makinesi geçerHer geçtiği yeri ezer Sonra birgün yolda karşına çıkar sahip olduğun DNA larin asıl sahibi ama kendine ait tek bir hücreyi tanımaz o an ordaki herkes kadar hiç kimsesindir Bir gün bir can dünya ya gelir sendenBir minik kalp atmaya başlar etrafında , bir minik el tutar ellerini beni bırakma diye Asıl ihtiyacın olan loğusa şerbeti değildir , bir küçük bağdır bir küçük dağdır Ama bir bakarsın bağda üzüm yerine dikenli solgun güller , dağ da yanmış bitmiş kül olmuş Ne olursan ol , ne yaparsan yap, ne yapmazsan yapma ,bir bağ ol, bir dağ ol, okyanus ol, çiçek ol, ister kelebek ol, ömründe tek bir gün olsun , herşeyden geç kendi canından çocuklarından asla vazgeçme Büyümek çocuk olmamak değildir Büyümek annebaba sevgisinin elinden uçup gitmesi değildir Bir ayrılık kararı ile resimlerin tek tek kesilip hatıralardan silinmesini sağlamak değildir Bir mahkeme kararı ancak bir kırık dökük aşkın ayrılığını resmileştirir ama bir parçayı bir parçadan ayıramaz onu ancak sen ayırırsın kendi kararınla kendi isteğınle Hiç birimiz kendi kararımızla dünyaya gelmedik Birinin hayatına girmek bir saniye, çıkmak ondan da kısa Sizin benim hayatıma girmenizi de çıkmanızı da ben istemedim Ondandır bu hırçınlığım Ondandır bu suskunluğum Ondandır artık bir kaya kadar ruhsuz oluşum ondandır hatıralarımda en güzel yerin sizin olmayışı Deli bir rüzgar esiyor hırçın öfkeli İnadına açmıyorum pencerimi Küstüm ona Ayışığımı vermedi geri Hiç bana sormadan