Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
eleştirel, kavramları, sosyolojinin, temel

Eleştirel Sosyolojinin Temel Kavramları

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eleştirel Sosyolojinin Temel Kavramları



ELEŞTİREL SOSYOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI

Eleştirel kuram, Marksçı teorinin durumundan özellikle bu kuramın ekonomik determinizme eğiliminden rahatsız olan bir grup Alman yeni Marksistlerin ürünüdür Frankfurt Okulu ismini Almanya’da 1923’te kurulmuş olan Frankfurt Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü’nden almaktadır Okul Frankfurt’ta 23 Şubat 1923’te resmi olarak kurulmuşturÜyeleri bu resmi kuruluştan önce de aktiftirler1930’larda Nazilerin iktidara gelmesiyle birlikteçoğu önde gelen üyeleri Amerika’ya göç ederek bilimsel çalışmalarına orda devam etmişlerdirBu faaliyetlerini Kolombiya Üniversitesi’’yle işbirliği içinde olan bir enstitüde sürdürmüşlerdirİkinci Dünya Savaşı’ndan sonrra eleştirel kuramcılardan bazıları Almanya’ya geri dönmüşlerdirDiğerleri ise Birleşik Devletler’de kalmışlardırEleştirel kuram bugün Frankfurt Okulu’nun sınırları dışına taşmıştırSonraki eleştirel kuramsal gelişmeler için başlangıç noktası olmuştur da diyebiliriz

Frankfurt felsefecileri Horkheimer,Adorno ve Macuse’den Habermas’a kadar iki kuşak boyunca pozivistik felsefelerde ahlaki akıla empoze edilen sınırları eleştirmekle ilgilenmişlerdirPozitivizmin bu anlamdaki eleştirisi sonradan eleştirel kuram olarak adlandırılacak olan düşüncenin en merkezi ilgilerinden biri olmuştur Eleştirel kuram içinde başat olan bir tek öğe varsa o daHegel ve klasik Alman felsefesindeki anlamıyla - bilgiyiinsanın bütünleşmesini ve özgürlüğü ilerletecek bir biçimde dünyanın dönüştürülmesiyle birleştiren bir eleştirel yetenek olarak- kavranan Akıl’ın (Vernunft) savunucusudurFrankfurt felsefesi Marks’ın izinde gitmeye ve böylece Hegel’in Kantçı ikilemleri -yalnızca saf ve pratik Akıl değilfakat fenomenlerle bilinmez “kendinde şeyler”in benimsenmesini de- aşmasından yararlanarak modern Marksizm’i de yenilemeye çalışmaktadır

Frankfurt Okulu’nun toplum teorisi kesinlikle kötümser içeriktedir Frankfurt Okulu da kitle toplumu ve kültürüne dayalı bir teori geliştirmişti:Kapitalizm giderek merkezileşirkentoplumsal yapısı aadım adım atomlaşmıştıBurjuvazi on dokuzuncu yüzyılda kamusal kurumlarıyani devletten ayrı olan kendi işlerini yürütüp kültürlerini örgütleyen kurumların alanlarını genişletmişti

Eleştirel sosyal teoriyi ortaya koyabilmek için girişilen ilk çabalardaki kavram sebeptirSebep kavramının anlamıHegelci gelenekten kaynaklanırMarcuse’ye göre sebepvar olan toplumların doğasını eleştirmek ve toplumla mücadele etmek için kullanılabilir

Eleştirel kuram büyük ölçüde sosyal ve entelektüel yaşamın çeşitli yönlerinin eleştirisi üzerinde yoğunlaşmıştırMarx’ın çalışmaları (felsefi düşüncenin eleştirel analizikapitalist sistemin doğasına yönelik eleştirel değerlendirmeler) etkilidirÇalışmaların çoğu topluma ve çeşitli bilgi sistemlerine yoğun eleştiriden oluşurOkulun çalışmalarının nihai hedefi toplumun doğasını daha analitik olarak sergilemektir Getirdikleri eleştiriler şu alanlarda yoğunlaşır:

1 - Marksçı Kuramın Eleştirisi : Eleştirel kuram marksçı kuramdan kök almakla birlikte ona eleştirel olarak yaklaşarak onu yeniden üretmiştirBu kuramdan en çok rahhatsız oldukları nokta ekonomik determinizm olmuşturBu nedenle ekonomik deterministmekanistik Marksislere yönelik eleştirilerini yööneltmişlerdirBazılarıörneğin Habermas Marksın orjinal çalışmalarının bir kısmında içerilmiş olan determinizni eleştirmiştir;fakat çoğunluğu eleştirilerini neo-marksistler üzerinde yoğunlaştırmışlardırÇünkü bunlar Marksın çalışmalarını fazlasıyla mekanistik olarak yorumlamışlardırEleştirel kuramcılarekonomik deterministleriekonomik alanda odaklanmalarını yanlış olmadığını fakat aynı zamanda sosyal yaşamın diğer yönlerini de aynı ölçüde değerlendirmeleri gerektiğini vurgulamışlardırBu dengesizliği düzeltmek için eleştirel kuramcılar dikkatlerini kültürel alanda yoğunlaştırmaya yönelmişlerdirBuna ek olarak eleştirel okulgörünüşte Marksçı kuramı uygulayan Sovyetleri de bu bağlamda yoğun eleştiri altına almıştır

2 - Pozitivizm Eleştirisi : Pozitivizm eleştirisi kısmen ekonomik determinizmin eleştirisi ile bağlantılıdırBu bağlamda pozitivizm bütün çalışmalarına tek bir bilimsel methodun uygulanabilirliği düşüncesini kabul ederBütün disiplinler için fiziksel bilimleri güvenilirlik ölçütü olarak ele alırPozitivistler bilginin doğal olarak tarafsız olduğunu kabul ederlerDeğerlerin dışlanabileceğini düşünürler

Bu noktadan hareketle eleştirel okul çeşitli açılardan pozitivizme karşı gelmiştirPozitivizm sosyal yaşamı maddeleştirir ve onu doğal bir süreç olarak görürAncak eleştirel kuramcılar insan eyleminde ve bu eylemin sosyal yapıları etkileme yolları üzerinde odaklanırÖzetle eleştirel kuramcılara göre pozitivizm aktörleri göz ardı eder ve onları “doğal güçler” ce belirlenmiş pasif bütünlüklere indirgerBu bağlamda ele alındığında eleştirel kuramcılar bilimin genel yasalarının hiç sorgulanmadan insan eylemine uygulanabileceğini kabul etmezDiğer bir eleştiri noktası da şudur:Pozitivizm amaçlara yönelik araçların yeterliliğinin değerlendirmekle yetinirAncak amaçları için benzer değerlendirmeye yönelmezDoğal olarak bu eğilim içsel olarak konservatiftir ve dolayısıyla mevcut sistemi sorgulamazSonuç olarak mevcut düzen maddeleştirilmiş olur;Olgular kesin çizgiler içinde ele alınırPozitivizm aktör ve sosyal bilimciyi pasifliğe sürükler

3 - Sosyolojinin Eleştirisi : Eleştiri aççısından sosyolojiyi de bir hedef olarak seçmişlerdirBilimsel methodu kendi içinde bir amaç olarak benimsemesi nedeniyle okulun eleştirisiyle karşı karşıya kalmışttırDahası bu bağlamda sosyoloji status quo’yu kabullenmekle suçlanmıştırEleştirel okul sosyolojinin ciddi olarak toplumu eleştirmediğinihatta çağın sosyal yapısını aşmadığını ileri sürerOkula göre sosyoloji mevcut yapısıylaçağın ttoplumu tarafından baskı altına alınan insanlara görevini yapmaktan uzaktırEleştirel sosyologlar insani olan herşeyi sosyal değişkenlere indirgeme eğilimindedirlerToplumda bireylerde odaklanmaktan ziyade bir bütün olarak toplumda odaklandıklarında sosyologlar birey ve toplumun etkileşimini göz ardı etmiş olurlarAslında çoğu sosyologlar bu eleştiriyi haketmezler ama bu görüş eleştirel okulun sosyologlara yönelttiği temel bir saldırıdır

4 - Modern Toplumun Eleştirisi : Eleştirel okulun çoğu çalışmaları modern toplumun eleştirisini amaçlamıştırErken Marksist teoriözellikle ekonomi üzerinde yoğunlaşırkeneleştirel okul kültürel düzeye yoğunlaşmıştırDiğer bir deyişle okul egemenlik üzerine vurgu yapar;ancak bu vurgu modern toplumda ekonomik öğelerden ziyade kültürel öğelerin egemenliği ile ilişkilidirEleştirel okul modern toplumda bireyin kültürel olarak baskı altında olduğu düşüncesinde odaklanırEleştirel okul modern toplumda rasyonalite tarafından üretilmiş olan baskının ekonomik sömürünün yerini aldığı görüşünü benimserEleştirel okul çok açık olarak Weber’in formal rasyonalite ve tözel rasyonalite ayrımını kabul etmiştirEleştirel okul öncelikle formal rasyonalitenin bir biçimi üzerinde yoğunlaşır:Modern teknolojiTeknoloji çok etkilidirİnsanı esir alırken tarafsız gibi gösterilirTeknoloji bireyselliği yok ederBireyin içsel özgürlüğü modern teknoloji tarafından işgal edilmiştir

5- Kültürün Eleştirisi : Frankfurt okulu özellikle kültürel alanda odaklanmıştırBu eleştirilerini “kültürel endüstri” anlayışında özetlemişlerdirKültür endüstrisi kitle kültürünü yansıtırBu endüstriye ilişkin olarak eleştirel düşünceleri iki şey rahatsız eder:

a - Endüstrinin sahteliğiBu endüstri önceden hazırlanıp programlanır ve medya
yoluyla da kitlelere ulaştırılır

b - İnsanlar üzerinde pasifleştirici baskıcı etki

Eleştirel teori asıl olarak hakikate ulaşmaklaevrensellik ve kurtuluşla ilgiliydi Frankfurt Okulu’nun epistemolojisinin temelinde Hegelci totalik kavramı ile onun toplumun ve tarihin yasaları biçimindeki ifadesi bulunuyorduEleşttirel teori farklı düşünce formlarını belirli toplumsal gruplarla ilişkilendirmemektedir

ELEŞTİREL TEORİ ÇERÇEVESİNDE J HABERMAS VE KMARX

Frankfurt Okulu’nun çalışmaları 1960’lı yıllarda yaygın biçimde bilinmeye ve toplum bilimlerinde etkili olmaya başlamıştıAncakyeni bir eleştirel teorisyenler kuşağının üyesi olan Jurgen Habermas’ın gözlemlediği gibiFrankfurt Okulu’nun Horkheimer ve Adorno tarafından belirlenmiş olan programı kapitalist rasyonaliteye yönelttiği eleştirinin normatif temelini oluşturması açısındantarihte nesnel bir teleoloji bulunduğunu öngörmüştüBu şekildegündelik dünyanın tarihsel açıdan karmaşık ve değişken pratikleri gözardı edilmiş ve merkezileşmiş kültür endüstrisinin ideolojik reflekslerine indirgenmiş oluyorduFrankfurt Okulu’nun teorisinin başlıca temalarından birisine göretüm kapitalist toplumlarkapitalist üretim tarzının ayrılmaz bir parçasını oluşturan merkezileşmiş bir devlet aygıtının egemenliğindebenzer bir yapıya ve ideolojiye sahipti

Çalışmalarında Frankfurt Okulu’nun devletin düzenlediği bir kapitalizm görüşüne çok şey borçlu olan Habermasişte bu tür bir indirgemeciliğe meydan okumuştuOnun modern toplum analizindeeleştirel teorinin kavramlarının birçoğu birleştiriliyordu:Bilgi çıkarlara bağlıydı; bilim ve teknoloji giderek üretim ve idarenin denetimine girmişti;toplumsal bilinç teknokratik bir hal almış ve araççı akıla dayalı bir yapıya sahip olmuştu

Habermas’a göre felsefi bilgi self-refleksiyon ile iç içedirböylecebiz insan var oluşunun belirli göstergeleriözellikle de insan bilgisinin kendisinin doğası ve statüsü üzerineyönelebilirizDolayısıylaHabermas teknikal ve pratik ilgiler arasındaki ilişkiler ilebunların bilgi formlarının incelenmesinikendi başına bir self-refleksiyon olayı olarak görür

Eleştirel okulun kültürel düzeyde ilgi alanlarından biriHabermas’ın meşruluklar(legitimations) olarak belirlediği olgudurBunlar politik sistemin anlaşılmasını güçleştirmek ve buğulandırmaktam olarak ne olduğuna ilişkin olarak bu sistemi kapalı hale getirmek bağlamında yaratılıroluşturulur

Eleştirel okulun en iyi bilinen diyalektik çalışmaları Habermas’ta dikkati çekmektedirHabermas’ın bilgi ve insan çıkarları arasındaki ilişkiye ilişkin irdelemelerisubjektif ve objektif öğeler arasındaki daha geniş çaplı ilişkiler diyalektik ilişkiye bir örnektirHabermas şu noktanın özellikle farkındadırubjektif ve objektif faktörler birbirinden soyutlanmış olarak ele alınamazlarHabermas’a görebilgi sistemleri objektif düzeyde var olur fakat insan çıkarları daha subjektif olgulardır

Habermas üç bilgi sistemi ve bunlara karşılık gelen çıkarlar arasında bir ayrımlaşma yaparHer bilgi sisteminin arkasında yatan ve yönlendiren çıkarlar genellikle halktan insanlar tarafından bilinmezler ve eleştirel kuramcıların görevi bunlarıbu arka planıaçıklamaktırBirinci tür bilgi sistemi analitik bilim veye klasik pozitivist bilgi sistemleridirBu tür bilginin arkasında yatan çıkar teknik kontroldürBu kontrol çevreyediğer toplumlara veya toplumda insanlara uygulanırHabermas’a göre analitik bilimbaskıcı kontrolü sağlayan bir araçtırİkinci bilgi sistemi insani bilgidirBu bilginin çıkarıamacı dünyayıyaşamı anlamada temellenirBu bilgi şu genel görüş çerçevesinde hareket eder:Geçmişimizi anlamak genel olarak bugün olanı anlamamıza yardım ederBu bilginin karşılıklı ve kendini anlamaya yönelik pratik bir çıkarı vardırBu bilgi ne baskıcı ne de özgürleştiricidirÜçüncü bilgi sistemi türü eleştirel bilgidirHabermas ve Frankfurt Okulu’nun benimsediği bilgidirHabermas ve diğerleri tarafından oluşturulan eleştirel bilgininkitlelerin kendi alt-bilinçlenmesini(self-cousciousness) sağlayacağı ve ümit edilen özgürleşimle sonuçlanacak bir sosyal harekete yol açacağı düşünülmüştür

Habermas’ın Marx’ın teorilerine ilişkin görüşlerini şöyle özetleyebiliriz:Habermas’ın temel amaçlarından biri tarihsel materyalizmin yeniden üretimidirMarx’ın başlangıç noktasını(insan potansiyeliduyumsal insan etkinliğiinsansal varoluş) kendisine başlangıç noktası yapmıştırAncak Habermas’a göre Marx insani oluşumun birbirinden analitik olarak farklı iki bileşeni arasında bir ayırım yapmamıştır-İş(veya emekamaçsal rasyonel eylem) ve sosyal(veya sembolik) etkileşim(veya iletişimsel eylem)- Habermas açısından Marx ikinci öğeyi ihmal etmiş ve bu ikinci öğeyi de “iş”e indirgemiştirMarx’ın yaklaşımındaki sorun insanın kendi kendine üreten eyleminin emeğe indirgenmesidirHabermasbu bağlamda şöyle der:İş ve etkileşim ayırımı benim başlangıç noktamdırTüm çalışmalarında bu ayırım süreklilik gösterirBu kavramlar yerine şunları kullanmak eğili gösterir:Amaçsal-rasyonel eylem(purposive-rational action) ve iletişimsel eylem(communicative action)

Amaçsal-rasyonel eylemi de ikiye ayırır:Araçsal eylem(instrumental action) ve stratejik eylem(strategic action)Bu iki eylem biçimi tasarlanmış kişisel çıkar elde etmeyi içerirAraçsal eylemseçilmiş bir amaca ulaşmada en iyi araçları rasyonel olarak hesaplayan tek bir aktörle ilgilidirStratejik eylembir amaca ulaşmak için amaçsal rasyonel eylemde birbirleriyle işbirliği yapan iki veya daha fazla kişiyi içerirHer iki eylem türünde amaçlanan;araçsal yetkinliktir

Habermas’ı Marx’tan ayıran temel nokta şudur:Amaçsal-rasyonel eylem(iş) değil fakat iletişimsel eylem en kapsayıcı ve özellik belirten insan olgusudurİletişimsel eylem sosyo-kültürel yaşamın olduğu kadar insani bilimlerin temelidirMarx iş üzerinde yoğunlaşırkenHabermas iletişimde odaklanmıştırÇeşitli tarihsel aşamalarda özellikle kapitalizmde eleştirel olarak işi analizde Marx iş üstünde yoğunlaşmakla kalmamış aynı zamanda özgür ve yaratıcı işi ölçüt almıştırHabermas’ın temel aldığı alan amaçsal-rasyonel eylemden ziyade iletişimsel alan olmuşturHabermas’ın hareket noktası çarpıtılmamış iletişimdiryani zorlayıcıbaskıcı olmayan iletişimBu ölçütten hareketle Habermas çarpıtılmış iletişimi eleştirel olarak analiz edebilmiştirHabermas iletişimi çarpıtan sosyal yapılarla ilgilenmiştirMarx ise işin çarpıtılmasının yapısal kaynaklarını irdelemiştirHareket noktası olarak farklı ölçütler kullanmış olsalar da yine temel alınan bir ölçüte sahiptirlerBu durum onlara çeşitli tarihsel olgulara ilişkin değerlendirmelerinde tutarlılık kazandırmıştırHabermas özellikle Weber’i ve önceki eleştirel kuramcılar gibi kuramcıları ölçüt yoksunluğuna sahip olmaları ve relativizme kaymaları noktasında eleştirmiştir

Marx ve Habermas arasında ve hareket noktası olarak temel alınan ölçüt açısından diğer bir paralellik daha vardır:Her ikisi için bu temel hareket noktalarıonlar için sadece analitik olarak başlangıç noktası olmayıp aynı zamanda onların politik amaçlarını temsil ederDiğer bir deyişle Marx için amaç komünist toplum çarpıtılmamış işin ilk defa var olacağı toplumHabermas için politik amaç çarpıtılmamış iletişimin var olduğu bir toplumdurHemen gerçekleştirilmesi gereken amaçlar açısından Marx çarpıtılmamış iş açısından(kapitalist) engellerin ortadan kaldırılması arayışı içindeydi;Habermas ise özgür iletişime yönelik engelleri ortadan ladırmayı amaçlar

Marx’da olduğu gibiHabermas için de geleceğin ideal toplum temeli çağdaş dünyada mevcutturçBaşka bir biçimde söyleyecek olursakMarx için insani oluşum öğeleri kapitalist toplumda “iş” te içkindirHabermas için çarpıtılmamış iletişimin öğeleri çağdaş iletişimin her eyleminde bulunmaktadır

Bu nokta bizi Habermas’ın çalışmalarında temel konuya yani “rasyonelleşme” ye getirirBu konuda Habermas hem Marx hem de Weber’den etkilenmiştirRayonelleşme konusunda Habermas’ın amaçsal-rasyonel ve iletişimsel eylem arasında yaptığı ayırım önemini korurO’na göreçalışmalar amaçsal-rasyonel eylemin rasyonelleşmesi üzerinde odaklanmıştırBu odaklanma üretim güçlerinin genişlemesi ve teknolojik kontrolün yaşam üzerindeki etkisinin artışıyla sonuçlanmıştırRasyonelleşmenin bu biçimi Weber ve Marx’ta olduğu gibi modern dünyada temelbelki de tek temel sorundurAncakburada sorun genel olarak rasyonelleşmenin değil amaçsal-rasyonel eylemin rasyonelleşmesidir Habermas için amaçsal rasyonel eylemin rasyonelleşmesine yönelik sorunun çözümü iletişimsel eylemin rasyonelleşmesinde yatarİletişimsel eylemin rasyonelleşmesi egemenliktenözgür ve açık eyleme yol açarBurada rasyonelleşme özgürleşmeyiiletişim üzerindeki sınırlamaların kaldırılmasını içerir

Sosyal normlar düzeyinde böylesi rasyonelleşme bireysel esneklik ve düşünümsellikte artışlara yol açacak olan normativ baskı ve katılıktaki azalmayı içerirBu yenidaha az sınırlayıcı veya sınırlayıcı olmayan normativ sistemin geliştirilmesi Habermas’ın sosyal evrim kuramının kalbinde yatarYeni bir üretim sistemi yerine rasyonelleşme yenidaha az çarpıtan normativ sisteme yol açarBu açıdan Habermas Marxist köklerini keserek maddi düzeyden normativ düzeye geçiş yaptı diye eleştirilmiştirAncak Habermas bu eleştiriye karşı gelerek yanlış anlaşıldığını ileri sürmüştürBu evrimin son noktası Habermas için rasyonel bir toplumdur

Alıntıdır

__________ O O O __________

Karl Marx ( 1818-1883 )



Karl Heinrich Marx (okunuşu: Karl Haynrih Marks) (5 Mayıs 1818 Trier - 14 Mart 1883 Londra) 19yy'da yaşamış filozof, politik ekonomist ve devrimci Komünizmin kuramsal kurucusudur Birçok politik ve sosyal konuda fikri olmakla beraber, en çok Komünist Manifesto'nun (1848) giriş cümlesinde özetlediği tarih analiziyle tanınır: "Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir"[1] Marx, bütün eski sosyoekonomik sistemlerde olduğu gibi kapitalizmin de kendini yok etmeye yol açacak içsel dinamikler yaratacağına inanırdı Nasıl ki kapitalizm eskimiş feodalizmin yerini aldıysa, sınıfsız bir toplum olan komünizm de "devletin proletaryanın devrimci diktatörlüğünden başka bir şey olmadığı" siyasal geçiş sürecinden sonra onun yerini alacaktır[2]

Marx, sosyoekonomik değişimlere belirli bir tarihsel zorunluluk perspektifinden bakardı

Jürgen Habermas ( 1929 - )



Jürgen Habermas (d 18 Haziran 1929, Düsseldorf) Alman felsefeci, sosyolog ve siyaset bilimci Eleştirel kuram ve Amerikan pragmatizmi geleneğine mensuptur En çok kuramında temellendirdiği kamusal alan (public sphere) kavramı ve iletişimsel eylemin pragmatizmi ile tanınır Çalışmaları bazen Yeni-Marksist olarak adlandırılır; sosyal kuramın temelleri ve epistomoloji; gelişmiş kapitalist endüstri toplumu ve demokrasi analizi; eleştirel sosyal evrimci içerikte yasaların hükmü; ve çağdaş –özellikle Alman—siyaseti üzerine odaklanır Modern liberal kurumlar içinde gömülü akılcı-eleştirel iletişim ve insanların iletişim, tartma ve akılcı çıkarlar peşine düşme yeteneklerinde aklın olabilirliğine, özgürleştirilmesine yönelik kuramsal bir sistem geliştirmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.