Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adetler, inanışlar

Adetler Ve İnanışlar

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Adetler Ve İnanışlar



Adetler ve İnanışlar
Neden Çok Yaşa Denir ?





Hapşıran bir kişiye 'çok yaşa' demek adeti hemen hemen her kültürde vardır Anlam olarak biraz değişik de olsalar sonuçta aynı kapıya çıkarlar Hapşıranlara İngilizlerin 'God bless you', Almanların 'gesundheit', İtalyanların 'felicita' deme adetlerinin kökeni, hapşırmanın kişi için önemli bir tehlike olduğuna inanılan çok eski zamanlara gider

İnsanlar asırlar boyu yaşamın sebebinin ruh olduğuna, ruhun ise insanın başı içinde olduğuna, hapşırmanın bu hayati güce zarar verebileceğine inandılar Hapşırmanın soğuk algınlığı ile ilişkili olması bu inanış; güçlendirdi İnsanlar hapşırıklarını tutabilmek için her yolu denediler

Milattan önce dördüncü yüzyılda Aristo ve tıbbın babası sayılan Hipokrat'ın öğretileriyle insanlar, hapşırmanın başın yabancı maddelere karşı bir savunma refleksi olduğunu öğrendiler Hapşırma bir hastalığın başlangıcı olduğundan hastalığın sonunun kötü bitmemesi için hapşırana 'uzun yaşa', 'sağlıklı yaşa' gibi sözlerin söylenmesi adeti bu zamanlarda başladı

Yaklaşık yüz yıl sonra Romalılar hapşırmanın iyi bir şey olduğuna, insanı hastalıktan koruduğuna, hapşırığı tutmanın hastalığın kuluçkaya yatmasına belki de ilerde ölüme sebep olabileceğine inandılar Artık hapşıranlara 'tebrikler' veya 'iyi şanslar' deniliyordu

Hapşırana 'çok yaşa' denilmesinin kökeni birçok kültürde bu şekilde olmasına rağmen bir Hıristiyanlık deyimi olan 'God bless you' (Tanrı seni takdis etsin) cümlesinin kökeni ayrıdır Altıncı yüzyılda İtalya'da bulaşıcı ve öldürücü veba hastalığının tüm şiddeti ile başlaması ve bu hastalığın belirtisinin kronik hapşırma olması nedeniyle, hapşıranlara 'God bless you' denilmesi Papa tarafından yasa olarak yayınlanmış ve mecbur kılınmıştır

Bu yasa ile ayrıca hapşıranın çevresinde 'God bless you' diyecek kimse yoksa, o kişinin kendi kendisine 'God help me' (Tanrı yardımcım olsun) demesi de tavsiye edilmiştir

Genelde 'çok yaşa' diyene 'sen de gör' yani 'sen de benim yaşamımı görecek kadar çok yaşa' denilmesi de adettendir Hapşırana 'çok yaşa' deyince hapşırmanın kesileceğine inananlar da vardır





Alıntı Yaparak Cevapla

Adetler Ve İnanışlar

Eski 08-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Adetler Ve İnanışlar



Adetler ve İnanışlar
Düğünlerde Pasta Kesme





Günümüzde düğüne, evlenen çift tarafından bir pastanın kesilmesiyle başlanılması vazgeçilmez bir adet haline gelmiştir Pastanın kat kat yüksekliği biraz da sosyal statü olarak görüldüğünden gelin ile damat, boylarını aşan bu pastaları, kılıç gibi uzun bir bıçak kullanarak ancak kesebiliyorlar

Buğday, tarih boyunca bereket, doğurganlık ve mutluluğun sembolü olduğundan başlangıçta, düğün törenlerinde, iyi temenniler gelinin başına buğday dökülerek sunuluyordu Evlenmemiş veya evlenmeyi bekleyen genç kızlar, kısmetleri açılsın diye bu buğday duşunun kendilerinin de başlarına isabet etmesi için uğraşırlardı Tıpkı günümüzde, gelinin elindeki buketten fırlattığı çiçekleri aynı inanışla yakalamaya çalışan genç kızlar gibi

Romalılar devrinin başlangıcında aşçılar çok saygın bir meslek grubunu oluşturuyorlardı ve bu aşçılar milattan yaklaşık 100 yıl önce adeti biraz değiştirdiler Bu buğdaylarla küçük, tatlı kekler yaptılar Kekler şüphesiz gelinin başına atmak için değil, yemek içindi, ama bir şey atmayı alışkanlık haline getirenler bu tatlı kekleri de gelinin başına atmaya devam ettiler

Daha sonraları bu adetin devamı olarak, düğüne getirilen keklerin bereket getirmesi için gelinin başı üstünde ufalanması, ardından da evlenen çiftin bu kek kırıntılarını birlikte yemesi gibi bir adet başladı Zaman geçtikçe misafirler de evlerinden getirdikleri fındık, fıstık, kurutulmuş meyveler ve bala bulanmış bademlerle düğün törenine katkıda bulunmaya başladılar

Adet hızla Avrupa'nın batısına, oradan da İngiltere'ye geçti İngiliz aşçılar kekleri bir çeşit biraya batırıp kendilerine has düğün pastalarını yarattılar Ortaçağın başlarında ise bu adet bir süre unutuldu Gelinin başına buğday ve pirinç dökülmesi tekrar moda oldu

Ne zaman ki, dekoratif ve süslü bisküviler, yağlı çörekler ortaya çıktı, adet yine değişti Misafirler bunları evlerinde yapıp düğüne getirmeye başladılar İngiltere'de ise bu getirilenler üst üste yığılmaya başlandı Yiyecek yığını ne kadar yüksekse o kadar iyi, o kadar çok bereket habercisi idi Evlenen çift bu yığının üzerinden birbirlerini öptükten sonra öncelik gelinde olmak üzere yiyecek tepeciğinin yenilmesine başlanıyordu

İngiliz ve Fransız aşçılar arasındaki yaratıcılık, en iyi, en dekoratif ve en lezzetli pastayı yapma yarışı süreci içinde düğün pastası adeti de yayıldıkça yayıldı, düğün törenlerinin olmazsa olmazları arasına girdi

Alıntı Yaparak Cevapla

Adetler Ve İnanışlar

Eski 08-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Adetler Ve İnanışlar



Adetler ve İnanışlar
Niçin Tahtaya Vuruyoruz ?





Meşe ağacına insanların ruhani bir değer vermesi çok eskilere dayanır Ağacın yüksekliği ve sağlamlığı nedeni ile bazı güçlere sahip olduğuna inanılıyordu Tahtaya vurma inancı dünyanın apayrı iki yerinde birbirinden bağımsız olarak gelişti Önce milattan önce 2000'li yıllarda Kuzey Amerika yerlilerinde, sonra da Ege'de Helen uygarlığında

Her iki kültür de meşe ağacına çok sık yıldırım düştüğünü gözlemlemişti Amerika yerlileri meşenin, Tanrının yıldırımla yeryüzüne inip üzerinde oturduğu yer olduğuna, Helenler ise Yıldırım Tanrısı olduğuna inanmışlardı

Kuzey Amerika yerlileri bu batıl inancı bir adım daha ileri götürdüler Bu ağacın köküne vurarak, ileride başlarına gelebilecek tehlikelere ve şansızlıklara karşı Tanrı ile temasa geçtiklerine inanıyorlar ve ondan kendilerini korumasını istiyorlardı

Ortaçağda ise Hıristiyan din adamları bu inancı kendi devirlerine taşıdılar Onlara göre bu inanışın temelinde Hz İsa'nın tahta bir çarmıhta öldürülmesi yatıyordu Hatta Avrupa'nın her katedralinde orijinal tahta haçın küçük bir parçasının bulunduğuna inanılıyordu Bu tahtaya vurmak ise "Tanrım dua ve isteklerimi gerçekleştir" anlamına geliyordu

Bu arada diğer kültürlerde inanıştaki tahta aynı kaldı ama cinsi biraz değişti Amerika yerlileri ve Helen medeniyetinin ağacı meşe iken, Mısırlılar incir ağacını, Almanlar dişbudağı tercih ettiler Hollandalılar ise ağacın cinsine önem vermediler Boyasız ve cilasız olması onlar için yeterliydi

Amerikalıların tahtaya vurma inancının kökeni ne gariptir ki Amerikan yerlilerine dayanmıyor Romalılar devrinde Avrupa'da iyice yaygınlaşan eski Helen inancının bir parçası olarak Amerikalılar tahtaya vuruyorlar

Başımıza gelebilecek kötü şeyleri savuşturmak için tahtaya vurma inancı hala devam ediyor ama uygulama alanı çok daraldı Her taraf plastik ve laminat dolu Siz en iyisi yanınızda daima bir küçük tahta parçası bulundurun Meşe ağacından olursa daha da iyi olur!



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.