Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
nazi, ufoları

Nazi Ufoları

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nazi Ufoları



Nazi UFO Teknolojisi

Elektromanyetik sevkle çalışan Nazi uçandaireleri

Büyük Üstad Rudolf Steiner ve öngörüleri:

Günümüzde ve yüzyılımızda yaşamış en önemli düşünürlerden birisi Antropozofi Derneği kurucusu Avusturyalı DrRudolf Steiner (1861-1925)’dırSteiner bir duru görü medyumu idiO, başka boyutları gördüğünü ve insan kalbinin derinliklerinde yaşananları hissettiğini söylüyorduSteiner geleceği inanılmaz bir doğrulukla tarif etmişti, materyalist bilimin çılgınlığının bir felakete neden olacağını, tüpte doğan insanları ve geleceğin biyoloji mühendisliğini bir korku filmini anlatır gibi anlatıyorduİnsanlığın geleceği yaşayan canavarlarla, ruhsuz, tanrısız, insan dışı, kompüterize, böceğe benzer, krom ve plastikten yapılma yaratıklarla doluydu

RSteiner, gelecek yıllarda büyük savaşların yaşanacağını ve insan kalbinin büyük yaralar alacağını 1917’de öngörmüştü ‘‘Karanlığın Güçleri’’ insan evrimini engellemek kararındaydı, bunun için de insanlarla birleşmeleri gerekiyorduBöylece evrim dönüşecek ve ortaya planlı melez bir ırk, yani yaratık- insan çıkacaktıOna göre ırkımızın büyük bir kısmı yok olacak, geriye kalanlar yaratıklara, yani cin’imsi varlıklara tapan süprüntüler olacaktıPeki kim bu yaratıklar? Steiner’e göre bunlar yukarda sözünü ettiğimiz biyolojik yaratıklardıYani gelecek bizim var edeceğimiz kötü varlıklarla doluyduİnsan, cin ve uzaylı inancıyla kendi felaketine yol açmakta ve kurgulanmaktaydı



Diğer Bilim ve Öbür Taraf Uçan Makinesi

Thule üyesi DrWOSchumann ve Vril örgütü mensupları, Thulu örgütü ile bağlantılı olarak ‘‘Öbür Taraf Makinesi’’ dedikleri bir alet yapmayı tasarlıyorlardıBu makine, bu taraftaki maddenin, ‘‘öteki taraftaki’’ maddeye , ‘‘öbür taraftaki’’ nin de bu taraftakine dönüşmesini sağlayacaktıKısaca ‘‘Zaman’’ı ve ‘‘Uzay’’ı aşarak, yaşam ve ölümü yenebilen, tanrıların dünyasını ziyaret edebilen ve ‘‘Ebedi Hakikat’’ bilgisine ulaşabilecek bir makine düşünülüyordu

Baron Sebottendorf , majik güçleri kullanarak psişik düşünce enerjisinin yoğun konsantresi ile uzay ve zamanda bir sapma oluşturmak istemiştiPsişik güçlerle fiziksel boyutlara sıkı sıkıya bağlı zaman boyutu üstünde bir değişiklik yapmak mümkündü fakat Mühendis DrSchumann da Sebottendorf’un bu arzusunu teknik bir vasıta ile gerçekleştirmeyi planlamıştı1919 yılı Aralık ayında, Vril ve Thulu örgütlerinin çekirdek kadrosu , Berchtesgaden’deki Ramsau’da buluştularBu toplantının en önemli kişisi şüphesiz Zagrepli medyum bayan Maria Orsichitsch (Orsic) idiOrsic, beraberinde 2 kağıt getirmiştiBu kağıtlardan biri Alman ‘‘Tapınakçılar’’ gizli örgütüne ait anlaşılmaz gizli yazıları ihtiva ediyorduBu tapınakçı gizli yazısının muhtevası medyumsal bir mesaj şeklinde alınmıştı ve tamamen bilinmeyen bir lisanda yazılmıştıMaria Orsic’e göre bu bir eski doğu lisanında yazılmıştıOrsic bu yazıları deşifre etmek için Thule’ ye yakınlık duyan ‘‘Pan-Babilon’’ örgütü dostları ile temas kurmuştuBu esrarengiz yazının incelenmesinden sonra, bunun gerçekten de eski Babil kültürünün kurucularından olan ‘‘Sümerler’’ in yazısı olduğu anlaşıldıİddialara göre, bu yazılarda ‘‘öbür tarafla’’ ilgili bilgiler, yani, ‘‘öbür taraf makinesi’’ yapımı için gereken bilgiler gelmiştiBu şekilde bütün UFO teknolojisinin temellerine ait bilgiler ellerine geçmişti ‘‘Diğer Bilim’’ ait konsept bu zamanda ve takibeden yıllarda olgunlaştı (Bugün diğer bilim yerine ‘‘Alternatif Bilim’’ denmektedir) Buna rağmen, ‘‘öbür taraf makinesi’’ projesinin tam manası ile şekillenmesi 3 yıl sürdü Bu sürenin uzamasının sebeblerinden biri de finansman sıkıntısı idi Bu ‘‘Diğer Bilim’’ veya ‘‘Diğer Tekniğin’’ ilk aşamalarında, Dr Schumann Münih Teknik Yüksek Okulu’nda bir konferans vermiştiBu konferanstan birkaç cümleyi burada aktarmakta fayda görüyorum; ‘‘Elektrikteki artı ve eksi gibi her yerde ve her şeyde olayların seyrini belirleyen 2 prensip görüyoruz; Işık ve karanlık, iyi ve kötü, yaratıcı ve yıkıcı Bu da ya hep ya hiç demektir Bu iki soyut prensip, yani yaratıcı ve yıkıcı prensip, bizim teknik vasıtalarımızı da belirlerYıkıcı her şey şeytani, yapıcı her şey Tanrısal kökenlidirPatlama ve yanmaya dayalı her teknik, şeytani bir teknik olarak nitelendirilmelidirÖnümüzdeki yeniçağ, yeni, pozitif ve Tanrısal tekniğin hakim olacağı bir çağ olacaktır’’



‘‘Öbür Taraf Uçuş Makinesi’’:

1992 yılında ‘‘Öbür taraf makinesi’’ ele alındı ve bundan böyle projenin ismi ‘‘Öbür taraf uçuş makinesi’’ olarak değiştirildi1922 yılı yazında Münih yakınlarında bir hangar inşa edildiAyrıca bu hangara ek bir hangar binası daha yapıldıBu hangarda gerekli bütün teknik malzemeler toplandı ve ‘‘Uçuş Makinesi’’ nin yapımına başlandıMakine 6,50 m Çapında bir diskin üzerine paralel olarak yerleştirilmiş, 8 m Çapında bir disk ve bunun altında bulunan 7 m Çapında üçüncü bir disk’ten müteşekkildiBu üç disk, ortasından geçen 1,80 m çaplı bir deliğe monte edilmiş 2,40 m Yüksekliğinde motor techizatı ihtiva ediyorduGövdenin altta klan kısmı koni şeklinde bir uçla son buluyorduGövdenin altta kalan kısmı koni şeklinde bir uçla son buluyorduBu konik uçtan alt kata kadar uzanan dev bir sarkaç, cihazın stabilizasyonunu sağlıyorduAktif durumda üst ve alt disk birbirlerine zıt yönde dönmeye başlayarak, bir elektro-manyetik dönme alanı meydana getiriyordu

Bu dönme alanı aynı anda ‘‘ İnterkozmik titreşimler’’ meydana getirerek ‘‘Yeşil Ülke’’nin öbür taraftaki alanına egemen oluyorduTitreşimlerin afinitesi prensibine göre, öbür tarafa uçuşun temel şartı böylece temin edilmiş oluyorduÖzel bir batarya ile motor teçhizatına itici güç sağlanıyorduKısa vadede en yüksek enerji seviyesine ulaşmak için, yüksek enerjitik özel bir kondensatör kullanılıyorduBu kondensatör, üç disk için ilk devinim motoru ve aynı zamanda bir elektrojeneratör görevini üstlenmişti (2)

(2) Norbert Jurgen – Ratthofer & Ralf Ettl, ‘‘Das Vril-Projekt’’, STM- Tempelhof, Wien(Erstveröffentlichung)

‘‘Öteki Taraf Uçuş Makinesi’’ (ÖTUM) yada diğer tabirle UFO 2 yıl süre ile test edildiBu proje için mali yardımlar, bir çok Alman sanayi işletmecilerinin muhasebe kayıtlarında JFM koduyla (Jenseitsflugmaschine) geçmekte idiDaha önce Schumann SM Levitatör olarak adlandırılan makinadan, ‘‘Vril motoru’’ ortaya çıkarıldıKayıtları gizli tutulduğu için, bu makinanın neyi başarıp neyi başaramadığı tam olarak bilinememektedir1924 yılı başında makine sökülerek , Augsburg’a getirildi ve orada bir depoda muhafaza edildi Ötum’nin Augsburg Messerschmitt uçak fabrikası tesislerinde saklandığı haberi, ne tam doğrulanmış ne de inkar edilmiştirÖtum ayrıca ‘‘Thule motoru’’ nun da temelini oluşturmuştur

Vril ve Thulu mensuplarının 10 yıllık yoğun bir araştırma sürecinden sonra, büyük ihtimalle – daha sonra daha anlam kazanan – ‘‘Boyut Kanalı Uçuşları’’ projesi gerçekleşmişti1922 ile 1924 yılları arasında Ötum’nin hava iyonizasyonunun dışında başka bir tesiri olup olmadığı bilinmiyorBu gizli deney, muhtemelen Thulu ve Vril örgütlerinin çekirdek kadrosu tarafından finanse edilmişti Bu projeye ezoterizmle ve okült, majik bilimlerle ilgilenen kişiler katılmışlardı Adolf Hitler, RHess, MühHans Hörbiger, Müh Viktor Schauberger, ProfDr MühWOSchumann, Haushofer gibi kişiler bu kişiler arasında sayılabilir

Ötum (Öteki Taraf Uçuş Makinesi) kendi etrafında ve çevresinde çok güçlü bir alan oluşturuyordu ve bu alan vasıtası ile, hem makine, hem de pilotu bulunduğu uzay sektörünün içindeki kozmoz’dan tamamen bağımsız olarak, hem bu tarafta hem de öteki taraftaki mikrokozmoz’da varolabiliyordu Ötum tarafından üretilen bu mikrokozmoz, maksimum alan gücüne eriştiği an, kendini çevreleyen bu taraftaki evrensel güçlerden ve etkilerden Örneğin; Gravitasyon, Elektromanyetizm gibi tamamen bağımsız olarak, herçeşit gravitasyonel alanın ve vakumun içinde ışık hızına yakın bir sürate erişiyorduBu şekilde belirli alan güçlerinde bizim evrenimizin relatif (izafi) bugününü terk edebilir ve aniden relatif (izafi) geçmişimize gidebiliriz

Tamamen teorik olarak, Ötum ve mikrokozmosu, pilotları ile birlikte, evrenin geçmiş zaman boyutları içine ve gelecek zaman boyutları içine doğru bir kuantum enerji düzeyinden diğerine sıçrayan elektronlar gibi sıçrayıp zaman ötesine doğru atlayabilirAnlaşıldığı kadarı ile Ötum’nın teorik temelleri, Babil ve Sümer ILU-kozmolojisi ve parakozmolojisi öğretilerine dayanmakta idi En eski Sümer Babil ‘‘bu dünya’’ ve ‘‘öbür dünya’’ öğretilerinde, yani Parakozmoloji ve Kozmoloji öğretilerine göre, bu taraf ve öte taraf kozmoz kuantlarından müteşekkildi

Ötum, Elektrogravitasyon-Takyon Motorları ve Serbest Enerji makinelerinin bir öncü tipi idiBütün elektrogravitasyon –Takyon ve Serbest Enerji makineleri temelde ilkel birer ‘‘Zaman Makineleri’’nden başka bir şey değildir!( Takyonlar ‘‘Madde ötesi madde’’ yada ‘‘cisim ötesi soyut cisim’’ evrenini temsil etmektedir Ünlü Fizikçi Feinberg bize ışıktan hızlı titreşen bir evren olduğunu göstermişti) Yüksek bir frekans ve yüksek elektriksel gerilim, dar sınırlı bir alan ve bunun çevresinde enerjitik bir durum yaratırBu şekilde bizim evrenimizin geçmişinin belirli bir zaman dilimine egemen olur ‘‘Zaman tüneli’’ veya ‘‘Uzay-Zaman- Solucan Deliği’’ günümüzden geçmişimize doğru oluşan bir ‘‘Kanal’’ vasıtası ile, geçmişten gelen enerjiyi günümüzdeki uygun araca doğru yönlendirir (gönderir)Bu şekilde oluşan etkiye ‘‘Perpetuum Mobile’’ (Sürekli Hareket) etkisi denirBöyle bir araç, büyük ve küçük şiddette ‘ ‘‘Gravitasyon’’ ve ‘‘Antigravitasyon’’ etkileri yaratırBu etkiler ‘‘ Mikro Zaman Tüneli’’ veya ‘‘Mikro-Uzay-Zaman- solucan Deliği’’ vasıtası ile günümüzde de etkili olur

Ağrı Dağı’ndaki UFO ve Naziler

1937 Temmuz’undai Hitler ve Görüng’in emirleri ile her çeşit doğaüstü, bilimsel, dinsel ve okült objeleri incelemek ve araştırmak üzere dünyanın dört bir tarafına özel araştırma ekipleri gönderilmeye başlandıAraştırılan cisimlerden biri de kutsal kitaplarda adı geçen Nuh’un gemisi idiGemi için İran ve Türkiye arasında dağlarda araştırma yapan Alman ekip, Dicle nehri kenarındaki bir köyün yaşlılarından hayli ilginç bir hikaye duyduBu hikayeye göre, 200 nesil evvel esrarengiz parlak bir ‘‘ev’’, gökten çok gürültü çıkararak, yere düşmüştüBir zaman sonra köyden köye yolculuk yapan bir şahıs bu esrarengiz cisimle karşılaşmıştıŞahsın ifadesine göre, cisim ıslık gibi bir ses çıkarmakta ve dokunulmayacak kadar sıcaktıAyrıca pis bir kokuda yaymakta idiBu hikaye, araştırmayı yürüten Alman ekip tarafından derhal Almanya’ya bildirildi

Bir ay sonra bölgeye iki araştırma ekibi daha gönderildiBölgeye gelen bir grup bilim adamı, Hitlerin savaş makinesinin ‘‘Özel Silahlar’’ bölümünün öncüleri idilerBu grup ‘‘evi’’ aramaya koyuldu ve onu sağlam bir vaziyette buldularBu, ‘‘dünya dışı’’ bir geminin ilk ele geçirilişi oldu

Disk 25 m Çapında ve 8 m Yüksekliğinde idiGemi girişi olmayan metalik bir görünümde idiGemi dış güçlere karşıda oldukça duyarlı idi ve toprağın birkaç metre üstünde havada yüzer gibi duruyorduAyrıca en ufak bir dokunuşla hareket edebiliyordu1938 Aralık ayında disk, Almanya’nın en önde gelen bilim adamlarının toplandığı, Münih’in kuzeyinde bir yere getirildiEtraftaki dağların çevrelediği bir tuz madeni, diski araştırma ve gerekirse üretmek için gerekli tesisler haline dönüştürüldü

Yapılan tetkikler neticesinde geminin, dünyadaki herhangi bir devletin çok gizli bir silahı olamayacağı anlaşıldıNazi bilim adamları kısa zamanda gemi ve işleme sistemlerini anlamakta başarılı oldular

1941 Temmuz’unda Almanya bilim adamlarından biri ABD’ye kaçıp, bildiklerini anlatmasaydı, kimse Hitler’in neye sahip olduğunu ve onunla ne yapmayı tasarladığını bilemeyecekti IIDünya Savaşı’nın sonunda, Ruslar’dan hızlı davranan ABD askeri İstihbaratı, ‘‘Oz’’ kod adı altında Nazi tesislerini ve yukarıda adı geçen diski ele geçirdiDisk derhal ABD’e yollandı Fakat diğer yandan Sovyetler de 6 ay sonra esir aldıkları Alman bilim adamları vasıtasıyla, Almanların ele geçirdiği dünya dışı disk’ten haberdar oldular

Eski bir KGB ajanı olan Rus yazarı Vladimir Tersizki’nin ‘‘ Close Encounters of the Foo Fighter Kind’’ adlı kitabındaki iddialara göre, Naziler, ellerindenki bir çok yüksek teknolojiyi Peenemünde ve Bavyera Alp’lerine düşen dünya dışı varlıklara ait araçları geliştirerek elde etmişlerdiAynı yazara göre, Almanlar daha o zamanlarda yeraltında üsler kurarak, dünya dışı varlıklarla beraber araştırmalar yapmışlardı

Şaşırtıcı Yeni Buluşlar

Viktor Schauberger’in Uçan Daireleri :

Viktor Schauberger (1885 -1958) Naziler için 1938 -1945 arası bir seri uçan diskler icad eden Avusturyalı bir bilim adamıydıSchauburger, likit vorteks (Girdap) le işleyen bir çok uçandaire yapmış ve kayıtlara göre bunların bir çoğu uçmuştuOna göre, eğer su veya hava, ‘‘kolloidal’’ diye bilinen bir osilasyon (titreşim, salınım) şeklinde döndürülürse, açığa çıkan enerji müthiş bir güçte levitasyonu (yerçekimini yok ederek yükselme) doğuruyorduBu şekilde yükselen disk, önce mavi-yeşil sonra da parlak gümüş renkli ışıklar saçmaya başlıyorduSchauberger’in kullandığı motor ‘‘girdap hareketi doğalprensibi’’ ile hareket ediyor ve sıcaklık veya ses önleyici tertibat ihtiva etmiyordu çünkü sürtünme minumum seviyede idiTersine su akışının spiral karşı hareketi ile soğutma elde ediliyor ve bu da çekiş gücünü arttıran bir vakum yaratıyordu

Coler- Takyon Konvertörü

SS E-IV tarafından thule motorlarında kullanılan yeni bir teknoloji vardı bu da; Alman Yüzbaşı Coler’in icad ettiği Coler –Takyon konvertörü ( Serbest Enerji Jenaratörü ) idiBu cihaz Thule ve Vril motorları arasındaki farkı açık bir şekilde ortaya koymaktaydıDiğer operasyonlar için Coler- T Konvertörlerinin 1944 sonundan itibaren seri üretimine geçilmişti



Nazi Almanyasının Takyon –Elektrogravitasyon- uzay- gemileri Gizli Projeleri ve ‘‘Zaman kaymaları’’

İddialara göre Nazi Almanyası IIDünya Savaşı sırasında, elektromanyetik özel cihazların ürettiği, anti –gravitasyonun ( karşıt çekim) etkisi ile işleyen uzay gemileri projelerini gerçekleştirmiştiBu üç projeden ilki DrSchumann başkanlığındaki bir gurup tarafından gerçekleştirilmişti 1945 başına kadar 17 adet disk şeklinde ve 11,5 m Çapında uçandaireler yapılmıştıBu uçan daireler 84 test uçuşundan sonra Vril-1 adıyla uçmaya başlamışlardı İkinci proje SS-Entwicklungsstelle ( SS’lerin Geliştirme bölümü) kontrolü altında gerçekleştirilmiştiBu proje ile 1945 başlarına kadar muhtelif büyüklüklerde ve çan şeklinde dairesel uzay gemileri yapılmıştı

SS E-IV bölümün ürettiği uçandaire tiplerinden ilk yapılana Haunebu I deniyordu Ve 25 m Çapında idiBunlardan sadece 2 adet üretilmiş ve 52 deneme uçuşu yapılmıştıİkinci tip, Haunebu II idi ve 26,30 m çapındaydıBunlardan 7 adet üretilmiş ve106 deneme uçuşu yapılmıştıÜçüncü ve en büyük tip, Haunebu III idi ve 71 mçapında idiBundan da yalnız bir adet üretilmiş ve 19 deneme uçuşu yapılmıştı








Haunebu III Uçan Dairesinin bazı özellikleri:

Çapı: 71 metre

İtiş şekli: Thule –Takyonator 70 + Schumann Levitatörleri(zırhlı)

Kumanda Tertibatı: Mag-Feld –Impulser 4a

Sürat: 7000 km/saat

Mürettebat: 32 kişi

Silahlar: 4x11 cm KSK (Lazer Işın Topu) ve diğer konvensiyonel silahlar

Daha sonra Almanlar adına Andromeda Geraet denilen 139 m Uzunluğundaki silindir şekilli puro tipli uzay gemisini tasarlamışlardıSilindir şeklindeki bu ana uzay gemisi Aralık 144’e kadar plan ve eskizler halinde idiBu silindir şekilli ana gemi bir Haunebu II, iki tane Vril-1 ve iki Vril-2 uçandairesi taşıyacak şekilde planlanmıştı




Almanlar elektromanyetik güçlerle karşıt çekim alanları yaratan bu yuvarlak, disk, çan biçimli ve bazende puro biçimli uzay araçları teknolojisi konusunda tam bir bilgi sahibi olmuşlardı

Fakat tek sorun araçlar çalışırken hareket halinde iken içerden dışarı doğru konvansiyonel silahlarla ateş açılamıyordu Çünkü gemilerin güçlü döner enerji alanları her türlü etkiye karşı gemiyi koruyan elektriksel bir girdap türü bir çeşit güç alanı perdesi oluşturuyorduBu alandan geçebilecek tek silah lazer ışınları olabilirdi! Normal silahlarla ateş açılabilmesi için güç alanının kasten içerden bozulması gerekirdiBu da gemiyi düşman silahlarına karşı açık hedef konumuna getirmekteydi

Bahsi geçen Haunebu uçan dairelerinin test uçuşlarından birinde güç alanı ayarları ile oynanarak geminin ışık hızına ulaşması sağlanmıştırAslında bu yüksek teknolojileri ilkel biçimdede olsa dünya dışı varlıkların araçlarından elde Almanlar bilmedikleri henüz anlamaya çalıştıkları güçlerlerle oynayan ve öğrenmeye hevesli çocuklara benziyorlardı

Bir test uçuşunda yine güç alanlarının titreşimleri ve araç çevresindeki yoğunluğu incelenirken araçların fiziksel olarak ortadan kaybolduklarına dair bilgiler sözkonusu edilmiştir

Söz konusu edilen bir teoriye göre kendi etrafında dönen bir uçandairenin de kendi etrafında dönen bir alan oluşurBu alan elektrikle yüklü, nemli havada bir girdap oluştururUzay gemisi havada salınım durumunda yeteri kadar kalırsa, bu elektro-girdap alan, bağımsız, kendisi enerji üreten ve relativistik hız alanında dönmekte olan, bir ‘‘Takyon-Elektrogravitasyon’’ alanı haline gelirBu dönüş alanı, enerji bağımsızlığı dolayısı ile, devamlı olarak artan bir şekilde ürettiği enerjiyi aniden boşaltamayacağı için, ‘‘Işıküstü Tesiri’’ devreye girer ve bütün hepsi ‘‘Uzay-Zaman –Tekilliğinde’’ dönmeye başlarBu şekilde bir ‘‘Zaman Kayması’’, yani ‘‘ Zaman Deliği’’ oluşur ve uzay gemisi geçmiş zamana yada gelecek zamana düşerİnsanlar hayvanlar ve bitkiler güçlü ve koruyucu bir ‘‘ Takyon-Elektromanyetik’’ alan gücü olmadan, bu dönen ‘‘Uzay-Zaman –Tekilliğinden’’ canlı olarak, yani herhangi bir hayati tehlikeye maruz kalmadan geçebilirler

Dünya atmosferinde meydana gelen tayfun, kasırga gibi olaylar, doğal ‘‘Zaman Kaymaları’’ ve ‘‘Zaman Kapıları’’ için gerekli olan elektromanyetik mekanizmayı oluştururlarBir zaman karışıklığı yaratmanın doğal yolu bir çeşit elektromanyetik bir girdap yaratmaktırBöyle bir girdap uzay ve zamanın yapısını bozabilirBöyle bir elektriksel alanda iyonizasyon etkileri ortaya çıkarBöyle bir elektromanyetik anafor, oluştuğu atmosfer içinde parlak bir sis tabakası şeklinde bir görüntü verirBu tür bir doğal etki alanı içine giren her şey, gemiler, uçaklar iz bırakmadan boyutlar arası bir pencereden başka bir zaman uzay noktasına doğru geçerek gözden kaybolurlar

Haunebu uzay gemileri temelde ‘‘Elektromanyetik Antigravitasyon tesiri’’ ile uçabilen araçlardı ‘‘İnterkozmik Araç’’ denilen Vril uçandaireleri ile başka bir boyutsal kanala geçip muazzam mesefeleri çok kısa sürelerde katetmek mümkündü

Vril mensubları ‘‘Boyut Kanalında’’ yolculuk yapabilen bir ‘‘Uzay gemisi’’ üzerinde çalıştıklarını belirttiler Bu gemi vasıtası ile 68 ışık yılı uzaklıkta bulunan Aldebaran’a rahat ve hızlı bir şekilde gitmek mümkündüVril mensubları kendilerinin ‘‘medyumsal iletişimle’’ sağladıkları Alman- Aldebaran ittifakının ve anlaşmasının bir sonucu olarak dünya dışı bu varlıkların savaş gücünden faydalanılabileceğinden söz etmişlerdiBu düşünceler 2 veya 4 ocak 1944 tarihlerinde Adolf Hitler’ e de sunuldu 2 Ocak 1944’de Hitler, Himler, Künkel(Vril örgütünden) ve DrSchumann’ın ( Vril örgütünden) katılımı ile şunlar konuşulmuştu:

Hitler, Himler’in ısrarı ile Künkel ve Schumann’ın düşüncelerini öğrenmeye karar verdiKünkel ve Schumann birkaç kelime ile Aldebaran İmparatorluğu ile yapılan ittifaktan bahsettiler ve Vril örgütüne ait çalışma toplantılarına ait tutanakları ( yani Aldebaran İmparatorluğu ile kurulan medyumsal temasa dair belgeleri) Hitler’e sundularHitler bunları dinlerken, bir yandan da Himmler’e anlamlı bir şekilde bakarak, bütün bunları ciddiye alıp almama konusundaki şüphelerini hissettirmiştiKünkel, ‘‘Öbür taraf uçuşu’’ sayesinde büyük mesafeleri katetmenin mümkün olduğunu ifade etmiştiO, Aldebaran hakkında gerekli bütün bilgileri Hitler’e vermişti(yani Aldebaran’ın ( yıldız sisteminin) dünyaya benzer iki gezegeni olduğu, başka ırklardan olan Regulus ve Capella ile yaptıkları savaşları , teknik üstünlüğe sahip uzay filoları vs) Künkel’in Führer’e anlattığına göre, Almanya ve Aldebaranlılar arasında telepatik bir iletişim kurulmuştu ve bu halen de devam ediyorduHitler bunları dinlerken sabrının taştığını hissediyordu ki, tam bu sırada Himmler, Künkel’in açıklamalarını sonuna kadar dinlemesini rica etti

Schmumann, ‘‘İnterkozmik Araç’’ denilen Vril uçandairelerinin plan ve fotoğraflarını Hitler’e gösterdiSchumann ve Künkel, ‘‘Bu taraf- öbür taraf boyutlar kanalı’’ vasıtası ile Aldebaran’a uçmak ve oradaki yönetimle ittifak yaparak, Aldebaranlı uzay savaş gemilerini bu dünyaya getirmek için hazırladıkları planları da açıkladılarBu gemiler ‘‘Öbür taraf-bu taraf boyut kanalı’’ vasıtası ile dünyadaki savaşa sokulabilirse, Almanya’nın zaferi garanti edilebilirdiHitler o ana kadar tek bir söz bile söylememiştiSonunda Himler’e bütün bunlar için ne düşündüğünü sorduHimler, bütün bunların bir fantezi ürünü olmadığını ve araçların Vril örgütü mensublarınca denenmeleri şartı ile, akla uygun bulduğunu açıkladıHitler ilk defa olarak, Schumann ve Künkel’e bütün bunların ayrıntılı olarak planlanıp planlanmadığını sordu

Schumann, ilk uygun Vril aracının böyle bir uçuş denemesi için hazır olduğunu ve bu ay içinde ilk insanlı uçuş denemesini gerçekleştirebileceklerini belirttiYapılan hesaplara göre, farklı ‘‘Öbür taraf zamanı’’ pilot ve mürettebat için bir sorun teşkil etmeyecektiBu taraf zamanına ölçüldüğünde Aldebaran’a varış 22- 23 yıl sürüyordu ama aracın içindeki mürettebat için geçen, boyut değişikliği dolayısı ile , yalnız birkaç gün sürecektiBu hesaplamadaki en ufak yanlışlık bile Vril mürettebatının ölümüne sebeb olabilirdiHitler, Aldebaran savaş gücünün dünyaya yardıma gelmesi en iyi şartlarda 50 yıl sürer dediKünkel, bugünkü Vril tekniği şartlarında bu doğrudur, fakat çok yakında daha iyi araçlar üretebileceğiz diyerek cevap verdi

Hitler’e verilen bütün bu bilgiler yine de onu tatmin etmemiştiDünyaya gelecek olan bu varlıkların ne biçim yaratıklar olduğunu sorduKünkel söz konusu halkın, insan ırkından olduğunu ve bir çeşit imparatoriçe tarafından yönetildiklerini söylediHitler bütün bunları dinledikten sonra , onlara SS’lerin desteği ile bu girişimi başlatabileceklerini söyledi(Hitler o zaman bu girişime hiç inanmıyorduNisan 1945’de Himmler’e şöyle demişti: ‘‘Umarım ki bu uzay imparatorluğu, Künkel ve Schumann’ın söz verdiği gibi, intikamımızı almak için dünyaya gelebilir!’’)

Führer karargahındaki konuşmadan hemen sonra, yani 2 Ocak 1944’de Vril-7’nin yapımı için tüm güçler seferber edilmiştiVril mensublarının perspektivinden bakıldığında bu o kadar zor bir şey değildi

Bu 45 m çapındaki uzay gemisi aslında genişletilmiş ve adapte edilmiş Vril-1 gemisi idiYalnız daha basit ve üretim tekniği açısından daha ucuz bir malzeme kullanılarak yapılmıştıVril -7 yapımında tamamen yeni hücre kaplamaları kullanılmış ve 1945 başlarında Traunstein yakınlarında SS’lere teslim edilmişti

Vril örgütünün yaptığı ‘‘Vril-7’’ ‘‘Uzun menzilli uzay gemisi projesi’’ olmasaydı, dünya insanları ve dünya dışı insanlar arasındaki iletişim yalnız medyumsal mesajlar kanalı ile sınırlı kalacaktıAlman Vril-7 projesi çerçevesinde 2 tip başarılı uzay gemisi yapılabilmişti

Vril -7 (1) Gezegenlerarası Uzunmenzilli Uzay Gemisi

Teknik Özellikleri

Çapı: 45 m

Yüksekliği: 15m

İtiş şekli: Y-7/0 motoru + SM Levitatör E-24 V

Hız: Tak 300000 km/sn (ışık hızı) Normal kozmik antigravitasyon uzay uçuşu

Işık hızının 3 katı=Tak900000 km/sn =Uzay üstü boyut kanalı uçuşunda kullanılan hız

Mürettebat: 14 kişi




Vril-7, Ocak 1944’de ilk boyut kanalı test uçuşuna çıkmış ve bir saat sonra, çok hasar görmüş bir durumda geri dönmüştüYapılan araştırmalardan sonra bu hasarın, uzay gemisinin hücrelerinin zayıf yapılmasından kaynaklandığı anlaşıldı ve Vril-7 bir müddet dinlendirildikten sonra, hücreleri yenilenerek , bazı ilavelerle Nisan 1945’de SS’lere devredildiBu işlemden sonra Vril-7 ler, dünyadaki gizli taşıma işlerinde kullanıldıHem yapı, hemde itiş şekli olarak , Vril-7, Vril-1’in oldukça genişletilmiş bir versiyonu idiFakat ‘‘Boyut Kanalı’’ yolculuğunu başaranın Vril-1 mi yoksa Vril-7 mi olduğu kesinlikle bilinmemektedir

Vril -7 (2) ‘‘Vril-Odin’’ Gezegenlerarası Uzay Gemisi

Teknik Özellikleri

Çapı: 45 m

Yüksekliği: 22,50 m

İtiş şekli: İhtimal - A=Vril-7 (1) de olduğu gibi

İhtimal – B= Y-7/0-Vril-7(1)+Thule Takyonator-7c-Hanebu-II

(Her ikisinin geliştirilmiş rekombinasyonu)

Hız: Mx Işık hızında=Tak300000 km/sn (Normal kozmik anti gravitasyonn uzay uçuşunda)

3x Işık hızı=Tak900000 km/sn= uzayüstü boyut kanalı uçuşunda kullanılıyor

Mürettebat: 28 kişi (14 Erkek +14 Kadın) Nisan 1945 itibarıyla








Bu uzay gemisi Nisan 1945’de Untersberg-Berchtesgden’den havalanarak 68 ışık yılı uzaklıktaki Aldebaran’a doğru yola çıkmıştıSavaşın sonuna gelindiği ve Alman Reich’ının yenilgiside kaçınılmaz göründüğü için, ‘‘Boyut Kanalı’’ uçuş testi yapılmadan yola çıkma mecburiyeti hasıl olmuştuVril-Odin, Vril ve Haunebu yapım tarzlarının karşımından ortaya çıkan ilk ve son başarılı prototip uzay gemisi olmuştuTek başına Haunebu motoru boyut kanalı yolculuğu için uygun değildiÇan şeklindeki bir Haunebu uzay gemisi daha ilk denemesinde, bir daha hiç dönmemek üzere, boyut kanalında kaybolmuştuVril yapımı gemiler de tek başlarına boyut kanalı yolculukları için yeterli değildiBu sebeblerden yukarıda anlatılan kombinasyon uygun görülmüştü Vril-Odin, ilk defa Ekim 1944’den sonra, Haunebu-Vril II /3 kombinasyonu uzay gemisi projesi olarak ortaya çıkarılmıştıİddialara göre, Vril-Odin ve mürettebatı, sağsalim bir vaziyette Aldebaran –Sumi güneş sistemine varmış ve orada Sumi-Er gezegenine inmişti

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.