Prof. Dr. Sinsi
|
Babil Kulesi - The Tower Of Babel
Pek çok efsanede ve kutsal kitaplarda adı geçen Babil Kulesi, yeryüzündeki ulusların ve onların konuşmakta olduğu binlerce dilin nasıl ortaya çıktığıyla ilgili bir inanış unsurudur: İnsanlar, Tanrıya ulaşmak ve ona daha yakın olabilmek için, uyum içerisinde ve büyük bir istekle göğe yükselen bir kule inşa etmeye girişmişlerdir Kule, çok geçmeden yükselmeye başlamış ve bunu gören Tanrı, kuleyi inşa eden her insana ayrı bir dil vermiş, onları dünyanın dört bir tarafına savurmuştur İnsanlar birbirleriyle anlaşamadıkları için kulenin yapımı da durmuş ve dünya üzerinde çok sayıda ulus ve bu uluslara ait binlerce dil türemiştir
 
Babil Kelimesi
Bâbil, Akad dilindeki bab-ilû kelimesinden teşekkül etmiştir ve 'Tanrının kapısı' anlamına gelmektedir; zira Akad diliyle benzerlikler gösteren Arapçada da bâb kelimesi 'kapı' anlamındadır Kelime, Türkçeye de buradan geçmiştir Ayrıca, Kur'an'da ve Hristiyanlar tarafından da kutsal kabul edilen, Tevrat ve Zebur'u kapsayan Museviliğe ait Tanah'ta da Bâbil'den bahsedilir
 
Kelimenin Batı dillerindeki karşılığı babylon ise, yine Akad dilindeki bāb-ilû kelimesinin Yunanca söylenişinden ibarettir İbranice bavel okunuşunun babel şekline dönüşmesinden türeyen kelime, "Eski Antlaşma" olarak da bilinen ve Hristiyanlarca da kutsal kabul edilen Eski Ahit'te 'kargaşa, anarşi' şeklinde açıklanır
 
Babil Şehri
Babil, M Ö 23 yüzyıl civarında Aşağı Mezopotamya'da (şu anki Güney Irak civarında) Sümer ve Akad toprakları üzerine kurulmuş olan Babil (Babylon) ülkesinin antik başkentidir Babil, en parlak dönemini Kral Hammurabi1 zamanında yaşamıştır
 
Asma bahçeleri ve kulesi ile Babil
Şehir, ilk defa M Ö 539 yılında Pers imparatoru Büyük Kiros tarafından ele geçirilir Sonrasında Pers İmparatorluğu, Büyük İskender'in hâkimiyeti altına girer ve doğal olarak Babil'i de Büyük İskender yönetir Büyük İskender'in ölümünden sonra Babil'i işgal eden Selevkoslar ise Babil'de yaşayanları başka bölgelere tecrit ettirirler ve Babil, tarih sahnesinden silinir
 
Babil'den günümüze kalan ve üzerinde Sümerlilerin geliştirdiği dilde yazılmış yazılar bulunan bir tablet vardır Tablet, Sargon dönemine aittir
 
Ayrıca Babil, dünyanın yedi harikasından biri sayılan ve M Ö 7 yüzyılda Kral Nebukadnezar tarafından karısı için yaptırıldığına inanılan asma bahçelerine sahiptir
 
Babil döneminde sanat, mimarî, astronomi, matematik, tıp ve felsefe gibi alanlarda büyük bir gelişme gözlemlenir: Babilliler, günümüzde zaman (60 saniye '1 dakika', 60 dakika '1 saat') ve derece hesaplamaları (360 derece daire) için kullanılan 60'lık sistemi geliştirmişler, tapınaklar üzerine dikilen ve günümüzdeki modern gözetleme kulelerine ilham kaynağı olan gözetleme kulelerini inşa etmişlerdir
 
Babil Kulesi'nin Ortaya Çıkışı
İslami Kaynaklarda;
İsmi verilmemekle beraber Kur'an'da Babil Kulesi'ne benzer bir kuleden bahsedilir Hikaye Tevrat'taki ile benzer olmasına rağmen Babil'de değil, Musa'nın yaşadığı dönemde Mısır'da geçer Firavun Haman'a, kendisine kilden bir kule inşa etmesini, çıkıp Musa'nın tanrısına bakacağını söyler
 
Kur'an'da Babil şehrinden Bakara Suresi, 102 ayette bahsedilir Harut ve Marut isimli iki melek, insanları imtihan etmek için Allah tarafından babil'e gönderilirler Burada insanlara sihir öğretirler Melekler sihrin küfür olduğunu söyledikleri halde insanlar sihir öğrenmekte ısrar ederler ve karı-kocayı ayırmaya yarayan sihirler öğrenirler Babilden Yakut el-Hamavi'nin yazmalarında ve Lisan el-Arab'da bahsedilir Öyküye göre tüm insanlar rüzgarın önüne katılarak bir yerde toplanırlar
 
Buraya sonradan Babil denir Babil'de insanlara Allah tarafından değişik lisanlar tahsis edilir ve yeniden rüzgarla geldikleri yerlere dağıtılırlar 9 yy İslam tarihçilerinden el-Tabari'nin "Peygamberler ve Krallar Tarihi" adlı eserinde daha detaylı bilgi verilir
 
Öyküye göre Nimrod Babil'de bir kule inşa ettirir Allah bu kuleyi yıkar ve o zamana kadar aynı dili konuşan insanların dilini 72'ye ayırır 13 yy İslam tarihçilerinden Ebu el-Fida da aynı öyküden bahseder ve İbrahim'in atası Hud'un kendi dilini (İbranice) muhafaza etmesine izin verildiğini ekler Zira Hud kulenin inşasına katılmamıştır
 
Eski Ahitte;
Kulenin ortaya çıkışıyla ilgili anlatı, Eski Ahit'in ilk kitabı Genesis (Yaratılış=Tevrat)'te şu şekilde geçer (Genesis: Bölüm 11/1-9):
1 Başlangıçta dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşur, aynı sözleri kullanırlardı
2 Doğuya göçerlerken Şinar bölgesinde bir ova buldular ve oraya yerleştiler
3 Birbirlerine, 'Gelin tuğla yapıp iyice pişirelim ' dediler Taş yerine tuğla, harç yerine zift kullandılar
4 Sonra, 'Kendimize bir kent kuralım ' dediler, 'Göklere erişecek bir kule dikip ün salalım Böylece yeryüzüne dağılmayız '
5 Tanrı, insanların yaptığı kenti ve kuleyi görmek için aşağıya indi
6 ve şöyle dedi: 'Tek bir halk olup aynı dili konuşarak bunu yapmaya başladıklarına göre düşündüklerini gerçekleştirecek, hiçbir engel tanımayacaklar
7 Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki birbirlerini anlamasınlar '
8 Böylece Tanrı, onları yeryüzüne dağıtarak kentin yapımını durdurdu
9 Bu nedenle kente Babil adı verildi; çünkü Tanrı, bütün insanların dilini orada karıştırdı ve onları yeryüzünün dört bucağına dağıttı
 
Anlatı, dillerin ve ulusların kökenine ait bir açıklama getirir Diğer taraftan, Yunan mitolojisinde olduğu gibi, Tanrı ve insanlar arasındaki çekişmeye de göndermede bulunur Zira, Yunan mitolojisinde de hilekarlığının cezası olarak Sysyphos, tanrılar tarafından büyük bir kayayı dik bir tepenin doruğuna yuvarlamaya mahkum edilmiş; yani tanrılar tarafından cezalandırılmıştı
 
Peter Brueghel-Babil Kulesi-1563
Kulenin Yapısı
Brueghel'in çizimlerinde de rastlanabileceği gibi, aslında yedi katlı bir ziggurat olan Babil Kulesi'nin her katı, Tanrıya ulaşılan yolda bir aşamayı simgeler:
1 Katı taşı,
2 Katı ateşi,
3 Katı bitkiyi,
4 Katı hayvanı,
5 Katı insanoğlunu,
6 Katı güneşi ve gökyüzünü,
7 Katı ise melekleri sembolize etmektedir
Kulenin yüksekliğiyle ilgili bilgilere ise sıkça rastlanılmaz ve Yaratılış Kitabı da bu konuyla ilgili olarak herhangi bir şey aktarmaz; fakat geleneksel inanışta, 2500 metre uzunlukta olduğundan bahsedilir
 
Kulenin Yıkılışı
Yaratılış Kitabında, Kulenin yıkılışından bahsedilmese de Abydenus, Josephus gibi tarihçiler, Tanrının şiddetli bir rüzgârla Kuleyi darmadağın ettiğini belirtirler Bazı anlatılardaysa Kulenin yıkılışının rüzgarla değil, selle gerçekleştiği aktarılır
 
Sonuç
Kısacası Babil Kulesi, insanların tarihî dönemlerde dil olgusunun kökenine ve ulusların çeşitliliğine yönelik sorularına cevap veren bir inanıştır Farazî temellere dayanan bu inanış, ulusların ve onların dillerinin çeşitliliğini izâh etmeye çalışır İnanış, kutsal kitaplara da yansımış ve çeşitli efsane, destan gibi anlatılarda yerini almıştır
 
Aslına bakılırsa, Yunan mitolojisinde çok sık karşılaştığımız motiflerden biri olan 'Tanrıların insanoğlunu cezalandırması'na Babil Kulesi'nde de rastlamak mümkündür: Tanrı, kendisine ulaşmak isteyen ve bir bakıma kendisine baş kaldıran insanoğlunu, birbirlerini anlamayacak hâle getirererek cezalandırır ve onlara gücünü hatırlatır Bu da anlatıya dinî bir nitelik kazandırır ve anlatının, skolastik düşüncenin egemen olduğu zamanlarda, kilise veya din adamları tarafından dinî duyguları pekiştirmesi amacıyla ortaya çıkarılmış olabileceği fikrini uyandırır
 
Peter Brueghel-Babil Kulesi-1563 (Detay-1)
 
Peter Brueghel-Babil Kulesi-1563 (Detay-2)
 
Peter Brueghel-Babil Kulesi-1563 (Detay-3)
 
Peter Brueghel-Babil Kulesi-1563 (Detay-4)
|