Midyat (Mardin) |
08-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Midyat (Mardin)Midyat (Mardin) Midyat’la ilgili ilk yazili bilgiler MÖ 13Yüzyila kadar uzanir Asur krallari için ele geçirilerek talan edilecek bir bölgedir II Asurnasipal MÖ 879 yilinda gururla: ’Matiate’yi (=Midyat) ve köylerini buyrugum altina soktum Bol ganimet edinip, onlari yüklü haraca ve vergiye bagladim’ der Midyat bölgesi, tarih boyunca bu türden olaylarla sikça karsi karsiya kalir Midyat dünyanin en eski yerlesim bölgesi olan Yukari Mezopotamya’da yer aldigi için tarih boyunca Sümerler, Asurlular, Urartular, Makedonyalilar, Persler ve Romalilar gibi bir çok uygarligin egemenligine sahne olmustur Midyat’in Islam egemenligi altina girmesi MS 640 yilinda, Hz Ömer dönemine rastlar Daha sonra bölgeye yine müslüman olan Emevi ve Abbasiler egemen olmustur Özellikle Abbasilerin yöreye hakim olmasiyla birlikte bölgede çok genis bir imar hareketi baslamistir Midyat köylerinin büyük bir kismi Abbasilerin en parlak dönemini yasadigi Sultan Harun Resit zamaninda kurulmustur Geçmisten günümüze Midyat insani geçim kaynagini çiftçilik, hayvan yetistiriciligi ve el sanatlari olusturmustur Midyat’in geleneksel el sanatlari tas islemeciligi, gümüs islemeciligi (Telkari), bakircilik, kilim dokuma, kumas boyama, çömlekçilik, kuyumculuk günümüzde önemini koruyor Son yillarda talebinde büyük artis gözlenen gümüs islemeciligi yurt disinda da kendine pazar bulabiliyor Eski Midyat’ta yan yana dizilmis 25 kadar küçük atölyede, gümüs geleneksel isleme ve tamamiyla el emegiyle islenerek, yüzük, gerdanlik, vazo, kemer, anahtarlik, çay kasigi ve bardak alti gibi aksesuarlara dönüstürülerek ülkemizde ve yurtdisina satisa sunulmaktadir Midyat’in aslinda çok eski geçmise sahip olup günümüzde tekrar ragbet gören diger bir sanati olan tas islemeciligi, Kaymakamlik tarafindan açilan atölyede hizmet vermektedir Midyat Evleri Yasam mekanlari diger ismiyle konutlar, insanlarin günlük hayatini yasadigi yerlerKonutlar insanlarin sosyo-kültürel degerlerini bir anlamda disa vuran bir özellige sahiptirler Bu yasam mekanlarinin kendisine has özellikleri bulunan Midyat evleri, bu evlerin en büyük özelliklerinden bir tanesi sevgiyi barisin, duygularin taslara islendigi özgün evler Burada evlerin mimari yapilari, sosyal yasam tarzlarina özgü yapim sekilleri, figürleri, mekanlarin kullanis biçimleri, figürlerin anlamlari ile Midyat has olan ceviz agacindan yapilan divan takimlari ve özellikleri verilmistir Midyat evlerinde kullanilan malzeme tastir Ancak kullanilan bu tas normal tastan farklidir Kalker tasi olarak adlandirilan açik renkli sarimsi yapidadir Bu taslarin en büyük özelligi çok kolay kesilebilmesinden dolayi rahat bir sekilde islenebilir özellikte olmasi zengin süslemelerin elde edilmesini saglamistir Kolay islenen ve ocaktan çikartilan bir süre sonra sertlesen (iklim sartlarina dayaniklik kazanan) bu kireçli olusum Midyat yapilarinin her devrinde ayni rahatlikla kullanilmis ve halen kullanilmaktadir Bu evlerde herhangi bir siva malzemesi kullanilmaz Belirli zaman dilimlerinde taslarin temizlenmesi amaciyla, tas kirintilari kum haline getirilerek ve bu kum ile duvarlar ovularak temizlenir Duvarlarin örülme isleminde ise kireç ile karistirilan bu kumdan harç elde edilir Elde edilen bu harç ile duvar örülür Midyat’ta ahsap malzemenin kullanilmamis olmasi agacin yoklugundan degil, Midyatlilarin tasçi gelenegine siki sikiya bagli olmasindan kaynaklanmaktadirBu gelenek o kadar yerlesmistir ki bugün bile beton yapilar yadirganmaktadir Hiçbir evin gölgesi birbirinin üzerine düsmemektedirGünes isinlarinin aksine düzenlenen daracik sokaklar iklim sartlarina göre yazin kavurucu sicaginda gölgede kalip insanlari sicaktan korur Bu evlerde kullanilan taslar sicak ve sogukta daha fazla sertlesir Taslarin özelliklerinden dolayi yazlari serin kislari sicak olur Kat tavaninin meydana getirilisinde çapraz tonozlar kullanilir Tavanlar iki veya dört tonozlu sekilde olur Evler genellikle iki katlidir Alt kat genellikle günümüzde kullanilmamakla beraber; ahir, at barinagi, kiler vb amaçlarla kullanilmistir Giris kapisindan alt katin avlusuna girilir Alt kattan üst kata kesme tastan yapilan bir merdiven ile çikilir Odalar avluya bakan revak eyvanin yanlarinda siralanmistir Yazlari kesme tas döseli eyvanda oturulur, geceleri yatilir Iklime bagli olarak kapi ve pencereler küçük tutulmustur Mimari dehanin doruk noktasina ulasan, bir oya gibi geometrik sekiller ve bitki desenleri ile islenmis ve bu sekilde adeta tasin dili meydana getirilmistir Bu durum ön yüzlerine oymali tas sütunlar kemerli revaklarla devinimli bir görünüm kazandirilmistir Sanatkarca islenmis tas süslemelerin baslica motifleri, burma, lale, üzüm salkimlari ve karanfildir Midyat evleri kapi ve pencerelerinin etrafinda oya gibi islenen ve büyük bir ihtisam ile tasin dili ile insanlarin duygulari ortaya çikarilmistir Yeri geldiginde pekmezini yaptigi üzüm salkimlarini, yeri geldiginde etrafini süsleyen karanfil ve laleleri ile sani belli beyaz güvercini tasa islemistir Kapilar içerisinde dis kapi sade ve yalin bir sekilde genelde üst tarafi kemer seklindedir Odalarin giris kapilari daha süslü iç içe zengin motifler tasir Evlerin klasik sekli olan kemerli kapilardir Kapinin üst tarafinda çerçeve motifleri ve kapi kenar motifleri arasinda yuvarlak bir çerçeve içerisinde, lale, karanfil ve farkli motifleri içeren armalar bulunur yada bu armalar içerisinde Hz Süleyman mührü bulunur Kapi ve pencereler tas figürleri arasinda nerede ise kaybolmustur Ancak dis kapilar yapi üzerinde etki birakmistir Çok agir bir sekilde yapilmis olup metal aksamlar ile ahsap bir arada kullanilmislardir Kapilarda antik bir yapi vardir Ahsap olarak gürgen ve mese kullanilmistir Midyat evlerindeki pencereler temel olarak iki sekilde yapilir Birincisinde dikdörtgen ve üstü üçgen seklindeki alinlik içerisinde kemerli bir sekilde yapilmaktadir İkincisinde ise dikdörtgen pencereler üstlerinde kusluk denilen küçük bir pencere ve çevresi çesitli motifler ile süslü yumusak hatlara sahip bir alinlik içerisinde olusmaktadir Pencereler iklim sartlarindan dolayi küçük tutulmustur Ancak alinlik ve süslemeler ile bir agirlik kazandirilmistir Midyat evlerindeki pencerelerin en büyük özelligi pencerenin geometrik sekli ile süslemeli alinlik arasinda geometrik zitliktan olusan bir uyum vardir Midyat evlerindeki dis cephe özelliklerinden bir taneside her cephede farkli pencereler ve süslemeler yer almaktadir Yumusak hatlara sahip pencerelerde cephe keskin süslemeler ile süslenmistir Ayrica tavan yüksekligindenitibaren cephede hareketlilik olusturan süslemeler yapilmaktadir Midyat’taki evlerin baska bir özelligi de, mimari yapilarda Hirist Süryani imzasi vardir Midyat evleri güneyin disinda baska yönlere de bakmaktadir Evlerdeki mihrap sekli Hiristiyanlarin kiblesi dogu cephesinde bulunmaktadir Midyat evlerinde ayrica küçükte olsa tas konsollar ile bir balkon olusturulmustur Mezopotamya'nın En Eski Şehirlerinden Biri: Mardin |
Midyat (Mardin) |
08-04-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Midyat (Mardin)Midyat Camileri Cevatpaşa Camii Merkez Cevatpaşa Camii,1925 yılında Cevatpaşa tarafından yaptırılmıştır Cami,kalın duvarlı olup,kare planda Midyat taşından inşa edilmiştir Avlulu cami tipindedir Caminin giriş bölümü içeriye girildiğinde üç metre genişliğinde dikdörtgen planda bir bölmeden oluşmaktadır Namaz bölümünün kapısı kavisli olup,kapının kenarları palmet motifleriyle süslüdür Aynı kapının üst kısmı iç içe girmiş halka şeklindeki motiflerle süslenmiştir Caminin giriş bölümü iki dikdörtgen prizma duvar üzerine,caminin namaz bölümünün duvarıyla üç kemer üzerine oturtulmuştur Cami,tabanları kare şeklindeki desteklerle on sekiz yuvarlak sütun üzerine oturtulmuş,on iki kemerden oluşmuş olup,caminin tam ortasında küçük kubbe yer almaktadır Kubbenin dört yönünde küçük pencereler yer almaktadır Pencerelerin alt bölümlerine doğru yarım küre şeklinde dört oyuk mevcuttur Cami pencereleri kemer tipinde inşa edilmiş olup,pencerelerin dış cepheleri iç içe girmiş kare taş dilimleriyle süslenmiştir Mihrap etrafındaki şekiller dört bölümden oluşmaktadır Birinci ve ikinci bölüm bitkisel bezemelerle süslenmiş olup,üçüncü bölüm iç içe girmiş kare prizma şeklindeki taş dilimlerinden oluşmuştur Dördüncü bölümde ise,kenarları dıştan oymalı yarım küre şeklinde taştan şekillendirilmiştir Minare,Midyat taşından yapılmış silindir şeklindedir İki şerefeli olup süslemeler şerefede yoğunlaşmıştır Birinci şerefe ince sütunlarla süslenmiş olup her iki şerefede de bitkisel ve geometrik şekiller şerefelere süsleme yoğunluğu kazandırmaktadır Merkez Ulu Camii Merkez Ulu Camii,1800 yılında yapılmıştır Cami dikdörtgen planda sade bir yapıdır Cami,yine yöre mimarisine uygun olarak kesme taştan yapılmış olup avlulu cami grubundandır Avluya sonradan ekleme yapılmıştırCaminin damı,önceleri çatı şeklinde olup sonradan (yaklaşık elli yıl önce ) bugünkü durumuna getirilmiştir Cami sekiz duvar üzerine oturan on iki kemerden oluşturulmuştur Pencerelerde kemer tipinde inşa edilmiştir Caminin güney bölümünde,mihrap ve bir metre sağında minber yer almaktadır Mihrabın üç tarafı bitkisel bezemelerle süslüdür Mihrabın üst bölümünde Arapça yazı ile 1319 tarihi yazılıdır Minber yedi basamaklıdırCaminin batı bölümünün, kuzey yönünde 4,5 m en ve boyunda yaklaşık 4 metre yüksekliğinde kubbe yer almaktadır Söz konusu bölümün doğu duvarında minarenin temeli başlamakta,yapılan incelemelerde şimdiki minarenin yerinde daha kısa olan minare yer almaktaydıMinare düzgün kesme taştan yapılmış ve tek şerefelidir Minare kalın bir silindir şeklinde inşa edilmiş olup süslemeler sadece şerefe bölümünde yer almaktadır Bu süslemeler,bitkisel bezeme ve geometrik şekillerden oluşur H Abdurrahman Camii H Abdurrahman Camii,Midyat merkezde yer almaktadır Yapılış tarihi Hicri 1331 Miladi 1915 yılını göstermektedir Cami kare planda olup süsleme açısından sade bir yapıdırCami Midyat taşından yapılmış olup avlulu cami gurubundandır Cami iki kare duvar üzerine oturan altı kemerden oluşmuştur Caminin beş tane kemer planında penceresi vardır Mihrap ve minber bitkisel motiflerle bezenmiştir Minbere beş basamakla çıkılır,giriş kapısının her iki tarafında ince sütunlu iç içe girmiş motiflerle süslüdür Caminin giriş bölümünde camiye bağlı küçük bir bölüm vardırCami minaresi tek şerefeli olup, Ulu Camiindeki gibi bitkisel bezeme ve geometrik şekillere süslüdür Minare silindir şeklinde inşa edilmiştir Manastır ve Kiliseler Mor Gabriel Manastırı (Deyrulumur) Midyat’ın 23 km uzaklığındadır Midyat-İdil doğrultusunda, Yayvantepe köyüne varmadan önce, soldan ayrılan 2,5 km bir yol ile bu manastıra ulaşım sağlanmaktadır Yöredeki en eski ve en antikmanastır olması nedeniyle yıllardan süzülmüş otantik, tarihsel özelliğini gözler önüne sermektedir Bu nedenle bu manastırı ziyaret eden kişi, 1600 yılın derinliğinden yansıyan engin bir tarihle karşı karşıya kalır ki, Doğu’nun bu sesiz incisinde soyut anlamdaki insanlık erdemlerini çok daha doğru bir şekilde kavramış olur, aynı zamanda gördüğü görkemin karşısında da şaşkılığını gizleyemez olur Çünkü bu başyapıt, üstün yapılı manastırın temelleri ilk olarak MS 397 yılında Roma İmparatorları Arkadius ve Anurius döneminde, Mor Samuel ve Mor Şemun adında iki Süryani rahip tarafından atılmıştır Söz konusu manastır, Midyat platosundaki manastır yaşamını gerçek başlatıcısı olduğu için, daha ilk dönemlerinde yüzlerce rahibi barındıracak bir niteliğe bürünmüştür Bu manastırın temelleri her ne kadar 397 yılında atılmışsa da tarihin akışı içinde ve özellikle İmparator Küçük Todosius ve Anastas döneminde bu manastırda ilginç fresk ve figürlerle bezenmişti Mihrab bölümünün tabanında beyaz, siyah, kırmızı ve mavi renklerinden oluşan mozaik ve tavandaki büyüleyici yaldızlı mozaikde o tarihten kalmadır Büyük kilisenin bitiminden sonra, o tarihlerde manastır rahiplerince manastırın dışında yapılmış derin ve büyük sarnıç hala kullanılmaktadır Ayrıca manastırın içinde bulunupta 6 yüzyıldan kalma Azizler evi, Meryem Ana Kilisesi ve Teodora Kubbesi yapıları mevcuttur Bu yapıların en gözdesi Teodora Kubbesidir Bu kubbe, İmparator Arkadius’un kızı Teodora’nın maddi yardımıyla ovalımsı bir şekilde pişmiş tuğlalardan yapılmış sekiz kavisli ilginç bir kubbedir Eskiden yemekhane olarak kullanılmaktaydı Bunun hemen batısında ise kuzeyden güneye doğru boydan boya uzanan eski mutfak bölümü bulunmaktadır Bunlara koşut olarak bu manastır, tarihsel süreç içinde bir çok çapul ve yağmalara sahne olmuş, ağır darbelerle tahrip edilmiştir Bu nedenle o dönemin başkenti Roma- İstanbul’un maddi desteğiyle vücuda gelen o güzelim süsler yok olmuştur Özellikle Perslerin ve Aksak Timur’un 1394 yılındaki darbeleri çok etkili olmuştur Böylelikle bu şaheser manastır, kilise içindeki mihrab bölümünün taban-tavan mozaiği dışında özgünlüğünden ve bezeli özelliğinden yoksun olarak günümüze kadar gelebilmiştir Anıtlı (HAH) Köyünde Bulunan Meryemana Kilisesi Anıtlı Köyünün güneyinde yer alan bu kilise günümüzde eşine az rastlanan kiliselerden biridir Bu Kilse Süryani dilinde "yoldath aloha" ismini taşımasına rağmen çoğu kez Arapça "El Hadra"(bakire) olarak anılır Kilise kare planı ve merkezi kubbesiyle ancak Mardin yakınlarındaki Deyrulzafaran Manastırının büyük kilisesiyle karşılaştırılabilir Her iki kilisede büyük olasılıkla 6yy dan kalmadırKubbenin dıştan üst yapısı ve çan kulesi 20yy eklemeleridirOturma yerleri bulunan bir opsisle, karşılıklı okuyan iki koroyu barındıracak genişlikte,ama cemaate kapalı bir nef, yöre kiliselerinde hiç rastlanmayan diğer özelliklerdir Öyle görülüyor ki kilise bir zamanlar metropolitlik merkezliğini üstlenen HAH’ta metropolitin manastır erkanına ayrılmıştır Midyat’taki diğer manastır kiliseleri gibi buda çapraz neflidir Naos’a hakim dört süslü kemer,kubbenin üzerinde yükseldiği sekizgen kasnağı taşır: Bir kemer sola eklenmiş narteksten kiliseye açılan girişi çevreler; kuzey ve güneyde bulunan diğer ikisi,çift rahip korosu için planlanmıştır;dördüncüsü ise sunak alanını çevirirSunak alanını her iki tarafında yan hücreler bulunur Kemerlerin üzerinde yükseldiği başlıklar,olağan biçimde akantus yaprakları ve girlandlarla bezelidir Başlıkları ve zarif süslemeleriyle kilise mimari açıdan Turabdin’in incisidir Hah Meryemana Kilisesi’nin kuruluşu ile ilgili diğer bir söylenceye göre ise;kilisenin kuruluşu Hz İsa’nın doğumuna (1yy) dayanmaktadır Yahudiye ülkesinde,bir kralın doğumunu muştuladığına inandıkları parlak yıldızın izini süren on iki kral,doğudan yola çıkarlar Hah Kralı Hanna’ya vardıklarında içlerinden üçünü Kudüs’e yollarlar Üç Kral yeni doğan çocuğu bulup ona hediyeler sunarlar Kendilerine anı olarak verilen Çocuğun bezini Hah’a getirdiklerinde içleri onu parçalamaya el vermez Yakıp külünü aralarında paylaşmak istediklerinde, aleve atılan bez on iki altın madalyaya dönüşür Bu mucizeye tanık olduklarında Tanrı Anası adına sonsuza kadar ayakta kalacak bir anıt kurmaya karar veriler Hah Harabeleri Anıtlı (Hah) Köyü ile Karagöl (Derkube) arasında yer alan harabelerle ilgili elde yazılı bir kaynak olmamakla birlikte büyük bir medeniyetin izlerini taşımaktadır Özellikle harabenin orta yerinde,özenle yontulmuş taşlarıyla göze çarpan Sarhavdana ,büyük olasılıkla bir meryemana kilisesidir Kilisenin orta nefinden sunak kısmına geçişi taçlandıran,çift sıra akantus desenli başlıkların taşıdığı taş keme,hala yerli yerindedir At nalı biçimindeki kemer, gök kuşağının değişik renklerini anımsatan zarif desenli silmeleriyle 8yytaşçı ustalarının maharetlerini sergiler gibidir Mor Serkis ve Bakos Manastırı Anıtlı’nın (HAH) kuzeyinde Çok sevilip sayılan asker azizler Mor Serkis ve Bakos’un anısına inşa edilmiştirEn eski yapıöğeleri 789 yıllarına kadar uzanmaktadır Kilise,değerli süslemeleriyle göze çarpmaktadır Mor Eliyo Kilisesi Anıtlı Köyünün 2kmkuzey doğusunda yer alan Alagöz Köyünde bulunur İki nefiyle kilise,büyük bir olasılıkla güney cephesindeki genişletilmiş narteksiyle bir bazalikanın yada(daha az bir olasılıkla) çapraz nefli bir manastır kilisesinin değişikliğe uğramış halini yansıtmaktadır Yapılış tarihi ile ilgili elde mevcut bir bilgi,belge yoktur Mor Afrem Kilisesi Midyat’ın Bardakçı (Bote) Köyünde bulunan Mor Afrem Kilisesi köyün odak noktasında bir kaleyi andırmaktadırKöy tarihi süreç içinde pek çok saldırıya maruz olmuştur Bu saldırılarda köy halkı çoğu jkez ya kiliseye sığınmış yada kendilerini buradan savunmuşturKilise alışıla gelmişin dışında ve büyük olasılıkla çeşitli tadilatlardan kaynaklanan bir planı yansıtır: Ortada naos,naosun kuzeyine ve güneyine yerleştirilmiş birer mihraplı iki yan nef ve önde narteks Mor Kuryakos Kilisesi Midyat’ın Yemişli (Anhel) Köyünde yer alan kilise temel planı bakımından Turabdin’deki çoğu köy kilisesiyle benzeşmesinin yanında bünyesinde bazı değerli eserler barındırır Kilisenin narteksi önüne,doğuda küçük bir beth slutho’yla son bulan, revaklı bir geçit eklidir Sıcak yaz günleri rahatça dua edebilmek için düşünülmüş bu yapının ön cephesi başlıklı payeler üzerine bindirilmiş at nalı biçimi bir kemer vurgular Orta Çağ’dan kalma bir azizname Kiliseyi 734 yılında vefat eden zeytin ağaçlarının banisi (zeytinci) Mor Şemun’a atfetmektedirMor Kuryakos Kilisesi’nde büyük olasılıkla 18yy’dan kalma boyalı ahşap oyma sunakların nadide örneklerinden biri yer almaktadır Ahşap sunakların daha sonra yaygınlaşan taş sunaklara örnek oluşturduğu sanılır Yemişli(Anhel) de Mor Kuryakos ve Mor Eşayo Kiliseleri yanısıra Meryemana,Aziz Petrus ve Pavlus, Eliyo, Şmuni, Gevergis ve Zeytinci Şemun’a adanmış altı şapel daha bulunur Mor Estafanos Kilisesi Midyat’ın Güngören (Keferbe ) Köyünde yer almaktadır Kilisenin güneyinde,doğusu mihrap tarafından kapatılan, yazlık kilise niteliğindeki iç avlu uzanır Ana kilisenin kuzeyine yüksek tonozlarla ona bağlanan ve vaftizhane olarak kullanılan Vaftizci Mor Yuhanon Kilisesi yerleşmiştir Kilisenin naosa açılan kapının solundaki yazıtta 778/79 tarihleri okunmaktadır Mor Stefanos Kilisesinin içi klasik anlamda zariftir Doğu batı yönünde yerleştirilmiş uzun orta nefiyle Turabdin bölgesindeki en güzel köy kiliselerinden biridir Oldukça dar yan nefin yan duvarları, yüksek kemerlerle bölünmüştür Mihrap içinde,kilisenin mekan bütünlüğüne yaraşan uslupta basit bir sunak yer alır |
|