Rize'yi Herşeyi İle Tanıyalım |
08-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Rize'yi Herşeyi İle TanıyalımAnadolu'nun topografyasına ve bitki örtüsüne bakarak Rize'yi tahmin etmek olanağı yoktur Rize Anadolu'ya oranla daha engebeli sarp ve haşindir Bitki örtüsü yer karası görülmeyecek kadar gürdür Kıyı şeridi ve iç kesimler değişik tonuyla adeta yeşile boğulmuştur Rize flora olarak da dünyada ün yapmıştır 20 civarında endike bitki Rize'de yetişmektedir Kıyı şeridi yanında iç kesim, o arada dağ ve yaylalar apayrı bir görüntü ile bu tabloyu tamamlamakta geleneksel köy ve yayla ev mimarisi doğayı etkileyici bir zenginlik katmaktadır Rize'yi gezip görenler umduklarından daha zengin ve her yönüyle büyüleyici doğa ile karşılaşırlar Rize'ye gelen dağcılar Doğu Karadeniz'in yüksek zirvesi "KAÇ KAR' lara çıkabilmekte, dünyanın en ünlü balını "ANZER"de tadabilmekte "AYDER" kaplıcalarından yararlanabilmektedir (Kaçkar Dağı) İÖ 700-180 Koloniler Dönemi İÖ 180-65 Pontos Krallığı Dönemi İS 10-395 Romalılar Dönemi 395 Bizans Dönemi’nin Başlaması 646 Arapların Rize’nin Bazı Kesimlerini Vergiye bağlaması 737 Rize’nin kısa bir süre için Araplar’ın eline geçmesi 1075 Türkmen beylerının kısa süren işgalinden sonra Bizanslılar’ın Rize ve yöresini geri almaları 1079 Yöreye saldırı düzenleyen Türkmen beylerinin Bizanslılar’ca kılıçtan geçirrilmesi 1098 Danişmentliler’in yörede kısa süren egemenlikleri , 1143 Bizans İmparatoru I Manvel Komnenas’un Kostantin Gobras’ı Doğu Karadeniz yöresinden atması ve buraya vali olarak Mihail Gabras’ı ataması 1204 Trabzon Rum Pantus İmparatorluğunun Kurulması ve Rize’nin bu imparatorluk sınırları içinde kalması 1456 Trabzon Rumlarının Osmanlılar’a vergi vermeye başlaması, 1461 Rize’nin bir bölümünün Osmanlılar’ca alınması, 1509 Şehzade Selim’in Rize’nin fethini tamamlaması, 1571 Pazar’ın Abazarlar’ca basılıp yağmalanması, 1622 Çayeli’nin korsanlarca basılıp yağmalanması ve halkın tutsak edilmesi 1817 Tuzcuoğlu Memiş Ağa’nın ayaklanması 1818-1821 Memiş Ağa’nın damadı, Kalcıoğlu Osman Bey ile Oğlu Ahmet ağa’nın isyanları 1832-1834 Tuzcuoğullarından Tahir, Abdulkadir ve Abdülaziz’in isyanları 1834 Tuzcuoğullarının Rumeli’de isyanı 1878 Rize’nin Lazistan Sancağına merkez olması 5 Mart 1916 Atina’nın (Pazar) Ruslar’ca işgal edilmesi 9 Mart 1916 Rize’nin Ruslar’ca işgali 2 Mart 1918 Rize’nin kurtuluşu 1Haçlı Seferinde (1096-1099) tüm Karadeniz kıyıları gibi Rize'de önce Bizans, daha sonra da Trabzon Rum Pontus imparatorluğu'na katıldı1461'de Fatih Sultan Mehmet tarafından Trabzon ile birlikte Osmanlı sınırları içine alındıBu yıllarda, Rize'nin Trabzon eyaleti Batum Gonya sancağı içinde yer aldığı biliniyor19 yy'ın ikinci yarısında Trabzon eyaletinin bir sancak merkezi olan batum, Rusya2ya bırakılınca Rize sancak merkezi oldu1 Dünya Savaşı'nda ruslar tarafından işgaledilen Rize, 2 Mart 1918'de işgalden kurtuldu ve 1924'de il merkezi oldu Türkiye'nin kuzeydoğusunda eşsiz tabiat güzelliklerine sahip ilde, yeşil örtülü vadiler, karlı dağlardan çağlayarak Karadeniz'e akan dereler, dört mevsim değişik renkte ormanlar, çiçeklerle çevrili yayla yolları, çay bahçeleri, mısır tarlaları; Rize'nin tabiat güzelliklerini oluşturur Rize'nin tarihi öncesi hakkında bilgilerimiz sınırlıdır Yöreye hakim olan orman dokusu nedeniyle Rize'nin tarih çağları ile ilgili bilgilere ışık tutacak arkeolojik bulgular da bu güne kadar ortaya çıkarılamamıştır Rize'nin tarihi ancak komşu illerin ve bölgelerin tarihleri ile bağlantılı olarak ele alınabilmiştir Pontus Krallığı döneminde 'SANNİKA' Roma İmparatorluğu döneminde 'Pontus Polemoniacus olarak anılan Rize'nin bugünkü adının nereden geldiği yönünde farklı rivayetler vardırBir görüşe göre Yunanca'da pirinç anlamına gelen 'Rhizos' ya da Rumca da dağ eteği anlamına gelen 'Rhiza' sözcüklerini değişime uğrayarak rize olduğu şeklindedir Rize adının, MÖ 7 yüzyılda başlayan kolonizasyon döneminde, yörede bol pirinç yetiştirilmesinden ötürü kent yakınlarından geçen çaya verilen “Rhizios” veya sonraki dönemlerde verilen “Rhizaion” dan geldiği söylenmektedir Bir görüşe görüş ise Osmanlıca'da kırıntı,döküntü anlamına gelen 'Rize' kelimesinin aynen kullanımıyla ilin adını aldığıdır İlk çağlarda Pontus krallığı'nın egemenliğine giren Rize yöresi, 11yy'a kadar islami akınların etkisi dışında kaldı11yy'da Büyük Selçuklular'ın yükselme döneminde Melikşah'ın (1072-1092) hakimiyeti altına girdi Rize ilinin adı ile ilgili olarak değişik görüşler ileri sürülmüştür; Yunanca pirinç anlamına gelen Rhisos Rumca'da "RIZA" olarak dağ eteği anlamında kullanılmıştır Osmanlıca'da ise "RİZE" ufak kırıntı döküntü anlamındadır Ayrıca Erzincan'ın Sakalar dönemindeki "Eriza" olan adının başındaki "e" sesinin düşmesi ile adaş olarak Rize için de kullanıldığı ifade edilmektedir Rize ili ve çevresinin bilinen ilk hakim ahalisi bitişken dilli ve Asya kökenli kavimlerdir Bunlar Rize ve çevresinde tarım ve hayvancılıkla geçinen yerleşik topluluklarıdır Bu topluluklardan "KULKU-KULKHA"ların adına Erzurum yöresini kendi ülkesinin topraklarına katan URARTU kralı II SARDUR (MÖ 765-735) 'un Çıldır gölünün güneyinde Taşköprü köyünün üstündeki kayalıklara kazdırdığı çivi yazılı kitabede rastlanmıştır MÖ 2000'lerde Kafkas dağları ile Karadeniz'in kuzeyinde yaşayan Kimmerler'in Ülkesi MÖ 720 yıllarında Sakalar tarafından işgal edildi Kimmerler'in Azak denizi ile Kafkaslar arasında yaşayan kolu Sakalar'ın baskısı ile MÖ 714 yıllarında yurtlarını bırakarak Aras ve Çoruh nehri boylarınca yayıldılar Kimmerler'in bu ilk göçleri en eski destani Gürcistan tarihi olan "Kartlis-Çkhovrebe"da kartli (Gürcistan) ve komşularını esarete aldıkları ilk seferi diye anılmaktadır Daha sonraları Kızılırmak ve Adana Bölgesine kadar hakim olan Kimmerler'den Trabzon-Bayburt arasındaki Kemer dağı Rize Çayeli İlçesi çıkışındaki Kemer köyü Kızılırmak boyundaki Gemerek ileKars'ın doğusunda yer alan Ümrü gibi coğrafya adları günümüze kadar gelmiştir Aşağı Tuna ve Karpatlara kadar Doğu Avrupa'ya hakim olan Sakalar MÖ 680 yılında kendilerine itaat etmeyen son Kimmerler'i de yenerek Azerbaycan ve Gürcistan'a yayıldılar Saka Kralı MADOVA'nın MÖ 626'da Medler'ce hile ile öldürülmesi üzerine Heredot'un andığı "Asya'da 28 yıl süren Sakaların hakimiyetleri" sona erdi Saka göçleri sırasında Aşağı Çoruh ve Rize-Batum arasına "Kalaç" adlı bir Türk boyu yerleşmiştir Bu boyun yerleştiği bölgeye MS 150 yıllarında yazılan PTOLEMEUS'un coğrafyasında Kalarzen Gürcü kaynaklarda ise Klarc-et (=Klarç yurdu) denmektedir Batom -Rize arasında güneyden Karadeniz'e esen sıcak rüzgarlar hala "Kalaş yeli" olarak anılmaktadır Ayrıca Rize yöresindeki Türkmen/Oğuz topluluğu içinde yer alan Askur Boyunun Rize'nin doğusundaki Askoroz çayı diye bilinen çaya adını vermiş olması gerektir Yine Sakaların Horosan kolunun gelen Arşaklar ve Balkarlar Bayburt çevresi Çoruh vadisi boyunca yerleşmişlerdir Bu yüzden Bayburt ve İspir'in kuzeyindeki sıra dağlara günümüze kadar ve hece kaymasıyla "Balkal" ve buradan güneye doğru esen yağmur getiren rüzgara da "Balkal yeli" denile gelmektedir Rize'de Hemşinlilerin en güzel yaylaları Baykal dağlarındadır MÖ 670 yılında Ege'de yaşayan Milletoslu denizciler Marmara ve Karadeniz kıyılarında Plinius'un tarihine göre 10 kadar empeion (Pazar yeri) adı verilen ticari nitelikle liman şehirleri kurmuşlardır Bu arada Rize'nin de Kolonize edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir Tarihi akış içerisinde MÖ 7 YY sonlarında Kimmer akınlarının Anadolu'yu kargaşaya sürüklemesinden faydalanan Medler'in yöreyi istila girişimleri MÖ 550'de Med krallığını yıkan Pers kralı II Kiros'un aynı şekilde ki istila hareketleri yöredeki savaşçı kavimlerin karşı koymaları nedeni ile Rize çevresinde başarılı olamamışlardır Büyük İskender'in Pers kralı III Darius'u kesin bir yenilgiye uğratması ile eline geçirdiği Anadolu Hakimiyeti MÖ 323 senesine kadar sürmüştür Büyük İskender'in ölümü ile İmparatorluğun devamı niteliğinde olan Pontos Koppodkida Bithynia gibi krallıklar kurulmuştur Ancak Trabzon Rize gibi bir takım serbest şehirler bu krallıklara bağlı olmadan varlıklarını sürdürmüşlerdir Pontos ve Selçuklular Dönemi: İskenderin ölümünden sonra Komutanları ve Satraplar arasında çıkar egemenlik savaşlarında bağımsızlığını ilan eden Mitridates Kitistes Karadeniz kıyısında Sinop dolaylarına doğru genişleyen Pontos krallığını kurdu Pontos kralı Farnakes MÖ 180'de Rize'yi İşgal ederek krallığı topraklarına kattı MÖ 5 Yüzyılda Karadeniz'in kuzeyini gezen Herodot sakaların "Alazon" (+Alazlar) boyundan söz eder MS 23-79 yılları arasında yaşayan Romalı PİLİNUS aynı yörede "Laz'lar" (Laz'oi) adlı bir kavim yaşadığını bildirir 131 yılında Karadeniz kıyılarını gemi ile dolaşan Romalı ARRİANOS Karadeniz'in doğusunda hakim olan Lazlardan bahseder Rize MS 10-395 yılları arasında Roma 395 yılından itibaren de Bizans hakimiyeti altında yer almıştır Sakaların Kars Iğdır kesimine yakın Gökçegöl ile Alagez dağı arasında yaşayan bir boyu olan Amadunuler 626 yılında İranlıların baskısından kurtulmak için Boy Beyleri Hamam'ın öncülüğünde Çoruh ırmağını aşıp Rize'nin Dampur adlı ıssız yerini şenlendirerek ve bu yöreye HAMAM-A ŞEN (Hamamın şenliği) adını vererek yerleşip yurt tuttular Bu yöreye bu gün Hemşin denmektedir 646 yılında yöre Araplar tarafından vergiye bağlanmış olup 737 yılında da kısa bir süre Araplar'ın eline geçmiştir XI Yüzyıldan itibaren Rize'ye Türkmenlerin akınları yoğunlaşır 1071 Malazgirt zaferi ile birlikte Bizans'tan feth edilen bölgelerde Türk emirlikleri kurulurken Erzurum-Saltukluları da Çoruh nehri boyları ile birlikte Rize bölgesini hudutları içine aldılar Alpaslanoğlu Sultan Melikşahın emirlerinden Ebu Yakup ile Emir İsa Böri adındaki Komutanlar 24 Haziran 1080 Posof-Kol zaferi ile Apkaz-Gürcistan krallığını yenerek Giresun'un batısına kadar olan Doğu Karadeniz bölgesinde Bizans'ın Hakimiyetine son verdiler Böylelikle Büyük Selçukluların yükselme devrinde tüm Anadolu ile birlikte Rize de Selçukluların hakimiyetine girmiştir Bu gelişmelerden sonra 100 bin nüfuslu Çepni'ler ile Kürtünler Doğu Karadeniz kıyılarına ve Rize'nin İkizdere kesimine yerleştirildiler 1098 yılında Danışmenlilerin yöreye kısa bir dönem hakimiyetleri söz konusudur Ancak Haçlı seferleri yüzünden canlanan Bizanslar 1098'de Trabzon ve Rize kesimini Emirüssevahil Sülübey'den aldılar Çoruh vadisinde yerleşmiş olan Kıpçak boyundan Kubasar ailesi ve taraftarları 1195 tarihinde doğudan yeni-Kıpçakların gelişinden rahatsız olarak Bizans idaresindeki Rize ve Trabzon bölgesine gelip yerleşmişlerdir İkizdere ve Sürmene'deki 60 aileden çok Kumbasar oymağı bunların torunlarıdır IV Haçlı seferinde Frenklerinİstanbul'u işgali üzerine baskıdan kaçan KOMMENLER soyu 1204 yılında Rize'yi de içine alan TRABZON PONTOS RUM imparatorluğunu kurmuşlardır Osmanlı Dönemi: Trabzon Rumları 1456 yılından itibaren Osmanlı devletine vergi vermeye başlamış 1461 yılında Trabzon'u feth eden Fatih Sultan Mehmet 1470 yılında Ali Paşa ismindeki Komutan tarafından Rize ve çevresi Türk egemenliği altına alınmıştır Böylece Anadolu Türk birliğine katılan Rize bölgesine 1461 yılı ve sonrasında Çoruh Amasya Samsun ve Tokat'tan; 1466 yılında yıkılan Karamanoğlu Beyliği bir daha canlanmasın diye Konya yöresinden; 1501 yılında Şil Şah İsmail'in yıktığı Sünni Akkoyunlulardan Tebriz ve öteki bölgelerden kaçanlardan; 1515 yılında Dulkadırli beyliği kaldırılınca Mara-Elbistan Türkmenleri Trabzon ve Rize yöresine yerleştirildiler Yavuz Selim devrinde Trabzon'un doğusundaki dirliklerden bazıları ünlü Oğuz boyu Çepniler'in elinde idi Fakat Çepnilerin Trabzon'un doğusundaki yerlere ve bilhassa Rize bölgesinde yerleşmeleri sonraki yüzyıllarda olmuştur Gerçekten Çepniler karada ve denizde yiğitçe mücadele vererek oralarda kalabalık topluluklar halinde yurt tutmuşlardır Bilhassa Rize şehri ve bölgesinde Çepniler yoğun bir şekilde yerleşmişlerdir Şimdi Rize şehri ve bölgesinde sadece Türkçe konuşulmasının sebebi bu yoğun Çepni yerleşmesidir Zamanımızda Rize bölgesindeki köylerde Çepni adlı ailelere rastlandığı gibi Çepni bu yörede "yiğit" "gözü pek" "cesur ve çetin" adam manasına geliyor Yavuz Sultan Selim'in sancak beyliği sırasında Annesi Gülbahar Hatun Sultan Rize'ye gelerek kendi adı ile anılan camii yaptırmıştır 19 Yüzyılın başlarından itibaren Rize'de Tuzcuoğullarının isyanı değişik tarihlerde birkaç kez tekrarlanmıştır 1834 yılında bu isyanlara son verilerek Tuzcuoğulları Rumeli de iskan edilmişlerdir Rize 1867 Vilayet Nizamnamesine göre Trabzon Vilayetinin merkez sancağının 6 kazasından biri durumundadır 1877 yılında merkez sancağa bağlı nahiye olmuştur 1877-1878 Osmanlı Rus savaşının ardından Lazistan sancağı kurulunca Rize hem kaza hem de bu sancağın merkezi oldu Birinci Cihan savaşında 9 Mart 1916 tarihinde Rize Rusların işgaline uğramış 2 Mart 1918 de bağımsızlığına kavuşmuştur Cumhuriyet Dönemi: Cumhuriyet dönemine kadar sancak merkezi olan Rize 20 Nisan 1924 tarihinde Vilayet olmuştur 2 Ocak 1936 tarihinde yürürlüğe giren 2885 sayılı Kanunla Erzurum'dan Yusufeli ilçesi Rize'de Pazar ilçesinden sonraki arazi parseli ilçe ve bucaklar alınmak sureti ile bugünkü Artvin ili Çoruh adı ile vilayet haline getirilmiş ve Rize ili de tek ilçesi olan Pazarla kalmıştır Bugün ise Pazar ilçesi ile birlikte 12 ilçesi bulunmaktadırAtatürk'ün Rize'yi ziyareti "Atatürk'ün Sonbahar Seyahatleri" adlı kitapta şöyle anlatılmaktadır Atatürk 17 Eylül 1924'te saat 17 sıralarında Hamidiye Kravüzörü ile Rize'ye gelmiştir Vali kumandanlar ve halk motorlar ve kayıklarla karşılamaya çıktılar büyük ve coşkun halk tabakaları karşılama için her türlü hazırlıkları yapmışlardı Silah sesleri ve coşkun alkışlarla büyük misafir selamlandıÇeşitli heyetler karaya ayak basmış bulunan Reisi Cumhuru büyük bir coşkunlukla karşılamışlardır Her tarafı bayraklarla donatılmış olan Rize bir bayram yeri haline döndü Reisicumhur hazretleri hükümet konağına ve bunu takiben belediyeye halk fıkrası ve kumandanlığa teşrif etti Görüşmek için gelen heyetler de kurbanlar keserek kendilerine büyük sevgi gösterilerinde bulunmuşlardır Geceleyin fener alayları düzenlenerek bu sevinç devam ettirilmiştir Reisicumhur ayrıca bir hoca heyetini de kabul etmiştir Bu heyet sunmuş oldukları dilekçede kapatılmış bulunan medreselerin açılmasını arz etmişlerdirGazi Paşa Hazretleri memleket ve millet için nelerin tehlikeli olacağını ihtar ederek bu heyete özet olarak aşağıdaki sözleri söylemiştir: "Mektep istemiyorsunuz halbuki millet onu istiyor bırakınız artık bu zavallı millet bu evladı memleket yetişsin medreseler açılmayacaktır millete mektep lazımdır" Gazinin bu açıklamaları "Bravo" sesleri ile alkışlanmıştır 17 Eylül 1924 tarihinde Atatürk'ün Rize'ye teşrif ettiklerinde misafir kaldığı ev bu gün Atatürk Müzesi olarak halkın ziyaretine açıktır Rize'de nüfusun dağılışını belirleyen temel faktör yer şekilleridir Yerleşmeye elverişli düz alanların az bulunması, yerleşme merkezlerinin sahil şeridinden ve akarsu vadilerinde kurulmasını zorunlu kılmıştır Nitekim merkez ilçe de dahil olmak üzere 12 ilçenin 6 tanesi sahil şeridinde, diğer ilçelerin tamamı ve köylerin önemli bir kısmı da akarsuların taraça düzlüklerinde kurulmuştur Ayrıca içerilere doğru engebenin çok artması iç bölgenin tenha olmasına yol açmıştır Bunun sonucu olarak ortalama 86 olan nüfus yoğunluğu sahil şeridinde 100'ü geçmektedir Bir başka deyişle Rize'nin sahil şeridi Türkiye'nin en yoğun nüfuslu yerleri arasında olduğu gibi ortalama nüfus yoğunluğu bile Türkiye ortalamasının (69) çok üzerindedir Yüzölçümü: 3920 km² Denize Uzaklığı: 0 Nüfus:365938 (2000) Rakım (Deniz Seviyesinden yüksekliği): 6 mt İl Trafik No: 53 Telefon Kodu: +90 464 İlçeler: Rize (merkez), Ardeşen, Çamlıhemşin, Çayeli, Derepazarı, Fındıklı, Güneysu, Hemşin, İkizdere, İyidere, Kalkandere, Pazar Turistik yerler: Andon ve Çamlık orman içi dinlenme yerleri , Ayder , Cimil , Çat , Başhemşin , Ovit ve Palovit yaylaları , Ayder kaplıcası , Andon ve Şimşirli içmeleri , Rize , Çayeli ve Pazar (kızkulesi ) kaleleri , Kale- i Bala , İslam Paşa , Gülbahar ve Cafer Paşa camileri Komşuları: Bayburt, Erzurum, Artvin, Trabzon İl Kültür Müdürlüğü Tel: (464) 213 04 26 - 213 04 28 Faks: (464) 213 04 28 Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğü Özel İdare Tesisleri Müftü Mah/RİZE Tel: (0 464) 213 06 34 Faks: (0 464) 213 04 28 Ha Bu Ander Sevdaluk |
Rize'yi Herşeyi İle Tanıyalım |
08-04-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Rize'yi Herşeyi İle TanıyalımRize’de yerleşim bütün Karadeniz’de olduğu gibi dağınıktır Maksat; arazide gidiş geliş zor olduğundan, mümkün olduğunca mesafeyi azaltmak yani araziye yakın olmaktır Bu nedenle evler arazinin üstüne kurulmuştur Rize dik yamaçlı vadileri,doruklara ulaşılabilir dağları, buzul gölleri,zümrüt yeşili yaylaları,tarihi kemer köprüleri ve kaleleri,çoşkun akan dereleri ile çok özel bir turizm beldesidir kano, deltaplan, dağ,kayak,terkking gibi bir dizi hobi turizm etkinliğine uygun doğaya güvenilir ve içtenlikli bir ortama sahiptir Doğuda Artvin, Güneyde Erzurum ve Bayburt, Batıda Trabzon ve Kuzeyde Karadeniz ile sınırlı olan rize çok engebeli olan bir arazi yapısına sahiptirdeniz kenarlarındaki dar vadi ağızları hemen hemen hiç yoktur Yüksek rakımlı tepeler arasındaki en yüksek nokta olan Kaçkar (3932 m) yaz kış kar tutarKaçkar dağının doğal yapısı bir çok kış sporu yanında trekking ve dağcılık için de topografyaya sahiptir Dağ kayağı için Kaçkarlar doğal bir pist görünümündedir Rize ili toprakları Kuzey Anadolu kıyı dağlarının yüksek kesimlerinden doğarak Karadeniz'e dökülen irili ufaklı bir çok akarsu ile bölünürEn önemlileri Fındıklı deresi, Büyükdere,Pazar Deresi,Karadere,İyidere ve Fırtına Deresi'dirBu dereler çeşitli yerlerde,şelalerle süslenir, Alabalık cinsinin en iyileri bu derelerde yetişirRize'deki göller,dağların yüksek kesimlerinde buzulların aşındırması neticesinde oluşmuş buzul göllerdirbu göller Çamlıhemşin ve İkizdere'nin sahip olduğu doğa harikalarıdır Ev yapımında taş ve ağaç kullanılmaktadır Aile imkanlarına göre değişmekle birlikte genelde evler iki katlıdır Alt kat taş üstü ahşap ve yerli kiremitle örtülüdür Burada nemden kurtulmak için en iyi malzemeye yapı türü seçilmiş durumdadır Zemin taşla örüldükten sonra üst kısım “dolma taş” da denen bir teknikle ağaç ve taş birlikte kullanılarak örülür Dıştan sıvasız olmakla birlikte içten sıvalı ve tahta kaplıdır Kullanılan ağaç bu bölgeye en dayanıklı olan kestane ağacıdır Zemin kat depo veya ahır olarak kullanılabilir Üst kat ilk giriş ocağın bulunduğu mutfaktır Yiyecekler burada bulunan ocakta hazırlanır, zemin topraktır Buradan diğer odalara açılan salona geçilir Yatak veya misafir odalarına dışarıdan bir başka giriş daha vardır Kimi konaklarda tekrar bir üst kat ve yatak odaları vardır Oda içleri çok güzel düzenleme ve süslemeyle göz alıcıdır Serender (Nayla) Nayla yada serender denilen ve mısır ambarı olarak kullanılan küçük yapılar eski evlerin vazgeçilmez komşularıydılar Her evin yanında görülen küçük, zarif, ahşap yapılar, eski mimarinin en güzel mümessilleri ve ağaç oyma bölümleri ile, en güzel ağaç oyma eserleri idiler Serenderlerin mimari güzelliklerini ve zarafetlerini bir tarafa bırakarak işlevlerine bakalım Esas maksat, o dönemin ekmek hammaddesi olan mısırı kurutmak ve saklamaktı Mısırdan başka ceviz ,fındık, hurma ve fasulye de naylalarda kurutulurdu Bunların çürümeden kuruyabilmesi için naylalar karşıdan karşıya rüzgâr geçecek şekilde yapılmışlardır Ahşaptan kafes biçiminde delikli olarak yapılan naylanın bir veya iki çeperi içeriye devamlı hava girmesine sebep olur ve kurutma işlemini yerine getirirDört direk üzerine kurulan naylanın altı tamamen boştur Dört adet direk üzerinde birer yuvarlak ağaç tekerlek bulunur ve onların üzerine de nayla yerleştirilmiştir Bu ağaç tekerleklerin sebebi naylaya fare ve diğer zararlıların çıkmasını engellemek içindir Yine aynı sebeple sabit bir merdivenleri de yoktur Naylaya çıkılacağı zaman portatif merdiven getirilerek, naylanın merdiven dayamak için özel olarak bırakılan çıkıntısına dayandırılır ve öylece yukarıya çıkılır Okul Öncesi Eğitim Okul öncesi eğitim, kreşlerle başlatılabilir İlimizde Milli Eğitim Müdürlüğü yönetiminde kreş bulunmamaktadır Fakat biri Devlet Hastanesine,biri PTT’ye ve biri de Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğüne bağlı olarak hizmet veren toplam 3 adet kreş faaliyettedir İlköğretim 1997-1998 eğitim-öğretim yılına kadar ilköğretim iki kademeden oluşmakta idi İlköğretimin birinci kademesi ilkokul adı altında örgütlenmişti 5 yıllık olan bu süre zorunlu idi 5 yılı bitirenlere ilkokul diploması veriliyordu İlköğretimin 3 yıllık olan ikinci kademesi zorunlu değildi Bunlara ortaokul öğrencileri deniyor ve bu okulları bitirenlere ortaokul diploması veriliyordu Özel Eğitim: İşitme Engelliler Okulu 1981-1982 öğretim yılında açılan Çaykent İşitme Engelliler Okulu, yatılı olup çevre illerin çocuklarına da hizmet vermektedir Bu okula 1987-1988 öğretim yılında orta sanat bölümü ilave edilmiştir Zihinsel Özürlü Çocukların Eğitimi Önemli bir ihtiyacı karşılayan eğitilebilir çocuklar özel eğitim sınıfı ilimizde ilk defa 1992-1993 eğitim ve öğretim yılında açılmıştır 1992-1993 öğretim yılında açılan öğretilebilir çocuklar okulu , 22’si erkek, 27’si kız olmak üzere 49 öğrenci ile öğretimine devam etmektedir Rize’de Okur-Yazarlık Durumu 1927’de okur-yazarlık oranı %11 iken bu oran 1997’de %85’e ulaşmıştır Rize genelinde erkeklerin %95’i kadınların %70’i okuma yazma bilmektedir Okur yazarlık oranı yaş grubuna göre ele alındığında durum daha farklıdır 14-44 yaş grubundaki erkeklerin %98’i kadınların %86’sı okuma yazma öğrenmişken, 44 yaşın üzerindeki nüfusa erkeklerin %12’si ve kadınların %60’ı okuma yazma bilmemektedir Halk Eğitimi Halk eğitim merkezi müdürlükleri, gerek köylerde gerekse kasaba ve şehirlerde her zaman ve her yerde, yaş cinsiyet ve eğitim farkı gözetmeksizin bütün vatandaşlarımıza hitap eder tarzda eğitim hizmeti vermektedir Halk eğitim faaliyetlerine katılanların amaçları çok ve değişik olabilir Rize Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 3837 sayılı kanunla kurulan Rize İlahiyat Fakültesi, 1993-1994 Eğitim-Öğretim yılında 32 öğrenci ve 3 öğretim elemanı ile eğitim-öğretime başlamıştır 1997-1998 Eğitim-Öğretim yılında 9 kişiyle ilk mezunlarını vermiştir Rize Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Fakülte, 3837 sayılı kanunla kurulmuş ve 1993 yılında hizmete açılmıştır İlk öğrencilerini 1994-1995 eğitim öğretim yılında alarak faaliyete geçmiştir Rize Merkez Çarşı Mahallesi Hacı Eşref Caddesi’nde eski Sağlık Meslek Lisesi binasında faaliyetini halen sürdürmektedir Rize Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Fakülte, 3 Eylül 1997 gün ve 23099 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan 1/9/1997 tarih ve 9892 sayılı Bakanlar kurulu Kararı ile kurulmuş olup, Rize Merkez Engindere Mahallesi’nde hizmete açılmıştır Rize Üniversitesi Eğitim Fakültesi Karadeniz Teknik Üniversitesine bağlı olarak 2809 sayılı Kanunun Ek-30 Maddesine göre Bakanlar Kurulu Kararı ile 1/9/1997 tarihinde Fakültenin kurulması kararlaştırılmıştır Fakültenin bölümleri; İlöğretim Bölümü, Eğitim ve Bilimleri bölümleri, Bilgisayar ve Eğitim Teknoloji Bölümü Rize Meslek Yüksekokulu Eğitim Bölümleri Teknik Programlar Bölümü, İnşaat Programı, Makine Resim Konstr Programı, Çay eks Programı, Elektrik Programı, İklim Soğutma Programı, İktisadi İdari Programlar Bölümü, Muhasebe Programı, İşletme Programı Rize Üniversitesi Fındıklı Meslek Yüksekokulu Yükseköğretim Genel Kurulunun 23/1/1996 gün ve 9616 sayılı kararı ile kurulun KTÜ Fındıklı Meslek Yüksekokulu, 1998-1999 Fındıklı Meslek Yüksekokulu, 1998-1999 öğretim yılında Eğitim-Öğretime başladı |
Rize'yi Herşeyi İle Tanıyalım |
08-04-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Rize'yi Herşeyi İle TanıyalımErkek Kıyafetleri Kıyafetler eskiden yünden dokunmaktaydı ama son zamanlarda satın alına kumaştan dikilmiştir Ceket ve zıpka denilen üstü bol, dizinden aşağısı dar pantolon giyilir Gömlek üzerine yelekte giyilebilir Ayağa çapula veye çarıkta giyilebilir Kudi ve kukula denilen başlıkları vardır Bu başlıklarda uzunca bir bağ da olabilir Kemerinde süslü fişekliği, barut kabı, tütün ve para kesesi ile silahlığında karakulak (yatağın) bıçağı bulunur Omuzunda tüfeği asılıdır Kadın Kıyafetleri Yöre kadını örtünmenin yanında giydiği önlük, kuşak, peştamal ile bölgesel şartlarda rahat çalışabilecek en uygun kıyafeti bulmuştur Arkadan saran kalın kuşak, gün boyu ıslak zeminde çalıştığından onu oturduğu yerin zararından korumakta, uzun çorapları ıslandığında her gün değişimi kolaylaştırmakta, önlükleri peştemali ise günlük işlerden kıyafetlerden kirlenmesini, yıpranmasını önlemektedir Çember : Kenarları işlemeli, sade, renkli veya motifli başörtü Yaşmak : Kenarları işlemeli ve renkli başörtü Genellikle çember üzerine takılarak kullanılır Yazma : Yaşmağın büyüğüne denir Atkı : Genellikle kadınların kullandığı büyük başörtü Peştemal : Daha çok evli ve yaşlı bayanların kullanıldığı, bel örtüsü olarak da kullanılan ince çubuklu desenli başörtü Makaslı Peştemal : Püsküllü ve delikli peştemal Daha çok genç kızlar ve genç kadınlar kullanır Kara Peştemal : Genellikle yaşlıların kullandığı, kenarları kırmızı kara peştemal Çeşan : Başa veya bele takılan, geniş çubuk desenli bir tür peştemal, dolaylık da denir Tepeluk : Gelinlerin giydiği ufak paralarla süslenmiş fes Fistan : Oldukça bol ve uzun dikilen, altlı üstlü bütün giysi Entari : Fistana entaride denir Gozli Çarşaf : Altlı üstlü bele bağlanarak kullanılan beyaz çizgi desenli siyah çarşaf Etekluk : Uzun eteklere denir Üç Etek :Genellikle kadife bezden yapılan altlı üstlü bütün etek Üst ceket kısmına Kutni denirdi Geceluk : Kollu gecelik Yun Çorap : Beş cağla dokunan, uzun veya yarım biçimde çorap Şal Kuşağı : Yünden dokuma, daha çok kadınların ve yaşlı erkeklerin kullandığı kuşak Don : Belden dize kadar çok geniş ve bacak kısımları lastikle tutturulan bir tür kısa şalvar Tor kuşağı : Özel bir iplikten dokunan kemer Patik : Ev içersinde terlik yerine kullanılan kısa yün çorap Kongoş Çarık : İneklerin diz derilerinden hemen herkesin yapabildiği basit çarık Çarık : Hasılsız deriden yapılan basit çarık Hasıllı Çarık : Hasıllı deriden ancak ustaların yapabildiği çarık Kontra : Genellikle zengin kadınların giyebildiği topuksuz ayakkabı Tad :Deriden veya yünden dokunarak yapılan çarık biçimli, bağcıklı çocuk ayakkabısı Mes : Yaşlıların çorap üzerine giydikleri, ayakkabı içine soktukları deriden yapılmış bir tür çorap Cizme :Deriden veya lastikten yapılan boğzlı bir tür ayakkabı Hamal Lastik :Daha çok iş yapılırken kullanılan lastik Lastik : Son dönemlerde giyilen, cizlavit de denilen en yaygın olan lastik ayakkabı Nalım : Takunya da denilen ahşaptan yapılmış kaba terlik Hedik : Ahşap malzemeyle yapılan, ızgara biçimli kar ayakkabısı Bu eşyaları tamamlayan kadın süs eşyaları da önemlidir Hemayil :Üçgen veya dörtgen biçimli gümüş zincirli kap Beşli : Kurdeleyle bağlanarak yakaya takılan altın süs eşyası Kupli : Kurdeleyle boğaza takılan bir reşat altın değerindeki altın süslü Yuzuk : Yüzük Kupe : Küpe Kaleçi : Daha çok çocukların kullandığı süs eşyası, boncuk Başluk : Başa sarmak için dar ve uzun bir bez parçasından yapılır Kukula da denir Herkesin kendine has bir yöntemle bağlar, çoğunlukla her iki yana kulaklıklar bırakılırdı Renk çoğunlukla haki olur ve elbiseye uydurulurdu Fes : Yün iplikle cağla (şişle) dokunup başa takılırdı Taka : Başa takmak için kumaştan yapılan başlık Mendil : El, yüz temizliğinde olduğu gibi cep süsü eşyası ve başlık olarak da kullanılırdı Mendilin iki ucu düğümlenip başa takılacak hale getirilirdi Yağluk : İki ucu düğümlenerek başlık olarak kullanılan bez parçası Abaniye : İpekten , sarımtırak dallı nakışlarla işlenmiş, abani denilen bir bezin fes üzerine sarılmasıyla elde edilen sarık Saruk : Daha çok din adamlarının giydiği beyaz başlık Mintan : Açık olan kısmı boğaza kadar düğmeli yakasız gömlek İç Gömlek : Mintan altına giyilen bugünkü atlet görevini gören giysi Fanila : Atlet, kollu çamaşır Yelek : Bugünkü yeleklere benzeyen, fakat yelekten daha bol olan giysi Çoha :yeleğe benzeyen, vücudu saran geniş ve kollu giysi Zıpka : Alt kısımları, dar üst kısımları geniş altlı üstlü bütün giysi Zıpkanın uçkur denilen kısmı düğmeliydi Bele bir kuşakla bağlanırdı Genelde siyah bezden yapılır ve mintanla giyilirdi İşdoni : Paçalı kilot Kanaviça Pantul : Şalvar biçimli, bele bir kuşakla bağlanan iri keten dokuma bezden yapılan pantolon Genellikle çocukların giydiği bu pantolonu büyükler de giyerdi Daha çok bir iş pantolonu kabul edilirdi Kilot Pantul : Paçaları dize kadar dar, üst kısmı sağdan ve soldan bele kadar geniş olan pantolon Dar olan kısım düğmelerle açılır ve kapatılırdı Bele bir kemerle bağlanırdı Golf Pantul : Paçası dize kadar dar, üst kısmı bol olan pantolon Dize kadar dar olan kısım düğümlenirdi 1940'lı yıllarda moda olan bir giysiydi Yun Çorap : Beş cağla dokunan, uzun veya yarım biçimde çorap Şal Kuşağı : Yünden dokuma, daha çok kadınların ve yaşlı erkeklerin kullandığı kuşak Kongoş Çarık : İneklerin diz derilerinden hemen herkesin yapabildiği basit çarık Çarık : Hasılsız deriden yapılan basit çarık Hasıllı Çarık : Hasıllı deriden ancak ustaların yapabildiği çarık Çapula : Hasıllı deriden yapılan kaliteli, çarık üstü bir ayakkabı Çapula özel ustalarınyapabildiği ve zenginlerin giyebildiği bir ayakkabı çeşidiydi Yemeni : Hasıllanmış siyah deriden altları kösele olarak yapılan, ancak zengin ve ağaların giyebildiğibir ayakkabı türü Tad : Deriden veya yünden dokunarak yapılan çarık biçimli, bağcıklı çocuk ayakkabısı Mes : Yaşlıların çorap üzerine giydikleri, ayakkabı içine soktukları deriden yapılmış bir tür çorap Cizme : Deriden veya lastikten yapılan boğzlı bir tür ayakkabı Hamal Lastik : Daha çok iş yapılırken kullanılan lastik Nalım : Takunya da denilen ahşaptan yapılmış kaba terlik Hedik : Ahşap malzemeyle yapılan, ızgara biçimli kar ayakkabısı Bu erkek kiyafetlerini tamamlayan süsü eşyaları da önemlidir Hemayil : Üçgen veya dörtgen biçimli gümüş zincirli kap Köstek : Genellikle yelek üzerine asılan üç sıra gümüş saat zinciri Picak :Daha çok morunmak için kın içersinde saklanan kesici alet Genellikle iki tane taşınırdı Birinin ucu sivri, diğerinin ise yuvarlak olurdu Tapanca : Daha çok korunmak için taşınırdı |
Rize'yi Herşeyi İle Tanıyalım |
08-04-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Rize'yi Herşeyi İle TanıyalımRize ili denize paralel uzanan dağlar ile çevrilidir Yüksek dağ eteklerinden doğan sular, birbirine paralel derin vadiler oluşturarak denize akarlar Merkez ilçenin dışında diğer ilçelerimiz ; (Derepazarı) Derepazarı: Rize'nin 9 Km batısında bulunan Derepazari 1949 yılında nahiye, 1990 yılında ilçe olmuştur Derepazari'nda 1954 yılından beri Belediye Teşkilatı bulunmaktadır İlçenin 7 mahallesi ve 11 köyü vardır Şehir nüfusu 4240, toplam nüfusu ise 10381'dir Yeni ilçe olan Derepazari yeşil alanları sahilde kurulacak turistik tesisleri ve balık lokantaları ile geleceğe hazırlanmaktadır (İyidere) İyidere İyidere ilçemiz Rize'nin 15 Km batısında sahil kesiminde yer almaktadır 1953 yılında nahiye, 1991 yılında ise ilçe olmuştur 8 mahallesi, 7 köyü bulunmaktadır şehir nüfusu 5791, toplam nüfusu 11445'dir Iyidere'de 1957 yılından itibaren belediye teşkilatı bulunmaktadır İlçe görülen yapılaşmanın, batıya doğru ismini aldığı dereye kadar uzaması ile yeni bir yerleşim sahası oluşmaktadır Iyidere'yi Ikizdere'ye bağlayan yol üzerinde bir çok fabrika kurulmuş bulunmaktadır Burada kurulan fabrikalar Iyidere havzasını Rize'nin sanayi bölgesi haline getirmektedir Söz konusu sanayi, yörenin ekonomisine önemli katkıda bulunmaktadır (İkizdere) İkizdere: İkizlere ilçe merkezi yüksekliği 2000 metreyi bulan sarp ve yüksek Rize dağlarının birleştiği derin bir vadide kurulmuştur Doğuda Çağrankaya dağları, batıda Rüzgarlı köyü ve Manle dağları bulunmaktadır Karşılıklı biri birine bakan bu iki dağın vadisinde , Çamlık deresi ile Cimil deresinin birleştiği yerde kurulan ilçemiz, iki dere anlamında kullanılan İKİZDERE adını almıştır İlçemiz, 898 km2 yüzölçümü ile ilimizin en geniş ilçesidir Trabzon, İspir, Çamlıhemşin, Rize, Bayburt,Kalkandere ve Çayeli ile komşu olan ilçemiz Doğu Karadeniz Bölgesinde yaylaları ile tanınmış bir ilçedir 1878'de Rize'nin sancak merkezi olması ile birlikte nahiye olmuştur Ikizdere 1952 tarihinde ilçe oldu Merkezde ve Güneyce Kasabasında olmak üzere iki belediye mevcuttur Merkeze 7, Güneyce Belediyesine ise 5 mahalle bağlıdır İlçemizin toplam 28 köyü bulunmaktadır şehir nüfusu 3643, toplam nüfusu ise 15295'tir Sahilden 36 Km iç kesimde yer alan ilçemiz, il merkezine 54 Km uzaklıktadır Rize-Erzurum karayolu üzerinde dik yamaçlar ve doğal güzellikler arasında yer almaktadır Köylerden şehire doğru bir göç olayı görülmektedir Dünyaca ünlü anzer balı, hidroelektrik santrali, çamlik mesiresi, çağrankaya, Ovitve Anzer yaylaları önemli turizm potansiyeli ile degerlendirilmeye hazırdır İkizdere İlçesi’ndeki Tarihi Eserler: Çamlık Köyü Merkez Camii, Şimşirli Köyü Camii, Güneyce Hacı Şeyh Camii, Güneyce Köprüsü (Çayeli-Yenihisar Köyü) Çayeli: Rize'nin 19 Km doğusunda yer alan Çayeli ilçemizin merkezinde 17 mahallesi, merkez dışında biri köy biri bucak belediyesi olmak üzere ayrıca iki belediyesi ve 47 köy bulunmaktadır şehir nüfusu 25990, toplam nüfusu ise 56203'dir Çayeli 1878'de nahiye, 1944'de çaybasi adıyla ilçe oldu Sonradan adi çayeli olarak değiştirildi İlçe merkezinde 1921 yılından beri Belediye teşkilatı bulunmaktadır Çayeli önlerindeki denizden petrol sızdığı çok eskiden bilinmektedir İlçedeki ulaşımın daha iyi bir hale getirilmesi ile halkın mesire yerlerinden faydalanması kolaylaşacaktır 473 Km2alana sahip ilçemizin %38’i ormanlık, %156’sı çaylık,%11’i çalılık,%10’u mera ve %32’si kullanılmayan alandır Yıllık sıcaklık ortalaması 1059 °C’ye kadar olup en düşük sıcaklık 0, en yüksek sıcaklık 35 derece kadardır Ortalama nem %70-80, yılda güneşli gün sayısı 177, yağmurlu gün sayısı 77 ve bulutlu gün sayısı 101’dır Son 25 yıllık verilere göre yıllık yağış ortalaması 156103 mm’dir Yağışlar düzenli olarak bütün aylara dağılmıştır Büyükköy belediyesi Çayeli'nden 11 Km iç kesimde bir bucak merkezinde kurulmuştur Büyükköy'de 1953 tarihinden bu yana Belediye Teşkilatı bulunmaktadır Büyük Köy Belediyesinin 8 mahallesi vardır Nüfusu 4045 tir Madenli Belediyesi Çayeli'ne 7 Km mesafede kaptanpasa'ya giden asfalt üzerinde küçük bir kasabadır 8 mahallesi ve 3500 nüfusu vardır Çayeli Bakir Madenleri ve Bakir İşletme Tesislerinin Belediye hudutları içerisinde bulunması yakın bir gelecekte yöreye ayrı bir canlılık getirecektir Çayeli İlçesi’ndeki Tarihi Eserler: Cafer Paşa Camii, Ormancık Camii (Fındıklı-Çağlayan Köyü) Fındıklı: Fındıklı ilçemiz, Rize'nin 63 km dogusunda bulunmaktadir 8 mahallesi ve 20 köyü vardir 1947 yilinda ilçe olmustur Modern hizmet binasi ile birlikte idari hizmet binalari tamamlanmistir 1948 yilinda Belediye yönetimine kavusan Findiklinin sehir nüfusu 7022, toplam nüfusu 16129'dur önceleri Artvin Ili'ne bagli olan ilçe 1953 yilinda Rize'ye baglanmistir Kemer köprüleri ve sivil mimarinin tarihi örnekleri Findikli ilçemizin hatirlattigi güzellikleridir Ilçemizde adindan da anlasilacagi üzere findik üretimi yaygindir Findikli ilçesi gelismesini adeta turizme baglamis gibidir Ilçe merkezinde turistik belgeli bir konaklama tesisi bulunmaktadir Tatli su balikçiligi istikbal vadeden ugraslar arasindadir Fındıklı ilçesindeki tarihi eserler :Fındıklı Merkez Camii, Çağlayan Köprüsü, Çağlayan Mustafa Hocaoğlu Evi, Hurşit Bey Evi, Meyveli Köyü Camii (Pazar) Pazar: Pazar, Trabzon'un fethinden sonra yapilan idari bölünmede, Rize ile birlikte nahiye merkezi idi 1864 yilinda ilçe oldu Rize 1924 yilinda il oldugu zaman yalnizca Pazar Ilçesi vardi Ilçeye bagli 9 mahalle ve 45 köy bulunmaktadir sehir nüfusu 11068, toplam nüfusu ise 37241'dir 1928 yilinda belediye kurulmustur Pazar ilçesi, çok eski bir yerlesim merkezi olmasina ragmen; tarihi ile paralel bir gelisme göstermemiştir Dar bir alana sikismis olan Pazar Ilçesi, bazi sosyal tesisleri ile Hemsin yönünde genislemektedir Bazi özel çay fabrikalari, balik unu fabrikasi ilçenin dogusunda yer alan Hamidiye yöresinde bulunmaktadir çiha Kalesi, Pazar merkezine 6 Km mesafede Yücehisar Köyünü yüksek bir tepesinde bulunmaktadir Bir mesire yeri olarak düzenlenmesi, yöre ekonomisine katki saglayacaktir Sahilde bulunan Sivrikale'den pek iz kalmamistir Bir deniz feneri olarak yapildigi sanilan Pazar Kiz Kulesi, kismen varligini sürdürmektedir Pazar ve Ardesen, Firtina Deresinin yataginda birlesmektedir Pazar İlçesi’ndeki Tarihi Eserleri : Kızkalesi, Ciharkale, Yücehisar Camii (Kalkandere) Kalkandere: Bu ilçemiz, Rize'ye 28 Km mesafede olup, ilin iç-bati kesiminde yer almaktadir 1886 yilinda nahiye, 1957 yilinda ise ilçe olan Kalkandere ayni yil belediye yönetimine kavusmustur Ilçenin 20 köyü ve merkeze bagli 13 mahallesi bulunmaktadir sehir nüfusu 8263, toplam nüfusu ise 21978'dir Kalkandere İlçesi’ndeki Tarihi Eserler: Zivane Köprüsü Camii (Çamlıhemşin) Çamlıhemşin: Çamlihemşin Ilçemiz sahile 21 Km, Rize Il merkezine 65 Km uzaklikta bulunmaktadir 1953'te çamlica adi ile nahiyeye,1960'da çamlihemşin adi ile ilçe oldu Ilk Belediye teşkilati 1957 yilinda kuruldu 6 mahallesi 25 köyü mevcuttur sehir nüfusu 2829, toplam nüfus 10566'dir Sivil mimari yönünden ilimizin en önemli yerleşim yeridir Rize'nin isim yapmış kaleleri olan ZIL KALE ile KALE-I BALA çamlihemşin hudutları içerisindedir çamlihemşin doğal güzellikleri yönünden Türkiye'mizin en önemli ilçesidir Bu ilçemiz termal turizm, doğa yürüyüşü (Trekking), dağ sporları, kış turizmi, bitki örtüsü ve yaban hayati gibi özelliklere sahip olmasi nedeni ile turizm yönünden büyük bir gelecek vaat etmektedir Çamlıhemşin İlçesi’ndeki Tarihi Eserler: Zil Kalesi, Kale-i Bala (Yukarı Kale), Şenköy Camii, Aşağı Şenyuva Köprüsü, Köprüköy Köprüsü (Güneysu) Güneysu: Güneysu Ilçemiz, Rize Merkezine 14 km uzaklikta iç kesimde yer almaktadir 1942 yilinda Nahiye, 1987 yilinda Ilçe olmustur Bu ilçemizde 1969 yilindan bu yana belediye yönetimi bulunmaktadir üç mahallesi, 20 köyü bulunan Ilçenin sehir nüfusu 3187, toplam nüfusu ise 19558'dir Akarsulari balik çiftligi yapimina elverislidir Ilçe merkezine 15 km mesafedeki Gürgen ve Handüzü Yaylalari belli basli mesire Güneysu İlçesi’ndeki Tarihi Eserler: Kıbledağ Camii, Kiremit Köyü Aşağı Mahalle Camii (Ardeşen) Ardeşen: Ardesen Rize'nin 47 Km dogusunda yer alan bir ilçesidir 14 mahallesi, 25 köyü vardir sehir nüfusu 17340, toplam nüfusu 39761'dir 1953 yilinda kurulan Ardesen Ilçe Merkezi ayni yil Belediye Teskilatina kavuşmustur Firtina Deresinin denize döküldügü yerde olusturdugu genis ve düz bir arazi üzerinde yerlesmistir Kereste Fabrikasi (ÖRÜS), Silah Fabrikasi (ASILSAN) Ardesen'de bulunmaktadir Sanayi Sitesi yapilmakta olan 3 Ilçemizdir Ardesen Silah Sanayisinin Rize ve ülke ekonomisinde önemli bir ağirliği olacağı muhakkaktır Ardeşen İlçesindeki Tarihi Eserler: Ekşioğlu Camii, Seslikaya Köyü Camii, Seslikaya Dede Türbesi,Tunca Köyü Camii,Yukarı Durak Camii, Işıklı Camii Hemşin: Daha önce Pazar ilçesine bağlı bir nahiye olan Hemşin 1990 yılında ilçe olmuştur Bu ilçemizdekiilk belediye teşkilatı 1956 yılında kurulmuştur Şehir nüfusu 2766 toplam nüfus 3770’dir 18 km’lik asfalt yolla sahile bağlanmaktadır İlçe yüksek ve dik yamaçlar arasında dar bir vadiye yerleşmiştir Arazinin dik çay tarımına elverişliolmaması halkı diğer illere göçe zorlamıştır Doğal güzellikleri yönü ile turizm açısından gelecek vaat eden bir ilçemizdir |
Rize'yi Herşeyi İle Tanıyalım |
08-04-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Rize'yi Herşeyi İle TanıyalımRize'ye Türkiye'nin her tarafından karayolu bağlantısı mevcuttur Doğu Karadeniz sahil şeridi üzerinde yer alan Rize, batıda 76 km ile Trabzon'a Güneyde İkizdere ilçesi üzerinden 251 km ile Erzurum'a, doğuda ise 159 km ile Artvin'e ve 109 km ile de Sarp Sınır Kapısına kara yolu ile bağlantılıdır Yıl boyu ülkenin her tarafına kolayca ulaşım olanağı mevcuttur Bütün ilçe yolları asfalt olup, yılın her mevsiminde bu kara yolları ulaşıma açıktır Hava yolu ile ulaşım ise Trabzon Havalimanı kullanılarak yapılmaktadır Rize'de Devlet yolu 174 kmdir Bunun 171 kmsi asfalt, 3 kmsi ise stabilizedir İl yolu 126 km olup, bunun 114 kmsi asfalt, 12 kmsi stabilizedir İldeki köy yollarının toplam ağı 6057 km olup, yolu olmayan köy yoktur Son yıllarda sarp sınır kapısının açılması sonucu Rize'de sınır ticaretinin gelişmesi ile nüfusta büyük bir hareketlilik gözlenmektedir Bunun neticesinde ülkenin dört bir yanından ithalat-ihracat ve diğer ticari işler için Rize'ye gelip giden yolcu sayısının bir hayli artmıştır Hava limanı ve demir yolu olmadığından taşımacılıkta ağırlık karayollarındadır Yaz aylarında İstanbul-Samsun-Trabzon bağlantılı feribot seferleri Rize'ye kadar uzanmaktadır Bağımsız Devletler Topluluğundan gelen turistler için Rize-Batum, Rize-Tiflis arası otobüs seferleri yapılmaktadır Doğu Karadeniz limanları içerisinde gelişmeye en müsait topoğrafik konumda olan liman, Rize Limanıdır Liman konumu itibari ile karayolu hatlarına bağlı olup; Rize-Trabzon, Rize-Hopa ve Rusya, Rize-İkizdere-Erzurum üzerinden Iran bağlantısı ile Karadeniz Bölgesinin en kestirme transit yolu merkezidir Uçakla ulaşım : Rize'ye İstanbul veya Ankara bağlantılı olarak Trabzon'a, Trabzon'dan da, 70 Kmlik karayolu mesafesi ile Rize'ye ulaşılır Rize'ye uçuş yapan Uçak Şirketlerinin Bilgileri: THY: 444 0 849; wwwthycomtr PEGASUS: 444 0 737; wwwflypgscom OUR AİR: ++ 90 212 662 97 97; wwwonuraircomtr ATLAS HAVA YOLLARI: 444 3 387; wwwatlasjetcomtr FLY AİR: 444 4 359; wwwflypgscomtr SUNEXPRESS: (0232) 444 0 797 wwwsunexpresscomtr Trenle ulaşım : Ankara veya İstanbul bağlantılı olarak, ancak Samsun'a kadar trenle, oradan da 450 Kmlik karayolu ile Rize'ye ulaşılır Karayolu ile ulaşım: Türkiye'nin her yerinden karayolu ile Rize'ye ulaşılabilir Bazı İllerin, Rize'ye olan karayolu mesafeleri: RİZE - İSTANBUL :1158 Km RİZE - ANKARA : 840 Km RİZE - TRABZON : 75 Km RİZE - ORDU : 256 Km RİZE - GİRESUN : 212 Km RİZE - ARTVİN : 159 Km RİZE - ANTALYA :1312 Km RİZE - EDİRNE :1387 Km RİZE - DİYARBAKIR : 701Km Rize'ye Seyahat Eden Otobüs Firmalarının Bilgileri: ULUSOY TURİZM :0 464 444 1 888; wwwulusoycomtr METRO TURİZM :0 464 444 3 455; wwwmetroturizmcomtr SAHİL SEYAHAT :0 212 658 18 93; 0216 334 03 61;wwwsahilseyahatcomtr RİZE SES SEYAHAT:0 212 658 09 40; 0216 391 61 20 SAHİL YILDIZI :0 212 658 11 34; 0216 553 36 35 Rize Ayrıntılı Harıta için tıklayınRize Uydu Görüntü |
Rize'yi Herşeyi İle Tanıyalım |
08-04-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Rize'yi Herşeyi İle TanıyalımRize'deki yaylalar Kaçkar sıradağları eteklerinde ve Çamlıhemşin, Hemşin ve İkizdere ilçelerinin sınırları içerisinde yoğunlaşmaktadır Rize'deki yaylalardan bazıları şunlardır:
(Ayder Yaylası) Ayder Yaylası Rize'nin Çamlıhemşin ilçesinin 19 km güney-doğusundadır Yaylaya yaz kış dolmuşlarla gidilebilir 350 m yükseklikteki Ayder yaylası Karadeniz yaylalarının en bilinenidir Her türlü alt yapı hizmeti tamamlanmış olan yayla kasaba görünümündedir Zengin flora ve faunasının yanı sıra kaplıcası ile ünlenmiştir50 C derce sıcaklıkta kaplıca suyu; romatizma, kadın hastalıkları ve mide rahatsızlıklarına şifa olmaktadır Kaçkar dağlarına tırmanış güzergahında bulunan yayla çevresinde, çengel boynuzlu dağ keçisi, vaşak, ayı, kurt gibi yaban hayvanları yaşadığı ortamda izlenebilir Her yıl Ayder şenlikleri düzenlenmektedir Konaklama için pek çok otel ve pansiyon ve Lokanta bulunmaktadır Yıl boyunca her türlü ihtiyaç, yayladan karşılanabilir (Verçenik Yaylası) Verçenik Yaylası (Orta yayla) Rakım:2600 m Çamlıhemşin'den 60 km dir Araba ve yaya olarak olarak ulaşılabilir Kaçkar'lara Hemşin vadisi üzerinden,Verçenik yaylasından da tırmanmak mümkündürDiğer noktalar;çat yaylası ve Kavron yaylasıdır Konaklama tesisi ve Lokanta yok Kamp alanları fazlasıyla mevcut olup çadırınızla kamp yayapabileceğiniz güvenli bir yayla (Ambarlı Yaylası) Ambarlı Yaylası Rakım: 2500 M Çamlıhemşin 'den Karap yaylası üzeri ve sonrası araba ile devam edilebilir Ev yokKonaklama tesisi ve Lokanta yok (Avusor Yaylası) Avusor Yaylası Rakım:2700 m Çamlıhemşin'e bağlıAraba ve yaya olarak ulaşılabilir Konaklama tesisi ve Lokanta yok (Kito Yaylası) Kito Yaylası Rakım:2400 m Çamlıhemşin'den; Çat üzeri arabayla 2 saat sürmekte Araba ve yaya olarak ulaşılabilir Konaklama tesisi ve Lokanta var (Baş Yayla) Baş Yayla Rakım:2470 m Çamlıhemşin'den 55-60 km dir Araba ve yaya olarak ulaşılabilir Hemşin ,Kale ile Verçenik arasında eski bir köydürYayla değildir Fakat Kale yaylasın da olduğu gibi günümüzde buralar yayla diye anılmaktadır Konaklama tesisi ve Lokanta yok (Siçoğ Yaylası) Siçoğ Yaylası Rakım:2600 m Çamlıhemşin'den 22 km dir Bu yaylaya araba yolu yokturMeydan Köyünden yaya olarak aşılarak 5 saatte gidebilirsiniz (Meydan köyü, Çat yaylasına gelmeden sağ taraftadır) Burada yaylacılık terk edilmiş sayılır Manzarası bir çok yaylada bulamayacağınız yükseklik profiline sahiptir İçme suyu sıkıntısı yaşanmaktadırDaha çok avcıların tercihidir Konaklama tesisi ve Lokanta yok (Kavron Yaylası) Kavron Yaylası Rakım:2700 m Çamlıhemşin ilçesinin 19 km güney-doğusunda yer alan Ayder yaylasından 10 km toprak yolla Aşağı Kavron yaylasına varılır Ayder'den minibüs bulunabilirAşağı Kavron - Yukarı Kavron yaylaları arası üç kilometredir 2300 m rakımlı Yukarı Kavron Yaylası Kaçkar Dağı zirvesine (3937 m) yaklaşık 8 km mesafededir Bu yayla, Kaçkar Dağına tırmanış yapacak dağcıların ilk kamp yeridir Altyapısı bulunmayan yayladaki bakkaldan bazı gıda malzemeleri temin edilebilir Kaçkar Dağına tırmanışta yük taşımak için katır kiralanabilir Konaklama tesisi ve Lokanta yok (Elevit Yaylası) Elevit - Tafteni Yaylası Rakım:1800 m Hemşin vadisi üzeri, Çat'tan sol kol üzerinden devam edilerek 40 km Araba ve yaya olarak ulaşılabilir Palovit, Trovit, Amlakit yaylalarına giden arabalarda burdan geçer Ve aynı zaman da bu yaylalara geçit verir Yaylada yazları yoğun bir yaylacılık var 3 Bakkal, 1 Kahvehane, 2 Lokanta ve 1 Pansiyon mevcut (Palovit Yaylası) Palovit Yaylası Rakım:2600 m Çamlıhemşin'den 70 km dir Araba ile 3 saat Trevit yaylasından aşılarak geçilir Aralrında bir tepe varBu yayla 4 kısımdan oluşmaktadır Her kısma aynı köylüler gitmektedir Çilingir, Ortaköy, Çaneva ve de karşı kısımda meleskur yaylası Aynı zamanda Vadi üzerinde en büyük yayla olma özelliğine sahiptir Palovit, Samistal, Kavron ,Ayder yaylalarına da geçit vermektedir Konaklama tesisi yok 2 Bakkal ve 3 Kahvehane mevcut (Amlakit Yaylası) Amlakit Yaylası Rakım:2100 m Çamlıhemşinden Pokut üzeri yaya gidilirse 40-45 km Eğer, Elevit üzeri, Trovit yaylası aşılarak Palovit yaylasına inilince dere içi aşağı doğru hareket edilirse 80-85 km de varabilirisiniz Hareket noktası pazar ilçesi Araba ve yaya olarak ulaşılabilir Yaya, Pokut üzeri tercih edilmelidir 1 Bakkal, 1 Kahvehane, 1 Pansiyon mevcut (Pokut Yaylası) Pokut Yaylası Pokut, Çamlıhemşin'in üstünde, 2100 metre yükseklikte Hemşin yaylasıdır Palovit ana vadisine bakıyor Geniş çam ormanlarıyla kuşatılmış Pokut, doğa yürüyüşçülerin ve fotoğraf severlerin vaz geçemedikleri bir yerdir Pokut'un evleri yüz-yüzelli yıllık geçmişe sahip Yontma taşlardan ocak kısmı ve onun üzerindeki ahşap yapısı ve çatısınıörten sacları, ile insana güven duygusu veren bu evler 2-3 odası, mutfağı ve maran denilen yiyecek ambarından oluşuyor Özgün mimariye sahip bu evler Pokut'un güzelliğine güzellik katıyorlar Pokut'a komşu olan SAL sadece 15 dk uzaklıkta (Trovit Yaylası) Trovit Yaylası Rakım:2350 m Çamlıhemşin'den 60 km dirGarmik yaylasına ulaşım araba ile burada son bulmaktadır Çat -Elevit üzeri araba ve yaya olarak ulaşılabilir Araba ile 3 saat Yıllar öncesinden misafir konağı yapılmıştı fakat şimdilerde bu faaliyete rastlanmakta 1 Bakkal, 1 Kahvehane ve 1 Pansiyon mevcut Nafkar Yaylası Rakım:2150 m Çamlıhemşin'den 50 km dir Elevit üzeri Palovit,Trovit'e giden arabalar bu yaylada ki evlerin arasından geçer Araba ile 2,5 saatYaya olarak 1,5 gün Nafkar deresini takip ettiğiniz de (2 saat) "Horçon Gölü"ne ulaşabilirsiniz Mutlaka görülmeli Konaklama tesisi ve Lokanta yok Kamp alanı olarak derenin kenarında konaklanması için mükemmeldir (Karunç Yaylası) Karunç Yaylası Rakım:2100 m Çamlıhemşin'den 48 km dir Elevit yaylası ile Trevit yaylası arasında ki Nafkar yaylasının karşısı Elevit üzeri araba ve yaya olarak ulaşılabilir Araba ile 2,5 saat Yaya 1,5 gün Konaklama tesisi ve Lokanta yok Garmik Yaylası Rakım:2600 m Çamlıhemşin'den 70-75 km dir Trovit'ten yukarı dere içi Torvit'e kadar araba ile daha sonra 2,5 saat yürüyerek varabilirisniz Bu yaylaya araba yolu yok Konaklama tesisi ve Lokanta yok Hazindak Yaylası Rakım:1900 m Ayder yaylası üzerinden geçilerek, Kavron yaylası istikametindedirAyrıca buraya, Palovit yaylasından yaya olarakta aşabilrisiniz Araba ve yayaAraba ile Ayder yaylasından Ve Palovi'e kadar da araba ile gidip oradan yaya gitmeniz de mümkündür Konaklama tesisi ve Lokanta yok Karap Yaylası Rakım: 2400 m Kito yaylasından sonra araba ile 30 dakika Araba ve yayaolarak ulaşılabilir Konaklama tesisi ve Lokanta yok Samistal Yaylası Rakım:2450 m Buraya hem Ayder üzerinden ,hem de Palovit yaylasından varabilirsiniz Eğer araba ile gidecekseniz Ayder güzergahını kullanmanız tavsiye edilir Daha kısa zamanda ulaşırsınız İkinci varış rotası ise;Palovit'e kadar araba ile gittikten sonra yaya olarak yaklaşık 2 saat yürüyerekte varmanız mümkünAraba ve yayaAraba ile Ayder'denYaya Palovit üzerindne aşılarak Samistal yaylasının en büyük özelliklerinden biri evlerinin çok eski olması ve de evlerin yapımında kullanılan taşların sal şeklinde ve de büyük kütle halinde olmasıdır Konaklama tesisi ve Lokanta yok Bakkal ve kahvehane mevcut |
|