Karadenizin İncisi | Sinop |
08-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Karadenizin İncisi | SinopSinop Şehri, Anadolu 'nun kuzey yönde uç noktası olan İnce Burun 'a doğu yönde bağlanan Boztepe Burnu berzahında bir kale-şehir olarak kurulmuş ve tarih boyunca doğu yönde gelişmiştir Tarih boyunca kale dışına pek taşmayan şehir bir liman kenti özelliği taşır Berzahın kuzey doğusundaki dış liman fırtınalara açık olduğu ve denizcilik bakımından kullanışlı sayılmadığı halde, Antikçağ 'da daha çok bu limanın kullanıldığı bilinir Zamanla kum dolan ve kullanılamaz hale gelen bu limanı berzanın güney-doğusundaki iç limana aynı dönemde bir kanal bağlardı Bu kanal, Selçuklular döneminde kapatılmıştır Yarımadanın güney yönündeki içliman ise rüzgarlara kapalı konumuyla ve sakin deniziyle güney Karadeniz 'in en önemli limanıydı Bu özellikleri yüzünden "Akdeniz" ismini almıştır Tarih boyunca işlek bir liman yaşantısı ve tersane faaliyeti bu limanda gerçekleşmiştir XIX Yüzyıla kadar tamamen ayakta duran surlardan ise günümüze büyük bir kısmı kalmıştır ve yıkıntılarından rekonstrüksiyonu yapılabilir Şehrin gelişimi sürekli olarak doğu yönde, Boztepe Burnuna doğru olurken, kuzeydeki Akliman ve Anadolu yönünde bir kaç azınlık yerleşmesinden başka bir yerleşim olmamıştır Doğudaki yarımada ise gittikçe sarplaşmakta, Hıdırlık tepesinde 187 metre yüksekliğe ulaşmakta ve nihayet deniz yönünde dik yarlar ile kuşatılmaktadır Bu durumda şehrin deniz yönünden ve berzahtan zaptedilmesi imkansız olmaktadır Antik çağdan beri parlak ve yoğun bir ticari ve kültürel yaşantıya sahip olan Sinop, bu niteliğini Bizans, Selçuklu, Candaroğlu ve Osmanlı yönetimlerinde de sürdürmüş, ayrıca kale ve tersanesi ile bölgenin en önemli askeri üslerinden biri olmuştur Bu durumunu Sinop Baskını 'ndan sonra kaybetmeye başlayan kent, sur dışına güneydoğu yönde azınlık yerleşmeleri ile batıya doğru ise yönetim ve eğitim gibi kamu hizmetleri yerleşmesiyle çıkmıştır Ulaşım şebekesi olarak Antikçağ 'dan beri geometrik yapısını koruyan Sinop 'un ulaşım omurgasını, Boyabat yolu ile bu yolun şehir içindeki devamı olan Sakarya, Cumhuriyet ve Fatih caddeleri oluşturur Bu eksendeki en önemli dikey bağlantı, Valilik ve Belediye önünden geçen Gazi Caddesidir Ülkenin en kuzeyinde bulunan bir kentten umulmayacak kadar sıcak bir hava Yılın büyük bölümünde denizi köpürterek gelip ürkütücü taşlardan yapılmış hapishaneyi, Selçuklu zarafetini yansıtan Alaaddin Camii’ni, çocuklara Pisagor teoreminin öğretildiği Pervane Medresesi’ni, acıklı bir tarihe tanıklık etmiş Paşa Tabyaları’nı, soluk sarı renkli duvarlarına ‘Ave Maria’ların sinmiş olduğu Balatlar Kilisesi’ni ve Amazonlar’ın erkeklere karşı verdikleri amansız savaşlardan fırsat buldukça, sadece kadınların becerebileceği bir ustalıkla süsledikleri Serapis Tapınağı’nı döven o hoyrat ve haşin kuzey rüzgârından da eser yok Hava ağır ve sıcak Karadeniz’in karanlık sularını aydınlatan yıldızlı bir gece Kuzey yıldızı, burada bütün öteki göklerden çok daha büyük, çok daha parlak ve çok daha yakın Çünkü kuzeyde, Türkiye’nin en kuzey ucundayız Daha adil ve güzel bir dünya kurabilmek için erkeklerle kıyasıya savaşmış güzel kadınların, Amazonlar’ın ülkesindeyiz Sinop Kalesi Ünlü Diyojen’in ünlü şehrinde: Sinop’tayız Sinop, Anadolu’nun en kuzey noktası olan İnce Burun’a doğudan bağlanan Boztepe Burnu’nun civarında bir kalenin yapılmasıyla kurulmuş Buraya yerleşen denizciler, kale civarını küçük bir liman olarak kullanmışlar Dış liman, zamanla kumla dolarak kullanılmaz hale gelmiş Denizcilikte usta olan Selçuklular, dış limanın kullanışlı olmadığını görünce burayı iç limana bağlayan kanalı kapatmışlar Böylece Sinop’un tek limanı haline gelen iç liman, sert kuzey rüzgârlarına kapalı oluşu ve her zaman sakin olan deniziyle Karadeniz’in en önemli limanlarından biri olmuş Bu sakinliği nedeniyle de kendisine ‘Ak Liman’ adı verilmiş Sinop bir su perisinin adını almış Roma, Bizans, Selçuklu, Candaroğulları ve Osmanlılar tarafından liman ve askeri üs olarak kullanılan Sinop’un adının nereden geldiği konusunda, çoğu mitolojiyle harmanlanmış çeşitli hikâyeler var Yaygın bir söylentiye göre, Yunan mitolojisindeki Irmak tanrısı Aisopos’un güzel kızının adı Sinope imiş Baş tanrı Zeus Sinope’ye aşık olmuş Kızın isteği üzerine de onu Karadeniz’in en güzel yerine, yani bugünkü Sinop’un bulunduğu yere yerleştirmiş ve Sinope adı zamanla Sinop’a dönüşmüş Hititlerden kalma bazı tabletlerde ise burası Hititçe Sinova olarak gösteriliyor Ta o zamanlarda bile buralara kadar ticaret yapmaya gelen savaşçı tüccarlar, yani Asurlular ise buraya kendi ay tanrıları olan Sin’in adını vermişler İlk yerleşen denizcilerin dilindeki isminin ise Sinavur olduğu belirtiliyor Sinop ile Samsun’da yaşamış olan Amazonlar’ın Sinope adında bir kraliçelerinin bulunduğu ve şehre onun adının verildiği de söyleniyor Erfelek Şelalesi Erfelek Tatlıca Şelaleleri Sinop Hapishanesi Sabah olunca Amazonlar ile Diyojen’in izinde Sinop’u dolaşmaya başlıyoruz Önce Sinop Müzesi’ne uğruyoruz Burada tarih öncesi döneme ait eserler, klasikler, halı ve el yazması koleksiyonları ile Bizans döneminin ikonaları sergileniyor Müzeden çıkıp Balatlar Kilisesi’ni görmeye gidiyoruz Bizans döneminde yapılmış kilise, daha çok içindeki renkli freskleriyle ünlü Kiliseye yakın bir yerdeki Alaaddin Camii, meşhur Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmış Bizans’tan Selçuklu dönemine geçivermenin tatlı şaşkınlığını yaşarken, birden sağ yanımızdaki sarıya boyalı, büyük taş binaya takılıyor gözümüz İşte ünlü Sinop Cezaevi burası Ünü elbette Sabahattin Ali’nin “Dışarıda deli dalgalar / Gelir duvarları yalar / Seni bu sesler oyalar / Aldırma gönül aldırma” dizelerinden kaynaklanıyor ama Refik Halit Karay, Burhan Felek, Kerim Korcan ve Zekeriya Sertel gibi birçok tanınmış kişinin de vaktiyle burada ‘konuk’ olmaları, Sinop Cezaevi’nin şöhretini daha da artırmış Cezaevi, aslında kale olarak yaptırılmış Sinop’un yerli halkı olan Gaşkalılar, kalenin ilk halini inşa etmişler Daha sonra Grek, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar devrinde büyütülmüş Sinop kalesi, tepeden denize bakıyor ve bir cezaevine yakışmayacak kadar zarif surlarla korunuyor Burası 1970’lerde cezaevi olmaktan çıkarılarak Kültür Bakanlığı’na verilmiş Tarihi Sinop Hapishanesi Sinop limanı Norveç Fiyordu gibi Sinop merkezinde bir iki yeri daha gezdikten sonra şehirden çıkıyoruz Yol boyunca sıralanmış doğal plajları seyrederek Ak Liman’a geliyoruz Buradan ünlü Hamsilos Koyu’na geçeceğiz Koya ‘Hamsilos Fiyordu’ da deniyor Norveç’in denize dimdik inen keskin yarlar arasındaki dar deniz parçaları gibi Hamsilos da eşine az rastlanır bir fiyort manzarası sunuyor Sonra Sinop’un şirin ilçelerinden biri olan Erfelek’e geliyoruz Küçüklü büyüklü yirmi sekiz şelaleden oluşan Tatlıca Çağlayanı’nda dinleniyoruz Ayancık ilçesi sınırındaki Akgöl’ü ve yanındaki İnaltı Mağarası’nı da dolaşıyoruz Mağara, deniz yüzeyinden 1070 metre yükseklikte ve oldukça ilgi çekici İlkokuldan beri her coğrafya dersinde okuduğumuz, ünlü İnce Burun’u görmeden dönmeyi düşünmüyoruz elbette Burası Türkiye’nin en kuzey ucu Burundaki Salar köyü kaya mezarları Sinop’ta görülmesi gereken yerlerden Salar Köyü Kaya Mezarları Sinop Limanı Akgöl Sinop Kale Girişi |
|