Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ilçesi, izmirde, nefes, urla

Urla İlçesi (İzmir'de Bir Nefes)

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Urla İlçesi (İzmir'de Bir Nefes)



Urla İlçesi (İzmir)





Doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleri ile tanınan ilçenin İzmir’e uzaklığı 38 km yüzölçümü 728 km2 dir Urla, İzmir’in batısında, kendi adı ile aynı adını taşıyan yarımadanın orta kısmında yer almaktadır
Kuzeyinde Ege denizi, batısında Çeşme ilçesi, güneyinde Düden denizi ve Seferihisar, doğusunda ise Güzelbahçe (Kilizman) ilçesi ile komşudur İlçe merkezi sahilden 4 km içeriye çekilmiş durumdadır



Urla’nın kurulduğu yerin özelliklerine bakıldığında alışılmışın dışında bir durum göze çarpar Urla Akpınar deresinin içinden geçtiği dereli tepeli bir alanda kurulmuştur Küçük düzlükler, verimli vadiler, yüksek olmayan tepeler Urla’nın dört bucağını çevreler Onun en önemli özelliği, yarımadanın hemen ortalarında, verimli ziraat sahası içinde yer almasıdır


Urla Sokaklarından









Urla AUrla adı ile ilgili olarak halkın dilinde bugüne kadar yaşayan bir hatıra vardır Buna göre: Urla Yarımadası’nda fetih hareketlerinde bulunan bir Türk kumandanı, Urla’da bir çınar ağacının altında dinlenir Bu sırada oradan geçen bir kişi kendisine “uğurola” der Gerçekten sefer uğurlu geçer ve kumandan dönüşte daha önce dinlendiği çınarın yanına bugün adını taşıyan camii yaptırır Urla adı da Uğurola sözünün kısaltılmış şekli olarak yaşamaktadır
Urla adı ile ilgili başka görüş ve düşüncelerde vardır Bizans tarihçisi Dukas, eserinde Urla’dan Vriula diye bahsetmektedir
Urla adının, bir ottan geldiğine dair rivayetler de vardır XIX yy sonlarında Urla ve çevresinde sayıca çoğalan Rumlar, yöredeki bir ota Vriula derlermiş Urla adının bundan çıktığı ileri sürülür









Tarihi


1920 Yılına ait bir fotoğraf





Günümüz Fotoğrafı (Yer aynı yer)









Bir evin restorasyon öncesi




Restorasyon sonrası





Tarihi MÖ 2000 yıllarına kadar uzanır Urla'nın o devirlerdeki adı Klazomenai'dir MÖ 2000 yıllarının sonlarında Ege göçleri sonucu, Dor'ların orta Avrupa içlerinden aşağıya, Yunanistan'a inmeleri ile Yunanistan'da oturan İon'lar Anadolu'ya geçerek İzmir Körfezi'nden Mandalya Körfezi'ne kadar uzanan bölgede yerleşmişlerdir O devirlerdeki kargaşadan dolayı Anadolu'ya gelerek yeni kentler kurmuşlar Hatta Hititler gibi büyük devletler bile bu kargaşadan etkilenmiştir Bu bölgeye İonia adını vermişler İon kolonizasyonu olarak adlandırılan bu olay, zamanla yayılmış ve Smynnaa (Eski İzmir) ve Phokaia (Eski Foça) Aiollerin elinden koparılıp alınmış ve birer İon kent devletine dönüştürülmüştür


Eski zeytinyağı içliği yenilenerek tekrar ayağa kaldırıldı





16 yyda yapılan Kamanlı Camii, (Kuşçular köyü)





Büyük İskender tarafından yaptırılan Taş Köprü


Ünlü Yunanlı şair Seferis'in yaşadığı evin butik otel hale getirilerek bar ve otel olarak kullanıldığı mekan









Deniz taşları ile kaplı ev



Klazomenai antik kentinin kalıntıları Urla'nın İskele mahallesinde bulunmaktadır Şu anda kazılar halen devam etmektedir Bir kısmı Karantina Adası üzerinde bulunmaktadır Çıkarılan önemli kalıntılardan birisi de o devirlerde kullanılan bir zeytinyağı fabrikasıdır Ağaçlı yolun (Mithat Paşa Caddesi) İskele tarafında batısında bulunmaktadır

Klazomenai MÖ188 de, Roma'nın Pergamon Krallığı'nın müttefiki olarak yer aldığı, Suriye Krallığı ile yapılan Apemai barışından sonra, Romalı'lar tarafından özgür bırakılan şehirler arasındadırAyrıca Drymussa (Uzunada) Adası'da Klazomenai'a eklenmiştir Arkeolojik bulgular Klazonmenai Kentinde yerleşimin en geç MS 5 YY başlarına kadar devam ettiğini göstermektedir Bizans döneminde Piskoposluk listesinde adı geçen Klazomenai kentinin bazı arkeolojik deliller işiığında eski kent arazisi içinde kalan ve günümüzde Gülbahçe olarak adlandırılan yerde bulunmaktadır

Helenistik-Roma döneminde anakara boşaltılmış ve Karantina Adası'ndaki yerleşim önem kazanmıştır Karantina Adası'nın doğu kıyısındaki modern plajın içerisinde Helenistik-Roma dönemi villaların duvarları ve deniz içindeki temelleri gözlenebilmektedir Adanın kuzeyindeki tepenin en yüksek noktasında bir tapınak bulunmaktadır Bu tapınağın terasının kuzeyindeki bir yığıntıdan Arkaik dönem oturan kadın heykelciklerinin Helenistik dönem kopyaları elde edilmiştir



































Alıntı Yaparak Cevapla

Urla İlçesi (İzmir'de Bir Nefes)

Eski 08-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Urla İlçesi (İzmir'de Bir Nefes)



İskele (Urla)



Urla'nın bağlarla kaplı olduğu İskele Mahallesinde, 1800'li yıllardan kalma bir bağ evi Daha sonraları, Limana yakınlığı dolayısıyla buz fabrikası olarak kullanıldı Ali Rıza Mete tarafından satın alınarak restorasyonu tamamlanan yapı, konut olarak kullanılmaktadır Gerekli izinler'in alınması yaklaşık altı ay sürmüş ve restorasyonu sekiz ayda tamamlanmıştır 2007 yılı "AĞA HAN" ödülüne aday gösterilen yapı, Urla da emsal olmuş ve eski eser tescilli yapı sahiplerini restorasyona teşvik etmiştir
















Alıntı Yaparak Cevapla

Urla İlçesi (İzmir'de Bir Nefes)

Eski 08-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Urla İlçesi (İzmir'de Bir Nefes)



KarantinaAdası




800'lü yıllarda salgın hastalıkların dünyanın dört bir ucuna Asya'dan yayılması üzerine kıtalar arası geçişlerin olduğu belli noktalarda karantina bölgeleri oluşturuldu Asya'dan gelen mikropların Avrupa'ya yayılması bu bölgeler sayesinde engellendi Bu bölgelerden biri de İzmir'in Urla ilçesinde yer alan Karantina Adası

İnsanlık tarihinin 5 bin yıllık izlerine rastlanan Karantina Adası, yıllara meydan okuyor Doğal güzelliği ve tropik ormanları andıran görüntüsüyle görenlere parmak ısırtan ada, ufak düzenlemelerle turizm cenneti olabilecek bir yapıya sahip Ancak şimdilik adanın nimetlerinden faydalananlar oldukça sınırlı Urla'dan Karantina Adası'na kara bağlantısı var Adaya geçtiğinizde yol ikiye ayrılıyor





Sağ tarafa dönen yol İzmir Urla Devlet Hastanesi'ne giderken soldaki Sağlık Bakanlığı Urla Eğitim ve Dinlenme Tesisleri'ne çıkıyor Bu tesislere bakanlığa bağlı çalışanlar ve kamu personeli girebiliyor Çok fazla ziyaretçisi olmayan adayı hastanede muayene olanlar, Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü'nde çalışanlar ve Sağlık Bakanlığı Urla Eğitim ve Dinlenme Tesisleri'nde kalanlar ziyaret ediyor





1800'lü yılların başında Asya'dan Avrupa'ya yayılan ölümcül hastalıkları engellemek için kıtalar arasında karantina bölgeleri oluşturuldu Bu bölgelerde tahaffuzhaneler kurularak kıtalar arasından geçiş yapan gemiler kontrolden geçiriliyordu Türk Dil Kurumu tahaffuzhaneyi "sefer sırasında, yolcu ve çalışanların arasında bulaşıcı hastalık görülen gemilerin karantina sürelerini geçirmeleri, gerekli sağlık önlemlerinin alınması ve hastaların iyileştirilmeleri için büyük limanlara yakın kıyılara kurulmuş sağlık kuruluşu" diye tanımlıyor Özellikle hacıları taşıyan gemiler daha dikkatli bir şekilde kontrol ediliyordu Çünkü bu dönemde hacıları taşıyan gemilerin tonajı düşük olmasına rağmen yolcu sayısı fazlaydı 1893'te Cidde'den hareket eden bir Avusturya vapurunda Tur'a varana dek 27'si koleradan 33 ölüm olayı yaşanmıştı 1873'te Cidde'den yola çıkan vapur İzmir'e varana kadar 334 kişi ölmüştü Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engellemek için 1823'te Osmanlıların ilk karantina bölgesi kuruldu 1865'te Klazomen (Urla) Tahaffuzhanesi, Osmanlılar tarafından Fransızlara yaptırıldı Fransızlar bu adayı çeşitli teçhizatlarla döşeyip tahaffuzhane haline getirdi Bu dönemde adanın karayla bağlantısı olması için Fransızlar bir de köprülü yol yaptı



Gemiden alınan giysiler ray sistemiyle doğrudan kazanların olduğu bölüme götürülürdü







Sistemin İşleyişi
1865'te yapılan ve 1950 yılına kadar işlevini sürdüren tahaffuzhanede sistem şöyle işliyordu: "Yolcular gemilerden indirilip soyunma odalarına alınır Kıyafetler çıkarılıp filelere konulur Peştamal ve takunya giyen yolcular, giysilerini 360 derece dönen dolaplara yerleştirir
Soyunma odalarının arka duvarında olan görevliler dönen dolaplardan kıyafetleri alıp dezenfekte işlemini başlatır Peştamal ve takunyaları giyenler özel duş odasına alınır Burada kendilerine verilen sabunlar ve özel sterilize edilmiş suyla yıkanırlar


Duş Bölümleri




Duştan çıkanlara kıyafetleri iade edilir Giyinenler doktor odasında muayeneden geçtikten sonra hasta olanlar karantinaya alınır Sağlıklı olanlar da yolculuğuna devam eder Hastalık taşıyanlar bir daha asla adadan çıkamaz Ölene kadar adada misafir edildikten sonra sönmüş kireç dökülen mezarlıklara gömülürler "Eşyaların mikroplardan arındırılması en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş Limandan başlayan raylı sistem sterilize makinelerine kadar uzanıyor Böylece eşyaların taşınmasında hiçbir sorun yaşanmadığı gibi tahaffuzhanede çalışanlara mikrop bulaşma riski azaltılmış

Raylı sistemle taşınan kıyafetler ortadaki makinede sterilize ediliyormuş Kıyafetler 120 derecelik buharla sterilize edildiği için ıslanmıyor ve yolcular banyodan sonra da kıyafetlerini giyebiliyormuş Yolcuların üzerindeki kıyafetler de "ipekli ve diğer kumaşlar" olmak üzere ikiye ayrılıyormuş Burada amaç ipekli kumaşların mikroptan arındırılırken zarar görmemesiymiş

1984 yılından bu yana Karantina Adası'nda görev yapan Sağlık Bakanlığı Urla Eğitim ve Dinlenme Tesisleri Müdürü Halil Çetin, Klazomen Tahaffuzhanesi'nin çürüyüp gitmesine çok üzüldüğünü belirtiyor 21 yıldır tahaffuzhanenin müze haline dönüştürülmesi için birçok bürokratla görüştüğünü söyleyen Çetin, "Burayı Osmanlı'dan bugüne sağlık hizmetinin nereden nereye geldiğini gösteren bir sağlık müzesine dönüştürmek istiyoruz" diyor


Çamaşırların Yıkandığı Kazanlar







Raylar (İçeriden görünüm)





Dolaplar döner sistemle çalışıyor






Adanın tarihine düşülen notlar

1894: Yemen'den gelen askerler Klazomen (Urla) Tahaffuzhanesi'ne gönderilerek muayene edilip, karantina altına alındı Bingazi'den Girit'e uğrayan Kayseri vapurunda kara humma hastalığı görüldüğü için yolcular karantinaya alındı

1896: Petersburg'da kolera hastalığı görülmesi nedeniyle Finlandiya Körfezi'nden gelen gemiler Beyrut, Trablusgarb ve Klazomen'de karantinaya alındı Koleranın yoğun olarak görüldüğü Flemenk ve Belçika limanlarından gelen gemiler,, Trablusgarb ve Klazomen tahaffuzhanelerinde beş gün boyunca karantinada tutuldu

1903: İzmir'de veba hastalığı yüzünden bir kişinin ölmesi üzerine tüm gemiler, burada karantinaya alındı Gemideki tüm eşyalar dezenfekte edildi Klazomen Tahaffuzhanesi'nde karantina altına alınan Mısır Valisi Abbas Paşa'nın kardeşi Mehmet Ali Paşa'nın,

1912: Klazomen'de karantina altında tutulan Rusyalı hacılar,

1917: Klazomen Hastanesi doktoru iken Berlin'de cinayet işleyen ve Berlin Konsolosluğu'na sahte mühürlü mektup götürmesinden dolayı takibe alınan Naster Rod, şüpheli halinden dolayı sınır dışı edildi Beyrut karatina bölgesinden çıkması doğrultusunda hakkında resmi işlem yapılıp yapılmayacağı sorun haline gelmişti adada olay çıkardı Ancak yine de karantina süresi bitene kadar hacca gönderilmediler

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.