|
|||||||
![]() |
|
|
Konu Araçları |
| bavul, istanbul, laleli, merkezi, ticaretinin |
Bavul Ticaretinin Merkezi Laleli | İstanbul |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bavul Ticaretinin Merkezi Laleli | İstanbul"Tamam Laleli'yi anlatacağım ama önce benim gözümden bir giriş yazmak istedim Sabah 8 sularında Aksaray'dan Beyazıt'a çıkmakta olan kalabalığa ben de karışırdım Hele güzel bir hava ve yeni yükselmeye başlayan bir güneşte varsa, o günde bu yürüyüş çok daha zevkli olurdu![]() Beyazıt'ta işleri olan insanlar, İstanbul Üniversitesi'nde okuyan gençler kaldırımları işgal etmişken, ortada ise araba trafiği yoğunlaşmış olurdu Güneş'e doğru başlayan bu yürüyüş sağlı sollu dizilmiş dükkan ve mağazalar arasında, sol tarafınızda İstanbul Üniversitesi'nin bir fakültesinin bulunduğu bina eşliğinde sürüp giderdi O zamanlar henüz Rus ve Ukraynalılarla tanışmamış esnaf dükkanlarını yeni yeni açarken, yol üzerindeki börekçiler işlerinin en yoğun saatlerini yaşamakta olurdu ![]() ![]() ''Banemin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lâleli semti, merkez İstanbul'un en önemli caddelerinden olan Yeniçeriler Caddesi'nin her iki tarafında yeralan, geçmişi çok eskiye dayanan bir yerleşmedir 18 yüzyıla kadar kentin daha çok kalburüstü tâbir edilen kesimi tarafından rağbet görmüştür Merkezî konumu, şehrin diğer semtlerine göre nisbeten derli-toplu cadde ve sokaklarla bölünmüş semtin bina yapısı, Süleymaniye veya Aksaray'ın tersine kâgir ağırlıklı olarak şekillenmiş ![]() Semtin en önemli yapılarından Lâleli Camii ve Hârikzedegân Apartımanları (Hârik: Yangın => Yangınzedeler apartmanı), semtin Aksaray'a inen cephesinde yeralırlar Semtin sınırları yukarıda Koska'da, aşağıda ise Aksaray-Atatürk Bulvarı çizgisinde sona erer 20 yüzyılın başlarında ve hatta ortalarına kadar (1950'ler-60'lar) ağırlıklı olarak konut alanı olarak tercih edilen semtin binaları çoğunlukla 2-3 katlı kâgir yapılar olup, 60'lardan itibaren 5-6 katlı betonarme apartmanlara dönüşmeye başlamıştır Bina tarzı daha çok, Moda, Kurtuluş, Fatih, Pangaltı, Fındıkzade ve Yeldeğirmeni'nde rastlanan eski binalarla benzerlikler gösterir (Giriş kapısının üzerine yerleştirilen dairesel taç pencere, binanın kütlesinde cephelerin dik bir form yerine, nisbeten kıvrımlı şekiller çizmesi, pencere önü dar balkonlar, basamaklı geniş sahanlıklar vs![]() ![]() ) ![]() 1970'lerden itibaren cadde üzerindeki binalar yavaş yavaş işyerleri haline dönüşmeye başlamış, bu dönüşüm 80'lerden itibaren ivmesini artırarak, semtin iç kısımlarına da sirayet ederek, bölgenin tamamıyla bir iş alanına dönüşmesine yol açmıştır ![]() ![]() Süleymaniye’nin sınırlarından çıkıp Divanyolu’ndan sağa döndüğümüzde önümüze Laleli adında bir semt çıkar Yakın zamanlara kadar masal gibi bir semtti burası Bir yanda eski konaklar, bir yanda zarif külliyeler, hanlar, medreseler, camiler vardı; diğer yanda ulusal mimarinin önemli örneklerinden biri olan Teyyare Evleri ve erken Cumhuriyet mimarisinin seçkin numunelerinden olan apartmanlar Kendi halinde yaşayıp giderdi bu semtin insanı Ama Laleli’den çok çok uzaklarda Berlin adı verilen bir şehir, o şehrin ortasında da bir duvar vardı O duvar bir gün ansızın yıkıldı Bu duvarın yıkılışı dünyada en çok nereyi etkiledi diye bir araştırma yapılsa herhalde Laleli ilk sırada yer alırdı İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ![]() Duvarın yıkıldığı tarihten bugüne kadar geçen 17 yıl içinde Laleli altüst oldu Çünkü duvardan kurtulanlar dalga dalga İstanbul’a gelmiş ve Laleli’yi kendilerine mesken edinmişti Ticaret hareketlenmiş ve konaklama talebi artmıştı Göz açıp kapayana kadar eski yapılar yıkılıp yerine Berlin Duvarı’nın üç, dört katı yüksekliğinde şekilsiz hanlar, biçimsiz oteller yapıldı Bir müddet sonra bu otellerden birkaçı kuzeyden gelip İstanbul’da fuhuş sektöründe çalışan beyaz kadınları çalıştırmaya başlayınca bütün Laleli, silinmesi çok zor olan bir damga yemiş oldu![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tayyare Apartmanları veya Harikzedegân Apartmanları İstanbul’un Laleli semtinde yer alan, Mimar Kemalettin Bey’in tasarladığı ve 1922 yılında tamamlanan orijinal olarak apartman olarak inşa edilen ama günümüzde otel olarak kullanılan bina ![]() 1918 yılında İstanbul’da çıkan yangında başta Cibali, Altımermer ve Fatih bölgeleri olmak üzere, çok geniş alana yayılan yangında bir çok evin kül olmasının ardından, yangınzedelerin en azından bir kısmına barınak sağlamak amacıyla evler yapılması planlandı Bu sebepten ilk başta Harikzedegan Apartmanları (harikzedaga aynı zamanda yangınzede demektir) olarak verilen bu yapıların Laleli’deki bir araziye inşa edilmesi görevi Mimar Kemalettin Bey’e verildi 1922 yılında tamamlanan ve dört bloktan oluşan yapıda toplam 124 daire yer alıyordu![]() ![]() Kullanıma açıldığı 1922 yılından 1985 yılına kadar apartman olarak kullanılan bu bina, 1985 yılından itibaren Net Turizm adlı bir firmaya devredildi ve bu tarihten sonra Merit Antik Hotel olarak hizmet vermeye başladı Daha sonra Naz Giyim’e devredilen bina 2006 yılından beri Crowne Plaza Old City olarek 5 yıldızlı bir otel olarak hizmet veriyor![]() ![]() ![]() |
|
Bavul Ticaretinin Merkezi Laleli | İstanbul |
|
|
#2 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bavul Ticaretinin Merkezi Laleli | İstanbul![]() Eminönü İlçesi Laleli semtinde, Ordu Caddesi ile Fethi Bey Caddesi’nin kesiştiği köşede inşa edilen Laleli Külliyesi; cami, medrese, çeşme, sebil, imaret, muvakkithane ve bir han’dan meydana gelmektedir III Mustafa zamanında, 5 Nisan 1760 tarihinde temeli atılan camiyle yapımına başlanan külliyenin mimarının kim olduğu tam olarak bilinmese de mimarın, Mehmed Tahir Ağa ya da Hacı Ahmed Ağa olduğu düşünülmektedir ![]() Barok ve klasik mimarinin özelliklerinin bir arada görüldüğü külliye, 1765 yılındaki depremde hasar görmüş ve 1782 yılında tamir edilmiştir ![]() Külliye camii, 18 kubbeyle çevrili bir iç avluya sahiptir Üç yönde giriş verilmiş bu avlunun ortasında güzel bir şadırvan bulunur Kare plan üzerine inşa edilen caminin kubbesi, 24 adet pencere açıklığı olan bir kasnağa oturtulmuş, bu ana kubbe altı yarım kubbeyle desteklenmiştir Caminin iç aydınlığını; bu 24 adet pencere de dâhil olmak üzere, toplam 105 adet pencere ile sağlanmıştır Sıra dışı külahları olan tek şerefeli iki minareye sahip caminin, dış avlusu 1957–1958 yıllarındaki yol çalışmaları sonrası özgün çizgilerini yitirmiş, cümle kapısı geri çekilmiş ve avlu kodunun altındaki dükkânlar bugünkü şeklini almıştır Külliye medresesi 1894 depreminde ve 1911 yılında gerçekleşen yangında büyük hasar görmüş ve günümüze ulaşamamıştır Külliyenin sebili ve türbesi Ordu Caddesi’ne bakan cephe üzerinde bulunur Külliye türbesinde Sultan III Mustafa ve Sultan III Selim medfun olup, bu türbenin yanındaki türbede ise haseki sultanlar gömülüdür Külliyenin dairesel bir kaide üzerinde bulunan sebili caddeye bakan içbükey pencerelere sahiptir![]() Sultan III Mustafa Türbesi![]() Sultan III Mustafa Türbesi, III Mustafa’nın hayatta iken yaptırdığı Laleli Külliyesi'nde kendisi için inşa ettirmiştir Bu türbe Nuruosmaniye Türbesi'nden sonra Batı etkilerinin görüldüğü ikinci sultan türbesidir Ordu caddesi üzerinde Laleli Camii'nin giriş kapısı ile han bölümünün yan tarafıdır 1759–1763 yıllarında Mimar Mehmed Tahir Ağa'ya inşa ettirilmiştir![]() Bu türbede III Mustafa, III Selim, Heybetullah, Mihrimah Sultan, Mihrişah Sultan ve Fatma Sultan yatmaktadır![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cami kompleksi 1783 yılındaki bir yangında tahrip oldu ve kısa bir süre sonra onun tamamlanmasıyla cami yeniden derhal inşa edildi 1911 yılındaki yangın medreseyi ve onu takip eden yol yapım çalışmaları ise caminin diğer pekçok ek yapılarını tahrip etti Caminin hamamı yıkılmıştır![]() Caminin mimarı Mehmed Tahir Ağa'dır Ancak dönemin baş mimarı Hacı Ahmed Ağa'nın da inşasına katkısı olmuş olabileceği sanılmaktadır Cami adını o zamanlar yakınında bulunan (1950'li yıllarda yıkılmış) Laleli Baba türbesinden almıştır Padişahlar tarafından inşa edilmiş son külliye olan Laleli Külliyesi içinde yer alır![]() ![]() Caminin elemanları bir bodrum üzerindedir Barok üslupta, kare ve mihrap çıkıntılıdır Ana kubbe 8 sütuna oturur Çevresi 6 yarım kubbeden oluşmuştur Kubbenin dış çapı 12,5 metre ve kubbenin dış yüksekliği ise 24,5 metredir Caminin hünkar mahfeli solda yer alır İç avlu 14 sütuna dayalı olup 18 kubbenin altındadır Caddeden iki kapıyla avluya girilir Tek şerefeli iki minaresi vardır Şadırvanı 8 sütunludur Caddedeki kapı 1950'lerde yol sebebiyle geri çekilmiştir Caminin girişi merdivenlidir Sebili bronzdan yapılmıştır Hamamı yıktırılmış, caddedeki cephesine ek dükkânlar yapılmıştır Caminin kapısının üst başında(1826/27)tarihli bir yazıt bulunmaktadır![]() Caminin yanındaki III Mustafa Türbesinde padişah III Mustafa ve oğlu III Selim'in mezarları bulunur Türbenin arkasındaki Laleli Camii'nin banisidir![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Padişahı III Mustafa devrinde, Laleli Baba diye Allah‘ın sevgili ve veli bir kulu yaşamaktadır Bu zat, göğsünün üzerine her zaman bir lale taktığından halk arasında “Laleli Baba“ diye meşhur olmuştur III Mustafa, merak edip bir gün ziyaretine gider Laleli Baba, padişahın birçok sorusunu cevaplarken Padişah, dünyanın en büyük nimetinin ne olduğunu sorar Laleli Baba, “Dünyada en büyük nimet, yiyip içtikten sonra tuvalete çıkmaktır“ der ![]() Padişah bu cevabı beğenmez Hatta Laleli Baba‘nın kaba ve nezaketten uzak kabul ettiği cevabından dolayı canı sıkkın bir şekilde oradan ayrılır![]() O gece yediği yemeği ve içtiği suyu dışarı çıkaramayan Sultan, sarayın içinde dört döner Başına bu işin niçin geldiğini anlar Güç bela eriştiği şafak vaktinde acele bir abdest alır, namazı kılar ve doğruca Laleli Babanın evine koşar Gece sabaha kadar uyuyamadığını, şafağı iple çektiğini, içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtulması için dua istediğini, bu dertten kurtulmak için her şeyi vermeye hazır olduğunu yalvararak söyler Laleli Baba; “ Allahü tealanın nice nimetlerine sahip bulunduğumuz halde, alışkanlık sebebiyle bunların kıymetini bilmiyoruz Yiyip içtikten sonra tuvalete gitmenin en büyük nimet olduğunu şimdi öğrendiniz değil mi?“ der ve ilave eder: “Eğer şu anda yaptığınız şu camiyi bana bağışlar ve padişahlığınızı da bütün salahiyetleriyle birlikte bana bırakırsanız, kurtulmanız içi dua ederim “Padişah, camiyi derhal bağışladığını, bu andan itibaren caminin adının “Laleli Cami“ olduğunu bildirir ancak saltanatını vermeyeceğini ifade etmek ister Fakat bu arada tuvalet ihtiyacı dayanılmaz hale gelir buna daha fazla dayanamayacağını anlayınca saltanattan da vazgeçtiğini söyler![]() Laleli Baba o zaman şu karşılığı verir: “Bir saltanat ki, bir tuvalete gitme karşılığında feda ediliyor; doğrusu buna saltanat demeye bin şahit ister“ der ve saltanatını Sultana iade eder ![]() Laleli Baba‘nın duasını alan Sultan sıkıntısından hemen kurtulur Bu gün bu cami, Laleli Semtinde, Laleli Camii diye bilinmektedir![]() |
|
Bavul Ticaretinin Merkezi Laleli | İstanbul |
|
|
#3 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bavul Ticaretinin Merkezi Laleli | İstanbul![]() ![]() Taşhan Laleli’dedir Sipahiler Hanı, Çukurçeşme Hanı, Katırcıoğlu Hanı adlarıyla da bilinmektedir Sipahilerin barındırılması için 1763’te III Mustafa tarafından yaptırılmıştır Kimi yerleri yıkık olmakla birlikte özgünlüğünü koruyabilmiş, iki katlı, üç avlulu bir yapıdır İstanbul’daki askeri nitelikli ve ön yüzü tümüyle taş örgü düzeninde tek handır ![]() Katırcılar Hanı, Çukurçeşme Hanı ve 1993'te asılan mermer levhada önceki isimleriyle birlikte yeni ismi kazınarak kapı üzerine asılmış: "Taşhan" Daha sonra kapının üst tarafına, büyük metal harflerle şu yazı eklenmiş: "Historical Old Bazaar"İstanbul Laleli’deki Taş Han, 1980’lerin sonuna kadar kereste deposu olarak kullanılıyordu Bakımsızlıktan ve ilgisizlikten harabeye dönen handaki dükkanlardan bir kısmını Kemal Ocak, 1987’de satın alınca hem hanın hem de semtin kaderi değişmeye başladı![]() ![]() Kemal Bey, hanın hisse sahiplerinden Mehmet Karagül ve diğer mal sahipleriyle birlikte 1991’de restorasyona başladı Anıtlar Kurulu’nun gözetiminde yapılan restorasyonun birinci aşaması 1993’te, ikinci aşaması ise 2000 yılında tamamlandı Hanın onarımında İstanbul’un en titiz tarihi eser restoratörleri ve ustaları çalıştı Hanın çatısı ve kubbeleri kurşunla kaplandı Ve böylece İstanbul kaybetmekte olduğu hcbir mücevherini yeniden kazanmış oldu Ona sadece Binbir Gece dizisinin bazı bölümlerinde rastlamayın, bizzat giderek keyfini çıkarın![]() ![]() ![]() Raimondo d'Aronca tarafından taptırılan bu çeşmenin yapılış tarihi bilinmiyor Türk çeşmesi değildir İki yüzünde birer musluğu ve küçük bir haznesi vardır kemeri girintili ve piramit şeklindedir![]() Yazılar; Derlemedir ![]() Resimler; Flickr ve Wowturkey'den alıntıdır ![]() |
|
|
|