08-03-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Çocuklarımız Ve Ödev Yapma Alışkanlığı

Çocuğun sağlıklı gelişmesinde sorumluluk duygusunu kazanmasının büyük önemi vardır Kendi kararıyla ödevlerini zamanında yapması, aile içinde yaşına uygun görevleri yerine getirmesi, durumdan vazife çıkarmaya çalışması onunla ilgili gelişimsel kaygılarımızı azaltır ve her şeyin yolunda olduğu inancımızı pekiştirir
Çocuğun görev bilincini kazanma süreci zorlu geçebilir Her sınıf düzeyinde sorun tekrarlayabilir veya en başta kazanılan sorumluluk bilinci gelişerek devam edebilir Bunun yanında, sorumluluklarının sınırları konusunda belirsizlikler yaşayabilir
Sorumluluklarını gerçekleştirme çabası onu çok yorup bezdirebilir Yetenek ve becerileri, verilen sorumluluklara göre yeterli, fazla veya yetersiz olabilir Bunların yanında, bizim için önemli olan görevlerindeki başarısını önemsediğimiz için; diğer görevlerinden muaf tutulabilir Kendini “sorumlu” görmek yerine; hatır veya ödül için ödev yapıyor olabilir “Ne yapayım? Ödevlerini başka türlü yaptıramıyorum” dediğimiz noktada, okuldaki başarısı, kişilik gelişiminin önüne geçer ve çocuğumuzun sorumluluğunda olması gereken pek çok göreve müdahale etmek durumunda kalırız Ana babalar olarak, onların yerine yapmayarak, düşünmeyerek işe başlamalıyız Tercihlerinin sorumluluğunu almayı öğrenmesinin ilk yoludur bu
Eksik ödevi mi var? Bunu fark etseniz bile, yapması için zorlamayın Kısa bir uyarı yetsin Annesinin “yaptırmak zorunda” olmadığını öğrensin Gene resim defterini mi unuttu Artık arkasından koşmayı bırakın “Ben senin için her şeyi yaparım, sen yeter ki çalış” olumlu bir yönlendirici değildir Her an destek bekleyen, her türlü yardımı hak olarak gören çocuklar; sorumluluk duygularını gerçekleştiremeyen, bağımlı yetişkinler olmaya adaydırlar
Çocukların zamanlarının önemli bir bölümünü geçirdikleri okul ortamı, onların birey olarak topluma hazırlandıkları en olumlu sosyal çevredir Sorumluluklarını yerine getirmeyi ve haklarını kullanmayı öğrenirken, sosyal bilinçlerini ve kişilik yapılarını da geliştirirler Tökezlerler, zorlanırlar, bunalırlar ama sonuçta kendilerini kabul ettirirler ve uyum sağlarlar Öğretmenle, arkadaşla, okul ve ders kurallarıyla yaşayacakları gelgitlerle kendileri karşılaşmalı ve başa çıkmak için harekete geçmeyi öğrenmelidirler Yapmamız gereken, onların bunu tecrübe etmelerine fırsat tanımaktır Üzüntüler, başarısızlıklar, yenilgiler geçici olmalıdır Zamansız ve gereksiz kontrol ve müdahalelerimiz, içimizdeki başarısızlık korkusunu dışa yansıtır ve çocuğumuzun kendini yenik, üzgün hissetmesine neden olur “Fedakârlık” dediğimiz bazı davranışlarımız, çocuklarımızda bağımlı kişilik yapılarının gelişimini kolaylaştırır Okulda başarılı görünsün diye, onun yerine yaptığımız ödevler gibi Küçük, beyaz dediğimiz yanlış yönlendirmelerle öğretmeni yanıltmamız gibi
Çocuğunuzun öğretmenine, çocuğunuzu tanıması için zaman tanıyın Çocuğunuz adına onu yönlendirmeye kalkışmayın Bu çocuğunuzun kendini olduğu gibi yansıtma cesaretini kırabilir İkisi arasında kendi emekleriyle kurulmuş ilişkinin çocuğunuzun üstünde olumlu etkisi olacaktır Öğretmen; öğrencisi lehine gerekli gördüğünde size başvuracaktır zaten Öğretmen, böylece yetiştirdiği çocuğun yapısını tanıyabilecek ve gerçekçi adımlar atabilecektir Çocuğunuz da öğretmeni ile olan ilişkisindeki rolüne uygun olarak, beklenen görevlerini yapacaktır
Okuluyla, dersleriyle, arkadaşlarıyla yaşayacağı her türlü çatışma ve sorun; çocuğunuzu geleceğe hazırlayacak etkili öğrenmelerdir Ona; sorumluluklarına karşı kendine güvenen bir birey olma şansını verecek olan sizsiniz Onun yerine çözmeden ama gerektiğinde yanında olarak
Ayla Kahraman
|
|
|