| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| aziz, birinde, eski, memleketin, nesin, romada, yaşayan | 
|  | Eski Roma'da Yaşayan Biri (Memleketin Birinde) | Aziz Nesin |  | 
|  08-03-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Eski Roma'da Yaşayan Biri (Memleketin Birinde) | Aziz Nesin Eski Roma'da Yaşayan Biri Anlatacağım olay, milattan önce 128 yılında geçti  Dikkat buyurun, geçmiş demiyorum, geçti diyorum  Ben bu olayı tarih kitaplarından almadım, kendi başımdan geçti  "Tenasüh" denilen ruh göçüne, yani şimdiki insanların çok daha önceki yıllarda başka kişilerin, hatta hayvanların kalıplarında yaşadıklarına inanır mısınız? İster inanın, ister inanmayın, bu beni ilgilendirmez  Ben dün gece, bundan ikibinseksendört yıl onceki hayatımı yeni baştan yaşadım  Daha "ruh-ül-kudüs" ebedi bakire Hazret-i Meryem'in karnına girmemiş, yani ortada Hazret-i İsa'nın ne adı, ne sanı var  Yıl, milattan önce 128    Ben Romalı bir yurttaşım  Plafium dağının eteğinde çok geniş bir bahçe içinde büyük bir villam var  Üç gece önce villama bir sürü konuk geldi: Valustus, Yulius Perus, Sompeius, Tiseron ve daha başkaları  Bütün dostlarım gelmişlerdi  Siz bunların hiçbirini tanımazsınız  Onun için kimler olduklarını kısaca anlatayım  Dostum Valustus, ünlü bir gladyatördür  Daha geçenlerde Kolesseum'da çok tanınmış bir gladyatörle dövüştü  Bu sıkı dövüşü görmenizi çok isterdim  İki gladyatör ortaya çıkınca, Kolesseum'u dolduran altmışbin kişinin uğultusu insanı sağır edecek kadar yükseldi  Şimdiki zamanda parti toplantılarında, bir de milli takımların futbol maçlarında ancak bu kadar gürültü olur  Dostum Valustus, saygıyla Konsül'ün locasına döndü, Konsül'ü selamladıktan sonra, - Elveda saygıdeğer konsülümüz, Şimdi ölecek olanlar seni selamlıyor!   diye bağırdı  Halk öyle alkışladı ki, siz bu kadar gürültüyü ancak striptiz'e çıkan bir dansöze yapılan gösteride duymuş olabilirsiniz  İki gladyatör tam üçbuçuk saat dövüştüler  Sonunda dostum Valustus düşmanını amansız bırakıp yere yıktı  Yerdeki gladyatörün, pınl pırıl parlayan tunç zırhlarının altında göğsünün kalaycı körüğü gibi nasıl inip çıktığı görülecek şeydi  Yenik gladyatör, elinin iki parmağını konsüle doğru uzattı  Öldürmemesi için af diliyordu  Coşan seyirciler, - Ölüm, ölüüüüüm!   diye bağırdılar  Bu, tıpkı, futbol maçlarında seyircilerin, - Kovaaa! Kova! Ye onu!   diye bağırmalarına benziyordu  Konsül, aslan pençesine benzeyen elini, locasının önünü örten, altın sırma işlemeli kadifeye uzattı, güldü  Başını yavaşça aşağı indirdi  Bu, Valustus'a işaretti  "Düşmanın işini bitir!    " diyordu  Valustus, mızrağını kaldırdı, yerdeki düşmanın kalbine sapladı  İşte, dostum Valustus, böyle bir adamdır  Çağırdıklarımdan öbürü Yulius Perus benim savaş arkadaşım  Ünlü bir generaldir  Hellenizm krallığını yıkan ordunun başındaydı  Dostum Sompeius'e gelince, o eskiden köleydi  Ama ünlü bir hekim ve felsefeci olduğundan, efendisinin hastalığını iyi edince efendisi de onu azat etti  Kölelikten patrici'ler arasına katılan Sompeius aklı ve bilgisiyle Tribuna Meclisinde tribun oldu  Dostum Tiseron gençliğinde Roma'nın en iyi araba yarışçısıydı  Şimdi şiirler, piyesler yazar  Evimdeki şölen çok iyi geçti  Çalgıcılar harp, lir, gitar, filavtalar çaldılar  Dansözler en iyi rakslarını oynadılar  İçki sel gibi aktı  Valustus, şölenin şampiyonu oldu  Üç günde, uzandığı divanın önüne tam yirmi defa yiyecek, içki ve yemişle dolu sini geldi  Volustus dört defa kustu, sonra yeni baştan yedi, içti  Böylece şölenin şampiyonu oldu  Bu kadar yiyen adamı siz belki gazetecilere verilen ziyafetlerde görmüş olabilirsiniz  Çok güzel bir şölen oldu  Üç gün yenildi içildi  Sonra yemekten, içmekten hepimiz baygın düştük  Şimdiki açılış törenlerindeki ziyafetler gibi bişeydi bu  Üç gün sonra kendimize gelebildik  Banyodan sonra vücuduma kokular sürdüm, harmaniyemi omuzuma alıp dışarı çıktım  Nereye gideceğimi bilmiyordum  Komşum Plebius'un villasına gittim  Plebius, - Yarın ava çıkacağız, adamlarınla hazırlan!   dedi  - Yarınki iş kolay, dedim, bugün ne yapacağız? Plebius parti arkadaşımdır  Bizim partiye büyük hizmeti vardır  - İstersen yarışlara gidelim, dedi, iddialı koşular var  - Yorgunum Plebius    dedim  - Öyleyse Büyük Amfi'ye gidelim, iyi oyun var   dedi  Dostum Plebius'la Büyük Amfi'ye gittik  Hesapianus'un bir komedisi vardı  Bu alçak herifi ben hiç sevmem  Dili koparılacak bir heriftir, zehir gibi dili vardır hergelenin  Her oyununda da ya Senatus'a çatar yada Kuria Meclisine    Ya Konsül'ü yerer, yada Pretur'u  Kaç defa "Şu herifin işini bitirelim, şölende zehirli şarap verelim    " dedim  Bizim felsefeci Sompeius, - Roma cumhuriyettir  Bir cumhuriyette böyle şey olmaz  Herkes istediği gibi yazar da söyler de    dedi  Çok kızıyorum bu Hesapianus denen hergeleye  Ben Konsül'ün yerinde olsam, onu sirkte kudurmuş aç kaplanlara parçalatırdım  Onun leşini yiyen kaplanlar bile zehirlenirdi, pis herif   Halka da kızıyorum  Şu hergelenin yazdığı oyun oldu mu, Büyük Amfi'yi tıklım tıklım dolduruyorlar  Ama gelenlerden çoğu pleb'ler  Patrici'lerden, yani öz yurttaşlardan pek az gelen var  Hesapianus o günkü oyununda yine bizim partiyi yeriyordu  Güya bizimkiler seçmenleri kandırmışlar  Düpedüz böyle söylemiyor ama, ne kadar dolambaçlı söylerse söylesin, anlaşılıyor yine  Oyun bitince alkıştan Büyük Amfi yıkılıyordu  Çok canım sıkıldı  Söve saya villama geldim  Ama ne o? Ne oluyor? Villamın önünde bir kalabalık  Kölelerim dışarı fırlamışlar  - Ne oluyor?   diye sordum  Kölelerimden biri, - Efendimiz, dedi askerler oğlunuz Kabakius'u tutuklamaya geldiler  Oğlumu tutuklamaya gelen askerlerin başında dostum Yulius Perus vardı  - Bu ne iş bre Perus? Oğlumu neden tutukluyorsunuz?   dedim  Perus, - Sebebini bilmiyorum ama, söylentilere bakılırsa, oğlun Kabakius bir şiir yazmış  Şiirin bir mısrasında "Roma'ya giden yollar kapalı" demiş  - E, bunda ne var? Lağım çukurları kazıldığı için yollar kapalı  Yalan mı söylemiş? - Belki de suçu bu değildir  Belki budur  Bilmiyorum  Herkesin bildiği gerçekleri açıkça söylemek bazan suç olur  Mercimekius'un neden öldürüldüğünü hatırlarsan  Roma'nın cumhuriyetle yönetildiğini herkes bildiği halde o, "Roma bir cumhuriyettir!" diye bağırdığı için öldürülmüştü  Ben tutuklama sebebini bilmem  Ama elimde tutuklama buyruğu var  - Yulius Perus, bu emri kim verdi? Çabuk söyle Jupiter hakkı için leşini sereceğim onun  Hançerimi kınından çıkardım  Yulius Perus elindeki kağıtları uzattı: - İşte senin düşmanın bu kağıtlar, dedi  Emir burada  Mars'ın üzerine yemin ederim ki, oğlunu ben kendiliğimden tutuklamıyorum  Sen de bilirsin ki ben ancak görevimi yapıyorum  - Evet, görev görevdir, dedim  Ama sana bu buyruğu veren kim? - Bucak Müdürü Polakius  Harmaniyemi savura savura Bucak Müdürü Polakius'e giderken yolda dostum felsefeci Sompeius'la karşılaştım  - Beberius, nedir bu telaşın, arkadan cehennem tanrısı mı kovalıyor?   dedi  - Plüton beni çarpsın ki, bu Bucak Müdürü Polaikus'un canını cehenneme yollayacağım  Oğlum Kabaikus'un tutuklanması için buyruk çıkarmış  - Polakius kendiliğinden bişey yapmaz  0 da biyerden emir almıştır  - Ben halis yurttaş patrici'lerden değil miyin Sompeius?   diye sordum  - Evet, dedi, sen eski bir Romalısın  Romalı ana babadan dünyaya gelen soylu yurttaşsın  - Ben toprak, çiftlik ve köle sahibi değil miyim? - Evet Beberius  - Bu herifleri iş başına getirmek için oy vermedim mi? - Verdin Beberius  - Öyleyse bu iş bana yapılır mı? Bu haksızlık değil mi? - Haksızlık Beberius  - Öyleyse bu haksızlığı yapan bir suçlu var  Jupiter hakkı için onu öldüreceğim  - Yemin etme Beberius  Eğer gerçek suçluyu bulabilirsen öldüremezsin  Hançerin suçlunun kalbine değil, kınına girer  - Büyük yemin ettim  Görürsün    dedim   Harmeniyemin eteklerini uçura uçura, hançerim elimde, firladım  Bucak Müdürü Polakius'a, - Doğruyu söylediği için oğlumu tutuklayan sen misin?   diye sordum  - Benim suçum yok, işte kaymakamın verdiği yazılı buyruk    dedi  Kaymakama koştum  O da, - Ben aldığım emri yapıyorum, o kadar, dedi  İşte Roma Valisi Zıbarius'un emri  Valiye koştum  - Oğlumu sen mi tutukluyorsun? - Hayır Beberius  Doğru söylediği için bir gencin tutuklanmasına ben de üzüldüm  - Öyleyse suçlu kim? Bana bir sürü kağıt parçaları, dairelerin taş duvarlarını gösteriyorlar  Oğlumu, doğruyu söyledi diye bu kağıtlar, bu mermer duvarlar mı tutukluyor? Kağıtları mı hançerleyeyim? Duvarları mı dişleyeyim? Söyle, düşmanım kim? Zıbarius da bir sürü kağıt uzattı, - İşte Tribuna Meclisi'nin emri, dedi, üstünde üç tribün'ün imzası var  , Hemen soluk soluğa tribünlere koştum - Ben Roma için kanım döken Beberius değil miyim? - Kahraman Roma yurttaşı, partimizin en iyi üyesi Beberius'u selamlanz    dediler  - Selam da, kahraman da yerin dibine batsın! diye bağırdım  Oğlumu siz mi tutukluyorsunuz? - Biz bu işi nasıl yaparız? dediler  Konsül emir verdi  - Konsül mü? İsterse Konsül olsun, bu haksızlığın cezasını çekecektir  Hançerim elimde Konsül Oktamirus'un karşısına çıktım  - Söyle, benim düşmanım sen misin?   diye bağırdım   Konsül Oktamirus, - Çıldırdın mı Beberius, dedi, ben kral değilim, diktatör de değilim  Roma cumhuriyetle yönetiliyor  İşte oğlunun tutuklama emri burda  - Yine mi karşıma kağıtlar çıktı? Oğlumu bu kağıtlar mı tutukluyor? Birisi çıksın karşıma! - Bu emri Senatus verdi, Beberius  Senatus üyelerinin kararıyla oluyor  Rüzgar gibi fırladım  Mutlaka düşmanımı bulacaktım  Yolda o uğursuz herife rastladım, hani Şu Senatus aleyhinde yergiler, taşlamalar, alaylar yazan oyun yazan Hesapianus'la karşılaştım  - "Roma'ya giden yol kapalı" dedigi için oğlumu tutukluyorlar Hesapianus, dedim  Bu haksızlık değil mi? - Evet, haksızlık    dedi  - Bu haksızlığı yapan kim? Düşmanım kim? diye soruyorum, bana üstünde emirler yazılı bir sürü kağıt gösteriyorlar  Söyle, ben kağıtları mı parçalayayım? Bu haksızlığı yapan suçlu nerede? - Suçluyu ne yapacaksın? - Jupiter hakkı için leşini akbabalara yem yapacağım  O da tıpkı dostum felsefeci Sompeius gibi  - Suçluyu bulsan bişey yapamazsın    dedi  - Yapamaz mıyım? Görürsün  Büyük yemin ettim  Bu kağıtları ilk çıkaran yeri arıyorum  - Hiç şüphesiz Senatus    dedi  - Evet    dedim  - Senatus üyeleri kimler? - Bizim partililer  - Onları kim seçti? - Ben! - Öyleyse daha suçluyu mu arıyorsun? Hançerimi kaldırdım, göğsüme sapladım  Beyaz harmaniyem ala boyandı  Suçluyu öldürmüştüm   İnsanın, eskiden hangi çağda, hangi kalıplarda yaşadığını hatırlaması kadar kötü hiçbişey yok  Aranızda benim gibi milattan önce 128 yılında Roma Cumhuriyetinde yaşamış biri daha var mı? | 
|   | 
|  | 
|  |