Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
döneminden, emevîler, ilişkileri, türkemevi

Emeviler Döneminden Türk-Emevi İlişkileri

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Emeviler Döneminden Türk-Emevi İlişkileri



Hz Ali’nin öldürülmesinden sonra halifelik, Emevi ailesinden Muaviye’nin eline geçti Muaviye, Emevi Devletini kurduğu sırada, Iraktaki Müslümanlar da Hz Hasan’ı halife seçmişlerdi Hz Hasan, Muaviye’nin ordu topladığını duyan Hz Osman, bir savaşa meydan vermemek için Muaviye’ye bazı şartlar karşılığında halifeliği bıraktı Bu koşullar şunlardı:


·Yaşadığı sürece Muaviye halife olacak ve ondan sonra yerine Hz Ali’nin küçük oğlu HzHüseyin halife olacaktı


Ancak Muaviye bu koşulu yerine getirmedi ve halifeliği bir saltanat sistemine oturtup oğlu Yezid’i veliaht ilan etti Muaviye’den sonra yerine oğlu Yezid geçti Bu durumu Hz Ali’nin küçük oğlu Hz Hüseyin kabul etmedi Küfelilerin daveti üzerine yola çıkan Hz Hüseyin ve beraberindekiler, Kerbela denilen yerde Yezid’in askerleri tarafından öldürüldüler Bu olaya Kerbelaolayı denir ( 680 ) Bu olaydan sonra İslam dünyasının Şiiler ve Sünniler olarak ikiye ayrılması kesinleşmiştir


Muaviye, İstanbul’u iki kez kuşattı ama İstanbul’u fethedemedi, donanmaya önem verdi Yezid ise Kuzey Afrika’da Fas ve Cezayir fethedildi


Yezid öldükten sonra uzun süren iç mücadelelerin sonucunda Abdülmelik halife oldu Abdülmelik döneminde Horasan ve Anadolu üzerine seferler düzenlendi ve Arapça resmi dil ilan edilip ilk islam-Arap parası ( Dinar ) basıldıYerine geçen 1Velid zamanının en önemli olayı, Emevi ordularının Avrupa üzerinde fetihlere başlamasıdır 711 yılında İspanya’ya girilerek Vizigotlar yenilgiye uğratıldı ve Emevi orduları kısa süre içerisinde takviye gelen Musa bin Nusayr'ın da katkısıyla İspanya fethedildi Müslümanlar buraya Endülüs adını verdiler Daha sonra Fransa’ya giren Arap orduları, yenilgiye uğratıldılar ve İspanya’ya geri döndüler Böylelikle Müslümanların Batı Avrupa'daki , siyasi ve askeri ilerleyişi durdu


Horasanlı Ebu Müslim'in isyanıyla başlayan hareket kısa sürede yayılmış, son Emevi halifesi IIMervan'ın yenilip öldürülmesiyle Emevi devleti sona ermiştir ( 750 )


Özetlersek eğer Emevi Devleti’nin nitelikleri şunlardır:


·Muaviye'den itibaren halifelik babadan oğla geçmeye başlamış, böylece saltanata dönüştürülmüş-tür

·Emeviler, Arapları üstün gören bir yaklaşıma sahip olmuşlar, Arap olmayan Müslümanlara değer vermemişlerdir

·Emevi soyuna bağlılık göstermişler, HzAli yanlılarına ve HzMuhammed soyundan olanlara iyi davranmamışlardır

·Emeviler döneminde Müslümanların sınırları, İspanya'dan-Türkistan'a kadar genişlemiştir

·İslam Kültür ve Medeniyeti , fetihlerle birlikte gelişmeye ve yayılmaya başlamıştır


Emevi Hanedanı adını Kureyş kabilesinin Ümeyye bin Abdüşşems kolundan alır Bu kol Süfyani ve Mervani olmak üzere ikiye ayrılır İlk olarak devletin egemenliğini Süfyaniler daha sonra ise Mervaniler aldı


Emeviler 750 yılında yıkılmıştır ve yıkılma nedenleri şunlardır:


·Emevilerin Arapları üstün tutup, Arap olmayan Müslümanları küçümsemesi

·Devlet görevlerine ve komutanlıklara kendi soyundan olanları getirmeleri

·HzAli yanlılarına ve Hz Muhammed soyuna iyi davranmamaları * Bu nedenle halifeliği ele geçirme mücadelesine girmişlerdir ( Şiilerin ve Abbasoğullarının çalışmaları )

·Fetihlerin durmasıyla , ganimet ve vergi gelirlerinin azalması ( Ekonomik Sıkıntı )

·Vergilerin artırılmasıyla, halkın zor duruma düşmesi ( Yönetime tepki )

·Yönetim ve ordu disiplininin bozulması


745 yılında Horasan’da Ebu Müslim’in Emevilere karşı başlattığı ayaklanma kısa zamanda gelişti Ayaklanmanın başarılı olması üzerine Irak’a gelen Ebu Müslim, Abbasoğullarından Ebul Abbas Abdullah’ı halife ilan etti ( 750 ) Son Emevi Halifesi Mervan, Abbasi taraftarları ile yaptığı savaşta yenildi ve Mısır’a kaçtı



TÜRGİŞLER


Adlannın "Türk+s" şeklinde gelişmiş olduğu bildirilen Türgişler On-okların Tolu kolunun bir kısmını teşkil ediyorlardı Çin kaynaklarında Göktürk hakanlığının batıdaki kalabalık boylarından biri olarak ilk defa 651 hadiseleri dolayısı ile zikredilen Türgiş (Tuk'işi)'ler, îli nehri dolaylarında oturuyorlardı 7 asrın sonlarına doğru, Türgiş şefı olarak görünen Baga Tarkan unvanlı Uçele, bağlı bulunduğu tayinli Batı Göktürk "kağanı"nın kötü davranışlarından faydalanarak Çorları ve Erkinleri etrafına topladı, kısa zamanda her birinin 7 bin savaşçısı olan 20 başbuğlu bir ordu kurmağa muvaffak oldu Çu vadisinin kuzeybatı ucunda bulunan merkezini kuzeydoğuya nakletti Turfan ve Kuça eyaletlerine kadar hakimiyetini genişletti, bu gelişme karşısında ülkesini bırakıp Çin başkentine giden tayinli Kağan’ ın ayrılmasından sonra, hemen bütün On-ok sahasım kendi idaresine aldı Fakat, iktidarının bu sağlam devrinde, Kapgan Kağan idaresinde haşmetli çağını yaşayan Doğu Göktürklerinin ilerleyişini durdurmak maksadı ile Kırgızlar ve Çin ile işbirliği yapması iyi netice vermedi Göktürk aleyhtarı üçlü ittifakın üyesi olduğu için üzerine yürüyen Tonyukuk tarafından mağlup edildi (698 Bolçu savaşı), On-ok sahası Uçele' nin kontrolünde olarak Göktürk hakanlığına bağlandı Onun ölümünde yerine geçerek 706' dan beri tabi "kağan" olan Soko (Uçele' nin oğlu) Çin ile münasebet kurduğu için, bu defa Kül Tegin ve Bilge tarafından 711' de yine Bolçu yakınında hezimete uğratıldı ve telef edildi


Soko ile kardeşi Çenu arasında ülkede hakimiyet hususundaki mücadele ve Çenu' nun Kapgan Kağan' a sığınmasına dair Çin kaynaklarındaki haber ile kitabelerde "Kara Türgiç" halkının itaate alındığını belirten kayıt Soko zamanında Türgişlere karşı yapılan başarılı seferin gerekçesini göstermektedir Ülkenin Bars Beğ idaresine verildiği bu tarihte bir kısım Türgiş halkının da Kengeres (Seyhun nehri kıyıları)' e doğru çekildiği anlaşılıyor (bk yk II Göktürk Hakanlığı) Göktürk mücadeleleri sırasında Türgişler Sulu adlı bir Kara Türgiş çor'unu "kağan" seçtiler (717) ki, Çin haberlerine göre, Göktürk Uygurlarından mühim bir kısım da Bilge' den ayrılarak bu yeni Türgiş hakanı’ nın hizmetine girmiştir Sulu başkenti, Talas' ın kuzeybatısında, Balasagun (Kuz-uluş) şehri olmak üzere, uzunca süren hakimiyeti zamanında Maveraünnehir' den doğuya Arap ilerlemesini durdurmak suretiyle, Orta Asya halkının "Arap teb'ası" olmasını engelleyen ve üzerinde Türklerin tarihî hak sahibi bulunduğu topraklar olan Maveraünnehir’i yine Türk eline almaya çalışan bir hükümdar olarak görünürDaha 714'de Kuteybe' nin, umumî karargahını Merv' den Şaş (Taşkent bölgesi)'a naklederek oradan kuzeye ve diğer taraftan, Kaşgar' a doğru İç Asya anayolu istikametinde akınlara girişmesi Emevî hilafetinin hedeflerini gösterir gibi idi Kuteybe' nin ölümü (715 sonbaharı) üzerine bu ileri harekatta dikkati çeken duraklamanın Îslam halîfelerince hoş karşılanmadığı, hedefe kararlılık içinde yönelecek kumandan bulmak maksadıyla Horasan valilerini sık sık değiştirmelerinden anlaşılmaktadır Ancak, valilerin başarısızlığa uğramalarının başlıca sebebi, istiklal istemeleri tabiî olan yerli prenslerin Araplarla işbirliği isteksizliğinden ziyade, başında Kağan Sulu' nun bulunduğu Türgiş topluluğunun şiddetli mukavemeti ve hatta, İslam' ın dinî akîdelerini değil, fakat Arap sultasını Maveraünnehir' den söküp atmak azmi idi Nitekim bu devirde Arap ordularına karşı çıkanların hepsi İslam kaynaklarında "Türk" olarak belirtilmektedir Büyük mücadelede, tabiatıyla bölgenin ve Seyhun ötesi Türk ülkelerinin, meşhur îçAsya kervan yolu üzerinde yer alması dolayısıyla, iktisadî ehemmiyeti de büyük rol oynuyordu Halîfe 'Ömer b Abd'il-Aziz (717-720) tarafından tayin edilen vali El-Cerrah b 'Abdullah'ın Seyhun ötesinde giriştiği ilerleme teşebbüsünün, bu kumandanı durdurup muhasara ederek Arap kuvvetlerini geri atacak şekilde gelişen Türk mukavemetinin karşısında sarsılması,Emevîleri, aradaki Türk engelini kaldırmak için, Çin ile temaslar kurmağa sevketmiş, bu maksatla şüphesiz Arapların müsaadesi ve teşviki ile gerek Maveraünnehir hükümdarlarından, gerek doğrudan doğruya Araplardan Çin' e heyetler gönderilmiş ise de, hiç bir netice elde edilememişti Keza, Türgiş devletinin ana siyaseti anlaşıldıktan sonra, bundan aldıkları cesaretle, Buhara "hakimi" Tuğşad, Kümez "hakimi" Marayana ve Çaganyan hükümdarının Araplara karşı yardım için Çin' e müracaatları sadece bir nezaket muamelesi ile savuşturulmuştu Çünkü, Arap ordularının Seyhun ötesine geçmeleri ile aynı zamanda (719) başlayan Çin'in batıya doğru Göktürk hakanlığının akamete uğrattığı genişleme siyaseti, bu defa Türgiş duvarına çarpma tehlikesiyle karşılaşmakta idi Çin' in şimdilik "durumu idare" yoluna girmesi dolayısıyla da kendilerini serbest hisseden Türgişler batıda faaliyete geçmişlerdi Bunun üzerine Maveraünnehir' de beliren Arap aleyhtarı hareketler Türgiş baskısına iyiden iyiye yardımcı oluyordu Seyhun' u açarak Maveraünnehir' e giren Türk ordusu kumandanı Kül-çor Semerkand yakınında ilk büyük başarıyı kazandı: başında Said Abdilaziz' in bulunduğu Arap kuvvetlerini mağlup etti ve kumandanını bir müddet çember içinde tuttu (721) Bu vali değiştirildi Yerine gelen El-Haraçî (721 sonbaharı) şiddet yoluna başvurup, yerlerini terk eden halkı Hocend bölgesinde teslim olmaya zorlayarak hepsini öldürttüğü için, canlarını kurtarabilenler kütleler halinde Türgişlere sığınıyorlardı Maveraünnehir tam bir kargaşa içine düşmüştü Halife Hişam (724-743) valiyi azlederek, yerine Müslim b Said’ i getirdi


Fergane’ ye yürümek üzere, Muslim idaresinde, Seyhun' u geçen Arap ordusuna karşı bizzat hakan Sulu çıktı Ordusuna acele ric'at emri veren Muslim, susuz yollardan cebrî yürüyüş ile 11 gün çekildi ve taşıyamadığı için bütün ağırlığını yakmağa mecbur kaldıktan sonra da "suya erişemeden" Seyhun yakınında, Türgişlerle işbirliği halinde bulunan yerli kuvvetler tarafından durduruldu Arkadan da hakan hızla gelmekte olduğu için, nihayet bin müşkülat ile önlerindeki engeli aşabilen Arap kuvvetleri, ancak ağır telefat ve zayiat bahasına Semerkand’ a doğru çekilebildiler 724'de, Seyhun ötesindeki bütün Arap kuvvetlerinin geri atılması ile neticelenen ve her tarafta Arap nüfuzunun kırılmasına sebep olan bu seferdeki bozgunluk, Arapları uzunca bir müddet müdafaada kalmağa zorlamış ve yalnız Maveraünnehir' de değil, Toharistan' da ve diğer güney bölgelerinde idareciler ve halk Türgişlere kurtarıcı gözü ile bakmaya başlamışlardı Türk kuvvetlerinin bütün ülkeye yayıldıkları ve Maveraünnehir Arap muhafız kıt'aların merkezi Semerkand önünde bile göründükleri bu sırada Horasan valisi tekrar değiştirildi Yeni vali Esed b 'Abdullah al-Kasrî, 726'da, Huttal'da Sulu Kağan karşısında başarısızlığa uğradığı için, bütün Maveraünnehir'de Arap iktidarının tehlikeye düştüğü bir zamanda azledildi Ülkede Emevîlere karşı Şiî ve Abbasî propagandası da hızlanmakta idi Hakan Su-lu durumdan faydalandı, yerli muhaliflerle ahenkli bir şekilde çalışarak, Buhara'yı zaptetti (728) Arap idaresi Semerkand, Dabüsiya şehirleri ile iki küçük kaleye münhasır kalmıştı Yerli halka birçok müsaadeler vermesine rağmen ümit ettiği ilgiyi göremeyen yeni vali Aşras bin Abdullah al-Sulamî, Beykent yakınlarında hakan tarafından sıkıştırılarak, ikinci bir "Susuzluk vakası" na düçar edildi, nihayet Semerkand'a doğru çekilmekte iken yetişen hakan ve Kül-çor idaresindeki Türgiş kuvvetleri tarafından Kemerce kalesinde 58 gün müddetle kuşatıldı (729) Artık Harezm'de bile Araplara karşı kımıldamalar görülüyordu Sulu'nun maksadı, Semerkand'daki Arap merkez ordugahını düşürüp istilacıları Maveraünnehir'den tamamen atmaktı Bu sebeple Semerkand'ı kuşatmağa hazırlandığı sırada, çarpışmaya cesaret edemeyen karargah kumandanı Sevre bin Hurr, yeni tayin edilen vali Cüneyd bin Abdurrahman'il-Murrî'yi Merv'den imdada çağırdı Fakat geçiş yolu Türgişler tarafından kesilmişti Zarurî olarak, dağ yollanna düşen Cüneyd, dar geçitlerin birinde hakan tarafından sıkıştınldı, yorgunluğa ilaveten susuz da kalan ordusu yer yer baskına uğruyordu Nihayet 12 bin kişilik kuvvetinden 10 bininin telef olması karşılığında, Semerkand'a ulaşabildi Durumdan haberdar edilen Halîfe Hişam'ın emri ile Küfe ve Basra'dan 20 bin kişilik bir takviye gücü Semerkand'a gelirken, kış da yaklaşmakta olduğundan, daha fazla kalmak istemeyen hakan, Buhara’yı da tahliye ederek çekildi (732)


Cüneyd'in 734 başlarında ölümü ile, zaten Arap nüfuz ve kudreti iyice kırılmış olan Horasan vilayetinde "siyah bayrak açan" Abbasî taraftarı Haris bin Sureyc'in Belh'i, arkasından valilik merkezi Merv şehrini zaptetmesi Maveraünnehir'de durumu büsbütün karıştırdı Yeni valilerin üç sene (734-737) kendisi ile uğraşmak zorunda kaldıkları Haris sonunda Türgişlere iltica etti Hakan Sulu Maveraünnehir'e karşı son seferinde hayli müttefik bulmuştu: Haris taraftarlanndan başka, Sogd hükümdarı (yani Gürek veya oğlu), Usrüşana hakimi, Şaş (Taçkent bölgesi) hükümdarı, Huttal hükümdarı İslam tarihçisi Et-Taberî'de zikredilen bu liste "Maveraünnehir'deki Arap nüfuzunun nasıl Türklere geçmiş olduğunu" açıkça göstermektedir Ha-kan, Belh'e doğru ilerledi Cuzcan'a girdi Önce Toharistan'ı Araplara karşı ayaklandırarak mahallî bir destek sağlamayı faydalı görüyordu Fakat vali Esed bin 'Abdullah il-Kasrî, hakan ordusunu arkadan vurmaya muvaffak oldu ( 738 San veya Haristan

savaşı) Esasen Sulu, Araplarla birleşen Cuzcan hükümdarının hıyanetine uğramıştı


Memleketine dönen ve doğuda da Çinlilere karşı bazı başarılar kazanmış olan (717, 726) Sulu Kağan, herhalde ömrünü harcadığı bu mücadeleye devam edecekti, fakat kendisi, o zamanlara kadar büyük hizmetlerini gördüğü Kül-çor (Baga Tarkan) tarafından öldürüldü (738) Çin'in, Türk başbuğlarını birbirine düşürme planına dayanan tahrikçi siyaseti bir daha hedefine ulaşmış ve esasen Soko ile Çenu arasındaki anlaşmazlıktan beri (710'larda) Kara ve Sarı olmak üzere ikili teşkilat halinde yaşayan Türgiş boylarını birbirine iyice düşman etmişti Sarı Türgişler üstünlük kazandılar Başbuğları Baga Tarkan (Kül-çor), rakibi Kara Türgiş başbuğu Tumoçe' yi yenerek ve onun "kağan" yapılmasını istediği Sulu' nun oğlunu ortadan kaldırarak kendini "kağan" ilan etti Bu arada, Çin'in On-ok'lar "kağanı" tayin ettiği, Aşına ailesinden, Hin'i mağlup edip öldürmesi (739)529, Çin'i bu defa Kara-Türgişleri desteklemeğe sevk etti 742'deki Türgiş kağanı îl-etmiş Kutluk Bilge bir Kara-Türgiş başbuğu idi 753'de hakan olan ve Uygur hakanı Moyen-çor'un himayesine giren Tanrıda Balmış da bir Kara-Türgiş idi Uzun süren iki taraf arasındaki mücadeleye Karluklar da karışmışlar, böylece, ihtimal Peçeneklere menşe teşkil eden ve bilhassa mühim bir tarihî hadise olarak kalabalık Oğuz kütlelerinin Sır-derya'ya doğru batıya intikalini kolaylaştırmış olan Türgiş iktidarı büsbütün zayıflamıştı Nihayet 20 sene içinde gittikçe kuvvetlenen Karluklar Tolu ve Nuçipilere karşı üstünlük kazanarak, ağırlık merkezi Çu vadisi olmak üzere kendi hakimiyetlerini kurdular (766)


EMEVİLER DÖNEMİNDE TÜRK-ARAP MÜNASEBETLERİ


Peygamberimizin İslâm’ı tebliğiyle birlikte, dünyanın ücra bir köşesinde yaşayan küçük bir kavim, yeni ve büyük bir millet hâline geldi Meçhul, basit bir hayat süren ve hattâ aşağılanarak yaşayan insanlar, bu dinle birlikte birdenbire, tarihin mümtaz kahraman, fatih ve dâhîleri oldular Halife Hazret-i Ömer, emrindeki bir avuç Müslüman gâzisiyle 641'de Suriye ve Mısır'ı fethederek, koca Doğu Roma'nın kanatlarını kırdı 642'de Büyük Sâsânî İmparatorluğunu yıkarak Ceyhun kenarına ulaştı ve Türklerle temasa geçti Edinilen bilgilerin gerçekliği tam olarak kanıtlanmamış olsa da ilk Türk Arap karşılaşması 642 yılında son İran hükümdarı Üçüncü Yezdicerd’in Toharistan’daki yenilgisi neticesinde olmuştur Hazret-i Ömer ve yerine geçen Hazret-i Osman'ın şehit edilmeleri ve sonraki yıllarda başlayan iç mücadeleler, 8 yüzyıl başlarına kadar Türklerle Müslümanların münasebetlerini bir sınır komşuluğundan ileri götürmedi Fakat Dört Halife döneminden sonra başa geçen Emeviler çatışmaları başlatan taraf olmuştur Emevîler tarafından, İslâm İmparatorluğunun bütün doğu bölgelerini içine alan Irak genel valiliğine Haccâc' ın getirilmesi ve bunun da Horasan'a, devrin sayılı kumandanlarından Kuteybe bin Müslim'i tayin etmesi çatışmaları başlattı Emeviler bölgede İslâmiyet'i yaymaktan çok, yeni zaferler peşinde koşmuşlar; Müslüman olmalarına rağmen yerli halka ağır vergiler yüklemişlerdi Bu sebeple ilk karşılaşma pek dostça olmamış ve Türklerle Araplar arasında küçük çapta çarpışmalar cereyan etmiştir Kuteybe bin Müslim'in Maverâünnehir' in doğusuna düzenlediği akınlara karşı Türgeş Beyleri güçlü bir direnme göstermiştir Türgeş Kağanı Şulu Han idaresindeki Türkler, 720 yılından itibaren cephelerdeki hakimiyeti ele alarak Emevî ordularını bozguna uğrattı Böylece Emevîler döneminde Türkler karşısında başlangıçta başarıyla sürdürülen mücadeleler, sonuçta başarısızlıkla son buldu Göktürklerin batı kanadında yer alan Türgeşler, Arapları savunmaya çekilmeye zorlamış ve bu mücadele Göktürklerin yıkılmasına kadar devam etmiştir (745 ) Göktürk hâkimiyetinin sona ermesiyle Türk toprakları doğudan Çinliler, batıdan Arapların ilerlemesine maruz kalmıştır Bu dönemde Maverâünnehir bölgesinin savunmasını, Türgeşlerin yerini alan Karluklar üstlenmiştir Ancak bu mücadeleler, Türklerin İslâmiyet’i yakından tanımalarına ve tetkik etmelerine zemin hazırladı Kısa bir süre sonra da, Türklerin İslâm’ın bayraktarı olarak dünya sahnesine çıkmasına vesile oldu


Sonuç:


Emeviler, Türklere de diğer Arap olmayan milletlere yaptığı gibi ikinci sınıf gibi davranmışlardır ancak bu durum Emevilerin yıkılmasıyla sona ermiştir ve Talas Savaşıyla birlikte Türkler, İslamiyet’i kabul etmiş ve İslamiyet Türkler arasında hızla yayılmaya başlamıştır



[ALINTI]

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.