Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı Devletinin Sürekli Ordusu | Kapıkulu Ocakları
Kapıkulu Ocakları
Kapıkulu Ocakları, Osmanlı Devleti'nin sürekli ordusunu oluşturan ve doğrudan padişaha bağlı olan yaya, atlı ve teknik sınıftan asker ocaklarına verilen addır Kapıkulu ocaklarının kurulmasından önceki dönemde Osmanlı Devleti'nin askeri gücünü yayalar ve müsellemler oluşturuyordu
Kent güvenliğinden ve sınırların korunmasından sorumlu olan, silah olarak genellikle tüfek, kılıç, ok ve yayi kalkan, mızrak kullanan savaşçı bir sınıf olan kapıkuluların görevleri katı ve ödünsüz kurallara bağlanmıştı Bu kurallara kavanin-i yeniçeriyan denirdi
Kapıkulu olacak kişinin ailesiyle ve diniyle tüm bağlarını koparması, aynı yeni doğmuş gibi, hükümdardan başka kimseye maddi ya da duygusal herhangi bir bağ hissetmemeleri gerekiyordu
Yeniçeriler


Kapıkulu Piyadeleri
Acemi Ocağı Kapıkulu ocaklarına ve özellikle Osmanlı Devleti'nin sürekli ordusunu oluşturan ve doğrudan padişaha bağlı olan yaya, atlı ve teknik sınıftan asker ocaklarına verilen addır Kapıkulu ocaklarının kurulmasından önceki dönemde Osmanlı Devleti'nin askeri gücünü yayalar ve müsellemler oluşturuyordu Bu birlikler tımarlı sipahiler, akıncılar, azaplar, voynuklar, martoloslar ve cerahorlarla destekleniyordu
I Murad döneminde (1360-1389) örgütsel kuruluşu tamamlanan kapıkulu ocakları, 16 yüzyılda yeniden düzenlendi Bu yapıda, yetişen kapıkulu askerleri de çok mutluydu Yeniçeri Ocağı'na asker yetiştirmek için kurulan teşkilat
Rumeli’de arka arkaya elde edilen zaferler sonucu sınırları genişleyen Yeniçeri, Hıristiyan çocuklarından devşirme yöntemi ile yetiştirilen askerdir I Murat'ın veziri Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa'nın yardımıyla kurduğu bu sistem de, devlet kendi Hırıstiyan tebasından ve bazen eline düşen harp esirlerinden bazı çocuklara el koyuyordu Acemi Oğlanı denilen bu çocuklar, önce bir tür köylü ailesinin yanına veriliyordu Orada Türkçe ve Arapça öğreniyor, İslam dininin örf ve adetlerine göre yetiştiriliyordu Devşirilir devşirilmez sünnet edilip, kendilerine bir müslüman ad verilirdi
Osmanlı Devleti, daha fazla askere ihtiyaç duyuyordu Mevcut kuvvetler ihtiyaca yetmiyor ve elde devamlı bir ordu bulunması gerekiyordu Bu itibarla, esirlerden faydalanmak gayesi ile 1362 senesinde kadıasker (kazasker) Çandarlı Kara Halil ile ulemâdan Karamanlı Molla Rüstem’in gayretleriyle, Sultan Birinci Murad devrinde, Pençik Kanunu gereğince Acemi Ocağı, Gelibolu’da kuruldu Daha önceleri, savaşta esir alınanlar, kısa bir eğitimden sonra yeniçeri yazılıp savaşa gönderilirdi Sultan Birinci Murad zamanında, esirler önce Lapseki, Çardak ve Gelibolu arasında süvari askerlerini taşıyan gemilerde beş-on sene acemi oğlanı olarak çalıştıktan ve uzun bir eğitimden geçtikten sonra Yeniçeri ocağına kaydedilmeye başlandı
Acemi teşkilatına, acemi oğlanı iki şekilde alınırdı Biri, harpte esir edilen esirlerin beşte birinden, diğeri ise Osmanlı sınırları içinde yaşayan Hıristiyan çocuklarından ki, buna “devşirme” denirdi
Devşirme kanunu ile Hıristiyan tebaa evladından asker toplanarak, gayrimüslim olan Rumeli halkı, yavaş yavaş Müslüman olacak ve bu askerlerle de Osmanlı ordusu biraz daha kuvvetlenecekti
Kuruluşunda Gelibolu’da bulunan acemi ocağının merkezi, fetihten sonra İstanbul’a taşınmıştır Gelibolu ocağının başında, Gelibolu ağası vardı Gelibolu Acemi Ocağı'nın mevcudu, önceleri dört yüz idi; daha sonra beş yüz olmuştur İstanbul Acemi Ocağı'nın mevcudu ise, önceleri üç bin kadardı, on altıncı asırda bu sayı, dört bine çıktı
Yeniçeri mevcudu arttıkça, acemilerin miktarı da artıyordu On altıncı asır sonlarında, Bostancılarla birlikte sekiz-dokuz bine çıkan acemilerin, 17 asır başlarındaki adedi, 9406 idi
Acemi Ocağı, on yedinci asır ortalarından sonra ehemmiyetini kaybetti Yeniçeri Ocağı, 1826 yılında Sultan İkinci Mahmud tarafından kaldırılınca, bu ocak da kapanmış oldu
Yeniçeri Ocağı
Yeniçeri, Osmanlı Devleti'nde askeri bir sınıftır Yeniçeriler, Padişah'a bağlı Kapıkulu Ocakları'nın piyade kısmıdır Yeniçeriler, Osmanlı Devleti'nin sınırlarında yaşayan yunan, sırp, arnavut gibi hristiyan topluluklarından toplanan yetim çocuklardan oluşmuştur
Padişahın çevresinde bulunan yaya askerlerdir Üç ayda bir ülufe adı verilen bir maaş alırlar savaşa gittiklerindeyse sefer bahşişi alırlardı II Mehmetten İtibaren Cülus Bahşişi Almak Gelenek olmuştu Devletin ilk yüzyıllarında yararlı olan bu sistem, daha sonra bozulması ile değişik sorunları birlikte getirdi Yeniçeri ocağı II Mahmud tarafından 1826 yılında kaldırılmıştır
Cebeci Ocağı
Ordunun silahlarını hazırlayan ve savaş alanına taşıyan sınıftır Fatih Sultan Mehmed zamanında kurulmuştur Yeniçeriler gibi, acemi oğlanları arasından seçilen Cebeciler, 59 bölük ve 37 orta bölük olmak üzere 96 odaya ayrılmıştı Cebeciler, silah yapımı, tamiri, barut hazırlanması ve savaş araç-gereçlerinin hazırlanmasını sağlayan sınıflardan oluşmakta idi
Topçu Ocağı
Top döken, topçulukla ilgili malzemeleri hazırlayan ve savaşlarda topları kullanan sınıftır Osmanlı ordusunda ilk top, Sultan I Murad zamanında 1389 yılında Kosova Meydan Muharebesinde kullanılmıştır
Top Arabacılar Ocağı
Osmanlılarda kapıkulu ocaklarının yaya kısmından büyük topları cepheye taşımak için kurulan teşkilât Muhtemelen 15 yüzyılın sonlarında kurulmuştur Önceleri acemi ocağından neferler alınırken, 17 asırdan îtibâren ocak arabacılarının evlâtlarından ve kul kardeşlerinden alınmaya başlanmıştır İstanbul’da ikâmet ettikleri gibi nöbetleşe kalelere de giderlerdi Kapıkulu topçusunun bulunduğu yerlerde, top arabacıları da bulunuyordu Tophâne’de îmâlâthâneleri, Ahırkapı’da ahırları, Şehremini’de kışlaları vardı
Ocakta; arabacıbaşı, kethüda, başçavuş, kethüda yeri, ocak kâtibi, bölükbaşı, odabaşı ve halife ünvanlı subaylar görev yapardı Arabacıbaşı nezâretinde; nefer sayıları birle-elli iki arasında değişen, altmış üç top arabacıları bölüğü vardı
Humbaracı Ocağı
Humbaracı Ocağı, Fabrika ve kışlaları Üsküdar'da bulunan humbaracılar, devlet askerî teşkilâtı bakımından önemli bir yere sahiptiler
Humbaracı Ocağı, Osmanlı İmparatorluğu askeri teşkilatı'nda humbara yapan ve bunu kullanan sınıfın bağlı olduğu ocak Kumbaracı ocağı da denilmektedir Humbara, demir veya tunçtan dökülmüş el bombasıdır
Lağımcılar
Kuşatma altındaki surlarının altından tünel kazarak surları yıkan veya düşmanın açtığı tünelleri kapatan ocaktır İlk kez Fatih Sultan Mehmed tarafından kullanılmıştır
Sakalar
Osmanlı ordusunun yardımcı kuvvetlerinden Görevleri savaşta askerlere içecek dağıtmaktır
Akıncılar


Kapıkulu Süvarileri
İstanbul dışında oturan süvari (atlı) birliklerdir Savaşta hükümdar çadırını, sancakları ve hazineyi korurlardı Sipahi, silahtar, sağ ulufeciler, sol ulufeciler, sağ garipler ve sol garipler olarak bölümlere ayrılırdı
Silahtar
Savaşta padişahın yanında durup padişahı korurlardı
Sipahi
Eskiden Osmanlı ordusunda, tımar adıyla aldıkları vergiye karşılık seferlere katılmak zorunda olan bir sınıf süvari asker bulunurdu Bunlar âkıncılık çapulculuk, karakol hizmetleri görürler ve düşman karşısında yaya askerlerin korunmasını sağlarlardı Bunlar hafif süvari birlikleri olup ok-yay kullanıp düşman birliklerini yıpratır Hafif zırh, kalkan ve kılıçlarıyla süratli olup stratejik kullanıldığı zaman çok yararlı olan birliklerdi
Sağ Ulufeciler
Savaşta ordunun ağırlıklarını ve hazineyi korurlardı Ayrıca saltanat sancaklarını korurlardı Sağ Ulufeciler,Osmanlı Devleti askeriyesinin Hassa Ordusu'nun Süvariler kısmında yer alırdı Bu bölüğe Yeşil Bayrak da denilirdi Sağ ulufeciler 120 bölükten oluşurdu Sağ ulûfeciler, seferde pâdişahın ve sipahi bölüğünün sağında yürürlerdi Savaş meydanında ve ordunun konak yerinde ise, pâdişâh sancağının sağında dururlardı Hazîneyi korumak bunların görevleri arasındaydı Ulufecilerden toplam 7 kişi tayin edilen bölük subaşılığına Subaşı sıfatıyla sağ ulufecilerden 4 kişi tayin edilirdi Ayrıca ordumuz için de büyük bir önemi vardı Bu yüzden sağ ulufeciler osmanlı donanmasında yer almaktadır
Sol Ulufeciler
Savaşta ordunun ağırlıklarını ve hazineyi korurlardı
Sağ Garipler
Savaşta saltanat sancaklarını korurlardı
Sol Garipler
Savaşta saltanat sancaklarını korurlardı
Kaynak
|