Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
erzurumda petrol var

&Quot;Erzurum'da Petrol Var!&Quot;

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

&Quot;Erzurum'da Petrol Var!&Quot;



"Erzurum'da Petrol Var!"





Pülk köyü petrol bölgesinin Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde muhafaza edilen haritası
Başbakanlık Osmanlı Arşivi
Yıldız Orman Maden Ziraat Tasnifi



Karakış, Rus işgalleri, Ermeni olayları Osmanlı’nın son yıllarında Erzurum’u daha da yorgun ve yoksul hale getirdi Petrolün tarih sahnesine çıkmasıyla, bölgedeki bazı hayalperestler için umutlar yeşerdi Çünkü Erzurum’a bağlı Pülk köyünde iki kuyudan petrol çıkıyordu Bu iki mütevazı kuyu, görev yaptığı bölgedeki yoksul halkın durumuna kahrolan idealist bir binbaşının millet için yazdığı kurtuluş reçetesi oldu

İmparatorluğun son yıllarında Erzurum, batı insanının faydalanmaya başladığı, günlük hayatı kolaylaştıran pek çok buluş ve gelişmeden mahrum kalmış bir yerdi İmparatorluğun iklimi hayli sert olan bu bölgesinde halkı yaşadıkları ağır ekonomik ve psikolojik şartlardan kurtarmak için çıkış yolu arayanlar vardı Bunlardan biri de yalnızca mesleğinden ve isminin baş harflerinden haberdar olduğumuz topçu binbaşı MA’dır Erzurum’da 1910 yılında görev yapan bu topçu binbaşı adını gizleyerek Dahiliye Nezareti’ne yani bugünkü İçişleri Bakanlığı’na gönderilmek üzere uzun bir mektup yazar Dönemin Erzurum Kaza reisi, mektubun Dahiliye Nezareti’ne gönderilmesini sağlar Binbaşının, Erzurum Pülk petrolüne dikkat çekmek ve petrol madenini kullanılır hale getirmek maksadıyla böyle bir girişimde bulunduğu anlaşılıyor Binbaşı, aynı mektupta farkında olarak ya da olmayarak medeniyet, rüşvet, devlet gibi pek çok konuya da değiniyor







Erzurum’daki neft varlığı Osmanlılar tarafından biliniyor ve imkânlar dahilinde kullanılıyordu Bölgede bulunan Caferiye Camii’nin vakfiyesinde Pülk köyündeki neft varlığından bahsediliyor Vakfiye bölgede petrol türevi bir maddenin bulunduğunu, 1645 yılında bilinip kullanıldığını ispat ediyor O tarihlerde neftin çıktığı çiftlik bu camiyi yaptıran Ebubekir oğlu Hacı Cafer Efendi’ye aitti ve Cafer Efendi Pülk köyündeki neft kuyusundan elde ettiği geliri caminin vakfına bağışlamıştı Söz konusu vakfiye kıble duvarına 14 satır halinde Arap harfleriyle kazınmış halde duruyor
İbrahim Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleri ile Erzurum Tarihi


Osmanlı’nın Sibirya’sında insanlar ahırlarda yatıyor
Mektupta dönemin Erzurum’u, Osmanlı İmparatorluğu’nun Sibirya’sı olarak nitelendiriliyor Binbaşının anlattıklarına göre, “Bu vilayet yılda yalnızca üç ay ısınır Sefaletin sebebi bölgede hüküm süren sert kara iklimi ve yakacak sıkıntısıdır Erzurum etrafındaki ahali ahırlarda yaşamaktadır İnsanlar öküzleri, inekleri, mandaları ve çoluk çocuğuyla beraber aynı damın altında uyumaktadır Bir tarafta öküz bağlıdır, diğer tarafta da karı koca yatar Ne altlarında yatakları, ne üstlerinde yorganları vardır Ne odun ne de kömürleri bulunur Yakıp ısıtacak hiçbir şey yoktur” Binbaşı mektubunda şöyle yakınıyor:

“Kışın sıfırın altında 28 derece soğukta bir damın altında öküzler yanı başınızda yatarken ne yakacak odun ve ne de kömür var, şu halde ne yaparsınız?” Binbaşı halkın durumu hakkında geniş açıklamalar yapar ve akla gelebilecek bazı soruların cevabını baştan verir Erzurum ahalisi yakacak olarak niçin odun kullanmıyor diye soracak birileri elbette çıkacaktır “Bunun cevabı ise gayet nettir Erzurum civarında ormanlar pek az olduğu için odun gayet pahalıdır Fukara ahali odun satın alamaz Evvelden ellerinde odunu rahatça bulabilecekleri Soğanlı Dağı vardır, o da 93 Muharebesi diye bilinen 1877–1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Rusların elinde kalmıştır Şimdi halk tezek yakarak ancak ölmeyecek derecede ısınabilmektedir Bu tezek dahi para iledir 40 kıyyesi (yani 1282 kilogramı) 12 kuruştur






Cumhuriyetin 75 Yılında Tercan



1895- 1914 yılları Osmanlı Bankası şubeleri kâr performansına bakıldığında bankanın Erzurum şubesi, Bandırma, Edirne, Mytilene, Ordu ve Uşak ile beraber 1000 lirayla 2500 lira arasında seyreden rakamla mütevazı ama yine de kârlı şubeler arasında yer alıyordu Yetkilileri istatistiklere değil geniş halk kitlesini kuşatan realiteye dayanarak içerden verdiği haberlerle uyarmaya çalışan binbaşı, içinde bulundukları durumu “felaket” olarak yorumladığı halka yardım gerektiğini sık sık yineler






Bizi petrol kurtaracak


Binbaşı Erzurum ahalisinin fakirliğine çare bulmanın hükümetin görevi olduğunu ve bunun çok kolay bir yolunun bulunduğunu düşünmektedir Mektubunda, fakirliğe son verecek bu “kolay yolu” da anlatır Erzurum’a dört saat mesafede bulunan, gayet zengin olduğuna kanaat getirdiği Pülk köyündeki madenin hükümet tarafından işlettirilmesi gerektiğini vurgular Zira işçi ücreti gayet ucuzdur İlk yapılacak iş Erzurum’dan madenin olduğu bölgeye kadar şose yol ve madenin yakınlarına işçilerin barınacağı bir koğuş yaptırmaktır Gerekli olan malzemeler tedarik edilip, kuyuların nasıl kazılacağını gösterecek bir mühendis bulunup bölgeye gönderilmelidir
Tüm bunlar ona göre pek masraflı işler değildir İlkönce maden, yatağından çıkarılmalıdır Sonraki iş ondan nasıl istifade edilmesi gerektiğinin halka anlatılması ve ucuz fiyatlarla ihtiyaç sahiplerine satılmasıdır Bu işi yapacak kurum ise hükümettir Maden, hem hükümeti hem halkı ihya edecektir Bu madenin imtiyazı kimseye verilmemelidir Birkaç güvenilir “namuslu” memur tarafından hükümet için kullanılmalı, gizlice faaliyete başlanmalıdır






Alıntı Yaparak Cevapla

&Quot;Erzurum'da Petrol Var!&Quot;

Eski 08-03-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

&Quot;Erzurum'da Petrol Var!&Quot;



Biçare millete imdat!



Yoksulların Zaferi - Fotoğraflarla Kurtuluş Savaşı´nın Maddi ve Mali Kaynakları



Binbaşı, Pülk petrol madenini yok etmek, kaynağı kurutmak, köreltmek isteyenler olduğuna da inanmaktadır ve hatta bu kişileri tespit etmiştir İddiasına göre, petrol madenini civa dökerek işlemez hale getirmek isteyen Batumlu Rus gaz tüccarları, Osmanlı memurlarına 2000 lira kadar rüşvet vermiştir İlgili makamdaki görevli memur 2000 lirayı almış ve maden bu şekilde kullanılmaz hale getirilmiştir Bu bilginin kayıtlara geçmesini isteyen ve olayın gerçek olduğunu ısrarla belirten topçu Binbaşı, Erzurum Valiliği’ne de konuyla ilgili soruşturma başlatılmasını tavsiye eder:

“Beyefendi seri‘an oradaki valiye emr buyurunuz, bu petrol menba‘ı hakkında gizlice tahkikat yapılsın! ” Binbaşının yaşadığı dönemde Osmanlı toprakları genelinde 1 teneke gaz 15 kuruşa, kıyyesi 60 paraya satılmaktaydı Küçük bir matematik hesabından sonra Binbaşı, “altınların” defnedildiği yeri bulmuştu “Hemen işe başlanmalıdır zira siyah altın deryası olan bu iki petrol kuyusu, bölgeyi ihya edecektir” Binbaşının petrolü bir kurtarıcı unsur olarak gördüğü oldukça açık Nafia Nezareti yani bugünkü Bayındırlık Bakanlığı ile ilgili görüşü ise şöyle: “Ama siz diyeceksiniz ki bu gibi madenlere Nafia Da’iresi karışır Nafia Dâ’iresi milletin vatanın selamet ve sadetini hakkıyla düşünse idi şimdiye kadar uyumaması lazımdı İhtimal ki Ruslardan şu 2000 lirayı çeken oradaki Nafia memurlarıdır Şu hayırlı işe teşebbüs edilsin biçare millete imdat!”







Başbakanlık Osmanlı Arşivi / Dahiliye Nezaretiİdare



Binbaşıya kalırsa “vatanın selamet”ini düşünmeyen “vatan için” çalışmayıp rüşvet alarak kendi cebini dolduran, sorunları çözmek yerine “dış düşman”la (Ruslarla) işbirliği yapan devlet memurları halkın saadetini engellemektedir Ona göre Erzurum’un tehdit unsuru “Ruslar”, kurtarıcı unsuru “petrol”, petrolü Erzurum halkının ve memleketin lehine kullanılır hale getirebilecekken düşmanla iş birliği yapan “rüşvet yiyen devlet görevlileri”, her bakımdan zavallı ve aciz olan ise “halktır” Tüm bunlar binbaşının zihin dünyasını yansıtıyor





Erzurum kurtuldu mu?


İdealist binbaşının petrol aşkı imparatorluk çapındadır; “Osmanlı’nın en önemli ihtiyacı petroldür Bağdat, Musul, Adana ve Erzurum’da çok zengin petrol yatakları bulunmaktadır” diye yazar Pülk’teki madenin zenginliğini ise şöyle ifade eder: “Kim ne derse desin emin olunuz gayet güzeldir efendim” Somut hiçbir veriye dayanmayarak, bu sözlerle madenin zenginliğine yetkilileri ikna etmeye çalışır Binbaşının gözünde Devleti Âli her şeye gücü yeten mutlak güçtür Halk ise bu mutlak gücün koruma ve yönlendirmesi olmaksızın medeniyete, refaha kavuşamayacak, kendi kaderini yazma iktidarına sahip olamayan sıradan insanlar






"Maden Tetkik Arama da petrol var diyor"
Pülk köyündeki madenin hükümet tarafından işlettirilmesi gerektiğini vurgular Zira işçi ücreti gayet ucuzdur İlk yapılacak iş Erzurum’dan madenin olduğu bölgeye kadar şose yol ve madenin yakınlarına işçilerin barınacağı bir koğuş yaptırmaktır Gerekli ola

19 yüzyılın imkânlarıyla petrol Ortadoğu’da gravürdeki gibi çıkartılıyordu
(Behice Tezçakar Arşivi)


Dünyada olup bitenlerden, petrolün her geçen gün artan değerinden ve öneminden az çok haberdar bir asker olan binbaşı, vatanında gözlemlediği sefalete son vermenin yolunun petrolden geçtiğini düşünmektedir Petrol en yakın çözümdür Pülk petrol madeni ile gelecek muhtemel zenginliği Erzurum ahalisi ve devleti için kurtuluş kapısı olarak algılamaktadır Peş peşe gelen Rus işgalleri, iç isyanlar, zorlu doğa şartları ve ekonomik koşulların elverişsizliği binbaşıdan gelen tepki, endişe ve çözüm bulmaya yönelik girişimci ruhu anlaşılır kılıyor

Binbaşının şikâyet dolu mektubunun ardından soruşturma yapan nezarete, Nafia Dairesi’nden gönderilen cevapta durumun binbaşının anlattığı gibi olmadığı savunulur Nafia Dairesi’ne göre, rüşvet alınmamış, “zaten civa ile petrolün işlemez hale getirildiği de duyulmuş şey değil”dir (İdealist binbaşı bu küçük kuyunun büyük devlet mekanizmasını daha evvel nasıl yorduğundan haberdar değildir Kuyuyu kimin işleteceğiyle ilgili pek çok sorun yaşanmıştır Bu meseleye burada değinemiyoruz) Erzurum’un sefaleti binbaşının mektubunun ardından geçen üç yıl içinde daha da artar Nüfus savaş öncesine oranla onda bire düşer Devam eden Rus işgalleri halkın dağılıp, yörenin yakılıp yıkılmasına neden olur Türklerin Ermenileri, Ermenilerin Türkleri kovalaması, düşmana geride hiçbir şey bırakmama mantığı içinde ekin ve hayvanların yok edilmesine sebep olacaktır Hastalıklar salgın halinde yaygınlaşacak, yumurta ve kara ekmekten başka yenecek bir şey bulunamayacaktır Çay bile çay bardağının bulunamayışından şişe dipleriyle içilecektir

"Atlas Tarih 2011 Dergisinden Alınmıştır"







Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.