Prof. Dr. Sinsi
|
Yılbaşı Hristiyan Kutlaması Değil Eski Bir Türk Geleneğidir.
Yılbaşı Bir Türk Geleneği!

Yılbaşı hristiyan kutlaması değil eski bir Türk geleneği  
Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ yaptığı bilimsel araştırmalarını yayınlayarak bu güne kadar yanlış bildiğimiz pek çok konuyu düzeltti Bildiğiniz gibi Muazzez hanım tarafından okunan Sümer tabletleri tarih kitaplarının yeniden yazılmasını zorunlu kılıyor
Yine bilindiği üzere Yılbaşı Kutlamalarının bir Hristiyan geleneği olduğu zihinlere kazınmıştır İslam bağnazları da buradan yola çıkarak bu günün kutlanmasının sürekli olarak karşısına çıkarlar
Muazzez İlmiye Çığ’ın araştırmaları Yılbaşı Kutlamasının eski bir Türk Geleneği olduğunu ve Hristiyanların bunu Türklerden aldıklarını ortaya koyuyor
Çam Süsleme Geleneği
Hıristiyanların İsa'nın doğuşu olarak kutladığı Noel bayramı, çok eski Türklerin yeniden doğuş bayramıdır
Türklerin, tek Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyor
Buna hayat ağacı diyorlar Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde görebiliriz
Akçam ağacı-noel ağacı mı oldu ?
"Noel bayramının kökeni Türkler"
İnanabilir misiniz, yüzyıllardır Hıristiyanları'n İsa'nın doğuşu olarak kutladığı Noel bayramının, çok eski Türklerin yeniden doğuş bayramı olduğuna?
Nereden nereye, inanılacak gibi değil, değil mi? Ben de ne yazık ki, yeni öğrendim Bu senenin galiba ilk başlarında idi Adnan Atabek imzalı bir e-mail aldım Çok ilginç gelmişti, Hıristiyanların Noel bayramını tamamıyla Türklerden almış olduğunu gösteriyordu Fakat üzerinde durmaya vaktim olmadı, hem de Noel zamanına doğru ele almayı düşünmüştüm Bu arada Türk devletlerinden başka birilerine aynı konuyu bilip bilmediklerini sordum
Bana İran'ın Azerbaycan bölgesinden İsmail Bey'den yanıt geldi, verdiği yanıt birebir aynı olmasa da çok uyduğunu gördüm
Olay şöyle:
Türklerin, tek Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yerin göbeği sayılan yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyor Bunun tepesi, gökyüzünde oturan Tanrı Ülgen'in sarayına kadar uzanıyor, buna hayat ağacı diyorlar Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde görebiliriz
Ülgen, insanların koruyucusu, o sakallı ve kaftan giymiş olarak sarayında oturuyor ve geceyi, gündüzü, güneşi yönetiyor Türklerde güneş çok önemli İnançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık'ta gece gündüzle savaşıyor Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor Güneşin yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor Türklerde Bayramın adı Nartugan, nar=güneş, tugan, dugan=doğan
Doğan güneş Astronomik olarak o günden itibaren geceler kısalmaya, günler uzamaya başlıyor İşte bu güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyük şenliklerle akçam ağacı altında kutluyorlar Güneşi geri verdi diye Ülgen' e dualar ediyorlar Duaları Tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar Tanrıdan İnanca göre bu dilekler muhakkak yerine geliyormuş Bu bayram için, evler temizleniyor Güzel giysiler giyiliyor
Ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar Yaşlılar, büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar Yedikleri; yaş ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır, uğur gelirmiş

Yazılana göre akçam ağacı yalnız Orta Asya'da yetişiyormuş Filistin'de bu ağacı bilmezlermiş O yüzden bu olayın Türklerden Hıristiyanlara geçtiği ve bunu da Hunların Avrupa'ya gelişlerinden sonra onlardan görerek aldıkları söyleniyor İsa'nın doğumu ile hiç ilgisi yok Doğum, güneşin yeniden doğuşu
Meydan Larousse'da, İsa evrenin nuru olarak algılanıyor ve bu olayın Pagan halklardan alınıp İsa'ya yakıştırıldığı yazılıyor İnternette yazılanlara göre, İmparator Konstantin (324-337) zamanında İznik'te toplanan konsülde, 22 Aralık'ta güneşin doğumu için yapılan bu Pagan Bayramı'nı İsa'nın doğumu olarak 24 Aralık'a alınıyor ve Noel Bayramı deniliyor Batı kilisesi ise, yani Katolikler 25 Aralık'ta kutluyorlarmış bunu Çam süsleme ise ilk 1605'te Almanya'da görülüyor, oradan Fransa'ya geçiyor
Ne kadar ilginç değil mi? Batı, en büyük bayramını göçebe, ilkel olarak tanımladığı Türklerden yürütmüş Yeni yapılmakta olan çalışmalarla Batı'ya Türklerden kim bilir daha nelerin geçtiği ortaya çıkacak?
Belki de yazının ve dillerin anası Türkler olduğu kanıtlanacakSümerolog : Muazzez İlmiye ÇIĞ
|