08-03-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hasan Rıza (1858 - 1913)
Çağdaş Türk sanatı; kendi özgün tarihi içerisinde yeterli sayıda başyapıt, çok yönlü sanatçı kişilik, kurum, etkinlik ve olayı bünyesinde barındırmaktadır Çağdaş Türk sanatına anlam katan sanatçı kişiliklerden birisi, sanat dolu yaşamı trajik bir şekilde şehit edilmesiyle sona eren ve ‘Şehit’ lakabıyla da anılan Hasan Rıza’dır
Miralay Şakir Bey’in oğlu olarak ressamlar diyarı Üsküdar’da dünyaya gelmiştir Hasan Rıza, resme küçük yaşlarda ilgi duymuş, evinin duvarlarına kömürden kalyon ve gemi çizimleri yaparak bu ilgisini dışa vurmuştur Rüşdiye’deki eğitimi sırasında, öğretmeninin tavsiye ve yönlendirmesiyle, bu ilgi belli bir disiplin altına alınmıştır Onun erken filizlenen resim sevgisi, askeri okuldaki öğrenciliği döneminde ‘genç bir ressam’ kimliği kazanmasına olanak sağlamış gözükmektedir

Fotoğraf makinesin'in kullanımı yaygın olmadığı yıllarda ,savaş ressamları gezinirdi cephelerde bu insanların görevi savaş sırasında gördüklerini resmekmek ve muhabir olarak görevlendirildiği gazeteye ulaştırmaktı 27 nisan 1877 de rusya osmanlı ya savaş ilan etmesi ile "93 harbi" denilen tarihimizdeki en büyük seferberlik süreçlerinden biri başlar işte bu savaşı izlemek üzere italya dan gelen bir gazete ressamını koruma görevi hasan rıza ya verilir 19 yaşındaki hasan rıza askeri okul öğrencisidir o sa ,bir çok arkadaşı gibiokuldan ayrılıp, gönüllü olarakgelmiştir cepheye ressam ,etrafında patlayan bombalara ,dikenli teller ve çamur tarlalarına aldırmadan resimler çizerken ,Hasan Rıza da yanından ayrılmamaktadır

İtalyan ressam bir gün küçük dilini yutar şaşkınlıktan koruması olarak verilen genç adamın uzattığı kağıtta kurşun kalemle çizilmiş bir portresi vardır böylelikle bir dostluk başlar , okul yıllarındada resme karşı ilgisi olan hasan rıza ve italyan arasında bir ressamla savaş alanında tanışan Hasan Rıza onun gösterdiği yoldan yürümek için italya ya gider roma ,floransa,napoli gibi bir çok kentlerde ve müzede çalışır bir süre mısırda kaldıktan sonra geri döner ülkeden ayrılışı üzerinden tam 12 yıl geçmiştir

Edirne ye yerleşir Karaağaçt taki atölyesinde çalışmaya başlar aynı zamanda edirne sanat okulunda ve edirne hastanesinde müdürlük yapar bulgar ordusu 26 mart 1913 günü,edirne ye saldırdığında ,hasan rıza resimlerini savaştan kurtarmanın derdine düşer o sırada hastanede tedavi görmekte olan asker ressamlardarımızdan sami yetik şöyle anlatır; sükutun ilk gecesi müdürü bulunduğu hastaneden ayrılmamasını dostları ısrarla söyledikleri halde Hasan Rıza bu teklifi bir türlü kabul etmemiş,karaağaç taki atölyesine gitmişti belki gayri şuuri kabul edilen bu hareket bence eserlerini kurtarma kaygısından ileri gelen bir ruh isyanından başka bir şey değildi senelerden beri göz nuru dökerek plüm taramasiiyle yaptığı tarihi resimlerin düşman çizmeleri altında ezildiğini ,çiğnendiğini düşünmek onu feravan ettirmiş,kimseyi dinlememiş,ölümü düşünmemiştir "
Meriç Nehrinin batı kıyısındabulunan karaağaç adoğru koşan ,savaş alanında tanıdığı bir ressam sayesinde resim snatına yönelen hasan rıza nin bir tek amacı vardır; savaştan resimlerini kurtarmak atölyesinin yağmalanmasına engel olmayan ressam, tren istasyonu yakınlarında bulunan bir değirmenin arkasındaki tarlaya götürülür bir Ermeni kadınının tanıklığına göre tüfeklerine süngü takmış beş askerin arasında yere yıkılır
Edirne ye yolunuz düşerse bir gün,karaağaç a gidin mutlaka bilinki yunanistan dan savaş tazminatı olarak alınan bu topraklar ,meriç nehrinin batı kıyısından türkiye ye pasaportsuz olarak bakacağınız tek yerdir nehrin karşı kıyısına geçtiğiniz köprünün yakınında bulunan şehirlik te ,üstünde bir ressam paletinin resmi bulunan mezar taşında şunlar yazılıdır ; Hasan Rıza bey 28-03-1913 cuma evini yağmaya giren bulgar askerleri tarafından öldürüldü
Bu mezar taşı ressamı hiçanlamadığımızın bir kanıtıdır o taşı oraya koyanlar için amaç yağmaya giren bulgar askerlerini unutturmaktır sanata değer vermeyen bir ilkel bakış sayesinde ressamı anımsayan kimse kalmamış unutulan hasan rıza olmuştur oysa Hasan Rıza nın mezar taşına "resimlerini savaştan kurtarmak isterken öldürüldü" diye yazılmalıdır
Kimi güçlerin bizi barbar ,soykırımcı,sanata değer vermeyen bir toplum olarak göstermeye çalıştığı avrupa sınırımızda resimlerini savaştan kurtarmak isterken can veren bir reeamın mezarı vardır bu konum barış adına değerlendirilir sınırında resimlerini kurtarırken ölen bir ressamın mezarı kaç ülkede var
Hasan Rıza resimler en çok tanınan ressamdır resim tarihimizde önemli bir yer tutan asker kökenli ressamlarımız gibi tuvaline savaş sahnelerini taşımıştır genelde askeri müzede sergilenen "yanıkkale muharebesi",,resimlerinin yanında en çok tanınan resmi "fatih in topkapı dan istanbula girişi" dir ders kitaplarına giren bu resimde Fatih Sultan Mehmet beyaz bir at üstünde görülür atın ayağa kalkan sol ayağının hemen yanında eli tüfekli yeniçeri ise Hasan Rıza dan başkası değildir
Cephede portresini yaptığı ressamın ilgisiyle resim sanatına yönelen hasan rıza kendisini fetih sonrasında Fatih in mutlu askerleri arasında çizerken savaş alanında öldürüleceğini bilemezdi elbette "Belgrad meydan muharebesi"

|
|
|